FOTOĞRAF NEDİR? Fotoğraf kelime olarak Yunanca ışık anlamına gelen “photos” ve yazı anlamına gelen “graphe” kelimelerinden oluşmaktadır. “Işık yardımı ile yazmak” Fotoğraf kelime olarak Yunanca ışık anlamına gelen “photos” ve yazı anlamına gelen “graphe” kelimelerinden oluşmaktadır. “Işık yardımı ile yazmak” Fotoğraf, doğada mevcut gözle görülebilen maddi varlık ve şekilleri, ışık ve bazı kimyasal maddeler yardımıyla ışığa karşı duyarlı hale getirilmiş film, kağıt veya her hangi bir madde üzerine saptayan fiziksel ve kimyasal bir işlemdir. Fotoğraf, doğada mevcut gözle görülebilen maddi varlık ve şekilleri, ışık ve bazı kimyasal maddeler yardımıyla ışığa karşı duyarlı hale getirilmiş film, kağıt veya her hangi bir madde üzerine saptayan fiziksel ve kimyasal bir işlemdir.
FOTOĞRAFIN TARİHİ İlk kez 10. yy. da Arap bilim adamı İbni-l Heysem (kimi kaynaklarda Basralı el Hasan) güneş tutulmasını izlemek için camera obscura olarak adlandırılan ilkel kutuyu kullanmıştır. Bu kutunun çalışması ise, karanlık bir odanın duvarına bir iğne deliği(pinhole) açıldığında dışarıdaki cisimlerin görüntüsünün deliğin karşısındaki duvara, ters olarak düşmesi şeklindedir. İlk kez 10. yy. da Arap bilim adamı İbni-l Heysem (kimi kaynaklarda Basralı el Hasan) güneş tutulmasını izlemek için camera obscura olarak adlandırılan ilkel kutuyu kullanmıştır. Bu kutunun çalışması ise, karanlık bir odanın duvarına bir iğne deliği(pinhole) açıldığında dışarıdaki cisimlerin görüntüsünün deliğin karşısındaki duvara, ters olarak düşmesi şeklindedir.
FOTOĞRAFIN TARİHİ 1533 yılında Giovanni Della Porta, önceleri Leonarda da Vinci tarafından ana hatları bildirilen, karanlık kutu genel ilkesinin tanımını yaptı.Bundan 15 sene sonra Danielo Barbaro adlı bir Venedikli, karanlık kutunun deliğine bir mercek yerleştirmek suretiyle daha net bir görüntü elde edilebileceğini kanıtladı Yüzyılda Camera Obscura boyutları taşınabilir hale geldi. Alman bilim adamı JOHANN ZAHN 1776 'da özelilikle portre resimleri çizebilmek için, elde taşınabilecek kadar küçük Camera Obscurayı imal etti. Bu sistemde tüp içine yerleştirilmiş ileri geri hareket edebilen netlik ayarı yapabilen bir mercek sistemi, ayrıca giren ışığın şiddetini denetleyici bir delik ve görüntüyü yansıtan bir ayna bulunuyordu.
FOTOĞRAFIN TARİHİ 1826 yılında Joseph Niepce, tarihin bir yüzey üzerine kaydedilen ilk görüntüsünü elde etmeyi başarır. Filistin'in Juda gölünden çıkarılan ve ışığa duyarlı Juda Bitüm adı verilen bir tür asfaltı, kurşun kalay karışımı plakanın üzerine sürer ve bunu evinin duvarına monte eder. Duvara açtığı küçük delikten, pencerenin dışındaki manzarayı bu plaka üzerine kaydetmeyi başarır yılında Joseph Niepce, tarihin bir yüzey üzerine kaydedilen ilk görüntüsünü elde etmeyi başarır. Filistin'in Juda gölünden çıkarılan ve ışığa duyarlı Juda Bitüm adı verilen bir tür asfaltı, kurşun kalay karışımı plakanın üzerine sürer ve bunu evinin duvarına monte eder. Duvara açtığı küçük delikten, pencerenin dışındaki manzarayı bu plaka üzerine kaydetmeyi başarır.
FOTOĞRAFIN TARİHİ Tarihin bu ilk fotoğraf çekim çalışması tam 8 saat sürer. Bu buluşa güneş ile saptama anlamına gelen Heliografi adı verilir. Niepce, kendisine "Fotoğrafçılığın babası" ünvanını verdiren bu buluşunu 8 Aralık 1827 de İngiltere'de açıklar. Tarihin bu ilk fotoğraf çekim çalışması tam 8 saat sürer. Bu buluşa güneş ile saptama anlamına gelen Heliografi adı verilir. Niepce, kendisine "Fotoğrafçılığın babası" ünvanını verdiren bu buluşunu 8 Aralık 1827 de İngiltere'de açıklar.
9 Joseph Nicepore Niepce
10 Louis Daguerre - Bir insana ait ilk fotoğraf
FOTOĞRAFIN TARİHİ JACQUES DAGUERRE: “DAGUERREOTYPE” adı verilen sistemi oluşturdu. Pozlama süresi daha düşük, ayrıntılar daha fazlaydı ancak resmin kopyası yapılamıyordu. WILLIAM HENRY FOX TALBOT “TALBOTYPE “yöntemini bulmuştur. Kimyasal uygulanmış kağıtlar üzerine görüntü aktarımı. Resmin çoğaltılması mümkün oldu.
İLK KADIN FOTOĞRAFI
İLK RENKLİ FOTOĞRAF
FOTOĞRAFIN TARİHİ Yüzyılın sonlarına doğru fotoğraf makineleri ile beraber merceklerde de büyük ilerlemeler kaydedildi. Yeni anastigmat mercekler eskilerinin yerine geçti. Bu merceklerle orta boy ve minyatür fotoğraf makineleri piyasaya çıktı.
OBJEKTİFDİYAFRAM OBTÜRATÖR SENSÖR/FİLM IŞIK
FOTOĞRAF MAKİNELERİ
Kullandığı Film Boyutlarına Göre Makineler 1. Küçük Boyutlu Makineler: 35mm format (24mmx36mm) sinema filmleri üzerinden çekim yapabilen fotoğraf makineleridir. Piyasada amatör fotoğrafçılarının kullandıklar fotoğraf makineleri bu türe girmektedir. –Profesyonel amaçlarla da kullanılır. Kompakt ve SLR modelleri vardır.
Kullandığı Film Boyutlarına Göre Makineler 2. Orta Bot Makineler: 4.5x6cm, 6x6cm, 6x7cm ebatlarındaki filmlerin kullanılabildiği fotoğraf makineleridir. Bu tip makineler de büyütme gerektirecek türdeki profesyonel çalışmalar için kullanılabilir.
Kullandığı Film Boyutlarına Göre Makineler 3. Büyük Boy Makineler: Film boyutları 9x12cm’den başlayıp, daha büyük boyutlara ulaşabilir. Böyle büyük boyutlarda film kullanımının en büyük amacı veya avantajı;büyük boyutlarda baskı yapılırken görüntü kalitesinin bozulmamasıdır. Bu nedenle afiş, katalog gibi reklam ve tanıtım çalışmalarında, mimari çekimlerde profesyonel fotoğrafçılar tarafından tercih edilen makinelerdir.
Kullandığı Film Boyutlarına Göre Makineler 4. Minyatür Boy Fotoğraf Makineleri: Boyut olarak ve kullandığı film açısından son derece küçüktür. Çok küçük boyutlarda olması, taşıma kolaylığı sunmasına rağmen, büyük boyutlarda baskı yapılması durumunda görüntü kalitesi bozulmaktadır.Çakmak, kalem vs. şeklinde olabilir.
VİZÖR SİSTEMLERİNDE GÖRE MAKİNELER 1. OPTİK VİZÖRLÜ MAKİNELER: Vizör, makinenin üstünde bir yerde konumlandırılmıştır. Objektif üzerinden geçerek film üzerine düşecek görüntü ile bu görüntü aslında ayrı ayrı görüntülerdir. Bu vizörün görevi, film üzerine düşecek görüntünün çerçevelenmesi ve netliğin izlenmesidir. Fakat film üzerine düşen görüntü ile vizörden izlenen görüntü arasındaki bir açı farkından dolayı, yakından çekilen görüntülerde çerçevelerin biraz kaydığı görülür. Bu hata, görüntülenecek cisme 1 metreden daha yakından çekim yapılması durumunda ortaya çıkar ve fotoğrafçılık dilinde buna paralax hatası denir.
VİZÖR SİSTEMLERİNDE GÖRE MAKİNELER 2. Refleks Fotoğraf Makineleri: Bu tür fotoğraf makinelerinin temel özelliği (çift objektifliler hariç), vizörden gözlenen görüntü ile, objektiften geçip film üzerine gelen görüntünün aynı olmasıdır. Bu tip makinelerde tek objektifli ve çift objektifli olarak iki gruba ayrılır
VİZÖR SİSTEMLERİNDE GÖRE MAKİNELER Bu tip makinelerde objektiften geçen görüntü, bir ayna prizma vasıtasıyla vizöre iletilir. Bu tür makinelerin en belirgin özelliği, film üzerine düşecek görüntünün netliği ve çerçevesinin vizörden aynen izlenerek görüntüye hakim olunabilinmesidir. Bu tür makinelerde paralax hatası yaşanmaz Tek Objektifli refleks Makineler (SLR -Single Lens Refleks): Bu tip makinelerde objektiften geçen görüntü, bir ayna prizma vasıtasıyla vizöre iletilir. Bu tür makinelerin en belirgin özelliği, film üzerine düşecek görüntünün netliği ve çerçevesinin vizörden aynen izlenerek görüntüye hakim olunabilinmesidir. Bu tür makinelerde paralax hatası yaşanmaz
VİZÖR SİSTEMLERİNDE GÖRE MAKİNELER Çift Objektifli Refleks Makineler (TLR): Bu tür fotoğraf makinelerinde iki adet objektif bulunmakta olup, alttaki objektif görüntüyü film üzerine göndermeye yararken üsteki objektifin görevi; aynı görüntüyü vizöre iletmektir. İki objektifin görüntüyü farklı açılardan görmesi (optik vizörlü fotoğraf makinelerinde olduğu gibi) yakın çekimlerde paralax hatasına neden olabilmektedir.
NETLEME SİSTEMİNE GÖRE MAKİNELER Auto Focus Makineler: Deklanşöre yarım basıldığında harekete geçen küçük bir elektrik motoru vizörün merkezinde bulunan küçük dikdörtgen alanın gördüğü cisme otomatik olarak netlik yapılmasını sağlar. Temelde üç tip auto focus sistem vardır; – –İnfra-red ışınlar yardımıyla – –Ultrasonic ses dalgaları yardımıyla – –Ton farklarına (kontrasta) duyarlı detektörler yardımıyla çalışanlar
NETLEME SİSTEMİNE GÖRE MAKİNELER Manuel Netleme Gerektiren Makineler: Objektif üzerinde el ile ayarlanabilen (Manuel) bir netleme halkası bulunan ve genellikle objektifi değişebilen modellerdir. Netleme halkasının saat yönünde ve saat yönünün tersinde çevrilmesiyle objektif içinde yer alan bir grup mercek ileri ve geri hareket ederek netliği sağlar.
NETLEME SİSTEMİNE GÖRE MAKİNELER Netleme Gerektirmeyen Makineler: Fotoğraf makinelerinin en ucuz ve en az nitelikleri olan ‘bas-çek’ dediğimiz modellerdir. Geniş açılı ve kısık diyaframlı sabit bir objektife sahiptirler. Yani net alan derinliği fazla olan objektifleri vardır. Konuya çok yaklaşmak netliği bozar. Ayrıca kısık diyaframı nedeniyle objektifi çok miktarda ışığa ihtiyaç duyar.
ÖZEL AMAÇLI MAKİNELER Polaroid Fotoğraf Makineleri: En büyük avantajı, banyo ve baskı işleminin fotoğraf makinesi içerisinde çok kısa bir sürede yapılarak görüntünün elde edilmesidir. Fakat kaydedilen görüntünün uzun süre canlılığını koruyamaması, görüntü boyutlarının sınırlı olması… gibi dezavantajları vardır. Polaroid Fotoğraf Makineleri: En büyük avantajı, banyo ve baskı işleminin fotoğraf makinesi içerisinde çok kısa bir sürede yapılarak görüntünün elde edilmesidir. Fakat kaydedilen görüntünün uzun süre canlılığını koruyamaması, görüntü boyutlarının sınırlı olması… gibi dezavantajları vardır.
ÖZEL AMAÇLI MAKİNELER Panoramik Fotoğraf Makineleri: Bu tür makineler, yatay düzlemde 140 derecelik bir görüş açısı ile görüntü kaydetmeye yararlar. Örneğin, yüksek bir tepeden bir şehrin tamamını veya büyük bir bölümünün görüntülenmesi için kullanılabilir. Normal fotoğraf makineleri ve normal objektif ile çekim yapılması durumunda bu kadar geniş bir açı ile görüntü kaydedilmesi mümkün değildir. Panoramik Fotoğraf Makineleri: Bu tür makineler, yatay düzlemde 140 derecelik bir görüş açısı ile görüntü kaydetmeye yararlar. Örneğin, yüksek bir tepeden bir şehrin tamamını veya büyük bir bölümünün görüntülenmesi için kullanılabilir. Normal fotoğraf makineleri ve normal objektif ile çekim yapılması durumunda bu kadar geniş bir açı ile görüntü kaydedilmesi mümkün değildir.
ÖZEL AMAÇLI MAKİNELER Stereoskobik Fotoğraf Makineleri : 3 boyutlu fotoğraflar elde etmeyi sağlar. Bu fotoğraf makineleri ile 2 farklı açıdan çekilmiş 2 fotoğrafın her birine aynı anda ayrı ayrı gözlerle bakmak gerekir. Konunun 3. boyutu olan derinlik hissi bu şekilde verilmiş olur. Bu fotoğraf makinelerinin 2 karanlık oda ve 2 objektif vardır. Diyafram ve obtüratörleri birbirleriyle bağlantılıdır ve tek harekette 2 fotoğraf çekilmiş olur. Bu iki görüntü arasındaki fark iki objektif arasındaki mesafenin verdiği görüş açısı farkıdır ki bu mesafe de insanın iki gözü arasındaki 65 mm.lik mesafedir. Stereoskobik Fotoğraf Makineleri : 3 boyutlu fotoğraflar elde etmeyi sağlar. Bu fotoğraf makineleri ile 2 farklı açıdan çekilmiş 2 fotoğrafın her birine aynı anda ayrı ayrı gözlerle bakmak gerekir. Konunun 3. boyutu olan derinlik hissi bu şekilde verilmiş olur. Bu fotoğraf makinelerinin 2 karanlık oda ve 2 objektif vardır. Diyafram ve obtüratörleri birbirleriyle bağlantılıdır ve tek harekette 2 fotoğraf çekilmiş olur. Bu iki görüntü arasındaki fark iki objektif arasındaki mesafenin verdiği görüş açısı farkıdır ki bu mesafe de insanın iki gözü arasındaki 65 mm.lik mesafedir.
DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNALARI Analog makinelerden başlıca farkı film yerine sensörlerin ve hafıza kartlarının kullanılmasıdır. Analog makinelerden başlıca farkı film yerine sensörlerin ve hafıza kartlarının kullanılmasıdır. Manuel ve otomatik netleme yapılabilir. Manuel ve otomatik netleme yapılabilir.
DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNALARI Objeden yansıyan ışınlar objektiften ve objektifin içindeki diyafram aralığından geçerek arkada 45 derece açıyla duran aynaya gelir. Aynı görüntü penta prizma içerisindeki aynalardan yansıyarak vizöre ulaşır. Fotoğrafçı burada kadrajını ve netliğini yapıp pozlandırmayı bulduktan sonra (deklanşöre yarım basarak) ilk aşamayı gerçekleştirir. Objeden yansıyan ışınlar objektiften ve objektifin içindeki diyafram aralığından geçerek arkada 45 derece açıyla duran aynaya gelir. Aynı görüntü penta prizma içerisindeki aynalardan yansıyarak vizöre ulaşır. Fotoğrafçı burada kadrajını ve netliğini yapıp pozlandırmayı bulduktan sonra (deklanşöre yarım basarak) ilk aşamayı gerçekleştirir. İkinci aşamada ise deklanşöre tam basıldığında 45 derece açıyla duran ayna yukarı kalkarak üzerindeki görüntüyü bu sefer vizöre değil arkada bulunan perdenin de açılmasıyla sensöre gönderir. Bu nedenle çekim esnasında vizörde kararma olur. İkinci aşamada ise deklanşöre tam basıldığında 45 derece açıyla duran ayna yukarı kalkarak üzerindeki görüntüyü bu sefer vizöre değil arkada bulunan perdenin de açılmasıyla sensöre gönderir. Bu nedenle çekim esnasında vizörde kararma olur.
DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNALARI Objektiften geçen ışın sensör (CCD-CMOS- FOVEON) üzerinde buffer denilen alana düşer ve burada dijital olarak algılanıp RGB şeklinde bir görüntü oluşur. Objektiften geçen ışın sensör (CCD-CMOS- FOVEON) üzerinde buffer denilen alana düşer ve burada dijital olarak algılanıp RGB şeklinde bir görüntü oluşur. Bufferlar görüntüleri kaydederek sırayla işlenmeye gönderir. Bu sayede üst üste fotoğraf çekme şansı verir. Bufferlar görüntüleri kaydederek sırayla işlenmeye gönderir. Bu sayede üst üste fotoğraf çekme şansı verir. Bu görüntü işlenerek istenen dijital formatta (JPEG, RAW, TIFF gibi) hafıza kartına kaydedilir. Bu görüntü işlenerek istenen dijital formatta (JPEG, RAW, TIFF gibi) hafıza kartına kaydedilir.
DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNALARI CCD ve CMOS ARASINDAKİ FARKLAR; CCD ve CMOS ARASINDAKİ FARKLAR; CCD veya CMOS, bildiğimiz elektronik devreler gibidir. Sürekli kullanılan elektronik film görevi görürler. Bu cihazların üzerinde, en az cihazın çözünürlüğü kadar diyot vardır ve bu devreler, o noktaya düşen ışığı piksel cinsinden dijital ortama yansıtırlar. Yani 5 MP bir dijital fotoğraf makinesi üzerinde, 2560 x 1920 yani yaklaşık 5 milyon adet mini diyot bulunur. CCD veya CMOS, bildiğimiz elektronik devreler gibidir. Sürekli kullanılan elektronik film görevi görürler. Bu cihazların üzerinde, en az cihazın çözünürlüğü kadar diyot vardır ve bu devreler, o noktaya düşen ışığı piksel cinsinden dijital ortama yansıtırlar. Yani 5 MP bir dijital fotoğraf makinesi üzerinde, 2560 x 1920 yani yaklaşık 5 milyon adet mini diyot bulunur.
DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNALARI CCD, daha fazla enerji harcar, CMOS ise bunun tam tersidir. CCD, daha fazla enerji harcar, CMOS ise bunun tam tersidir. CMOS sensörler fazla yer kaplamadıklarından özellikle küçük cihazlarda (cep telefonu gibi) tercih edilirler. CMOS sensörler fazla yer kaplamadıklarından özellikle küçük cihazlarda (cep telefonu gibi) tercih edilirler. CMOS sensörler CCD sensörlere göre daha fazla noise yani gürültü oluşturur. Bu da görüntü de bozulmaya neden olur.(Grain benzeri) CMOS sensörler CCD sensörlere göre daha fazla noise yani gürültü oluşturur. Bu da görüntü de bozulmaya neden olur.(Grain benzeri) CMOS sensörlerde kullanılan algılayıcıların ışığa karşı duyarlılıkları CCD ler kadar iyi değildir. Bu yüzden aydınlık ortamlarda başarılı sonuçlar verseler de düşük ışık koşullarında CCD sensörlere göre daha kötü sonuçlar verirler. CMOS sensörlerde kullanılan algılayıcıların ışığa karşı duyarlılıkları CCD ler kadar iyi değildir. Bu yüzden aydınlık ortamlarda başarılı sonuçlar verseler de düşük ışık koşullarında CCD sensörlere göre daha kötü sonuçlar verirler. CMOS sensörlerin maliyeti CCD sensörlere oranla daha ucuzdur. CMOS sensörlerin maliyeti CCD sensörlere oranla daha ucuzdur.
DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNALARI FOVEON SENSÖR: CMOS ve CCD kadar yaygın olmasa da bir diğer sensör teknolojisi ise Foveon’dur. Bu teknolojide aynen filmde olduğu gibi Kırmızı (R), Yeşil (G) ve Mavi (B) renk katmanları bulunur. Ve her katman sadece kendi rengini pozlar. Bu nedenle renk konusunda üstünlüğü vardır. FOVEON SENSÖR: CMOS ve CCD kadar yaygın olmasa da bir diğer sensör teknolojisi ise Foveon’dur. Bu teknolojide aynen filmde olduğu gibi Kırmızı (R), Yeşil (G) ve Mavi (B) renk katmanları bulunur. Ve her katman sadece kendi rengini pozlar. Bu nedenle renk konusunda üstünlüğü vardır.
DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNALARI Fotoğraf makinesi satın alırken sensör tercihi tek başına yeterli değildir. CCD sensör her ne kadar üstün görünse de Canon gibi firmaların kendi geliştirdikleri CMOS sensörler de üstün sonuçlar verir. Fotoğraf makinesi satın alırken sensör tercihi tek başına yeterli değildir. CCD sensör her ne kadar üstün görünse de Canon gibi firmaların kendi geliştirdikleri CMOS sensörler de üstün sonuçlar verir. Bu nedenle makine alırken fiyat, çözünürlük, dayanıklılık, netlik, ergonomi vs. gibi yan unsurlarla birlikte değerlendirme yapılmalıdır. Bu nedenle makine alırken fiyat, çözünürlük, dayanıklılık, netlik, ergonomi vs. gibi yan unsurlarla birlikte değerlendirme yapılmalıdır.
DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNALARI PİKSEL: Tüm dijital görüntülerin temel yapı taşı olan noktacıklara "piksel" denir. Dijital görüntüler, yatay ve dikey biçimde yan yana sıralanmış piksellerden oluşur. Ölçü birimi mikron yani metrenin milyonda biridir. Tükenmez kalem ile konulan bir nokta 500 mikrondur. Bir piksel 2-10 mikrondur. PİKSEL: Tüm dijital görüntülerin temel yapı taşı olan noktacıklara "piksel" denir. Dijital görüntüler, yatay ve dikey biçimde yan yana sıralanmış piksellerden oluşur. Ölçü birimi mikron yani metrenin milyonda biridir. Tükenmez kalem ile konulan bir nokta 500 mikrondur. Bir piksel 2-10 mikrondur.
DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNALARI Pikseller üzerine kırmızı, yeşil ve mavi filtreler yerleştirilir ve satranç tahtası gibi sensör üzerine yerleştirilirler. Pikseller üzerine kırmızı, yeşil ve mavi filtreler yerleştirilir ve satranç tahtası gibi sensör üzerine yerleştirilirler. 1 milyon piksel=1 mega piksel 1 milyon piksel=1 mega piksel Yani 5 MP bir dijital fotoğraf makinesi üzerinde, 2560 x 1920 yani yaklaşık 5 milyon adet piksel bulunur. Yani 5 MP bir dijital fotoğraf makinesi üzerinde, 2560 x 1920 yani yaklaşık 5 milyon adet piksel bulunur. Sensör üzerindeki pikselleri sadece %95’i aktifken kalan %5 ise kayıt dışı işlemler için kullanılır veya üretim hatasıdır. Sensör üzerindeki pikselleri sadece %95’i aktifken kalan %5 ise kayıt dışı işlemler için kullanılır veya üretim hatasıdır.
DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNALARI Kaliteli bir baskı alabilmek için gereken piksel miktarı; Kaliteli bir baskı alabilmek için gereken piksel miktarı; 10 x 15 cm baskı -> 800 x 600 piksel 13 x 18 cm baskı -> 1024 x 768 piksel 15 x 21 cm baskı -> 1600 x 1200 piksel 20 x 30 cm baskı -> 1600 x 1200 piksel 10 x 15 cm baskı -> 800 x 600 piksel 13 x 18 cm baskı -> 1024 x 768 piksel 15 x 21 cm baskı -> 1600 x 1200 piksel 20 x 30 cm baskı -> 1600 x 1200 piksel
DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNALARI SENSÖR BOYUTLARI: Dijital fotoğraf makinelerinde kullanılan görüntü algılayıcı sensörler belli ebatlarda üretilirler. Bu değerler kompakt makinelerde oldukça küçük iken gelişmiş ürünlerde gerçek film boyutuna kadar çıkar. (24x36mm) SENSÖR BOYUTLARI: Dijital fotoğraf makinelerinde kullanılan görüntü algılayıcı sensörler belli ebatlarda üretilirler. Bu değerler kompakt makinelerde oldukça küçük iken gelişmiş ürünlerde gerçek film boyutuna kadar çıkar. (24x36mm) Sensör boyutunun full frame yani film ebatına yakın olması kalitesini artırdığı gibi daha büyük sensör ile piksel başına düşen ışık miktarı artar ve piksel aralıklarının geniş olması ile daha az noise yani daha az grain anlamına gelir. Sensör boyutunun full frame yani film ebatına yakın olması kalitesini artırdığı gibi daha büyük sensör ile piksel başına düşen ışık miktarı artar ve piksel aralıklarının geniş olması ile daha az noise yani daha az grain anlamına gelir.
DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNALARI FOKAL ÇARPAN: Özellikle D-SLR cihazlarda karşımıza fokal çarpan sorunu ortaya çıkar. Sorunun nedeni sensör ebadının full frame yani 36x24mm olmamasıdır. Objektiflerin birçoğu 36x24mm’lik bir alana görüntü verecek şekilde tasarlanır. Bu değerden daha küçük bir sensör alanı olunca görüntünün bir kısmı sensör üzerine aktarılamaz. Bu da kullanılan sensöre göre belli oranlarda kırpılma anlamına gelir. FOKAL ÇARPAN: Özellikle D-SLR cihazlarda karşımıza fokal çarpan sorunu ortaya çıkar. Sorunun nedeni sensör ebadının full frame yani 36x24mm olmamasıdır. Objektiflerin birçoğu 36x24mm’lik bir alana görüntü verecek şekilde tasarlanır. Bu değerden daha küçük bir sensör alanı olunca görüntünün bir kısmı sensör üzerine aktarılamaz. Bu da kullanılan sensöre göre belli oranlarda kırpılma anlamına gelir.
DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNALARI Fill Factor: Sensörün üzerinde bulunan milyonlarca pikselin birbirine yapışık olduğu düşünülür. Ancak piksellerin etrafında küçük de olsa bir boşluk vardır. Bu boşluklar çıkarıldıktan sonra kalan alan ışığa duyarlı bölgedir ve buna algılayıcının Fill Factor’ü denir. Bu yüzey CMOS sensörlerde, CCD’lere oranla daha azdır. Bu boşluklar sensördeki ısıyı dağıtma yönünde faydalı olsalar bile bu bölgelere düşen görüntü bilgisi kaydedilmez ve moire gibi sorunlara neden olur. Fill Factor: Sensörün üzerinde bulunan milyonlarca pikselin birbirine yapışık olduğu düşünülür. Ancak piksellerin etrafında küçük de olsa bir boşluk vardır. Bu boşluklar çıkarıldıktan sonra kalan alan ışığa duyarlı bölgedir ve buna algılayıcının Fill Factor’ü denir. Bu yüzey CMOS sensörlerde, CCD’lere oranla daha azdır. Bu boşluklar sensördeki ısıyı dağıtma yönünde faydalı olsalar bile bu bölgelere düşen görüntü bilgisi kaydedilmez ve moire gibi sorunlara neden olur.
DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNALARI Hafıza kartları, dijital fotoğraf makinesinin filmleri gibidir. Bir elektronik bellektir ve makinenin içine takılır. Hafıza kartları, dijital fotoğraf makinesinin filmleri gibidir. Bir elektronik bellektir ve makinenin içine takılır. Compact Flash (CF) kartlar Multi Media kartlar (MMC) Smart Media (SM) kartlar Secure Digital (SD) kartlar
DİJİTAL KAYIT FORMATLARI KAYIT FORMATLARI; JPEG: En sık tercih edilen formattır ve gerçek renk değerlerini içerir. JPEG: En sık tercih edilen formattır ve gerçek renk değerlerini içerir. –Görüntünün algılanmasında önemli olmayan kısımları bulup atarak kayıt yaptığından “kayıplı format” olarak tanımlanır. –TIFF veya RAW’a göre %10 yer kaplar. –Kayıp oranı iyi ayarlamak gerekir, geri dönüşüm yapılamaz.
DİJİTAL KAYIT FORMATLARI RAW: Dijital fotoğraf makinelerinin negatifi olarak tanımlanır. RAW: Dijital fotoğraf makinelerinin negatifi olarak tanımlanır. –CCD, CMOS ya da FOVEON üzerindeki ham veriyi, hiçbir görsel işleme tabi tutmadan bilgisayara aktarmayı sağlar. –Kayıplı bir sıkıştırma olmadığından, disk ve dijital bellek üzerinde fazla yer tutar. Örneğin; Jpeg = 3 MB / Raw = MB Jpeg = 3 MB / Raw = MB –Çoğunlukla reklam ya da profesyonel çekimlerde kullanılmalıdır.
DİJİTAL KAYIT FORMATLARI TIFF: Bu formatta kayıpsız olarak kayıt yapabilmektedir. TIFF: Bu formatta kayıpsız olarak kayıt yapabilmektedir. –Kayıt sırasında fotoğrafın kullanılacağı işletim sistemi olarak PC veya Mac seçilebilmektedir. –Raw gibi JPEG’in 10 katı fazla yer kaplar. –Çoğunlukla çekilecek görüntünün direkt olarak matbaada kullanıldığı çekimlerde kullanılması daha yararlı olur. GIF, PNG, BMP vb. kayıt formatları da mevcuttur. GIF, PNG, BMP vb. kayıt formatları da mevcuttur.
DİYAFRAM Fotoğraf makinelerinde, objektiften film üzerine düşürülecek ışık miktarının belirlenmesine yarayan kısma diyafram denir. Diyafram yapısı itibarı ile insan gözü ile aynı fonksiyona sahiptir. İnsan gözündeki iris, yarıçapını büyüterek veya küçülterek retinaya gidecek olan ışık miktarını ayarlar. Diyafram da aynı mantıkla çalışır.
DİYAFRAM Işık miktarına göre ayarlanacak diyafram için diyafram açıklığı değerleri kullanılır ve “f” ile gösterilir.”f” in tanımı aşağıdaki gibidir; f = Odak Uzunluğu/Diyafram Çapı(D)= Diyafram Açıklığı Her objektifin kendine göre bir diyafram açıklığı aralığı vardır. Bu diyafram açıklığı değerleri standartlara göre belirlenmiş olup aşağıdaki gibidir; f 1.4, f 1.8, f 2,f 2.8, f 4, f 5.6, f 8, f 11, f 16, f 22, f 32
DİYAFRAM Diyafram açıklıkları değerlerinde;her değer kendinden sonrakinin iki katı, kendinden öncekinin yarısı kadar ışık geçirir. Genel olarak bu şekilde olan diyafram açıklıkları, teknolojinin gelişmesi ile şu anda bu değerlerin ara değerleri de kullanılmaktadır.
F = 50 mm’lik bir objektifte, bu değerlerin en küçüğü olan f = 1.4 ve en büyüğü olan f = 32 diyafram açıklıklarını örnek olarak alırsak; f = 1.4 diyafram açıklığı için,diyafram çapı hesaplanırsa; mm bulunur. f = 32 diyafram açıklığı için,diyafram çapı hesaplanırsa; mm bulunur.
Yani en küçük diyafram açıklığı değeri olan f = 1.4, en fazla ışık geçirecek olan diyafram açıklığı değeridir. En büyük diyafram açıklığı değeri olan f = 32, en az ışık geçirecek olan diyafram açıklığı değeridir. Burada bir ters orantı söz konusudur;diyafram açıklığı değerleri sayısal olarak azaldıkça, ışık geçirgenlikleri artacaktır.
DİYAFRAMIN YERİ Tek objektifli makinelerde, diyafram için en uygun ve en çok kullanılan yer mercek önüdür. Bazen merceğin arkasına da yerleştirilebilmektedir. Birkaç merceği olan makinelerde ise mercek arasında olur. Tek objektifli makinelerde, diyafram için en uygun ve en çok kullanılan yer mercek önüdür. Bazen merceğin arkasına da yerleştirilebilmektedir. Birkaç merceği olan makinelerde ise mercek arasında olur. Dijital makinelerde “AV” modu diyafram öncelikli çekim modudur. Program (P) ve Manuel (M) modlarında da diyafram değerleri ayarlanabilir. AV modunda makine diyafram değerine uygun enstantane değerini otomatik olarak verir. Dijital makinelerde “AV” modu diyafram öncelikli çekim modudur. Program (P) ve Manuel (M) modlarında da diyafram değerleri ayarlanabilir. AV modunda makine diyafram değerine uygun enstantane değerini otomatik olarak verir.
DİYAFRAM Konunun parlak ışık kaynağının önünde kaldığı ters ışık durumunda çok açık ve çok koyu bir arka plan önünde bulunduğunda, geniş ya da dar net alan derinliği yapmak gerektiğinde, makinenin verdiği diyafram değerine müdahale etmek gerekir.
ENSTANTANE(OBTÜRATÖR) Diyafram içeri giren ışığın ne miktarda film yüzeyine geleceğini kontrol ediyorsa; Obtüratör de aynı ışığın ne kadar süre ile kalacağını belirler. Diyafram içeri giren ışığın ne miktarda film yüzeyine geleceğini kontrol ediyorsa; Obtüratör de aynı ışığın ne kadar süre ile kalacağını belirler. Ayrıca fotoğrafı çekilen objelerin hareketlilik durumlarının fotoğrafta belli olup olmamasını belirler. Yani hareketli objelerin çekimlerinin hareketli mi veya hareketsiz mi olacağını seçilen enstantane değeri belirler.
ENSTANTANE(OBTÜRATÖR) Ayrımlı Örtücü Perde: Hızları genellikle 1 saniye ve 1/500 saniye arasındadır. Yaprakların merkezden dışa doğru açılması sırasında filmin üzerinde ilk ışığı gören nokta filmin merkezi, ışığı en son gören nokta ise yine orta kısımdır. Bu durumda filmin her yanı aynı oranda ışık görmemektedir. Kenarlara doğru filmin ışık alma oranı iyice azalmaktadır. Sessiz çalışmaları avantajlarıdır.
ENSTANTANE(OBTÜRATÖR) Perde Obtüratör: Perde Obtüratör: Fotoğraf makinesinin arkasında bulunan karanlık bölmenin ön kısmında yer alır. Hızları genellikle 1sn ile 1/4000 sn arasındadır. Çok sesli ve sarsıntılı çalışırlar. Günümüzde saniyenin 18 binde biri kadar hızda enstantane verebilen makineler vardır.
ENSTANTANE(OBTÜRATÖR) Obtüratörün hızları da aynen diyaframda olduğu gibi belirli ve standart bir dizide toplanmışlardır. Objektifin ikinci ayar halkası veya fotoğraf makinesinin üzerinde görebileceğiniz bu halkalar genellikle şu şekilde sıralandırılmıştır : Obtüratörün hızları da aynen diyaframda olduğu gibi belirli ve standart bir dizide toplanmışlardır. Objektifin ikinci ayar halkası veya fotoğraf makinesinin üzerinde görebileceğiniz bu halkalar genellikle şu şekilde sıralandırılmıştır : 30”-15”-8”-4”-2”-1” Buradaki sıralamada yer alan sayılar örneğin 60, saniyenin 60 ta birine(1/60) eşittir. Değerler arttıkça obtüratörün açık kalma süresi azalır. Buradaki sıralamada yer alan sayılar örneğin 60, saniyenin 60 ta birine(1/60) eşittir. Değerler arttıkça obtüratörün açık kalma süresi azalır.
ENSTANTANE(OBTÜRATÖR) 30”-15”-8”-4”-2”-1” … Bir saniyeden uzun süreler 4” örneğinde olduğu gibi gösterilirken, 1 saniyeden kısa süreler 1/…. biçiminde gösterilir. Bir önceki rakam bir sonraki rakamdan iki kat daha hızlıdır ve daha fazla ışık geçirir. Dijital makinelerde “TV” veya ”S” enstantane öncelikli çekimi gösterir.
ENSTANTANE(OBTÜRATÖR) Enstantane değerlerinde “T” ve “B” değerleri vardır. Bu değerler her makinede bulunmaz. “B” değerinde obtüratör deklanşöre basılı kaldığı müddetçe açık kalır ve filmde pozlanma devam eder. Parmağınızı deklanşörden çektiğinizde perde de kapanır ve pozlanma tamamlanır. “T” değerinde ise deklanşöre bir kez basılıp bırakılır ve ikinci kez basılana dek obtüratör açık kalır. İkinci kez bastığınızda pozlanma tamamlanır.
ENSTANTANE(OBTÜRATÖR) Tripodsuz yapılacak uzun enstantaneli çekimlerde en düşük enstantane hızı objektifin odak uzunluğuna göre belirlenebilir. Objektifin ucu merkezden uzaklaştıkça ağırlaşma ve kayma artar. Tripodsuz yapılacak uzun enstantaneli çekimlerde en düşük enstantane hızı objektifin odak uzunluğuna göre belirlenebilir. Objektifin ucu merkezden uzaklaştıkça ağırlaşma ve kayma artar.
ENSTANTANE(OBTÜRATÖR) Bu değerlerle çekilen tüm fotoğraflar aynı tonda çıkar.
Birinci fotoğraf 250/ f4, ikinci fotoğraf 15/ f16 değerleriyle çekilmiştir. Eşdeğerlik ilkesine göre iki fotoğrafta da parlaklık farkı bulunmamaktadır. Ancak birinci fotoğrafta hareket donmuş, net alan az, ikincide ise net alan fazla hareket izlenimi oluşmuştur.
ENSTANTANE(OBTÜRATÖR) Örtücü hızının seçiminde, konunun size olan uzaklığı, büyüklüğü, hareketliliği, ve hareketin yönü de önem kazanır. Çünkü hareketli obje bizden ne kadar uzaksa hareketin momenti de o kadar düşer. Çünkü objenin kadraj içinde işgal ettiği alan küçülür. Örtücü hızının seçiminde, konunun size olan uzaklığı, büyüklüğü, hareketliliği, ve hareketin yönü de önem kazanır. Çünkü hareketli obje bizden ne kadar uzaksa hareketin momenti de o kadar düşer. Çünkü objenin kadraj içinde işgal ettiği alan küçülür. Örneğin saatte 850 kilometre hızla giden bir uçak; Örneğin saatte 850 kilometre hızla giden bir uçak; –500 metre ötemizden geçerken, dondurabilmek için 1/4000'den az olmayan –5 kilometre yukarıdan uçarken 1/60 örtücü hızı bize yetecektir.
OBJEKTİFLER Çekilecek nesneden gelen ışıkları toplayarak ışığa duyarlı film veya sensör üzerine net düşmelerini sağlayan mercekler topluluğudur.” Objektifin üzerinde netlik bileziği, diyafram ve mercekler vardır. Objektifler odak uzaklıkları ve en geniş diyafram açıklıkları ile tanımlanırlar. Objektifler odak uzaklıkları ve en geniş diyafram açıklıkları ile tanımlanırlar.
OBJEKTİFLER Işık Geçirgenliği: Objektifin en geniş diyafram açıklığında ışığı geçirme miktarıdır. Işık geçirgenliği fazla olduğu takdirde kötü ışık olan ortamlarda çekim kolaylaşır, dar alan derinliği elde etme ve yüksek enstantane hızına çıkma şansı verir. Bunları sağlayan objektiflere hızlı objektif denir. (1:1.4 – 1 insan gözü, 1.4 sapma)
OBJEKTİFLER Objektifin Çözme Gücü: Objektifin Çözme Gücü: Bir milimetrelik bir aralıktaki çizgi ayırma gücünü gösterir. Yani 1 mm‘ lik şerit içine en çok çizgiyi net olarak tespit eden objektifin çözme gücü çok üstündür diyebiliriz. Keskinlik: Işık geçirgenliği yüksek ise keskinlik oranı yani birbirine yakın bölgelerdeki kontrastın yüksekliği de artar.
OBJEKTİFLER Objektifleri sınıflandıran diğer bir unsur da odak uzunluğudur. Objektifleri sınıflandıran diğer bir unsur da odak uzunluğudur. Odak uzaklığı (uzunluğu) Odak uzaklığı (uzunluğu) objektifin optik merkezinin görüntü düzlemine olan uzaklığıdır.
OBJEKTİFLER Odak uzaklığı belirlenirken film formatı önemlidir. 35 mm bir filmde çapraz uzunluk yaklaşık olarak 43 mm’dir. Odak uzaklığı belirlenirken film formatı önemlidir. 35 mm bir filmde çapraz uzunluk yaklaşık olarak 43 mm’dir. 24 mm 36 mm 43 mm
OBJEKTİFLER Normal Objektifler: Odak uzaklığı, kullandığı filmin çapraz uzunluğuna eşit olan makinelerdir. 35 mm. Filmler için 43mm-50 mm arası değere sahip objektifler normal objektif olarak tanımlanır. 50mm objektif insan gözünde olduğu gibi 46 derecelik bir görüş açısı verir. Normal Objektifler: Odak uzaklığı, kullandığı filmin çapraz uzunluğuna eşit olan makinelerdir. 35 mm. Filmler için 43mm-50 mm arası değere sahip objektifler normal objektif olarak tanımlanır. 50mm objektif insan gözünde olduğu gibi 46 derecelik bir görüş açısı verir.
OBJEKTİFLER Normal objektiflerin diyaframları tele ve geniş açılara göre daha fazla açıldığından hızlı objektifler de denilir. Manzara ve bel çekimler için uygundur ancak konuya yaklaşma gerektirdiğinden portre çekimler için değildir. Normal objektiflerin diyaframları tele ve geniş açılara göre daha fazla açıldığından hızlı objektifler de denilir. Manzara ve bel çekimler için uygundur ancak konuya yaklaşma gerektirdiğinden portre çekimler için değildir.
OBJEKTİFLER Geniş Açılı Objektifler: Görüş açıları insan gözünün gördüğü 46° den fazla, odak uzaklığı 50mm (35 mm bazında) den kısa olan objektiflerdir. Cisimleri olduğundan küçük gösterirler. 21mm nin altına inildiğinde kenarlarda uzama şeklinde bozulma başlar. Geniş Açılı Objektifler: Görüş açıları insan gözünün gördüğü 46° den fazla, odak uzaklığı 50mm (35 mm bazında) den kısa olan objektiflerdir. Cisimleri olduğundan küçük gösterirler. 21mm nin altına inildiğinde kenarlarda uzama şeklinde bozulma başlar.
18 mm
OBJEKTİFLER Balıkgözü objektifler: Odak uzaklığı 6- 16mm arasında kalan ve 180 derece görüş şansı verebilen objektiflerdir. Sanatsal görüntü elde etmek veya dar alanlardan görüntü almak için kullanılır. Ancak fotoğrafın yanlarında distorsiyon denilen görüntü bozulmaları oluşur. Balıkgözü objektifler: Odak uzaklığı 6- 16mm arasında kalan ve 180 derece görüş şansı verebilen objektiflerdir. Sanatsal görüntü elde etmek veya dar alanlardan görüntü almak için kullanılır. Ancak fotoğrafın yanlarında distorsiyon denilen görüntü bozulmaları oluşur.
OBJEKTİFLER Teleobjektifler: Görüş açıları 46˚den dar, odak uzaklığı 50mm’den büyük olan objektiflerdir. Konuyu yaklaştırmaya yararlar. Spor karşılaşmaları, vahşi doğa, portre çekimlerinde tercih edilir. Titremeyi önlemek için yüksek enstantane hızında çalışmayı gerektirir ancak diğer yandan diyaframları fazla açılamaz. Teleobjektifler: Görüş açıları 46˚den dar, odak uzaklığı 50mm’den büyük olan objektiflerdir. Konuyu yaklaştırmaya yararlar. Spor karşılaşmaları, vahşi doğa, portre çekimlerinde tercih edilir. Titremeyi önlemek için yüksek enstantane hızında çalışmayı gerektirir ancak diğer yandan diyaframları fazla açılamaz.
OBJEKTİFLER Zoom objektifler: Sabit bir odak uzaklığı ve görüş açısı yoktur. Örneğin mm bir zoom objektifle 28 mm geniş açı, 50mm normal açı veya 105mm dar açı bir görüntü alınabilir. Zoom objektifler: Sabit bir odak uzaklığı ve görüş açısı yoktur. Örneğin mm bir zoom objektifle 28 mm geniş açı, 50mm normal açı veya 105mm dar açı bir görüntü alınabilir. Genel de konu çerçevelemesine kolaylık sağladığı veya objektif değiştirmeyi azalttığı için kullanılır. Sabit objektiflere göre kullanılan mercek sayısının fazla oluşu görüntü kalitesinde az da olsa kayıplara neden olur.
NET ALAN DERİNLİĞİ
Objektifin netlediği yerin önünde ve arkasında net olarak görünen mesafedir. Alan Derinliğini etkileyen 3 faktör vardır; – –Diyafram Değeri – –Objektifin Odak Uzaklığı – –Konuya Olan Uzaklık
NET ALAN DERİNLİĞİ Diyafram kısıldıkça net alan derinliği artar, diyafram açıldıkça net alan derinliği azalır. Diyafram kısıldıkça net alan derinliği artar, diyafram açıldıkça net alan derinliği azalır.
100 mm f22 / f4
f 2
f 22
NET ALAN DERİNLİĞİ Objektifin odak uzaklığı arttıkça net alan derinliği kısalır. Yani tele objektiflerde net alan derinliği geniş açılı objektiflere göre daha kısadır.
28 mm / f mm/f22
NET ALAN DERİNLİĞİ Konuya Olan Uzaklık: Netliği yapılan obje makineden ne kadar uzaksa alan derinliği de o kadar fazlalaşır. Ne kadar yakınlaşırsa da o kadar azalır. Alan Derinliği yakın çekimlerde dikkati objeye yoğunlaştırmak, manzara çekimlerinde ise kadraja giren her şeyin net olmasını sağlamak için kullanılabilir.
ASA/ISO/DIN FİLM HIZI
Filmin ışığa karşı tepki verme özelliğine filmin hızı denir. Buna göre filmler yavaş, orta ve hızlı olmak üzere üçe ayrılır. ASA/ISO/DIN ise değerleri ise hızı belirler. Filmin ışığa karşı tepki verme özelliğine filmin hızı denir. Buna göre filmler yavaş, orta ve hızlı olmak üzere üçe ayrılır. ASA/ISO/DIN ise değerleri ise hızı belirler. ASA (American Standarts Association) ASA (American Standarts Association) ISO (International Standart Organization) ISO (International Standart Organization) DIN ( DIN (Deutche Industry Normen) 125 ASA = 125 ISO = 22 DIN
FİLM HIZI ASA/ISO Değeri büyüdükçe filmin ışık geçirgenliği artar. 200 ASA bir film 100 ASA filme göre 2 kat fazla ışık geçirir ve bu da 1 f stop fazla ışık elde etmeyi sağlar. ASA/ISO Değeri büyüdükçe filmin ışık geçirgenliği artar. 200 ASA bir film 100 ASA filme göre 2 kat fazla ışık geçirir ve bu da 1 f stop fazla ışık elde etmeyi sağlar.
Normal Işık 100 ASA Normal Işık 400 ASA
Az Işık 100 ASA Az Işık 400 ASA
IŞIK
IŞIK Güneş ışığının 380–720 nanometre arasındaki bölümü insan gözü tarafından görülebilir. Dalga boyu kısa olan zayıf, dalga boyu uzun olan ise güçlü ışıktır. Işık elektromanyetik bir dalgadır ve katı cisimlerde yansır, sıvı cisimlerde ise kırılmaya uğrar. Doğada bir cismin görülebilmesi için cismin ya ışık yayması ya da ışığı yansıtması gerekir.
IŞIK Işık kaynakları ikiye ayrılır; Işık kaynakları ikiye ayrılır; –Doğal Işık –Yapay Işık Geliş türüne göre; Geliş türüne göre; –Doğrudan Işık: Noktasal aydınlatma sağlar ve keskin gölgeler, yüksek kontrast oluşturur. –Yansıyan Işık: Düşük kontrast yaratır. –Filtrelenmiş Işık: Bulut veya filtrelerle süzülerek gelir. Kontrastı düşürmeye, ışığı yumuşatmaya yarar.
IŞIK Işığın 4 temel özelliği vardır; Işığın 4 temel özelliği vardır; –Renk –Parlaklık –Kontrast –Yön
RENK Bir objeyi renkli olarak görmemizin sebebi objenin belirli aralıkta dalga boylarını yansıtmasıdır. Bir objeyi renkli olarak görmemizin sebebi objenin belirli aralıkta dalga boylarını yansıtmasıdır. Renk ışık sayesinde oluşur, yani ışık olmadan renkte oluşamaz. Renk ışık sayesinde oluşur, yani ışık olmadan renkte oluşamaz. Renkler iki yöntemle elde edilir. Renkler iki yöntemle elde edilir.
RENK Toplamsal Renk Sentezi: Renkler 3 ana rengin dalga boylarının birbirine eklenmesi yöntemiyle oluşturulur. Toplamsal Renk Sentezi: Renkler 3 ana rengin dalga boylarının birbirine eklenmesi yöntemiyle oluşturulur.
RENK Çıkarımsal Renk Sentezi: Işığı yutan (büyük oranda yansıtmayan) maddelerin (boyaların) karışımının sonucunda oluşan renklerin açıklanmasıdır. Bu sentezin ana renkleri cyan, magenta ve sarıdır. Çıkarımsal Renk Sentezi: Işığı yutan (büyük oranda yansıtmayan) maddelerin (boyaların) karışımının sonucunda oluşan renklerin açıklanmasıdır. Bu sentezin ana renkleri cyan, magenta ve sarıdır.
RENK Renk Sıcaklığı: Renk ve sıcaklık arasında güçlü bir ilişki vardır. Yüksek bir sıcaklıkta yanan bir alev mavidir, daha alçak bir sıcaklıkta ise kırmızıdır. Rengin sıcaklığı Kelvin ile ölçülür. Renk Sıcaklığı: Renk ve sıcaklık arasında güçlü bir ilişki vardır. Yüksek bir sıcaklıkta yanan bir alev mavidir, daha alçak bir sıcaklıkta ise kırmızıdır. Rengin sıcaklığı Kelvin ile ölçülür. Fotoğrafta Kelvin derecesi düştükçe mavilik azalır, kırmızılık artar. Fotoğrafta Kelvin derecesi düştükçe mavilik azalır, kırmızılık artar. Kırmızıya yakın renkler sıcak maviye yakın renkler ise soğuk olarak tanımlanır. Kırmızıya yakın renkler sıcak maviye yakın renkler ise soğuk olarak tanımlanır. Sıcak renkler, konuyu ön plana çıkarırken soğuk renkler, uzaklaştırır. Sıcak renkler, konuyu ön plana çıkarırken soğuk renkler, uzaklaştırır.
PARLAKLIK Parlaklık, ışığın yoğunluğunun ölçüsüdür. Pozometre yardımı ile ölçülür. Yüksek yoğunluklu aydınlatma ile kontrast ve alan derinliği artırılabilir. Dış çekimlerde ışık yoğunluğu fazla ise renkleri etkilemeden sadece yoğunluğu azaltan ND filtreler kullanılabilir.
PARLAKLIK İç çekimlerde, herhangi bir noktadan yansıma yok ise, ışığın şiddeti, ışık kaynağının objeye olan uzaklığıyla ters orantılıdır. Yani nesne ışık kaynağından 2 metre uzaklaştırılırsa ışığın şiddeti ¼ oranında 3 metre uzaklaştırılırsa 1/9 oranında azalır. İç çekimlerde, herhangi bir noktadan yansıma yok ise, ışığın şiddeti, ışık kaynağının objeye olan uzaklığıyla ters orantılıdır. Yani nesne ışık kaynağından 2 metre uzaklaştırılırsa ışığın şiddeti ¼ oranında 3 metre uzaklaştırılırsa 1/9 oranında azalır. Parlak ışık genellikle sert ama her zaman gerçekçidir. Loş ışık ise daha gevşek, dinlendirici ve gizemlidir.
KONTRAST Işık kaynağından çıkan ışınların konu üzerinde yarattığı en açık ve en koyu noktalar arasındaki yoğunluk farkıdır. Kontrast nesneyle ışık kaynağı arasındaki uzaklığa ve ışık kaynağının büyüklüğüne bağlıdır. Işık kaynağı uzak ve güçlü ise yüksek, yakınsa veya güçlü değilse düşük kontrast oluşur. – –Örn. Güneşli ve Bulutlu Hava Açık/koyu veya sıcak/soğuk renk kullanımı ile kontrast sağlanabilir. Işığın geliş Türü de kontrastı etkiler.
Düşük kontrast Yüksek kontrast
KONTRAST
YÖN Düşen ışığın yönü, gölgelerin pozisyonunu ve yoğunluğunu (miktarını) belirler. Bu durumda ışığın 5 türünden söz etmek mümkündür. Cephe Işığı : – –Kontrast düşüktür. – –Nesne üzerinde derinlik etkisi ve hacim en az iken, gölge de oluşmaz. – –Portre çekimlerde anahtar ışıktan oluşan gölgeleri yok etmek için kullanılabilir. – –Detay vermek ve renkleri vurgulamak için de kullanılır.
YÖN YANAL IŞIK: YANAL IŞIK: Işık kaynağı konunun yan tarafındadır. –Gölgelere neden olduğu için görüntünün dokularını daha belirginleştirir. Gölgeler fotoğrafa derinlik duygusu kazandırır. Doku ve desen çekimlerinde bu ışık kullanılmalıdır.
YÖN TERS IŞIK: TERS IŞIK: Işık kaynağı az veya çok konunun arkasındadır ve onu arkadan aydınlatır. – –Kontrast oranı yüksek olduğundan renkli çekimler için uygun değildir. – –Dramatik ışıklandırma yöntemidir.
YÖN TEPE IŞIĞI: TEPE IŞIĞI: Işık kaynağı konunun üzerindedir. – –Sert gölgeler yukarıdan aşağıya doğru uzar ve estetik görüntüler oluşmaz. Gölgeler derinlik veremeyecek kadar küçüktür. – –Kontrast oranı yüksektir. – –Parlak ve güzel renk verdiği için tercih edilir. (Öğlen saatleri)
YÖN Alt Işık: Doğada bu tür bir aydınlatma olmadığından doğal kabul edilmez. Alt Işık: Doğada bu tür bir aydınlatma olmadığından doğal kabul edilmez. –Fantastik ve tiyatral anlatımlar için tercih edilir.
CEPHE IŞIĞI
TEPE IŞIĞI
TERS IŞIK
YANAL IŞIK