Osmanlı Islahat Hareketleri  XVII. yy’ ın sonları ve XVIII. yy.’ ın başlarında peş peşe uğradığı askeri yenilgiler Osmanlı Devleti’ nin Batı karşısında.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
B. HUKUK ALANINDAKİ İNKILAPLAR Türkiye’de Anayasalar 1921 Anayasası 1.İnönü Savaşı’ndan sonra yeni Türk devletine işlerlik kazandırmak amacıyla 20 Ocak.
Advertisements

VAKIFLAR Bir hizmetin gelecekte de yapılabilmesi için belli şartlarda ve resmi bir yolla ayrılarak bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mal.
AVRUPA BİRLİĞİ SİSTEMİNDE ENGELLİLER ve ÖZEL EĞİTİM
KUTÜL AMARE ZAFERİ KUTLAMA PROGRAMI [100. Yıl] ERTUĞRUL GAZİ İMKB MESLEKİ VE TEKNİK VE ANADOLU LİSESİ.
İSLAMİYETTEN ÖNCE TÜRKLERDE EĞİTİM
Yönetim biçimi Cumhuriyet olan Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal önderliğinde 1923'te kurulmuştur. Resmî dili Türkçe‘dir. Demokratik, laik, sosyal bir.
FP. TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GEÇMİŞİ Orta Asya Türkleri’nin Müslüman olmadan önce örgün eğitim kurumlarının olup olmadığı bilinmemektedir. Ancak Türk Kültürü’nün.
Antalya/Muratpaşa SABİHA GÖKÇEN ANAOKULU EFQM KAZANANLAR KONFERANSI ASLI KANBİR OKUL MÜDÜRÜ 24 Şubat 2016 İstanbul Deniz Müzesi.
Eğitim Kültür Alanında İnkılaplar 11.Milli Eğitim Tevhid-i Tedrisat(Öğretim Birliği Kanunu) ve Medreselerin Kaldırılması: (3 Mart 1924) Osmanlı Devleti’nin.
ESMA ŞAHİN &BENSU TAŞÇI 7.SINIF OLTU İMAM HATİP ORTAOKULU.
AHİLİ K Güçlü bir sivil toplum örgütü. ESKİ BİR SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜMÜZ; AHİLİK Bilindiği gibi Türklerin tarih sahnesine çıkışı neredeyse insanlık tarihi.
TÜRK KÜLTÜRÜNÜ OLUŞTURAN UNSURLAR VE TÜRK KÜLTÜRÜ
YEN İ L İ KLER VE OSMANLI DEVLET İ YEN İ L İ KLER VE OSMANLI DEVLET İ Kazanım Osmanlı Devleti'nde ıslahat hareketleri sonucu ortaya çıkan kurumlardan.
ERZURUM KONGRESİ (23 Temmuz-7 Ağustos 1919) TOPLANIŞ AMACI
 Kurultay (Kongre) Detay : Bir konuyu görüşmek üzere çeşitli ülkelerden gelen delegelerin katılImıyla gerçekleştirilen uluslararası toplantılara veya.
YUNUSELİ HACI NACİYE KANALICI İLKÖĞRETİM OKULU
Egemenlik Milletindir. Tam bağımsızlık ve millet egemenliği ne demektir ? Resimler neyi ifade etmektedir ?
KONU: ATATÜRK ÖNDERLİĞİNDE ÖLÇÜLERDE YAPILAN YENİLİKLER
TÜRK TARİHİ Anadolu'ya İlk Türk Akınları Malazgirt Savaşı
HAZIRLAYAN Adı: Muhammed Soyadı: AYDIN No: 546 Okul: Darende İlköğretim Okulu KAYNAK: KAYNAK:
D E V L E T Y Ö N E T İ M İ OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR VE UYGARLIĞI.
Gerileme Devri Islah. ve Özellikleri Lale Devri I. Mahmut Dönemi III. Selim Dönemi Gerileme Dönemi İsyanları.
Demokrasinin Serüveni (Demokrasi İle)
OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN DEMOKRATİKLEŞME HAREKETLERİ
TÜRKİYE SELÇUKLU DEVLETİ’NİN KURULUŞ DÖNEMİ. Süleyman Şah Dönemi ( ): Türkiye Selçuklu Devleti’nin kurucusu Süleyman Şah’tır. Süleyman Şah,
TARİHİ RİSK! TARİH BİLİMİ. Osmanlı Devletinde tarihi olayları kaydetmekle görevlendirilen kimselere verilen ad? Vakanüvis.
Hazırlayan: Hakan ULUTAŞ
AHMET ARSLAN OSMANLI DEVLETİ’NDE TOPRAK YÖNETİMİ EKONOMİ TOPLUM YAPISI EKONOMİK HAYAT VE HUKUK SORU PROĞRAMI.
Mustafa Süreyya SEZGİN Mustafa Süreyya SEZGİN HAT SANATI Arap harfleri çevresinde oluşmuş güzel yazı yazma sanatıdır. Bu sanat Arap harflerinin 6. yüzyıl.
 Düzenli ordunun kurulması sırasında Çerkez Ethem’in TBMM’ye karşı isyan etmesini fırsat bile Yunanlılar, İngilizlerin de desteğini alarak Bursa’dan.
Hazırlayan:Ümit TURGUT. Kapitülasyon: Yabancı devlet ve vatandaşlarının bir ülkede sahip olduğu ayrıcalıkları, imtiyazları veya muafiyetleri ifade etmektedir.
CUMHURİYET ÖNCESİ GRAFİK SANATI GELİŞİMİ
HUKUK BAŞLANGICI 5 PROF.DR.ABDULLAH DEMİR.
YETERSİZLİĞİ OLAN BİREYLERE İLİŞKİN ULUSLARARASI YASAL DÜZENLEMELER
GELECEKTEKİ DÜNYAMIZ.
GÜNEY CEPHESİ MARAŞ ANTEP URFA DESTANLAŞAN DİRENİŞ SÜTÇÜ İMAM
ÇAĞDAŞ TÜRKİYE YOLUNDA ADIMLAR / Atatürk ve Türk Kadını
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük TÜRK DIŞ POLİTİKASI
SOSYAL BİLGİLER 6.SINIF YERYÜZÜNDE YAŞAM ETKİNLİĞİ
II.BALKAN SAVAŞI (29-30 HAZİRAN 1913).
 Mısır, Nil Nehri'nin akış yönüne göre Aşağı ve Yukarı Mısır olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
II.İnönü Savaşı Nedenleri I.İnönü Savaşı'nın üzerinden 3 ay geçmeden Yunanlılar tekrardan saldırıya geçtiler.
TAM ÖĞRENME MODELİ.
BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI
TARİHDE BİLİM BİLİM VE SANAT ÖZGÜRLÜĞÜ
SHB-221 TÜRKİYE’NİN TOPLUMSAL VE EKONOMİK YAPISI
İDARİ-ASKERİ- AKADEMİK-ADLİ PERSONEL AYRIMI
Anayasa Devletin yönetim biçimini gösterir.
SERVETİFÜNUN EDEBİYATI
Milli Eğitim Bakanlığı örgüt yapısı
ATATÜRK’ÜN ÖNDERLİĞİNDE YAPILAN YENİLİKLER
GİRİŞ Dersin Tanıtımı Ders tanımı ve dönemi programının içeriği
YÜRÜTME.
Anayasa Devletin yönetim biçimini gösterir.
IV. HAFTA: GENEL HATLARIYLA OSMANLI TOPLUM YAPISI
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
<<<<<<>>>>>>
Osmanlı’da Eğitim-Öğretim
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
UZMAN ASKERLİĞİN VE SADAKATİN ADI: KAPIKULLARI
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
DEMOKRASİ YOLUNDA TÜRKİYE
Abbasilerde Eğitim ve Öğretim
SİYASİ HUKUKİ EĞİTİM ve KÜLTÜR TOPLUMSAL EKONOMİ
Sunum transkripti:

Osmanlı Islahat Hareketleri  XVII. yy’ ın sonları ve XVIII. yy.’ ın başlarında peş peşe uğradığı askeri yenilgiler Osmanlı Devleti’ nin Batı karşısında geri kalmışlığını açık bir şekilde ortaya koymuştu.  Bu gerçek 1689 Karlofça ve 1718 Pasarofça Antlaşmalarıyla, toprak kaybına uğranılınca kendini göstermişti.

Bununla birlikte devletin düzeninde meydana gelen yozlaşma XVII. yy’ da görülmüştür. Bu sebeple söz konusu yüzyılda, IV. Murat ve Köprülüler zamanında bir takım yaptırımlarla düzeltmelere gidilmiş ise de bu iş sürekli olamamıştır.

Osmanlı ıslahat hareketlerini iki ana bölümde gruplandırabiliriz. Bunlar: a) Devletin kendi geleneklerinden ve doğulu anlayıştan kopmadan yapılan ıslahatlar (pasif ıslahatlar) b) Batı tesiri ile yapılan ıslahatlar ( Aktif ıslahatlar ) ( Aktif ıslahatlar )

Pasif Islahatlar Osmanlı Devleti’nde kötü gidişatı ilk fark eden devlet adamı Genç lakabıyla da bilinen II. Osman’dır. II.Osman bu kötü gidişatı önleyebilmek için bazı projeler düşünmüş ancak gençliği, tecrübesizliği ve çevresindekilerin ihaneti sonucu bu düşüncelerini hayata geçirememiştir.

Uygulamaya konulmamakla birlikte sonraki gelişmeler ve özellikle de Türk İnkılabı ile benzeşmesi bakımından bu projeleri başlıklarla şöyle sıralayabiliriz: 1. Yozlaşmış bir kitle haline gelen Yeniçeri Ocağı’ nı kaldırıp, tamamen Anadolu Türkmenlerinden oluşacak yeni bir ordu kurmak 2. Devletin başkentini İstanbul’ dan Anadolu’ ya nakledip kozmopolit bir çevreden milli bir çevreye geçmek 3. İlmiye sınıfının siyasi ve mali nüfuzunu kırarak bilim hayatının yeniden canlanmasını sağlamak

4. Sarayı yabancı kökenli devlet adamlarından ve kadınlarla cariyelerden temizlemek. Bu çerçevede Osmanlı padişahlarının yabancı kadınlarla evlenmelerine son verip Türk ailelerinden nikahla kız alınmasına yol açmak 5. Fatih Sultan Mehmed ile Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde yapılıp zamanın ihtiyaçlarına cevap veremeyen kanunları kaldırıp yeni hayat şartlarıyla uyumlu kanunlar yapmak 6. Bir kıyafet değişikliği yapmak

Fakat genç ve tecrübesiz padişah bu düşüncelerini eyleme dönüştürecek kadroları oluşturmadan, niyetini çevresindekilere sezdirdiğinden devşirme devlet adamları ve Yeniçeri ağalarıyla ve saraydaki yabancı kökenli kadınlardan oluşan cuntanın düşmanlığını çekmiş, neticede “Haile-i Osmaniye” denilen facia gerçekleşmiştir.

II. Osman’ dan sonra sırasıyla:  IV. Murat (1623 – 1640)  Sultan İbrahim (1640 – 1648)  IV. Mehmed (1648 – 1687)  II. Ahmed (1691 – 1695) gibi padişahlar zamanında çeşitli ıslahatlar yapılmış ise de başta ilmiye sınıfına mensup muhafazakar düşünce sahipleri olmak üzere çeşitli grupların tepkisiyle başarılı olunamamıştır.

LALE DEVRİ LALE DEVRİ Osmanlı Devleti’nde ilk ciddi ıslahat hareketleri “Lale Devri” olarak bilinen (1718 – 1730) döneminde gerçekleşmiştir. Ancak bilimde, sanatta ve mimaride pek çok yeniliğe rağmen, meşhur Patrona Halil İsyanı’ıyla bu gelişmeler de engellenmiştir.

Matbaanın Türkiye’ de Kurulması  Getirdiği bilim ve sanat uygulamalarıyla Türk Rönesansı olarak da ifade edebileceğimiz Lale Devri’nin en önemli olgusu Temmuz 1727’ de, icadından yaklaşık 280 yıl sonra matbaanın Türkiye’ de kurulmuş olmasıdır.  Viyana’ ya büyükelçi olarak giden Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi’ nin oğlu Said Efendi tarafından İbrahim Müteferrika’ ya kurdurulan matbaayla Osmanlı Türkiye’ sinde yeni bir dönem başlamıştır. Yan sanayi olarak Türkiye’ de mürekkep ve kağıt üretim tesislerinin açılması da bu döneme rastlamaktadır.

İlk Batılı Islahatlar  Haliç’ te matematik okulunun açılması (1773)  Mühendishane – i Bahri Hümayun’ un açılması (1776)  Mühendishane – i Berri Hümayün’ un açılması (1791)

III. Selim’ in Islahatları  Avrupa’ da derin izler bırakan Fransız İhtilali’ nin gerçekleştiği yıl Türkiye’ de de iyi eğitim almış, aydın fikirli ve ileri görüşlü bir padişah olan III. Selim tahta oturmuştu.  Padişah olmadan önce Fransa’ nın son imparatoru XVI. Lui ile kurduğu dostluk ve mektuplaşma yoluyla Avrupa’ daki gelişmeleri yakinen takip eden III. Selim, devletin bütün yönleriyle içine düştüğü sıkıntıdan kurtarılmasına yönelik olarak Nizam – ı Cedid (Yeni Düzen) adını verdiği bir programı hazırlayıp uygulamaya koymuştu.

Nizam – ı Cedid Programı 1. Yeniçeri Ocağı’ nı kaldırıp yerine Avrupa düzeninde bir ordu kurmak 2. İlmiye sınıfının siyasi ve mali nüfuzunu kırmak 3. Osmanlı Devleti’ ni Avrupa’ nın ilim sanat ziraat, ticaret ve uygarlıkta yaptığı tüm ilerlemelere ortak yapmak

Ancak her zaman olduğu gibi bu sırada da Osmanlı devlet ve toplum hayatının ufkunu karartan şer güçlerin etkisiyle 1807 yılında çıkan Kabakçı Mustafa isyanıyla Nizamı Cedid programı engellenmiştir.

II. Mahmud’ un Islahatları II. Mahmud, kendisinin padişah olmasını sağlayan Alemdar Mustafa Paşa’ nın tavsiyesine uyarak, o zamanki idari sistemde Ayan denilen devlet adamlarıyla “Sened–i İttifak” imzalayarak bir sükunet dönemi getirmiştir.

Yeniçeri Ocağı’ nın Kaldırılması II. Mahmud’ un Sened–i İttifak’ la başlattığı dönem, Haziran 1826’ da, “Vaka – i Hayriye” de denilen Yeniçeri Ocağı’ nın kapatılmasıyla sona ermiştir. Bundan sonra hızlı bir ıslahat programı uygulama dönemine girilmiştir.

II. Mahmud ıslahatlarının temelinde, devletin sarsılan otoritesinin yeni önlemler ve kurumlarla sağlanması esası yatmaktaydı. Onun yaptığı yenilikler: 1. Geleneksel Divan sistemini kaldırıp yerine Fransız örneğini esas alan Kabine sistemini devlet idaresinde etkin kılmıştır. 2. Kaldırılan Yeniçeri Ocağı’ nın yerine “Asakir–i Mansure–i Muhammediye” adında yeni bir ordu kurdu. 3. Meclis–i Valayı Adliye’ yi kurdu.

4. Dar–ı Şurayı Bab–ı Ali ‘yi kurdu. 5. Ayanlık sistemini kaldırıp valilik sistemini getirip, merkezi yönetim düzenini kurdu. 6. Tımar sistemini kaldırdı. 7. Sosyal alanda posta idaresi, pasaport uygulaması, nüfus sayımı uygulamalarını başlattı.

8. Milletin kültür düzeyini yükseltmek için Takvim–i Vekayi adlı gazete çıkarıldı. 9. Eğitimde Batılı örneklere göre yeni yeni okullar; 1827’ de tıp okulu, 1834’ de de harp okulu kuruldu. 10. Avrupa’ ya öğrenci gönderilmeye başlandı. 11. Yayınladığı bir bildiri ile “ Ben, tebaamı camide, kilisede ve havrada ayırırım.” diyerek sosyal barışın sağlanacağını, halkın devlet karşısında eşit olduğunu ilan etti.

II. Mahmud daha köklü ve kalıcı ıslahatlar yapılabilmesi için Londra’ ya büyükelçi olarak gönderdiği Mustafa Reşid Paşa’ ya bir ferman yazarak, Avrupadaki gelişmeleri esas alan daha köklü bir ıslahat programı hazırlamasını emretti. Ancak bu programı uygulamaya ömrü yeterli olmadı. Tarihimize Tanzimat Fermanı ya da Gülhane Hatt-ı Hümayunu adlarıyla geçen bu yeni ıslahat fermanının ilanı ve uygulanması padişah Abdülmecid zamanında oldu

Batı Tesiri İle Yapılan Osmanlı Islahatları Daha önce belirttiğimiz gibi her ne kadar da Baron de Tot’ la başlayan bir süreçte Türkiye’ de ilk Batılı ıslahatlar uygulanmış ise de gerçek manasıyla Batı tesirindeki ciddi ıslahatlar II. Mahmud döneminde ve onun hazırlattığı Tanzimat fermanı döneminde uygulamaya konulmuştur.

Tanzimat Fermanı (3 Kasım 1839) Tanzimat fermanı ile; daha önce doğunun düşünce sisteminden ayrılmadan yapılan ıslahatlar dönemi kapatılarak, batı düşünce sistemiyle temasa geçiliyordu. Bununla birlikte Fransız İhtilali ve inkılabıyla yayılan pek çok oluşumun yanı sıra, insan hakları prensipleri de bu fermanla Osmanlı devlet sistemine ve toplum hayatına giriyordu.

Fermanın ilan edildiği 03 Kasım 1839 tarihinden itibaren, ileride göreceğimiz I. Meşrutiyet’ in ilanına (23 Aralık 1876) kadar geçecek olan süreç, tarihimizde “Tanzimat Dönemi” olarak adlandırılmıştır.

Günümüzde hala getirdikleri ve götürdükleri konusunda tarihçiler arasında tartışılmakta olan Tanzimat Dönemi, gerçekten de adına uygun bir şekilde Türk devlet ve sosyal hayatında bir dönüm noktasını oluşturmuştur.

Hazırlanması ve uygulanmasında milletin herhangi bir rolü görülmeyen Tanzimat fermanıyla Osmanlı Türkiye’ sinde: 1. Müslüman ve müslüman olmayan bütün tebaanın ırz, namus, can ve mal güvenliğinin sağlanması 2. Herkes yasa önünde eşit olacak 3. Verginin düzenli bir usule göre toplanması 4. Askerlik hizmetinin düzenli bir usule bağlanması 5. Hiç kimse yargılanmadan suçlu görülmeyecek esasları kabul ediliyordu.

Tanzimat fermanı, yabancı devletlerin Osmanlı Devleti’nin iç işlerine müdahale etmesine imkan sağlaması bakımından da dikkat çekicidir.

Tanzimat Fermanıyla Avrupa’nın yönlendirme ve sempatisini kazanmak da hedeflenmişti. Ancak gelişmeler bu durumu; Osmanlı Devleti bünyesinde yaşayan azınlıkların haklarını savunma adı altında, yabancı devletlerin Osmanlının iç işlerine karışmaları sonucuna dönüştürmüştür.

Islahat Fermanı (18 Şubat 1856)  Tanzimat Fermanı, ne geniş haklar ve özgürlükler getirdiği gayrı müslim Osmanlı vatandaşlarını ne de onları destekler görünen emperyalist Avrupa devletlerini tatmin etmemiştir.  Bu tatminsizlik, Kırım harbi sonrasında Paris konferansı sırasında Avrupa devletlerinin tavırlarını etkiler göründüğünden, konferans öncesi Islahat Fermanı adıyla yeni bir ferman daha yayınlandı.  Fakat Paris Antlaşması (30 Mart 1856)’ nda, Türkiye Avrupa devletlerinden kabul edilmiş olmasına rağmen yabancı devletlerin müdahalesi önlenememiştir.

Islahat Fermanı ile 1)Bedelli askerlik gelmiştir. 2)Gayri Müslimleri küçük düşürücü sözlerin söylenmeyecektir, 3) Gayri Müslimlerin mahkemelerde kendi dinine göre yemin edecektir. 4) Gayri Müslimlerinde özel mülk edinebilme ve miras bırakabilme hakkının verilmesi vardı. Önemi: Islahat fermanı azınlıklara verilen haklardır

Adalet Fermanı  Tanzimat ve Islahat fermanlarının getirdiği haklar da memleket içindeki huzursuzlukları ve yabancı müdahaleleri önleyememiştir. Bu nedenle 1868 yılında, Adalet Fermanı adıyla yeni bir ferman daha ilan edilmiştir.  Yargı bağımsızlığı ve hakimlerin serbest karar verme haklarını hükme bağlayan bu ferman da beklenilen neticeyi getirememiştir.

I. Meşrutiyet (23 Aralık 1876)  Tanzimat ve Islahat fermanları Osmanlı Devleti’ nin kötü gidişatını durduramamış ve beklenen neticeyi vermemişlerdir.  İleriki konularımızda daha kapsamlı ele alacağımız “Genç Osmanlılar” cemiyetinin (kuruluşu 1865) çabaları sonucu; padişah II. Abdulhamid döneminde 23 Aralık 1876 tarihinde Kanun-i Esasi adıyla ilk Türk anayasası ilan edilmiş ve Türk tarihinde anayasalı devlet idare dönemi başlamıştır.

 Mithat Paşa ve arkadaşlarının çabaları sonucu, ilk anayasanın ilan edilmesiyle I. Meşrutiyet dönemi başlamıştır.  Mithat Paşa ve arkadaşlarının çabaları sonucu, ilk anayasanın ilan edilmesiyle mutlakiyet dönemi sona ermiş I. Meşrutiyet dönemi başlamıştır.  “93 Meşrutiyeti” de denilen bu süreç kısa ömürlü olmuştur.  Anayasa Osmanlı Devlet sistemine iki meclisli bir idare özelliği getirmekle beraber padişahın mutlak otoritesini tam olarak kaldıramamıştı.  Bu itibarla anayasal kurumlarla padişah arasında bir takım anlaşmazlıklar kaçınılmaz olmuştur.

Bu anlaşmazlıklar sonucu padişah anayasanın kendisine verdiği yetkiyi kullanarak 13 Şubat 1878’ de meclisi dağıtmış, anayasayı askıya almış ve I. Meşrutiyet dönemine son vermiştir.

 I. Meşrutiyet’ in ilanında büyük rolü olan Mithat Paşa uzun yıllar Londra’ da büyükelçi olarak görev yapmış bir devlet adamıydı.  Bu itibarla Osmanlı meşruti sistemi İngiltere sistemine benzer bir şekilde iki meclisli bir sistem idi.

 Bu meclislerden birincisi halkın seçtiği vekillerden oluşan “Meclis – i Mebusan”, diğeri ise padişahın atadığı kişilerden oluşan “Meclis – i Ayan” adlarıyla teşkil edilmiş idi.  Yasama konusunda daha etkin olan Meclis – i Mebusan’ da Türk ve Türk olmayan bütün Osmanlı unsurları temsil edilmiş idi.

 Meclis – i Mebusan’ a; daha önce böyle bir tecrübe edinmemiş olan Türkler hep hacı, hoca, şeyh ünvanlı hatırlı kimseleri seçmişler idi.  Türk olmayan unsurlar ise (Ermeniler, Rumlar, Arnavutlar, Bulgarlar ve Araplar) kendi siyasi ve kültürel haklarını savunan tecrübeli komitacıları seçmişlerdi.  Bu durum, gayri Türk unsurların mecliste daha etkili olmaları neticesini getirmiştir.

 II. Abdulhamid’ in anayasayı askıya alarak meclisi tatil etmesi, yeni bir süreci başlatmıştır.  23 Temmuz 1908 tarihinde II. meşrutiyetin ilanına kadar geçecek olan bu süreç tarihimizde II. Abdulhamid’ in mutlakiyet dönemi olarak adlandırılmıştır.  Bazı tarih araştırmacılarınca istibdat (baskıcı) dönemi olarak da nitelendirilen bu süreç günümüzde dahi tarihçiler arasında tartışılmaktadır.

II. Meşrutiyet (23 Temmuz 1908)  Osmanlı Türkiye’ sinde mutlakiyet dönemi olayları yaşanırken insanlık alemi XX. yüzyıla giriyordu.  Bu yüzyılın başlarında; Avrupa’ nın XIX yy’ ın ortalarından itibaren “Hasta Adam” olarak isimlendirdiği Osmanlı Devleti üzerinde açık pazarlıklar yapılıyordu.  Osmanlı Devleti’ ni parçalama projeleri konusunu işlerken ele alacağımız bu pazarlıkların en tehlikeli olanı 9 – 10 Haziran 1908’ de İngiltere ile Rusya arasında yapılmıştır.  Bu İngiliz ve Rus görüşmelerinden endişe duyan İttihad ve Terakki cemiyeti mensupları padişaha baskı yaparak meşruti sistemin yeniden yürürlüğe konulmasını istediler.  Yapılan baskılara fazla dayanamayan II. Abdulhamid 23 Temmuz 1908 tarihinde Kanun – i Esasi’ yi yeniden yürürlüğe koyarak ikinci meşrutiyeti ilan etti.

 Yapılan seçimler sonucu 17 Aralık 1908’ de meclis açılarak yeniden çalışmalarına başladı.

İkinci Meşrutiyetin getirdiği yenilikler ve değişiklikler aşağıdaki gibi özetlenebilir : -Padişahın kanunları veto hakkı kaldırıldı -Padişahın meclisi kapama hakkı sınırlandırılmıştır -Padişahın sansür hakkı kısıtlandı ve basına sansür kaldırıldı -Meclis başkanını padişah değil meclisin seçmesi -Hükumet (vekiller heyeti - bakanlar kurulu) padişaha değil meclise karşı sorumlu olmuştur -Hükumetin, meclisten güvenoyu alması şarttır -Padişah sadece sandrazamı seçerken, bakanları ise sadrazam seçmektedir -İlk defa partiler kurulmuştur -Toplantı hakkı, dernek kurma hakkı gibi bazı temel hak ve özgürlükler gelmiştir -Devlet görevlerine gelebilmek için müslüman olma koşulu kaldırılmıştır

31 Mart Hadisesi  Eski düzeni isteyen gruplar, meşrutiyet sistemine karşı bazı hareketlere girişmişlerdir.  Bu hareketlerin en büyüğü 31 Mart hadisesi olarak tarihe geçen olaydır.  13 Nisan 1909 tarihinde yaşanan bu olay, o zamanki takvime göre 31 Mart 1325 günü meydana gelmiş olduğundan, 31 Mart Hadisesi adıyla anılmıştır.

 Şeriat düzenine dönme isteğiyle, Derviş Vahdeti adlı bir tarikat şeyhinin yönetiminde başlayan ayaklanma teşebbüsü olmuştur.  Mahmut Şevket Paşa komutasında, Edirne’ den gelen ve Harekat Ordusu adı verilen birlik tarafından bastırılan bu olayla ilgisi olmakla itham edilen II. Abdulhamid tahttan indirilerek ( 27 Nisan 1909 ) yerine V. Mehmed ünvanıyla Şehzade Mehmed Reşad padişah oldu.

 II. Abdulhamid’ in tahttan indirilerek V. Mehmed’ in padişah olmasını sağlayan meşrutiyetçiler bu gelişme ile büyük bir güç kazandılar.  Bu güçle Kanun – i Esasi’ de önemli değişiklikler yaparak padişahın yetkilerini kısıtlayan meşrutiyetçiler meclisin üstünlüğüne dayanan yeni bir sistem kurmuşlardır.  Her ne kadar da devlet teokratik bir bünyeye sahip olma özelliğini koruyor ve monarşik sistemin mevcudiyeti devam ettiriliyor ise de meşruti sistemin devlet hayatındaki ağırlığı sağlanmış oluyordu.

 Anayasa’ da yapılan değişikliklerle toplanma, cemiyet kurma ve benzeri hakları engelleyen hükümler ortadan kaldırılmıştır.  Bütün bunlara rağmen 1908 meşrutiyeti de tam demokratik ve laik bir anayasal düzen getirememiştir.  Bir yanda dıştan gelen felaket ve sıkıntılar diğer yandan iç politikada partiler arası siyasi mücadelenin soysuzlaşmış olması 1908 meşrutiyetini amacına ulaştıramamıştır.

 Anayasalı yönetim ya da diğer bir deyişle Osmanlı meşrutiyeti, istenilen ve beklenilen neticeyi getirememişti.  Daha önce demokratik deneyim geçirmemiş bir ülkede, birden bire ortaya çıkan bu özgür ortam, kısa zamanda siyasi çekişmelere ve anarşiye yol açmıştır.