Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

1 MERİÇ NEHİR HAVZASI’NIN SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "1 MERİÇ NEHİR HAVZASI’NIN SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ."— Sunum transkripti:

1 1 MERİÇ NEHİR HAVZASI’NIN SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2 1. AKARSULARA İLİŞKİN TEMEL KAVRAMLAR 2.SINIRAŞAN SULARDAN FAYDALANMAYA İLİŞKİN TEMEL YAKLAŞIMLAR 3. AB SU POLİTİKASI 3.1 AB SU POLİTİKASININ GELİŞİMİ 3.2 SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ 3.2 TAŞKIN DİREKTİFİ 3.3 TUNA NEHRİ ÖRNEĞİ 3.4 AB MEVZUATININ YAPTIRIMLARI 3.5 AB METİNLERİ KAPSAMINDA TÜRKİYE 4. MERİÇ NEHRİ HAVZASI 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR 6. SONUÇLAR 7.DEĞERLENDİRME SUNUM PLANI 2

3 1. AKARSULARA İLİŞKİN TEMEL KAVRAMLAR 3 Ortak Sular Ortak mülkiyet? Sınıraşan? Sınır oluşturan? Uluslararası Akarsu Coğrafi durum? Seyrüsefere Elverişlilik Unsuru? Etki Ölçütü? İçindeki Sular? Paylaşılan Doğal Kaynak Ortak Yönetim? Tüm kaynaklar? Toprak yönetimi? Bütün doğal kaynaklar? Uluslararası Havza Uluslararası Su yolu Sınıraşan Sular

4 2.SINIRAŞAN SULARDAN FAYDALANMAYA İLİŞKİN TEMEL YAKLAŞIMLAR Yukarı Kıyıdaş Aşağı Kıyıdaş Yukarı Kıyıdaş Aşağı ve Yukarı Kıyıdaş 4

5 3. AB SU POLİTİKASI 3.1 AB SU POLİTİKASININ GELİŞİMİ AB Çevre Politikası ilk kez 1993 Maastricht Anlaşması ile politika statüsü kazanmıştır. Bu politika alanın geliştirilme nedenleri;  Rekabetin adil olması  Hayat kalitesi ve standardı  Siyasi sınırlardan bağımsızlık  Harcamaları paylaşma ve işbirliği ihtiyacı 1970’li yıllardan itibaren AB’de çok sayıda direktif uygulamaya koyulmuş ve 22 Aralık 2000’de dağınık haldeki yönergelerin çerçeve bir yönergede birleştiren SÇD yürürlüğe girmiştir. 5

6 AB su politikaları, suyun miktarı açısından sıkıntı yaşamayan zengin ülkeler tarafından yönlendirildiğinden, AB su mevzuatı da bu suyun kullanımının ekosistemlerde yaratacağı olumsuz etkileri ve bunların giderilmesi üzerine yoğunlaşmıştır. AB’nin su ve çevre mevzuatının temelini,  SÇD (2000),  Sınıraşan Suyolları ve Uluslararası Göllerin Korunması ve Kullanılması Sözleşmesi (Helsinki Sözleşmesi) (1996),  Sınıraşan boyutta Çevresel Etki Değerlendirilmesi Sözleşmesi (Espoo Sözleşmesi ) (1997),  Çevresel Konularda Bilgiye Erişim, Karar Alma Sürecine Halkın Katılımı ve Yargıya Başvuru Sözleşmesi (Aarhus Sözleşmesi) (2001) oluşturmaktadır. 3. AB SU POLİTİKASI 3.1 AB SU POLİTİKASININ GELİŞİMİ 6

7 3. AB SU POLİTİKASI 3.2 SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ SÇD kapsamında sınıraşan sulara ilişkin birçok maddede hüküm bulunmaktadır: Giriş Bölümü 23 numaralı paragraf; Ortak prensiplere duyulan ihtiyaç 35 numaralı paragraf; Helsinki Sözleşmesi’nden doğan yükümlülüklerin uygulanmasına katkıda bulunulması 3. Madde;  Nehir havza bölgelerinin belirlenmesi  İdari düzenlemelerin yapılması  Direktifin gerekliliklerinin nehir havzası bölgesinin tamamı için koordine edilmesi  Topluluk sınırları içerisindeki NHB’de “sağlanmalı”  Topluluk sınırlarını aşan NHB’de sağlamak için “çaba gösterilmeli” 7

8 13. Madde; “Nehir Havzası Yönetim Planları”  Topluluk sınırları içinde yer alan ve Topluluk sınırlarını aşan uluslararası nehir havza bölgelerine ilişkin hükümler 5. Madde; “Nehir Havzası Bölgesinin Özellikleri, İnsani Aktivitelerin Çevresel Etkisinin Gözden Geçirilmesi ve Su Kullanımının Ekonomik Analizi” 11. Madde; “Önlemler Programı” 15. Madde; “Raporlama” 8 3. AB SU POLİTİKASI 3.2 SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ

9 3. AB SU POLİTİKASI 3.2 TAŞKIN DİREKTİFİ AB, yaşanan taşkınların sıklığının ve yoğunluğunun artış göstermesi üzerine, 23 Ekim 2007 tarihinde “Taşkın Risklerinin Değerlendirilmesi ve Yönetimi Direktifi”(Taşkın Direktifi) kabul edilmiştir. Direktifin Sınıraşan Sulara ilişkin hükümleri; Giriş Bölümü 6 numaralı paragraf ; Uluslararası Sözleşmeler ve AB Müktesebatı temelinde düzenlemeler 4. ve 5. maddeler; Taşkın riski ön değerlendirmesinin yapılması ve potansiyel taşkın risk alanlarının belirlenmesi 7. madde; Taşkın risk yönetim planları hazırlanırken dikkate alınması gereken hususlar belirtilmiştir. 8. Madde; Topluluk sınırları içinde yer alan ve Topluluk sınırlarını aşan uluslararası nehir havza bölgelerinde taşkın risk yönetim planlarının hazırlanması 9

10 Tuna Nehri 2857 km ile Avrupa’daki Volga’dan sonra 2. büyük nehir Almanya'nın güneyinde Kara Orman bölgesinden doğan nehir, Romanya ve Ukrayna’da yer alan Tuna Deltasından Karadeniz’e dökülür 19 kıyıdaş ülke Miktarsal sorundan çok kalite ve taşkın 3. AB SU POLİTİKASI 3.3 TUNA NEHRİ ÖRNEĞİ AB üye (11)AB üye Olmayan (8) AvusturyaBosna Hersek Çek CumhuriyetiMoldova BulgaristanSırbistan AlmayaUkrayna MacaristanKaradağ SlovenyaArnavutluk SlovakyaMakedonya Romanyaİsviçre Hırvatistan Polonya İtalya 10

11 Tuna Nehri’nin Sürdürülebilir Kullanımı ve Korunması için İşbirliği Sözleşmesi (TNSK/DRPC)-1998 Tuna Nehri’nin korunmasına ilişkin Uluslararası Komisyon (TNKK/ICPDR)- 1998  Farklı konularda çalışan uzman gruplar  Nehir Havza Yönetimi,  Taşkın Koruma,  İzleme ve Değerlendirme,  Baskı ve Önlemler,  Bilgi Yönetimi ve CBS,  Kaza Önleme ve Kontrol  Halkın Katılımı  Geçici Stratejik uzman grupları 3. AB SU POLİTİKASI 3.3 TUNA NEHRİ ÖRNEĞİ 11

12 Gabcikova-Nagymaros Uyuşmazlığı Macaristan-Çekoslavakya 1977 “Gabcikova-Nagymaros Projesi ‘nin inşa ve işletmesi”ne ilişkin anlaşma 1980’lerde Macar Kamuoyundan projeye ilişkin itirazlar 1992; Macaristan, 1977 Anlaşmasını fesh ettiğini açıkladı Çekoslavakya, 1992’de Gabcikova HES işletmeye aldı 3. AB SU POLİTİKASI 3.3 TUNA NEHRİ ÖRNEĞİ

13  Macaristan’ın tek taraflı bir kararla proje çalışmalarını durdurmaya hakkının olup olmadığı?  Slovak cumhuriyetinin inşaata devam etme hakkının olup olmadığı?  1977 Anlaşmasının sona erdirilmesine ilişkin Macaristan’ın tek taraflı bildirisinin hukuki geçerliği ? 3. AB SU POLİTİKASI 3.3 TUNA NEHRİ ÖRNEĞİ Askıya Almak-iptal Etmek Konusunda Haksız Diğer Haksız Bir Fiil İçin Mazeret Değil Çevre etkisinin dikkate alınarak 1977 anlaşması çerçevesinde projenin yerine getirilmesi 1993 yılında konu Uluslararası Adalet Divanına taşındı Macaristan’ın bildirisi 1977 Anlaşmasını hukuken sonra erdirmemiştir

14 Uluslararası Divanın verdiği karar faydalı ancak kesin bir yaptırımı yok SÇD ve Taşkın Direktifi kıyıdaşlar arası koordinasyon öneriyor ancak kesin bir yaptırımı yok SÇD 12. Madde ve Taşkın Direktifi 8.Madde; üye ülkelerin kendi sularının yönetimi (SÇD) veya taşkın risk yönetimine (Taşkın Direktifi) etkisi olan bir hususu tespit ettiğinde ve bu konunun o üye ülke tarafından çözümlenemediği durumda, ülkenin bu durumu Komisyona ve ilgili ülkelere bildirebileceği yer almaktadır. 3. AB SU POLİTİKASI 3.4 AB MEVZUATININ YAPTIRIMLARI 14

15 Avrupa Topluluğu Adalet Divanı (ATAD); AB’nin Anlaşma hükümlerinin, yasalarının ve AB müktesebatının üye devletlerce uygulanıp uygulanmadığını denetler 2007 yılında onaylanan Lizbon Anlaşması ile ATAD’ın ismi Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) olarak değiştirilmiştir İhlal Davaları; Üye Devletin AB yasaları kapsamındaki mecburiyetlerini yerine getirmemesi ABİHA Madde 258: Komisyon üye devletlerden birinin Topluluk hukukundan doğan bir yükümlülüğü yerine getirmediği kanısında varırsa ATAD’a dava açabilir 3. AB SU POLİTİKASI 3.4 AB MEVZUATININ YAPTIRIMLARI 15

16 1980’li yılların sonlarında, ülkelerin ihlal kararlarına uymaması ciddi bir problem haline gelmiştir. Bu nedenle, Maastricht Antlaşması ile, ihlal kararı sonucuna uymayan üye devletlere süreli para cezası ve/veya maktu para cezası tarzı mali yaptırımların uygulaması getirilmiştir. Lizbon Anlaşması ile ise, öngörülen yaptırım rejimi sertleştirilmiştir. 3. AB SU POLİTİKASI 3.4 AB MEVZUATININ YAPTIRIMLARI 16

17 3. AB SU POLİTİKASI 3.4 AB MEVZUATININ YAPTIRIMLARI Üye Ülkelere Uygulanan Maddi Yaptırımlar YıllarÜlke 2000Yunanistan 2003İspanya 2005Fransa 2006Fransa 2008Portekiz, Fransa 2009Yunanistan (3 kez) 2011Yunanistan, İtalya 2012İrlanda (2 kez), İspanya 2013Belçika, Çek Cumhuriyeti, Lüksemburg, İsveç 17

18 2000 yılında Yunanistan’a ve 2005 yılında Fransa’ya uygulanan para cezaları Yunanistan’a karşı 4 Temmuz 2000 tarihli Divan kararı ile ilk kez divan ABİHA’nın 260. Maddesine dayanarak bir üye devlete para cezası vermiştir. –Chania/Girit bölgesindeki atıkların bertarafına ilişkin problemler –1992 yılı Davası 1975 tarih ve 75/442/EEC Sayılı Atık Direktifi 1978 tarih ve 78/319/EEC Sayılı Zehirli ve Tehlikeli Atık Direktifleri –Divanın Yunanistan aleyhine 2000 yılında verdiği karar: Yunanistan’ın günlük 20 000 Euro para cezası ödemesi –Yunanistan, bu miktarı 2001 yılına kadar ödemiştir. 3. AB SU POLİTİKASI 3.4 AB MEVZUATININ YAPTIRIMLARI 18

19 Fransa aleyhine 12 Temmuz 2005 tarihli Divan kararı (Case- 304/02) ile ilk defa bir ülkeye hem defaten ödenecek para cezası hem de periyodik olarak ödenecek para cezası aynı anda verilmiştir  Küçük Balıkların (koruyucu ve düzenleyici önlemlerin öngördüğünden daha küçük boyuttaki balıklar) satışına izin verilmesi  Komisyon, Divandan günlük 316 500 Euro gecikmeye bağlı para cezası vermesini talep etmiştir.  Divan, Fransa’nın hem 12 Temmuz 2005 tarihinden itibaren, 1991 kararını tam olarak uygulayana kadar 6 aylık dönemler için yaklaşık 58 milyon Euro süreli para cezası, hem de 20 milyon Euro maktu tutar ödemesine karar vermiştir 3. AB SU POLİTİKASI 3.4 AB MEVZUATININ YAPTIRIMLARI 19

20 3. AB SU POLİTİKASI 3.5 AB METİNLERİ KAPSAMINDA TÜRKİYE 10-11 Aralık 1999; Türkiye’nin aday ülke olarak ilan edilmesi 2003 ve 2006 tarihli Katılım Ortaklığı Belgesi; Sınıraşan sular konusunda işbirliğinin AB Su Çerçeve Direktifi ve Avrupa Birliği’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar çerçevesinde geliştirilmesi 2008 Katılım Ortaklığı Belgesi; Sınıraşan Boyutu da kapsayan Çevresel Etki Değerlendirmesi ve İdari Kapasitenin güçlendirilmesine devam edilmesi 2003 yılı Türkiye Ulusal Programı; Söz konusu uluslararası sözleşmelerin AB’ye üyelikle birlikte değerlendirileceği 1998 ve 2002 İlerleme Raporları (İR); Türkiye’nin Suriye ve Irak’la olan ilişkilerinde özellikle su hakları ve Kürt sorunu ile ilgili tekrarlanan gerginliklerin yaşandığı 2004-2009 İR; Sınıraşan müzakereler erken safhada, Espoo ve Aarhus Sözleşmelerine taraf olmamakla birlikte bu konuda herhangi bir takvim de bulunmamakta, sınıraşan işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiği 20

21 2010 yılı İR: Türkiye’nin Yunanistan ile, Meriç nehir havzası yönetiminde artırılmış işbirliğini öngören bir ortak deklarasyon imzaladığı belirtilmiştir 2012 İR: Yunanistan sınırındaki Ergene Nehri için Ergene Havzası Koruma Eylem Planı hazırlandığı ve İstanbul’a su temini planlarının, Mutludere (Revze) nehri ağzında bulunan Natura 2000 alanları üzerindeki potansiyel etkisi konusunda Bulgaristan ile yürütülen görüşmelerin sürdüğü de ayrıca belirtilmektedir 2013 ve 2014 İR: Sınıraşan sularla ilgili istişareler erken bir aşamada 6 Ekim 2004 tarihli İlerleme Raporu’na esas teşkil eden Raporda; “Bölgede önemli bir sorun, kalkınma ve sulama amacıyla suya erişimdir. Orta Doğu’da su önümüzdeki yıllarda giderek artan biçimde stratejik bir konu haline gelecektir. Türkiye’nin AB’ye katılımıyla beraber su kaynakları ve altyapılarının (Fırat ve Dicle nehirleri havzaları üzerindeki barajlar ve sulama sistemleri, İsrail ve komşu ülkeleri arasında su alanında sınır ötesi işbirliği) uluslararası yönetiminin AB için önemli bir mesele haline gelmesi beklenebilir.” ifadesi yer almıştır. 3. AB SU POLİTİKASI 3.5 AB METİNLERİ KAPSAMINDA TÜRKİYE 21

22 4.MERİÇ NEHRİ HAVZASI Balkanlarda, Avrupa’nın Güney Doğusunda yer almaktadır Türkiye’de “Meriç”, Yunanistan’da “Evros”, Bulgaristan’da “Maritsa” Kıyıdaş Ülkeler: Bulgaristan (Yukarı K.) Yunanistan (Aşağı K.) Türkiye (Aşağı K.) Yaklaşık 50 000 km 2 drenaj alanı; 15 000 km 2’ si Türkiye 33 000 km 2’ si Bulgaristan 2 000 km 2’ si Yunanistan 22

23 4.MERİÇ NEHRİ HAVZASI

24 Meriç Nehri’nin Ege Denizine döküldüğü yerde çeşitli kıyı gölleri ve lagünleri içeren 188 km 2 ’lik bir delta oluşmuştur. (150km 2’ si Yunanistan) Delta, barındırdığı 300’e yakın kuş türüyle ekolojik olarak çok önemli bir yere sahiptir. Deltanın Yunanistan sınırları içerisinde kalan bölümü Ramsar sözleşmesi ile korunan bir alandır. Meriç Deltası-Gala Gölü 4.MERİÇ NEHRİ HAVZASI 24

25 Havzada Yaşanan Temel Sorunlar  Taşkınlar  Su kirliliği  Kuraklık 4.MERİÇ NEHRİ HAVZASI 25

26 4.MERİÇ NEHRİ HAVZASI Taşkın;  Şiddetli yağışlar,  Kar örtüsünün erimesi  Kıyı Erozyonu,  Sediment birikimi ve kum adacıklarının oluşumu ile nehir yataklarının kapasitelerinin azalması  Barajlarda yeterli taşkın depolama hacimlerinin bırakılmaması Belgelenen ilk taşkın; Plovdiv,1866 taşkını Dönüm noktası: 2005 yılı 4 kez ard arda yaşanan taşkınlar 2005,2006,2007 taşkınları en etkili ve en fazla hasara yol açan taşkınlar 26

27 2005 Şubat Mart tarihlerinde yaşanan taşkınlar sonucu; Edirne civarında 12 000 ha tarım arazisi ve birçok ev sular altında kalmış ve köprüler yıkılmıştır. Yaklaşık 50 milyon Dolarlık bir zarar oluşmuştur. 4.MERİÇ NEHRİ HAVZASI Edirne Şehir Merkezi-tunca Köprüsü Şubat 2010

28 2005 yılında yaşanan 4 taşkından 3’ü son 21 yılın en yüksek taşkını 4.MERİÇ NEHRİ HAVZASI Edirne Merkez, Meriç Nehri, Maksimum ortalama Debi 28

29 11 – 20 Mart 2006 taşkını debi ve süreç olarak son 22 yılın en büyük taşkını; yaklaşık 40 000 ha tarım arazisi sular altında kalmıştır 8-20 Şubat 2010 taşkınlarında yaklaşık 20 000 ha tarım arazisi sular altında kalmıştır. 4.MERİÇ NEHRİ HAVZASI Edirne Merkez, Meriç Nehri, Maksimum ortalama Debi 29

30 Su Kirliliği; Türkiye “Meriç-Ergene Havza Koruma Eylem Planı”nda, endüstriyel faaliyetler, tarım faaliyetleri ve arıtılmamış evsel atıksular; Bulgaristan “Doğu Ege Nehir Havza Bölgesi Havza Yönetim Planı”nda; kentsel atıksular ve tarım faaliyetlerinden kaynaklı kirlilik ile madencilik faaliyetlerinden kaynaklı metal kirliliği Yunanistan “Trakya Nehir Havza Bölgesi Havza Yönetim Planı”nda, tarım alanları, endüstriyel kirlilik ve küçük topluluklardan kaynaklı atık sular havzadaki başlıca kirlilik kaynakları olarak belirtilmiştir. Ayrıca havzadaki erozyon sonucu oluşan yüksek sediment yükleri kum adacıklarının oluşmasına yol açmaktadır 4.MERİÇ NEHRİ HAVZASI 30

31 4.MERİÇ NEHRİ HAVZASI Kuraklık; Bulgaristan’ın, Meriç Nehri ve yan kolları üzerinde yer alan barajlarında suyu depolaması ve sulama amacıyla kullanması, bahar ve yaz aylarında Türkiye’ye gelen suda azalmaya ve sulama suyu sıkıntısı yaşanmasına neden olmaktadır. Yaz aylarında tatlı suyun azalması ile, deniz suyu Meriç Nehri’ne ulaşmakta, sudaki tuz miktarının artmasına neden olmaktadır. Çeltik tarımında susuzluk sebebiyle ciddi kayıplar oluşmuştur. Türkiye, 1993 yılında yaşanan kurak dönemde, Bulgaristan’dan 12 cent/m 3 fiyatla su satın alarak sulama suyu ihtiyacını karşılamak durumunda kalmıştır 31

32 Yapılan Anlaşmalar Türkiye-Yunanistan Türk-Yunan sınırını oluşturan ana belge 1923 tarihli “Lozan Antlaşması” dır. Antlaşmaya göre;  Meriç Nehri’nin başlıca ana kolunun orta hattı sınır çizgisi olarak belirtilmiştir.  Oluşturulan “Tahdidi Hudut Komisyonu” tarafından arazi üzerine işaretleme çalışmaları yapılarak sınır belirlenmiştir.  1926’da imzalanan protokol ile su yatağının değişmesi halinde sınır çizgisinin değişmeyip sabit kalacağı kararı alınarak, sınır sabitleştirilmiştir 32 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR

33 1934 yılında Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan “Meriç- Evros Nehri’nin Her İki Kıyısında Yapılacak Hidrolik Tesisatın Tanzimine Müteallik İtilaf” Anlaşması;  Mevcut Su Tesislerine ilişkin hükümler  Nehrin her iki yakasına taşkın koruma ve erozyon kontrol için yapılacak inşaatların esaslarını,  Nehir yatağının korunması için topografik veri alış-verişini,  Bir tesisin inşa edilmeden önce karşı tarafa bildirilmesi, konularını içermektedir. 5.KIYIDAŞLAR ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR 33

34 Türk, Yunan ve ABD temsilcileri ile 1950 tarihinde toplantıda, ıslah projesinin hazırlanması ve inşaat esnasında ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkların çözümü için “Meriç Daimi Komitesi” kurulmuştur Komite, ıslah çalışmalarını yapma işini HARZA isimli bir Amerikan Firmasına vermiştir. Tarafların yaklaşımı, kendi isteklerine göre inşa edilen tesisler gibi konularda yaşanan sıkıntılar nedeniyle projede öngörülen faydaların yalnızca birkaçı gerçekleştirilebilmiştir. 34 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR

35 1963 yılında imzalanan “Türk-Yunan Trakya Hududunun Mühim Kısmını Tayin eden Meriç Nehri Mecrasının Islahı Dolayısıyla Hudut Tahsisine İlişkin Protokol” ile;  Karşılıklı bilgi verme,  Yapılacak inşaat çalışmaları nedeniyle arazi değişimi  Nehir yatağının tanzimi ve kıyıların aşınmasını önleme,  Masraflara katılma ve yardım,  Diğer tarafa önemli zarar vermeme sorumluluğu yüklenmiştir. Anlaşmazlıkların oluşması durumunda ise çözüm için “Karma Teknik Komisyon“ kurulmasını öngörmüştür. 35 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR

36 1926 Protokolüne uygun olarak hududun yeniden işaretlenmesi amacıyla “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yunanistan Krallık Hükümeti Arasında Trakya Hududunun İşaretlenmesi Hakkında Anaprotokol” ve ekleri idari ve teknik protokoller, 7 Aralık 1971 tarihinde Ankara'da imzalanmıştır. Bu çalışmaları yapmak üzere “Türk - Yunan Hududunu işaretleme Müşterek Komisyonu”nun kurulması öngörülmüştür 2000 yılında imzalanan “Çevrenin Korunması Hakkında Mutabakat Muhtırası” kapsamında;  İki tarafın da bilimsel, teknik ve hukuksal bilgileri paylaşması,  Çevresel korumaya ilişkin çeşitli alanlarda işbirliğinin yapılması 36 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR

37 14 Mayıs 2010 tarihinde Mülga Türkiye Çevre ve Orman Bakanlığı ile Yunanistan Çevre, Enerji, İklim Değişikliği Bakanlığı arasında Çevre ve İklim Değişikliği alanında İşbirliği yapılması konusunda “Ortak Bildirge” Atina’da imzalanmıştır. Bildirge kapsamında;  Meriç Nehrinde tek bir taşkın risk yönetim planı olması için bir Ortak Geçici Komite Kurulması hususu yer almaktadır.  Türk ve Yunan heyetlerinin katılımıyla 02 Kasım 2010 tarihinde Ankara’da Ortak Geçici Komite kurulmuş, görev tanımı belirlenmiş ve ilk toplantısı 30 Mayıs 2011 tarihinde Atina'da yapılmıştır  Toplantı kapsamında kurulmasına karar verilen çalışma grubunun ilk toplantısı Haziran 2011, ikincisi Eylül 2011 tarihinde yapılmıştır 37 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR

38 Türkiye- Bulgaristan; 28 Aralık 1967 tarihinde Ankara’da “Türkiye Cumhuriyeti ile Bulgaristan Halk Cumhuriyeti Arasında Hudut Olaylarının Önlenmesi ve Halli ile Hudut İşaretlerinin Bakımı Hakkında Anlaşma” imzalanmıştır.  İki ülke arasında sınır olaylarının önlenmesi, çözümlenmesi ve sınır işaretlerinin bakımı 1968 tarihinde “Türkiye Cumhuriyeti ile Bulgaristan Halk Cumhuriyeti Arasında İki Memleket Topraklarından Akan Nehirlerin Sularından Faydalanmada İşbirliği Yapılması Konusunda Anlaşma” imzalanmıştır.  İki tarafa da faydalı olacak girişimlere ilişkin işbirliği yapmak,  Nehirlerde inşa edilen yada işletilen tesislerin karşı tarafa zarar vermemesi,  Taşkınlarla ilgili bilgi değişiminin hızlıca yapılması 38 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR

39 1975 yılında ise iki ülke arasında “Türkiye Cumhuriyeti ile Bulgaristan Halk Cumhuriyeti Arasında Uzun Vadeli Ekonomik, Teknik, Sınai ve Bilimsel İşbirliği Anlaşması” imzalanmıştır.  Ekonomik İşbirliği alanları arasında sınıraşan ve sınır oluşturan nehirlerin sularının kullanımı ile gerçekleştirilebilecek enerji üretimi ve sulama projeleri yer almıştır. 1993 yılında iki ülke arasında “1993 Kuraklığının olumsuz Etkilerinin Azaltılması için Su Alanında İşbirliği ve Yardım Anlaşması” imzalanmıştır. Söz konusu anlaşma ile;  Türkiye sadece bir kereye mahsus Bulgaristan’a 0.12 $/m 3 su ödeyerek 13 gün süreyle Tunca Nehrinden ek sulama suyu almıştır. 39 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR

40 1998 yılında ise iki ülke arasında enerji ve altyapı sektörlerinde işbirliğine ilişkin anlaşma imzalanmıştır. Anlaşma;  Bulgaristan’ın Arda Nehrinde 3 yeni barajın inşası ve eski barajların ıslahı çalışmalarını da kapsayan iki önemli altyapı projesi için Türk Firmalarıyla anlaşmasını,  Karşılığında Türkiye‘nin Bulgaristan’dan belli ücret karşılığında belli miktarda elektrik almasını öngörmekteydi. 2002 yılında Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) ile Bulgaristan Hidroloji ve Meteoroloji Enstitüsü (NIMH) arasındaki protokol ile;  Meriç Nehri üzerinde Svilengrad/Bulgaristan ’da uzaktan algılamalı akım gözlem istasyonunun kurulmuştur 40 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR

41 41 Tunca Nehri’nin su potansiyelinin sınır bölgesinde inşa edilebilecek bir barajla değerlendirilmesi konusu 1968 yılından beri gündeme gelmektedir. Tunca Barajı’na ilişkin olarak hazırlanan ön fizibilite raporu 3 Temmuz 2006 tarihinde Sofya’da gerçekleşen toplantıda uygun bulunmuş ve mutabakat raporu imzalanmıştır 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR

42 42  Teknik mutabakattan sonra, 05 Aralık 2006 tarihinde Sofya’da yapılan toplantıda barajın ne şekilde yapılacağı konularında görüş birliğine varılarak mutabakat zaptı imzalanmıştır.  Türk tarafı olarak bir çok toplantıda gündeme getirilen Tunca Barajı konusunda Bulgaristan olumlu adım atmamıştır. Bu nedenle Türkiye tarafından alternatif baraj olarak Çömlekköy Barajı’nın inşası söz konusudur. 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR

43 43 İkili ilişkilerin gündeminde bulunan bazı meselelere çözüm bulunması amacıyla 2008 yılında Ortak Teknik Komisyon kurulmuştur. – İlk toplantı 2009 Ankara, son toplantı 2013 Sofya’da gerçekleştirilmiştir Bulgaristan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantıları kapsamında, 20 Mart 2012 tarihinde Ankara’da "Su Kaynakları Alanında İşbirliği Ortak Deklarasyonu” imzalanmıştır.  Deklarasyonun hedefi sınıraşan nehir havzalarındaki işbirliğinin arttırılması ve geliştirilmesidir  Türk-Bulgar Uzmanlar ilk Toplantısı 30-31 Mayıs 2013 tarihlerinde Bulgaristan’da, ikinci toplantı ise 13-14 Mayıs 2014 tarihlerinde Edirne’de gerçekleştirilmiştir 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR

44 Yunanistan-Bulgaristan; Yunanistan ve Bulgaristan arasındaki sınıraşan su yönetimi Helsinki Sözleşmesi ve AB direktifleri çatısı altında gelişmektedir 1964 yılında müşterek yüzeysel su kaynaklarının ortaklaşa kullanımı ve yönetimine ilişkin anlaşma imzalanmıştır. 1971 yılında ise iki ülke arasında, hidroelektrik enerjisi ve Meriç Sularının diğer kullanımlarına ilişkin konularla ilgilenmek üzere bir Yunan-Bulgar Komitenin kurulması amacıyla bir anlaşma imzalanmıştır 44 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR

45 1990 yılında Yunanistan ve Bulgaristan arasında imzalanan protokol kapsamında Yunanistan-Bulgaristan Ortak uzmanlar komitesi kurulmuştur. 2005 yılında iki ülke arasında, çevre koruma ve sınıraşan suların işbirliği hakkında bir anlaşma imzalamıştır. 2011 yılı Mayıs Ayında, su kaynaklarının korunmasına ilişkin işbirliğini geliştirmek üzere Ortak Bulgar-Yunan Çalışma Grubu kurulmuştur.  SÇD ve Taşkın Direktifinin aktarılmasına ilişkin yasal konular, Direktiflerin her iki ülkede de uygulanmasına destek olunması, su kalitesinin izlenmesi, su kaynaklarının değerlendirilmesi ve taşkın erken uyarı sistemleri gibi konular ile ilgili çalışmaların yürütülmesi 45 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR

46 46 HAVZADA GERÇEKLEŞTİRİLEN ORTAK PROJELER  Meriç taşkınları arasında 2005 yılı taşkını dönüm noktası olarak kabul edilebilir.  Yaşanan taşkınlar, Meriç ve Tunca’daki mevcut AGİ’lerin çalışmadığını göstermiştir.  2005 taşkınlarının hemen ardından DSİ ile Bulgaristan Hidroloji ve Meteoroloji Enstitüsü arasında bir protokol imzalanmıştır. Protokol kapsamında DSİ tarafından;  Arda’da Ivoylavgrad Barajı mansabında, Meriç’te Plovdiv ve Svilengrad’da, Tunca Nehri üzerinde Elhova’da akım gözlem istasyonları uzaktan algılamalı olarak kurulmuştur. 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR

47 47 1. “Meriç Nehir Havzasında Taşkınlar, Taşkın Etkilerinin Azaltılması için Risk Analizi ve Değerlendirmesi ile Bilgilerin Paylaşımı Projesi” kapsamında;  Meriç’e, Kızıl Nehir’e ve Haskova/Bulgaristan’a gözlem istasyonları kurulmuştur. Ölçülen tüm veriler Edirne ve Plovdiv’e kurulan dağıtıcılara aktarılmıştır. 2. “Türkiye-Bulgaristan Sınır Ötesi İşbirliği Bölgesinde Taşkın Tahmini İçin Kapasite Geliştirilmesi ve Taşkın Kontrolü” Projesi  Türkiye ve Bulgaristan sınırındaki nehirlerde, Bulgaristan’ın kuracağı taşkın tahmini ve erken uyarı sistemi ile koordineli bir şekilde çalışacak bir sistemin kurulması, 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR

48 48  Taşkın tahmini ve erken uyarı sistemi için Meriç ve Tunca nehirlerinde 4 adet (Suakacağı, Değirmenyanı, Kirişhane ve Kapıkule) tam otomatik hidrometeorolojik istasyon tesisinin kurulması,  Meriç Nehri üzerinde kendi ülke sınırlarımız içindeki yaklaşık 7.5 km’lik kısımda nehir yatağı düzenlenmesi,  Edirne’de Meriç ve Tunca nehirleri arasında 1275 m uzunluğunda ve 20 metre genişliğinde bir bağlantı kanalının açılması gerçekleştirilmiştir. 3. “ Bulgaristan- Türkiye Sınır Ötesi İşbirliği Bölgesinde Taşkın Tahmini İçin Kapasite Geliştirilmesi” Projesi 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR

49 4. 2005 Aralık-2007 Haziran tarihlerinde Bulgaristan ile Yunanistan arasında “Arda Nehri’nde Su Kalite Yönetimi konusunda Teknik Destek Projesi “gerçekleştirilmiştir 5. “EVROS2010/2010 Yılında, Avrupa Birliği'nde Taşkın Tehdidi Altındaki Bölgelerde Etkin Önlem Ve Ortak İşletim Simülasyonu ile Taşkın Yönetimi" Projesi ise Bulgaristan-Yunanistan Sınırötesi bölgesinde gerçekleştirilen bir projedir. 6. Bulgaristan ile Yunanistan arasında gerçekleştirilen “Sınırötesi Bölgede Taşkın Riskinin En Aza İndirilmesi Amacıyla Arda Nehir Havzası’nda Taşkın Uyarı Sisteminin Kurulması Projesi“ ise 20 Mart 2012 tarihinde başlatılmış olup, 19 Mart 2014 tarihinde sona ermiştir. 49 5.KIYIDAŞ ÜLKELER ARASI İLİŞKİLER VE YAPILAN ANLAŞMALAR

50 Meriç Nehir Havzası, su kaynaklarına ilişkin yaşanılan sorunlar bakımından (Taşkın, Kirlilik) AB ülkeleri ile benzerlik göstermektedir. Günümüze kadar, kıyıdaş ülkeler arasında birçok ikili anlaşma imzalanmış ancak üç kıyıdaş ülkenin de yer aldığı bir anlaşma henüz yapılmamıştır. Bulgaristan, ikili anlaşmalarda, verilerin paylaşımı, taşkın erken uyarı sistemlerinin kurulması gibi konularda işbirliğine yanaşırken, barajların işletilme şekli ya da havza sularının işbirliği içinde, kıyıdaş ülkelerin gereksinimleri ve uğradıkları zararları dikkate alacak şekilde kullanımı gibi konulardan kaçınmaktadır SÇD 13. ve Taşkın Direktifi 8. madde kapsamında, topluluk sınırlarını aşan bir sınıraşan nehir havzasında kıyıdaş ülkelerin tek bir nehir havzası yönetim planı ve tek bir taşkın risk yönetimi planı oluşturmak için çabalamaları gerektiği belirtilmektedir. Fakat böyle bir çabanın gösterilmemesinden dolayı uygulanacak bir yaptırımdan bahsedilmemektedir. 6. SONUÇLAR 50

51 Bulgaristan, her iki direktifin de gerektirdiği gibi ortak planların oluşturulmasına ilişkin herhangi bir çaba içerisine girmediği gibi, ülkemizin ve Yunanistan’ın işbirliği çağrılarına da karşılık vermemektedir. Direktifler kapsamında, bir üye ülkenin, kendi sularının yönetimine (SÇD) veya taşkın risk yönetimine (Taşkın D.) etkisi olan bir hususu tespit ettiğinde ve bu konunun o üye ülke tarafından çözümlenemediği durumda, ülke, bu durumu Komisyona ve ilgili ülkelere bildirebileceği ifade edilmektedir. Bu doğrultuda, komisyonunun önerisi ve açtığı dava sonucunda Avrupa Birliği Adalet Divanının (ABAD) bir üye devletin bir direktife yada AB mevzuatına uymamasından dolayı uyguladığı yaptırımların olup olmadığı incelenmiştir. 51 6. SONUÇLAR

52 ABAD ilk kez 2000 yılında Yunanistan’a bir para cezası yaptırımında bulunmuş, bu tarihten günümüze kadar verilen cezaların devam etmiştir Gabcikova-Nagymaros Uyuşmazlığına ilişkin Uluslararası Adalet Divanı’nın vereceği karardan ülkelerin beklentileri çok yüksekti. Ancak Divan beklentilerin aksine her iki tarafı da farklı yönlerden haklı bulmuş ve bir çözüm üzerinde anlaşılmasını taraflara bırakmıştır. 52 6. SONUÇLAR

53 Yunanistan ve Bulgaristan AB’ye üye ülkeler, Ülkemiz ise üyelik sürecinde olduğundan, gerçekleştirilecek işbirlikleri, Su Çerçeve Direktifi gibi AB çatısı altında daha kolay yürütülebilmektedir Tuna Nehir Havzası örneğinde Uluslararası Adalet Divanın verdiği karar veya Direktiflerin içerdiği zorlayıcı olmayan ifade ve kararlar, ülkelerin konuyu devam ettirmesine ve tavırlarını sürdürmelerine neden olmaktadır. Ancak Avrupa Birliği Adalet Divanı tarafından verilen maddi cezaların yükü fazla olduğundan Ülkeler bu duruma son vermek için bir an önce kendilerinden beklenen yükümlülükleri yerine getirmeye çabalamaktadır 6. SONUÇLAR 53

54 Söz konusu sorunların hala yaşanması ülkelerin kendi bölgelerinde aldıkları ulusal önlemler ve yapılan ikili anlaşmaların, sorunların çözümünde yeterli olmadığını, üç ülkenin de içinde olduğu bir anlaşmanın yapılması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bulgaristan’ın bu tutumunun, yukarı kıyıdaş devletin aşağı kıyıdaş devlette yaşanan etkileri dikkate almaksızın akarsuları dilediği gibi kullanma hakkı sunan Mutlak Egemenlik (Harmon Doktrini) Doktrinine yakın olduğu söylenebilir. Türkiye ve Yunanistan ise Hakça ve Makul Kullanım doktrinine benzer şekilde Meriç Nehri Sularına ilişkin üç kıyıdaş ülkenin de içinde yer aldığı anlaşmaların ve çalışmaların yapılmasını, kıyıdaşların uğradığı zararlar göz önünde bulundurularak bir çözüm yolunun bulunması taraftarıdır 54 6. DEĞERLENDİRME

55 Ülkemizin Bulgaristan’dan dolayı uğradığı zararları devamlı bir şekilde dile getirmesi, böylelikle konunun komisyonun dikkatine sunulması, ileride üyelikle birlikte komisyonun ya da Ülkemizin başvurusu üzerine Bulgaristan’a uygulanabilecek yaptırımlarla ülkenin işbirliği yapmaya zorunlu duruma getirilebilmesi muhtemeldir AB üyesi ve AB üyesi olmayan 19 ülkenin kıyıdaş olarak yer aldığı Tuna Nehir Havzası’na ilişkin çalışmaları yürütülen ICPDR’ın çalışmaları önemli olup, Ülkemizdeki ilgili kurumlar tarafından bu çalışmalar takip edilebilir 55 6. DEĞERLENDİRME

56 Meriç Nehir Havzası’nda da ICPDR’a benzer su kaynaklarının hakça, makul ve adil kullanımını teşvik ve koordine edecek, üç kıyıdaş ülkenin de içinde yer alacağı ve altında farklı alanlarda uzmanlaşmış “uzman grupların” yer alacağı, nehir havza yönetim planı ve taşkın risk yönetim planlarının en azından koordineli şekilde yürütülmesini sağlayacak bir oluşumun gerçekleştirilmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir. AB Direktiflerinin Türkiye’deki uygulamalarında öncelikli havza olarak Meriç Nehri’nin alınması uygun olacaktır. Meriç Nehir Havzası’nda ve diğer sınıraşan nehir havzalarındaki bilgi eksiklikleri giderilmesi gerekmektedir. Havzaya özgü teknik bilgilerin, verilerin yokluğunda, farklı taraflardan bilgiye dayalı olmayan farklı veriler ileri sürülebilecek bu da ülkelerin bir noktada buluşması veya işbirliği gerçekleştirebilmesini zorlaştıracaktır 56 6. DEĞERLENDİRME

57 Arz Ederim Selin SAĞLAM Uzman Yardımcısı 57


"1 MERİÇ NEHİR HAVZASI’NIN SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları