Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

T EMEL K AVRAMLAR Anayasa Kavramı Kavramın Etimolojisi: Constitutio Kurucu İktidar-Kurulu İktidar (siyaset ve hukukun sınırında bir kavram olarak anayasa)

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "T EMEL K AVRAMLAR Anayasa Kavramı Kavramın Etimolojisi: Constitutio Kurucu İktidar-Kurulu İktidar (siyaset ve hukukun sınırında bir kavram olarak anayasa)"— Sunum transkripti:

1 T EMEL K AVRAMLAR Anayasa Kavramı Kavramın Etimolojisi: Constitutio Kurucu İktidar-Kurulu İktidar (siyaset ve hukukun sınırında bir kavram olarak anayasa) Sözleşme Düşüncesi (Bir Burjuva Çağı Kavramı)

2 T EMEL K AVRAMLAR Egemenlik düşüncesi Jean Bodin Jean Jacques Rousseau Emmanuel Sieyés Carl Schmitt

3 T EMEL K AVRAMLAR Hukuk Devleti (Rechtsstaat, Etat de Droit, Rule of Law) Unsurları: i. Devletin sınırlandırılması i. Devletin sınırlandırılması ii. Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması ii. Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması iii. Yasaların Anayasaya Uygunluğunun Sağlanması iii. Yasaların Anayasaya Uygunluğunun Sağlanması iv. İdarenin Hukuka Bağlılığının Sağlanması v. Yasalar Önünde Eşitlik vi. Yargı Kuruluşlarının Güvenilirliğinin Sağlanması

4 T EMEL KAVRAMLAR ( SON ) Dar Anlamda-Geniş Anlamda Anayasa i. Dar anlamda anayasa ile kasıt günlük dilde kullandığımız yazılı anayasalardır. Egemen anayasa hukuku bu yazılı metinleri referans alır. Bu anlamda anayasalar normlar hiyerarşisi içinde bütün normların dayandığı en üst normlar bütünüdür. ii. Geniş anlamıyla anayasa bir devletin temel siyasal düzeninin işleyiş kurallarını verir. O devletin siyasal düzenini oluşturan bütün unsurlar geniş anlamda anayasa incelemesinin içine girer.

5 T ÜRKIYE ’ NIN A NAYASAL D ÜZENI Mümtaz Soysal: «Anayasa sözünün bıkkınlık verecek kadar sık kullanıldığı bir başka toplum bulmak her halde çok güç» ( Anayasaya Giriş, 1969). Mümtaz Soysal: «Anayasaların gücünü belirleyen içlerinde yazan kelimeler değil dışarılarında süren hayattır.» Kanunu Esasi Kıraathanesi Cemal Süreya Üç Anayasa ortasında büyüdün Biri akasya Biri gül Biri zakkum

6 T ÜRKIYE ’ NIN A NAYASAL D ÜZENI Cumhuriyet Öncesi Anayasal Belgeler (Çok kısa) i. Sened-i İttifak (1808): Bu Osmanlı ayanı ile padişah arasında bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin temel dinamikleri ayanın padişaha sadakat sözü, padişahın ayana güvenceler vermesi, tebaaya karşı zulmün önlenmesidir. Dolayısıyla bir anayasal metinden ziyade Osmanlı’nın çöküş dönemindeki merkezi idarenin zayıflamasının tescilidir. Zaten çağrılan ayanların üçte ikisi toplantıya gelmemiş gelenlerin de yalnızca dördü senede mührünü basmıştır.

7 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Tanzimat Fermanı (1839): Bu Osmanlı’daki gerçek anlamda ilk anayasal belge sayılabilir. Bir padişah fermanıdır ve padişah sadece söz verir, uygulanıp uygulanmayacağına dair bir garanti de bulunmamaktadır. Getirdikleri temelde şöyle özetlenebilir: i. Din ayrımı yapılmadan tüm uyruklara, can, ırz namus ve mal dokunulmazlığı sağlanacak i. Din ayrımı yapılmadan tüm uyruklara, can, ırz namus ve mal dokunulmazlığı sağlanacak ii. Ölüm cezalarına ancak bir yargılama sonucunda karar verilebilecek ii. Ölüm cezalarına ancak bir yargılama sonucunda karar verilebilecek iii. Müsadere yöntemi kaldırılacak iii. Müsadere yöntemi kaldırılacak iv. Askerlik vergi yükümlülükleri adalet ilkelerine göre yeniden düzenlenecek iv. Askerlik vergi yükümlülükleri adalet ilkelerine göre yeniden düzenlenecek v. İltizam yöntemi kaldırılacak v. İltizam yöntemi kaldırılacak

8 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Islahat Fermanı (1856) : Temelde Osmanlı Devleti’nde yaşayan gayrimüslim tebaaya yönelik olarak hazırlanmış bir belgedir ve aslında dış politikaya yönelik olarak çıkarılmıştır. Ana hedefi Müslüman olmayan tebaaya Müslümanlarla eşitlik sağlamaktı. Bu hedefe uygun olarak: i. Gayrimüslimlerin devlet kurumlarına, hatta askerlik hizmetine katılabilmesi ii. Müslüman ve Müslüman olmayan kişiler arasındaki davalara karma mahkemelerin bakması iii. Vergide eşitlik getirilmesi vs.

9 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Osmanlı Millet Sistemi Bu noktada Osmanlı toplumsal örgütlenmesine dair bir hatırlatma: Osmanlı Millet Sistemi i. Unsurları: Zımmilik Zımmilik: Zımmilik: Müslüman devletinde yaşayan gayrimüslimlerin hukuki statüleri konusunda, varlığına inanılan bir zimmet sözleşmesi belirleyici niteliktedir. Zimmet sözleşmesi Dar- ül Harb’de yaşarken [ehl-i harb iken], kendilerine cihat açılacak ehl-i kitap toplulukların cihat öncesi haraç ve cizye ödeyerek İslam egemenliğini kabul etmesiyle oluşur Zımmilerin hukuki statüsünü belirleyen bu anlaşmaya göre; Zımmilerin can ve mal güvenliği, vicdan ve ibadet hürriyetleri Müslümanlar tarafından sağlanır, Zımmiler askerlik yapamazlar, çünkü silah taşımaları yasaktır. Buna karşılık, “cizye” adlı bir vergi öderler. Askerlik yapmayan, ata binmeleri, silah taşımaları yasak olan Zımmiler, yargılamadan giyim kuşama ve meskenlerinin ölçülerine kadar Müslümanlardan aşağı bir konumdadır.

10 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Zımmiler, i) Zımmiler, devlet memuru olamazlar; ii) Gayrimüslimlere çarşılarda ata binerek Müslümanlardan daha gösterişli bir tarz içinde olmaları yasaklanmıştır; iii) Müslümanların evlerinden daha yüksek ev yaptırmaları, evlerini istedikleri renge boyamaları, daha pahalı kumaştan elbise giymeleri yasaktır; iv) Usul hukukunda Müslümanlara karşı şahitlikleri mahkemece kabul edilmez; v) Müslümanları rahatsız edecek biçimde çan çalmaları yasaklanmıştır vi) Yeni ibadet binaları yapmaları ya da eski binaları izinsiz onarmaları yasaktır; vii) 18. yüzyılın son çeyreğine kadar ilköğretim okulu açmaları yasaktır Bu yasaklar Bu yasaklar müslümanlar ile gayrimüslimleri hiyerarşik yönden açıkça ayırmaya ve gayrimüslimleri ikinci sınıf olarak kodlamaya dönük millet-i hâkime ile millet-i mahkûme arasındaki ayrımdır. “Millet-i hâkime” kavramı, toplumsal ve siyasal açılardan üstün olan Müslümanları, “millet-i mahkûme” ise toplumsal ve siyasal olarak Müslümanlara tâbi gayrimüslimleri imler.

11 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Osmanlı millet sisteminin özellikle Müslüman tebaa üzerinde yüzyıllar süren bir üstünlük algısı yaratması, Tanzimat ve Islahat Fermanları ile hukuken ortadan kaldırılan millet sistemin cumhuriyetin zihniyet dünyasına miras kaldığını söyleyebiliriz. Türkiye Cumhuriyeti’nde yüksek mahkemelerin bile T.C. Vatandaşı gayrimüslimleri ‘yabancılar’ olarak adlandırmış olması ancak bu bilgi eşliğinde okunabilir. Kürtlere yaklaşım konusunda da bu görülebilir. Çünkü Osmanlı’da Müslüman hakimiyeti Cumhuriyette bir etnik hakimiyete, Türk hakimiyetine dönüşmüş, Kürtler Cumhuriyet tarihi boyunca inkar politikalarıyla karşı karşıya kalmıştır.

12 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI I. Meşrutiyet (1876): Kanun-u Esasi Kanun-u Esasi Osmanlı Devleti’nin ilk anayasasıdır. Ferman anayasa niteliğindedir. i. Padişah kutsaldır, sorumsuzdur. ii. Taht Osmanlı ailesinin en yaşlı erkek üyesine aittir iii. Devletin dini islamdır. Padişah aynı zamanda halifedir. iv. Padişah hükümetin başıdır. Hükümet yasama organına karşı sorumlu değildir. v. Parlamento iki kanatlıdır. Heyet-i Ayan ve Heyet-i Mebusan. Yasama konusunda eşit yetkilere sahiptirler. vi. Temel haklar olarak yasa önünde eşitlik, zoralım, angarya ve işkence yasakları, basın özgürlüğü, mülkiyet hakkı, konut dokunulmazlığı, vergilerin yasallığı, kamu hizmetine girme hakkı ve dilekçe hakkı sayılmıştır. Fakat bunlar bir güvenceye bağlanmamıştır. vii. Kritik madde 113. maddedir ki padişaha istediği kişiyi yurt dışına sürme hakkı verir.

13 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI II. Meşrutiyet (1908) ve 1909 Değişiklikleri II. Abdülhamit’in 14 Şubat 1878’de Meclis’i tatile göndermesiyle 30 yıl süren istibdat dönemi başlıyor. 23 Temmuz 1908’de, 1889’da kurulmuş olan İTC’nin çıkardığı isyanla Meclis Abdülhamit tarafından tekrar çağrılıyor ve İkinci Mşrutiyet ilan ediliyor. 1909’da İstanbul’da çıkan isyan Trakya’dan Mahmut Şevket Paşa komutasında İstanbul’a gelen hareket ordusunca bastırılddıktan sonra Mahmut Şevket Paşa sadrazam oluyor ve 1909-1913 arasında sürecek olan hürriyet ortamı başlıyor.

14 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 1909 Anayasa Değişiklikleri Bu düzenlemelerle gerçek bir parlamenter düzen kuruluyor. Meclis-i Mebusan en önemli kuvvet haline geliyor. Padişahın elinden mutlak veto yetkisi alınıyor. 113. madde yürürlükten kaldırılıyor. Bakanların Meclis-i Mebusan önündeki sorumluluğu kabul ediliyor. Toplantı ve dernek hakları tanınıyor, sansür yasağı getiriliyor. 1913’te Bab-ı Ali baskını ile bu düzen son buluyor ve devlet İttihat ve Terakki Fırkası’nın diktatörlüğünde bir yandan Türkçülük akımının etkisinde etnik temizliğe girişirken bir yandan da savaşa sürükleniyor.

15 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 1921 Anayasasına Giden Süreç Kongreler Dönemi ve Kongre Belgeleri Bu kongreler dönemi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu açısından çok önemli bir aşamayı temsil etmektedir. Halk egemenliği fikri ilk defa bu dönemde kabul edilmiş, Cenub-i Şark-i Kafkas Cumhuriyeti adında bir anayasaya sahip kısa ömürlü bir devlet kurulmuş, Trakya’da cumhuriyetçi düşünceler filizlenmiş, bir tür şura yönetimleri sistemi Anadolu’da kurulmuştur. Bülent Tanör’ün Türkiye’de Kongre İktidarları adlı eseri bu konuda çok önemli bir kaynaktır.

16 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 11 Nisan 1920’de son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin resmen dağıtılmasıyla, bu meclisin 28 Ocak 1920’de kabul ettiği Misak-ı Milli’yi de köprü yapacak bir biçimde Heyet-i Temsiliye Kararıyla Ankara’da ‘Fevkalede yetkileri haiz bir meclis’in toplanması çağrısı yapılıyor. Bu çağrı ile hem son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin üyelerinden hem de yeni seçilen üyelerden oluşan BMM 23 Nisan 1920’de toplanıyor. 24 Nisan 1920’de de Mustafa Kemal 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu işaret eden açış konuşmasını yapıyor.

17 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Bu konuşmanın sonunda şu önergeyi Meclis’e sunuyor: Bir hükümet kurulması zorunludur. Geçici bile olsa bir hükümet reisi tanımak ya da bir «padişah kaymakamı» seçmek doğru olmaz. Mecliste yoğunlaşan milli irade vatanın kaderine fiilen el koymuştur. TBMM yasama ve yürütme yetkilerini kendinde toplar. Meclisten seçilip görevlendirilecek bir heyet hükümet işlerini yürütür. Meclis başkanı da bu kurulun başkanıdır.

18 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Bu ilkelere uygun bir biçimde çıkarılan kanunlarla idare edilen TBMM 18 Eylül 1920’de günü icra vekilleri heyetinin hazırladığı Teşkilatı Esasiye Kanunu Lahiyasını görüşmeye başlamıştır. Halkçılık Programı adıyla anılan bu belgenin ilk dört maddesi kanundan ayrıldı ve TBMM Beyannamesi olarak yayımladı:

19 T ÜRKIYE ’ NIN A NAYASAL DÜZENI TBMM, milli hudutlar dahilinde hayat ve istiklalini temin ve hilafet ve saltanat makamını tahlis andiyle teşekkül etmiştir. Binaenaleyh hayat ve istiklalini, yegane ve mukaddes bildiği Türkiye halkını, emperyalizm ve kapitalizm tahakküm ve zulmünden kurtararak irade ve hakimiyetinin sahibi kılmakla gayesine vasıl olacağı kanaatindedir. TBMM milletin hayat ve istiklaline suikast eden emperyalist ve kapitalist düşmanları tecavüzatına karşı müdafaa ve bu maksada münafi hareket edenleri tedip azmiyle kurulmuş bir orduya sahiptir. Emir ve kumanda selahiyeti BMM’nin şahsiyeti maneviyesindedir.

20 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu Bu kanun yeni bir devletin kurulmasının ilk aşaması Türkiye’nin ilk anayasasıdır. Hem yapılışıyla hem de içeriğiyle Cumhuriyetin başka türlü kurulabileceğini göstermektedir. Bugün özerklik tartışmalarının göbeğinde yer almasının da nedeni budur. Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti’nde milli iradeyi layıkiyle temsil eden bir meclis tarafından yapılmış tek anayasadır Bu anayasa Ergun Özbudun’un sözleriyle bu anayasa « Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti’nde milli iradeyi layıkiyle temsil eden bir meclis tarafından yapılmış tek anayasadır »

21 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Getirdikleri: 23 madde ve bir madde-i münferideden oluşan anayasa Türkiye kamu hukukuna halk egemenliği kavramını ilk defa sokmuştur. 1. madde: Hakimiyet bila kaydü şart milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir.

22 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Madde 2: İcra kudreti ve teşrii selahiyeti milletin yegane ve hakiki mümessili olan BMM’de tecelli ve temerküz eder. Bu madde anayasanın meclis hükümeti sistemini kabul ettiğini göstermektedir.

23 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Anayasanın bugün açısından asıl önemi 10. maddeden itibaren ortaya çıkar. Madde 10: Türkiye coğraafi vaziyet ve iktisadi münasebet noktai nazarından vilayetlere, vilayetler kazalara münkasem olup kazalar da nahiyelerden terekküp eder. Madde 11: Vilâyet mahalli umurda manevi şahsiyeti ve muhtariyeti haizdir. Harici ve dahili siyaset, şer’i adlî ve askeri umur, beynelmilel iktisadî münasebat ve hükûmetin umumi tekâlifi ile menafii birden ziyade vilâyata, şâmil hususat müstesna olmak üzere Büyük Millet Meclisince vaz edilecek kavanin mucibince evkaf, Medaris, Maarif, Sıhhiye, İktisat, Ziraat, Nafia ve Muaveneti içtimaiye işlerinin tanzim ve idaresi vilâyet şûralarının salâhiyeti dahilindedir.

24 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Madde 12: Vilâyet Şûraları vilâyetler halkınca müntehap azadan mürekkeptir. Vilâyet Şûralarının içtima devresi iki senedir. İçtima müddeti senede iki aydır.

25 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 1921 Anayasası’nın Kürtlere özerklik konusunda bugün gündemde olmasının nedeni bu maddelerdir. Bunlardan bir tanesi 1990’ların sonunda 2000’e doğru dergisinde yayımlanan Ahmet Emin Yalman’ın Mustafa Kemal ile yaptığı röportajın sonradan kaybedilen kısmıdır. (16 Ocak 1923 Tarihli) Bu anayasayı bu bakımdan destekleyen üç belge daha mevcuttur. Bunlardan bir tanesi 1990’ların sonunda 2000’e doğru dergisinde yayımlanan Ahmet Emin Yalman’ın Mustafa Kemal ile yaptığı röportajın sonradan kaybedilen kısmıdır. (16 Ocak 1923 Tarihli) “ Ahmed Emin [Yalman] Bey - Kürt meselesine temas buyurmuştunuz. Kürtlük meselesi nedir? Bir dahili mesele olarak temas buyurursanız çok iyi olur.

26 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Mustafa Kemal - Kürt meselesi bizim yani Türklerin çıkarına olarak da kesinlikle söz konusu olamaz. Çünkü bildiğiniz gibi bizim milli sınırımız içinde var olan Kürt unsurlar o şekilde yerleşmişlerdir ki pek az yerlerde yoğundur. Fakat yoğunluklarını kaybede kaybede ve Türk unsurunun içine gire gire öyle bir sınır doğmuştur ki, Kürtlük adına bir sınır çizmek istersek Türklüğü ve Türkiye’yi mahvetmek gerekir. Sözgelimi, Erzurum’a kadar giden Erzincan’a, Sivas’a kadar giden Harput’a kadar giden bir sınır aramak gerekir. Ve hatta Konya çöllerindeki Kürt aşiretlerini de gözden uzak tutmamak gerekir. Dolayısıyla başlı başına bir Kürtlük düşünmektense, bizim Teşkilat-ı Esasiye Kanunu gereğince zaten bir tür yerel özerklikle oluşacaktır. O halde hangi livanın halkı Kürt ise, o­nlar kendi kendilerini özerk olarak idare edeceklerdir. Bundan başka Türkiye’nin halkı söz konusu olurken o­nları da beraber ifade etmek gerekir. İfade olunmadıkları zaman bundan kendilerine ait sorun yaratmaları daima mümkündür. Şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisi, hem Kürtlerin hem de Türklerin yetki sahibi vekillerinden oluşmuştur ve bu iki unsur, bütün çıkarlarını ve kaderlerini birleştirmişlerdir. Yani o­nlar bilirler ki, bu ortak bir şeydir. Ayrı bir sınır çizmeye kalkışmak doğru olmaz.”

27 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI İkinci belge 22 Temmuz 1922 tarihli TBMM gizli zabıt tutanağıdır. Burada TBMM reisi M. Kemal imzalı 5 maddelik bir tutanak bulunmaktadır. Şöyle başlar: Kürdistan hakkında Büyük Millet Meclisi Vekil­ler Heyetinin Elcezire cephesi kumandanlığına tali­matıdır.

28 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 1. Tedricen bütün memlekette ve vasi mikyasta doğrudan doğruya haî'k tabakatının alakadar ve mües­sir olduğu surette idarei mahalliyeler ihdası siyaseti dahiliyemiz icabındandır. Kürtlerle meskûn menatıkta ise hem siyaseti dahiliyemiz ve hem de siyaseti hariciyemiz nokıtai nazarından tedricen mahalli bir idare ihdasını iltizam öngörmekteyiz.

29 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 2. Milletlerin kendi mukadderatlarını bizzat ida­re etmeleri hakkı bütün dünyada kabul olunmuş bir prensiptir. Biz de bu prensibi kabul -etmişizdir. Tah­min olunduğuna göre Kürtlerin bu zamana kadar ida­rei mahalliyeye a/it teşkilâtlarını ikmâl etmiş ve rüesa ve mülteneffizanı bu gaye namına bizim tarafımızdan kazanılmış olması ve reylerini izhar ettikleri zaman kendi mukadderatlarına zaten sahip olduklarını Tür­kiye Büyük Millet Meclisi idaresinde yaşamaya tadib olduklarını ilân etmelidir. Kürdüstandaki bütün me­sainin bu gayeye müstenit siyasete tevcihi Elcezire cephesi kumandanlığına aittir.

30 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 3. Kürdistanda Kürtlerin Fransızlar ve tabsisen Irak hududunda İngilizlere karşı husumetini müsellâh müsademe ile gayri kabili tadil bir dereceye vardırmak ve ecnebilerle Kürtlerin itilâfına mani olmak, ted­ricen mahalli idareler tesisi esbabını ihzar etmek ve bu suretle kalben bize mer'bul'iyetlerini temin etmek, Kürt rüesasının, mülki ve askeri maıkamatla tavzif ede­rek, bize merbuitiyetlerini tarsin etmek gibi hututu umumiye kabul olunmuştur.

31 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 4. Kürdistan siyaseti dahiliyesi Elcezire cephesi kumandanlığı tarafından tevhid ve idare edilecektir. Cephe kumandanlığı bu bapta Büyük Millet Meclisi Riyaseti ile muhabere eder. Vilâyetler tarafından takip olunacak hattı hareketi tanzim ve tevhid edeceğinden rüesayı memurini mülkiyenin bu hususta mercii de cephe kumandanlığıdır.

32 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 5. Elcezire cephe kumandanlığı, idari ve Adli veya mali tadilât ve İslâhata lüzum gördükçe bunun tatbikini hükümete teklif eder. Elcezire cephesi kumandanı Mirliva Nihad Paşa Hazretlerine. Zalta mahsustur. Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal

33 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Anacağım üçüncü belge ise bizzat Mustafa Kemal tarafından hem de Lozan’dan sonra hazırlanan Anayasa Taslağıdır. Tesadüfen Cumhurbaşkanlığı arşivinde 90’larda bulunan bu belge Kentbank yayınları tarafından yayımlanmıştır. Bu belgede de 1921 yerel yönetim modelinin kabul edildiği görülmektedir.

34 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI daha 1924 anayasası yapılmadan 29 Ekim 1923’te cumhuriyeti ilan eden 364 sayılı kanunla içinde hiçbir etnik gönderme bulunmayan 1921 metnine etnik içerikli ifadeler girmiştir Asıl önemli olan iki üç aylık bir zaman diliminin içinde neyin değişmiş olduğu sorusudur. Bu soruya makul bir yanıt üretilmiş değildir. Bununla birlikte daha 1924 anayasası yapılmadan 29 Ekim 1923’te cumhuriyeti ilan eden 364 sayılı kanunla içinde hiçbir etnik gönderme bulunmayan 1921 metnine etnik içerikli ifadeler girmiştir

35 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI İkinci maddeye şu ifade eklenmiştir: Türkiye Devletinin dini, dini İslam’dır. Resmi lisanı Türkçedir.

36 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Henüz Cumhuriyeti ilan eden kanun çıkarılmadan birinci TBMM feshedilmiş ve yerine Cumhuriyeti farklı bir temele oturtacak olan ikinci TBMM tamamen M. Kemal’in seçtiği adaylardan teşekkül edecek, dolayısıyla muhalefetsiz bir biçimde oluşturulmuştur. 1924 Anayasası, Lozan kabul edildikten yani devlet resmen kurulduktan ve rejim sorunu çözüldükten yani cumhuriyet ilan edildikten sonra muhalefetsiz bir meclisçe hazırlanmıştır.

37 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 1924 Anayasasını da bugün için tartışıldığı nokta egemenlik yorumu ve partili cumhurbaşkanlığı modelidir. Yine sosyal haklara dair kapalı oluşu bu anayasanın önemli özelliklerindendir. Türkiye sağının DP’den AKP’ye temel özlemi olan saf millet egemenliği, katılımcı ve örgütlü olmayan bir toplum ve yargı denetiminden bağımsız bir idare bu anayasada cisimleşmektedir.

38 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Bu anayasanın bir diğer özelliği vatandaşlık tanımı bakımından tartışılmaktadır. Anayasanın 88. maddesi vatandaşlığı şöyle tanımlar: Türkiye’de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese “Türk” denir.

39 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Bu tanım bugünkü ‘Türk’tür’ ifadesinden daha demokratik görünse de yapılışındaki tartışmalar öyle olmadığını göstermektedir. Asıl mesele gayrimüslimlerin Türk olamayacağını kanıtlamaktır. Bu minvaldeki tartışmalar üzerine bir ‘Türkiyeli diyelim’ sesi yükselse de önerge bu şekliyle kabul edilmiştir.

40 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Özbudun’un 1924 Anayasasına yönelik dört tespiti şu yöndedir: i. Anayasada, birkaç ay sonra konsolidasyon sürecine girecek otoriter tek parti rejiminden iz bulunmaması ii. Meclisin bütün üyeleri M. Kemal tarafından seçilmiş olsa da Cumhurbaşkanlığına geniş yetkiler veren önerilerin reddedilmesi iii. Çok partili rejime geçişte anayasanın bir sorun teşkil etmemesi iv. Hala hayranlarının bulunması

41 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 1924 Anayasası yapılırken en hararetli geçen tartışma Cumhurbaşkanı’nın yetkileri konusundadır. Muhalifsiz Meclis M. Kemal’e rağmen bu yetki taleplerini kabul etmemiştir. 1921 anayasasında kabul edilen sistem tamamen ortadan kaldırılmış olmasına rağmen hemen hemen hiçbir tartışma yaşanmamıştır. Fakat yerel yönetim modeline gelindiğinde 1921 anayasasında kabul edilen sistem tamamen ortadan kaldırılmış olmasına rağmen hemen hemen hiçbir tartışma yaşanmamıştır.

42 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Bu anayasa 5 değişiklik geçirmiştir. Konumuz açısından 2’si önemlidir. Birincisi 1928 yılında anayasadan dine refenslı bütün maddelerin çıkarılmasıdır. İkincisi ise otoriter rejimi anayasallaştıran 2. madde değişikliğidir. CHP’nin ilkeleri 1937 yılında anayasaya eklenmiştir.

43 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 1924 Anayasası parlamenter sistemin uygulandığı ama hala meclis hükümetinin kalıntılarının bulunduğu bir anayasal sistem kurmuştur. Bununla birlikte benimsemiş olduğu egemenlik anlayışı özellikle çok partili dönemde önemli bunalımlara yol açmıştır. Bu anlayış bir yandan 1921’in doğrudan yönetim esasını kaldırırken bir yandan meclis çoğunluğuna denetimsiz bir yetki vermektedir. 1950’li yıllar bu tartışma ile geçecek 1961 Anayasası buna tepkiyle oluşturulacaktır.

44 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 1924 Anayasası iki dönemde incelenebilir. Birincisi 1945’e kadar geçen tek parti rejiminin ve otoriter tek etnisitenin baskısını kuran, örgütlü topluma kapalı sendikaların yasaklandığı tek parti rejimidir. Bu rejimin konsolidasyonunu «takrir-i sukun kanunuyla başlatabiliriz.» İkinci dönem 1945’ten 27 Mayıs darbesine kadar süren dönemdir. Bu dönemde de çok partili dönem iktidar partisinin yoğun baskısıyla yaşanmış ve 1960’ta asker sivil bürokrasinin müdahalesiyle sona ermiştir.

45 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 1961 Anayasasına Giden Süreç ve 27 Mayıs Darbesi 1924 Anayasası tek parti rejiminde rejimi kuranların elindeydi ve denetimsiz bir biçimde ulus devletin kurulması amacına yönelmişti. Bu sırada gayrimüslimler zaten fiziksel olarak büyük oranda yok edilmiş, Kürtler, İskan Kanunu, şiddet gibi unsurları da içerecek biçimde asimile edilmeye çalışılmaktadır 1950’de Demokrat Parti’nin iktidara gelmesi, asker sivil bürokrasi karşısında yine aynı kadro içinde yer alsa da büyük toprak sahipleri ve ticaret burjuvazisinin doğrudan yönetimi ele alması idi. Daha İttihat Terakki’den başlayan ulusal burjuvazi yaratma çabası sınıflar çatışmasının siyasal iktidara yansıması noktasına bu şekilde geldi.

46 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Cem Eroğul’un ‘46 Ruhu’ olarak açıkladığı Demokrat Parti’nin Türkiye’de sivil toplumun gelişmesi açısından yaydığı bütün umutlar özellikle 1950’lerin ikinci yarısında sönmeye başladı. i. Daha 1954 seçimlerinin öncesinde DP, CHP’nin mallarına bir kanunla el koydu. ii. Seçimlerden az önce Millet Partisi bir mahkeme kararıyla kapatıldı. iii. Siyasal partilerin seçim dönemi dışında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemeleri yasaklandı. iv. Muhalefetin seçimlerde işbirliği yapması yasaklandı. v. İçtüzük değişikliği ile meliste muhalefetin soru ve gensoru yoluyla denetimde bulunması yasaklandı. vi. Üniversite özerkliğine karşı adımlar atıldı vii. Radyo ve idare partizanlaştırıldı. İktidar partisine oy vermeyen iller ilçe yapıldı. viii. Nihayet 1960’ta Tahkikat komisyonu kuruldu.

47 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Türkiye’nin içine girdiği siyasal rejim sorunu Türkiye tarihinin ilk askeri darbesiyle sonuçlandı. Darbeyi yapan Milli Birlik Komitesi öncelikle ülkeyi anayasasızlaştırdı ardından da yeni anayasayı yapacak kurucu meclisi oluşturdu. Bu kurucu meclis oluşturulurken DP dışındaki siyasi eğilimler ile üniversite, basın ve sendika gibi toplumsal kesimlerin temsilcilerine katılma hakkı tanındı. Dolayısıyla anayasayı büyük oranda ana siyasal eğilim CHP olmak üzere asker ve aydın-bürokrat kesimlerin hazırladığı söylenebilir.

48 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 1961 Anayasası’nın Getirdikleri 1961 Anayasası bambaşka bir egemenlik anlayışına dayanan bir sitem getirmiştir. Bu nedenle o dönem içinde 2. Cumhuriyet tartışmaları (bugünkünden başka bir bağlamda) yapılmıştır. Tanör’e göre 1961 Anayasasının getirdikleri üç başlık altında toplanabilir: i. Anayasanın üstünlüğü ii. Devlet iktidarının bölüştürülmesi iii. Temel hak ve özgürlükler

49 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Anayasanın Üstünlüğü 1960’a kadar Türk anayasal sistemi anayasanın değil meclisin üstünlüğüne dayanıyordu. 1961 Anayasası ile Anayasanın üstünlüğü kurumsallaştı: i. Madde 8/2. i. Madde 8/2. Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. ii. Anayasa Mahkemesi yeni bir anayasal kurum olarak anayasamıza girdi. iii. Genel oyun sağlayabileceği çoğunluğun eli anayasa ile bağlanmış oldu.

50 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Devlet İktidarının Bölüştürülmesi Egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu ilkesine yetkilim organlar eliyle kullanılır ifadesi eklendi. Dolayısıyla yetki yasama yürütme ve yargı arasında paylaştırıldı. i. Yasama organı ikiye bölündü ve cumhuriyet senatosunun seçkinci bir yaklaşımla kurulması sağlandı. ii. TRT, Üniversiteler gibi özerk kurumlar kuruldu. iii. Askerlerin siyasete dahlini anayasal güvenceye kavuşturacak olan MGK anayasal bir kurum olarak yerini aldı. (1949’da kurulan MSYK’yı NATO bağlamında anmak gerekir burada) iv. İdarenin bütün işlemlerinin Danıştay denetimine tabii olacağı beimsendi. v. Yüksek Hakimler Kurulu anayasal bir kurum olarak kuruldu.

51 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Temel Hak ve Özgürlükler 1961 Anayasası, insan haklarının ayrıntılı ve tanımlı bir lisesini «temel hak ve hürriyetler» adıyla sunmuştur. 24 sisteminden farklı olarak; i. Listeye farklı haklar eklenmiş ii. Bazı faaliyet ve özgürlükler güvenceye alınmış iii. Her bir hak ve özgürlüğün içeriği ve tanımı ilgili maddesinde verilmeye çalışılmıştır. iv. Klasik ekonomik haklar kamu ve emekçi sınıflar yararına sınırlandırılmıştır.

52 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Temel haklar ve özgürlüklerin düzenlenmesi ve sınırlanması noktasında dört önemli ilke getirilmiştir: i. Bunlar ancak anayasada gösterilen belli nedenlerle sınırlanabilir ii. Sınırlama anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olmalıdır iii. Sınırlama kanunla yapılmalı, idari işleme bırakılmamalıdır iv. Hiçbir şekilde ve halde hak ve özgürlüğün özüne dokunulmamalıdır

53 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 12 Mart Değişiklikleri 1971-73 ara rejiminde anayasa üç değiştirilmiştir. Bu değişikliklerin yönünü belirleyen temeller Demokrat Parti’nin ardılı olan Adalet Partisi’nin anayasa ıslahatı programında ve çeşitli seminerlerde verilmiştir. Adalet Partisi’nin programı şunları hedeflemektedir: i. Yürütme organının etkili hale getirilmesi, kanun kuvvetinde kararlar alabilmesi ii. Parlamentonun denetim yetkisinin azaltılması iii. Özerk kuruluşların yeniden gözden geçirilmesi iv. Yargı organı ile ilişkilerin yeniden düzenlemesi

54 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Ayrıca sanayicilerden de açıktan işçi hakları ve örgütlenme özgürlüğüne karşı kampanyalar başlatılmış emniyet ve istikrar en popüler şiar olmuştur: Örneğin Ertuğrul Soysal şöyle demekte: «eğer anayasada ekonomik gelişmemizi aksatan bazı maddeler varsa bunları cesaretle ele alıp tadil etmeliyiz.»

55 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Değişiklikler: i. Devlet iktidarının yeniden düzenlenişi a. Askeri otorite sivil otorite karşısında güç kazanıyor. AYİM kuruluyor ve sıkıyönetim ilanı kolaylaştırılıyor. b. MGK güçlendiriliyor, kuvvet temsilcileri yerine kuvvet komutanları ifadesi getirilip «yardımcılık etmek» ifadesi metinden çıkarılıyor.

56 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Yürütmenin Güçlendirilmesi i. Meclisin denetim yetkisinin kısıtlanması ii. Hükümetin Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisiyle donatılması iii. Özerk kuruluşların özerkliklerinin budanması iv. Anayasa Mahkemesi’nin anayasa değişikliklerini esas bakımından incelemesinin önünün kapatılması

57 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Temel Hak ve Özgürlükler Konusunda i. Memurların sendika kurabilmeleri yasaklanmış ii. Üniversite öğretim üyeleri ve yardımcılarının siyasal partilere üye olmaları imkansızlaştırılmış iii. Küçük ve radikal partilerin önü kapatılmış, Anayasa Mahkemesine başvurma ve hazine yardımı alma hakları ellerinde alınmış iv. En önemlisi doğal yargıç ilkesine tamamen aykırı olarak DGM’ler anayasal kuruluş olarak ortaya çıkmıştır.

58 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 1982 Anayasasına Giden Süreç 1971 açıkça sola karşı yapılmış bir askeri darbedir. Aslında 1982’nin provası olarak Türkiye anayasal sisteminin hangi siyasal akımlara karşı olduğunu da ortaya koymaktadır. Türkiye’de hakim sınıfların tamamının üzerinde anlaştığı ilkeler aslında 1971-73 ve 1980-83 arasında ortaya çıkmıştır. i. TİP 1971’de Kürtçülükten kapatılmıştır. ii. Ücretler ve kar oranları arasında işçi sınıfı lehine gelişen durum hakların kısılması ve sıkıyönetim ilanlarıyla önlenmeye çalışılmış 24 Ocak 1980 kararlarının ancak devletin bunu uygulayabilecek güçte olmasıyla uygulanabileceği raporlarda sunulmuştur. iii. 12 Eylül’e gelene kadar kurulan iki milliyetçi cephe hükümeti ülkede bir yıldırı rejimi uygulamıştır. iv. Başta tercüman seminerlerinde dile getirilen görüşler olmak üzere özellikle sağ iktidar 1961 anayasasıyla ülkenin yönetilmediğini gündeme getirmişlerdir.

59 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 1982 Anayasası ve Türkiye’nin Anayasal Sorunları Türkiye 20 yıl sonra bir darbeye daha sahne olmuş 12 Eylül 1980’de Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren başkanlığında kuvvet komutanları Nurettin Ersin, Tahsin Şahinkaya, Nejat Tümer, Sedat Celasun ’dan oluşan cunta emir komuta zinciri içinde devletin yönetimine el koymuştur.

60 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Milli Güvenlik Konseyi adını alan cunta anayasa düzeni hakkındaki kanunla kendini kurucu iktidar ilan etmiş kendi atadığı kişilerden oluşan danışma meclisi ile birlikte 1982 anayasasını hazırlamıştır. Fakat uzun süren ara dönemde anayasal düzenin tümünü etkileyen kanunlar çıkarılmış, (Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu, Yüksek Öğretim Kanunu gibi) ve bunlar geçici 15. maddeyle anayasaya aykırılığı ileri sürülemez hale getirilmiştir (bu konudaki yasak 2001’de kalkacaktır). Darbecilerin yargılanmalarını da engelleyen bu geçici düzenlemeler faşist dönemin etkisini on yıllarca sürdürebilmesini sağlamıştır.

61 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Bahsi geçen 24 Ocak kararları MGK’nin 15 Nolu bildirisiyle güvenceye alınmış ekonominin başına da bu kararların mimarı Turgut Özal getirilmiştir. Her türlü siyasal faaliyet yasaklanmış, ülkede faşizm kurulmuştur. Anayasanın yapılması Danışma Meclisi ve MGK’dan oluşan iki kanatlı kurucu meclise verilmiş, son söz beş generale bırakılmış, halk oylaması, her türlü eleştirinin yasaklandığı bir siyasal ortamda ve ayrıca plebisit biçiminde yapılmıştır. Ayrıca Anayasa kabul edilmezse ne olacağı da belli değildir, halk ara rejimin süreceği korkusuyla «evet» demeye zorlanmıştır.

62 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Bugün itibariyle 1982 Anayasası’nın yaklaşık yarısı değiştirilmiştir. Dolayısıyla ilk halinden oldukça farklı bir anayasa ile karşı karşıyayız. 1982 Anayasası’nın anayasa tarihimizdeki özel yeri bu anayasanın yapılmasının asıl nedeninin özgürlük ve demokrasinin değil otorite ve devletin güçlendirilmiş olmasıdır. Daha başlangıç kısmındaki o tek cümlelik faşizan metinde ortaya çıkar. Başlangıç iktidarın felsefesini özetler.

63 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Başlangıcın İlk Hali’nden kısımlar i. Ebedi Türk vatan ve milletinin bütünlüğüne ve kutsal Türk Devleti’nin varlığına karşı… ii. Hiçbir düşünce ve mülahazanın Türk milli menfaatlerinin Türk varlığının Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının ve Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin …. Karşısında koruma göremeyeceği iii. Kuvvetler ayrımının Devlet organları arasında üstünlük anlamına gelmeyip….

64 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Türk Vatanı ve Milletinin ebedî varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda; Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedî varlığı, refahı, maddî ve manevî mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde; Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı; Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu veüstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu; (Değişik: 3.10.2001-4709/1 md.) Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı; Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu; Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve “Yurtta sulh, cihanda sulh” arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu; FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere, TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.

65 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Başlangıç kısmı anayasanın metnine dahil sayılmaktadır böyle hamaset dolu bir metnin Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararlarda ölçü norm olarak kullanılabilmesi başlı başına bir sorundur.

66 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Genel Esaslar 11 maddeden oluşuyor. Temel saptamaları şöyle sıralayabiliriz: i. İlk üç maddenin değiştirilemeyeceği 4. maddede saptanmış ve 2008’de Anayasa Mahkemesi’nin verdiği türban kararıyla 4. maddenin de değiştirilemeyeceği saptanmış. ii. 2. madde cumhuriyetin temel ilkelerini sıralıyor. Burada iki sorunlu ifade var. Birincisi insan haklarına saygılı ifadesi, ikincisi Atatürk milliyetçiliği gibi bir kavramın anayasa metnine girmesi.

67 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Değiştirilemez hükümler konusunda Murat Sevinç’in yorumu: 1995 değişikliğiyle başlangıcı değiştiren anayasa değişikliği başlangıç dolayısıyla 2. maddeyi de değiştirdi. Dolayısıyla demokratikleştirici değişiklikler uzlaşma ile yapılabilir. Bunu Fransa yaptı … cumhuriyettir değişmez maddesini decentralize bir cumhuriyettir olarak değiştirdi.

68 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Anayasanın ikinci bölümünü oluşturan temel haklar ve ödevler 2. maddede sayılan ilkeleri ete kemiğe büründürmeye yöneliktir. Sınırlama rejimi 13. maddede düzenleniyor: Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

69 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 13. Madde 2001 değişikliğiyle bu hale gelmiştir. Daha öncesinde Tanör’ün katmerli sınırlandırma dediği bir sistemi getiriyor, hem 13. madde ayrı ve muğlak sınırlama gerekçeleri sayıyor hem de her madde ayrı ayrı sınırlamalar getiriyordu. 2001 değişikliği ile hem öz güvencesi getirilmiş hem de genel sınırlama gerekçesi kaldırılmıştır.

70 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Kişi hakları başlığı altında klasik hak ve özgürlükler düzenlenmiştir. Süren Sorunlar: i. Serseriliğin kişi özgürlüğünden mahrum bırakma gerekçesi sayılması (19. madde) ii. Yaşam hakkına getirilen sınırlamalardır (17. madde)

71 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Sosyal Haklar sermayeden yana açık tavır alan anayasa koyucuya uygun biçimde düzenlenmiştir. Ayrıca anayasanın yaklaşık yarısının değiştirilmesine karşın bu bölüme hemen hemen hiç dokunulmamıştır. Sendikal haklar oldukça kısıtlıdır. İlk halinde yalnızca işçi ve işverine verilmiş bu hak 1995’te memurlara da tanınmış, 2001’de işçiler ifadesi çalışanlar ifadesi ile değiştirilmiştir. Grev hakkı kısıtlıdır. 2010 değişikliği ile memurlara sözde toplu sözleşme hakkı tanınmış, grev tanınmamıştır.

72 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Siyasal Haklar: Siyasal Haklar Türkiye’nin en önemli anayasal sorunlarıyla ilişkilidir. Anayasanın 66. maddesi vatandaşlığı etnik temelde düzenler: « Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.» Bu 1961’deki tanımın aynısıdır.

73 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Parti kapatma rejimi de siyasal haklar bölümünde düzenlenmiştir: 68/4: Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.

74 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 69/5: Bir siyasî partinin tüzüğü ve programının 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir. 69/6: Bir siyasî partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. (Ek cümle: 3.10.2001-4709/25 md.) Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır. 69/10: Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzelkişilerden maddî yardım alan siyasî partiler temelli olarak kapatılır.

75 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 69/4: Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır. 69/7: (2001 değişikliği) Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.

76 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Yasama Bağışıklıkları Sorunu 83. Maddede düzenlenmiştir. İlk fıkrası kürsü dokunulmazlığı ikinci fıkrası ise milletvekili dokunulmazlığını düzenler. : Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar. 83/1 : Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.

77 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI 83/2’de milletvekili dokunulmazlığı düzenlenir: Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır.

78 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Maddenin son fıkrası da son dönemde BDP’li vekillerin dokunulmazlığının kaldırılması meselesinde önem kazanmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasî parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz. AKP grubunu genel merkezde toplayarak bu hükümden kaçmak istemiş ve karar almıştır.

79 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Yasama-Yürütme İlişkileri ve Hükümet Sistemi 1982 Anayasası parlamenter sistemi benimsemiştir. Dolayla diğer parlamenter sistemlerin özelliklerini paylaşır. i. Asıl güç yasama organındadır. ii. Bakanlar kurulu yasama organına karşı sorumludur ve onun tarafından denetlenir. iii. Hükümet iki başlıdır, sorumsuz cumhurbaşkanı ve sorumlu hükümet.

80 T ÜRKIYE ’ NIN ANAYASAL DÜZENI Bununla birlikte özellikle 2007 yılında cumhurbaşkanının seçimine dair yapılan anayasa değişikliği ile yarı başkanlığa doğru bir kayış mı var sorusu gündeme gelmiştir. Şöyle açıklayalım: i. 1982 Anayasasında sorumsuz cumhurbaşkanına çok önemli yetkiler verilmiştir, bunların hangilerini karşı imza yöntemiyle yapacağı açıkça belirtilmemiştir. ii. Bu kadar çok yetkiye sahip bir cumhurbaşkanı halkın da desteği ile seçilirse siyasal meşruluğunu da arkasına alarak güçlü bir konum elde edecek, sistem yarı başkanlığa doğru kayabilecektir.

81 D EVLET VE HÜKÜMET SISTEMLERI Türkiye’de yeni anayasa tartışmasının odağında bulunan iki sorundan birisi devlet şekli ise diğeri de hükümet şeklidir. Kürt siyasal hareketinin sorunsallaştırdığı biçimiyle Türkiye’de üniter devlet yapısı ciddi bir sorundur ve eğer yeni anayasa bir anlam taşıyacaksa bu soruna kabul edilebilir bir çözüme yönelmelidir. Hükümet şekli ise başkanlık sistemi bağlamında Türkiye sağının gündeminden hiç düşmemiş bir konudur. Dolayısıyla sağın bütün motiflerini taşıyan AKP’nin iktidar olduğu bir anayasa yapım sürecinde tartışılmaması beklenemez.

82 D EVLET VE HÜKÜMET SISTEMLERI Üniter Devlet, Bölgeli Devlet ve Federal Devlet Kavramları Üniter devlet sisteminde kamusal yetkiler tek bir merkezde toplanır, Yasama, yürütme ve yargılama yetkilerini kendi bünyesinde toplayan bu birim merkezi yönetimdir. Bu sistemde yerel yönetimler egemenlik yetkisi kullanmayan merkezi yönetime bağlı idari birimlerdir.

83 D EVLET VE HÜKÜMET SISTEMLERI Bölgeli Devlet: Bazı ülkelerde yerel yönetimlerin üzerinde özerk bölgeler de kurulmuştur. Özerk bölgelere yalnızca idari yetkiler değil, belirli konularda yasama yetkisi de tanınmışsa siyasal yapının federasyona dönüşmemekle birlikte artık bölgeli devlet şeklinde yeni bir kategori altında incelenmesi gerektiği kabul edilir. İtalya, İspanya ve Büyük Britanya bunun örnekleridir.

84 D EVLET VE HÜKÜMET SISTEMLERI Federal siyasal sistemde kamusal yetkiler üniter devletten farklı olarak, tek merkezde toplanmayıp, oluşturulan iki yönetim arasında paylaştırılır. Bu iki yönetim alanında, yetkilerini doğrudan halktan alan çok sayıda iktidar merkezi vardır. Federal devletlerde bütün iktidar merkezleri hukuki bakmdan birbirine eşit ve kurumsal bağımsızlığı olan siyasal birimlerdir. Federe devletler yetkilerini federal devletten almazlar. Federasyonlarda ülkenin tek anayasası, tek parlamentosu ve tek hükümeti yoktur.

85 D EVLET VE HÜKÜMET SISTEMLERI Dolayısıyla federal devlet sistemi siyasal iktidarın biri ulusal, diğeri ulusaltı ölçekte olmak üzere çok sayıda iktidar merkezi arasında güveneli şekilde bölündüğü ve ulusaltı birimlerin ulusal karar alma sürecine etkili biçimde katıldığı örgütlenme biçimidir.

86 D EVLET VE HÜKÜMET SISTEMLERI Devlet sistemleri meselesi egemenlik yetkilerinin merkez ve yereller arasında paylaşımıyla ilgiliyken, hükümet sistemleri temelde yasama ve yürütme arasındaki ilişkiyle ilgilidir. Hükümet sistemlerini; i. Meclis hükümeti sistemi ii. Parlamenter sistem ve iii. Başkanlık sistemi başlıkları altında toplayabiliriz.

87 D EVLET VE HÜKÜMET SISTEMLERI Meclis hükümeti sistemi olağanüstü durumlara özgü bir hükümet sistemidir. İstikrarlı olması mümkün değildir. Örneğin 1921 ya da Fransa’da 1789 konvansiyonu böyle bir hükümet sistemi benimsemiştir. Parlamenter sistemin temel özelliklerini tekrar edersek; i. Bakanlar kurulunun parlamentoya karşı siyasal sorumluluğu vardır. ii. Yürütme iki başlıdır, cumhurbaşkanı sorumsuzdur. iii. Yürütmenin yasamayı fesih yetkisi genelde tanınmıştır.

88 D EVLET VE HÜKÜMET SISTEMLERI Türkiye’de çok tartışılan Başkanlık sistemine gelirsek; i. Başkanlık sistemi, yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir ayrıma ve dengeye dayanır. ii. Yasama ve yargı organlarının demokratik denetimi içinde, yürütmenin iktidar olanaklarını genişleten bir hükümet sistemidir. iii. Başkan görevi ile ilgili işlerden dolayı sorumsuzdur. iv. Başkanın yasama organını feshetme yetkisi yoktur. vi. Veto yetkisi tanınmıştır

89 D EVLET VE HÜKÜMET SISTEMLERI Türk Tipi Başkanlık AKP’nin önerisi bir çeşit diktatörlük niteliğindedir: İKİNCİ BÖLÜM Yürütme BİRİNCİ ALT BÖLÜM Başkan Nitelikleri Madde 20– (1) Başkan, kırk yaşını doldurmuş, yüksek öğrenim yapmış ve milletvekili seçilme yeterliliğine sahip vatandaşlar arasından, halk tarafından seçilir. (2) Başkanın görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Başkan seçilebilir. (3) Başkanlığa son genel seçimde en az yüzde beş oranında oy almış olan siyasi partiler ile en az yüzbin vatandaş aday gösterebilir. (4) Başkanlığa aday gösterilen milletvekillerinin üyeliği, Başkan adayı olarak Yüksek Seçim Kuruluna başvurulduğu anda sona erer. Seçimi Madde 21– (1) Başkanlık seçimi, Başkanın görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde; makamın herhangi bir sebeple boşalması halinde ise boşalmayı takip eden altmış gün içinde tamamlanır. (2) Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Başkan seçilmiş olur. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış iki aday katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Başkan seçilmiş olur. (3) İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin herhangi bir nedenle seçime katılmaması halinde; ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılır. Aday, geçerli oyların çoğunluğunu aldığı takdirde Başkan seçilmiş olur.

90 D EVLET VE HÜKÜMET SISTEMLERI Başkanın Görev ve yetkileri Görev ve yetkileri MADDE 22– (1) Başkan Devletin ve yürütmenin başıdır. Yürütme yetkisi Başkana aittir. (2) Başkan, Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir. (3) Başkan, yürütmenin başı olarak genel/(iç ve dış) siyaseti yürütür. (4) Başkanın görev ve yetkiler şunlardır: a) Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapmak, b) Ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclise yıllık mesaj vermek, c) Kanunları onaylamak, ç) Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri göndermek, d) Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak, e) Kanunların, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün, tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmak, f) Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek, g) Bakanları atamak ve görevlerine son vermek, ğ) Başkanlık kararnamesi çıkarmak, h) Yabancı devletlere Türkiye Cumhuriyetinin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek, ı) Milletlerarası andlaşma akdetmek ve yayınlamak, i) Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek, j) Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek, k) Kamu yöneticilerini atamak ve görevlerine son vermek, l) Sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilân etmek ve sıkıyönetim veya olağanüstü hal kararnamesi çıkarmak, m) Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak, n) Yükseköğretim Kurulu üyelerinin yarısını seçmek, o) Üniversite rektörlerini seçmek, p) Anayasa Mahkemesi üyelerinin yarısını, Danıştay üyelerinin yarısını, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısını ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin yarısını seçmek. (5) Başkan ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.

91 D EVLET VE HÜKÜMET SISTEMLERI Türk Tipi Başkanlık AKP’nin hükümet sistemi konusunda uzlaşma komisyonuna getirdiği öneri ise Türkiye’deki mevcut parlamenter sistemin demokrasi açığını kapatmayı bir yana bırakın onu bir diktatörlüğe evriltecek niteliktedir. Türkiye sağının yarım yüzyıllık özlemi olan başkanlık arzusunda iki temel amaç vardır. Birincisi muhafazakar oy depolarını stabil kılarak buralara yaslanan sürekli bir sağ iktidarı garantilemektir. İkincisi ise her şeye kadir bir iktidar özlemidir. Başkanlık sistemini icat eden ABD’nin kurucuları, bu sistemi, kuvvetler ayrılığı ve fren denge mekanizmalarının yanında federalizm ilkesi ile birlikte sınırlı yönetimi garantileyecek bir formül olarak ortaya koymuştur. Başkanlık siteminin Türkiye’nin siyasal kültürüne uymadığını, mevcut parti sistemimizde başkanlığın anti- demokratik savrulmalara yol açacağını ayrıca tartışmaya gerek yok.

92 D EVLET VE HÜKÜMET SISTEMLERI Öneri sahibi AKP’nin güçler ayrılığına, fren denge mekanizmalarına karşı geliştirdiği tutum bunu açıkça göstermektedir. Önerinin içeriği de bunu açığa çıkarmaktadır. Seçim usulünde bile kabul edilemez bir biçimde plebisite varacak bir yöntem benimsenmiştir. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde seçim ‘referandum’ biçiminde yapılır denmektedir. Bunun adı referandum değil plebisittir. Başkanın, öneride sayılan görevlerine baktığımızda bütün bürokrasinin atamalarda denetimi altına alınacağını, yasama üzerinde güç kullanabileceğini, sıkıyönetim ve olağanüstü hal ilanını Meclis’ten talep ederek halkı zapturapt altına alabileceğini, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanılmasına karar vererek ülkeyi savaşa sürükleyebileceğini görüyoruz. Bu yetkilerin, frenleyici mekanizmaların kurulmadığı, kurulsa bile işleme imkânının bulunmadığı bir siyasal rejimdeki anlamı başkanlık değil diktatörlüktür.


"T EMEL K AVRAMLAR Anayasa Kavramı Kavramın Etimolojisi: Constitutio Kurucu İktidar-Kurulu İktidar (siyaset ve hukukun sınırında bir kavram olarak anayasa)" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları