GÖNÜLLÜLÜKVE SOSYAL GİRİŞİMCİLİK GÖNÜLLÜLÜKVE
GÖNÜLLÜLÜK NEDİR? Gönüllü, içinde bulunduğu toplumda herhangi bir karşılık ya da çıkar beklemeksizin bir işi yapmayı kendiliğinden üstlenen kişidir. Gönüllülük de buna bağlı olarak; bireylerin toplumsal sorumluluk anlayışıyla maddi karşılık beklemeden ya da herhangi bir çıkar gözetmeksizin ailesi ya da yakın çevresi dışındaki bireylerin yaşam kalitesini artırmak
veya toplumun yararına olduğu düşünülen hedeflere ulaşmak için doğru olduğuna inanarak bilgi,zaman,deneyim ve kaynaklarını kendi özgür iradeleriyle gönüllü bir kuruluşun amacı doğrultusunda kullanmaları olarak tanımlanabilir. Kısaca gönüllülük,çoğunlukla bireylerin gönüllü bir kuruluş için karşılığında maddi bir çıkar sağlamadan çalışması olarak tanımlanabilir.
Tanımdan da anlaşılacağı gibi gönüllülük faaliyetinde gönüllü kuruluşlar önem arz etmektedir. Gönüllü kuruluşlar, çağdaş toplumların değişen demokrasi ve devlet yönetimi anlayışlarından ortaya çıkmıştır. Yönetilenlerin,yönetimle ilgili kararlar alınmasını yönetenlerin taktirine bıraktığı klasik devlet anlayışı yerine, yönetilenlerin çoğulcu ve katılımcı bir demokrasi anlayışı içerisinde yönetimle ilgili kararların alınmasına aktif katılma ya da kararları etkileme çabası içerisine girdiği görülmüştür
Bu noktada toplum yararına çalışan,demokrasinin gelişmesine katkı sağlayan,kâr amacı gütmeyen devlet yapısı içinde yer almamakla birlikte bireylerin ortak amaç ve hedefleri açısından siyasal iradeyi ve yönetimi kamuoyu oluşturmak suretiyle etkileyebilen bir örgütlenme türüdür gönüllü kuruluş.
O halde gönüllü kuruluşlar,sivil toplum alanında faaliyet gösteren ve yönetimin bir parçası olmayan her örgütlenmeyi ifade etmektedirler. Bunlar;dernekler, vakıflar, sendikalar,özel sektör girişimleri,birlikler,odalar, kooperatifler siyasi grup ve partiler. Gönüllü kuruluşlar sivil toplum alanında faaliyet gösteren kuruluşlardır.
Yaygın sivil toplum kuruluşları dernekler,vakıflar, sendikalardır. Sivil Toplum Kuruluşları; bireylerin belli konularda belli bir toplumsal hizmeti üretmek için, bir araya gelmesi küçük küçük kamusal alanlar oluşturması ve bu alanda sağladıkları anlaşmalarla bu hizmeti üretmek için gerekli bir siyasal iradeyi oluşturmalarıdır.
Parasal kaynaklarıyla yaratıcı düşünceleriyle zaman ve emeği bir araya koyarak, toplumsal ilişki ağlarından yararlanarak demokratik olarak oluşmuş örgütlerdir. Sivil toplum örgütleri ne yapar? Devlet ve vatandaş arasında köprü görevi kurar,böylece toplumsal istek ve düşünceler siyasal iktidara iletilir.
Millet vekilleri aracılığı ile yasama alanını etkilerler. İstenilen bir kanunun geçirilmesi ya da istenmeyen bir kanunun iptali için yasama organlarında faaliyet gösterirler Kamuoyunu harekete geçirerek,yönetim üzerinde daha genel bir denetim işlevi görürler. Herhangi bir çıkar gurubunun isteklerinin kamu politikalarına egemen olmaması konusunda yürütme organını bilgilendirirler
Bireyin önünü açarak sorumluluk ve yaratıcılık bilincini geliştirmektedir.
SOSYAL SORUMLULUK Sorumluluk; kişinin davranışlarını ve kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesidir. Sosyal Sorumluluk;bireylerin davranışlarını,toplumsal sonuçlarını gözeterek düzenlemeleridir. Sosyal sorumlulukla topluma fayda sağlamak ve toplumda fark yaratılmak istenir. Bunun temelinde ise bireylerin veya kurumların gönüllülük ve hayırseverlik anlayışı yatmaktadır.
Gönüllülük ve hayırseverlik çeşitli derneklerin şirket sahiplerinin ilgi alanı durumundayken sosyal sorumluluk kavramıyla hem özel sektörün hem kamu kurumlarının gündeminde önemli bir yer edinmiştir. Önceleri şirket sahiplerinin inisiyatifleriyle gerçekleştirdikleri hayırseverlik faaliyetleri artık kurumların öncelikli faaliyet alanı haline gelmiştir.Böylece sosyal sorumluluk yaklaşımı kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımıyla yeni bir boyut kazanmıştır.
Ancak, kurumsal sosyal sorumluluk şirketlerin gündemine gönüllü olarak gelmemiştir geçmişte. İletişim teknolojilerinin gelişmesi tüketicinin insan ve çevre sağlığına karşı geliştirdiği bilinç şirketlerin sosyal sorumluluk alanına ağırlık vermesine neden olmuştur..
Şirketlerin; ekonomik olarak verimli ve karlı olmak, hukuki olarak kanunlara uymak,etik olarak toplumsal norm ve beklentilere uyumlu davranmak,sosyal olarak toplumsal sorunların çözümüne gönüllü katkıda bulunmak gibi sorumlulukları vardır. Dolayısıyla,şirketler için artık sadece iyi ve kaliteli üretmek yeterli olmayıp üretken kaynakları korumaları ve sürdürülebilir kılmaları da gerekiyor. Şirketlerin başarısı artık ticari kriterlerle değil sosyal sorumluluk kavramıyla yani topluma ne ölçüde katkı sağladıklarıyla ölçülmektedir.
SOSYAL GİRİŞİM SOSYAL GİRİŞİMCİ SOSYAL GİRİŞİMCİLİK
“Sosyal girişim” terimi bünyesinde “sosyal” ve “girişim” olmak üzere iki farklı olguyu barındırmaktadır. Girişimcilik anlayışı beraberinde tıpkı ticari girişimlerde olduğu gibi sorun ve fırsatları fark etme, doğru değerlendirme, risk alma ve yenilikçi yollarla çözümleme olgularını getirmektedir. “Sosyallik” anlayışı ise girişimcilik prensiplerinin kar maksimizasyonu yerine toplumsal sorunlara uyarlanmasını kapsamaktadır. Böylece sosyal girişimler, sosyal sorunların çözümünde girişimcilik esaslı veya serbest piyasa bazlı yöntemler benimseyen kuruluşlar olarak ortaya çıkmaktadır.
Şekil 1. Sosyal Girişim Yaklaşımı Sosyal girişim yaklaşımının diğerlerinden farkını betimlemek için kullanılan yaygın bir benzetme sosyal girişimlerin yalnızca balık vermek veya balık tutmayı öğretmekle yetinmedikleri, bunun yerine balık endüstrisini kökten değiştirmeyi hedefledikleri yönündedir.
Girişimci Yaklaşım Serbest piyasa koşullarında mal ve hizmet üreterek ticari bir girişim işlevi gören sosyal girişimler,bu faaliyetlerinden elde ettikleri gelirleri yine sosyal amaçlara yönlendirirler. Bu yöntemde söz konusu ticari faaliyet sosyal sorunla doğrudan ilişkili olabileceği gibi, aralarında hiçbir doğrudan bağlantı bulunmaması da mümkündür. Bu tür bir yaklaşımı benimseyen STK’lar, sosyal girişim faaliyetlerini bağış ve hibelere bağımlılıklarını azaltmak ve mali sürdürülebilirliklerini artırmak için bir alternatif olarak algılamaktadır. Sosyal girişimlerin izlediği bir diğer yöntem ise dezavantajlı gruplara (kadınlar, gençler, engelliler,azınlıklar, vb.) yönelik istihdam ve gelir getirici faaliyetler yaratarak birey ve toplulukların güçlendirilmesi ve kapasitelerinin artırılmasıdır. Sosyal girişimlerde gözlenen bir diğer yaklaşım, ticari faaliyetlerinde yaratıcı, cesur ve girişimci bir ruhla hareket etmeleridir.
SOSYAL GİRİŞİMCİLİK Sosyal girişimcilik, yaşadığı çevredeki toplumsal bir sorunu veya ihtiyacı belirleyerek, bu sorunun ortadan kaldırılması veya ihtiyacın giderilmesi için kalıcı çözümler üretmek olarak tanımlanmaktadır. SOSYAL GİRİŞİM Sosyal girişim sosyal bir hedefe yönelik olarak ticari faaliyetlerin bir araç olarak kullanıldığı ve elde edilen gelirin yine bu sosyal hedefe yönlendirildiği bir işletme olarak tanımlanmaktadır.
SOSYAL GİRİŞİMCİ İş dünyasının yüzünü değiştiren girişimciler gibi, sosyal girişimciler de toplumsal dönüşümün önemli araçlarıdır. Bu bireyler başkalarının göremediğini görerek yeni fırsatlar yaratır, sistemleri değiştirir ve yeni yaklaşımlar bularak toplumun önemli sorunlarına çözüm getirirler. Ekonomik bir girişimcinin yeni sanayiler veya iş alanları kurması gibi, sosyal girişimciler de toplumsal sorunlara yenilikçi çözümlerle yaklaşır ve bu çözümleri geniş ölçekte uygularlar.
Sosyal girişimci ile sivil toplumun ilişkisine bakarsak sosyal girişimcilikte vurgunun, bir sorunun çözümü için bireyin inisiyatif alarak yaratıcı bir düşüncenin hayata geçirilmesine yapıldığını görürüz. Bu modelde sivil toplum kuruluşunun aksine kolektif bir çabadan çok bireyin yaratıcılığı ve kapasitesine önem atfedilir. Sosyal girişimci ancak ürettiği çözümler toplumca benimsendikçe toplumsal destek görür ve vakıf, dernek, şirket gibi çeşitli modellerde örgütlenir.
İktisadi kalkınmanın anahtarı haline gelen sosyal girişimcilik konusunda Türkiye’den başarılı örnekler vermek mümkün. Ülkemizde doğal afetlerden kadın emeğini değerlendirmeye; ekolojik tarımdan engellileri topluma kazandırmaya kadar çeşitlilik gösteren bazı sosyal girişimcilik örnekleri bulunmaktadır. Tarihsel olarak değerlendirildiğinde Türkiye’deki sosyal girişimcilik örneklerinin 1800’lü yıllarda kurulan Darüşşafaka’ya kadar götürmek mümkündür. “Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamayı amaçlayan” Darüşşafaka Ailesi babası hayatta olmayan ve maddi durumu yetersiz çocuklara yatılı eğitim vermektedir. Benzer olarak 1862 yılında Yusuf Kamil Paşa ile eşi Zeynep Hanım tarafından özel mülklerinde hastalara ücretsiz hizmet vermek amacıyla yaptırılmış olan Zeynep Kamil Hastanesi de ülkemizin bir diğer uzun soluklu sosyal girişimcilik örneği olarak ifade edilmektedir.
Türkiye’den Sosyal Girişimcilik Örnekleri
Üniversiteler de bu alanda bilgi üretimini teşvik etmeye başlamışlardır. Örneğin Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi’nde 2009’da düzenlenen 6. Sivil Toplum Kuruluşları Kongresi’nin ana teması sosyal girişimcilik olarak belirlenmiş ve konu uluslararası uzmanların da katılımıyla tartışılmıştır. Üniversiteler ayrıca sosyal sorumlu gençler yetiştirmek, gençlere gönüllülük ve katılım bilinci oluşturmak yolundaki çabalarını sosyal girişimci gençleri teşvik etme yönünde genişletme eğilimindedirler. Kadir Has Üniversitesi bünyesinde British Council ve Gençlik Servisi Merkezi iş birliği ile Sosyal Girişimcilik Akademisi kurulmuş, Özyeğin Üniversitesi Girişimcilik Merkezi’nde sosyal girişimcilik seminerleri verilmeye başlanmış,
Dünyadan Sosyal Girişimcilik Örnekleri
Fazle Hasan Abed / Bangladeş Fazle Abed, dünyanın en büyük sivil toplum kuruluşunun kurucusudur. Bu kuruluşun 30 binin üzerinde çalışanı vardır. Abed, eğitim, sağlık, sosyal ve mali işler konusunda yeni fikirlerin ortaya çıkmasına öncülük etmiştir. Ayrıca yerel kalkınma için bölge insanlarına yetki ve ihtiyacı olan milyonlarca kişiye de hizmet vermiş; Yoksulluğun gücünü organize etmiştir. Çalışmaları başka ülkeler tarafından süratle örnek alınmış, modeli bütün dünyaya yayılmıştır. Fazla Abed, çalışmalarının yaygınlaşması için birçok eğitim programı uygulamakta ve kitap yayımlamaktadır
Oded Grajew / Brezilya Oded Grajew, Dünya Sosyal Forumu’nun kurucusudur. Kâr amacı gütmeyen 80 bin kuruluşun katıldığı bu forum dünyada kapitalizme karşı alternetif bir çözüm önerisi oluşturmayı amaçlamaktadır. Grajew, küreselleşen dünyada tek seçeneğin kapitalizm olamayacağını düşünen ve bu konuda çözüm üretmek isteyen kişi ve kuruluşların güç birliği yaptığı uluslarası bir platform oluşturmuştur. Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’na alternatif oluşturmak üzere çalışmalar yapılmaktadır. Dünya Sosyal Forumu, alternatif bir dünyanın nasıl mümkün olabileceğine ilişkin düşünceleri ve entelektüel sermayeyi geliştirmeyi hedefliyor. Neo-liberal küreselleşmenin, dünyamızda yarattığı derin tahribata karşı etkin bir direnme örgütlüyor.
Jeroo Billimoria / Hindistan Jeroo Billimoria, Hindistan’da büyük bir problem olan sokak çocukları için yine sokak çocukları tarafından yönetilen bir bedava yardım hattı kurdu. Şu anda 58 şehirde servis veren ve gittikçe yayılan bu sistem, çocukların sadece bir telefon numarası çevirerek 24 saat boyunca gerek polis gerekse sağlık desteği alabilmesini sağlıyor. Şu ana kadar 2 milyonun üstünde çağrı işleme alınmış durumdadır. Bu projenin 100 başka şehirde de başlaması hızlı bir şekilde uluslararası boyuta geçtiğini gösteriyor.
Görüldüğü gibi, yukarıda verilen örneklerde, sosyal girişimci balık tutmayı öğretmeyi değil, balıkçılık sistemine yeni çözüm önerileri getirmeyi amaçlamaktadır. Başka bir deyişle, var olan yapıyı değiştirerek, yeni ve yaratıcı çözümler bulup kabul edilecek hale getirene kadar mücadele vermektedir. Toplumun tıkanmış noktalarını tespit edip onları dönüştürmeyi sağlayacak yeni fikirler geliştirmektedirler. Sosyal girişimcilerin yarattığı devrim, toplumun kendini yapılandırma biçimini ve sosyal sorunlara yaklaşımını kökünden değiştirmektedir. Ashoka Sosyal girişimler uluslararası düzeyde ayni ve nakdi destek veren kurumlarla da irtibatta olduklarını bildirmektedirler. Örneğin bir küresel ağ olarak Ashoka’nın sosyal girişimcilere verdiği destek önemli görülmüş, oluşturduğu iletişim ağlarının kalıcı olduğu ve bugün hala kullanıldığı belirtilmiştir.
ASHOKA’nın SÖZLÜK ANLAMI ASHOKA, Sanskritçe'de "kederin yokluğu" anlamına gelmektedir. ASHOKA, adını M.Ö. 3. yüzyılda Hindistan’ ı birleştiren ve dünyanın ilk sosyal yenilikçilerinden biri olarak hatırlanan İmparator Ashoka'dan alır. ASHOKA organizasyonu, İmparator Ashoka'nın olağanüstü yaratıcı, küresel düşünen ve hoşgörülü ruhundan esinlenerek kurulmuştur.
ASHOKA’nın LOGOSU ASHOKA için seçilen ağaç, meşe ağacıdır. Güçlü, dayanıklı bir ağaç olan meşe ağacı, ASHOKA' nın bağlılığının gücünü ve sosyal girişimciliğin kurumlaşmasına olan katkısını temsil eder. Her yöne uzanan bir ağaç olan meşe ağacı, dünyanın her yanındaki sosyal girişimciler arasında işbirlikleri başlatan ve gelişmesine yardımcı olan ASHOKA programlarının boyutlarını sembolize eder.
ASHOKA ASHOKA NEDİR/NE DEĞİLDİR? ASHOKA KİMLERDEN OLUŞUR? ASHOKA VE TÜRKİYE
ASHOKA NE ZAMAN DOĞDU? ASHOKA, 1980 yılında Hindistan’da kuruldu. Ashoka’nın kurucusu BİLL DRAYTON’dur. 3 yıl sonrasında Endonezya’da birtakım çalışmalar yapıldı. Ashoka 1986 yılına kadar bölgesel çalışmalarda bulundu yılından sonra Brezilyalı üyeleri ile hız kazanan Ashoka’nın koordinasyon merkezi 2000 yılında ABD’ye taşındı.
ASHOKA NEDİR? Ashoka, uluslararası bir sosyal giri ş imciler kurulu ş udur. Dünyanın ilk ve en geni ş sosyal giri ş imci a ğ ı Ashoka, günümüzün acil toplumsal sorunlarına sistematik ve kalıcı çözümler getiren sosyal giri ş imcileri buluyor, onları maddi-manevi destekleyerek potansiyellerini gerçekle ş tirmelerini ve çözümlerini yaygınla ş tırmalarını sa ğ lıyor.
FELSEFİ TEMELİ; ASHOKA, pozitif sosyal değişimi desteklemenin en etkili yolunun, ulusal ya da küresel olarak uygulanabilir yenilikçi fikirler ve çözümlere sahip sosyal girişimcilere yatırım yapmak olduğu önermesine dayandırılarak gelişmiş bir oluşumdur.
ASHOKA NE DEĞİLDİR? ASHOKA bir kredi kuruluşu değildir. ASHOKA devlet yardımı kabul eden bir organizasyon değildir. ASHOKA herhangi bir din veya siyasi görüşle bağlantılı bir oluşum değildir. ASHOKA kar amacı güden bir organizasyon değildir.
ASHOKA VE FAALİYET ALANLARI Bugün 70 ülkeden 3000’i aşkın Ashoka üyesi(Ashoka Fellow) insan hakları, kalkınma, çevre, sağlık, eğitim/gençlik ve vatandaş katılımı gibi çeşitli alanlarda çalışmalar yapmaktadırlar.
ASHOKA KİMLERDEN OLUŞUR? Ashoka’nın seçim süreci tüm dünyada beş temel kritere dayanmaktadır. Bu kriterler; Yenilikçilik Yaratıcılık Girişimcilik Sosyal Etki Etik Doku
ASHOKA VE TÜRKİYE Türkiye’de 2000 yılından beri faaliyet gösteren Ashoka’nın her biri kendi alanında lider 24 sosyal girişimci üyesi vardır.
TÜRKİYE’den BİRKAÇ ÖRNEK OTİSTİKLER DERNEĞİ; Psikolog Nevin Eracar, toplum tarafından dışlanan zihinsel engelli çocukları yeni bir entegrasyon yöntemiyola eğiten ilk kişi oldu. Farklı doğan ve farklı hareket eden insanlarla bir arada yaşamanın yollarını topluma gösteren bu yaklaşımı uygulayarak sistematik bir değişim yarattı. ‘Farklılıklar ile birlikte yaşamayı öğrenmek’ olgusunu ilk önce otistik çocuklarr ile yaptığı çalışmalarda hayata geçirdi.
ALTERNATİF YAŞAM DERNEĞİ; Almanya Tübingen Üniversitesinde ‘İtalyan ve İngiliz Dili Edebiyatı’ okuduktan sonra Türkiye’ye dönerek ‘engellilik’ sorununda toplumsal dönüşüm ve değişiklikler yapmak için çalışmaya başlayan Ercan Tutal 2002 yılında engellilerin sosyal yaşama tam ve eşit katılımını olanaklı kılan, uygunluk ve ulaşılabilirlik standartlarında öncü ve önder bir kuruluş olan Alternative Camp’ı kurdu. Alternatif Yaşam Derneği’nin (AYDER) kuruluşu daha sonradır.