Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı İmmün Yanıtın Endozom Tarafından Yeniden Şekillendirilmesi 2015-2016, Güz, Trakya Üniv Tıp Fak 7. kurul, 28.10.2015 Neşe.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Hipoglisemi Dr. E. Nazlı Gönç.
Advertisements

Hormon Etki Mekanizması
DİYABET (Şeker Hastalığı) ve BESLENME
VÜCUDUMUZDA SİSTEMLER
DİYARE (İSHAL).
KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ
AĞRI FİZYOLOJİSİ.
EGZERSİZ VE KAN.
BAGIŞIKLIK SİSTEMİ.
Böbrek İşlevleri Böbrekler metabolizma sonucu oluşan atık ürünlerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlayan sistemdir. En önemli işlevi homeostazı korumaktır.Kan.
Kanatlılarda immun sistem
CERRAHİ STRES.
ANTİJENLER.
LÖKOSİT FİZYOLOJİSİ Doğal bağışıklık Özgün bağışıklık
İLAÇLARIN TOKSİK ETKİLERİ
FAYDALI BESİNLER.
DİYABET.
1 ARALIK DÜNYA AIDS GÜNÜ HIV / AIDS Bulaşma Yolları / Korunma Yolları
BALIK ETİNİN İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN ÖNEMİ
E N D O K R İ N S İ S T E M İ ( HORMONLAR ) A.Ç.
BÖLÜM 11 İmmün Sistem Hastalıkları
Farmakodinami.
FİZYOLOJİYE GİRİŞ VE HOMEOSTAZ
Kanda Şeker Ayarlanması Sunusu
DİABET (ŞEKER HASTALIĞI)
FİBROMİYALJİDE ETYOPATOGENEZ
İMMÜNOLOJİ VE İMMUNOPATOLOJİ
SUYUN İNSAN YAŞAMINDAKİ YERİ
BAĞIŞIKLIK.
İNSANDA BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ
KTÜ AİLE HEKİMLİĞİ ABD Dr. H. Nejat KÜÇÜKDAĞ
Neşe Akış İmmünoloji dersleri için ders kitabı: Lippincott ve ark. İmmünoloji. 2.baskı Çev: Deniz ve ark. Nobel Tıp Kitapevi, İstanbul, TL (Öğrenciler.
Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Savunma eylemcileri ve üretilmeleri , Bahar, Trakya Üniv Tıp Fak 6. Kurul, Neşe Akış, PhD, Tıbbi.
Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Adenovirüs çiDNA , Bahar, Trakya Üniv Tıp Fak 6. Kurul, Neşe Akış, PhD, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim.
Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Arbovirüsler , Bahar, Trakya Üniv Tıp Fak 6. Kurul, Neşe Akış, PhD, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim.
Evaluation of Serum Levels of Interleukin (IL)–6, IL-10, and Tumor Necrosis Factor–α in Patients with Crimean-Congo Hemorrhagic Fever Nuh Mehmet ŞAHİN.
Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Antijen İşleme ve Sunma , Bahar, Trakya Üniv Tıp Fak 6. Kurul, Neşe Akış, PhD, Tıbbi Mikrobiyoloji.
Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Lenfoid Doku ve Trafikler , Bahar, Trakya Üniv Tıp Fak 6. Kurul, Neşe Akış, PhD, Tıbbi Mikrobiyoloji.
ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE IG G2 DÜZEYLERİNDEKİ DÜŞÜKLÜK PEDIATRICS Volume 120, Number 3, September 2007 Dr. Cem BECERİR
Antijen tanıyan reseptörler
SerdarSARICI BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ SerdarSARICI
Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Gastroenterit etkeni virüsler , Bahar, Trakya Üniv Tıp Fak 6. Kurul, Neşe Akış, PhD, Tıbbi Mikrobiyoloji.
Yeni Doğan Enfeksiyonları
Endozom Tarafından Şekillendirme
SEMA ÜNAL- NEZAKET GÖZÜN
KLİNİK NÜKLEER TIP UYGULAMALARI
Sunum Planı Çocuklarda görülen kanserler Görülme sıklıkları Nedenleri
Hücrelerin stres yanıtı
HORMONLAR ve HORMON ÜRETEN ORGANLAR
Her sistemin kendine özgü görevleri olmasına karşın bu görevleri diğer sistemlerden bağımsız olarak gerçekleştiremez. Egzersizle yukarıdaki açıklamanın.
Bağışıklık Sistemi ders kitabı: Abbas ve ark. Temel İmmünoloji. 4
Antijen tanıma ve tahribat kimyası
Trafik Bağışıklık Sistemi dersi-4
Deneyimli B'nin ileri olgunlaşması
Somatik reseptör üretimi
İNEKLERDE LAKTASYON Laktasyon mammogenezis, laktogenezis ve galaktopoezis diye 3 bölüme ayrılır.
Savunma eylemcileri ve üretilmeleri
Deneyimli lenfosit üretim süreci
GEBELİĞİN OLUŞUMU ERKEN DÖNEM GEBELİK BELİRTİLERİ:
A.Ç. Vücudumuzun kontrol ve bütünlüğünü sağlayan yani,canlı vücudundaki yapılar arasında koordinasyonu sağlayan sistemler vardır. BU SİSTEMLER; 1. SİNİR.
DİYABETES MELLİTUS ve BESLENME
Süt nedir? Memeli canlıların doğumdan hemen sonra meme bezlerinden salgılanan, kendisine has tadı, kokusu ve kıvamı bulunan beyazımsı bir sıvıdır.
KÖK HÜCRE PROF. DR. E. SÜMER ARAS 9. HAFTA.
TEMEL İMMÜNOLOJİ (I) Prof Dr Cengiz ÇAVUŞOĞLU
SDÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji ABD,
Periodontal hastalık ve erken doğum, düşük doğum ağırlığı
İdrar tahlilinde neler test edilir ? Standart bir idrar tahlilinde test edilen kimyasal ve mikroskopik maddeler aşağıda sıralanmıştır. Bunların dışında.
İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ EĞİTİMİ
Uyku ve Bağışıklık Sİstemİ
SDÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji ABD,
Sunum transkripti:

Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı İmmün Yanıtın Endozom Tarafından Yeniden Şekillendirilmesi , Güz, Trakya Üniv Tıp Fak 7. kurul, Neşe Akış, PhD,

1 Bireyler arasında ve bireyin farklı periyotlarında immün yanıt her zaman aynı değildir

Farklı yaşlarda farklı V(D)J repertuvarı: –Yenidoğan –Çocuk –Ergen ve Erişkin (yanıt eşiği farklı) –Yaşlı –Gebe Farklı ırk (siyah ırkta lupus sıklığı beyaz ırkın 3 katı fazla) Farklı cinsiyet (kadınlarda otoimmün hastalıkların sıklığı erkelerdekinin 2-3 katı fazla)

Yenidoğan ilk 1-2 günde maruz kaldığı antijenlere yanıtsız olmalıdır. Çünkü, bu periyotda vücudun mikrobiyotası gelişir ve anne sütü ile tanışılır Yanıtsızlık, periferden giren bu antijenlerin timusda merkezi tolerans altında ilgili kolonları yıktırmasına dayanır Çocuğun aynı antijene yanıt verebilmesi için benzer kolonlardan tekrar edinmesi gerekir. Aslında zaman içinde edinir, ancak artık vücutda etkin bir T düzenleyici ağı gelişmiştir ve mikrobiyotaya saldırılmaz

Yaşlılarda metobolizma faaliyeti ve kimyasal reaksiyonların katalizasyonu düşüktür. Bunun nedeninin oksitlenmiş molekül oranının yüksekliği olduğu, çünkü bunların temizleyen metabolizma ağındaki kümülatif pKa sabitinin entalpisinin yüksek olduğu düşünülmektedir. Yaşlılık sınırının insanda 70, kopekte 7, kedide 15, su kaplumbağında 400 yıl olduğu düşünülürse farklı organizmalarda farklı entalpili temizlik sistemlerinin işlediği anlaşılmaktadır. Sonuçta yaşlıda, kompleman ve antikor sentezi yavaşlar, hematopoez yavaştır, immün hücre yavaş tazelenir

2 İmmün sistemin bileşenleri sistemin iç dinamiğini bireyde ve bireyler arasında farklı kılar

İmmün sistemin bileşenleri Aktive ediciler Tehlikeliler Dizginleyiciler

Aktive ediciler: (1) Doku, pASH'ler ve hücresel savunma eylemcilerinin sitokinler kontrolünde yanıtı; (2) peptid hormonlarla çoğalmanın ve stres proteinleri ile yangının yönlendirilmesi Tehlikeliler: (1)Patojen kaynakları (mukoza-cilt-aşağı idrar yolları ve bariyer hasarı; lenf-lenf düğümü-kan-kupfer hücreleri; genom; hücreiçi parazitozlu hücre; böbrek taşları ve diş çürükleri). (2)Tümör (3)Amiloid plaklar ve priyonlar İmmün sistemin bileşenleri - devam 1

Dizginleyiciler: ① Fizik engel (cilt, kist, granülom, uterus), kimyasal engel ② Bariyerlerdeki lenfoid doku örgüsü ③ Hücrelerarası bağların geçit vermeyecek kadar sıkı olması (Kan- Beyin bariyeri) ④ Lenf drenaj yetersizliği olması (göz) ⑤ Az adezyon-kemotaksis ile lökosit trafiğinin kısıtlı olması (göz) ⑥ Baskılayıcı TGF-beta, IL-10, IDO ve yanıt sınıfı yönlendirici diğer sitokinler (plasenta, testis) ⑦ Plazmada kompleman dizginleyiciler ⑧ Eylemci hücrenin ömür kısalığı, ATP miktarına bağlı ömür, temporal aktiflenen eylemcilik ⑨ Yanıt susturucu/ tamir yapıcı hücreler ve bunları yönlendiren düzenleyici hücreler ⑩ Membranda baskılayıcı prostaglandinler; NK icin HLA-E, HLA-F, HLA- G, CD200; kompleman için DAF; IgG için Fc-gama-R IIb uyarısı; saldırganı öldürmek için FasL İmmün sistemin bileşenleri - devam 2

1.YENİ DOĞAN (1 - 2 gün) YAŞ YAŞ püberte 5.Postpüberte - 55 YAŞ YAŞ ileri YAŞ Yaşam boyu yeten çeşitliliği püberteye kadar repertuvarına kazandıran timus postpübertede hacmini küçültür (beyin gibi). Kazanılan repertuvardan türeyen hafızalı hücre sayısı erişkinlikte 3 katına çıkar. TİMUS Ağırlık Aylar...Yıllar

Travma boyutuna göre edinilen farklı miktarda immün kompleksler (kaza, ameliyat, endometrium yangısı, doğum) Aşılama veya enfeksiyon sonrası gelişen immün kompleksler

Reseptör algılama eşiği farkı İfade edilen molekül seviye ve hücre sayı farkı Yapışma molekülü afinite farkı Mikrobiyata bileşim farkı

3 İmmünonöroendokrin sistem üzerinden bağışıklık sistem yanıtının yeniden şekillenmesi

Sinir ve immün sistem hücreleri birbirlerinin ligandlarını salgılar Sinir hücrelerinden salgılanan sitokinler IL1 TNF IL4 IL10 IL15 Beyin-lenf iletişim yolu: Subaraknoid boşluk→ Sribriform plaka→ Nazal lenfatik→ Servikal düğümler İnnervasyon: Birincil ve ikincil lenfoid organlara adrenerjik ve kolinerjik salgılama var Sinir hücrelerinden salgılanan kemokinler Fractalkine MCP-1 IL2 IFN-gama IL6 TGF-beta Sinir sistem hücrelerindeki sitokin reseptörleri IL1R TNF R IL10 R IL15 R

Lökositlerden salgılanan nörotransmitter ve hormon Adrenalin ACTH Sinir, endokrin ve immün sistem hücreleri birbirlerinin ligandlarını tanır Timus ve lenfositlerden üretilen hormonlar GH PRL LH Oxytocin Vasopressin Somatostatin TSH Lökositlerdeki nörotransmitter reseptörleri Alfa ve Beta adrenerjik R Serotoninerjik R 5HT 1A R Dopamin R Lökositlerdeki nöropeptid reseptörleri Beta endorfin R Enkafalin R Gastrin RP R

Lökositlerden salgılanan nörotransmitter ve hormon Adrenalin ACTH Sinir, endokrin ve immün sistem hücreleri birbirlerinin ligandlarını tanır Timus ve lenfositlerden üretilen hormonlar GH PRL LH Oxytocin Vasopressin Somatostatin TSH Lökositlerdeki nörotransmitter reseptörleri Alfa ve Beta adrenerjik R Serotoninerjik R 5HT 1A R Dopamin R Lökositlerdeki nöropeptid reseptörleri Beta endorfin R Enkafalin R Gastrin RP R

İMMÜNONÖROENDOKRİN Sistem elemanları birbirlerinin aktivasyonunu denetler

Sol hemisfer aktivasyonu NK aktivitesi dışındaki hücresel yanıtı arttırır. Sağ hemisfer aktivasyonu tam tersini yapar. Bu nedenle sağ hemisferi dominant bireylerde sıvısal kökenli otoimmün hastalıklar ve ayrıca alerjik hastalıklara daha sık rastlanır. MERKEZİ ve PERİFERAL SİNİR SİSTEMİ ve İMMÜN SİSTEM İLİŞKİSİne ait örnekler-1 Aşılama sonrası norepinefrin salınımını azalır. Devamındaki 6 gün boyunca MSS'deki bağışık yanıt zayıf kalır. Kaudial Retiküler Yapıda hasar lokal norepinefrin salınımını azaltır. Kronik yangı ise periferde norepinefrin salınımını azaltır. Her iki durumda da IL10 salınımı artarak IL12 ve IFN-gama salınımı durdurulur. Sonuçta yanıt sınıfı hücreselden sıvısal yöne kayar. Sağ ve sol elle yazanlarda farklı immün eylemci aktivasyonu gelişir

Nöropeptidler mast hücre ve eozinofillerin aktivasyon eşiğini yükselterek bu hücrelerin yanıtını zayıflatır Yolculuk stresi H.pylori enfeksiyonuna, karşılıksız aşk ve yakınını kaybetmek tüberküloza, sosyal stres dudakta HSV tip-1 lezyon gelişimine eğilimi arttırır Hipotalamik-hipofizal-adrenal aksta uyarı/stres ile salınan ACTH, adrenal bezlerden glukokortikoid salınımını indükler. Glukokortikoidler hücresel yanıtın aktiflenme eşiğini yükseltir ve proinflamatuvar sitokinler salgılanır. Bu sitokinler hipofiz aktivitesini arttırarak genel bağışıklık yanıtını sıvısal yöne kaydırır ve baskılar. Şizofrenlerde bağışıklık sistemi sitokin profili değişir MERKEZİ ve PERİFERAL SİNİR SİSTEMİ ve İMMÜN SİSTEM İLİŞKİSİne ait örnekler-2

PSİKONÖROİMMÜN Yanıtlara Örnek Misafirperverlik davranışına ilgili bireylerde NK aktivitesinde artış saptanmıştır Değişik davranma ve olmadık hayaller kurma eğilimi gösteren bireylerde NK aktivitesinde azalma saptanmıştır ENDOKRİN SİSTEM ve İMMÜN SİSTEM İLİŞKİSİne örnek Gastrik nöropeptidlerin salınımı, proinflamatuvar sitokin salınımını indükler. Bunun sonunda lökosit aktivasyonu başlar. Vazoaktif intestinal peptid, IL7 sentezini baskılayarak lenfopoez üretimini zayıflatır Öströjen immün yanıtı yavaşlatır. Menopoz öncesi ve sonrası immün sistem farklı çalışır

Uyku Sistemi ve İmmün Sistem ilişkisi Proinflamatuvarlar uyku merkezlerini uyarır Seritonerjik aktivasyon immün yanıtın aktivasyon eşiğini değiştirir Sirkadyan Döngü ve İmmün Sistem İlişkisi Çoğalma hormon ve çoğalma sitokinleri uyku esnasında üretilir İnflamatuvar sitokinler sabaha karşı ve akşam üstü yüksek seviyeye çıkar Hücresel tamir makinaları günün belli saatlerinde ektindir (Pr.Aziz Sancar’ın Nobel Ödüllü bulgusu) Stressiz uykusuzluk NK sayısını azaltır Uyku psikolojik strese karşı davranış planları üreterek immün sistem üzerindeki kortikoid salınım baskısını azaltır

Sağlıklı bireyde kısa dönemli istemsiz psikolojik durumlar Stres-heyecan, endişe, stres-kızgınlık, üzülme, sevinç Aşık olma, ebeveynlik güdüsü, ızdırap-acı çekme, mutlu olma, nefret etme, korkma, kin-garez, sadıklık Sağlıklı bireyde uzun dönemli istemsiz psikolojik durumlar İmmünonöroendokrin sistemin yeniden düzenlenmesi beklenen durumlar Düşmanlık, savunma-savaşma, sebat etme-tahammül etme-sabretme Sağlıklı bireyde istemli psikolojik durumlar

4 İmmünonöroendokrin sistem yaklaşımının kliniğe yansımaları: a- Düşük parasempatik ton ile akut yangının bireyde eş zamanlı bulunması sorunu (Dr.Gottfied Killerman. The Neuro-Endo-Immune System and its Impact on Clinical Practice)

MSS’de hücre şikayeti (otonom sistem nörotransmiter yetersizliği) MSS’de depresyon, ankisite ve diğer psikiyatrik belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur. Düzeltilmediğinde periferde kardiyak semptomlar, gastrointestinal şikayetler ve diğer periferal semptomların ortaya çıkmasına neden olur Böylece, otonom sinir sisteminde işlev kaybı/nörotransmiter dengesizliği; a)Kardiyovasküler (yüksek tansiyon, iskemik kalp hastalığı,artmi, anjina, vb..) b)Gastrointestinal (pankreatit, gastrit, ülseratif kolit, kusma, ishal, asit reflu, vb…) c)Solunum (astım, uyku apnesi, solunum problemleri, vb…) d)Metabolik (diyabet, kilo kaybı/atrışı) e)Hematolojik f)Endokrin problemlere yol açar

Çeşitli yangı tetikleyiciler YANGI ve SİNİR SİSTEMİ Yangısal etkenler (enfeksiyon, fiziksel veya psikolojik stres, besin alerjisi, çevresel toksinler) sinir sitemini doğrudan uyarır Psikososyal problemler Bakteri Mantar Virüs Metal ve diğer toksinler Gıdaya karşı aşırı duyarlılık

Yangı sonucu periferde hücre şikayeti geliştiğinde de, otonom sistem nörotransmiter yetersizliği sonuçlarını taklit edercesine, MSS’de yine depresyon, ankisite ve diğer psikiyatrik belirtiler, ve sonuçta diğer sistemlerde yukarıdaki benzer sorunlar ortaya çıkar Bu nedenle bazı psikiyatrik sorunlarda hastaların önemli bir kısmının doğrudan nörotransmiter düzeltme tedavisine yanıt vermediği ve bu sorunların %40‘ının nedeninin altta yatan yangıdan kaynaklandığı saptanmıştır

Örnek vaka-1: K, 54, sempatik nörotransmiter düzeltme tedavisine yanıtsızlık (Dr.Gottfied Killerman. The Neuro-Endo-Immune System and its Impact on Clinical Practice) Hastanın idrarda nörotransmiter seviyeleri (sarı: yüksek değerleri gösteriyor) Şikayetleri: yorgunluk uykusuzluk menopoz Çözümleme: Hastanın yüksek nörotransmiterlerinin kaynağı akut yangı nedeniyle immün sistemin nörotransmiter sentezi yapması

Örnek vaka-4: E, 7, sempatik nörotransmiter düzeltme tedavisine yanıtsızlık (Dr.Gottfied Killerman. The Neuro-Endo-Immune System and its Impact on Clinical Practice) Hastanın idrarda nörotransmiter seviyeleri (sarı: yüksek; mavi: düşük değerleri gösteriyor) Çözümleme: Hastanın yüksek nörotransmiterlerinin kaynağı akut yangı nedeniyle nörotransmiter sentezi yapan immün sistem hücreleri Şikayetleri: hiperreaktivite konuşamama hafıza kaybı anksiyete duygusal değişimler

Örnek vaka-3: K, 32, sempatik nörotransmiter düzeltme tedavisine yanıtsızlık (Dr.Gottfied Killerman. The Neuro-Endo-Immune System and its Impact on Clinical Practice) Şikayetleri: anksiyete çölyak yorgunluk depresyon tiroid düzensizliği Hastanın idrarda nörotransmiter seviyeleri (sarı: yüksek; mavi: düşük değerleri gösteriyor) Çözümleme: Hastanın yüksek nörotransmiterlerinin kaynağı otoimmün akut yangı nedeniyle nörotransmiter sentezi yapan immün sistem hücreleri

Örnek vaka-2: K, 45 (Dr.Gottfied Killerman. The Neuro-Endo-Immune System and its Impact on Clinical Practice) Şikayetleri: anksiyete/panik uykusuzluk otoimmün hastalık takıntı yorgunluk kilo kaybı hafıza kaybı tiroid düzensizliği Hastanın idrarda nörotransmiter seviyeleri (sarı: yüksek; mavi: düşük değerleri gösteriyor) Çözümleme: Hastanın yüksek nörotransmiterlerinin kaynağı bakteriyel enfeksiyona bağlı akut yangı nedeniyle immün sistem hücrelerinin nörotransmiter sentezi yapması. Tabloda hastanın antibiyotik tedavisi sonrası yanıtı da görülüyor.

5 İmmünonöroendokrin sistem yaklaşımının kliniğe yansımaları: b- Düşük parasempatik ton ile kronik yangının bireyde eş zamanlı bulunması sorunu (Dr.Gottfied Killerman. The Neuro-Endo-Immune System and its Impact on Clinical Practice)

Akut Erken Geç kronik kronik

Örnek vaka-5: E, 49, sempatik nörotransmiter düzeltme tedavisine yanıtsızlık (Dr.Gottfied Killerman. The Neuro-Endo-Immune System and its Impact on Clinical Practice) Şikayetleri: hareketli uyuma, yorgun uyanma, enerjisizlik Hastanın idrarda nörotransmiter seviyeleri normalin altında Çözümleme: Hastanın düşük nörotransmiterlerinin kaynağı kronik yangı nedeniyle nörotransmiter sentezinin immün sistem hücreleri tarafından baskılanması Normal değerler

6 İmmünonöroendokrin sistem yaklaşımının kliniğe yansımaları: c- Sempatik sistemle ilgili sonuç (Dr.Gottfied Killerman. The Neuro-Endo-Immune System and its Impact on Clinical Practice)

 Sağlıklı bireylerde sinir sistemi tarafından sentezlenen nörotransmiterlerin dengesi hemostazın sağlanmasında dominant etkinliktedir. Nörotransmiter dengesinin bir amacı pro- ve anti inflamatuvar sitokin sentezini kontrol ederek yangı oluşumunu düzenlemek ve kontrol etmektir. Eğer nörotransmiter dengesi bozulmuşsa yangının kontrolü de zorlaşır.  Diğer yandan, yangısı olan hastalarda immün sistem tüm sistemler üzerinde dominant etki gösterir. Çünkü, akut yangı vakalarında gösterildiği gibi, immün hücre kaynaklı epinefrin, norepinefrin, dopamin, glutamat ve asetilkolin (labda ölçülemiyor) seviyeleri artarak sinir sisteminin oluşturduğu nörotransmitter dengesini değiştirir. Benzer şekilde, kronik yangı vakalarında gösterildiği gibi, immün hücre kaynaklı nörotransmitter baskılayıcıları sinir sistemine dengeli nörotransmitter sentezi yaptırmaz. Sonuçta, nörotransmiter seviyeleri dengesizleşir ve sinir sisteminin çalışması kilitlenir.  SONUÇ: Düşük sempatik ton problemleri olan hastada eğer ayrıca yangı ve immün problemler varsa önce bunlar çözümlenmeden düşük sempatik ton problemleri psikiyartik ilaçlarla düzeltilemez. YANGI ve SEMPATİK SİNİR SİSTEMİ (Dr.Gottfied Killerman. The Neuro-Endo-Immune System and its Impact on Clinical Practice)

Yangının akut veya kronik olması immünonöroendokrin sistemi farklı çalıştırır Akut yangı, plazma sempatik nörotransmiter konsantrasyonunu yükseltir (N ve A tiplerinde farklı profiller gelişir) Düşük parasempatik ton kontrolsüz kronik yangıya sebep olur Kronik yangı, plazma sempatik nörotransmiter konsantrasyonunu düşürür Sonuç: Klinikte sempatik tonun tanımlanması ve düzeltilmesinde sorun çıkar

7 İmmünonöroendokrin sistem yaklaşımının kliniğe yansımaları: d- Parasempatik sistem ve immün sistem (Dr.Gottfied Killerman. The Neuro-Endo-Immune System and its Impact on Clinical Practice)

Parasempatik sistem yangı kontrolünde düzenleyicidir. Düşük işlevli parasempatik sistem proinflamatuvar sitokin kontrolünü yeterince sağlayamaz ve kontrolsüz yangıya yol açar. Bu durumda akut yangı bir yandan kronik yangıya ilerlerken diğer yandan bağışık yanıt zayıflar, hastada ikincil immün yetmezlik gelişir. Bu nedenle parasempatik ton tedavisinde hastanın ikincil immün yetmezlikle karşıkarşıya kalmaması için, düşük N-semptik aktivasyon azaltılıp adrenal ton arttırılırken aynı zamanda yangı sorununun da anlaşılıp paralel çözülmesi şarttır. SONUÇ: Hastada sağlıklı çalışan bağışıklık sistemi oluşturmak için a- sempatik, n-sempatik ve parasempatik dengenin sağlıklı kurulması gerekir. YANGI ve PARASEMPATİK SİNİR SİSTEMİ (Dr.Gottfied Killerman. The Neuro-Endo-Immune System and its Impact on Clinical Practice)

Yangı immünonöroendokrin sistemi farklı çalıştırır Akut yangı, plazma sempatik nörotransmiter konsantrasyonunu yükseltir (N ve A tiplerinde farklı profiller gelişir) Düşük parasempatik ton kontrolsüz kronik yangıya sebep olur Kronik yangı, plazma sempatik nörotransmiter konsantrasyonunu düşürür Sonuç: Klinikte sempatik tonun tanımlanması ve düzeltilmesinde sorun çıkar

İmmün sistem ve şartlı refleks 8 Bağışıklık sistemine şartlı refleks ile farklı sitokinler ürettirilebildiği saptanmıştır. Henüz verimi düşük olan ve kliniğe yansımayan bu çalışmalar devam etmektedir.

Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı , Güz, Trakya Üniv Tıp Fak 7. kurul, Neşe Akış, PhD, İmmün Yanıtın Ekpozom Tarafından Yeniden Şekillendirilmesi

Antijen dozu Yüksek miktarda antijen yüksek doz toleransı uyandırır. Çünkü profesyonel sunum yapacak B hücreleri dolmuş ve bloke olmuştur. Çok düşük miktar antijen düşük doz toleransı uyandırır. Çünkü bağışıklık sistemi tarafından ihmal edilir. ÖNEMLİ: Yukardaki nedenlerle aşıların sadece önerildiği miktar uygulanması ile optimum sonuç elde edilir

(hücresel)(sıvısal) Vücuda giren antijen miktarına yanıt örnekleri Az virüs inokülasyonu koruyucu hücresel yanıt oluştururken çok virüs inokülasyonu koruyucu olmayan sıvısal yanıta yol açar İmmün sistem sınırı: Günlük en fazla mikrobiyal yüklenme= adet

Antijenin vücuda giriş yolu immün yanıtı farklandırır ID Subcutan IM İnhalasyon Oral, sindirim kanalından Not-2: Antijenin biyokimyasal ve fiziksel yapısının da immün yanıtı farklandırdığını immünoloji derslerinde önceden işlemiştik Not-1: Yukardaki nedenlerle aşıların sadece önerildiği yoldan uygulanması ile optimum sonuç elde edilir. IV’den sadece pasif aşılar uygulanabilir!

Çevresel etkiler immün yanıtı değiştirir Kimyasallar İmmün sistemi baskılayan drug kullanımı (anestezik, antibiyotik, antikor ilaç, anti tümör ilaç, transplantasyon pre ve post op sitotoksik ilaç) Yoksulluğun sebep olduğu beslenme ve eser element yetersizliğiYoksulluğun sebep olduğu beslenme ve eser element yetersizliği Ağır egzersiz yapan bireyin bağışıklık sistemi zayıftır Gıda Fizik stres immün sistemi baskılar

Çevreden alınan kimyasallar ve çevresel partiküller, hücre, doku ve plasma bileşenleri ile birleştiğinde PAMP oluşturabilir veya sindirilemeyen yığınların gelişimine yol açabilir Çevresel tehlikeli kimyasallar: Tarımsal kimyasal, gıda katkısı, havada ve suda sinai atık, mesleki kimyasala maruziyet, sigara, narkotik, drug, alerjen Çevresel masum partiküllere sürekli maruziyet: Küf, alerjen

Mukozalara yerleşik ve patojen olmayan mikroplarımız= Mikrobiyota= Flora komensalleri Dünyada bakteri ve arkelerin toplamı ≈5X10 30 adet prokaryottur. Bunlardan insanda yaşayanları kişi başına 1-2 kg ağırlığındadır. Çoğu bağırsakta, diğerleri genelde cilt ve diğer mukozalarda (solunum yolu, ürogenital yol) yerleşiktir. Vücudumuzdaki ≈200 trilyon vücut hücresine karşılık bunların sayıları 1-10 kat fazladır. Prokaryot dışındaki flora komensalleri virüsler, mantarlar ve protist-protostomlardır. Mantarlar, protist-protostomlar ve bakterilerde ayrıca kendilerine ait virüsler ve fajlar da bulunur ve konaklarının parçalanmasıyla mukozaya dağılır. Mikrobiyota üyeleri vücut hücrelerinin %90’ı ile karşılıklı iletişim içindedir. Bağışıklık sisteminin caydırıcığı nedeniyle konakta enfeksiyon yapsalar bile bu enfeksiyon hastalığına ilerlemez. Şeker hastalığı, romatizma, kas gücü yetersizliği sendromları, şişmanlık ve kanser gelişiminde yönlendirici rolleri olduğu ileri sürülmektedir.

Gıda Sinir sistemi Mikrobiyota Mikrobiyotanın değiştirilmesi beslenme rejimindeki değişiklikler ve ilaçlarla olur İmmün sistem Kanser Obesite Otoyangısal hastalık

Kişinin hasta olması diğer ikincil immün yetmezlik nedenleridir –Otoimmün ve diğer kronik hastalıklar, –Lökosit ve solid doku tümörleri, –Enfeksiyon –Obesite –Süper antijenlere maruziyet –Süperenfeksiyon

Pre-pübertede coğrafi flora ve fauna antijenlerine maruziyet (aşılanma ve enfeksiyon dışındakler), örneğin tarım ve hayvancılık sektörlerinde çalışanlarda olduğu gibi, bağışıklık sisteminin yapılanması ve eğitimi için bir gerekliliktir. Hijyen Hipotezi

Alerji ve otoimmün hastalıklar, özellikle MS ve IDDM, güney yarımküreden kuzeye doğru artış gösterir Enfeksiyon hastalıkları, özellikle parazitoz, kuzey yarımküreden güneye doğru doğru artış gösterir Hijyen Hipotezinin Dayanağı

Aşırı hijyen sorunun kaynağı mı? Erken yaşta doğal antijenlerle karşılaşılmadığında immün sistem eğitilemeyebilir ve ileri yaşta bunlarla karşılaşıldığında sapkın immün yanıtlar ortaya çıkabilir. Alerjik, otoimmün ve kanser hastalıkları gelişebilir. Erken yaşta doğal antijenlerle karşılaşılmadığında immün sistem eğitilemeyebilir ve ileri yaşta bunlarla karşılaşıldığında sapkın immün yanıtlar ortaya çıkabilir. Alerjik, otoimmün ve kanser hastalıkları gelişebilir. Kuzey soğuk ülkelerde aşırı hijyenik izole büyüyen çocuklarda sık görülen alerjiye karşı Kuzey soğuk ülkelerde aşırı hijyenik izole büyüyen çocuklarda sık görülen alerjiye karşı 2009 yılında doğal ortam antijenleriyle hazırlanan bir aşı (hayvan ve bitki antijenleri, sık karşılaşılan bakteri, mantar, parazit ve virüslere ait moleküller) erken yaşlarda kullanılması için piyasaya sürülmüştür.

Hijyen Kuralları: Ne aşırı hijyen, ne yetersiz hijyen ! İleri yaşlarda da doğa ile kirlenerek maruziyetleri devam ettirmenin gelişebilecek immünupatolojilere karşı koruyucu olabileceği düşünülmektedir. Bu hipotez gözleme dayanır ve henüz bilimsel metodoloji ile test edilmemiştir. İleri yaşlarda da doğa ile kirlenerek maruziyetleri devam ettirmenin gelişebilecek immünupatolojilere karşı koruyucu olabileceği düşünülmektedir. Bu hipotez gözleme dayanır ve henüz bilimsel metodoloji ile test edilmemiştir. Diğer yandan, her tuvaletten çıkışta ellerin sabunla yıkanması oral-fekal bulaşıyı büyük oranda önler; haftada 2 kez banyo alınması normal sosyal yaşamın sağlıklı sürdürülmesini sağlar. Diğer yandan, her tuvaletten çıkışta ellerin sabunla yıkanması oral-fekal bulaşıyı büyük oranda önler; haftada 2 kez banyo alınması normal sosyal yaşamın sağlıklı sürdürülmesini sağlar.

Yanlış gelenekler ve hijyen Orta ve Güney Anadolu’da yeni doğanların göbeğinin önceden toprağa gömülmüş ve paslanarak potansiyel tetanoz ajanı dahil birçok mikroorganizma taşıyan jiletle kesilmesi adeti vardır. Orta ve Güney Anadolu’da yeni doğanların göbeğinin önceden toprağa gömülmüş ve paslanarak potansiyel tetanoz ajanı dahil birçok mikroorganizma taşıyan jiletle kesilmesi adeti vardır. Benzer şekilde, bazı akıntısız su birikintilerinin kutsal olarak kabul edildiği ve buralarda bebek ve çocukların yıkandığı, böylece hepatit gibi birçok hastalıkların salgınlarına sebep olunduğu bilinmektedir. Benzer şekilde, bazı akıntısız su birikintilerinin kutsal olarak kabul edildiği ve buralarda bebek ve çocukların yıkandığı, böylece hepatit gibi birçok hastalıkların salgınlarına sebep olunduğu bilinmektedir. Hindular da benzer sebeplerle Ganj nehrinde yıkanırlar. Hindular da benzer sebeplerle Ganj nehrinde yıkanırlar. Bu tip adetler kurşun döken, sözde ölü ruhu ve cin dinleyen, üfürük veren psikozlu kanaat önderlerinin sağlık önermelerinden kaynaklanmaktadır ve halk sağlıkçıların mücadele ettiği yanlış inanışlardır. Bu tip adetler kurşun döken, sözde ölü ruhu ve cin dinleyen, üfürük veren psikozlu kanaat önderlerinin sağlık önermelerinden kaynaklanmaktadır ve halk sağlıkçıların mücadele ettiği yanlış inanışlardır.