Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / 19. Yüzyılın Sonlarında Osmanlı Devleti

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / 19. Yüzyılın Sonlarında Osmanlı Devleti"— Sunum transkripti:

1 BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / 19. Yüzyılın Sonlarında Osmanlı Devleti

2 Osmanlı Devleti 17. yüzyıldan itibaren toprak kaybetmeye başlamıştır.
BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / 19. Yüzyılın Sonlarında Osmanlı Devleti Osmanlı Devleti 17. yüzyıldan itibaren toprak kaybetmeye başlamıştır. Ayrıca birçok savaşa girmiş ve savaşlardan yenilgiyle ayrılmıştır. Savaşlar ve ekonominin bozulması nedeniyle dış borç almıştır.

3 BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / 19. Yüzyılın Sonlarında Osmanlı Devleti
Sanayileşmeye başlayan Avrupa devletleri kalan Osmanlı topraklarını sömürge olarak kullanmak istemişlerdir.

4 BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / 19. Yüzyılın Sonlarında Osmanlı Devleti
Osmanlı Devleti’ndeki küçük işletmeler ve tezgahlar bu fabrikalarla mücadele edebilecek güçte değildi. Bunun için Osmanlı dış borç almaya başladı. Borçlar ödenemeyince de ülkeye Duyun-u Umumiye (Genel Borçlar İdaresi) kurulmuştur.

5 BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / 19. Yüzyılın Sonlarında Osmanlı Devleti
1789’da Fransız İhtilali’nin çıkmasıyla birlikte milliyetçilik akımı önem kazandı ve Osmanlı topraklarında yüzyıllardır huzur içinde yaşamış, Sırp, Bulgar, Rum ve Ermeni gibi uluslar Türkleri Avrupa’dan ve Anadolu’dan atmak için ayaklandılar. Selanik’teki barış ortamının bozulmasının nedeni 1789 Fransız İhtilalidir. Fransız İhtilali nedeniyle yayılan milliyetçilik akımı yüzünden Osmanlı’dan ayrılarak bağımsız olmak için isyanlar çıkarmışlardır.

6 Osmanlı Devleti’ni dağılmaktan kurtarmak için ortaya atılan fikirler
BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / 19. Yüzyılın Sonlarında Osmanlı Devleti Osmanlı Devleti’ni dağılmaktan kurtarmak için ortaya atılan fikirler Devletin içinde bulunduğu bu kötü durumdan kurtulabilmesi için Osmanlı aydınları bazı fikir akımlarını ortaya atmışlardır. Osmanlıcılık İslamcılık ( Ümmetçilik) Türkçülük (Turancılık) Batıcılık

7 Osmanlıcılık düşüncesi Sırpların milliyetçilik akımından
BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / 19. Yüzyılın Sonlarında Osmanlı Devleti OSMANLICILIK Osmanlıcılık, Osmanlı’nın çökmemesinin Osmanlı sınırları içinde yaşayanları dil, din, ırk ve mezhep ayrımı yapmaksızın, kanun önünde eşit görülmesine bağlayan düşünce akımıdır. Bu düşünceyi gerçekleştirmek için atılan ilk adım Tanzimat Fermanı’dır. Osmanlıcılık düşüncesi Sırpların milliyetçilik akımından etkilenerek isyan etmesiyle darbe almış, Yunanistan’ın bağımsız olması ile geçerliliğini kaybetmiştir.

8 Bu düşünce Arapların, I. Dünya Savaşı’nda
BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / 19. Yüzyılın Sonlarında Osmanlı Devleti İSLAMCILIK (Ümmetçilik) Osmanlıcılık düşünce akımının önemini kaybetmesi ve Osmanlı-Rus Savaşı’nın ardından önem kazanan İslamcılık, Osmanlı’nın kurtuluşunu tüm İslam aleminin halife etrafında toplamasına bağlamıştır. Bu düşünce Arapların, I. Dünya Savaşı’nda İngilizlerin yanında olmasıyla önemini yitirmiştir.

9 Türkçülük fikri, Osmanlı’nın I. Dünya Savaşı’nda yenilmesiyle
BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / 19. Yüzyılın Sonlarında Osmanlı Devleti TÜRKÇÜLÜK (Turancılık) Türkçülük ya da diğer adıyla Turancılık, Osmanlı’nın kurtuluşunu Osmanlı’nın asıl milleti olan Türkleri milliyetçilik akımından da yararlanarak tek bir bayrak altında toplamaya bağlayan düşünce akımıdır. Türkçülük; Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında etkili olmuştur. Türkçülük fikri, Osmanlı’nın I. Dünya Savaşı’nda yenilmesiyle önemini yitirmiştir.

10 Batıcılık fikri hiçbir zaman önemini yitirmediği gibi,
BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / 19. Yüzyılın Sonlarında Osmanlı Devleti BATICILIK Batıcılık fikri, Osmanlı’nın batıya ayak uydurarak kendini toparlayacağını ve eski refah seviyesine ulaşabileceğini savunmaktaydı. Ama bu fikir sahipleri kısa zaman sonra ikiye ayrıldı. Bu fikirlerin bir tanesi batının sadece tekniğinin, diğeri teknikle birlikte kültüründe alınmasını savunmaktaydı. Batıcılık fikri hiçbir zaman önemini yitirmediği gibi, bu fikrin bir kolu olan “sadece batı tekniğinin devlete alınması” düşüncesi Türkiye Cumhuriyeti’nin temel yapıtaşlarından birini oluşturmuştur.

11 Mustafa, 1881 yılında Selanik'te dünyaya geldi.
BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / Mustafa Kemal Atatürk’ün Doğumu, Ailesi ve Çocukluğu Mustafa, 1881 yılında Selanik'te dünyaya geldi. Tam doğum günü bilinmemektedir ve daha sonra kendisine sorulduğunda “Ben 19 Mayıs’ta doğdum.” diye cevap verdiği için 19 Mayıs kabul edilir.

12 BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / Mustafa Kemal Atatürk’ün Doğumu, Ailesi ve Çocukluğu
Babası Ali Rıza Efendi’nin ailesi balkanlarda uygulanan iskan politikasından dolayı Söke’den gelmiştir. Ali Rıza Bey Selanik Evkaf (Vakıflar) Katipliği ve gümrük memurluğu yapmış, daha sonra da kereste ticareti ile uğraşmıştır. Mustafa 7 yaşında iken 1888’de vefat etmiştir. Annesi Zübeyde Hanım’ın ailesi de yine balkanlarda uygulanan iskan politikası sonucu Konya’dan göç etmiştir. Zübeyde Hanım kocasının ölümünden sonra Mustafa’yı da alarak Langaza’daki kardeşinin yanına gitmiş, ancak Mustafa’nın eğitimi için tekrar Selanik’e geri dönmüştür yılında İzmir’de vefat etmiştir. Zübeyde Hanım ile Ali Rıza Bey’in evliliklerinden altı çocuk dünyaya gelmiştir. Bunlardan sadece Mustafa ve Makbule yaşamda kalabilmiş; Fatma, Ahmet, Ömer ve Naciye isimli diğer kardeşler henüz küçük yaşlarında yaşamlarını yitirmişlerdir. Makbule Hanım, soyadı kanunu çıkarınca “Atadan” soyadını kullanmış, 1956 yılında Ankara’da vefat etmiştir.

13 BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / Mustafa Kemal Atatürk’ün Doğumu, Ailesi ve Çocukluğu
Selanik, Osmanlı’nın önemli bir Balkan kentiydi ve Ege Denizi kıyısındaydı. Deniz kıyısında olması deniz ticaretinin gelişmesine sebep olmuştu. Nüfusu da, ticarete bağlı olarak gelişmişti. Günümüzde Yunanistan sınırları içerisinde kalan Selanik’te, Osmanlı döneminde, Türk, Bulgar, Sırp, Rum ve Ermeniler 19. yüzyıla kadar kardeşçe yaşamışlardır. Selanik’te farklı milliyet ve kültürlerin yer alması ve önemli bir ticaret merkezi olması Mustafa’nın farklı açılardan kendisini geliştirmesini sağlamıştır. Sadece liman kenti değil, aynı zamanda demiryolu ile diğer şehirlere bağlanan bir ticaret merkeziydi.

14 BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / Mustafa Kemal Atatürk’ün Kişilik Özellikleri
VATAN SEVERLİĞİ Vatan sevgisi Atatürk’ün en önemli özelliğidir. Vatanın savunulması için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamıştır. Vatan savunmasını her şeyden önemli ve her şeyden üstün gören Atatürk’ün İstiklâl Savaşının kazanılmasında vatan sevgisi ve Türk milletine olan güveni önemli bir yer tutar. İLERİ GÖRÜŞLÜLÜĞÜ Atatürk olayların gidişini değerlendirerek sonucunu tespit ederdi. Çanakkale Muharebeleri sırasında, düşman donanmasının nerden çıkarma yapabileceğini önceden sezerek gerekli tedbiri alması savaşın sonucunu değiştirmiştir. AÇIK SÖZLÜLÜĞÜ Atatürk, doğruyu söylemekten asla çekinmezdi. ’’Ben düşündüklerimi, daima halkın huzurunda söylemeliyim. Yanlışım varsa halk beni tekzip eder.’’ derdi. İDEALİSTLİĞİ Atatürk’ün en büyük ideali, Türk Milletinin ‘’ En medeni ve refah seviyesi yüksek bir millet olarak varlığını yükseltmek’’ti. Bir idealist olarak, en kısa zamanda bu hedefe ulaşmak istiyordu. ÇOK CEPHELİLİĞİ Atatürk çok cepheli bir liderdi. O hem fikir hem de hareket adamıdır. Yani bir taraftan Türk inkılabının hazırlayıcısı diğer taraftan da uygulayıcısı olmuştur. Hem düşünen hem de eserler veren Atatürk, çok yönlü bir lider olduğunu göstermiştir. HAKİKATİ ARAMA GÜCÜ Hakikati aramak ve hakikati konuşmak Atatürk’ün yöntemiydi. O, akıl ve bilime değer verirdi. Olaylara bir bilim adamı gözüyle bakarak hakikati bulmaya çalışırdı. ’’Akıl ve mantığın halledemeyeceği mesele yoktur.’’ derdi EĞİTİMCİLİĞİ Atatürk toplumu çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarmayı amaçladığı için milli eğitim ile yakından ilgilenmiştir. O, ‘’ Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum olarak yaşatır ; ya da bir milleti esaret ve sefalete terk eder.. SABIR VE DİSİPLİN ANLAYIŞI Atatürk önemli düşünceler karşısında önce düşünür, inceler, araştırır ve tartışırdı. Sonra kesin kararını verirdi. Verdiği kararın uygulanma zamanını ise sabırla beklerdi. YÖNETİCİLİĞİ Mustafa Kemal iyi bir yönetici için gerekli bütün özelliklere sahipti. Kibar davranışları, dürüstlüğü, emir veriş tarzıyla örnek olmuştur. Gerek devlet yönetiminde gerekse askerlik hayatı boyunca hiçbir zaman maceraya yer vermemiştir. Atatürk ‘’Büyük kararlar vermek kâfi değildir. Bu kararları cesaret ve kesinlikle tatbik etmek lâzımdır.’’ diyerek verdiği kararlarda ısrarcı olmuş ve sonucun kendi istediği şekilde çözümlenmesi için uğraşmıştır. MANTIKLILIĞI Keskin bir mantık ve zekâ gücüne sahip olan Atatürk, hayatı boyunca akıl ve mantığa büyük önem vermiştir. Bu özellik onun evrensel devlet adamı olarak tanınmasında büyük bir rol oynamıştır.’’ Bizim akıl, mantık ve zekâ ile hareket etmek en belirgin özelliğimizdir.’’ diyerek ülke sorunlarında mantık ve şuurla hareket edildiğini göstermiştir.

15

16


"BİR KAHRAMAN DOĞUYOR / 19. Yüzyılın Sonlarında Osmanlı Devleti" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları