Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

HAVZA GENELGESİ ( Mayıs 1919)

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "HAVZA GENELGESİ ( Mayıs 1919)"— Sunum transkripti:

1 HAVZA GENELGESİ (28 - 29 Mayıs 1919)
28 Mayıs'ta mülki ve askeri amirlere gönderdiği bir genelge ile; 1.Büyük ve heyecanlı mitinglerle işgallerin protesto edilmesini, 2.Bu gösteriler sırasında düzenin korunmasına dikkat edilmesini ve Hristiyan halka karşı saldırı ve düşmanlık yapılmamasına önem verilmesini, 3.Büyük devletlerin temsilcilerine ve İstanbul Hükümeti'ne uyarı telgraflarının çekilmesini sağlamıştır Böylece halkı Milli Mücadele fikri etrafında birleştirme hareketi başlamıştır. Genelge etkisini göstermiş ve 30 Mayıs 1919' da Havza'da bir miting yapılarak işgailere karşı mücadele edileceğine ant içiimiştir. Bu gelişmeler sırasında Mustafa Kemal Paşa'nın, Anadolu'daki faaliyetlerinden şüphelenen Anlaşma Devletleri, Mustafa Kemal Paşa'nın geri çağırılmasını istediler. 8 Haziran'da Harbiye Nezareti'nin kendisini Istanbul'a çağıran telgrafını alan Mustafa Kemal Paşa, bunun Anlaşma Devletleri'nin baskısı ile gerçekleştiğini öğrenince emre itaat etmemiş ve işi haberleşmeye dökerek görevini sürdürmüştür. Mustafa Kemal Paşa bu arada 12 Haziran'da Havza'dan Amasya'ya geçmiştir.

2 AMASYA GENELGESi (22 Haziran 1919)
Bu genelgeye göre: 1.Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. Vatanın bütünlüğünün tehlikede olduğu ifadesi aynı zamanda bölgesel kurtuluşu çare olarak görenlere bir uyarı niteliğindedir. 2. İstanbul Hükümeti üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yok duruma düşürmektedir. - 1. ve 2. madde ile Kurtuluş Savaşı'nın gerekçesi belirtilmiştir. 3. Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. - Milli egemenliğe dayalı bir yönetimden ilk defa burada söz edilmiştir 4. Her türlü etki ve denetimden uzak milli bir kurul oluşturulmalıdır. - Milli Mücadelenin Anlaşma Devletleri'nin baskısından ve Padişahın denetiminden bağımsız olarak yürütülmesi amaçlanmıştır. 5. Anadolu'nun her bakımdan en güvenli yeri olan Sivas'ta milli bir kongre toplanmalıdır. - 3., 4. ve 5. madde ile Kurtuluş Savaşı'nın yöntemi belirlenmiştir.

3 6.Bütün illerin her sancağından seçimle belirlenen, ya da milletin güvenini kazanmış üç delege Sivas'ta olacak şekilde yola çıkarılmalıdır. - Böylece Milli Mücadelenin ulusal irade tarafından yönlendirilmesi ve Bütün ülkenin temsil edileceği bir kurul oluşturulması öngörülmüştür. 7. Doğu illeri adına 10 Temmuz'da Erzurum'da bir kongre toplanacaktır. 8. Bu genelge bir sır olarak tutulacak 9 Sivas Kongresi'ne katılacak temsilciler Müdafaa-i Hukuk, Redd-i ilhak ve belediyelerce seçilecektir. Bu madde ile Milli Mücadele yanlısı kimselerin delege seçilmesi amaçlanmıştır. 10.Askeri ve milli örgütler hiçbir şekilde dağıtılmayacak, komuta bırakılmayacak ve başkalarına verilmeyecektir.

4 Amasya Genelgesi'nin Önemi
Amasya Genelgesi ile Türk inkılabı'nın ihtilal safhası başlamıştır. İstanbul Hükümeti yok sayılmıştır. Genelge Türk milletine bağımsızlığına kavuşması yolunda yapılmış bir çağrıdır. Türk milleti hem istanbul Hükümeti'ne, hem de işgalci devletlere karşı mücadeleye çağrılmıştır. Alınan kararların uygulanması ile ordu görevlendirilmiştir. Bu durum yeni bir devletin kurulmasında ordunun da görev aldığını göstermektedir. Genelgenin yayımlanması ve yurdun her tarafına gönderilmesiyle Mustafa Kemal Paşa kendisine verilen yetkiyi aşmıştır.

5 Amasya Genelgesi'nin Sonuçları
Amasya Genelgesi hazırlandıktan sonra ülkedeki bütün askeri ve sivil yöneticilere gönderilmiştir. Amasya Genelgesi'nin yayınlanması itilaf Devletleri'nin tepkisini çekmiş ve itilaf Devletleri istanbul Hükümeti'ne eskiden beri yaptıkları baskıları artırmışlardır. Bunun üzerine istanbul Hükümeti çağrıldığı halde istanbul'a geri dönmediği, halkı hükümete karşı kışkırttığı gerekçesiyle Mustafa Kemal Paşa'yı görevinden azletmiş ve bunu bütün gerekli yerlere iletmiştir (23 Haziran 1919). Mustafa Kemal Paşa, bunu dinlememiş, "Padişah buyruğu ile atandığını" bildirerek zaman kazanmak istemiştir.

6 ERZURUM KONGRESi (23 Temmuz-7 Ağustos 1919)
Mustafa Kemal Paşa Temmuz gecesi Harbiye Nezareti'ne ve Padişaha çektiği telgraflarla resmi göreviyle beraber askerlik mesleğinden de istifa ettiğini bildirdi. Doğu illerindeki örgütlenmede etkili olan faktörler şunlardır: - Erzurum'da bulunan XV. Kolordu büyük biraskeri güçtü. Milli Mücadeleye gönül veren Kazım Karabekir Paşa'nın yardımı ile bütün yurda örnek olacak önemli bir adım atılabilirdi. - Doğu Anadolu, henüz işgale uğramamıştı. Milli hareket buradan teşkilatlandırılabilirdi. - Doğu Anadolu büyük bir tehdit altındaydı. ingiliz ajanlar burada sessizce çalışıp Ermenistan'ı Doğu Anadolu topraklarına saldırtma hazırlığı yapıyorlardı. Bu saldırılara karşı konulabilmesi için bir örgüt kurulmalıydı. 23 Temmuz 1919'da çalışmalarına başlayan kongre Mustafa Kemal Paşa'yı başkanlığa getirmiştir

7 Erzurum Kongresi'nin Kararları
1. Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, asla parçalanamaz. Mili Birlik ve Beraberlik yolunda alınmış önemli bir karadır. 2. Her türlü yabancı işgaline ve müdahalesine karşı millet, birleşerek karşı koyacaktır. 3. Osmanlı Hükümeti vatanın bağımsızlığını sağlayamaz ve koruyamazsa geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet milli kongre tarafından seçilecektir. Kongre toplanmış değilse, bu seçimi Temsilciler Kurulu yapacaktır. - ilk kez bir hükümet kurma fikrinden bahsedilmiştir. 4. Milli kuvvetleri etkili, milli iradeyi hakim kılmak esastır Milli Mücadele hem işgalcilere hem de saItanata karşı yapılmıştır. 5. Hristiyan ahaliye siyasi hakimiyetimizi ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez. Ancak bu vatandaşların canları, mallarıve ırzları her türlü saldırıdan korunacaktır. Azınlıkların bağımsız devletler kurma çabalarına karşı çıkılmıştır. 6. Manda ve himaye kabul olunamaz. - Manda ve himaye fikri ilk defa reddedilmiş ve böylece bağımsızlığın "kayıtsız, şartsız" gerçekleşeceği belirtilmiştir. 7. Mebuslar Meclisi'nin derhal toplanmasına ve hükümetin yaptığı işlerin milletçe kontrolüne çalışılacaktır. Ulusal iradenin yönetimde etkili olması amaçlanmıştır. 8. Sömürme amacı olmaması koşuluyla dış yardım alınabilir. - Yabancı devletlerle ilişkilerin "bağımsızlık ilkesine saygı" esasına uygun olarak yürütüleceği belirtilmiştir.

8 Erzurum Kongresi'nin Önemi
Erzurum Kongresi; amacı, toplanış şekli ve yapısı bakımından yerel bir kongre idi. Buna karşılık aldığı kararlar yönünden ulusal bir kongre özelliğine sahiptir. Erzurum Kongresi'nde "Ulusal güçlerin padişah ve halifeyi kurtaracağı" belirtilmiştir. Halkın saltanata bağlı olmasından dolayı ulusal birliği zedelememek için böyle bir karar alınmıştır. Doğu illerinde kurulmuş olan ulusal cemiyetler Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirilmiş, böylece doğuda birlik ve beraberlik sağlanmıştır. Erzurum Kongresi'nde dış politika ile ilgili esasların belirlenmesi kongrenin meclis gibi çalıştığını gösterir.Kongrede alınan kararlar Milli Mücadelenin temelini oluşturmuştur. Kongre; alınan kararları uygulamak üzere bir Temsilciler Kurulu seçmiştir. 9 kişiden oluşan bu kurulun başkanı Mustafa Kemal Paşa olmuştur.Batı Anadolu'daki cemiyetlerin çalışmalarını hızlandırmıştır.

9 Erzurum Kongresi'nin Sonuçları
Kongrede alınan kararlar, memleketin her tarafına ve istanbul'daki işgal kuwetleri temsilcilerine gönderildi. Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri alınan kararları sevinçle karşıladılar. istanbul Hükümeti ise daha önce kongrenin meşru olmadığını belirtmişti. Kongre sonunda da Sadrazam Damat Ferit Paşa Mustafa Kemal, Rauf Bey ve Refet Paşa'yı hükümet emirlerine muhalefetten dolayı tevkif ettirip istanbul'a getirtmeye çalıştı. Yabancı devletlerin temsilcileri de, kongreyi devlete karşı kısa süreli bir isyan olarak değerlendirdiler

10 BALIKESiR KONGRESi (26 - 31 Temmuz 1919)
1. Yunan hareketi sürdükçe seferberlik devam edecektir. 2. Herkes askerlik göreviyle yükümlüdür. 3. Askerden kaçanlar yakalandıklarında yurt dışına sürgüne veya Yunan tarafına gönderilecektir. 4. Hareketi bir elden idare etmek için Merkez Heyeti kurulacaktır. ingiltere, Amerika, Fransa ve italya'nın siyasi temsilcilerine telgraflar çekilmiş bu telgraflarla Anadolu'nun boşaltılması ve Türk ulusunun açık haklarının kabul edilmesi istenmiştir.

11 ALAŞEHiR KONGRESi (16 - 25 Ağustos 1919)
Balıkesir Kongresi kararlarını pekiştirmek, teşkilatlanmayı genişletip güçlendirmek ve özlemi duyulan düzenli askeri teşkilatı geliştirmek amacıyla Alaşehir'de de kongre tertiplenmiştir. Kongrede saptanan esaslara göre; Yunanlara karşı direnişin yürütülmesi, bu amaçla silahlanma ve askere alma gibi her türlü işlemin yapılması kararlaştırılmıştır. Alaşehir Kongresi de Balıkesir Kongresi gibi bağımsız tutumunu sürdürmüş, Sivas Kongresi'ne sembolik olarak katılma kararı almıştır. Daha sonra 4 Eylül ve 23 Ekim 1919 tarihleri arasında Temsilciler Kurulu ile olumlu ilişkiler kuruldu. Böylece Doğu Anadolu ile Batı Anadolu milli kuruluşlarının birleştirilmesi mümkün olmuştur. Balıkesir ve Alaşehir Kongreleri Sivas Kongresi'nde örgütlenmeyi kolaylaştırdı. Yine bu kongrelerde alman kararlar ve sonucunda yapılan çalışmalarla Batı Cephesi'nin kurulması sağlanmıştır.

12 SiVAS KONGRESi (4 - 11 Eylül 1919)
Sivas'ta kongre yapılacağı Amasya Genelgesi'nde belirtilmiş, seçilen delegelerin derhal Sivas'a gitmeleri istenmişti. Amasya Genelgesi'nden hemen sonra Sivas Kongresi ile ilgili çalışmalara başlandı. Bu arada Erzurum Kongresi yapılarak ulusal birliğin ilk aşaması sağlanmıştır. Bu gelişmeler karşısında İstanbul Hükümeti ve itilaf devletlerince Kongrenin engellenmesine çalışılmış başarılı olunamamıştır Kongrenin toplanması, ulusal örgütlenmenin önemli bir aşaması olduğu kadar, Anadolu'da oluşmaya başlayan ulusal irade ile İstanbul Hükümeti ve Anlaşma Devletleri arasında Anadolu'nun otoritesinin kime ait olduğu mücadelesiydi. Bu yüzden İstanbul Hükümeti ve Anlaşma Devletleri kongrenin toplanmasını engellemek için her yola başvuruyorlardı.

13 Sivas Kongresi 4 Eylül 1919'da 38 delegenin katılmasıyla toplandı
Sivas Kongresi 4 Eylül 1919'da 38 delegenin katılmasıyla toplandı. Kongrede doğu illerini Erzurum'da seçilen Temsilciler Kurulu temsil etmiştir. Yapılan oylamada bazı delegelerin muhalefetine rağmen büyük bir oy çoğunluğu ile Mustafa Kemal Paşa başkan seçilmiştir. Sivas Kongresi'ni en çok uğraştıran sorun "Manda" konusu olmuştur. 25 delege verdikleri önerge ile Amerikan mandasını teklif ettiler. Uzun süren tartışmalar sonunda bu teklif reddedildi. Bu sırada Amerika da manda sistemini reddetmiştir.

14 1. Erzurum Kongresi kararları kabul edilmiştir.
Sivas Kongresi Kararları: 1. Erzurum Kongresi kararları kabul edilmiştir. - Sivas Kongresi, Erzurum Kongresi kararlarını bütün vatan için geçerli hale getirmiştir. 2. Ulusal direnmeyi gerçekleştirmek için kurulan dernekler "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adıyla birleştirilmiştir - Ayrı ayrı çalışan cemiyetıerin birleştirilmesiyle ulusal güçler bir araya gelmiştir. Böylece Milli Mücadele teşkilatını ve liderini bulmuştur. 3. Manda ve himaye düşüncesi kesin olarak reddedilmiştir. - Bağımsızlığın hiçbir koşula bağlı olmadan gerçekleştirilmesi benimsenmiştir. 4. Temsilciler Kurulu'nun yetkileri bütün vatanı temsil edecek şekilde genişletilmiştir. - Temsilciler Kurulu Ankara'da. TBMM açılıncaya kadar bir hükümet gibi görev yapmıştır 5. Osmanlı Mebuslar Meclisi'nin toplanması için çalışmalara devam edilmesi kararlaştırılmıştır. - Ulus iradesinin yönetim üzerinde denetim yetkisini kullanması sağlanmak istenmiştir. 6. Gayrimüslimlere, her türlü vatandaşlık hakları saklı kalacağından siyasal egemenliğimizi kısıtlayıcı ayrıcalıkların verilemeyeceği belirtilmiştir - Azınlıkların bağımsız devlet kurma isteklerine ve Anadolu'nun milliyet esasına göre parçalan­ması hedeflerine karşı çıkılmıştır.

15 Kongrenin Önemi - Sivas Kongresi ülkenin çeşitli yerlerinden seçimle gelen delegelerin katılmasıyla toplanmış ulusal bir kongredir. - Ulusal egemenlik ilkesinin saltanat ve hilafeti kurtaracağı görüşü ortaya çıkmıştır. Böylece saltanatın üstünde milli egemenliğin varlığı kabul edilmiştir. - Ulusal meclisin oluşturulmasına yönelik çalışmalar hızlandırılmıştır - Ulusu Temsilciler Kurulu ve Milli Mücadele etrafında toplamak amacıyla irade-i Milliye gazetesi çıkarılmaya başlanmıştır. - Kongreye katılan üyeler ittihat ve Terakki Partisi'yle ilişkilerinin olmadığını açıklamışlardır. Bunun nedeni Anadolu halkının ı. Dünya Savaşı'nın sorumluluğunu yüklediği ittihat ve Terakki Partisi'ne duyduğu nefretten yararlanmak isteyen istanbul Hükümeti'nin kongreye katılanlar ile ilgili olumsuz propagandaları etkisiz hale getirme düşüncesidir

16 Sivas Kongresi'nin Sonuçları
- Ulusu Temsilciler Kurulu ve Milli Mücadele etrafında toplamak amacıyla irade-i Milliye gazetesi çıkarılmaya başlanmıştır. - Kongreye katılan üyeler ittihat ve Terakki Partisi'yle ilişkilerinin olmadığını açıklamışlardır. Bunun nedeni Anadolu halkının ı. Dünya Savaşı'nın sorumluluğunu yüklediği ittihat ve Terakki Partisi'ne duyduğu nefretten yararlanmak isteyen istanbul Hükümeti'nin kongreye katılanlar ile ilgili olumsuz propagandaları etkisiz hale getirme düşüncesidir Sivas Kongresi'nin Sonuçları Sivas Kongresi, Amasya Genelgesi'nde belirtilen yeni ve ulusal bir kurulun toplanmasını ve bu kurulun kesinlikle milleti temsil etmesini sağlamak için toplanmıştı. Ancak saltanat yanlısı olanlar, Kanun-i Esasi'ye göre seçim yapılmasını ve padişahın buyruğu ile Mebuslar Meclisi'nin toplanmasını istiyorlardı. Oysa Osmanlı Mebuslar Meclisi'nin yetkileri sınırlıydı. Mustafa Kemal Paşa bu meclisle çalışmanın çözüm olmayacağını biliyordu. Ancak bu düşüncenin somut olaylarla başkaları tarafından da görülmesini istiyordu.

17 Bu bildiri bütün askeri ve sivil makamlara gönderilmiştir
Bu yüzden Mustafa Kemal Paşa ilk olarak Sivas Kongresi kararları uyarınca Osmanlı Mebuslar Meclisi'nin toplanmasını sağlamaya çalışmıştır. Bu sırada istanbul Hükümeti'nin başında Damat Ferit Paşa bulunuyordu, Paris Barış Konferansı'na katılan ve orada Anlaşma Devletleri'nin Anadolu'yu paylaşmak, Türk ulusunun bağımsızlığını yok etmek konusundaki tutumlarını gören Damat Ferit Paşa buna rağmen Milli Mücadeleye karşı olan düşmanlığını sürdürüyordu. Elazığ valisi Ali Galip vasıtasıyla Sivas Kongresi'ni dağıtmayı bile düşünmüştü. Başarısız olunca da yayınladığı bir genelge ile Anadolu'daki halkı Mustafa Kemal'e karşı kışkırtmıştı. Mustafa Kemal ve arkadaşları bu hareketler üzerine Damat Ferit Paşa'nın padişahı aIdattığını ileri sürerek padişaha gerçekleri anlatmak için telgrafla aracısız görüşmek istediler. Fakat bu istekleri kabul edilmedi. Bunun üzerine Temsilciler Kurulu 12 Eylül 1919'da meşru bir hükümet işbaşına gelene kadar hükümetle idari ilişkilerin ve istanbul ile her türlü telgraf ve posta haberleşmesinin kesildiğini bildirdi. Bu bildiri bütün askeri ve sivil makamlara gönderilmiştir

18 istanbul Hükümeti ile ilişkinin kesilmesinden doğacak otorite boşluğunu doldurmak amacıyla 14 Eylül'de bir genelge yayınlayan Temsilciler Kurulu Başkanı Mustafa Kemal Paşa "Devlet işleri padişah adına ve yürürlükteki yasalara göre eskisi gibi yürütülecektir." diyerek bu süre içinde yetkili makamın Temsilciler Kurulu olduğunu belirtmiştir. Bu arada askeri ve sivil makamlara gönderdiği bildiri ile milletvekili seçimle'ri hazırlıklarının çabuklaştırılmasını isteyen Mustafa Kemal, istanbul Hükümeti ile her türlü ilişkinin kesilmesiyle doğan otorite boşluğundan yararlanarak Anadolu'daki sivil ve askeri makamları Temsilciler Kurulu'na bağlamak için mücadele etti. istanbul yanlısı idareciler istanbul'a geri gönderildi.Damat Ferit Hükümeti kendisini hedef alan bu baskılara daha fazla dayanamayarak 30 Eylül 1919'da istifa etti. Yerine Ali Rıza Paşa kabinesi iş başına geldi (2 Ekim 1919 Damat Ferit Paşa Hükümeti'nin düşürülmesi gelişen ulusal hareketin en önemli başarılarından biridir.

19 AMASYA GÖRÜŞMELERi (20 - 22 Ekim 1919)
Ali Rıza Paşa Hükümeti işbaşına gelince Mustafa Kemal Paşa, Ali Rıza Paşa'ya telgraf çekerek yeni hükümetin Erzurum ve Sivas Kongrelerinde oluşan ulusal teşkilata ve amaçlara saygılı olması halinde Kuvay-ı Milliye'nin yeni hükümete yardımcı olacağını bildirdi. Bu diyalogların sonucunda taraflar daha yakından anlaşabilmek için Amasya'da bir araya gelmeyi kararlaştırdılar. iki taraf arasındaki görüşmeler sonunda şu kararlar alınmıştır; 1. Türk vilayetleri düşmana terk edilmeyecek, hiçbir şekilde manda ve himaye kabul edilmeyecek, Türk vatanının bütünlüğü ve bağımsızlığı korunacaktır. 2. Müslüman olmayan topluluklara, Türk memleketinin siyasi egemenliğini ve sosyal dengesini bozacak şekilde imtiyazlar verilmeyecektir. 3. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, hukuki bir kuruluş olarak istanbul Hükümeti'nce tanınacaktır. 4. itilaf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında toplanacak konferansa Temsilciler Kurulu tarafından uygun görülen kimselerin katılması sağlanacaktır. 5. Meclis-i Mebusan'ın istanbul'da toplanmasının güvenlik açısından uygun olmadığı kabul edilecektir. 6.Temsilciler Kurulu istanbul Hükümeti'nin işlerine karışmayacak ve aleyhte faaliyetlerde bulunmayacaktır. 7. Milletvekili seçimi serbestçe yapılacaktır.Hatta taraflar arasında gizli kalması kararlaştırılan protokolde de; izmir'in Yunanlılar tarafından boşaltılması için hükümetçe teşebbüslere girişilmesi, ingiliz Muhipler, Cemiyeti'nin çalışmalarının sınırlandırılması gibi hususlar kararlaştırıldı. Salih Paşa bu kararları hükümete kabul ettireceğini, kabul ettiremezse istifa edeceğini söylemiştir

20 Amasya Görüşmelerinin Önemi
- istanbul Hükümeti Salih Paşa'yı Amasya'ya göndermekle Anadolu hareketinin varlığını kabul etmiştir. - istanbul Hükümeti Mebuslar Meclisi'nin açılması dışındaki kararları kabul etmemiştir. - Meclisin istanbul dışında bir yerde toplanması fikri Kanun-i Esasi'ye aykırı olduğu gerekçesiyle kabul edilmemiştir - Amasya Protokolü'nün istanbul Hükümeti'nce kabul edilmemesi durumunda istifa edeceğini söyleyen Salih Paşa istifa etmemiştir. - Artık istanbul Hükümeti tavrını Anadolu'ya göre düzenlemeye başlamıştır. Amasya Görüşmelerinin Sonuçları İstanbul Hükümeti'nin Mebuslar Meclisi'nin açılmasını kabul etmesi üzerine 1919 Kasım'ında seçimler yapıldı. Seçimler oldukça rahat bir ortamda yapıldı. Anlaşma Devletleri istanbul'da toplanacak bir meclisin kendi işlerini kolaylaştıracağı düşüncesiyle seçimlere karışmadılar. Ancak seçimleri hemen her yerde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin desteklediği adaylar kazandılar. Mustafa Kemal Paşa da Erzurum milletvekili seçildi.Mustafa Kemal Paşa Mebuslar Meclisi'nin istanbul'da toplanmasını uygun bulmuyordu.

21 Temsilciler Kurulu'nun Ankara'ya Gelişi
Fakat istanbul Hükümeti bu konuda ısrar ediyordu. Anadolu'da bulunan komutanların da çoğu bu görüşü savununca Mustafa Kemal Paşa üst düzey komutanlarla Sivas'ta bir toplantı yaptı (16 Kasım 1919).Toplantı sonunda şu kararlar alındı: 1. Bütün tehlike ve sakıncalarına rağmen Mebuslar Meclisi'nin istanbul'da toplanması zarureti doğmuştur. Bu yüzden milletvekilleri durum hakkında aydınlatılacak, ayrıca ulusal teşkilatın takip ettiği programın Meclis'te savunulması için bir grup kurulacaktır. 2. Meclisin güvenlik içinde serbestçe çalıştığı görülene kadar Temsilciler Kurulu Anadolu'da kalarak görevine devam edecektir. 3. Paris Barış Konferansı'nda Anadolu hakkında olumsuz karar alınması, hükümet ve meclisin de bunu kabul etmesi halinde milli iradeye başvurularak gereken yapılacaktır. Temsilciler Kurulu'nun Ankara'ya Gelişi Mustafa Kemal, Meclisin İstanbul'da toplanmasını kabul etmek zorunda kalınca Meclis ile daha yakın temasta bulunmak için Temsilciler Kurulu ile birlikte Ankara'ya geldi (27 Aralık 1919). Erzurum ve Sivas'tan sonra Milli Mücadelenin yeni merkezi Ankara oldu. Ankara'nın merkez seçilmesinde taşıdığı şu özellikler etkili olmuştur: - Ankara'dan doğusu ve batısıyla bütün Anadolu kontrol edilebilirdi. - Düşman tehlikesinden uzaklığı açısından güvenli bir konumdaydı. - Demiryolu ulaşımı ve haberleşme yönünden elverişliydi. - Ankara, Ali Fuat Paşa'nın kontrolü altındaydı. - istanbul'daki gelişmeleri daha yakından izlemek imkanı vardı. - Asıl savaşın gerçekleşeceği Batı Cephesi'ne yakın bir konumdaydı.

22 Mustafa Kemal Paşa daha Sivas'ta iken Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti yanlısı milletvekillerine çağrıda bulunarak Temsilciler Kurulu'yla görüşmek üzere Ankara'ya uğramalarını istemişti. Mustafa Kemal Paşa Ankara'ya gelen milletvekilleriyle görüşerek birlikte hareket etmenin öneminden bahsetmiş, mecliste Kuvay-ı Milliye ruhunu sürdürmek için bir Müdafaa-i Hukuk Grubu kurmalarını, vatanın bütünlüğünü koruma yolunda herkesi bağlayacak kararlar almalarını ve İstanbul'a gitmeyecek olsa bile kendisini meclis başkanı olarak seçmelerini istemiştir. Mecliste alınacak kararların taslağı da burada Mustafa Kemal Paşa tarafından hazırlanmıştır.

23 OSMANLI MEBUSLAR MECLİSİ'NİN TOPLANMASI
Meclis-i Mebusan 12 Ocak 1920 tarihinde açıldı. Ancak meclis, önceden Mustafa Kemal Paşa tarafından planlanan işlerin büyük bir kısmını yapmadı. Mustafa Kemal Paşa mecliste Müdafaa-i Hukuk Grubu kurulmasını istemişti. Bunun yerine "Felah-ı Vatan" adlı bir grup oluşturuldu. Meclis başkanlığına kendisinin seçilmesini istediği halde bu isteği de yerine getirilmedi. Halbuki Mustafa Kemal Paşa bu istekleriyle vatanın bütünlüğü yolunda kararlar alınmasını amaçlamıştı. Mustafa Kemal'in daha önce hazırladığı esaslar ve Misak-ı Milli kararları meclis tarafından kabul edildi.

24 MİSAK-I MİLLİ (28 Ocak 1920) 1. Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz. -Bu madde ile ulusal ve bölünmez Türk vatanının sınırları çizilmiştir 2. Osmanlı Devleti'nin 30 Ekim 1918 tarihinde ateşkes yapıldığında düşman işgali altında bulunan Arap memleketlerinin durumu halkın serbestçe verecekleri oylarla belirlenmelidir. 3. Halkın oyları ile anavatana katılan üç sancakta (Elviye-i Selase: Kars, Ardahan, Batum) gerekirse halk oyuna başvurulmalıdır. 4. Türkiye ile yapılacak barışa bırakılan Batı Trakya'nın hukuki durumunun tespiti de halkın tam bir özgürlükle vereceği kararlara uygun olmalıdır. 5. Hilafet merkezi ve Osmanlı Devleti'nin başkenti olan İstanbul ile Marmara Denizi'nin güvenliği her türlü tehlikeden korunmalıdır. İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının dünya ticaret ve ulaşımına açılması konusunda bizimle diğer ilgili devletleri birlikte vereceği kararlar geçerlidir.Azınlıkların hakları, komşu memleketlerdeki Müslüman halkın haklarının korunması şartı ile kabul edilecektir 7. Milli ve iktisadi gelişmemizi sağlamak amacıyla tam bir serbestiyet sağlanması, siyasi, adli ve mali gelişmemize engelolan sınırlamaların kaldırılması gerekir. Hissemize düşecek borçların ödenmesi de bu esasa aykırı olmayacaktır. -Kapitülasyonların kaldırılacağı belirtilmiştir.

25 Misak-ı Milli'nin Önemi
- Misak-ı Milli ile ulusal ve bölünmez Türk vatanının sınırları çizilmiştir. - Erzurum ve Sivas Kongrelerinde alınan kararlar Osmanlı Mebuslar Meclisi tarafından da kabul edilmiştir. - Kapitülasyonlar, Boğazlar, dış borçlar ve azınlık hakları ile ilgili sorunlar gündeme getirilmiştir. - Ülkenin geleceği ile ilgili önemli kararlar alınmıştır. - Türk milletinin kabul edebileceği barış şartları belirtilmiştir. - Türk milleti bağımsızlık şuuruna ulaşmış ve millet olarak asgari haklarını istemiştir. -Misak-ı Milli ile belirlenen sınırlar Lozan Barış Antlaşması ve sonraki değişikliklerle bugünkü sınırlarımızı oluşturmuştur. - Misak-ı Milli'nin kabul edilmesi istanbul'un Anlaşma Devletleri tarafından işgal edilmesine neden olmuştur (16 Mart 1920). Bu da Ankara'da yeni bir meclisin açılmasına zemin hazırlamıştır.

26 İSTANBUL'UN İŞGALİ VE TEPKİLER
Anlaşma Devletleri meclisin toplanması ile Milli Mücadele hareketinin sona ereceğini umuyorlardı. Anlaşma Devletleri'nin Misak-ı Milli'yi tanımaları ve benimsemeleri mümkün değildi. Bu yüzden hükümete baskı yapmaya başladılar. Bu baskılara dayanamayan Ali Rıza Paşa Hükümeti istifa etti (3 Mart 1920). Ali Rıza Paşa'nın yerine Salih Paşa sadrazamlığa atandı (8 Mart 1920). Anlaşma Devletleri aynı baskıyı yeni hükümete de uyguladı. Bu arada Adana civarında Ermeni'nin katledildiği yolunda asılsız haberler çıkararak bundan istanbul Hükümeti'ni sorumlu tuttular. itilaf Devletleri 15 Mart'ta 150 kadar aydını tutukladıktan sonra 16 Mart 1920'de istanbul'u işgal ettiler. Meclis-i Mebusan'ı basarak, milletvekillerinin bir kısmını tutukladılar. İstanbul'u işgal eden itilaf Devletleri bir genelge yayınladılar: 1. işgal geçicidir. 2. itilaf Devletleri'nin amacı saltanat makamının nüfuzunu kırmak değil, aksine Osmanlı idaresinde kalacak memleketlerdeki nüfuzunu kuvvetlendirmektir. 3. Taşrada isyan çıktığı veya katliam yapıldığı takdirde istanbul Türklerden alınacaktır. 4. Herkesin, saltanat makamı olan istanbul'un emirlerine uyması gereklidir. Bu beyanname, hilaf Devletleri'nin amacının Milli Mücadeleyi yok etmek olduğunu göstermektedir. Böylece istanbul'un işgalinden Anadolu hareketinin sorumlu tutulmasını ve kardeş kavgasını başlatmayı hedeflemişlerdir.

27 M. Kemal Paşa, İstanbul'un işgalini öğrenince derhal memleketi bu durumdan haberdar etti.
işgali, istanbul'daki itilaf Devletleri temsilcileri ile bütün tarafsız ülkeler nezdinde protesto etti. Aynı zamanda şu tedbirleri aldı: - istanbul ile telefon ve telgraf görüşmeleri kesildi. - istanbul'da yapılan tutuklamalara karşılık Anadolu'da görevli itilaf Devletleri subayları tutuklandı. - Eskişehir ve Afyon çevresinde bulunan ingiliz kuvvetlerinin çıkarılmasına veya silahsızlandırılmasına karar verildi. - istanbul ve Adana'dan düşman sevkıyatını önlemek amacıyla Geyve ve Ulukışla civarındaki demiryolları tahrip edildi. -Anadolu'da bulunan resmi ya da özel bütün mali kuruluşların para ve kıymetli eşyalarının istanbul'a gönderilmesi yasaklandı. istanbul'un işgali meclisin istanbul'da toplanmamasını isteyen Mustafa Kemal'i hakli Çıkarmıştır. işgalci devletlerin istanbul'u işgal ede­rek tutukladıkları milletvekillerini, asker ve sivil aydınları Malta'ya sürgüne göndermeleri istanbul'da mücadele eden farkli düşünceye sahip kişilerin hızla Anadolu'ya geçip Milli Mücadeleye katilmalarını sağlamıştır.

28 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN AÇILMASI
Mustafa Kemal Paşa, Mebuslar Meclisi'nin bu şekilde sona erebileceğini tahmin ediyordu. Derhal kapanan meclisin yerine yeni bir meclisin açılması için çalışmalara başladı. TBMM 23 Nisan 1920 tarihinde açıldı. Ankara'ya gelen milletvekilleri üç gruptan oluşuyordu: 1. Mustafa Kemal Paşa'nın genelgesi ile yapılan seçimle belirlenenler 2. Osmanlı Mebuslar Meclisi'nden gelenler 3. Sürgünden dönen 14 milletvekili Mustafa Kemal Paşa Meclisin yetkileri hükümetin kurulması konusundaki görüşlerini 'bir önerge şeklinde TBMM'ye sundu. 24 Nisan 1920'de kabul edilen önergeyle şu kararlar alınmıştır: 1. Hükümet kurmak gereklidir. -Anadolu'daki yönetim ve otorite boşluğuna son verilmesi amaçlanmıştır. 2. Geçici kaydıyla bir hükümet reisi tanımak veya padişah kaymakamı atamak doğru değildir. - "Geçici bir hükümet reisi tanımak doğru değildir." maddesi ile Meclisin bağımsızlığı ve devamlılığı belirtilmiştir.

29 3. Mecliste toplanmış milli iradeyi vatanın ge­leceğine hakim kılmak temel ilkedir. TBMM'nin üstünde güç yoktur. - TBMM'nin üstünde güç olmadığı belirtilerek istanbul Hükümeti yok sayılmıştır. 4. TBMM yasama ve yürütme yetkisine sahiptir. Meclisten ayrılacak bir heyet Meclise vekil olarak hükümet işlerini görür. Meclis başkanı bu hükümetin de başkanıdır. - ilk TBMM'de "güçler birliği ilkesi" ve "Meclis Hükümeti sistemi" kabul edilmiştir. 5. Padişah ve halifenin durumu bulunduğu bas­kıdan kurtulduktan sonra Meclis tarafından belirlenecektir. - Henüz ortam uygun olmadığı için saltanat ve hilafet kaldırılmamıştır. Ancak bu iki kurumun durumunun TBMM tarafından belirleneceğinin vurgulanması ulus iradesinin padişah ve halife­nin üstünde kabul edildiğini gösterir

30 İlk TBMM'nin Özellikleri
- 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılmasıyla yeni Türk Devleti kurulmuştur. - "Türkiye Büyük Millet Meclisi" adının kullanılması kurulan yeni devletin milliyetçi bir karakter taşıdığını ve Türk milletine dayandığını ortaya koymaktadır. - TBMM, Mustafa Kemal Paşa'yı meclis başkanlığına seçti. TBMM üyeleri arasında yapılan seçimle 25 Nisan 1920'de geçici bir hükümet (Vekiller Heyeti) kuruldu. 7 üyeden oluşan bu hükümet 2 Mayıs 1920'ye kadar görev yapmıştır. -2 Mayıs'ta üye sayısı 11 'e çıkarılarak yeni bir hükümet oluşturuldu. Meclis Hükümeti sistemiyle çalışan hükümete TBMM Hükümeti denilmiştir. - TBMM'nin açılmasıyla Temsilciler Kurulu sona ermiştir.


"HAVZA GENELGESİ ( Mayıs 1919)" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları