Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

SİYASİ İLİMLER TÜRK DERNEĞİ X. LİSANSÜSTÜ KONFERANSI

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "SİYASİ İLİMLER TÜRK DERNEĞİ X. LİSANSÜSTÜ KONFERANSI"— Sunum transkripti:

1 SİYASİ İLİMLER TÜRK DERNEĞİ X. LİSANSÜSTÜ KONFERANSI
ORHAN IRK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMÜ / YÖNETİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ

2 Küreselleşme Sonucu Devletin Dönüşümü ve Yeni Dönem Kamu Yönetimi Anlayışında İstihdamı Arttırmaya Yönelik Çabalar SUNU PROGRAMI GİRİŞ KÜRESELLEŞME KAVRAMININ ANALİZİ DEVLETİN DÖNÜŞÜMÜ VE YENİ DÖNEM KAMU YÖNETİMİ ANLAYIŞI İSTİHDAM VE İSTİHDAMI ARTTIRMAYA YÖNELİK ÇABALAR ALT İŞVERENLİK KAVRAMINA BAKIŞ SONUÇ

3 GİRİŞ Küreselleşme ile birlikte, devlet dönüşmekte ve yeniden yapılanmaktadır. Burada karşılaşılan en önemli sorunlardan biri ise, ekonomik büyümenin ve artan nüfusun istihdamının nasıl sağlanacağıdır. Günümüzde, istihdam ve işgücü piyasası politikalarında değişikliklere gidilmektedir. Küreselleşme süreci, ulus-devletlerin ekonomileri üzerindeki kontrol ve yönetim kapasitelerini büyük ölçüde yitirmelerini beraberinde getirmiştir.

4 KÜRESELLEŞME KAVRAMININ ANALİZİ
Küreselleşme, sözlük anlamıyla “uluslararası düzlemde yaygınlaşmış iktisadi etkinliklerin işlevsel anlamda birbirlerine eklemlenmesi” demektir. Küreselleşme dendiğinde, üretimin ve finansmanın uluslararası ölçekte yapılır hâle gelmesi ve dünya çapında ekonomik bir bütünleşmenin görülmeye başlanması anlaşılmaktadır. Günümüzde dünyadaki tüm ülkeler ekonomik ve ticari olarak birbirlerine bağımlıdırlar ve kendi ürettikleri mal ve hizmetleri diğerleriyle değişime sokma ihtiyacı duymaktadırlar. Bu durum bütünleşmiş bir pazar yapısının doğmasını gerektirmiştir.

5 KÜRESELLEŞME Dünya ekonomisi son yıllarda sürekli artış gösteren bir hızla bütünleşmektedir. Bunun sebeplerini üç başlık altında inceleyebiliriz: 1. Üretici güçler alanında yaşanılan gelişmeler: Ulaşım ve iletişim sektörlerinde meydana gelen değişmeler ve yenilikler, bu sektörlerdeki maliyetleri oldukça düşürmüştür. Özellikle bilgisayar sistemlerinin üretimde kullanılmaya başlanması, üretim süreçlerinin farklı aşamalarının dünyanın farklı bölgelerinde eşgüdüm içerisinde gerçekleştirilebilmesini olanaklı hâle getirmiştir.

6 KÜRESELLEŞME 2. Üretici sermayenin uluslararası bir boyut kazanması:
Çok uluslu şirketler dünya çapında üretim yapmaya ve yatırımlarını dünyanın çeşitli bölgelerine kaydırmaya başlamışlardır. Ulus üstü şirketlerin yatırımlarının kıtalara yayılması, kimi çokuluslu şirketlerin üretim faaliyetlerinin dünya çapında taşeronlaşması gibi olgular, dünyada yeni bir ekonominin ortaya çıktığını göstermektedir. Sermaye artık ulusal sınırları aşmış durumdadır.

7 KÜRESELLEŞME 3. Neo-liberal stratejiler:
Bu stratejiler, sermayenin ihtiyaçlarını karşılama odaklı ekonomi politikalarının tümüdür. Yani:

8 KÜRESELLEŞME Maksimum kâr amacı güden sermaye sahipleri, bunu elde edebilmek için kendilerine en elverişli olan yerlerde mamullerini üretebilmek, hammadde kaynaklarına doğrudan sahip olabilmek, düşük vergi ve ucuz işgücünün bulunduğu ülkelerde yatırımlar yapabilmek istemektedirler. İşte bu isteklerinin gerçekleşmesi, neo-liberal politikalarla mümkün olmaktadır.

9 KÜRESELLEŞME Küreselleşme ile birlikte devletler yeniden yapılanmaya ya da küresel güçlerin etkisiyle yeniden yapılandırılmaya başlanmışlardır. Örneğin, özelleştirme ve serbestleştirme yollarıyla dünyanın her yeri sermaye için bir pazar hâline getirilmiş; yerel yönetimlere doğrudan küresel pazarla ilişki kurabilme imkânları sağlanmış; ulus devletlerin ulusal pazar, ulusal sermaye ya da ulusal emeğe ilişkin ekonomik işlevleri belirleme ve düzenleme güçleri en az seviyeye indirilmiştir.

10 KÜRESELLEŞME FAKAT, Sermaye akışında tam bir serbestlik sağlanırken, emek akışı yasaklanmış; sadece, dünyanın her tarafından talep edilmekte olduğu için,“vasıflı iş gücü”nün akışı serbest bırakılmıştır. Bu durum da ulus devletlerin vasıfsız işçilerin ve ulus üstü olamayan küçük yerli sermayenin devletleri olmasını sonuç vermiştir. Durum 1 – ulus devletler vasıfsız işçi merkezleri oldular.

11 KÜRESELLEŞME SONUÇTA: Sermaye artık ulus devletlere ihtiyaç duymamaktadır, hatta ulus devletlerin eylemlerini kontrol edebilmekte ve yönlendirebilmektedir. Devletler sermayenin artan gücüne boyun eğmek zorunda kalmaktadırlar ve çoğu defalar izledikleri politikalarda sermaye yanlısı kararlar almaktadırlar.

12 DEVLETİN DÖNÜŞÜMÜ VE YENİ DÖNEM KAMU YÖNETİMİ ANLAYIŞI
Küreselleşme süreci, küresel ekonomiye uyumlu hâle gelebilmeleri için ulus devletleri hukuki ve idari yönlerden yeni yapılanmalara gitmek zorunda bırakmaktadır. Süreç, devletleri çeşitli şekillerde değiştirmekte ve dönüştürmektedir: A.) Günümüz küresel ekonomi dünyası, ulus devletlerin büyümeleri ve ilerlemeleri için bazı küresel aktörlerle birlikte çalışmalarını şart koşmaktadır. Bu aktörlerden bazıları şunlardır: çok uluslu şirketler, uluslararası finans piyasaları, kredi derecelendirme kuruluşları, Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Ticaret Örgütü.

13 DEVLETİN DÖNÜŞÜMÜ VE YENİ DÖNEM KAMU YÖNETİMİ ANLAYIŞI
B.) Devletler siyasal ve yönetsel olarak “küçülme” ve “özelleştirme” politikalarını tercih etmek zorunda kalmaya başlamışlardır. C.) “daha az devlet, daha fazla piyasa” vurgusu ön plâna çıkmıştır: kamu hizmetlerinin görülmesinde piyasa mantığı esas alınmaya başlanmıştır. Bu durumlar Kamu Yönetimini de etkilemiştir: artık kamu personel rejimlerinde değişikler olmaktadır, işletmeci mantığı kamu yönetiminde esas alınmakta ve kamu istihdamında sözleşmeli personeller tercih edilmektedir. Durum 2: daha az devlet, daha fazla piyasa

14 KÜRESELLEŞME VE KAMU POLİTİKALARINDA YAŞANAN DEĞİŞİM
Küreselleşme öncesi kamu politikalarında istihdam önemli konu başlıklarından biri olmaktaydı Büyük Bunalımı sonrası etkili olan Keynesçi politikalar tarafından enflasyonu gidermek ve işsizliği önlemek makro istikrarın sağlanabilmesi için gerekli olan iki hedef olarak belirlenmişti. Büyümenin tamamlayıcısı olarak istihdam artışı görülmekteydi.

15 KÜRESELLEŞME VE KAMU POLİTİKALARINDA YAŞANAN DEĞİŞİM
Günümüz küresel ekonomi düzeninde ise istikrar fiyat istikrarı olarak anlaşılmaktadır. Devletlerin, iç fiyat istikrarını sağlayabilmeleri ve döviz kurlarını kayıplara yol açmayacak seviyelerde tutabilmeleri mali sermayenin güvenliği için şart kabul edilmektedir. Bu durum, devleti yönetenlerin işsizliği giderebilme ve istihdama katkıda bulunabilme adına uygulayabilecekleri politikaların sınırlı olmasını beraberinde getirmektedir. Durum 3: istihdama katkı politikaları sınırlı

16 İSTİHDAM SORUNU VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI
Tanım: Verimli bir işte çalışan ya da çalışabilecek durumda olup iş arayan on beş yaş üstü insanları işgücü diye tanımlamaktayız. Uluslararası Çalışma Örgütünün verilerine göre dünya işgücü günümüzde 3,2 milyar civarındadır. Bu işgücünün en yoğun olduğu ülkeler ise Türkiye’nin de içinde bulunduğu orta gelir düzeyindeki gelişmekte olan ülkelerdir.

17 İSTİHDAM SORUNU VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI
Günümüzde ülkeler arası üretken kaynakların yani, emek-sermaye ve eğitimin dağılımı asimetriktir. Sermaye ve vasıflı işgücü gelişmiş ülkelerde yoğunlaşmıştır, vasıfsız işgücü ise gelişmekte olan ülkelerde yoğun olarak bulunmaktadır. Küreselleşme penceresinden bakıldığında ise şu sonuca ulaşılabilmektedir: bir ülke yoksulluğu ile doğru orantılı olacak şekilde vasıfsız işgücü arzına sahiptir, yoksulluğu ile ters orantılı olacak şekilde de sermayeye ve vasıflı işgücüne sahiptir.

18 İSTİHDAM SORUNU VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI
İstihdam sorunu giderek artan bir düzeyde ülkelerin gündemine girmeye başlamıştır. Avrupa Birliği ülkelerinde bile istihdam ve sosyal politika konuları sürekli olarak çözüm aranan konuların başında gelmektedir. Her ne kadar Almanya, BeNeLux ülkeleri ya da Danimarka işsizlik oranlarını belirli seviyelerde tutabilmiş olsalar da (yani AB ortalamasının altında), AB’nin genel anlamda işsizlik oranı %7 ile %9 arasında değişmektedir. Hatta İspanya için bu oran 2010 yılı itibariyle %20,3’tür, Türkiye için ise yine 2010 yılı itibariyle %10,8’dir.

19 İSTİHDAM SORUNU VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI – Avrupa Birliği
Avrupa Birliği’nde istihdam ve işsizliğin ortak sorunlar hâline gelmesi üzerine Kasım tarihlerinde Lüksemburg’da gerçekleştirilen İstihdam Zirvesi ile Avrupa İstihdam Stratejisi (AİS) belirlenmiş; üye devletlerin istihdam politikalarını belirlemede neleri öncelikli olarak göz önünde bulundurmaları gerektiği tespit edilmiştir. Avrupa İstihdam Stratejisinin dört önemli unsuru:

20 İSTİHDAM SORUNU VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI – Avrupa Birliği
1. Girişimcilik özendirilmelidir: Avrupa Yatırım Bankası tarafından sağlanan imkânlarla üye devletlerin iş kurmayı kolaylaştırıcı düzenlemeleri bir arada olmalı, istikrarlı ve önceden bilinebilen kurallar konularak piyasalar güvence altına alınmalıdır. Küçük işletmecilik teşvik edilmelidir. 2. İstihdam arttırılmalıdır: Özellikle uzun sürelerdir işsiz olan kişiler ve genç işsizler istihdam edilmeli; işsiz gençlere işsizlikte altı ayları dolmadan önce eğitim verilmeli ya da staj imkânları sağlanmalı, okuldan işe geçiş kolaylaştırılmalı, çıraklık eğitimi geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.

21 İSTİHDAM SORUNU VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI – Avrupa Birliği
3. Aktif işgücü piyasası politikaları uygulanmalı ve uyum kapasitesi arttırılmalıdır: Teknolojik gelişmelerin üretim süreçlerine girmesi iş organizasyonlarının da modernize edilmesini gerektirmiştir. Bu kapsamda işgücünün bu teknolojilere uyum sağlaması için gerekli koşullar sağlanmalı, ömür boyu eğitim plânları çerçevesinde istihdam içi eğitimler arttırılmalı, esnek çalışma düzenlemeleri yapılmalı ve çalışma saatleri kısaltılarak yarı zamanlı çalışma yaygın bir hâle getirilmelidir.

22 İSTİHDAM SORUNU VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI – Avrupa Birliği
4. Fırsat eşitliği sağlanmalıdır: Kadın istihdamı da erkek istihdamı gibi yüksek oranlarda olmalı, bunun için gerekli düzenlemeler yapılmalı; engellilerin çalışma hayatına uyum sağlamaları kolaylaştırılmalıdır. Avrupa İstihdam Stratejisinin 2010 yılı güncellemeleri: Bilgiye ve yeniliklere dayalı, sürdürülebilir ve işgücü piyasası katılımını arttırabilen bir büyüme sağlanmalıdır; işgücü yeni becerilerle donatılmalıdır; ar-ge ve teknolojiye daha fazla kaynak ayrılmalıdır, yoksulluk azaltılmalıdır ve yaş arası nüfusun dörtte üçü istihdam edilmelidir.

23 İSTİHDAM SORUNU VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI – Türkiye
Giriş: Küreselleşme sonucu gelişmiş ülkeler teknoloji konularına daha çok yatırım yaparak ön plâna çıkmışlar, gelişmekte olan ülkeler ise emek yoğun üretim süreçlerini tercih etmek zorunda kalmışlardır. Bu durum, gelişmiş ülkelerin maddi güçlerini ve refah seviyelerini arttırırken, gelişmekte olan ülkelerde kısıtlı bir istihdam artışı ve ekonomik büyümeye sebep olmuştur. Türkiye’de bunlardan biridir ve emek yoğun üretim modelleri Türkiye’de daha yoğun olarak görülmektedir.

24 İSTİHDAM SORUNU VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI – Türkiye
Güçlü bir teknolojik üstünlüğü olmayan ve sermaye yapısı gelişmiş ülkelere göre daha kısıtlı, nüfus artış hızı yüksek olan Türkiye’de devlet, istihdam sorununu çözmek için sürekli yeni politikalar üretmeye çalışmaktadır: 1. Hâlen en büyük işveren olma konumunda bulunan devlet, küreselleşmenin de baskısıyla artık bu rolünü daha fazla devam ettiremeyeceğinin farkındadır:

25 İSTİHDAM SORUNU VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI – Türkiye
Kamu Sektörü İstihdamına İlişkin Veriler, 2012 III. Dönem itibariyle: kişi kamu tarafından istihdam edilmektedir. Bunun, ’sı kadrolu; ’u sözleşmeli; ’ü işçi (sürekli); 32.416’sı işçi (geçici); 21.368’i geçici personel; ’i diğer personeldir. (Oldukça yüksek bir istihdam düzeyi.)

26 İSTİHDAM SORUNU VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI – Türkiye
2.Artık devlet, “istihdam etmekten” ziyade, “istihdam alanları” oluşturmaya çalışmaktadır:

27 İSTİHDAM SORUNU VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI – Türkiye
Yeni dönemle değişen ve dönüşen kamu yönetimi yapısı, istihdam etmekte olduğu çalışanlarla ilgili olarak personel rejimlerinde yenilikler ve atılımlar yapmaya çalışmakla beraber, “istihdam edilme” sıkıntısı yaşayan bireylerin de ekonomik hayata katılımlarını sağlamaya yönelik çareler ve politikalar aramaktadır. Bu arayışın önemli bir çözüm yolu da, bizzat devletin dönüşümünün ortaya çıkarttığı iş alanlarının, çeşitli aracı işletmeleri kullanmak suretiyle bireylerin istihdamı için değerlendirilmesidir. Bu aracı işletmelere “alt işveren” denmektedir.

28 ALT İŞVERENLİK (TAŞERONLUK)
İş Kanunu’na göre: Alt işverenlik: Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Yani:

29 ALT İŞVERENLİK (TAŞERONLUK)
İşverenlerin, işyerlerindeki mal üretimini ve hizmet sunumunu, kendi işçileriyle değil, başka işverenlerin işçileri aracılığıyla gerçekleştirmeleridir.

30 İSTİHDAM SORUNU VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI – Türkiye
Yapılan düzenlemelerle, devlete ait olan ve doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan yükleme, boşaltma, temizlik, yemek hizmetleri, odacılık ve çay hizmetleri, personel taşıma, güvenlik, teknik bakım gibi işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde, alt işverenlerden hizmet alımı yolu tercih edilmeye başlanmıştır.

31 İSTİHDAM SORUNU VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI – Türkiye
Son yıllarda birçok kamu kurumunda daha önce memurların yaptığı işler artık taşeron firmaların (yani alt işverenlerin) elemanları eliyle yürütülmektedir. Özellikle hastanelerde geçmiş yıllarda memurlar tarafından yapılan evrak kaydı ve sekreterlik gibi birçok hizmeti taşeron firmaların elemanları sunmaktadır. Havaalanları, bakanlıklar ve belediyeler de hizmet alımına yoğun ilgi gösteren kurumlar arasında bulunmaktadırlar.

32 İSTİHDAM SORUNU VE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI – Türkiye
Örnek: Sağlık Bakanlığı Personel Sayısındaki Değişim Personel Sayısı Kadrolu Hizmet Alımı Toplam Son 10 yılda hizmet alımı ile görevlendirilen personel sayısı: ’dir. 2002’den itibaren sayı yaklaşık 11 kat artış göstermiştir.

33 sonuçlar Önce durumlarımızı bir hatırlayalım:
Durum 1 – ulus devletler vasıfsız işçi merkezleri oldular. Durum 2: daha az devlet, daha fazla piyasa. Durum 3: istihdama katkı politikaları sınırlı. Gelinen süreçte alt işverenlik uygulamaları bir tercih olmakla birlikte aynı zamanda bir sonuçtur. Hizmet alımı yoluyla personel istihdamının artarak devamı kaçınılmaz bir durum olarak gözükmektedir.

34 Değerlendirmelerim: 1. Alt işverenlik, katkıları olduğu kadar istihdam edilen bireyler açısından oldukça olumsuz sonuçları da olan bir istihdam türüdür. Kanunda belirtilen sınırlamalar dahilinde kurulabilen bir iş ilişkisi olan alt işverenliğin, giderek bu sınırlarını aşacağı ve tüm hizmet kollarını kapsayacağı düşüncesi, kamu personeli arasında yaygın bir korku hâline gelmiştir. 2. kamuoyunda sıkça duyulan taşeronda çalışanların sorunları toplumda taşeronlaşmaya bakışı olumsuz olarak etkilemiştir, ki bu bakış hiç de haksız değildir.

35 Değerlendirmelerim: 3. Devletin, alt işverenlik (ya da taşeronluk) konularında acil tedbirler alması, çalışanların haklarının kaybına engel olması, konunun sınırlarını belirginleştirmesi, istihdam politikalarında katma değer üreten sektörlerin teşvik edilmesi ile yeni istihdam alanları oluşturmaya çalışması şarttır. -son-

36 Dinlediğiniz için Çok teşekkürler… -orhanırk-


"SİYASİ İLİMLER TÜRK DERNEĞİ X. LİSANSÜSTÜ KONFERANSI" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları