Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

5520 SAYILI KURUMLAR VERGİSİ KANUNU

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "5520 SAYILI KURUMLAR VERGİSİ KANUNU"— Sunum transkripti:

1 5520 SAYILI KURUMLAR VERGİSİ KANUNU

2 İÇİNDEKİLER I.KISIM MÜKELLEFİYET II.KISIM
(1-5. Maddeler) I.BÖLÜM :KONU VE MÜKELLEFLER (1-3. Maddeler) II.BÖLÜM :MUAFİYET VE İSTİSNALAR (4-5. Maddeler) II.KISIM TAM MÜKELLEFİYET ESASINDA VERİNİN TARHI VE ÖDENMESİ (6-21. Maddeler) I.BÖLÜM :MATRAHIN TAYİNİ (6-13. Maddeler) II.BÖLÜM :BEYAN ( Maddeler) III.BÖLÜM :VERGİNİN TARHI (16. Madde) IV.BÖLÜM :TASFİYE BİRLEŞME DEVİR BÖLÜNME VE HİSSE DEĞİŞİMİ ( Maddeler) V.BÖLÜM :VERGİNİN ÖDENMESİ (21. Madde) III.KISIM DAR MÜKELLEFİYET ESASINDA VERGİNİN TARHI VE ÖDENMESİ I.BÖLÜM :MATRAHIN TAYİNİ ( Maddeler) II.BÖLÜM :BEYAN ( Maddeler) III.BÖLÜM :ÖZEL BEYAN ( Maddeler) IV.BÖLÜM :VERGİNİN TARHI VE ÖDENMESİ ( Maddeler) V.BÖLÜM :VERGİ KESİNTİSİ VE MUHTASAR BEYANNAME ( Maddeler) IV.KISIM ORTAK HÜKÜMLER VE GEÇİCİ MADDELER ( ve Geçici Maddeler)

3 KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNDA DİKKAT ÇEKEN YENİLİKLER
I-SİSTEMATİK DEĞİŞİKLİKLER II-DEĞİŞTİRİLEN HÜKÜMLER III-YENİ GETİRİLEN HÜKÜMLER

4 I – SİSTEMATİK DEĞİŞİKLİKLER
Yeni Kanunda tam ve dar mükellef kurumların vergilendirilmesi ayrı kısımlarda düzenlenmiştir. Yeni Kanunda Gelir Vergisi Kanunu’na yapılan atıflar azaltılmıştır. Üzerinden tevkifat yapılması gereken tam ve dar mükellef kurum kazançları Yeni Kanunda tam ve dar mükellef kurumlar itibariyle ayrı maddelerde düzenlenmiştir. (Md. 15 ve 30) Kanunun yazımında yeni bir kodifikasyon benimsenmiştir. Madde numaraları, fıkralar, bentler ve alt bentler daha anlaşılır şekilde kodlanmıştır. Bentler sıralanırken birbirleriyle ilgili hususları düzenleyenler birbirini takip edecek şekilde yerleştirilmiştir. Kanun dilinin mümkün olduğu kadar sade ve anlaşılır olmasına ve yaşayan Türkçe kelimelerin kullanılmasına özen gösterilmiştir. Yeni Kanun, Anayasal açıdan “vergileme ile ilgili esaslar ancak kanun ile düzenlenebilir” ilkesine uygun olarak Maliye Bakanlığı’na esasları belirleme yetkisi vermemiş, Bakanlığın yetkisini usulleri belirlemekle sınırlandırmıştır.

5 II – DEĞİŞTİRİLEN HÜKÜMLER
Kurumlar vergisi ve geçici vergi oranı %20’ye düşürülmüştür. Bunun dışında ilgili kanunda aşağıdaki hükümlerde önemli ölçüde değişiklikler yapılmıştır: • Örtülü Sermaye ve Örtülü kazanç dağıtımı, • İstisna ve muafiyetler, • Yurtdışı iştirak kazançları istisnası, • İştirak hissesi ve gayrimenkul satışlarında istisna, • Rüçhan hakkı satış istisnası, • Tasfiye, • Bölünme, • Hisse değişimi, • Yurtdışında ödenen gelir vergisinin mahsubu • Temettüye kaynak teşkil eden kazanç üzerinden ödenen vergilerin mahsubu, • Mahsup edilemeyen tutarın 3 yıl ileriye doğru taşınması, • Geçici vergi dönemlerinde de mahsup yapılabilmesi,

6 A-Kurumlar Vergisi Oranı (Md-32):
Kurumlar Vergisi Oranı %20’ye indirilmiştir. Geçici vergi oranı olarak cari yılın Kurumlar vergisi oranı uygulanacaktır. Bakanlar Kurulu geçici vergi oranını 5 puana kadar indirmeye veya tekrar kanuni seviyesine kadar getirmeye yetkilidir.

7 A-Kurumlar Vergisi Oranı (Md-32):
Kendilerine özel hesap dönemi tayin edilen kurumların 2006 takvim yılı içinde biten hesap dönemlerine ait kazançların vergilendirilmesinde; 1/1/2006 tarihinden önceki aylara % 30, sonraki aylara ise % 20 oranının aritmetik ortalaması dikkate alınarak hesaplanan oran uygulanacaktır. (Geçici Md. 1/6) Bu hesaplamada, oran kesirleri dikkate alınmayacaktır. Kanun’un 30/3 maddesinde kar dağıtım sırasında uygulanacak tevkifat oranı %10’dan %15’e çıkarılmaktadır.

8 B-Örtülü Sermaye (Md-12):
Örtülü sermaye konusu kanunun 12.maddesinde yeniden düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre, ortaklar ve ortakların ilişkili olduğu kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak alınan borçların ilgili mali yıl içinde herhangi bir tarihte özsermayenin üç katını aşan kısmı örtülü sermaye sayılmaktadır.

9 B-Örtülü Sermaye (Md-12):
Dolayısıyla yeni örtülü sermaye uygulamasında ilişkili kişilerden alınan borcun örtülü sermaye sayılması için borç miktarının özsermayeye oranının üç olması şartı getirilmiştir. Örtülü sermaye kıyaslamasında, sadece ilişkili şirketlere finansman temin eden kredi kurumları hariç ilişkili banka veya benzeri kuruluşlardan alınan borçların yarısı dikkate alınacaktır. Diğer bir deyişle bu nitelikteki borçlar, özsermayenin 6 katına ulaşana kadar örtülü sermaye sayılmayacaktır.

10 B-Örtülü Sermaye (Md-12):
Ancak bu kuruluşlardan alınan borçların yarısının özsermayenin 3 katını aşan kısmı örtülü sermaye olarak tanımlanacaktır. İlişkili kişiler kapsamına ortaklar ve sermaye, oy veya kar payı hakları açısından %10 veya daha fazla payı olan ortakların ilişkili olduğu kişiler girmektedir.

11 B-Örtülü Sermaye (Md-12):
Ortakla ilişkili kişiler; - Ortağın doğrudan veya dolaylı olarak en az %10 oranında ortağı olduğu veya en az %10 oranında oy veya kar payı hakkına ya da hisselerine sahip olduğu bir kurum veya, - Doğrudan ya da dolaylı olarak, ortağın veya ortakla ilişkili bir kurumun sermayesinin, oy veya kar payı hakkına sahip hisselerinin en az %10’unu elinde bulunduran bir gerçek kişi veya kurum şeklinde tanımlanmaktadır.

12 B-Örtülü Sermaye (Md-12):
Ancak kurumların İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören hisselerinin edinilmesi durumunda, söz konusu hisse senetleri nedeniyle ortak veya ortakla ilşkili kişi sayılanlardan temin edilen borçlanmalarda en az %10 ortaklık payının aranacağı belirtilmiştir. Özsermaye, kurumun dönem başındaki özsermayesidir. Özsermaye özkaynaklar toplamını ifade etmektedir.

13 B-Örtülü Sermaye (Md-12):
Örtülü sermaye ile ilgili oranlar, borç veren ortaklar veya ortakların ilişkili olduğu kişiler için topluca dikkate alınacaktır. Ödenen veya hesaplanan faizler dışında örtülü sermaye olarak kabul edilen borçlar üzerinden hesaplanan kur farkları ve benzeri giderler de kurumlar vergisi matrahından indirilemeyecektir.

14 B-Örtülü Sermaye (Md-12):
İlgili madde metninde ayrıca örtülü sermaye sayılmayacak borçlanmalar da sayılmış olup, bunlar; - Ortakların veya ortakların ilişkili bulunduğu kişilerin sağladığı gayrinakdi teminatlar karşılığında üçüncü kişilerden yapılan borçlanmalar, - İlişkili kişilerin, banka ve diğer finans kurumlarından veya sermaye piyasalarından temin ederek aynı koşullarla kısmen veya tamamen kullandırdığı borçlanmalardır.

15 B-Örtülü Sermaye (Md-12):
5411 sayılı Bankacılık Kanununa göre faaliyette bulunan bankalar tarafından yapılan borçlanmalar. sayılı Finansal Kiralama Kanunu kapsamında faaliyet gösteren finansal kiralama şirketleri, 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında faaliyet gösteren finansman ve faktoring şirketleri ile ipotek finansman kuruluşlarının bu faaliyetleriyle ilgili olarak ortak veya ortakla ilişkili kişi sayılan bankalardan yaptıkları borçlanmalar.

16 B-Örtülü Sermaye (Md-12):
Örtülü sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler, gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında borçlu kurum açısından dağıtılan, alacaklı olan ilişkili kişi açısından elde edilen ve dar mükellefiyette ana merkeze aktarılan kar payı olarak kabul edilmiştir. Mükerrer vergilemeyi (ekonomik çifte vergilendirme) önlemek için faiz veya kur farkı geliri elde eden ilişkili kişi nezdinde daha önce yapılan vergilendirme işlemi buna göre düzeltilecektir.

17 B-Örtülü Sermaye (Md-12):
Örtülü sermaye dağıttığı tespit edilen kurumda hem kapsama giren faiz ve kur farkları için hem de kar dağıtım stopajı için cezalı tarhiyat yapılacaktır. Borç veren ilişkili şirkette düzeltme yapılabilmesi için örtülü sermaye kullanan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şartı aranmaktadır.

18 B-Örtülü Sermaye (Md-12):
Örtülü sermaye ile ilgili getirilen yeni düzenleme ile ilgili diğer hususlar aşağıdaki gibidir: -Borcun devamlı veya uzun süreli kullanılması şartı kaldırılmıştır. -Yalnızca özsermayenin üç katını aşan borç kısmı örtülü sermaye sayılacaktır. - Maddede kullanılan ifadeler objektif ölçülere göre tanımlanarak belirsizlikler ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır.

19 B-Örtülü Sermaye (Md-12):
- Örtülü sermaye açısından borcun devamlı veya uzun süreli kullanımı şartı kaldırıldığı için grup şirketleri arasında ticari teamüllere uygun olarak yapılan vadeli mal ve hizmet alım ve satımlarında sorun çıkmaması için Maliye Bakanlığı’nın çıkaracağı bir tebliğ ile konuyu açıklığa kavuşturması ve bu tür işlemlerde örtülü sermaye hükümlerinin uygulanmayacağını açıklaması yararlı olacaktır. Aksi takdirde, özellikle ayrı bir pazarlama ve satış şirketi olan gruplarda pazarlama şirketlerine yapılacak yüksek tutardaki vadeli satışlarda denetim elemanları tarafından vade farklarının, örtülü sermaye üzerinden ödenen faiz benzeri bir gider olarak değerlendirmesi riski olabileceğini ve bunun da ticari hayatı olumsuz etkileyebileceğini belirtmek gerekir.

20 B-Örtülü Sermaye (Md-12):
Yeni Kanun’da örtülü sermaye ile ilgili hükümler 1/1/2006 tarihinden sonraya sarkan ödünç işlemlerine de uygulanmak ve 1/1/2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girecektir.

21 C-Örtülü Kazanç (Md-13):
Örtülü kazanç dağıtımı hükmü önemli ölçüde değiştirilmiş olup, transfer fiyatlandırması konusundaki OECD rehberi esas alınmıştır. İlişkili kişiler ile emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım veya satımında bulunulması halinde kazanç kısmen veya tamamen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılarak vergi matrahından indirimine müsaade edilmemiştir. Mal veya hizmet alım veya satımı çok geniş anlamda kullanılmış ve ilişkili kişiler arasındaki her türlü iktisadi, ticari veya finansal işlemler ile istihdam ilişkisi bu kapsama dahil edilmiştir.

22 C-Örtülü Kazanç (Md-13):
Kanun metninde ilişkili kişi; - Kurumların kendi ortakları, ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek veya tüzel kişiler ve, - Kurumun idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzel kişileri ifade etmektedir. Kanun metninde ayrıca ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil kan ve sıhri hısımları da ilişkili kişi sayılmaktadır.

23 C-Örtülü Kazanç (Md-13):
Bakanlar Kurulu tarafından tespit edilerek zararlı vergi rekabetine yol açtığı kabul edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişiler ile yapılan tüm işlemler ilişkili kişilerle yapılmış sayılmaktadır. Emsallere uygunluk ilkesi, ilişkili kişiler ile yapılan mal veya hizmet alım veya satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişki olmasaydı oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade etmektedir. Kurumlar, ilişkili kişiler ile yaptığı işlemlerde uygulayacakları emsaline uygun fiyat veya bedelleri kanunda belirtilen yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanını kullanarak tespit edeceklerdir.

24 C-Örtülü Kazanç (Md-13):
Kanunda öngörülen yöntemler OECD transfer fiyatlandırması rehberinde belirtilen geleneksel işlem yöntemleridir. Bunlar; - Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi: Bir kurumun uygulayacağı emsallere uygun satış fiyatının karşılaştırılabilir mal veya hizmet alım veya satımında bulunan ve aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilerin birbirleriyle yaptıkları işlemlerde uygulanan piyasa fiyatı ile karşılaştırılarak tespit edilmesini ifade etmektedir.

25 C-Örtülü Kazanç (Md-13):
Maliyet artı yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, ilgili mal veya hizmet maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle hesaplanmasını ifade eder. - Yeniden satış fiyatı yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, işlem konusu mal veya hizmetlerin aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilere yeniden satılması halinde uygulanacak fiyattan, uygun bir brüt satış kârı düşülerek hesaplanmasını ifade eder.

26 C-Örtülü Kazanç (Md-13):
Kanunda sayılan yöntemlerden hiç birisi söz konusu işlemde emsale uygun bedelin tespitine imkan vermiyorsa kurum kendi belirleyeceği yöntemi uygulayabilecektir. Yöntemler arasında öncelik sıralaması yoktur, belli bir işlem için en uygun yöntem hangisi ise o yöntem kullanılacaktır.

27 C-Örtülü Kazanç (Md-13):
Yeni uygulama ile belgelendirme önem kazanmaktadır. Maliye Bakanlığı ile transfer fiyatlandırması konusunda mükellefin talep etmesi halinde ön anlaşma yapılması imkanı getirilmektedir. Şartlar değişmediği sürece anlaşma üç yıla kadar yürürlükte kalacaktır. Yapılan anlaşma hem vergi idaresi hem de mükellef açısından bağlayıcı olacak ve belirlilik sağlayacaktır.

28 C-Örtülü Kazanç (Md-13):
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazançlar kar payı dağıtımı olarak kabul edilecek ve karşı tarafta vergi ile ilgili gerekli düzeltme yapılacaktır. Düzeltme yapılması için örtülü kazanç dağıtan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması gerekir. Transfer fiyatlandırması konusu ile ilgili usullerin Bakanlar Kurulunca belirleneceği belirtilmiştir.

29 D-Yurtdışı iştirak kazancı istisnası (Md-5/1/b):
Kanunun 5/1/b maddesi ile yurtdışı iştirak kazançları istisnası önemli ölçüde değiştirilmiştir. Değişen madde metni ile istisnadan yararlanmak için yurtdışı iştirakteki minimum pay oranı %25’den %10’a düşürülmüştür. Ayrıca; - İştirak hissesini elde tutma süresi iki (2) yıldan bir (1) yıla indirilmiştir. - Yurtdışı iştirakin ilgili ülkede tabi olması gereken asgari vergi oranı %20’den %15’e düşürülmüştür.

30 D-Yurtdışı iştirak kazancı istisnası (Md-5/1/b):
- Yurtdışı iştirakin kazançlarının en az %75’inin ticari, zirai veya serbest meslek kazancı niteliğindeki kazançlardan oluşması şartı kaldırılmıştır. - Yurtdışı iştirakin esas faaliyet konusunun, finansal kiralama dahil finansman temini veya sigorta hizmetinin sunulması ya da menkul kıymet yatırımı olması durumunda istisnadan yararlanmak için yurtdışında en az Türkiye’de uygulanan kurumlar vergisi oranında vergiye tabi olma şartı getirilmiştir.

31 D-Yurtdışı iştirak kazancı istisnası (Md-5/1/b):
- Karın, kazancın elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye getirilmesi şartı ile yurtdışı iştirakin anonim veya limited şirket mahiyetinde olma şartı yeni kanunda da korunmuştur. - Yukarıda yer alan şartların gerçekleşmesi halinde yurtdışı iştiraklerden elde edilen kar payları kurumlar vergisinden istisna olacaktır.

32 D-Yurtdışı iştirak kazancı istisnası (Md-5/1/b):
Kazancın elde edildiği tarih itibariyle devamlı olarak en az bir yıl süre ile nakit varlıklar dışında kalan aktif toplamının %75 veya daha fazlasının kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim veya limited şirket niteliğindeki şirketlerin sermayesine en az % 10 oranında iştirakten oluşan tam mükellefiyete tabi anonim şirketlerin en az iki tam yıl süre ile elde tuttukları yurtdışı iştirak hisselerinin satışından doğan değer artış kazançları da vergiden istisna edilmektedir (Kanun Md: 5/1/c).

33 D-Yurtdışı iştirak kazancı istisnası (Md-5/1/b):
Yukarıdaki şartların sağlanması halinde vergiden istisna edilen hisse satış kazançları ile yukarıdaki paragrafta yer alan özellikleri taşıyan şirketlerin vergiden istisna şartlarını haiz temettü kazançlarının yabancı kurumlara dağıtılması halinde kar payları üzerinden uygulanacak olan stopaj oranı normal kar dağıtımında uygulanan stopaj oranının yarısını geçemeyecektir.

34 D-Yurtdışı iştirak kazancı istisnası (Md-5/1/b):
Yurtdışı inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerin yapılabilmesi için ilgili ülke mevzuatına göre şirket kurulması gereken durumlarda yukarıda belirtilen şartlar aranmaksızın iştirak kazançları istisnası uygulanacaktır.

35 E-İştirak Hissesi ve Gayrimenkul satış istisnası (Md: 5/1/e):
İstisnadan yararlanmak için karı sermayeye ilave etme şartı kaldırılmakta ve karın en az beş yıl süreyle özel bir fon hesabında tutulması şartı getirilmektedir. Kazancın %75’i istisnaya konu olabilmektedir. İstisna satışın yapıldığı dönemde uygulanmaktadır.

36 E-İştirak Hissesi ve Gayrimenkul satış istisnası (Md: 5/1/e):
İki yıl içinde satış bedeli tahsil edilmez veya ilgili kazanç özel fondan çekilir veya sermayeye ilave dışında başka bir hesaba aktarılırsa istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler için vergi ziyaı oluşmuş sayılmaktadır. Kanun maddesi ile kurucu senetleri ve intifa senetleri de istisna kapsamına alınmaktadır. Devir ve bölünme suretiyle devralınan taşınmazlar ve iştirak hisselerinin iki yıllık elde tutma süresinin hesabında devir olunan veya bölünen kurumda geçen süreler de dikkate alınmaktadır.

37 F-Muafiyetlerde (Md- 4) Ve İstisnalarda (Md-5) Yapılan Değişiklikler:
Yeni Kanunda istisna ve muafiyetlere ilişkin aşağıdaki hususlar dikkat çekmektedir: -Tüketim ve taşıma kooperatiflerinde muafiyet kaldırılmıştır. Rüçhan hakkı kupon satışından elde edilen kazançlarda istisna yeniden düzenlenerek sadece, iki yıl elde tutulan rüçhan hakkının satışından -iştirak ve gayrimenkul satış kazancı istisnası için getirilen şartlarla- elde edilen kazancın %75’i istisnaya konu edilebilecektir. -Portföyü Türkiye'de kurulu borsalarda işlem gören altın ve kıymetli madenlere dayalı yatırım fonları veya ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. -İştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderlerinin kurum kazancından indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

38 G-Tasfiye (Md–17): Kanun metninde tasfiyeden vazgeçilmesi halinde yapılacak işlemler düzenlenmektedir. Ayrıca tasfiye beyannamesinin verilme süresi 15 günden 30 güne çıkarılmakta ve tasfiyeye ilişkin hükümler bir araya toplanmaktadır.

39 H-Bölünme (Md-19): Getirilen yeni düzenleme ile kısmi bölünmede devredilen aktif kıymetlerle ilgili pasif kalemlerin de devri (Örneğin, Makine, Bina Taşıtlar vb. Maddi Duran Varlıklara ilişkin Birikmiş Amortismanlar, Alacaklar için ayrılmış olan Şüpheli Alacaklar Karşılıkları, Stoklar İçin ayrılmış stok değer düşüklüğü karşılığı, vb.) zorunlu hale getirilmekte ve kısmi bölünmede işletme bütünlüğüne vurgu yapılmaktadır.

40 H-Bölünme (Md-19): Bunun dışında iştirak hisseleri 2 tam yıl süre ile elde tutulması halinde kısmi bölünmeye konu edilebilmektedir. Ayrıca kısmi bölünmede devredilen varlıklara karşılık edinilen devralan şirket hisselerinin, devreden şirkette kalabileceği gibi doğrudan bu şirketin ortaklarına da verilebileceği ve taşınmazların ve iştirak hisselerin devrinde, devralan şirketin hisselerinin devreden şirketin ortaklarına verilmesi halinde, devredilen taşınmaz ve iştirak hisselerine ilişkin borçların da devredilmesi gerektiği öngörülmüştür.

41 H-Bölünme (Md-19): Kısmi bölünmede devralan şirketin bölünen kurumun borçları için sorumluluğu, devraldığı kıymetlerin emsal bedeli ile sınırlandırılmaktadır. Devir ve bölünme hallerinde beyanname verme süresi 15 günden 30 güne çıkarılmaktadır. Beyanname verme süresinin başlangıcı, devir veya bölünmenin Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği tarih olarak tespit edilmekte ve belirsizlik ortadan kaldırılmaktadır.

42 H-Bölünme (Md-19): Yapılan değişikliklerden biri de devir ve tam bölünme işlemlerindeki zarar mahsubudur (Madde 9). Buna göre devir işlemlerinde mahsup edilecek zarar miktarı devralınan kurumların devir tarihi itibariyle özsermaye tutarını geçemeyecektir. Ayrıca tam bölünme işlemlerinde de mahsup edilecek zarar miktarı bölünen kurumdaki öz sermayenin devralınan kısmını geçemeyecek ve devralınan kıymetle orantılı olacaktır.

43 H-Bölünme (Md-19): Devir ve tam bölünme hallerinde zarar mahsubu için ayrıca aşağıdaki şartlar aranacaktır: - Son 5 yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin kanunî süresinde verilmiş olması, - Devralınan kurumun faaliyetine devir veya bölünmenin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az 5 yıl süreyle devam edilmesi.

44 I-Hisse değişimi (Md-19/3/c):
Hisse değişiminde limited şirketlerin hisselerinin devralınması ile ilgili tereddüt ortadan kaldırılmış ve Limited Şirketlerinin de hisse değişimi yapabilmeleri sağlanmıştır.

45 J-Beyanname verme (Md.14/3) ve Ödeme (Md. 21) süresi:
Beyanname Verme Süresi: Yıllık kurumlar vergisi beyannamesi hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci gününe kadar verilebilecektir. Tahakkuk Eden Verginin Ödenmesi: Genel Olarak: Kurumlar vergisi, beyannamenin verildiği ayın sonuna kadar ödenir. Özel Durumlar: Tasfiye, Birleşme, Devir, Bölünme ve Hisse Değişimi gibi özel durumlarda ve tevkif edilen ve Muhtasar Beyanname ile Bildirilen Vergilerin Ödenme Süreleri beyanname verme süreleri olarak belirlenmiştir.

46 III– YENİ GETİRİLEN HÜKÜMLER
• Kontrol edilen yabancı şirket, • Vergi cennetleri ile mücadele, • Masraf dağıtımı, • Yurtdışında ödenen Vergilerin Mahsubu,

47 a- Kontrol edilen yabancı şirket (Md-7):
Yabancı ülkelerde kurulmuş olup, tam mükellef kurumların ve gerçek kişilerin doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin veya kar payının ya da oy kullanma hakkının en az %50 sine sahip olmak suretiyle kontrol ettikleri kurumlar, aşağıdaki koşulların birlikte sağlanması halinde kontrol edilen yabancı kurum sayılmaktadırlar:

48 a- Kontrol edilen yabancı şirket (Md-7):
Yabancı iştirakin gayri safi hasılatının %25 veya fazlasının pasif nitelikteki gelirlerden(faiz, kira,kar payı, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri vb.) oluşması (Md-7/1.a) , - Kontrol edilen yabancı kurumun, ticari bilanço karı üzerinden mahallinde %10’dan daha az oranda gelir üzerinden alınan vergiye tabi olması, - Kontrol edilen yabancı kurumun ilgili yıldaki gayrisafi hasılatının 100,000 YTL karşılığı yabancı parayı geçmesi,

49 a- Kontrol edilen yabancı şirket (Md-7):
Kontrol edilen yabancı kurumun kazancı dağıtılsın veya dağıtılmasın, hesap döneminin kapandığı ayı içeren hesap dönemi itibariyle, kontrol eden kurumların kurumlar vergisi matrahına hisseleri oranında dahil edilecektir. Kontrol oranı olarak, ilgili hesap dönemi içinde sahip olunan en yüksek oran dikkate alınmaktadır.

50 a- Kontrol edilen yabancı şirket (Md-7):
Kontrol edilen yabancı kurumların, bu maddeye göre daha önce Türkiye’de vergilenen kazançlarını sonradan dağıtmaları halinde bu kazançlar Türkiye’de vergiye tabi tutulmamaktadır. Dağıtılan kazancın daha önce Türkiye’de vergilenmemiş kısmı vergiye tabi olmaktadır. Kontrol edilen yabancı kurumun kazançları üzerinden ilgili yabancı ülkede ödediği vergiler aynı kazanç üzerinden Türkiye’de hesaplanan vergiye mahsup edilmektedir.

51 b- Vergi Cennetleri ile Mücadele (Md-30/7):
Vergi ve diğer uygulamalar açısından zararlı vergi rekabetine yol açtığı Bakanlar Kurulu tarafından ilan edilen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara (tam mükellef kurumların bu yerlerde bulunan Şubeleri dahil) yapılan her türlü ödeme üzerinden; -Bu ödemenin verginin konusuna girip girmediğine veya, -Ödeme yapılan kurumun mükellef olup olmadığına bakılmaksızın %30 oranında vergi kesintisi yapılması öngörülmektedir. Ancak;

52 b- Vergi Cennetleri ile Mücadele (Md-30/7):
i) Emsaline uygun fiyatlarla satın alınan mal ve iştirak hisseleri için yapılan ödemeler, emsaline uygun fiyatlarla deniz ve hava ulaştırma araçlarının kiralanması için yapılan ödemeler ile yapılan işin tamamlanabilmesi bakımından zorunluluk arz eden geçiş ücreti, liman ücreti gibi ödemeler üzerinden yapılacak kesinti oranını; her bir ödeme türü, faaliyet konusu ya da sektör itibarıyla ayrı ayrı belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya kanunî seviyesine kadar getirmeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır.

53 b- Vergi Cennetleri ile Mücadele (Md-30/7):
ii) Yurtdışındaki finans kuruluşlarından temin edilen borçlanmalara ilişkin ana para, faiz ve kâr payı ödemeleri ile sigorta ve reasürans ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılmayacağı belirtilmiştir. Bu şekilde kesintiye tabi tutulan kazançların kontrol edilen yabancı şirket kapsamında Türkiye’de vergilenmesi halinde, bu maddeye göre stopaj suretiyle kesilen verginin aynı kazanç üzerinden Türkiye’de ödenecek kurumlar vergisinden mahsubuna izin verilmektedir.

54 c- Masraf Dağıtımı (Md-22/3/b):
Dar mükellefiyette kurum kazancının tespitinde Ana merkezin veya Türkiye dışındaki şubelerin genel yönetim giderlerine veya zararlarına katılmak üzere ayrılan paylar indirilemez. Bununla birlikte Dar mükellefiyete tabi kurumların Türkiye’deki şubelerinin kazancı belirlenirken ana merkezdeki veya yurtdışındaki diğer grup şirketleri veya şubelerinde yapılan genel yönetim giderlerinden Türkiye’deki şubeye ayrılan paylar belli şartlara uyulması halinde kazançtan indirilebilmektedir. Bu şartlar: -Söz konusu paylar (giderler) Türkiye’de kazancın elde edilmesi ve idamesi ile ilgili olmalıdır. Emsallere uygunluk ilkesi uyarınca belirlenecek dağıtım anahtarları kullanılarak ayrılmış olmalıdır. Öte yandan, Türkiye’deki (Dar mükellef kurumun şubesi) kurumun denetimi için yurtdışından gelen yetkili kişilerin seyahat giderlerinin indirimi mümkündür.

55 d-Yurtdışında ödenen Vergilerin Mahsubu (Md-33):
Tam mükellef kurumların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesi veya oy hakkının % 25'ine sahip olduğu yurt dışı iştiraklerinin temettüye kaynak oluşturan kazançları üzerinden yurtdışında ödedikleri gelir veya kurumlar vergisinin mahsubuna imkan verilmiştir. Mahsup edilemeyen tutarın üç yıl süre ile ileriye doğru taşınması mümkün olup, mahsup işlemi geçici vergi dönemlerinde de yapılabilecektir. Yurtdışı iştirak satış kazançları istisnası ile ilgili şartların –özellikle iki yıl elde tutma şartının- çok uluslu şirketler tarafından bölgesel yatırımlar için holding merkezi olarak Türkiye’nin seçimine engel olacağı yönünde düşünceler ileri sürülmüştür. Ayrıca uluslararası vergi uygulamalarındaki gelişmeler ışığında grup şirketlerine belirli şartlarla konsolide vergi beyannamesi verme ve zararların sınırlı bir süre ile de olsa geriye yürütülmesi imkanı getirilmemesi yeni kanunun önemli eksiklikleri olarak ifade edilebilir.

56 IV– KALDIRILAN HÜKÜMLER
1. Yeni kanun ile yabancı kurumlara ücret ödemesi ile ilgili hüküm ve buna bağlı stopaj kaldırılmakta olup, uluslararası uygulamalara paralel olarak bu tip ödemeler hizmet ödemeleri içinde değerlendirilmektedir. 2. Rüçhan hakkı satışında daha önce şarta bağlı olmaksızın uygulanan istisna kaldırılarak rüçhan hakkı satışından doğan kazancın rüçhan hakkının iki yıl elde tutulması ve istisnaya ilişkin karın 5 yıl süre ile kurumda rezerv hesabında tutulması şartıyla %75’i için istisna getirilmektedir.

57 Ait ve Bağlı Olma Geri Dön Devlete, İl Özel İdarelerine, Belediyelere,
Diğer Kamu İdarelerine Ve Kuruluşlarına, ait olmak, sermaye açısından bağlı olmayı bağlı olmak, yönetim açısından bağlı olmayı ifade eder. Diğer bir ifadeyle iktisadi işletmenin tamamının yada yarısından fazlasının yukarıda sayılan kurumlara ait olması gerekir. İktisadi Kamu Kuruluşlarına Örnekler, Et ve Balık Kurumu, SEKA, Demir Çelik İşletmeleri, MKE, TKİ, TMO, TZDK, TCDD, PTT, DHMİ, ÇAYKUR, TEKEL, Geri Dön Derneğe veya Vakfa; ait olmak, işletme faaliyetinin vakıf veya dernek tarafından organize edilmesini, doğrudan doğruya vakıf veya dernek işletilmesini ifade eder bağlı olmak,. işletmenin idaresinde dernek veya vakfın yetkili olmasını ifade eder.

58 Kazanç ve İrat Kazanç : Yalnızca emekten veya emekle sermayenin birleşmesinden elde edilen hasılatı, İrat : Menkul ve gayrimenkul sermayeden elde edilen hasılatı ifade eder. Dön

59 Mükellef ve Vergi Sorumlusu
Vergi Usul Kanunu Mükellef ve Vergi Sorumlusu Madde 8 Mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüp eden gerçek veya tüzelkişidir. Vergi sorumlusu, verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişidir. Bu kanunun müteakip maddelerinde geçen "mükellef" tabiri vergi sorumlularına da şamildir. Geri Dön

60 Mevzu Gelirin Unsurları Geri Dön GVK Madde No 1
Gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tâbidir. Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır. GVK Madde No 2 Gelire giren kazanç ve iratlar şunlardır : 1. Ticarî kazançlar, 2. Ziraî kazançlar, 3. Ücretler, 4. Serbest meslek kazançları, 5. Gayrimenkul sermaye iratları, 6. Menkul sermaye iratları, 7. Diğer kazanç ve iratlar. Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, yukarıda yazılı kazanç ve iratlar gelirin tespitinde gerçek ve safi miktarları ile nazara alınır. Geri Dön

61 Kazanç Ve İradın Türkiye’de Elde Edilmesi
GVK Madde No 7 Dar mükellefiyete tabi kimseler bakımından kazanç ve iradın Türkiye'de elde edildiği aşağıdaki şartlara göre tayin olunur: 1. Ticari kazançlarda; kazanç sahibinin Türkiye'de işyerinin olması veya daimi temsilci bulundurması ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyle sağlanması (Bu şartları haiz olsalar dahi iş merkezi Türkiye'de bulunmayanlardan, ihraç edilmek üzere Türkiye'de satın aldıkları veya imal ettikleri malları Türkiye'de satmaksızın yabancı memleketlere gönderenlerin bu işlerden doğan kazançları Türkiye'de elde edilmiş sayılmaz. Türkiye'de satmaktan maksat, alıcı veya satıcının veya her ikisinin Türkiye'de olması veya satış aktinin Türkiye'de yapılmış olmasıdır. İş merkezinden maksat ise, iş bakımından muamelelerin bilfiil toplandığı ve idare edildiği merkezdir. 2. Zirai kazançlarda: Zirai faaliyetlerin Türkiye'de icra edilmesi; 3. Ücretlerde: a) Hizmetin Türkiye'de ifa edilmiş veya edilmekte olması veya Türkiye'de değerlendirilmesi; b) Türkiye'de kain müesseselerin idare meclisi başkan ve üyelerine, denetçilerine tasfiye memurlarına ait huzur hakkı, aidat, ikramiye ve benzerlerinin Türkiye'de değerlendirilmesi; 4. Serbest meslek kazançlarında: Serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye'de icra edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesi; 5. Gayrimenkul sermaye iratlarında: Gayrimenkulün Türkiye'de bulunması ve bu mahiyetteki mal ve hakların Türkiye'de kullanılması veya Türkiye'de değerlendirilmesi; 6. Menkul sermaye iratlarında: Sermayenin Türkiye'de yatırılmış olması; 7. Diğer kazanç ve iratlarda: Bu kazanç veya iratları doğuran işin veya muamelenin Türkiye'de ifa edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesi; Bu maddenin 3'üncü, 4'üncü, 5'inci ve 7'inci bentlerinde sözü edilen değerlendirmeden maksat, ödemenin Türkiye'de yapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmışsa, Türkiye'de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır. Geri Dön

62 DAİMİ TEMSİLCİ İşyeri ve Daimi Temsilci Madde No8
7'nci maddenin 1 numaralı bendinde yazılı iş yeri, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tayin olunur. Aynı maddede yazılı daimi temsilci, bir hizmet veya vekalet akdi ile temsil edilene bağlı olup, onun nam ve hesabına muayyen veya gayrimuayyen bir müddetle veya müteaddit ticari muameleler ifasına yetkili bulunan kimsedir. Aşağıda yazılı kimseler, başkaca şartlar aranmaksızın temsil edilenin daimi temsilcisi sayılırlar. 1. Ticari mümessiller, tüccar vekilleri ve memurları ile Ticaret Kanunu'nun hükümlerine göre acenta durumunda bulunanlar; 2. Temsil edilene ait reklam giderleri hariç olmak üzere, giderleri devamlı olarak kısmen veya tamamen temsil edilen tarafından ödenenler; 3. Mağaza veya depolarında temsil edilen hesabına konsinyasyon suretiyle satmak üzere devamlı olarak mal bulunduranlar. Bir kimsenin birkaç kişiyi aynı zamanda temsil etmesi, daimi temsilcilik vasfını değiştirmez. GERİ DÖN

63 İŞYERİ V.UK. Madde No 156 Ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyette iş yeri; mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınai, zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerdir. Geri Dön

64 İcra İflas Kanunu 206 ve 207. Maddeler
ADİ VE REHİNLİ ALACAKLARIN SIRASI: Madde 206 -  Alacakları rehinli olan alacaklıların satış tutarı üzerinde, gümrük resmi ve akar vergisi gibi Devlet tekliflerinden muayyen eşya ve akardan alınması lazım gelen resim ve vergi o akar veya eşya bedelinden istifa olunduktan sonra rüçhan hakları vardır. Bir alacak birden ziyade rehinle temin edilmiş ise satış tutarı borca mahsup edilirken her rehinin idare ve satış masrafı ve bu rehinlerden bir kısmı ile temin edilmiş başka alacaklar da varsa bunlar nazara alınıp aylaştırmada lazım gelen tenacübe riayet edilir. Alacakları taşınmaz rehniyle temin edilmiş olan alacaklıların sırası ve bu teminatın faiz ve eklentisine şümulü Kanunu Medeninin taşınmaz rehnine müteallik hükümlerine göre tayin olunur. Alacakları gemi ipoteği ile temin edilmiş olan alacaklılarla gemi alacaklıları hakkında Türk Ticaret Kanununun bu cihetlere ait hususi hükümleri tatbik olunur. Teminatlı olup da rehinle karşılanmamış olan veya teminatsız bulunan alacaklar masa mallarının satış tutarından, aşağıdaki sıra ile verilmek üzere kaydolunur: Birinci sıra: A) İşçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları, B) İşverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçları, C) İflasın açılmasından önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken aile hukukundan doğan her türlü nafaka alacakları. İkinci sıra: Velayet ve vesayet nedeniyle malları borçlunun idaresine bırakılan kimselerin bu ilişki nedeniyle doğmuş olan tüm alacakları; Ancak bu alacaklar, iflas, vesayet veya velayetin devam ettiği müddet yahut bunların bitmesini takip eden yıl içinde açılırsa imtiyazlı alacak olarak kabul olunur. Bir davanın veya takibin devam ettiği müddet esaba katılmaz. Üçüncü sıra: Özel kanunlarında imtiyazlı olduğu belirtilen alacaklar. Dördüncü sıra: İmtiyazlı olmayan diğer bütün alacaklar. Bir ve ikinci sıradaki müddetlerin hesaplanmasında aşağıdaki süreler hesaba katılmaz: 1. İflasın açılmasından önce mühlet de dahil olmak üzere geçirilen konkordato süresi. 2. İflasın ertelenmesi süresi. 3. Alacak hakkında açılmış olan davanın devam ettiği süre. 4. Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde, ölüm tarihinden tasfiye kararı verilmesine kadar geçen süre. SIRALAR ARASINDAKİ MÜNASEBET: Madde Her sıranın alacaklıları aralarında müsavi hakka maliktirler. Bir sıra evvelki alacaklılar alacaklarını tamamen almadıkça sonra gelen sıradakiler bir şey alamazlar. Geri Dön

65 İş Ortaklığı Şartları Ortaklardan en az biri KV mükellefi olmalıdır.
Ortaklık belirli bir işi sonuçlandırmak üzere yazılı sözleşmeyle kurulmalıdır. Ortaklığın konusu, belli bir iş olmalıdır. Belli işin belirli bir sürede bitirilmesi öngörülmelidir. Belli işin,yıllara sari inşaat, onarım, montaj ve teknik hizmetler işi olması gerekir. Ortaklık ile işveren arasında bir taahhüt (yüklenim) sözleşmesi olmalıdır. Ortaklık tarafları, işverene karşı taahhüt edilen işin tamamından sorumlu olmalıdır. İşin bitiminde kazanç paylaşılmalıdır. İş bitiminden ve mükellefiyet ödevlerinin tamamının yerine getirilmesinden sonra mükellefiyetin sona ermesi gerekir. Geri Dön


"5520 SAYILI KURUMLAR VERGİSİ KANUNU" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları