Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK"— Sunum transkripti:

1 ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK
SÜLEYMAN YERAL PDR 4-B

2 Davranışçı gelenekten çıkmış konuların çoğu gibi öğrenilmiş çaresizlik kavramı, hayvanlar üzerinde yapılan deneysel çalışmalar sonucunda ortaya çıkmış bir kavramdır.(burger, sayfa 585). Öğrenilmiş çaresizlik, Bir davranış ile bu davranışın sonucu arasında bir bağlantı olmadığını öğrenmesi sonucunda, bireyin benzer durumlarda gereken davranışı gösterememesi olarak tanımlanabilir (akt:Maier, Seligman ve Solomon, 1976: 3-46). Öğrenilmiş çaresizliği açıklamakta üç anahtar kavramdan bahsedilebilir.bu kavramlar, kontrol edilmezlik, yükleme biçimi ve beklentidir. Bu üç kavramın birbiriyle etkileşimi öğrenilmiş çaresizlik davranışını açıklayan iki model göstermektedir. Bunlar orijinal öğrenilmiş çaresizlik modeli ile yeniden gözden geçirilen modelin eksikliklerini tamamlayıcı ve daha kapsamlı bir model olduğu söylenebilir.(özlem ercan)

3 Öğrenilmiş çaresizlik modeli
Seligman’ ın öğrenilmiş çaresizlikle ilgili yürüttüğü çalışmalar da köpeklerin boyunlarına geçirilen tasmalara elektrik şoku verilerek kaçmamaları sağlanmıştır. (burger). Kaçamadıkları elektrik şoku boyunca, köpekler şoktan kurtulmak için pek çok yol denemiş ;ancak hiçbirinin ödüllendirilmediğini görmüştür. Bunun sonucunda hayvanlar şoku durdurmak için yapabilecekleri hiçbir şey olmadığını görüp çaresizliğe kapılmışlarıdır. Kaçamadıkları bir durumu verebilecek en doğru tepki budur . Ancak Bu durumu farklı durumlara genellediklerinden karşılaştıkları benzer durumlara da önce ki öğrenmiş oldukları çaresizlik tepkisiyle cevap verdikleri araştırmalarda bulunmuştur.(serkan kaya)

4 Öğrenilmiş Çaresizlik
Aç Köpekbalıkları Cam Bölme

5 Öğrenilmiş çaresizlik modeli açısından bu deneylerin önem taşıyan yanları köpeklerin kontrol edemedikleri olumsuz bir yaşantıya maruz kalmaları ve bu yaşantıdan yola çıkarak, onların davranışlarının SONUCU etkilemeyeceğine dair bir anlayış kazanmasıdır.(özlem ercan)

6 İnsanlar üzerinde yapılan deney
Deneyin birinci aşamasında, kaçma ve çaresizlik grubundaki denekler tek tek bir deney odasına alınmışlardır. Kendilerine zaman zaman tepedeki bir hoparlörden gelen çok rahatsız edici bir ses duyabilecekleri, ancak önlerinde bulunan düğmeye bastıkları zaman bu sesin duracağı söylenmiştir. Deney, kaçma grubundaki deneklerin düğmeye basarak sesi durdurabilecekleri, çaresizlik grubundaki deneklerin ise ne yaparlarsa yapsınlar sesi durduramayacakları biçimde düzenlenmiştir. Kontrol grubundaki denekler deneyin bu aşamasına katılmamışlardır.(akt:ertan avcı)

7 Deneyin ikinci aşamasında her üç gruptaki denekler tek tek bir odaya alınmış ve kendilerine tekrar rahatsız edici bir ses duyacakları, ancak ellerini, önlerindeki paneli doğru yöne ittikleri zaman sesin duracağı söylenmiştir. Deneyin sonuçları, çaresizlik grubundaki deneklerin kaçma ve kontrol grubundaki deneklere oranla, gerek deneme sayısı gerekse deneme için harcanan süre olarak, doğru yönü bulmak için daha az çaba gösterdikleri ortaya çıkmıştır. Kontrol edemedikleri bir itici uyarıcıya maruz bırakılan deneklerin deneyin ikinci aşamasında daha az çaba göstermeleri öğrenilmiş çaresizlikle açıklanmıştır. (ertan avcı, ayrıca özlem ercan). Bunun yerine, çaresizliğin gelişimi için sonucun kontrol edilemeyeceğine bireyin inanması gerekmektedir. Eğer birey belli bir davranışı göstermenin sonuca hiç bir etkisinin olmadığına inanırsa o davranışı gösterme sıklığında azalma ortaya çıkacaktır.( cafer fırat)

8 Deney sonuçlarına baktığımızda insanlar kontrol edemedikleri sonuçlarla karşılaştıklarında birinci durumda olduğu gibi çaresiz olduklarını öğrenir ve sonraki durumlarda bu duygudan kurtulmazlar. Daha sonra yapılan araştırmalar sonucunda kişi bu deneyimleri yaşamadan da ciddi bir engelle karşılaşan insanların, çaresiz olduklarının söylenmesi (akt burger: maierve seligman 1976 ve ) hatta başkalarının gözlemlemeleri bile çaresiz olmalarını etkilediği yurt dışında yapılan çalışmalarda bulunmuştur.( aktarma brown&inouye,1978; de vellis, de vellis &mc cauley 1978).

9 Öğrenilmiş çaresizlik yükleme modeli
Hayvanlarla yapılan deneylerin ardında araştırmacılar insanların da bazen çaresizlik duygularını kontrol edilebilir durumlara genelleyebildiklerini bulmuştur. Ancak önceki çalışmaların insan davranışlarını açıklamakta yetersiz kaldığı görülmüştür. Deneye katılanların kontrol edemedikleri kimi durumlara genellenirken , kimilerine genellenmez. Kaçamadıkları gürültüyle karşılaşan insanların ,bazı durumlarda güdülenmesi azalırken, bazı durumlarda güdülenmesi artar ( aktarma:burger,costello,1978) . İkinci modelde ise birinci modelden farklı olarak bilişsel değişkenler kullanılmıştır. Bu modele göre insanlar öğrenilmiş çaresizliğe kontrol edilmezlik algısıyla başlar.

10 İnsanlar kontrol eksikliğine getirdiği açıklamalar, yani yüklemeler, öğrenilmiş çaresizliğin ortaya çıkıp çıkmayacağını belirler.eğer birey kendisinin iş için gereken niteliklere sahip olduğu ve iş verenlerin aptal olduğuna inanırsa iş aramaya devam eder. Ancak kendisinin beceri eksikliğinden kaynaklandığını düşünürse de çaresizlik duygusu ve depresyon yaşayabilir. Kişilerin yaptıkları yüklemeler üç boyutta incelenir.bunlar; A) öncelikle içsel ve dışsal olarak ikiye ayırabiliriz. Kontrol eksikliği düşük beceri ya da düşük güdülenme gibi kişisel özelliklere ya da dışsal nedenlere yükleyebilir. B)Yüklemeler kararlı ya da kararsız olabilir. Beceri eksikliği gibi kararlı nedenler, çaba göstermemek gibi kararsız nedenler daha çok depresyona yol açabilir.

11 C) Yüklemeler evrensel ya da bireysel olabilir
C) Yüklemeler evrensel ya da bireysel olabilir. Evrensel yüklemeler pek çok değişik durumlara uygulanabilirken, bireysel yüklemeler çok az duruma uygulanabilir. Evrensel yüklemelerin çaresizliğe yol açma olasılığı daha yüksektir. Yükleme modeline göre , insanlar yaşamlarında karşılaştıkları olumsuz olayları ne kadar içsel , kararlı ve evrensel yüklemelerle açıklarsa, depresyona girme olasılıkları o kadar yüksektir.

12 Dersten kalan bir öğrencinin yükleme biçimleri
İÇSEL DIŞSAL KARARLI KARARSIZ EVRENSEL Zeka eksikliği yorgunluk Hoca adil sınav yapmıyor Bu günayın 13 ü ve günlerden Cuma tembellik Nezleyim, bu da soruları anlamamı engelliyor Zaten herkes beklediği puandan düşük alır. Hoca bu sefer uygulamalı sınav yaptı hiç kimse geçer not alamadı BİREYSEL Matematiğe yeteneğim yok Matematik sorusu çözmekten bıktım Hoca matematik sınavında adil sorular sormuyor Matematik sınavında hep uğursuz sayı 13’ ü içeren sorular vardı Matematik her zaman beni sıkmıştır. Nezleyim, bu da matematik sorusu çözme yeteneğimi yok ediyor Zaten herkes matematik sınavından beklediğinden düşük not alır. Soru kağıtları hiç iyi okunmuyordu

13 Gözden geçirilmiş öğrenilmiş çaresizlik modeline göre, davranış-sonuç arasındaki kontrol yokluğunu içsel, değişmez ve genel bir nedensel yükleme biçimiyle açıklamayı alışkanlık haline getirmek, yaşamın birçok alanında daha uzun süreli çaresizlik yaşantılarına neden olmaktadır( cafer fırat).

14 Depresif yükleme biçimine sahip öğrencilerin, istedikleri nottan daha düşük aldıklarını öğrenmelerinin üstünden iki gün geçmiş olmasına karşın, aldıkları notlar yüzünden canlarının hala sıkkın olduğunu belirtmişlerdir. Böyle bir yükleme biçimine sahip olmayan öğrencilerin kötü notun etkisini anlatmış ve bunun sadece bir dersin sınavı olduğunu kabullenmişti. Yapılan benzer çalışmalar sonucunda beşinci ve altıncı sınıf öğrencilerinde benzer sonuçlar elde edilmişti.(akt burger :hilsman &garber,1995).

15 Öğrenilmiş Çaresizlik ve Çevresel Etmenler
Kontrolsüzlük ve öngörülemezlik gibi çocuğun aile içindeki özel sosyalizasyon durumları çaresizliğin gelişiminde ve olumsuz sonuçlarla başa çıkmasında etkili olabilir. Özellikle ana baba çocuk ilişkisinin eleştirel ve yargılayıcı olmasının, olumsuz güdüsel örüntülerin oluşmasında önemli bir etkendir(kılıç ve oral, ). Çocuklarla yapılan araştırmalarda öğrenilmiş çaresizlik davranışının erken yaşlarda kazanıldığını göstermektedir. Güvenli bağlanma davranışları sergileyen çocukların kendilerini değerlendirme sorularına olumlu, gerçekçi ve esnek yanıtlar vermekte ve kendilerini yapabilir.ilerleyebilir görmektedir.güvensiz bağlanma örüntüsü olan çocukların kendileri ve ilişkileri konusunda katı olumsuz ya da savunucu değerlendirme yaptıkları ve hatalarını kabul etmedikleri görülmüştür.(oral kılıç)

16 Uzun süre yoksunluk yaşayan bireyler kişisel yetersizlik, olumsuz benlik imgesi, kendini suçlama, karamsarlık ve geleceğe ilişkin olumsuz beklentiler gösterebilmektedir. Hintli 10. sınıf öğrencileriyle yapılan bir çalışmada, uzun süreli yoksunluk yaşayanlarda ve kızlarda görev performansında düşüklük yanında içsel, bütünsel ve kalıcı bir nedensel yükleme biçimi saptanmıştır. (aktarma oral ve Mal ve ark.1990).

17 Öğrenilmiş çaresizliğin depresyonla ilişkisi
Seligman’ın teorisi, öğrenilmiş çaresizlik yaşantısı geçiren ve çaresizlik semptomları gösteren bireyin olağan aktivitelere olan ilgisini kaybedeceğini, psikomotor davranışlarda yavaşlama ve enerji kaybı göstereceğini, iyi düşünemeyeceğini, konsantrasyon güçlüğü çekeceğini ve problemleri çözmedeki başarısızlığını yetenek yoksunluğu ve kendisinin yetersizliğiyle açıklayacağını öne sürmektedir (aktarma Thomas, 1996). Öğretmenler, çaresizliğin beklentilerle doğrudan ve olumsuz bir şekilde, özgüvenle dolaylı ve olumsuz bir şekilde ve depresyonla dolaylı ve olumlu bir şekilde ilişkili olduğunu gözlemişlerdir. (aktarmaValaes,2001b) Seligmanın 1984 çalışmasında çocuk ve yetişkinlerin yükleme biçimleri ile depresif semptomların benzediği ortaya çıkartmıştır.(erdal gelir burger). Üniversite öğrencileri ile mahkûmlar üzerinde yapılan bir çalışmada da depresyon ile öğrenilmiş çaresizlik arasında yüksek bir ilişki bulunmuştur (Hayaloğlu, 2001).

18 Depresyon konusu içinde insanın psikolojik ve fiziksel islevlerinin tümünü etkileyen pek çok belirti incelenmektedir. Depresyon, adı üstünde aslında duygu durumundaki bir bozukluktur. Bu nedenle duygusal rahatsızlık terimi de sıklıkla kullanılmaktadır. Depresyonu yasayan kişilerin karamsarlık, iştahsızlık, sıkıntı ve keder duygularından yakınırlar. Öğrenilmiş çaresizlik ve depresyon birbirine pek çok benzeyen özellikler taşımaktadır.tabloda, birbirine yakın özellikler sergileyen bu iki olgu arasında gözlenen paralellikleri belirtiler, nedenler ve tedavi açısından daha net bir şekilde göstermektedir (Güler, 2006: 43).

19 Öğrenilmiş Çaresizlik ve Depresyon Arasındaki Benzerlikler
Belirtileri Öğrenilmiş Çaresizlik Depresyon Pasiflik Bilişsel bozukluk Olumsuz bilinç üçlüsü Özgüvende bozukluk Düşük özgüven Üzüntü, saldırganlık ve kaygı iştahta azalma Faaliyetlerde azalma Uykusuzluk Norerepinefrin ve seretonin eksikliği Neden Davranışların, sonuçlardan bağımsız olduğunu öğrenmek Davranışların, etkisiz olduğuna dair genel inanç Tedavi Davranışın yetersiz olduğuna dair inancın değiştirilmesi Bilişsel Tedavi ve davranışsal terapi Zaman Akt: Peterson, C; Maier, S. F. ve Seligman, M. E. P, 2006: 43.

20 Öğrenilmiş çaresizlik ve motivasyon
Baggiano ve Barett (1985), çocuklar üzerinde, güdüsel yönelime bağlı öğrenilmiş çaresizliğin gelişmesinde başarısızlık geri bildirimlerinin etkisini incelemişlerdir. Elde edilen sonuçlara göre, başarısızlık geri bildirimi alan dıştan motivasyonlu çocukların sonraki performansında azalma olurken, içten motivasyonlu çocukların başarısızlık geri bildirimi almalarına rağmen çaresizlik davranışı göstermediği görülmüştür.(aktarma süleyman çavuşoğlu)

21 Marks’a göre insanların yaşamları boyunca hata yapmalarına neden olan çaresizliğin güdüsel, duygusal, bilişsel sonuçlarının etkileri şunlardır(Erdal gelir) İçsel hareket eksikliği: Öğrenilmiş çaresizliğin ilk sonucudur. Katılım ve ısrar eksikliği: Bu etkenler hâkimiyet motivasyonunun güçlü göstergeleridir. İpuçlarına bağımlılık: Çocuklar başkaları olmadan hareket edemezler. Az sayıda pekiştireç: Çocuklar az sayıda pekiştireç kullanmaktadır. Çocukların ne yaptığı – Başkalarının onların yetenekleri konusunda düşündükleri: Yetişkinlerin çocuklardan yeteneklerinin üstünde bir şeyler beklemektedir. Başkalarında yardım bekleme: Yeterli vizyona sahip olamayan çocuklar her zaman başkalarının desteğine muhtaç hissederler. Yetişkinlerle iletişimden kaçınma: Göz kontağından kaçma ve yetişkinlerle etkileşimden uzak durma çocuklardaki vizyon eksikliğinin göstergesidir. İçsel hareket eksikliği: Öğrenilmiş çaresizliğin ilk sonucudur. Katılım ve ısrar eksikliği: Bu etkenler hâkimiyet motivasyonunun güçlü göstergeleridir. İpuçlarına bağımlılık: Çocuklar başkaları olmadan hareket edemezler. Az sayıda pekiştireç: Çocuklar az sayıda pekiştireç kullanmaktadır. Çocukların ne yaptığı – Başkalarının onların yetenekleri konusunda düşündükleri: Yetişkinlerin çocuklardan yeteneklerinin üstünde bir şeyler beklemektedir. Başkalarında yardım bekleme: Yeterli vizyona sahip olamayan çocuklar her zaman başkalarının desteğine muhtaç hissederler. Yetişkinlerle iletişimden kaçınma: Göz kontağından kaçma ve yetişkinlerle etkileşimden uzak durma çocuklardaki vizyon eksikliğinin göstergesidir.

22 Az çaba için dış pekiştireç: Çocukların yetersiz çabalarına rağmen ödüllendirilmeleri onların daha fazla çaba göstermeye ihtiyaç duymamalarına neden olmaktadır. Yüksek seviyeli pekiştireçler: Çevresinden pekiştireç alan çocuklar, kendilerine verilen görevi yerine getirmeden ara verip pekiştireç beklerler. Hâlbuki kendilerinden beklenen görevi tamamlamak için devam etmeleridir. Başarısızlığın tarihçesi: Başarıdan çok başarısızlık yaşayan çocuklar motivasyon eksikliği yaşamaktadır. Seçim yapmaktan kaçınma: Davranışlarının, elde edecekleri sonuçları etkilemeyeceği inancına sahip çocuklar seçim yapmaktan kaçınmaktadırlar. Marks yürüttüğü çalışmalarda öğrenilmiş çaresizliğin nedenini başlangıç eksikliği, etkili olamama düşüncesi, motivasyon eksikliği ve kontrolsüzlüğe bağlamaktadır.(akt:erdal gelir.)

23 YAPILAN ARAŞTIRMALAR

24 İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin öğrenilmiş çaresizlik düzeyinin çrşitli değişkenler açısından incelenmesi leziz gevrek Gevrek’in(2009) ilköğretim ikinci kademe öğrenciler üzerinde yaptığı çalışmada öğrencilerin öğrenilmiş çaresizlik düzeylerinin orta düzeyde olduğu ve cinsiyet, yaş ve sınıf düzeyine göre farklılaşmadığı bulunmuştur.ancak erdoğdu’ nun çalışmasında cinsiyete göre öğrenilmiş çaresizlik puanlarını değiştiği bulunmuştur. Öğrencilerin matematik başarısı ile öğrenilmiş çaresizlik düzeyinin öğrencilerin notlardan geçer not alan öğrencilerin öğrenilmiş çaresizlik düzeyi pekiyi not alan öğrencilerden daha yüksek puan aldıkları bulunmuştur. Pekiyi alan öğrenciler ile zayıf not alan öğrenciler arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Bunun nedenin öğrencilerin yaptıkları dışsal yüklemeler olduğu düşünülmektedir.(hoca not vermedi, çalıştığım yerden gelmedi gibi) okul öncesi eğitim, anne baba eğitim durumuna göre öğrenilmiş çaresizliğin değişmediği bulunmuştur. Öğrencilerin hem öğrenilmiş çaresizlik hem de matematik kaygı düzeyleri orta derecede olmasına rağmen aralarında anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır. Öğrencilerin genel öğrenilmiş çaresizlik duygularıyla, matematik kaygıları arasında bir ilişki bulunmamıştır.

25 ANA-BABA TUTUMLARI İLE ÖĞRETMEN DAVRANIŞLARININ ÇOCUKLARDA ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK DÜZEYLERİ İLE İİŞKİSİ Erdoğdu’ nun(2006) Diyarbakır ilinde yaptığı çalışmada Çocuklarda öğrenilmiş oluşumunda annenin çocuklarına yönelik otoriter davranışları, babanın ve öğretmenin otoriter davranışlarına göre daha etkili bir faktör olduğu araştırma bulgularıyla ortaya konmuştur. Erkek öğrenciler, kız öğrencilere göre daha yoğun öğrenilmiş çaresizlik yaşamaktadırlar. Ailenin sosyo-ekonomik düzeyleri ile öğrenilmiş çaresizlik arasında ilişkiler bulunmaktadır .Öğrenilmiş çaresizliğin oluşumunda öğrencilerin yükleme biçimleri önemlidir. Öğrencilerin başarısızlığa karşı içsel yükleme yapmaları öğrenilmiş çaresizliğe neden olmakla birlikte, dışsal yükleme yapmaları öğrenilmiş çaresizliğe sebebiyet vermemektedir. Aynı çalışmada öğrenilmiş çaresizlik yaşayan çocukların öğrenilmiş çaresizlik yaşamayan çocukların babalarının tutumları(demokratik otoriter) yapılan Mann Whitney U testiyle iki grup arasında farklılık bulunmuştur. öğrencilerin benlik gelişimlerinin etkilendiği araştırma sonucunda bulunmuştur.

26 Çocuklarda öğrenilmiş çaresizlik
Çocuklarda öğrenilmiş çaresizlik yaşanmasının 3 temel koşulu vardır. Bunlardan birinci koşul, bireysel çaresizliktir. ikinci koşul, bireyin yeteneksiz olduğuna karar vermesidir. Üçüncü ve son koşul ise bireyin yeteneksiz olduğuna ilişkin inancın yalnız o durum için değil benzer durumlar için geçerli olduğuna karar vermesidir (Hovardaoğlu, 1986). Örneğin, bir öğrenci matematik yeteneğinin olmadığına karar verirse, çözebileceği problemlerle karsılaştığında bile çözüm için gerekli çabayı göstermemektedir.

27 Çocuklarda öğrenilmiş çaresizlik
Yapılan çalışmalar incelendiğinde öğrenim durumu düşük olan ebeveyn çocuklarının öğrenilmiş çaresizlik seviyelerinin daha yüksek olduğu bulunmuştur.)şükrü düzgün halil hayaloğlu). öğrenim durumu düşük olan ebeveynlerinin çocuklarıyla daha iyi iletişim kurmalarına, çocuklarını daha iyi tanıma ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yönlendirerek yardımcı olmalarından ve çocuklarını koşulsuz kabul ederek onlara önem ve değer vermelerinden kaynaklanabilir(kılıç oral ). Sonuç olarak çocukların sağlıklı gelişiminde ailenin çocuklarına yönelik tutum ve davranışlarında okulda öğretmenin çocuklara yönelik tutum ve davranışlarından daha çok önemlidir.(erdoğdu) Öğrencilerin ruh sağlığının bozulması sonucu başta başarısızlık olmak üzere bir takım davranış bozukluk göstermeleri özellikle yurtta kalan çocukların eğitim gördükleri kurumlarda ilgi,şevkat ve birçok ihtiyaçlarının tam olarak karşılanmaması sonucu, başarısızlık ve davranış sorunları yaşanmaktadır.(oral)

28 Çocuklarla neler yapılabilir
Birey ilk doğduğunda dış dünyayla ilk temas ebeveynleriyle olmaktadır. Aileye, çocuğun olumlu özellikleri vurgulanabilir. Anne-babaya yönelik çocuk bakımı ile ilgili bilgilendirme yapılabilir. Çocukların karşılaştıkları problemlerle baş etme becerisi geliştirmeye yönelik beceri programları geliştirilebilir. Ailelere yönelik olarak etkili iletişim becerileri; aktif dinleme empati beceriler kazandırılmaya çalışılır. Ailelerin evde demokratik bir ortam yaratılması ve alınacak kararlarda çocuklarında fikirlerine başvurulabilir. Çocukların özgüven ve olumlu benlik, atılganlık,özdisiplin gibi becerileri içeren sosyal beceri programları uygulanabilir. Çocukların ebeveynlerine yönelik anne baba eğitim programları uygulanabilir.

29 Yaşlılarda öğrenilmiş çaresizlik
Uzun ve yoğun çalışma temposundan sonra yaşlıların dinlenmeyi hak ettikleri düşünülür. Emekliliklerinde yaşlıları günlük işlerden ve sorumluluklardan uzak tutmaya çalışılır. Ancak öğrenilmiş çaresizlik analizini bu duruma uygularsak yaşlıların günlük etkinlikleri üzerindeki denetimlerinin ellerinden alındığını görülebilir. Batıda yapılan araştırmalar sonucunda sorumluluklar verilen yaşlıların diğer yaşlılara göre daha mutlu oldukları bulunmuştur. Yardım gereksinimi olan insanları kendi hallerine bırakmamalıyız ama bazen bu insanların kendilerine bakmalarına izin vermek yaşam doyumları açısından önemlidir.

30 Yaşlılara yönelik neler yapılabilir
Kalacakları odayı düzenlemeleri kendilerine bırakılabilir. Yapılacak etkinliklerde yaşlıların kararlarına başvurulabilir. İsteyen kişilere, istedikleri bitki getirilerek bitkiye bakma sorumluluğu onlara verilebilir. İsteyen kişilere Kuş, ördek ve bahçe bakımı yaptırılabilir. Belli dönemlerde yaşlılara gezi turları,piknik vb etkinlikler yapılabilir. Huzur evlerinde kalan yaşlıların hobilerine yönelik olarak atölyeler oluşturulabilir. Yaşlılara yönelik olarak kütüphaneler oluşturulabilir. Ayrıca sinema müzik vb günler ve anma etkinlikleri gerçekleştirilebilir. Ayrıca yaşlıların kendilerinin de oynayabileceği tiyatral etkinlikler düzenlenebilir.

31 Öğrenilmiş çaresizliğin PDR ile ilişkisi
Öğrenilmiş çaresizlik konusunda yapılan araştırmalar incelendiğinde bu davranışın kişilerde erken yaşlardan itibaren gelişmeye başladığını; öğrenilmiş çaresizlik davranışı ile birlikte görülen “başarısızlık Beklentisi”nin bireyin yaşamında önemli sonuçlar doğurabileceğini ortaya koymuştur. Bu kazanılmış davranışlar ileride yetişkin olacak öğrencilerin başka alanlarda da başarısızlık beklentisi içine girmelerinde rol oynamaktadır. Okullarda öğrenciler açısından ele alırsak öğrenciler öğrenilmiş çaresizlikten davranışsal boyutta pasiflik, kaytarma gibi davranışlar göstererek etkilenmektedirler. Bilişsel boyutta problem çözme faaliyetlerinde gerileme, engellenme, duygusal boyutta da depresyona girebilmektedirler.() öğrencileri eğitim hayatını kötü etkilemekle kalmamakta aynı zamanda sosyal ilişkilerini de zedelemektedir. Bu tür öğrenciler azımsanmayacak kadar fazladır. Bu durum karşısında öğretmenlerin psikolojik danışmaların, öğrencilerin akademik başarıyı sağlamaları ve öğrenilmiş çaresizliği yaşamalarını engellemeleri için mutlaka onlara yardım etmeleri gerekmektedir. Bunun için de öğrenilmiş çaresizlik ve akademik başarıyı etkileyen faktörleri saptamak gerekmektedir

32 REHBERLİK SERVİSİ OLARAK NELER YAPILABİLİR ?
Çevresel etkenlerin özellikle ebeveyn çocuk ilişkisinde Avcının İlköğretim 2. kademe öğrencilerinin akademik başarıları üzerinde öğrenilmiş çaresizlik olgusunun etkililiği görülmektedir. buna yönelik Öğrencilerin akademik başarılarının öğrenilmiş çaresizlik davranışı tarafından etkilendiğinden öğrenciler ve aileler bu konuda bilinçlendirilmelidir. (Ertan avcı), Öğrencilere eğitimin tamamlayıcı bir hizmeti olarak rehberlik türlerinden öğrencilere yönelik psikolojik danışma yapılabilir. Ayrıca öğrencilere önleyici bir hizmet olarak grupla psikolojik danışma hizmeti sunulabilir. Özellikle yurtta yaşayan çocuklar için ekonomik destek ve koruyucu aile gibi çalışmalar yaygınlaştırılabilir. Öncelikli olarak çalıştığımız kuruma bağlı olarak oryantasyon hizmeti sunulabilir.

33 Risk grubu ve öğrenilmiş çaresizlik yaşayan öğrencilere atılganlık, benlik, motivasyon gibi konuları içeren sosyal beceri programları uygulanabilir. öğrencilerin girişimcilikleri desteklenerek öğrencilerin olumlu şemalar oluşturması sağlanabilir. Okulda bulunan kulüpler aktif hale getirilerek öğrencilerin hazırladıkları etkinlik proje gibi çalışmaları desteklenebilir. Okul rehberlik servisi olarak akran desteği ve akran danışmanlığı gibi çalışmalar yaygınlaştırılabilinir.

34 Yüksek öğrenilmiş güçlülük düzeyine sahip olanların öğrenilmiş çaresizliğe karşı daha dirençli oldukları ve Yüksek öğrenilmiş güçlülük düzeyine sahip olan çocukların sorun çözme becerilerinin daha gelişmiş olduğu, kendilerine daha fazla güvendikleri, öfke, kaygı, depresyon gibi olumsuz duyguları daha az yaşamaktadır. Çocuk ruh sağlığı açısından gerekse okul psikolojik danışma ve rehberlik (PDR) servislerinin çalışmaları açısından önemli doğurguları vardır. PDR servislerinde öğrenilmiş güçlülüğü geliştirmeyi hedefleyen stratejiler içeren grup çalışmalarının planlanması öğrencilerin ruh sağlıklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılabilir..(güloğlu aydın) Öğrenilmiş çaresizlik yaşayan bireylerin genelde başarı güdüleri düşüktür.bu nedenle problem çözme strateji öğretiminde sınıfta işbirlikçi öğretim yapılarak öğrencilerin yetersizlik, yardımlaşma paylaşma, dayanışma, takım çalışması gibi beceriler kazandırarak kendi yetersizliklerini çözmeleri ve öğrencilerin; etkinliklerde daha aktif rol almaları, grup çalışması sırasında belirli bir sorumluluk üstlenmeleri, yoğun çaba harcamaları ve sürekli başarılı olma isteğinde olmaları sonucu olumlu yönde etkilemektedir.( tolga gök ilhan sılay)

35 Öğrenilmiş çaresizlik ile ilgili yapılan araştırmaların sonuçları eğitimcilere duyurularak önemi üzerinde durulmalıdır. Akademik basarı üzerinde yadsınamaz olan öğrenilmiş çaresizlik davranışı ile ilgili okullarındaki tüm eğitimciler bilinçlendirilmelidir. Öğrenilmiş çaresizlik davranışına yönelik olarak okullarda öğrencilerin yasadığı problemler tespit edilmeli, problemlerin nelerden kaynaklandığı araştırılarak öğrencilerin olumsuz düşüncelerle mücadele edebilmeleri sağlanabilir. Öğretmenlerin geleneksel öğretim metotları ve ölçme-değerlendirme yaklaşımları yerine, öğrenci merkezli yöntemler uygulaması öğrencilerdeki öğrenilmiş çaresizlik davranışını daha az seviyelere indirebilir. Öğretmenler sınıf içerisinde öğrenilmiş çaresizlik duygusuna sahip olduğunu hissettiği öğrencilerin bu duyguyu yenmelerine yönelik çalışmalar yapılabilir. “Ben asla bu soruyu çözemem”, “Ben ne yaparsam yapayım bu dersten geçemem” tarzında cümleler kullanan öğrencilerin derslere yönelik öğrenilmiş çaresizlik duygusu taşıdığı düşünüldüğünde, bu öğrencilerin becerileri düzeyinde o dersle ilgili etkinlikleri yaptırılarak oncelikle öğrencilerin dersi sevmeleri sağlanabilir.

36 DİNLEDİĞİNİZ Q İÇİN Q  TEŞEKKÜR EDERİM 


"ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları