Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

PERSONEL EĞİTİM SEMİNERİ 14-18 EKİM 2012 ANTALYA İrfan TEMUR – Uğur YILDIRIM.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "PERSONEL EĞİTİM SEMİNERİ 14-18 EKİM 2012 ANTALYA İrfan TEMUR – Uğur YILDIRIM."— Sunum transkripti:

1 PERSONEL EĞİTİM SEMİNERİ 14-18 EKİM 2012 ANTALYA İrfan TEMUR – Uğur YILDIRIM

2 - Türk Ticaret Kanunu - Ticari Defterler - Cezalar - İnternet Sitesi Zorunluluğu - Borçlar Kanunu - Kefalet Sözleşmeleri - Eşin Rızası - Müşterek Müteselsil Kefalet -Harçlar Kanunu -123. Madde Harç istisnası

3 - Şahıs Kefaleti - Gayrimenkul Teminatları ( İpotek) - Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Hükümleri - Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri Yönetmeliği

4 - Noter Tebligatı - Tebligat Kanunu Düzenlemeleri - Kurumlar Vergisi - Gelir Vergisi - KDV - Mevduat Faiz Gelirlerinin Vergilendirilmesi - Kira Gelirlerinin Vergilendirilmesi - Muafiyetler

5

6 -Kabul tarihi: 14.02.2011 -Yayım Tarihi: 14.02.2011 tarih 27846 sayılı Resmi Gazete -Yürürlük tarihi: Genel yürürlük 01.07.2012 - Toplam 1535 Madde -1524. Madde ( internet sitesi) yürürlük tarihinden 1 yıl sonra yürürlüğe girer. -6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu il Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun. ( 50 madde) İle değişikliğe uğramıştır.

7

8 64. Madde (Değişik: 26/6/2012-6335/8 md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir. 10991 (2) Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.

9 (3) (Değişik: 26/6/2012-6335/8 md.) Fiziki ortamda tutulan yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri ile dördüncü fıkrada sayılan defterlerin açılış onayları, kuruluş sırasında ve kullanılmaya başlanmadan önce noter tarafından yapılır. Bu defterlerin izleyen faaliyet dönemlerindeki açılış onayları, defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk ayından önceki ayın sonuna kadar notere yaptırılır. Pay defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defteri yeterli yaprakları bulunmak kaydıyla izleyen faaliyet dönemlerinde de açılış onayı yaptırılmaksızın kullanılmaya devam edilebilir. Yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterinin kapanış onayı, izleyen faaliyet döneminin üçüncü ayının sonuna kadar notere yaptırılır.

10 Ticaret şirketlerinin ticaret siciline tescili sırasında defterlerin açılışı ticaret sicili müdürlükleri tarafından da onaylanabilir. Açılış onayının noter tarafından yapıldığı hâllerde noter, ticaret sicili tasdiknamesini aramak zorundadır. Ticari defterlerin elektronik ortamda tutulması hâlinde bu defterlerin açılışlarında ve yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterinin kapanışında noter onayı aranmaz. Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıt zamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca müştereken çıkarılan tebliğle belirlenir.

11 Pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri gibi işletmenin muhasebesiyle ilgili olmayan defterler de ticari defterlerdir. (5) (Değişik: 26/6/2012-6335/8 md.) Bu Kanuna tabi gerçek ve tüzel kişiler, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun defter tutma ve kayıt zamanıyla ilgili hükümleri ile aynı Kanunun 175 inci ve mükerrer 257 nci maddelerinde yer alan yetkiye istinaden yapılan düzenlemelere uymak zorundadır. Bu Kanunun defter tutma, envanter, mali tabloların düzenlenmesi, aktifleştirme, karşılıklar, hesaplar, değerleme, saklama ve ibraz hükümleri 213 sayılı Kanun ile diğer vergi kanunlarının aynı hususları düzenleyen hükümlerinin uygulanmasına, vergi kanunlarına uygun olarak vergi matrahının tespit edilmesine ve buna yönelik mali tabloların hazırlanmasına engel teşkil etmez.

12 KANUN KAPSAMINDA TUTULMASI ZORUNLU DEFTERLER

13 Açılış tasdiki, işe başlayacaklar için kullanmaya başlamadan önce, faaliyete devam edenler için yeni yıla girmeden (31 Aralık tarihine kadar), Kapanış Tasdiki, Mart Ayı sonuna kadar

14 Açılış tasdiki, işe başlayacaklar için kullanmaya başlamadan önce, faaliyete devam edenler için yeni yıla girmeden ( 31 Aralık tarihine kadar),

15

16 Kapanış Tasdiki, Mart Ayı sonuna kadar

17 Genel Kurul Müzakere ve Toplantı Defteri (Açılış tasdikine Tabi) Açılış tasdiki, işe başlayacaklar için kullanmaya başlamadan önce, faaliyetine devam edenler için yeni yıla girmeden (31 Aralık tarihine kadar), Yeterli yaprak bulunması durumunda izleyen faaliyet dönemlerinde açılış tasdiki yaptırılmadan kullanmaya devam edilebilir.

18 Açılış tasdiki, işe başlayacaklar için kullanmaya başlamadan önce, faaliyetine devam edenler için yeni yıla girmeden (31 Aralık tarihine kadar), Yeterli yaprak bulunması durumunda izleyen faaliyet dönemlerinde açılış tasdiki yaptırılmadan kullanmaya devam edilebilir.

19 CEZALAR - Ticari Defterleri Kanuna uygun tutmayanlar - İşletme ile ilgili Belgelerin Kopyalarını saklamayanlar - Defterlerin Açılış ve Kapanış Tasdiklerini Yaptırmayanlar - Defterleri Türkçe, Düzenli ve Kanuna Uygun Tutmayanlar - Saklanması Zorunlu Belgeleri İbraz Etmeyenler - Türkiye Muhasebe Standartlarına Uymayanlar DÖRT BİN TÜRK LİRASI (4.000-TL) İDARİ PARA CEZASIYLA CEZALANDIRILIR.

20 - Ticari defter ve belgeleri, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı denetim elemanlarınca istenmesine rağmen vermeyenler, eksik verenler yada bu denetim elemanlarının görevlerini yapmalarını engelleyenler, fiilleri daha ağır cezayı gerektiren bir oluşturmadığı takdirde ÜÇYÜZ GÜNDEN AZ OLMAMAK ÜZERE ADLİ PARA CEZASIYLA CEZALANDIRILIR. - Ticari Defterlerin mevcut olmaması veya hiçbir kayıt içermemesi yahut Kanuna uygun saklanmaması hallerinde sorumlular ÜÇYÜZ GÜNDEN AZ OLMAMAK ÜZERE ADLİ PARA CEZASIYLA CEZALANDIRILIR. - Görevleri nedeniyle defter ve belgeleri inceleyenlerin edindikleri işletme sırlarını açıklamaları halinde Türk Ceza Kanununun 239 uncu maddesine (Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması) göre BİR YILDAN ÜÇ YILA KADAR HAPİS VE BEŞBİN GÜNE KADAR ADLİ PARA CEZASIYLA cezalandırılır.

21 -Defter tasdikini yaptırmayanlar için daha önce adli para cezası uygulanmakta iken söz konusu fiil yeni yasada idari para cezası olarak öngörülmüştür. Dolayısıyla bahsi geçen fiil suç olmaktan çıkarılarak idari yaptırım gerektiren “Kabahat”e dönüştürülmüştür. - Defterleri Kanuna uygun tutmayanlar için daha önce adli para cezası öngörülmüş iken yeni düzenlemede idari para cezasına dönüştürülmüştür.

22 -Defterlerin mevcut olmaması veya hiçbir kayıt içermemesi ( defterleri tutma mükellefiyetini hiç yerine getirmeyenler) için her iki kanunda da (eski- yeni) suçun yaptırımı adli para cezası olarak öngörülmüştür. -Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle işlemler yeni düzenlemelere göre yapılacaktır. Ön görülmüş cezai müeyyideler açısından da yeni kanundaki hükümler geçerli olacaktır. Geçmişte yapılan işlemlerle ilgili olarak ise; -Daha önceki kanunda adli para cezası öngörülmüş ancak yeni kanunda ceza öngörülmemiş ise fiil ceza olmaktan çıkmıştır ve ceza teklifi yapılamayacaktır. ( örnek: envanter defteri kapanış tasdiki)

23 -Eski Kanunda ki düzenleme kapsamında defterlerin Kanuna uygun şekilde tutulmaması halinde uygulanan para cezaları her bir yönetici ve bu defterleri tutmakla yükümlü kimseler için ayrı ayrı uygulanmakta iken yeni Kanunda buna yer verilmemiş dolayısıyla kooperatifler açısından sorumlu tutulacak olan yönetim kurulu olacaktır. ( Muhasebe personeli için Türk Ceza Kanununda ki iştirak hükümleri kapsamında cezai müeyyide gerçekleşebilecektir. Örnek defterler kayıtlarının kanuna uygun yapılmaması) -Her iki kanunda da ceza yaptırımı öngörülmüş ise lehte olan ceza yaptırımı teklif edilecektir.

24 - Kasa Defteri, - Sabit Kıymetler ve Demirbaş defteri, - Gelen- Giden Evrak Defterleri, - Teftiş Defteri, - Personel Yıllık İzin Defteri,

25 İnternet sitesi zorunluluğuna ilişkin düzenleme bu maddede yapılmıştır. Yürürlük tarihi 01.07.2013 30.06.2012 tarihinden yayımlanan 6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu İle Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanundan önce kooperatiflerimizin internet sitesi açma zorunluluğu bulunmakta iken bu Kanunla yapılan düzenlemeyle internet sitesi açma zorunluluğu denetime tabi sermaye şirketleri ile sınırlanmıştır. Denetime tabi şirketler ise 397 madde hükmü yetkisiyle Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecektir.

26 Ticaret Kanununda kooperatiflerin internet sitesi açma zorunluluğu bulunmadığı yönünde yorumlar yapılmakla birlikte, taslak çalışması devam eden yeni 1163 sayılı Kooperatifler Kanununda internet sitesi açma zorunluluğuna ilişkin düzenleme bulunması, ayrıca Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca oluşturulacak olan ve çalışmaları devam eden e- kooperatif sisteminde her kooperatifin internet sitesinin bulunması zorunluluğu kooperatiflerimizin internet sitesi açmalarını zorunlu kılmaktadır.

27 -Kabul tarihi: 11.01.2011 -Yayım Tarihi: 04.02.2011 tarih 27836 sayılı Resmi Gazete -Yürürlük tarihi: Genel yürürlük 01.07.2012 -Toplam 649 Madde

28 MADDE 582- Kefalet sözleşmesi, mevcut ve geçerli bir borç için yapılabilir. Ancak, gelecekte doğacak veya koşula bağlı bir borç için de, bu borç doğduğunda veya koşul gerçekleştiğinde hüküm ifade etmek üzere kefalet sözleşmesi kurulabilir. Yanılma veya ehliyetsizlik sebebiyle borçlunun sorumlu olmadığı bir borç için kişisel güvence veren kişi, yükümlülük altına girdiği sırada, sözleşmeyi sakatlayan eksikliği biliyorsa, kefaletle ilgili kanun hükümlerine göre sorumlu olur. Aynı kural, borçlu yönünden zamanaşımına uğramış bir borca kefil olan kişi hakkında da uygulanır. Kanundan aksi anlaşılmadıkça kefil, bu bölümde kendisine tanınan haklardan önceden feragat edemez. (Kooperatiflerimize gönderilmiş olan MÜŞTEREK BORÇLU VE MÜŞTEREK MÜTESELSİL KEFİLLERE AİT SÖZLEŞME, BİLGİLENDİRME VE TAAHHÜTNAME)

29 Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.

30 Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.

31 Madde 586- Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir.

32 - Sözleşme içeriğine ve yükümlülüklere ilişkin karşı tarafı önceden bilgilendirme zorunluluğu düzenlenmiştir. ( 20.25 arası maddeler genel işlem şartları) - Kefile, kefalet hükümlerine ilişkin düzenlemeler çerçevesinde, kendisine verilen haklardan önceden feragat edemeyeceğine dair koruyucu bir düzenleme yapılmıştır. ( Madde 582) - Kefalet sözleşmesinin yazılı olması koşulu ve kefaletle ilgili bir takım bilgilerin kefilin kendi el yazısıyla belirtilmesi gerektiği düzenlenmiştir. (Madde 583) - Kefillikte eşin rızası zorunluluğu getirilmiştir. ( Madde 584) - Alacağın tahsilinde asıl borçluya ihtar zorunluluğu getirilmiştir. ( Madde 586)

33 - Alacakların Tahsilinde dikkat edilecek hususlar; 586 ncı madde hükmü çerçevesinde taşınmaz rehninin paraya çevrilmesinden veya kefilin takibinden önce asıl borçluya ihtarda bulunulması ve alacağın asıl borçludan tahsili yoluna gidilmesi, ihtarın sonuçsuz kalması ve asıl borçlunun borcu ödeyemeyecek durumda olması sonucunda kefillerden tahsili yoluna gidilmesi gerekmektedir. (Merkez Birliğimizce, asıl borçlunun ihtar edilmesi gerektiği hususunda genelge gönderilmiştir.)

34 - Kefalet sözleşmelerinde dikkat edilecek hususlar; Kefalet Sözleşmelerin yazılı olması, Türk Borçlar Kanununun 583 üncü maddesi hükmü gereği zorunludur. Sözleşmelerin içeriği ve sözleşmeyle yüklenecek sorumluluklar ve yükümlülükler konusunda yine Borçlar Kanununun 20.- 25. maddeler arasında düzenlenen genel işlem şartları gereği karşı tarafı önceden bilgilendirilmesi gerekmektedir. ( Kefalet sisteminde bu uygulama bankaca yürütülmektedir ancak kooperatif ile borçlu ve diğer kefiller arasında herhangi bir sözleşme yapılması ön görüldüğü takdirde kooperatifçe bu hususlara riayet edilecektir.)

35 -Kabul tarihi: 11.01.2011 -Yayım Tarihi: 04.02.2011 tarih 27836 sayılı Resmi Gazete -Yürürlük tarihi: Genel yürürlük 01.07.2012 -Toplam 649 Madde

36 15.06.2012 tarih ve 28324 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 6322 sayılı kanunun 19 maddesi ile 492 sayılı Harçlar Kanununun 123 maddesi üçüncü fıkrası değiştirilmiştir. Anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev'i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemler ile Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri (Bu kooperatifler ile Kredi Garanti Fonu İşletme ve Araştırma Anonim Şirketi tarafından bankalardan kullandırılacak krediler için verilecek kefaletler dahil) bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilere, bunların teminatlarına ve geri ödenmelerine ilişkin işlemler (yargı harçları hariç) bu Kanunda yazılı harçlardan müstesnadır. (2)

37 1. Yargı harçları 2. Noter Harçları 3. Vergi Yargısı Haçları 4. Tapu ve Kadastro Harçları 5. Konsolosluk Harçları 6. Pasaport, İkamet Tezkeresi Vize ve Dışişleri Bakanlığı Tasdik Harçları 7. Gemi ve Liman Harçları 8. İmtiyazname, ruhasatname ve diploma harçları 9. Trafik Harçları

38 a-) Mahkeme Harçları b-) İcra ve İflas Harçları, c-) Ticaret Sicil Harçları, d-) Diğer Yargı Harçları

39 -Çeşitli adlar altında yapılan kesintilerin iadesi talep edilmektedir. -Taleplerin dayanağı, bazı yargı kararları ve Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri kararlarıdır. - Bu kararlar tüketicilere yönelik konut kredileri ve tüketici kredileri ile ilgilidir. -Kararların gerekçesi, bankalarca alınan masraf karşılıklarının ilgili kredi sözleşmelerinde belirtilmediği dir.

40 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda; “Değeri 500 milyon liranın altında bulunan uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerine başvurunun zorunlu olduğu, bu uyuşmazlıklarda heyetin vereceği kararın tarafları bağlayacağı, tarafların bu kararlara 15 gün içerisinde Tüketici mahkemesi nezdinde itirazda bulunabileceği, itiraz üzerine mahkemenin vereceği kararın bağlayıcı olduğu, değeri 500 milyon liranın üzerindeki uyuşmazlıklarda hakem heyetinin vereceği kararın ise tüketici mahkemesinde delil olarak ileri sürülebileceği” hüküm altına alınmıştır.

41 Tüketici sorunları hakem heyetlerinin kuruluş ve görev alanı ilgili Kanun kapsamında oluşturulan Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri Yönetmeliğinde ise; Hakem Heyetlerinin Kuruluş ve görev alanı; Tüketiciler ile satıcı ve sağlayıcılar arasında çıkan uyuşmazlıkları çözümlemek amacıyla veya tüketici mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebilecek kararları almak üzere il ve ilçe merkezlerinde hakem heyeti kurulur. Şeklinde tanımlanmıştır.

42 Kanunda ve ilgili yönetmelikte, Satıcı; Kamu Tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişi, Tüketici; Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olamayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek veya tüzel kişi, Olarak tanımlanmıştır.

43 Kooperatiflerimiz kefaletiyle kullandırılan krediler esnaf ve sanatkara ticari ve mesleki amaçla kullandırılan krediler olduğundan ortaklarımız Kanun ve Yönetmelikte geçen tüketici tanımı kapsamı dışında kalmaktadır. Dolayısıyla kefaletimizle kullandırılan krediler Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerinin görev alanı dışında kalmaktadır. Sonuç olarak; Kredi kullandırımında bankaların çeşitli adlar altında aldıkları veya kestikleri masraf karşılığı tutarların iadesi yönündeki yargı ve hakem heyeti kararları doğrultusunda Kooperatiflerimizce yapılan kesinti tutarlarının iadesi söz konusu değildir.

44 - Kooperatif Anasözleşmesinin “Munzam Teminat” başlıklı 59 uncu maddesinde “ Kredi ve kefalet vermek için ortağın ödeme gücüne göre şahsi ve/ veya ayni olarak munzam (ek) teminat talep olunabilir” hükmü yer almaktadır. İlgili hüküm çerçevesinde kooperatifçe Gayrimenkul veya menkul teminatı (ipotek, taşıt rehini) alınmaktadır. Bankaca Şahıs kefaleti ve/veya gayrimenkul, menkul teminatı alınmaktadır.

45 Borçlar Kanununun 584 üncü maddesi hükmü uyarınca eşin rızası aranmakta, 583 üncü madde uyarınca da kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olacağı azami miktarın, kefalet tarihin ve müteselsil kefil olması durumunda bu ifadeyle yükümlülük altına girdiği hususunun kefilin kendi el yazısıyla belirtilmesi gerekmektedir. (Bu düzenleme kapsamında Banka lehine düzenlenen kredi çerçeve sözleşmesi ve buna bağlı taahhütlerde kooperatif adına temsile yetkili olanlardan birinin kefalete ilişkin bilgileri el yazısıyla yazmaları talep edilmektedir.)

46 Eleştiriler; - Bir kimseye ait taşınmaz üzerinden bir çok kimseye kredi kullandırılmaktadır. - İpotek belgelerinde ucu açık ifadelere yer verilmektedir. -Kişinin borcu devam ederken veya sona erdikten sonra ipotek kullanılmaya devam edilmektedir. - İpotekler değerinden düşük veya yüksek gösterilmektedir. - Krediler için yeterli teminat alınmamaktadır. ( gayrimenkul teminatı) - Kredi alacağından yüksek değerdeki taşınmazın satışından sonra aradaki farkın ilgili kişiye ödenmemesi gibi suistimale açık bir uygulama yapılmaktadır.

47 İpotek: Bir borcun öngörülen şartlara uygun olarak ödenmemesi veya alacağın tehlikeye girmesi halinde bu alacağın tahsilini sağlamak amacıyla, alacaklıya taşınmaz bir malın karşılık gösterilmesidir. - Bu hak, sahibine taşınmazı icra yoluyla sattırarak alacağını satış bedelinden tahsil etme hakkı verir, - Borcun ödenmemesi durumunda ipotek konusu taşınmazın mülkiyetinin alacaklıya geçeceği konusunda önceden yapılacak sözleşmeler geçersizdir, - Bir taşınmazın üzerinde ipotek hakkının tesisi için, öncelikle alacaklı ile taşınmazın maliki arasında, malikin taşınmazını muayyen bir alacağın teminatı olarak gösterme taahhüdünü içeren bir sözleşmeye gerek vardır,

48 - Bu sözleşmenin, tapu sicil müdürü huzurunda yani, resmi senet şeklinde düzenlenmesi şarttır. Bu bir geçerlilik şartıdır. Ancak; esnaf ve sanatkarlara açılacak krediler için resmi senet düzenlenmesi zorunlu değildir. Taraflar arasındaki borç sözleşmesi yevmiyeye alınarak ipoteğin tescili yapılır, - Tescil için taşınmaz malikinin istemi ve geçerli bir hukuki sebebin varlığı aranır, Hukuki sebep, burada bir rehin sözleşmesidir. Ayrıca, geçerli bir alacağın bulunması gerekmektedir - Resmi senette, ipoteğin unsurları olarak, süre, rehin miktarı, derece sırası, alacaklının adı ve soyadı, baba adı, tüzel kişi ise ünvanı, faiz oranı yer almalıdır. Faiz oranı için faizsiz, süresiz yada fekki bildirilinceye kadar şeklinde bir belirtme yapılması zorunludur,

49 - İpotek, miktarı Türk parası ile gösterilen belli bir alacak için kurulabilir. Alacağın miktarının belli olmaması hâlinde, alacaklının bütün istemlerini karşılayacak şekilde taşınmazın güvence altına alacağı üst sınır taraflarca belirtilir, - Tapu memuru istem üzerine alacaklıya ipoteği gösteren bir belge verir. Sadece tescilin yapıldığını ispata yarayan bu belge kıymetli evrak niteliği taşımaz. Tescilin yapıldığının sözleşme üzerine yazılıp onaylanması, ipotek belgesi yerine geçer, - İpotek kurulurken, konusu olan taşınmazın açıkça belirtilmesi gerekir. - Bölünen taşınmazın parselleri tapu kütüğüne ayrı ayrı kaydedilmedikçe ipoteğe konu olamaz,

50 Birden çok taşınmazın aynı borç için ipotek edilmesi, taşınmazların aynı malike veya borçtan müteselsilen sorumlu olan maliklere ait olmalarına bağlıdır. Bu durumda taşınmazların her biri alacağın tamamı için güvence oluşturur, - Aynı alacak için birden çok taşınmazın ipotek edildiği diğer hâllerde ise, her taşınmazın alacağın ne miktarı için güvence oluşturduğu ipotek kurulurken belirtilir, bu yapılmadığı takdirde tapu idaresi, re'sen güvenceyi taşınmazların her birine değeri oranında dağıtır, - Aynı alacak için birden çok taşınmazın ipotek altına alınmış olması hâlinde, ipoteğin paraya çevrilmesi istemi, taşınmazların tamamı hakkında yapılır. Bununla birlikte, icra dairesi onlardan ancak gerektiği kadarını paraya çevirir,

51 - Paylı( müşterek) mülkiyette paydaş kendi payını ipotek edebilir. Paydaşın, kendi payı üzerinde ipotek tesis etmesinden sonra, tüm paydaşlar malın tamamı üzerinde ipotek tesis edemezler. - Elbirliği (İştirak halindeki) mülkiyetine tâbi taşınmaz, ancak bütün olarak ve maliklerin tamamı adına ipotek verilebilir, İpoteğin sağladığı güvence, tescilde belirtilen ipotek derecesi ile sınırlıdır. Taşınmaz ipoteği, sırada kendisinden önce gelecek olanın miktarının tescilde belirtilmesi kaydıyla ikinci veya daha sonraki derecede de kurulabilir, Aynı taşınmaz üzerinde farklı sıralarda kurulmuş bulunan rehin haklarından birinin terkin edilmiş olması, sonraki sırada yer alan ipotekli alacaklıya boşalan dereceye geçme hakkı vermez. Terkin edilen rehin hakkı yerine yeni bir rehin hakkı kurulabilir, :

52 - Sonraki sırada yer alan rehinli alacaklılara boşalan dereceye geçme hakkı veren sözleşmelerin geçerliliği, resmî şekilde yapılmalarına; aynî etki sağlamaları ise tapu kütüğüne şerh verilmelerine bağlıdır, İpotekli taşınmazın devri, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, borçlunun sorumluluğunda ve güvencede bir değişiklik meydana getirmez, - Yeni malik borcu yüklendiği takdirde alacaklı, kendisine başvurma hakkını saklı tuttuğunu bir yıl içinde yazılı olarak önceki borçluya bildirmezse, borçlu borcundan kurtulur, - İpotekle güvence altına alınmış bir alacağın devrinin geçerli olması, devrin tapu kütüğüne tescil edilmesine bağlı değildir

53 - Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir, - Taşınmaz malikinin kefil olması veya üçüncü şahsa ait olması durumunda diğer kefil borcu ödediği takdirde, taşınmaz malikinin ipoteğin fekki isteminde bulunması durumunda ipotek fek edilmeyecektir, - İpotek, tescilin terkini veya taşınmazın tamamen yok olmasıyla sona erer,

54 Madde 194.- Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir.

55 Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur. Türk Medeni Kanununun 194 üncü maddesi hükmü uyarınca konut ipoteklerinde eşin muvafakatinin alınmasına dikkat edilmesi gerekmektedir. Muvafakatin tapu sicil müdürlüğü nezdinde alınması şart değildir. Eşin muvafakatinin alınmadığı konut ipoteklerinde eşin itirazı durumunda yargı kararlarının neredeyse tamamı eşin itirazı yönünde sonuçlanmaktadır.

56

57 Harç; Bazı kamu kurum ve kuruluşlarının yaptıkları hukuki işlemden ve sundukları hizmetten dolayı aldıkları paradır. Vergi; Devletin veya devletten aldığı yetkiye dayanan kamu tüzel kişilerinin, geniş anlamdaki faaliyetlerinin gerektirdiği harcamaları karşılamak ve amme hizmetlerinin gereklerini yerine getirmek gayesiyle, ekonomik birimlerden (bunlar gerçek veya tüzel kişiler olabilir) kanunda öngörülen esaslara uymak kaydıyla ve hukuki zorlama altında özel bir karşılık vaadi olmaksızın geri vermemek üzere aldıkları para tutarlarıdır.tüzelpara

58 Vergi Mükellefi; Vergi Kanunlarına göre kendisine vergi borcu doğan eden gerçek ve tüzel kişi. Vergi Sorumlusu; Verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kimse. Vergi Muafiyeti; Kanunen vergiye tabi bulunması gereken, yani vergi mükellefi olması gereken kişinin, mükellefiyet dışı tutulması. ( muafiyet vergi yükümlüsü ile ilgili) Vergi İstisnası; Kanunen vergilendirilmesi gereken bir olayın vergi dışı bırakılması. (istisna vergi konusu ile ilgilidir.)

59 -Kurumlar Vergisi; Verginin mükellefi kurumlar (tüzel kişiler) dir. 5520 sayılı KVK’ nın 4 /1 –f. maddesinde tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere kooperatiflere Kurumlar Vergisi muafiyeti getirilmiştir. Kooperatifin kurumlar vergisinden muaf olabilmesi için anasözleşmelerinde; - Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, - Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, - Yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması, - Sadece ortaklarla iş görülmesi, Yönünde hükümler bulunması ve fiilen bu hükümlere uyulması şart koşulmuştur.

60 -Gelir Vergisi; Verginin mükellefi gerçek kişiler, konusu gerçek kişi gelirleridir. Kooperatifle gelir vergisi açısından mükellef değil “Vergi Sorumlusu” durumundadırlar. Kooperatifler Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslar dahilinde vergi kesintisi yapmak ve bunları süresi içerisinde beyan ederek vergi dairesine ödemek zorundadırlar.

61 Vergi Kesintisi yapılacak işlemler; - Yönetim kurulu, denetim kurulu ve personele yapılan ücret ve ücret sayılan ödemelerden, -Kooperatife yaptırılan serbest meslek işleri dolayısıyla, işi yapanlara yapılan ödemeler, ( muhasebeci, avukat vs.) - Birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri dolayısıyla bu işleri yapan gerçek kişilere ödenen istihkak bedelleri, - Yapılan kira ödemeleri, - Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet karşılığı yapılan ödemeler,

62 -KDV ( Katma Değer Vergisi); KDV yükümlülüğü ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyetler çerçevesinde Türkiye’ de mal teslimi veya hizmet ifası halinde doğmaktadır. KDV Kanununa göre, zirai sulama açmalı ve tarımsal amaçlı kooperatifler ile çifçi birliklerinin tarımı yayma ve arazi ıslahına ait hizmetleri ile Konut yapı kooperatiflerinin uyelerine konut teslimleri KDV den istisna edilmiştir. Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatiflerimizin KDV ye tabidir.

63 -Kooperatiflerin Elde Ettikleri Mevduat Faiz Gelirlerinin Vergilendirilmesi ; Kooperatiflerin ortaklarından tahsil ettikleri gelir kalemlerini bankalara yatırmaları sonucu elde ettikleri mevduat faiz gelirleri ( menkul sermaye iratları) Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesi gereğince vergi tevkifatına tabi tutulmaktadır. Kurumlar Vergisine tabi kooperatiflerin bu yolla elde ettikleri brüt faiz gelirleri, verilecek olan kurumlar vergisi beyannamesine dahil edilecek ve tevkif edilen bu vergi, kurumlar vergisi beyannamesine göre hesaplanacak kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.

64 -Kira Gelirinin Vergilendirilmesi; Kooperatiflerin taşınmaz mallarını üçüncü şahıslara veya ortaklarına kiraya vermeleri durumunda kurumlar vergisi muafiyet şartlarından“ Sadece ortaklarlar iş görülmesi” şartı ihlal edilmiş olacak ve yapılan işlem ortak dışı işlem olarak kabul edilecektir. Bu durumda kooperatifin kurumlar vergisi muafiyeti kalmış olacaktır.

65 - Kooperatifin taşınmaz mallarının tevkifat yapmakla sorumlu bulunmayan kişilere kiraya verilmesi halinde; Kira geliri tevkifata tabi tutulmadan tahsil edilecektir. Kooperatifi, bu geliri varsa o yılın vergiye tabi diğer gelirleriyle birlikte yıllık kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan edecek ve kurumlar vergisi ve fonlara tabi tutulacaktır.

66 -Muafiyetler ( KK. Madde 93) Kooperatifler, kooperatif birlikleri, merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği; - Birbirlerinden ve ortaklarından aldıkları faiz ve komisyonlar ile ortaklarına kefalet etmeleri dolayısıyla bunlardan aldıkları paralar, banka ve sigorta muameleleri vergisinden,

67 -Muafiyetler ( KK. Madde 93) - Her nevi defterlerin ve anasözleşmelerin tasdiki ve açılış tasdiklerinde sayfalarının mühürlenmesi her nevi harçtan ve damga vergisinden, ( üst birliğe ortak olmak şartıyla KK. 93/ f- 4) - Kiraya verilmediği veya irat getirmeyen bir cihetle tahsis edilmediği müddetçe sahip oldukları gayrimenkul mallar üzerinden alınacak her tür vergiden, (emlak vergileri, hizmet binaları için) - Ortakların temlik edecekleri gayrimenkuller her türlü vergi ve harçtan, ( veraset ve intikal vergisi, tapu harcı) Muaftır.

68 Kooperatiflerimiz açısından tebligat hususundaki en önemli düzenleme ortaklıktan çıkamaya ilişkin düzenlemedir. (Madde 14)

69 Durumları aşağıda gösterilen hallere uyanlar yönetim kurulu kararıyla ortaklıktan çıkarılır. 1- 10 uncu maddede yazılı ortaklık şartlarını kaybedenler, 2 - Sermaye ve diğer yükümlülüklerini 30 gün geciktirmeleri üzerine, yönetim kurulunca noter aracılığıyla yapılacak ilk ihtarı takip eden 10 gün içinde bu yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere yine aynı kurulca ikinci ihtar yapılır. İkinci ihtarı takip eden bir ay içerisinde de yükümlülüklerini yerine getirmeyenler, 3- Kooperatifin para, mal ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı mahkum olanlar.

70 Çıkarılma kararı gerekçeli olarak yönetim kurulu karar defteri ile ortaklar defterine kaydedilir. Kararın onaylı örneği çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere 10 gün içinde Notere tevdi edilir. Ortak, çıkarma kararının tebliğinden itibaren 3 ay içinde itiraz davası açabilir veya genel kurula itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere yönetim kuruluna ibraz edildiği takdirde; yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası açma hakkı saklıdır.

71 Üç aylık süre içinde genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarma kararı kesinleşir. Ortaklar, bu maddede gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamaz. Haklarında çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların hak ve yükümlülükleri, çıkarma kararı kesinleşinceye kadar devam eder. İlgili maddede Noter tebligatı öngörülmektedir. Yargıtayın yerleşik kararlarına göre tebliğ için ön görülen noter tebligatı şekil şartı değil ispat şartıdır. Yani ispat edilebilir her türlü tebligat geçerlidir. Bu nedenle tebligatın taahhütlü mektupla veya elden imza karşılığı yapılması mümkündür.

72 7201 sayılı Tebligat Kanunun hükümleri uyarınca tebligat, tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması da mümkündür. -Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. (Madde 10)

73 -Kendisine tebligat yapılacak kimse yoksa veya tebligatı almaktan kaçınırlar ise tebligat memur tarafından o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim edilir ve teslim alanın adresini ihtiva eden ihbarname gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırılır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. (Madde 21) Adresin meçhul olması halinde durum tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir.

74 -Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. İlan ilgilinin öğrenebileceği varsayılan ve varsa ilanı verenin bulunduğu yerde yayımlanan birer gazetede yapılır. Ayrıca elektronik ortamda ilanda yapılır. İlan edilen belgenin bir sureti ve ilanın bir sureti ilanı yapan merciin, her kesin kolaylıkla görebileceği bir yerine asılır. İlanen tebliğ son ilan tarihinden itibaren 7 gün içinde yapılmış sayılır. (Madde 28.29.31)


"PERSONEL EĞİTİM SEMİNERİ 14-18 EKİM 2012 ANTALYA İrfan TEMUR – Uğur YILDIRIM." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları