Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Karbonhidratların; Sindirimi, Emilimi ve Metabolizması

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Karbonhidratların; Sindirimi, Emilimi ve Metabolizması"— Sunum transkripti:

1 Karbonhidratların; Sindirimi, Emilimi ve Metabolizması
Yrd. Doç. Dr. Hayrullah Yazar SAÜ Tıp Fakültesi Sakarya 2014

2 SİNDİRİMİ ABSORBSİYONU
GENEL ÖZELLİKLERİ SİNDİRİMİ ABSORBSİYONU METABOLİZMASI KLİNİK ÖZELLİKLERİ Karbohidratlar, karbohidrat olarak isimlendirilir çünkü karbonun hidratlanmış formudur. Yani KARBON ve SU içerirler. Major nutrisyonel rolü enerji sağlamaktır. Sindirilebilir karbohidratlar gramları başına 4 kilokalori sağlar. Hiçbir karbohidrat nutrisyonel olarak esansiyel değildir. Fakat çok önemli fonksiyon yaparlar.

3 Karbohidratlar genelde siklik polihidroksi aldehit ya da keton içeren, ya da hidrolizle bu gibi bileşikleri veren maddelerdir. MONOSAKKARİDLER– çoklu OH grupları olan basit şekerlerdir. İskeletlerinde karbon sayılarına göre (3, 4, 5, 6) trioz, tetrozlar, pentozlar, heksozlar ve heptozlar olarak adlandırılır. Polisakkaridlerin temel birimi Laktozun bir parçası olarak sütte bulunur BASİT ŞEKERLER- Meyve şekeri

4 DİSAKKARİDLER SUKROZ LAKTOZ MALTOZ
Sukroz, sofra şekeri, a(12) glikozidik bağ glukoz & fruktozu birbirine bağlar. LAKTOZ Laktoz, süt şekeri, b(14) bağı ile galaktoz & glukoz, bağlanır. Kovalent bağlanmış 2 monosakkarid. MALTOZ Maltose, Nişastanın yıkım ürünü, iki glukozun a(1® 4) glikosidik bağla C1 OH & C4 OH arasından bağlanması.

5 KOMPLEKS KARBOHİDRATLAR
Oligosakkaridler: Kovalent bağlanmış 2-20 monosakkarid. Polisakkaridler NİŞASTA GLİKOJEN SELÜLOZ LİPİD, PROTEİN KONJUGATLARI Polisakkaridler – mono ve disakkaridlerin polimer yapmış zincirleri (20 monosakkarid biriminden fazla).

6 NİŞASTA Bitkilerde major depo karbohidratıdır.
AMİLOZ – Uzun düz glukoz zincirleri (α1-4) AMİLOPEKTİN–(α1-4)uzun zincirler ve her glukozda bir (α1-6) dallanmalar İnsanlarda diyetsel kalorinin 80% ni sağlar.

7 GLİKOJEN İnsan ve Hayvanlarda major depo karbohidratıdır.
Uzun düz glukoz zincirleridir(α1-4) Her 4-8 glukozda bir dallanma gösterir. (α1-6) Nişastaya göre daha fazla dallanmış Daha az ozmotik basınç Kolay mobilize edilir G G G G G G G G G G G a 1-6 link G G G G a 1-4 link G G G G

8

9 Karbonhidratlar, önemli gıda maddelerinin en başında yer alır.
Yaklaşık olarak günlük enerji ihtiyacının % 50 sini karşılarlar. Yetişkinde günlük enerji gereksiniminin 2400 kcal olduğu düşünülürse; 1g karbonhidrat 4 kcal verdiğine göre bir günde yaklaşık 300 g karbonhidrat almamız gerekir. Disakkaridler Monosakkaridler Polisakkaridler Laktoz Maltoz Sukroz Glukoz Fruktoz Pentoz Nişasta Glikojen GİSde, tüm kompleks karbohidratlar basit monosakkaridlere çevrilir. Bundan sonra emilirler.

10 Karbohidratların sindirimi
2 tip enzim karbohidrat sindiriminde önemlidir. AMİLAZLAR DİSAKKARİDAZLAR DİSAKKARİDLERİ MONOSAKKARİDLERE ÇEVİRİR POLİSAKKARİDLERİ DİSAKKARİDLERE ÇEVİRİR MALTAZ TÜKRÜK AMİLAZI SUKRAZ-İSOMALTAZ PANKREATİK AMİLAZ LAKTAZ TREHALAZ

11 KARBOHİDRATLARIN SİNDİRİMİ
AĞIZDA MİDEDE İNCE BARSAK

12 KARBOHİDRATLARIN AĞIZDA SİNDİRİMİ
Karbohidratların sindirimi ağızda çiğneme sırasında tükrükle karşılaştığında başlar. Tükrükte karbohidratları kıran bir enzim bulunur: TÜKRÜK AMİLAZI, “ptyalin”. Bu bir “α-amylase”dır ve optimum pH 6.7 ( )de olan aktivasyonu için Cl− ionuna ihtiyaç duyar. Enzim polisakkaridlerdeki α-1→ 4 glikozidik bağı kırar. Etkisi mide pHsında son bulur.

13 amylase a Limit dextrins a 1-6 link maltotriose a 1-4 link maltose
Tükrük amilazı: a 1-4 endoglycosidase Alpha amilaz –1-6 dallanma bölgesine yakın a 1-4 bağına saldıramaz. G G G G G a Limit dextrins G G G G G G G G G amylase G G G G G G a 1-6 link G G G G maltotriose G G a 1-4 link G G G G G G maltose G G isomaltose

14 NİŞASTA, GLİKOJEN ve DEKSTRİNLER (Geniş polisakkarid molekülleri)
α- Amilaz GLUKOZ,MALTOZ ve MALTOTRİOZ. (DAHA KÜÇÜK MOLEKÜLLER) Ağızda kısa süre kalır. Nişasta ve glikojenin sindirimi tamamlanmamıştır.

15 HCl Mide sıvısında glikozidik bağları kıracak enzim yoktur.
MİDEDE SİNDİRİM Mide sıvısında glikozidik bağları kıracak enzim yoktur. Ancak, HCl sukrozun fruktoz + glukoza hidrolizine yol açar. SUKROZ FRUKTOZ + GLUKOZ HCl

16 DUODENUMDA SİNDİRİM Yiyecek bolusu mideden duodenuma geçtiğinde pankreatik sıvı ile karşılaşır. Pankreatik sıvı karbohidrat parçalayan enzim, pankreatik amilaz (amylopsin) bulunur ve tükrük amilazına benzerdir. Bir α- Amilazdır Optimum pH=7.1 Ptylin gibi, aktivasyon için Cl− ionları gereklidir. α-1→ 4 glikozidik bağları kırar. Not: Pankreatik amilaz, tükrük amilazının bir izoenzimidir. Tek fark optimum pHlarıdır. Her iki enzim aktivasyon için “Chloride ion”larına ihtiyaç duyar. (Ionla aktive olan enzimler).

17 Dextrinler ve oligosakkaridler
PANKREATİK AMİLAZ KARBOHİDRATLARIN ESAS SİNDİRİMİ ince barsakta pankreatik amilazla olur. Sindirim pankreatik amilazla ince barsakta tamamlanır. Çünkü yiyecekler uzun süre burada kalır. Enzim aktivitesi zincir sonuna yahut dallanma noktasına 2 glukoz ünitesi kalınca durur NİŞASTA/GLİKOJEN Pankreatik Amilaz Maltoz/ Isomaltoz + Dextrinler ve oligosakkaridler

18 İNCE BARSAK + Pankreatik enzimler a-amylase a amylase maltotriose
maltose + G G G G G G G G G G a amylase amylose G G G G G G G G G G G G G G G G G amylopectin a Limit dextrins

19 Oligosakkaridlerin sindirimi
a Limit dextrins G G G G sucrase G G G G G maltase G G Glucoamylase (maltase) veya a-dextrinase G G G a-dextrinase G G G G G G G G G G G Maltase – spesifik olarak bir linear a1-4 glukoz zincirinin indirgeyici olmayan ucunda tek bir glukozu kırar…breaking down maltose into glucose. (exosaccharidases) Alpha dekstrinaz –1,6-alpha glukosidik bağı kırar - glukozidaz her defasında bir tane olmak üzere 14 bağı parçalar.

20 İNCE BARSAKTA SİNDİRİM

21 Maltose Glucose + Glucose Sucrose Isomaltose 3Glucose + fructose
Disakkaridazlar İntestinal mukozal hücrelerinin fırçamsı kenar epitelinde bulunur. Oluşan monosakkaridler buradan absorbe edilir. Maltase, 2) Sucrase-Isomaltase (sukroz ve izomaltozun hidrolizini katalizleyen bifonksiyonel enzim) 3) Lactase Maltose Glucose + Glucose Sucrose Isomaltose Glucose + fructose Lactose Glucose + Galactose Maltase Sucrase Isomaltase Lactase

22 KONJENİTAL LAKTOZ İNTOLERANSI
Disakkaridazların klinik önemi Laktoz intoleransı Laktaz enziminin eksikliğine bağlı laktozu sindirmede yetersizlik. KONJENİTAL LAKTOZ İNTOLERANSI Laktazın tam yokluğu veya eksikliği. Doğumdam hemen sonra intolerans gelişir. Erken çocuklukta tanı konur. Süt yenilmesi semptomları belirginleştirir. KONJENİTAL EDİNSEL Primer Sekonder

23 Primer Laktaz Eksikliği
Primer laktaz eksikliği zamanla gelişir Enzimde konjenital eksiklik yok; yetişkinlikte ortaya çıkar. Laktaz için gen ekspresyonu RNA düzeyine kadar normaldir ancak enzim formuna çevrilemez. Asyalı populasyonda çok sıktır. Süt ve süt ürünlerine intolerans vardır.

24 Sekonder laktaz eksikliği
Belirli GİS hastalıklarında mukozal hasar ya da ilaçlardan dolayı ortaya çıkar (intestinal parazitler, Giardia lamblia). Lactase oluşumu kalıcı olarak bozulabilir. Geçici laktose intoleransının en sık nedeni gastroenteritdir, özellikle rotavirus nedenli gastroenteritler.  Diğer geçici nedenlerden birisi infantlarda fazla süt verilmesidir.  Çölyak , Crohn’s hastalığı veya kemoterapi sekonder laktoz eksikliği yapar. Herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir.

25 KLİNİK BELİRTİLER Süt ve süt ürünleri yenildiğinde abdominal kramplar gerginlik hazımsızlık, diare, kabızlık, gaz çıkarma, Biokimyası Sindirilmemiş laktoz ince barsakta bakterilerin etkisiyle CO2 , H2 , 2 veya 3 karbon bileşiklere çevrilir veya sindirilmemiş olarak kalabilir. CO2 and H2 - hazımsızlık ve gaz. Laktos + 2C + 3C ozmotik olarak aktiftirler. İntestinal mukozadan suyu çekerek ozmotik diare veya kabızlığa nedne olur.

26 TANI İki test sıklıkla kullanılır: Hidrojen Nefes Testi
Laktozlu içeçeği belirli aralıklarla nefesteki hidrojen miktarı analiz edilir. Normalde nefeste hidrojen miktarı çok azdır. Sindirilmemiş laktozda hidrojen miktarı yükselir.

27 TANI İki test sıklıkla kullanılır: Dışkı asidite testi
İnfantlarda ve küçük çocuklarda dışkıdaki asit miktarını ölçmek için kullanılır. Sindirilmemiş laktozdan laktik asit ve kısa zincirli yağ asitleri oluştururlur. Glukoz da genellikle pozitiftir. Laktoz indirgeyici bir şeker olduğundan idrarda Benedict testi pozitif olabilir.(Laktozuri) Mukosal biopsi ile tanı konfirme edilir.

28 TEDAVİSİ Süt ve süt ürünlerinden kaçınma.
Vucudun laktaz üretme kapasitesi değişmeyeceğinden dietsel değişikliklerle düzenlenir. Laktoz intoleransı olan çoğu kişi dietteki az miktarda laktozu tolere edebilir. Dereceli olarak azar azar laktoz verilerek adaptasyon sağlanabilir. Parsiyel olarak sindirilmiş süt ürünleri de verilebilir.  Lactose-free veya azaltılmış süt tavsiye edilir.  Laktaz enzimi ilaç olarak kullanılabilir. Yeterli kalsiyum alma süt ve süt ürünleri kullanamayan bu insanlarda tedavinin önemli bir kısmıdır. Kalsiyum ve vitamin D mutlaka eklenmelidir.

29 Sukraz-Isomaltaz eksikliği
Bu iki enzim tekbir polipeptid zinciri üzerinde sentezlendiği için eksikliği de birlikte olur. Belirti ve semptomlar Laktoz intoleransı ile benzerdir. İdrarda Benedict’s testi pozitif olmaz çünkü sukroz non-reducing şekerdir. Aile hikayesi pozitifdir. Mukozal biopsi ile tanı konfirme edilir.

30 karbohidrat Monosakkaritler
İnce Bağırsak karbohidrat Monosakkaritler Portal ven Aktif Transport Karaciğer Dolaşım ile dokulara dağılır

31 KARBOHİDRATLARIN EMİLİMİ
Üç temel mekanizma KOLAYLAŞTIRILMIŞ DİFFÜZYON/TAŞIYICI İLE SAĞLANAN PASİF DİFFÜZYON AKTİF TRANSPORT

32 Not: Glukoz polar bir molekuldür ve lipid bariyerden geçemez.
ÖZELLİK PASSİF DİFÜZYON KOLAYLAŞTIRILMIŞ DİFFÜZYON AKTİF TRANSPORT KONSANTRASYON GRADİYENTİ Konsantrasyonu yüksek olandan düşük olana doğru Konsantrasyon gradiyentine karşı ENERJİ HARCAMA Yok ATP olarak enerji harcanır TAŞIYICI PROTEİN/ TRANSPORTER İhtiyaç duyulmaz Gerekli HIZ Yavaş olarak Hızlı En hızlı Not: Glukoz polar bir molekuldür ve lipid bariyerden geçemez.

33 Glukoz transportırları
Na+ dependent transporter 2 tip Na+ independent transporter SGLT GLUT

34 Na+ dependent transporter
Co-transporter 2 bağlanma bölgesinin bir Na+ ve diğeri glukoz için. Na + bağlanması önemli çünkü Na + bağlanmasından sonra glukozun bzğlanmasını sağlayacak konformasyonel değişiklik olur. Na + konsantrasyon gradientine göre taşınırken glukoz konsantrasyon gradientinin tersine taşınır. Na-K ATPase pompası düzeyinde sodyum geri dışarı atılırken ATP harcanır. Glukoz ve galaktoz taşınır. Aynı transport proteinini kullanırlar (SGLT 1), bu yüzden birbirleri ile yarışır. Glukozun co-transportu (SGLT-1/2). SGLT-1 intestinal hücrelerde SGLT-2 proximal renal tubular hücrelerde.

35 Na + pek çok enzim aktivitesi için inhibitor etki gösterir.
Niçin sodyum dışarı atılmalı? Na + osmotik olarak aktif, hücreye osmotik akışı sağlayacağı için osmolisise ol açar. Na + konsantrasyonları gradientin yönünü aşağıya doğru tutabilmek için düşük tutulmalı. Na + pek çok enzim aktivitesi için inhibitor etki gösterir.

36 KLİNİK ÖNEMİ SGLT- 1’in eksikliği, glukoz absorbe edilemez ve feçesle atılır. Galaktoz da absorbe edilemez. SGLT- 2’nin eksikliği, glukoz filtre edilir ancak reabsorbe edilemez, idrarla kaybedilir, glikosuri. Solventle sürüklenen glukoz absorbsiyonu esas mekanizma değildir ancak karbohidrattan zengin beslenmelerde önemli fonksiyon yapar. Galaktozun absorbsiyonu glukozdan daha hızlıdır.

37 Na+ independent transporterlar
Kolaylaştırılmış transport için kullanılır. Bu transporterlar 1-14 GLUT olarak numaralanırlar. İnce barsakta, GLUT 2 intestinal epithelial hücrelerin serozal yüzeylerinde GLUT 5 luminal yüzeyde bulunur.

38

39 GLUT GLUT 2 > Fruktoz transportu (Glukoz için düşük affinite). >Fruktoz esas olarak kolaylaştırılmış diffüzyonla taşınır. >GLUT 5, fruktozu gradient yönünde pasif difüzyondan daha hızlı taşır. >Enerji harcanmaz. >Esas olarak glukozun kana transportundan sorumlu. >GLUT 2 tüm absorbe edilen glukozu konsantrasyon gradienti yönünde kana taşır. >Transporter vardır fakat enerji harcamaz. >Pentozlar passive diffusyonla çok yavaş olarak absorbe olur.

40 MONOSAKKARİDLERİN ABSORBSİYON HIZINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Sağlam mukozada absorbsiyon daha hızlıdır. İnflamasyonda ve mukoza hasarında absorpsiyon azalır. Thyroid hormonlar↑ glukoz absrobsiyonunu arttırır. Mineralocorticoid (Aldosterone )↑ absorpsiyonu arttırır. Vitamin B6,B12, pantothenic acid, folic acid glukoz absorpsiyonu için gereklidir. İlerleyen yaşla, absorpsiyon hızı azalır. Insulinin monosakkarid absorpsiyonu üzerine hiçbir role sahip değil.

41 Mekanizma: KOLAYLAŞTIRILMIŞ DİFFUZYON.
Periferal hücrelerde glukoz alımı Mekanizma: KOLAYLAŞTIRILMIŞ DİFFUZYON. 7 önemli glukoz transporterı glukozun hücreye alımından sorumludur. 1 – 7 arasında numaralanır (GLUT 1-GLUT 7). Bunlar biyolojik olarak çok önemlidir.

42 Doku spesifik glukoz transporter Doku dağılımı Fonksiyons Klinik önem GLUT-1 (Glukoza yüksek afinite) TÜM HÜCRELERDE BULUNUR. RBClerde bol. Na-independent Kanser hücreleri GLUT-1 eksprese eder, böylece daha fazla glukozu hücre içine alabilir. GLUT-2 (Glukoza düşük afinite, glukoz yüklenmesi durumunda taşır) İnce barsak KC ve pankreasta bulunur. Glukoz pankreasın β-hücrelerine girdiğinde İNSÜLİN salınır. (Bu hücrelerde insulin salımı için sensor fonksiyonu yapar.) Diabetes Mellitus.

43 GLUT 3 BEYİİN ve diğer tüm vucut hücrelerinde Kanser hücreleri GLUT-3 eksprese eder, böylece daha fazla glukozu hücre içine alabilir. GLUT 4 Adipoz doku, iskelet kası, kardiak kas İnsülin ile kontrol edilen tek transporter. Insulinglukoz alımını arttırır.

44 GLUT 5 (glukoza düşük afinite) İnce barsak lüminal yüzeyinde, testisler, seminal veziküller Esas olarak FRUKTOZU transport ederler GLUT 6 Bir psodogenin non-fonksiyonel ürünüdür. Periferal hücrelerde glukoz alımı üzerine etkisi yoktur. GLUT 7 Endoplasmik retikulumun yüzeyinde Glukozu ER membranından taşır. SGLT 1 Böbrek ve ince barsak Glukozun absorpsiyonu. SGLT 1 eksikliğinde glukoz emilemez ve feçesle atılır. SGLT 2 Böbrek Glukozun re-absorpsiyonu. If deficient, filtered glucose is not re-absorbed and is lost in urine.

45 Glukoz-6-Fosfat, glukoz molekülünü hücre içinde tutan bir tür kapandır ve glukozun hücre dışına çıkışını engeller. Fosforilasyonda 2 ayrı enzim: HEKZOKİNAZ / GLUKOKİNAZ Glukozun karaciğer ve diğer organlar tarafından kullanılış önceliğini belirlemeye yöneliktir. Hekzokinazın glukoz için Km değeri 0.05 mmol/L, glukokinazın 10 mmol/L dir Bu durumda glukoz; kan glukozu yüksek iken karaciğer, kan glukozu düştükten sonra diğer organlar tarafından kullanılır.

46 KARBOHİDRAT METABOLİZMASININ BAŞLICA METABOLİK YOLLARI
1) Glikojenez: Glukozdan glikojen sentezi. 2) Glikojenoliz: Glikojenin yıkılması. Bu olayın karaciğerdeki son ürünü glukoz, Kas dokusunda ise glukoz-6-fosfattır. 3) Glikoliz (Embden-Meyerhof Yolu): Glukozun pirüvat veya laktata kadar yıkılması. 4) Pirüvat Metabolizması: Pirüvatın asetil-KoA ya dönüşümü

47 KARBOHİDRAT METABOLİZMASININ BAŞLICA METABOLİK YOLLARI
5) Trikarboksilik Asit Siklüsü (Krebs Siklüsü): Asetil-KoA daki asetil kısmının CO2 ye parçalanması ve bu sırada redükte koenzimlerin oluşumu. 6) Pentoz fosfat Yolu: Glukozun bir başka şekilde oksidasyonu ile NADPH ve pentoz sentezi. 7) Glukoneojenezis: Karbonhidrat olmayan maddelerden glukoz sentezi 8) Glukuronik asit Yolu: Glukozdan glukuronik asit sentezi.

48

49

50

51

52

53

54

55 “METABOLİK DENGE” KONTROLÜ
1. Enzim düzeylerinin kontrolü 2. Enzim aktivitelerinin kontrolü(aktivasyon veya inhibisyon) 3. Kompartmentalizasyon Yağ asidi oksidasyonu mitokondrial matrikste olur Yağ asidi sentezi ER membranının sitoplazmaya bakan yüzünde olur. Glikoliz sitozolde Kreps ve oksidatif fosforilasyon mitokondride olur. 4. Hormonal kontrol

56 Karbonhidrat metabolizması bozukluklarının Emilim bozuklukları
Disakkariziler: Laktaz eksikliği (süt intoleransı), sukraz- izomaltaz eksikliği, maltaz eksikliği. Diğer emilim bozuklukları: Pankreatik amilaz eksikliği, bağırsak mukozası ve bağırsak motilitesi ile ilgili emilim bozuklukları. Dönüşüm bozuklukları Herediter fruktoz intoleransı: Aldolaz ve fruktokinaz eksikliklerine bağlıdır. Bol meyve ve sukroz alımından dakika sonra reaktif hipoglisemi gelişmesi ile karakterizedir. Galaktozemi: Galaktokinaz , heksoz-1-fosfat üridil transferaz veya epimeraz eksikliklerini sonucudur. Genellikle yeni doğan bebeklerde uzamış sarılık, siroz, katarakt ve ileri yaşta mental gerilik saptanır. Okul çağında okuma güçlüğü çeken ve nörolojik bozukluğu olan çocuklarda galaktozemi düşünülmelidir. Erken tanındığında süt kısıtlanarak mental gerilik önlenebilir.

57 Depolanma bozuklukları (glikojen depo hastalıkları)
Çeşitli enzim eksikliklerine bağlı olarak birçok tipte glikojen depo hastalığı tanımlanmıştır (glikojenozlar). Anormal tipte veya miktarda glikojenin dokular içinde birikmesiyle karakterizedirler. Çeşitli glikojen depo hastalıklarında enzim eksikliği, ya sadece bir dokuda ya da birden fazla dokuda saptanır. Tip I glikojen depo hastalığı (Von Gierke hastalığı): Hastaların karaciğer, böbrek ve bağırsak dokusunda glukoz-6-fosfataz aktivitesi ya çok düşüktür ya da yoktur. Glikojen yapısı normal, depolanması artmıştır. Hastaların karaciğer hücreleri ve böbrek tübülüs hücrelerinde normal tipte glikojen birikimi olur; bunlarda glikojen yıkılımı olmaz. Tip I glikojen depo hastalığının belirtileri, şiddetli açlık hipoglisemisi, hiperketonemi, hiperürisemi ve hiperlipemidir.

58 Tip II glikojen depo hastalığı (Pompe hastalığı): Lizozomal (14) glikozidaz (asit maltaz) yoktur. Özellikle karaciğer, kalp ve kaslar olmak üzere lizozomları olan bütün organlar etkilenir; kan şekeri normaldir. Tip II glikojen depo hastalığında kalp yetmezliğinden ölüm olur. Tip III glikojen depo hastalığı (Cori ya da Forbes hastalığı): Debranching enzim enzim yoktur. Karaciğer, kalp ve iskelet kasları etkilenir. Tip III glikojen depo hastalığında kısa dış zincirli glikojen (limit dekstrin) birikimi olur. Tip IV glikojen depo hastalığı (Andersen hastalığı): Branching enzim yoktur. Karaciğer ve diğer organlarda birkaç dallanma noktasına sahip uzun dış zincirli glikojen birikimi olur.

59 Tip V glikojen depo hastalığı (Mc Ardle hastalığı): Kas glikojen fosforilazı bulunmaz. Kaslarda yapısı normal glikojen birikimi olur. Bu hastalarda egzersize intolerans olur. Tip VI glikojen depo hastalığı (Hers hastalığı): Karaciğer fosforilazı eksiktir. Tip VII glikojen depo hastalığı (Tauri hastalığı): Kas ve kırmızı kan hücrelerinde fosfofruktokinaz eksiktir. Tip VIII glikojen depo hastalığı (Tip IXd): Karaciğer fosforilaz kinazı yoktur.

60 Kullanım bozuklukları
Diabetes mellitus (DM) Diabetes mellitus, mutlak veya göreceli insülin yetersizliğine bağlı oluşan; hiperglisemi ve glukozüri ile karakterize; karbonhidrat, lipid ve protein metabolizma bozukluklarını içeren bir sendromdur. Genetik kökenli kronik hiperglisemi durumu primer diyabet olarak tanımlanır. Genetik kökenli olmayan, çeşitli nedenlerle ortaya çıkan ve nedenlerin elimine edilmesiyle ortadan kalkan hiperglisemi durumu sekonder diyabet olarak tanımlanır. Diabetes mellitus etiyolojisi: insülin sentez ve salımının yetmezliği, insülin yapısında bozukluk, insülin reseptörlerinde azalma, insülin antagonistlerinin otozomal dominant karakterli olarak artması. Etiyolojideki farklılıklara göre de diabetes mellitus, klinik olarak Tip I DMve Tip II DM olarak ayrılır.

61 Tip I diabetes mellitus: İnsülin sentez ve salımının yetersizliği ile oluşur. Tip I diabetes mellitus ani başlar ve çok şiddetli seyreder. Tip I diabetes mellitusta poliüri, polidipsi, polifaji, kilo kaybı ve yorgunluk olur; hiperglisemi ve hipoglisemi komaları sık gelişir; kan insülin düzeyi düşüktür.

62 Tip II diabetes mellitus: Uzun süreli insülin direncini takiben pankreas beta hücrelerini yetmezliği ile oluşur. İnsülin direncinin etyopatolojisi henüz bilinmiyor (Genetik+çevresel faktörler). Aşırı beslenen obez kişilerde semptomlar görülür; kan insülin düzeyi normal veya yüksek olabilir. Diyabette ketoasidoz, hiperozmolar nonketotik koma, hipoglisemi koması ve laktik asidoz akut komplikasyonlardır. Diyabetin kronik komplikasyonları da vasküler komplikasyonlar, retinopati, nefropati (Kimmel-Still-Wilson hastalığı), miyopati ve nöropati, diyare veya kabızlık, kemik kırıkları, immun sistem yetmezlikleri, impotans olarak sayılabilir.

63

64 Diabetes mellitus tanısı
Kan glukoz seviyeleri İdrarda glukoz, Glukoz tolerans testleri OGTT ile birlikte insülin HbA1C düzeyi

65 Oral glukoz tolerans testi(OGTT) 6-8 saatlik açlıktan sonra kan alınır ve daha sonra gebe olmayan erişkinlere 75 g glukoz ile gebe olan erişkinlere 100 g glukoz ile hazırlana şekerli su 5 dak. da glukoz yükleme yapılır. Glukoz yüklemeden sonra gebe olmayanlarda 30, 60, 90 ve 120. dakikalarda gebe olanlarda 60, 120 ve 180. dakikalarda da kan alınır ve glukoz düzeyi tayini yapılır. 30, 60, 90. dakika örneklerinin herhangi birinde ve 120. dakika örneğinde 200 mg/dL’den daha yüksek glukoz düzeyi diabetes mellitusu ifade eder:

66


"Karbonhidratların; Sindirimi, Emilimi ve Metabolizması" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları