Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Ders: Okul ve Çevre İlişkileri – Prof. Dr. Nuray Sungur Oakley

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Ders: Okul ve Çevre İlişkileri – Prof. Dr. Nuray Sungur Oakley"— Sunum transkripti:

1 Ders: Okul ve Çevre İlişkileri – Prof. Dr. Nuray Sungur Oakley
Konu: Gölge Arketipi Hazırlayan: İnci Bengü ÖYLEVİ KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM YÖNETİMİ TEFTİŞİ PLANLAMASI VE EKONOMİSİ TEZSİZ YÜKSEK LİSANS

2 Kişinin kendi cinsiyetini temsil eden ve hemcinsleriyle ilişkisini düzenleyen arketipine gölge denir.

3 İçgüdüsel ve ilkel taraftadır, güçlü ve tehlikelidir.
Toplumsal yönün sürdürülebilmesi için gölge persona tarafından bastırılmalıdır.

4 Gölge ısrarcıdır. Ego ve gölge işbirliği yaptıklarında kişi kendini yaşam dolu hisseder, zihinsel işlevleri canlanır, bedensel etkinlik artar.

5 Kişi bunalıma girdiğinde ise gölge ego üzerinde denetim kurmaya çalışır.
Ani kararlarda ve kararsızlık durumlarında gölge iş başındadır. Gölgenin reddedildiği bir kişilik sönük kalır.

6 İnsanda potansiyel olarak var olan, toplumsal olmayan duygu, düşünce ve davranışlardır.
Gölge arketipi insana evriminin ilk başlarından miras kalan hayvansal içgüdülerden oluşur.

7 İnsan doğasının hayvansal yönünü temsil eder
İnsan doğasının hayvansal yönünü temsil eder. İnsandaki günah kavramından sorumludur.

8 Dış dünyaya yansıtıldığında şeytani, düşmanca, saldırgan davranışlar ortaya çıkar.
Genellikle toplumun onaylamadığı duygu, düşünce ve eylemlerin bilinç düzeyine çıkmasından sorumludur.

9 Gölge genellikle persona tarafından insanlardan gizlenir ya da kişisel bilinçdışına bastırılır.
Madalyonun bir yüzü personaysa öbür yüzü de gölgedir. Toplumsal ölçütlerle ve ideal kişiliğimizle bağdaşmayan tutku ve coşkularımızı temsil eder.

10 İnsanın toplum içinde yaşamını sürdürebilmesi için gölgenin bastırılması gerekir. Bu bastırma süreci ancak gölgenin gücüne karşı koyabilecek bir personanın geliştirilmesi ile mümkün olur. Hayvansı eğilimlerini bastıran kişi uygardır. Ancak canlılığını, yaratıcılığını, duygusallığını körelterek bunun bedelini öder.

11 Personanın baskısına kolay boyun eğmez.
Gölge ısrarcıdır. Personanın baskısına kolay boyun eğmez. Eğer ego ile gölge özdeşleşirse kişi kendini yaşam dolu hisseder. Böylece ego içgüdüsel güçleri yönlendirir.

12 Böylece de bireyin bilinç dünyası genişler
Böylece de bireyin bilinç dünyası genişler. Zihinsel ve bedensel işlevleri artar. En önemlisi, gölgenin içindeki öğeler bilinç düzeyinde kontrol altında tutulduğu sürece bilinçdışında etkisiz kalırlar.

13 Ego işbirliği yaparsa kişi, canlılık, yaratıcılık, hareket kazanır.
Zaman zaman engeller ve zorlanmalar karşısında gölge, ego üzerinde egemenlik kurmaya çalışır. Bazen bireyin derhal karar verip harekete geçmesini gerektiren durumlarla karşılaşılır. Böyle durumlarda gölge denetimi ele geçirir ve eylemi hızlandırır. Gölgesini görmezlikten gelen, tamamnen bastıran bir kişinin kişiliği çok sönük ve cansız olur.

14 Hiç gölge bırakmayan gölge yoktur. Öyleyse gölgeden kaçınamayız.
Gölgesiz insan olamaz. Gölge, insanın hayvansal, tutkusal özellikleriyle kişiye canlılık, bütünlük ve üç boyutluluk kazandırır. Jung da Freud gibi toplumsal olmayan güdülerin yüceltilmesinden yanadır. Bu güdülerin, daha iyi uğraşlara, çabalara yöneltilmesi gerektiğini vurgular.

15 Gölgemizi utanmadan yansıtmamak için son derece dikkatli olmalıyız; hala yansıtılmış göz aldanımı olan bataklıktayız. Bu yansıtmaların topunu çekip alacak kadar cesur birini hayal ediyorsanız, oldukça kalın bir gölgenin farkında olan bir birey çıkar karşınıza. Böyle biri yeni sorunlar ve çatışmalarla yüklemiştir kendini. Kendi kendi için ciddi bir problem olmuştur, şimdi onlar sunu bunu yapıyor, onlar haksız, onlara karşı savaşmak gerek diyemez. (Jung,1997)

16 Gölge herhangi bir arketipin içerdiğinden daha çok, insanin temel hayvansı yapısını içerir.
Arketipler arasında belki de en güçlüsü, gizil güç olarak en tehlikelisidir. İnsanda, özellikle ayni cinsten olanlarla iliksilerinde iyi kötü ne varsa, hepsinin kaynağıdır.(Calvin, 2006)

17 Gölgesiz bir yaşam sığ ve ruhsuz olmaya eğilim gösterir.(Calvin, 2006)
Bir kişinin belli bir topluluğun üyesi olabilmesi için onun gölgede kalmış hayvansı niteliklerini evcilleştirmek gerekir. Herhangi bir öğretinin ya da kültürün sağlayabileceğinden daha derin bir bilgelik olan, içgüdüsel yapısının bilgeliğinden kendini koparmıştır. Gölgesiz bir yaşam sığ ve ruhsuz olmaya eğilim gösterir.(Calvin, 2006)

18 Kız için de tersi geçerlidir.
Çocuğun ana ile olan yaşantıları animasının hangi yönde gelişeceğini saptar, oysa babasıyla olan yaşantıları gölgesinin nasıl gelişeceğini belirler. Kız için de tersi geçerlidir. Çocuğun personasına biçim vermede hem anne hem de baba rol oynar.(Calvin, 2006)

19 Jung'un işaret ettiği gibi, çağdaş dünya gölge arketipinin bireyleşmesi için yeterli olanaklar sağlamamaktadır. Çocuktaki hayvansı içgüdülerin ifadesi çoğunluk ana baba tarafından cezalandırılmaktadır. Ceza gölge arketipini ortadan kaldırmamaktadır hiçbir şey ortadan kaldıramaz onu sadece bastırılmasına neden olur. Kişiliğin bilinçdışı alanına döner, orada ilkel ve ayrışmamış bir durumda kalır. Derken zaman zaman ister istemez bastırılma duvarını astığında, gölge kendini korkunç ve patolojik yollarla ifade eder. Çağdaş savaşın sadizmi ve pornografinin kaba müstehcenlikleri ayrışmamış bir gölgenin eylemlerini canlandırmaktadır. (Calvin, 2006)

20 Gölge, rüyalarda aşağılık ya da çok ilkel bir insan biçiminde, hoşa gitmeyen niteliklere sahip ya da hoşlanmadığımız birisi olarak ortaya çıkmaktadır. Görüldüğü gibi içinde yasadığımız toplum ne kadar dar ve kişitlayici olursa, gölgemiz o kadar geniş olacaktır. Gölgemiz davranışlarımızın tümüyle dürtüsel olduğu bebekliğimizden bu yana genellikle ayni kalmıştır. (Fordman, 1996)

21 Kendi zayıflıklarımız ve başarısızlıkla imiz söz konusu olduğu sürece kişiseldir, ancak tüm insanlarda var olan ortak bir yön olduğundan kolektif bir olgu da denilebilir. Gölgenin kolektif yönü şeytan, cadı ve benzerleriyle dile getirilir. (Fordman, 1996)

22 Öte yandan bizler insan doğasının mayasında biraz olsun kötülük bulunması gerektiğini içgüdüsel olarak kavramışçasına, 'inanılmayacak kadar iyi yürekli' olduğu görülen birisine kuşkuyla bakarız. (Fordman, 1996)

23 Gölge figürü sanattada sik görülen bir temadır
Gölge figürü sanattada sik görülen bir temadır. Çünkü sanatçı yaratıcı faaliyetlerinde ve tema seçimlerinde bilinçdışının derinliklerinden büyük oranda malzeme çeker; karşılığında yapıtlarıyla onu izleyenlerin bilinçdışını uyarır. Etkileyiciliğinin sırrı buradadır. Bilinçdışının imgeleri ve figürleri sanatçının içinde yükselir ve güçlü mesajlarını, onları kendilerinden geçiren şeyin kaynağını bilmeyen, diğer insanlara taşırlar. (Fordman, 1996)

24 Shakspeare’in Caliban'i, Mrs Shelley'in Frankenstein'i, Oscar Wilde'in The Fisherman and His Soul, Stevenson'un Mr. Hyde'i, ve ayrica Mephistofeles'ten Faust'un karanlık bastan çıkarıcısından bahsetmeye gerek yok, tüm bunlar bu motifin sanatsal kullanım biçimine birer örnek oluştururlar.

25 Gölgenin gelişimi egonunkine paraleldir; egonun ihtiyaç duymadığı veya kullanamadığı nitelikler kenara konur ya da bastırılır, böylece, bireyin bilinçli yaşamında ya çok az rol alırlar ya da hiç almazlar. Bu durumda bir çocuğun gerçek bir gölgesi yoktur, ancak ego su sabitlik ve kendini ifade edecek alan kazandığı sürece gölgesi kuvvetlenmeye baslar. (Jacobi, 2002)

26 "Herkes bir gölgeye sahiptir" diyor Jung "ve bu gölge bireyin bilinçli yaşantısında ne kadar az hayat bulursa, o kadar kara ve yoğun olur. Eğer bastırılan eğilimler, benim onları isimlendirdiğim gibi gölgeler, tamamıyla kötü olsalardı, herhangi bir sorunla karşılaşmazdık. Ancak gölge sadece biraz ilkel, adapte edilmemiş ve hantaldır; tamamıyla kötü değildir. Hatta insan varoluşunu bir şekilde güzelleştiren ve canlandıran ilkel veya çocuk su özelliklere de sahiptir." (Jacobi, 2002)

27 KAYNAKLAR Fordman, Frieda (1996). Jung Psikolojisi. İstanbul: Say Yayınları, s.60 – 67. Jacobi, Jollande. (2002). C. G. Jung Psikoloji. İstanbul: İlhan Yayınevi Jung, Carl Gustav (1962). İnsan Ruhuna Yöneliş. İstanbul: Say Yayınları. Jung, Carl Gustav (1997). Analitik Psikoloji. İstanbul: Payel Yayınevi, s.69 – 73, 289 – 299, 406. Jung, Carl Gustav (2000). Analitik Psikolojinin Temel İlkeleri. İstanbul: Cem Yayınevi Jung, Carl Gustav (2005). Dört Arketip. İstanbul: Metis Yayıncılık ,s.135 Jung, Carl Gustav (2001), İnsan Ruhuna Yöneliş, (Çev. Engin Büyükinal), Say Yayınları, 4. basım, İstanbul. 43,29 Hall, Calvin S. ,Vernon J. Nordby (2006). Jung Psikolojisinin Ana Çizgileri. İstanbul: Cem Yayınevi, s.45 – 48, 67 – 69, 83, 87.

28 Dinlediğiniz için teşekkür ederim.


"Ders: Okul ve Çevre İlişkileri – Prof. Dr. Nuray Sungur Oakley" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları