Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

1 BİLİM YÖNETİMİ KONFERANS 17 SANAYİDEKİ RADİKAL TEKNOLOJİK YENİLİK (DEVAMI) ÖRNEK: DU PONT'UN NAYLONU İCAT ETMESİ FREDERICK BETZ PORTLAND DEVLET ÜNİVERSİTESİ.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "1 BİLİM YÖNETİMİ KONFERANS 17 SANAYİDEKİ RADİKAL TEKNOLOJİK YENİLİK (DEVAMI) ÖRNEK: DU PONT'UN NAYLONU İCAT ETMESİ FREDERICK BETZ PORTLAND DEVLET ÜNİVERSİTESİ."— Sunum transkripti:

1 1 BİLİM YÖNETİMİ KONFERANS 17 SANAYİDEKİ RADİKAL TEKNOLOJİK YENİLİK (DEVAMI) ÖRNEK: DU PONT'UN NAYLONU İCAT ETMESİ FREDERICK BETZ PORTLAND DEVLET ÜNİVERSİTESİ

2 2 Carothers'in hastalığı ve naylon geliştirilmesi için insan kaynağına ihtiyaç duyulması, Bolton'a, Stine'in temel araştırma bölümünü standart endüstriyel araştırma haline geri getirmesi için ek bir fırsat vermiş oldu. Kısa bir süre sonra "diğer iş birimleri ile aynı anlayış içerisinde raporlandı, incelendi, gözetildi ve yönetildi." Stine'in şu anda fiilen geçersiz olan programı neopren ve naylon üretiminde başarılı olmuştur -- çünkü şirket Carothers'i işe almış ve Stine onu polimerler üzerinde çalışması için teşvik etmiştir. Ancak daha sonra, Bolton uygun bir zamanda gelerek çalışmayı önemli bir teknik hedefe doğru yeniden yönlendirmiştir. Eğer Carothers, Stine'in öngördüğü gibi tamamen kendi kendine bırakılsaydı naylon muhtemelen keşfedilemez ve geliştirilemezdi. Temel-bilimci bir idealist olan Carothers ile faydacı Bolton arasında bir gerilim olduğu açıktır, ancak bu gerilimden naylon ortaya çıkmıştır.

3 3 Neopren ve naylon birinci sınıf başarılardı, çünkü bu yeni maddeler kendi doğal eşdeğerlerini belirgin bir noktaya kadar aşabilen ilk maddelerdi. Neoprene, oksijen, petrol ve benzin tarafından bozunmaya karşı dayanıklıydı ve naylon ipekten daha güçlü ve sürtünmeye karşı daha dayanıklıydı. Du Pont Kimya Bölümü yönetimi neoprene ve naylonun seçkin ürünler olma potansiyelini taşıdığına inanıyordu. Öte yandan, geliştirme ve ticarileştirme görevleri zorluydu. Aracı kimyasalların hazırlanmasından, polimerin kullanışlı ürünlere dönüştürülmesine kadar Du Pont'un elinde takip edebileceği çok az teknolojik örnek vardı.

4 4 BİLİM TEKNOLOJİ Keşif Darboğazlar Teori Buluş MÜHENDİSLİK TİCARİLEŞTİRME Sistem Standartlar Tasarım Süreçler ARAŞTIRMA SORGU ÇEŞİTLERİ

5 5 Her iki üretim sürecinin temelinde katı polimerlerin oluşumuna sebep olan aracı kimyasalların reaksiyonları yatmaktadır. 1930'ların ortasında, polimerizasyon reaksiyonunu neopren ve naylon olana kadar kontrol edebilecek ticari olarak üretilmiş sentetik madde bulunmamaktaydı. Dolayısıyla Du Pont, başarıya ulaşmak için derin ve geniş teknolojik yeteneklerini kullanarak ihtiyacı olan teknolojinin büyük kısmını kendisi geliştirmiştir. Du Pont’un araştırmacıları bu yeni ürünleri geliştirdiği sırada, bir kısım araştırmacı da bunları ticarileştirmenin stratejilerini geliştirmeye çalışıyordu. Hem neopren hem de naylon, mevcut fabrikasyon ağına dahil olmak durumundaydı. İlki işlenmeden kauçuk fabrikalarına, ikincisi ise ince iplikler halinde tekstil şirketlerine satılıyordu. Du Pont naylonun bükme işlemini kendisi yapmak zorundaydı çünkü, ipek şekillendiricileri yeni teknolojiye adapte olabilecek yetenekte değillerdi. Hem neopren hem de naylon olağandışı keşiflerdi ve geliştirilmeleri ve ticarileştirilmeleri de aynı şekilde olağandışıydı.

6 6 Hızlandırılmış bir program beş yıldan kısa bir sürede naylonu laboratuvardan pazara getirdi. Bu olayın bu kadar etkili gerçekleşmesinde iki temel sebep bulunmaktadır. Birincisi, moda olan ipek külotlu çorapların yeni materyal için ilk büyük pazar olması kararıydı. Du Pont'un yönetimi naylonun diğer materyallerin yerini alacağını (selofan, fotoğraf filmi, deri ve yün) düşünen bilim insanlarının coşkularından etkilenmeyerek makul bir kısıtlama getirmiştir. Her yıl yaklaşık yetmiş milyon dolar değerinde ipek, Amerikan kadınlarına yılda sekiz çift çorap olacak şekilde çoraplara harcanmaktaydı. Du Pont doğrudan bu pazara odaklanarak, aşağıdaki birbiriyle çelişen isteklerden kaçındı: (1) üretim sürecini geliştirmeye çalışanların istekleri ve (2) naylonun performansını değerlendirmek isteyen tekstil üreticileri ile çalışan satış geliştirme birimi çalışanlarının istekleri.

7 7 YENİLİK SÜRECİ BİLGİNİN DEĞERE DÖNÜŞMESİ ULUSAL BİLGİ ALTYAPISI ÜNİVERSİTE ARAŞTIRMALARI ENDÜSTRİYEL ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME DEVLET ARAŞTIRMALARI ENDÜSTRİYEL DEĞER-ARTIRICI YAPILAR İŞ ÜRÜN MÜŞTERİ UYGULAMA SİSTEMİ GÖREV PAZAR ARAŞTIRMANIN FAYDAYA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ ÜRETİM YÖNETİM PAZARLAMA FİNANS MÜHENDİSLİK BİLGİ DOĞA ARAŞTIRMA

8 8 BİLİM YÖNETİMİNE İLİŞKİN DERSLER Teknolojik yenilikte, teknik fizibilite fikrinden pazar uygulamasına yönelik ürün fikrine sıçrama, ticari başarıya yönelik girişimci yaratıcılıktır. Pazar uygulamasına yönelik bir ürün, yeni teknolojinin üründe kullanılmak üzere karşılamak zorunda olduğu teknik özellikleri ortaya koyar - mühendislik özellikleri. Mühendislik özellikleri, ticari araştırma hedeflerini (araştırma konularını) sağlar.

9 9 Du Pont'un naylon gelişimini faal tutmasının ikinci yolu ise her bir üretim aşamasında tek bir sürece odaklanmasıydı. Araştırma yöneticileri sürekli olarak yumurtalarını tek bir sepete koyarlar. Elbette, belirli bir yaklaşımın işe yaramadığı ortaya çıkarsa bu strateji bir felakete dönüşebilir. Du Pont için ne kadar iyidir ki, yöneticileri yetenekli kararlar uygulayarak ve yeterli gayret göstererek hiçbir ana iş hattının göz ardı edilmemesini sağlamışlardır. Amaca uygunluk hüküm sürmüştür. Çalışmanın büyük bir kısmını görmüş olan Crawford H. Greenewalt'a göre başlangıçtaki cihazların bir kısmı yapmaları gereken görevleri “kaba kuvvetle ve beceriksizce” yerine getirmişlerdir. Yine de, süreçler çalışmış ve naylon, ipekten daha düşük bir maliyetle elde edilmiştir. Bu durum, büyük ölçüde Du Pont'un zapt edilemez patent konumuna bağlı olan gelişimine elverişli-bir-süreç yaklaşımı getirmiştir. Naylon şüphesiz bir Du Pont buluşu olduğu için, şirketin rakiplerin fiyat kırması konusunda endişe etmesine gerek yoktu. Para kazanmak için mutlaka en iyi olası süreci üretmek gerekmiyordu, işe yarayan bir tane olması da yeterliydi. Naylon makul bir maliyette üretilebildiği sürece iyileştirmeler bekleyebilirdi.

10 10 BİLİM YÖNETİMİNE İLİŞKİN DERSLER Patent biçimindeki bir fikri mülkiyet, benzer ürünlerin piyasaya girip rekabetin başlamasından önce ilk pazar ve kar sınırlarını belirleyebilmeye olanak sağladığından dolayı yeni bir teknolojinin ilk zamanlarında çok önemlidir.

11 11 1934 yazında iplik projesi Carothers'in grubunda ana faaliyet odağı haline gelmişti. Asistanlarından pek çoğu, dibazik asit ve iki ila on-karbon-atom zincirli diyaminin hemen hemen tüm kombinasyonlarından poliamitler hazırlamaya başlamıştı. Seksen bir olası bileşik içinde sadece beş tanesi umut verici görünmekteydi. Neticede, Gerard J. Berchet'in 28 Şubat 1935 tarihinde hazırladığı 6-6 (sayısal betimleme sırasıyla diyamin ve di-temel asitte bulunan karbon atomlarının sayısından gelmektedir) Du Pont'un naylonu haline gelmiştir. Naylonun ilk elde edilenleri çözülmesi gereken büyük sorunlar olduğunu göstermişlerdi. İki aracı bileşikten sadece biri, adipik asit, büyük miktarlarda üretilmekteydi ve bu da Almanya'da yapılmaktaydı. Diğer bileşik olan hekzametilendiamin ise bir laboratuvar antikasıydı. Ayrıca, polimer zinciri büyümesini kontrol etmek için yöntemler geliştirilmeliydi ve bir kez tatmin edici bir polimer elde edildiğinde onun ipliğe dönüştürülmesi gerekmekteydi.

12 12 ÜRÜN GERÇEKLEŞTİRME SÜRECİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA MÜHENDİSLİK ARAŞTIRMASI TEKNOLOJİ GELİŞTİRME TİCARİLEŞTİRME DOĞANIN KEŞFİ, ANLAŞILMASI VE DEĞİŞTİRİLMESİ ANLAMINDA YENİ BİLGİ BELİRLENMİŞ İHTİYACA CEVAP VERMESİ AMACIYLA DOĞANIN İŞLEVSEL DEĞİŞTİRİLMESİ ANLAMINDA YENİ BİLGİ DOĞANIN İŞLEVSEL DEĞİŞİMİNDE KRİTİK PARAMETRELERDE İYİLEŞTİRME VE PERFORMANSIN OPTİMİZE EDİLMESİ ANLAMINDA YENİ BİLGİ TASARIMDA TESCİLLİ YETENEK VE METALARIN ÜRETİMİ VE HİZMETLER, DOĞANIN İŞLEVSEL DEĞİŞİMİNİN KULLANIMI ANLAMINDA YENİ BİLGİ BİLİM İNSANLARI VE YÖNETİCİLER BİLİM İNSANLARI, MÜHENDİSLER VE YÖNETİCİLER BİLİM İNSANLARI, MÜHENDİSLER, PAZARLAMA PERSONELİ VE YÖNETİCİLER BİLİM İNSANLARI, MÜHENDİSLER, PAZARLAMA, ÜRETİM, FİNANS PERSONELİ VE YÖNETİCİLER ARAŞTIRMAFAYDA ZAMAN MALİYET İŞLEVSEL PROTOTİP VE TASARIM STANDARTLARI ÜNİVERSİTE LABORATUVARI ENDÜSTRİYEL LABORATUVAR ENDÜSTRİYEL BÖLÜM UNİVERSİTE LABORATUVARI VE ENDÜSTRİYEL LABORATUVAR

13 13 Du Pont'un iplik-bükme teknolojisi, erimeyen ve çözeltiden bükülmesi gereken suni ipek ve asetat üretiminde kullanılmak üzere geliştirilmiştir. Kimya Bölümü potansiyel olarak daha basit, hızlı ve ucuz bir süreç kullanmaya karar verdi: eriyik bükümü. Bu işlem, katı polimerin bal kıvamında bir sıvıya eritilmesi ve üzerinde çok sayıda küçük delikler olan metal bir plakadan oluşan iplik memeciği içerisine konup baskı uygulanmasından oluşmaktaydı. Deliklerden çıkan ince iplikler soğuduklarında katı iplikler haline gelmekteydi. Ürünün nasıl kullanılacağına dair daha iyi bir fikir bulana kadar, çok saf ince ipliklerin tekstil ipliği yapılmak için (ipekte yapıldığı gibi) yirmi ya da otuz demet halinde bükülmelerinden sonra oluşabilecek sorunlara dair fazla kafa yormadılar. Sonunda, naylon standart tekstil makinelerinde test edilmek zorunda kaldı ve ticari tamamlanma süreçleri onaylandı. Ana işlem aşamaları kavramlaştırıldıktan sonra kimyacı ve mühendis takımları her biri üzerinde çalışmak üzere atanabildi. Yeni sorunlar ortaya çıktıkça çalışma daha da alt gruplara bölündü. Geçmişe bakınca, naylonun geliştirilmesi binlerce küçük sorunun çözümü gibi görünmektedir, fakat böylesi bir mühendislik ancak naylonun nasıl üretileceği hakkındaki büyük karar verildikten sonra yapılabilirdi.

14 14 Geliştirme projesi üç aşamaya ayrılabilir. Bolton'un Temmuz 1935'te naylon 6-6'yı ticarileştirme kararını takip eden yıl çalışma, naylonun uygun bir şekilde ticari bir başarı haline gelip gelemeyeceği üzerine odaklandı. Gelişimin bu fizibilite aşamasında, en öncelikli sorun, aracı kimyasalların, özellikle de hekzametilendiamin'in, (HDA) üretilmesine yönelik bir şema çıkartmaktı. HDA üretimi çok zordu ve çok-aşamalı sentez gerektiriyordu. Du Pont naylonun yeni bir çeşit tekstil ipliği olarak umut vaat ettiğini fark edince geliştirme projesinin ikinci aşaması başlamış oldu; bu aşama yaklaşık olarak 1936 yazından 1937'nin sonlarına kadar devam etti. Bu aşamada naylon sadece yapılabilir değil aynı zamanda kullanılabilir de görünmeliydi. Ayrıca, kritik bir karar verildi ve sonrasında tüm moda çorapların üretimine yönelik yüksek-kaliteli iplik üretme konusuna yoğunlaşıldı. Son olarak, tatmin edici ve hatta daha iyi bir ürün üretilebileceği öğrenildikten sonra Du Pont faaliyetlerini daha büyük ölçeklerde özdeş özelliklere sahip iplik üretimine doğru çevirdi. Örmek için daha büyük iplik numuneleri ile, tekstil fabrikaları naylonu standart ticari koşullar altında kullanabilirlerdi.

15 15 Birkaç-libre miktarında ara ürün kullanıma hazır hale gelince polimerleşme deneyleri başladı. O anda büyük hedef, özdeş iplikler oluşturabilecek bir polimer üretimi için yöntemler bulmak olmuştu. Bunun anlamı polimerin moleküler ağırlığının kontrol edilebilmesi için reaksiyonun kesin bir noktada durdurulmasıydı. Makul derecede deney yapılmasının ardından Wesley K. Peterson küçük miktarlarda asetik asit eklenmesinin polimerleşmenin boyutlarını düzenleyebildiğini keşfetti. Bu, keşfedilmesi için hatırı sayılır bir zaman ve emek gerektiren bir diğer "basit" çözümdü.

16 16 HDA süreci ve polimerin standartlaştırılmasının yanısıra, gelişimin ilk zamanlarında Du Pont'un karşılaştığı diğer büyük sorun ise polimerin ipliklere bükülmesi işlemiydi. Başlangıçta hem eriyik hem de solüsyon bükümleri denenmiştir. Solüsyon işleminde naylon polimeri sıcak fenol ya da formamit içerisinde çözülmekte ve sıcak şurup solüsyonu iplik memeciği içine pompalanmaktaydı. Deliklerden filamanlar çıktıkça çözücüler buharlaştırıldı ve katı iplikler oluşturuldu. Öte yandan çözücülerin geri kazanılması ve taşınması esnasında oluşan kazalar ve maliyet yüzünden bu süreç umut verici görünmüyordu. Eriyik bükme uygulama açısından basitti, ancak 260 santigrat derecede ağda benzeri bir sıvının iplik memeciğine konması, kesin ölçüm yapacak yeni bir teknoloji geliştirilmesini gerektiriyordu. Ayrıca, erime noktasındaki bir kısım naylon polimeri ayrışıyordu ve açığa çıkan gaz deliklere ulaştığında çıkmakta olan filamanları kırıyordu. Pratik ve kesintisiz bir bükme işleminde filamanların olabildiğince uzun ve kırıksız bükülmeleri gerekmekteydi. 1936 yılının başlarında her ne kadar eriyik bükme yöntemi hala işe yarayacak bir yöntem olmaktan uzak olsa da çözelti bükme yönteminden vazgeçildi.

17 17 1936 yazında, Du Pont naylonu daha büyük ölçeklerde gelişime götürmeye hazırdı. Şirketin Suni İpek Bölümü, yeni ipliği bir libresi iki dolardan (kabaca ipek fiyatında) büyük bir pazar bulabilecek, "ipekten daha üstün, yüksek kaliteli bükülmüş iplik" olarak değerlendirdiğini bildirmiştir. İlk tahminler naylon bükülmüş ipliğin yılda sekiz milyon libre üretim yapabilecek bir tesiste bir libresi seksen sentten üretilebileceğini gösterdi. Çok küçük bir tesis bile para kazanabilirdi. Bu iyimser tahminler temelinde araştırma yöneticileri süreci iyileştirebilmek ve geniş bir teste yönelik materyal hazırlamak için şirketin günlük naylon-üretim kapasitesini iki libreden yüz libreye çıkarma kararı aldılar. Naylon ikinci gelişim aşamasına girmiş oldu. İyi görünmekteydi ve şimdi gerçekten de iyi olduğunu kanıtlamanın vakti gelmişti. Kimya Bölümü camdan yapılmış bir eriyik-bükme hattı yaptı, böylelikle erimiş olan polimerin doğrudan gözlemlenmesi mümkün olacaktı. Camdan hücre ile yapılan deneyler ayrışan polimerin iplik memeciğinin deliklerinden geçerken ipliğin kırılmasına sebep olan gaz baloncukları ürettiğini onayladı. İki yönetici araştırmacı eğer polimer basınç altında tutulursa ortaya çıkan gaz baloncuklarının erimiş kütle içinde zararsız bir şekilde dağılacağı sonucuna vardılar. Bu fikir işe yaradı ve eriyik bükmenin ticarileşmesi önündeki büyük engel kalkmış oldu. 1937 yılında kesintisiz büküm süresi on saatten seksen iki saate çıkartıldı.

18 18 ÜRÜN GERÇEKLEŞTİRME SÜRECİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA MÜHENDİSLİK ARAŞTIRMASI TEKNOLOJİ GELİŞTİRME TİCARİLEŞTİRME DOĞANIN KEŞFİ, ANLAŞILMASI VE DEĞİŞTİRİLMESİ ANLAMINDA YENİ BİLGİ BELİRLENMİŞ İHTİYACA CEVAP OLMASI AMACIYLA DOĞANIN İŞLEVSEL DEĞİŞTİRİLMESİ ANLAMINDA YENİ BİLGİ DOĞANIN İŞLEVSEL DEĞİŞİMİNDE KRİTİK PARAMETRELERDE İYİLEŞTİRME VE PERFORMANSIN OPTİMİZE EDİLMESİ ANLAMINDA YENİ BİLGİ TASARIMDA TESCİLLİ YETENEK VE METALARIN ÜRETİMİ VE HİZMETLER, DOĞANIN İŞLEVSEL DEĞİŞİMİNİN KULLANIMI ANLAMINDA YENİ BİLGİ BİLİM İNSANLARI VE YÖNETİCİLER BİLİM İNSANLARI, MÜHENDİSLER VE YÖNETİCİLER BİLİM İNSANLARI, MÜHENDİSLER, PAZARLAMA PERSONELİ VE YÖNETİCİLER BİLİM İNSANLARI, MÜHENDİSLER, PAZARLAMA, ÜRETİM, FİNANS PERSONELİ VE YÖNETİCİLER ARAŞTIRMAFAYDA ZAMAN MALİYET İŞLEVSEL PROTOTİP VE TASARIM STANDARTLARI ÜNİVERSİTE LABORATUVARI ENDÜSTRİYEL LABORATUVAR ENDÜSTRİYEL BÖLÜM ÜNİVERSİTE LABORATUVARI VE ENDÜSTRİYEL LABORATUVAR

19 19 Du Pont'un gelişim takımı, standart ve tektip ürün üretimi hedefine doğru belirgin bir sıçrama gerçekleştirmiş oldu ancak hiçbir bükülmüş iplikten çorap örülmemişti. İlk test 1937 yılında, Suni İpek Bölümü araştırmacı kimyacılarından biri olan Everett Vernon Lewis, dikkatlice ölçülmüş bir miktar bükülmüş iplik çilesini örgü testi için Maryland Frederick'deki Union Manufacturing Şirketi'ne götürdüğünde yapıldı. Çorap üreticisi Frederick neredeyse her bir üretim sürecinde, yeni iplikle ilgili güçlükler yaşadı. Makaralardan düzgün bir şekilde çıkmıyordu, örgü makinelerine dolanıyordu, boyandıktan sonra “tabanca grisine çalan pek sevimsiz bir renkte” kırışık bir arap saçını andırıyordu. Cesur biri olan Lewis, bu zorlukları yeni materyal konusundaki deneyimsizliğine bağladı.

20 20 Du Pont kısa süre içinde, bütün külotlu çorap üretimi için kullanılacak bükülmüş ipliğin kalite gereksinimin çok yüksek olduğunu öğrendi. Sonraki testler, New Jersey, Boonton'daki Van Raalte imalathanesinde gerçekleştirildi ve ilk deneysel çoraplar Nisan'da yapıldı. Temmuz 1937'de Van Raalte, Du Pont'a belirli bir geri bildirim sunmaya yetecek kadar materyal örmüştü. Bükülmüş iplik oldukça iyi performans göstermişti. Göze çarpan bozukluk, çorapların boyama ve diğer tesviye işlemleri sırasında kırışmaya meyilli olmalarıydı. Bu kırışıklar “çorabın düzgün görünümünü tamamen bozmaktaydılar.” Birkaç ay sonra, bu kırışıkların boyama işleminden önce buhar uygulanması yoluyla yok edilebileceği ortaya çıktı.

21 21 TEKNOLOJİ UYGULAMASI ARAŞTIRMA ÜRÜN PLANLAMA ÜRÜN TASARIMI ÜRÜN ÜRETİMİ ÜRÜN GELİŞTİRME SÜRECİNDEKİ GECİKMELERİN NEDENLERİ TEKNOLOJİ RİSKLERİ MÜŞTERİ İHTİYAÇLARI İLE İLGİLİ BELİRSİZLİKLER PERFORMANS VE MALİYET ARASINDAKİ DEĞİŞ TOKUŞLAR ÜRETİMDEKİ DEĞİŞİM ÜRETİM İYİLEŞTİRİLMESİNE İHTİYAÇ YENİ ÜRÜNLERE İHTİYAÇÜRÜN MALİYETİ /KALİTE SORUNLARI ÜRETİM SORUNLARI TASARIM SORUNLARI

22 22 1937 yılında Van Raalte imalathaneleri "görünüm olarak mükemmel ve defosu bulunmayan külotlu çoraplar" elde etmeye başladı. Bu çoraplar, ipek olanlarından, hemen hemen hiç ayırt edilemiyorlardı. Ve Du Pont yönetiminin elinde, kadınların naylona verdikleri tepkileri içeren bir rapor bulunmaktaydı. Deneysel çoraplar oldukça dayanıklıydı ancak kolayca kırışıyordu ve ayrıca aşırı parlak ve kaygandılar. O zaman, Suni İpek Bölümü'nden ilk başlarda kuşkulu olan Preston Hoff şöyle dedi: “veriler biriktikçe, 'naylona' olan inancımızı desteklemeye devam edecekler. Elimizde doğal olanına yaklaşmaktan ziyade, ona üstün gelen bir ürün var." Pek çok üretim probleminin altı ay içerisinde çözümleneceğini düşünüyordu.

23 23 Öte yandan ticari bir tesisin kurulmasından önce, Du Pont yönetimi orta- büyüklükte bir pilot tesisin kurulmasının gerektiğine inanıyordu. Yürütme kurulunun 12 Ocak 1938'de pilot tesis yapılması için yetki vermesi, gelişimin ikinci aşamasının bittiğini işaret etmektedir. Naylonun uygulanabilir olduğu gösterilmiştir. Şimdiki hedef ise ticari boyutlarda uygulanabilir olduğunun gösterilmesidir. İlk çalışmalar, iyi bir çorap yapmaya odaklanmışken, ilginin odağı şimdi milyonlarca çift üretim yapılması olarak değişmişti. Tam-kapasite birimlerin yaklaşık onda biri boyutundaki bir deneysel birim, günde 250 libre naylon bükülmüş iplik üretimesi için tasarlandı.

24 24 Pilot tesise yetki verildiğinde, bir sorun, daha öncesinde olduğundan daha ürkütücü görünmeye başladı. İpek filamanların, tekstil sürecinde, kendilerini koruyan doğal bir kaplaması bulunmaktaydı. Örme işlemi bittikten sonra, apre olarak bilinen kaplama kaynar su kullanılarak temizlenmekteydi. Elbette naylonun kendi doğal apresi yoktu. Du Pont'un, koruyucu bir tabaka oluşturabilecek, kaynar suda temizlenebilecek, bükülmüş ipliğin rengini bozmayacak ve örgü şişlerinde birikmeyecek bir materyal bulması gerekiyordu. Apre sorunu, çözüme ulaşması için aylar boyunca deneme-yanılma çalışmaları gerektirdi. Çok sayıda bölümden araştırmacı çılgıncasına çalışarak naylona yönelik dört-parçalı aprenin hazırlanmasına katkıda bulundu. Böyle bir endüstriyel araştırma şekli, her ne kadar büyüleyici olmasa da, naylonun başarılı bir şekilde geliştirilebilmesi için gerekli olduğunu kanıtladı. Can sıkıcı apre sorunu, Du Pont’un Delaware, Seaford’daki ilk tam-ölçekli naylon tesisi üretime başladığında ortadan kalktı.

25 25 TEKNOLOJİ UYGULAMASI ARAŞTIRMA ÜRÜN PLANLAMA ÜRÜN TASARIMI ÜRÜN ÜRETİMİ ÜRÜN GELİŞTİRME SÜRECİNDEKİ GECİKMELERİN NEDENLERİ TEKNOLOJİ RİSKLERİ MÜŞTERİ İHTİYAÇLARI İLE İLGİLİ BELİRSİZLİKLER PERFORMANS VE MALİYET ARASINDAKİ DEĞİŞ TOKUŞLAR ÜRETİMDEKİ DEĞİŞİM ÜRETİM İYİLEŞTİRİLMESİNE İHTİYAÇ YENİ ÜRÜNLERE İHTİYAÇÜRÜN MALİYETİ/KALİTE SORUNLARI ÜRETİM SORUNLARI TASARIM SORUNLARI

26 26 Du Pont yeni ipliğini tanıtmadan önce, ona bir isim bulması gerekiyordu ve bu iş için bir komite kuruldu. Şirket başkanı Lammot du Pont, Delowear ya da neosheen ismini beğenmişti. Bir başka yönetici Ernest Gladding, Carothers’in adı üzerine bir oyun olan Wacara’yı teklif etti. Daha sonra norun (kaçmaz) gündeme geldi ancak naylon çoraplar kaçtığı için bu isim sorunlara yol açabilirdi. Gladding, daha sonra norun’ı Du-ron olarak değiştirdi ama bunun da bir sinir ilacına benzediğini düşündü. Böylece r harfini l harfi ile değiştirerek nulon’u buldu. Bu isim görünüşte,mevcut bir ticari markaya benzemekteydi ve Cladding,reklamlarda yer alacak olan “yeni nulon” lafının kulağa ağdalı geleceğini fark etti. Daha sonra, u harfini i harfine çevirdi ve nilon’u elde etti ancak maalesef bu kelimenin de üç farklı okunuşu vardı. nil-lon, nee-lon ya da nigh-Ion. En sonuncusu seçildi. Naylon’u ticari marka olarak kaydettirmek yerine, Du Pont,herkesin serbestçe kullanabileceği genel bir kelime seçmişti. Şirketin ticari markalara karşı sergilediği negatif tutum, 1937 yılında selofan için sahip oldukları ticari markayı kaybetmeleriyle oluşmuştu. Bu çorapların zamanla “naylon çorap” olarak bilinmeye başladığı gerçeği onlara muhtemelen bu zararı yine verirdi.

27 27 Çalışma devam ederken, numune çoraplar elde edilmeye başlandı. Daha çok yorum geldikçe, naylon çorapların göze çarpan özelliği, dayanıklılıkları oldu. Ayrıca ipek gibi görünüyorlardı. (Hatta birkaç seyyar satıcı daha şimdiden ipek çorapları naylon çorap diye satmaya başlamıştı.) Naylon çorapların soğuk ve yapışkan dokunuşa sahip olmaları gerçeği onlara olan isteği azaltmadı. Pratik olmaları ve güzel görünmeleri,rahatlığın önüne geçmişti. En sonunda, naylon çoraplar 1940’ta ulus çapında satılmaya başlandı ve talep karşılanamaz büyüklükteydi. Naylonun ipekten daha üstün olduğunu kanıtladığına inanan Du Pont, ipeğin fiyatından %10 daha fazla fiyat koydu. İki yıldan kısa bir sürede, Du Pont külotlu çorap pazarının %30’undan fazlasını ele geçirdi. Daha sonra ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’na girmesiyle beraber naylonun askeri amaçlı kullanımı başladı. Savaş sırasında Du Pont naylon üretimini üçe katlayarak yılda yirmi beş milyon librenin üzerine çıkardı; en önemli kullanım alanları paraşütler, uçak lastik kabloları ve planör çekme ipleri olmuştu. Savaş bitince ve kadınlar yeniden naylon çorap istemeye başlayınca, talep iki yıl boyunca arzın çok üstünde kaldı.

28 28 BİLİM TEKNOLOJİ Buluş Darboğaz Teori İcat MÜHENDİSLİK TİCARİLEŞTİRME Sistem Standartlar Tasarım Süreçler ARAŞTIRMA SORGU ÇEŞİTLERİ

29 29 Naylon, Du Pont’un tarihindeki uzak-ara en büyük para kazandıran ürün oldu ve başarısı öyle güçlü kanıtlandı ki kısa sürede şirket yöneticilerinin büyümek için yeni bir formül türetmelerine neden olmuştur. Temel araştırmaya daha çok para yatırarak, Du Pont, “yeni naylonlar” keşfedebilir ve geliştirebilirdi – bu, endüstriyel müşterilere yeni tescilli ürünlerin satılması ve naylonun büyüme potansiyelinin elde edilmesi anlamına geliyordu. Bu kader, 1940’ların sonu 1950’lerin başında Orlon ve Dacron’un geliştirilmesi ve naylonun harikulade büyümesi ile gerçekleşti. Du Pont tekstil ipliklerinde bir devrime sebep oldu ve bu devrim kazançlarını çok artırdı. Aslında, Du Pont, ilk yüz yılı boyunca patlayıcı üreticisiydi. Yirminci yüzyılda ise değişik alanlara yönelmiş bir kimyasal şirketi haline geldi. 1950’lerde, Du Pont başka işler de yapan, başlıca bir iplik şirketiydi.

30 30 BİLİM YÖNETİMİNİN SANAYİDEKİ GÖREVLERİ 1.YENİ TEKNOLOJİNİN İCADI BAĞLAMINDA, BİLİMİN DESTEKLENMESİNE YÖNELİK FİNANSMAN BULUNMASI VE YÖNLENDİRİLMESİ. 2.ÜNİVERSİTE-KÖKENLİ DOKTORLARIN ÜCRETLE ÇALIŞTIRILMASI VE ONLARIN ENDÜSTRİYEL BİLİM İNSANLARI OLARAK EĞİTİLMESİ. 3.GÜDÜMLÜ TEMEL ARAŞTIRMA OLARAK BİLİMSEL İLERLEMEYE YÖNELİK ARAŞTIRMA MERKEZLERİ/PROJELERİ SEÇİLMESİ VE GÖZETİMİ. 4.YENİ TEKNOLOJİNİN KEŞFEDİLMESİ VE YENİ TEKNOLOJİYE PATENT VERİLMESİ. 5.YENİ TEKNOLOJİNİN, YENİ ÜRÜNLER, ÜRETİM SÜREÇLERİ VEYA HİZMETLER OLARAK TİCARİLEŞTİRİLMESİ.

31 31 YENİLİKTE İŞ KAVRAMLARI STRATEJİK PLANLAMA İŞ GELİŞTİRME MEVCUT ÜRÜN GELİŞTİRMEDE TEKNOLOJİYİ İYİLEŞTİRME YENİ NESİL TEKNOLOJİ SİSTEMLERİNDE YENİLİK NGT ÜRÜN PLATFORMU YENİ ÜRÜN HATTI YENİ İŞ ALANLARINDA BÜYÜME MEVCUT İŞ ALANLARINDA BÜYÜME

32 32 Teknolojik yenilikte, teknik fizibilite fikrinden pazar uygulamasına yönelik ürün fikrine sıçrama, ticari başarıya yönelik girişimci yaratıcılıktır. ÖZET: BİLİM YÖNETİMİNE İLİŞKİN DERSLER SANAYİDE BİLİM YÖNETİMİ: YENİ TEKNOLOJİNİN İCADI BAĞLAMINDA, BİLİMİN DESTEKLENMESİNE YÖNELİK FİNANSMAN BULUNMASI VE YÖNLENDİRİLMESİ. ÜNİVERSİTE-KÖKENLİ DOKTORLARIN ÜCRETLE ÇALIŞTIRILMASI VE ONLARIN ENDÜSTRİYEL BİLİM İNSANLARI OLARAK EĞİTİLMESİ. GÜDÜMLÜ TEMEL ARAŞTIRMA OLARAK BİLİMSEL İLERLEMEYE YÖNELİK ARAŞTIRMA MERKEZLERİ/PROJELERİ SEÇİLMESİ VE GÖZETİMİ. YENİ TEKNOLOJİNİN KEŞFEDİLMESİ VE YENİ TEKNOLOJİYE PATENT VERİLMESİ YENİ TEKNOLOJİNİN, YENİ ÜRÜNLER, ÜRETİM SÜREÇLERİ VEYA HİZMETLER OLARAK TİCARİLEŞTİRİLMESİ. Patent biçimindeki bir fikri mülkiyet, benzer ürünlerin piyasaya girip rekabetin başlamasından önce ilk pazar ve kar sınırlarını belirleyebilmeye olanak sağladığından dolayı yeni bir teknolojinin ilk zamanlarında çok önemlidir.


"1 BİLİM YÖNETİMİ KONFERANS 17 SANAYİDEKİ RADİKAL TEKNOLOJİK YENİLİK (DEVAMI) ÖRNEK: DU PONT'UN NAYLONU İCAT ETMESİ FREDERICK BETZ PORTLAND DEVLET ÜNİVERSİTESİ." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları