Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

MAKALE.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "MAKALE."— Sunum transkripti:

1 MAKALE

2 Bir gerçeği ortaya koymak , herhangi bir konuda bilgi vermek, bir fikri, bir düşünceyi, bir görüşü savunmak amacıyla yazılan yazılara makale denir. Bilim, bilimsel araştırmaların  gelişmesine paralel  olarak  ortaya çıkmış ; gazete  ve  dergiler de güç kazanıp  gelişmiştir. Makaleleri “gazete makaleleri” ve “dergi makaleleri” olmak üzere iki kısımda değerlendirilmektedir

3 Gazette makaleleri; günlük olaylara, dergi makaleleri ise akademik konulara dayanır.
Gazete makalelerinin konusunu sosyal, siyasi ve toplumsal sorunlar gibi günlük olaylar  oluşturduğu için uzmanlık aranmaz. Sade, akıcı ve samimi bir dil kullanıldığı için  fıkra türüne yakındır.  Dergi makalelerinin konusunu akademik konular   oluşturur. Ancak o konun uzmanı olan kişiler yazar. Daha bilimsel ve alanın gerektirdiği terimlerle yüklü bir anlatımı vardır. Bu    makaleleri “genel makaleler” ve “bilimsel makaleler” şeklinde gruplama yapanlar da vardır.

4 Gazetelerin çoğunlukla ilk sayfasında yer alan ve o gazetenin genel fikir yapısını temsil  eden yazılara başmakale, bu yazıyı yazan kişiye de başyazar denir. Genellikle başmakale gazertenin sosyal ve siyasal tutumunuda gösterir. Başyazar , günlük olaylarla ilgili görüş ve fikirlerini , kendi yönünden, bilimsel bir biçimde, sade , açık seçik, yalın ve inandırıcı bir dille yazar. Diğer bir değişle yorumunu, kendi görüş ve düşünüş açısından okurun gözleri önüne serer.

5 Makalede temel öge , fikirdir
Makalede temel öge , fikirdir. Makale; bir fikri, bir görüşü, bir amacı, bir gerçeği geniş halk kitlelerine sunarken, yol gösterici, inanç verici, görev ve sorumluluk duygusunu aşılayıcı özellikleri de taşımalıdır. Ayrıca yazar makalesini yazarken , düşüncelerini açıklayıp ispatlamak zorundadır. Bunun için de kanıtlardan, belgelerden, atasözlerinden, istatistiklerden yararlanabilir.

6 MAKALENİN ÖZELLİKLERİ
Amaç bilgi ve fikirleri başkalarına açıklamak olduğu için ağırbaşlı, ciddi, kolay anlaşılır, açık, sade, pürüzsüz bir dil kullanılır. Öne sürülen düşünce nesnel bir nitelikle ele  alınıp birtakım bilgi, belge ve araştırma verilerinden yararlanılarak kanıtlanır.

7 Söz oyunlarına baş vurulmaz, süslü anlatımdan uzak durulur, düşünceler  doğrudan  aktarılır.
Sosyal, edebî, sağlık, din, teknik vs. olmak üzere her türlü konuda makale yazılabilir. Öğretici bilgilendirici fikir yazısı olduğu için daha çok açıklayıcı  anlatım  biçimi kullanılır.

8 Makaleler gazete, dergi ve internette yayımlanır.
Okuyucuya konunun önemini vurgulamak için örnekleme, karşılaştırma, tanık gösterme gibi nesnel verilerden yararlanmalıdır.

9 Yazar anlattıklarının doğruluğuna güvenmeli, anlattıklarını bir mantık çerçevesine oturtabilmelidir. Her anlattığı, önceki anlattıklarıyla çelişmemelidir. Makaleler, yazıldıktan sonra bir araya getirilerek makale kitapları şeklinde yayımlanabilir.

10 MAKALEDE PLAN Giriş Bölümü: Öne sürülecek sav, görüş ya da düşünce yazının girişinde sergilenir. Makalenin en kısa bölümüdür. Giriş bölümünde, yazıdaki fikir gelişiminin hangi yönde olacağı saptanır.

11 Gelişme Bölümü: Giriş bölümünde dile getirilen konu açıklanır, makalenin yazılış amacı ve bu amaca yönelik bilgi, belge ortaya konularak tez savunulur, antitezler çürütülür.

12 Sonuç Bölümü: Bir bakıma özetleme bölümü sayılabilir
Sonuç Bölümü: Bir bakıma özetleme bölümü sayılabilir. Başta ileri sürülen, sonra açıklanan görüş, sonuç bölümünde -genellikle- bir paragrafta yinelenir. Bu bölümde yazar söylediklerinin tümünü belli bir sonuca ulaştıracak biçimde bir iki cümle ile sonucu vurgular.

13 Makale türü, edebiyatımıza Tanzimat Döneminde gazete ile birlikte Batı’dan giren bir türdür. Düşünce yazıları içinde en ağırbaşlı ve en zor olan tür makaledir.

14 Makale türünün Türk Edebiyatı’ndaki önemli temsilcileri şunlardır: Namık Kemal, Ziya Paşa, Şemseddin Sami, Muallim Naci, Beşir Fuat, Hüseyin Cahit, Fuat Köprülü, Ahmet Mithat, Süleyman Nazif, Ziya Gökalp, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay, Peyami Safa, Falih Rıfkı Atay, Halit Fahri Ozansoy, Yaşar Nabi.

15 Milletler Arası Ahlak Fertlerin birbirine karşı iyilik sever ve iyilik yapar olması “medeni ahlak” adını aldığı gibi, milletlerin birbirlerinin iyiliklerini istemesine ve birbirlerine iyilik yapmasına da “milletlerarası ahlak” adı verilir. Eski Türkler barış dinine bağlı oldukları için, başka milletlerin dini, politik kültürel varlıklarına karşı saygı duyarlardı. Hatta, kendilerine iç il ve başak milletlere dış il adlarını vererek, bütün milletleri bir barış dairesi içinde, milletlerarası bir birlik içinde görürlerdi. Orhon Kitabesi’nde diğer milletlere çilki il adı veriliyor ki dış il ile aynı anlama gelir. Eski Türkler, bu dış il deyimi ile, “milletlerarası birlik” kavramını anladıklarını gösteriyorlar. Çünkü il kelimesi, eski Türkçe‘de, barış dairesi anlamında idi. Her milletin bir iç il olması kendi içinde bir barış dairesi oluşturmasından ibaret idi. Bununla beraber, bu içil, diğer milletlere de, yabancı gözüyle bakmaz. Onları da birer il yani barış tapınağı halinde görürdü. Bazı şu farklı adını verirdi. Eski Türklerin yenilmiş milletlere sonradan kapitülasyon adıyla başına bela olan olağanüstü ayrıcalıklar sunmaları Türk kültüründeki milletlerarası birlik fikrinin bir sonucudur. Gelecekte, Milletler topluluğu şimdiki gibi yalandan değil, gerçekten oluşursa bunun en içten üyesi hiç kuşkusuz Türkiye devleti ve Türk milleti olacaktır. Çünkü geleceğe ait bütün gelişmeler, tohum halinde Türk’ün eski kültüründe vardır. Özetle, her milletin yeryüzünde gerçekleştirdiği tarihi ve medeni bir misyonu vardır. Türk milletinin misyonu ise, ahlakın en yüksek erdemlerini gerçeklik alanına çıkarmak, en olamaz sanılan fedakarlıkların ve kahramanlıkların olabildiğini kanıtlamaktır. Ziya GÖKALP

16 KAYNAKÇA http://www.xn--edebiyatgretmeni-twb.net/makale.htm
Türkçülüğün Esasları – Ziya Gökalp, Toker Yayınları, 2002

17 Hazırlayan: EMRE KIR


"MAKALE." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları