Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Burak Bayar Murat Bayramoğlu Alper Boz Emre Canbazgil İSTANBUL/ Aralık 2007 “Küreselleşmenin Uluslararası Pazarlara Etkileri ve Uluslararası Ticaretteki.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Burak Bayar Murat Bayramoğlu Alper Boz Emre Canbazgil İSTANBUL/ Aralık 2007 “Küreselleşmenin Uluslararası Pazarlara Etkileri ve Uluslararası Ticaretteki."— Sunum transkripti:

1 Burak Bayar Murat Bayramoğlu Alper Boz Emre Canbazgil İSTANBUL/ Aralık 2007 “Küreselleşmenin Uluslararası Pazarlara Etkileri ve Uluslararası Ticaretteki Son Gelişmeler “ ULUSLARARASI STRATEJİK BİRLEŞMELER PROF. DR. AYPAR USLU ÖĞR. GÖR. AHMET BAŞCI

2 Küreselleşme Küreselleşme Nedir? Küreselleşme Nedir? Yapılan araştırmalar kavram olarak küresel (global) sözcüğünün kökeninin 400 yıl öncesine dayandığını ortaya çıkarmıştır. Küreselleşme (globalization) kavramı ise ilk olarak 1960’lı yıllarda kullanılmaya, 1980’li yıllardan itibaren yaygınlaşmaya başlamış, 1990’lara gelindiği zaman ise bilimsel çevrelerce de kabul edilen bir anahtar sözcük haline gelmiştir. Bu anahtar sözcük hakkında gerek teorisyenler gerekse uygulamacılar tarafından oldukça fazla tanım yapılmıştır. Yapılan araştırmalar kavram olarak küresel (global) sözcüğünün kökeninin 400 yıl öncesine dayandığını ortaya çıkarmıştır. Küreselleşme (globalization) kavramı ise ilk olarak 1960’lı yıllarda kullanılmaya, 1980’li yıllardan itibaren yaygınlaşmaya başlamış, 1990’lara gelindiği zaman ise bilimsel çevrelerce de kabul edilen bir anahtar sözcük haline gelmiştir. Bu anahtar sözcük hakkında gerek teorisyenler gerekse uygulamacılar tarafından oldukça fazla tanım yapılmıştır.

3 Kimilerine göre küreselleşme; tarihsel bir çığır, soğuk savaş döneminin sonlanması ile ortaya çıkan yeni bir siyasi ve ekonomik düzenin başlaması olarak tanımlanmaktadır. Bu tanıma göre küreselleşme, dünya güç dengesini ABD lehine değiştirecek ve ABD’nin kontrolünde olacak bir sistemin yeni adıdır. Kimilerine göre küreselleşme; pazarların serbestleşmesi, kamu kurumlarının özelleştirilerek devletin küçültülmesi, devletlerin elini ekonomiden çekmesi, artan uluslar arası yatırımlar sayesinde dünya mali pazarlarının küçülmesi anlamını taşımaktadır. Kimileri ise küreselleşmeyi, soğuk savaşın bitmesi sonucunda ABD’nin elde ettiği siyasi ve ekonomik bir zafer olarak görmektedir. Bu görüşü savunanlara göre ABD’nin teknolojisi, sermayesi, siyasi ve ekonomik kurumları tüm dünyaya yayılacak ve tüm dünyaca benimsenecektir Kimilerine göre küreselleşme; tarihsel bir çığır, soğuk savaş döneminin sonlanması ile ortaya çıkan yeni bir siyasi ve ekonomik düzenin başlaması olarak tanımlanmaktadır. Bu tanıma göre küreselleşme, dünya güç dengesini ABD lehine değiştirecek ve ABD’nin kontrolünde olacak bir sistemin yeni adıdır. Kimilerine göre küreselleşme; pazarların serbestleşmesi, kamu kurumlarının özelleştirilerek devletin küçültülmesi, devletlerin elini ekonomiden çekmesi, artan uluslar arası yatırımlar sayesinde dünya mali pazarlarının küçülmesi anlamını taşımaktadır. Kimileri ise küreselleşmeyi, soğuk savaşın bitmesi sonucunda ABD’nin elde ettiği siyasi ve ekonomik bir zafer olarak görmektedir. Bu görüşü savunanlara göre ABD’nin teknolojisi, sermayesi, siyasi ve ekonomik kurumları tüm dünyaya yayılacak ve tüm dünyaca benimsenecektir

4 Bir başka eğilime göre küreselleşme, teknolojik ve sosyal bir devrimdir. Çünkü küreselleşme, sadece ekonomik alanda değil sosyal alanda da kendini gösteren yeni bir sistemdir. Bu sistem sayesinde üretim ve teknoloji ulusal sınırları aşarak bütünleşecek, iç pazarlar birbirlerine entegre olarak tek pazar haline gelecektir. Bir başka eğilime göre küreselleşme, teknolojik ve sosyal bir devrimdir. Çünkü küreselleşme, sadece ekonomik alanda değil sosyal alanda da kendini gösteren yeni bir sistemdir. Bu sistem sayesinde üretim ve teknoloji ulusal sınırları aşarak bütünleşecek, iç pazarlar birbirlerine entegre olarak tek pazar haline gelecektir. Bazıları küreselleşme ile; ulus-devletlerin yok olacağını, ulusal politikaların ortadan kalkacağını, gelir dağılımındaki adaletsizliğin daha da artacağını, zenginin daha zengin fakirin ise daha fakir olacağını, sosyal patlamaların ortaya çıkacağını, çevrenin kirleneceğini, işsizliğin artacağını, teknolojik gelişmeler sayesinde robotların insanları tehdit eder duruma geleceğini, ulusal kimlik ve benliklerin ortadan kalkacağını, dünyanın büyük sermayedarlar tarafından yönetilip kontrol edileceğini ve sonuçta küresel bir toplum oluşacağını iddia etmektedirler. Bazıları küreselleşme ile; ulus-devletlerin yok olacağını, ulusal politikaların ortadan kalkacağını, gelir dağılımındaki adaletsizliğin daha da artacağını, zenginin daha zengin fakirin ise daha fakir olacağını, sosyal patlamaların ortaya çıkacağını, çevrenin kirleneceğini, işsizliğin artacağını, teknolojik gelişmeler sayesinde robotların insanları tehdit eder duruma geleceğini, ulusal kimlik ve benliklerin ortadan kalkacağını, dünyanın büyük sermayedarlar tarafından yönetilip kontrol edileceğini ve sonuçta küresel bir toplum oluşacağını iddia etmektedirler.

5 Ancak, nasıl tanımlanırsa tanımlansın, nasıl anlatılırsa anlatılsın, ne kadar tepki gösterilirse gösterilsin, küreselleşme, artık kaçınamayacağımız bir gerçek olarak hayatımıza girmiş bulunmaktadır. Bundan 30 yıl öncesinde dünyanın bir bölgesinde yaşanan kriz ya da herhangi bir ekonomik olumsuzluk bizi çok da ilgilendirmezken, bugün, bir bölgede meydana gelen en küçük olay, kısa sürede dünyaya yayılabilmekte, yabancı sermayelerin ülkeleri terk etmesine yol açmakta ve ülkelerde derin kriz ortamlarının doğmasına neden olmaktadır. Ancak, nasıl tanımlanırsa tanımlansın, nasıl anlatılırsa anlatılsın, ne kadar tepki gösterilirse gösterilsin, küreselleşme, artık kaçınamayacağımız bir gerçek olarak hayatımıza girmiş bulunmaktadır. Bundan 30 yıl öncesinde dünyanın bir bölgesinde yaşanan kriz ya da herhangi bir ekonomik olumsuzluk bizi çok da ilgilendirmezken, bugün, bir bölgede meydana gelen en küçük olay, kısa sürede dünyaya yayılabilmekte, yabancı sermayelerin ülkeleri terk etmesine yol açmakta ve ülkelerde derin kriz ortamlarının doğmasına neden olmaktadır.

6 8 Aralık 1997 yılında Tayland para biriminin ABD Doları karşısında %30 düşürülmesi sonucu ortaya çıkan kriz, kısa bir süre sonra Güneydoğu Asya’ya yayılarak Güney Kore, Endonezya ve Malezya’ya sıçramıştır. Dünya genelindeki ekonomik büyümenin önemli lokomotiflerinden biri olan Güneydoğu Asya’da oluşan kriz nedeniyle dünya ürün piyasasında önemli düşüşler görülmüş ve bu önemli düşüşler 1998 yılında Rusya krizinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Oluşan bu krizler sonucunda sermaye sahipleri tüm yatırımlarını durdurmaya, ellerindeki tüm bono ve tahvilleri satmaya başlamışlardır. Yabancı yatırımcıların daha güvenli ABD bonolarına hücum etmeleri sonucu Brezilya krizi patlak vermiştir. Dünyada olan bu olayların sonuçları, 1998 yılının ikinci yarısında Türk ekonomisinde de ciddi olarak hissedilmeye başlanmış, benzer olaylar ülkemizde de yaşanmıştır. İlk krizin şokunu üzerimizden atamadan Kasım 2000 ve Şubat 2001’de yaşadığımız ciddi boyutlardaki krizler, küreselleşmenin neden kaçılamayacak bir gerçek olduğunu, “küreselleşmeden bize ne!” deme gibi bir lükse sahip olamayacağımızı ortaya koymuştur. 8 Aralık 1997 yılında Tayland para biriminin ABD Doları karşısında %30 düşürülmesi sonucu ortaya çıkan kriz, kısa bir süre sonra Güneydoğu Asya’ya yayılarak Güney Kore, Endonezya ve Malezya’ya sıçramıştır. Dünya genelindeki ekonomik büyümenin önemli lokomotiflerinden biri olan Güneydoğu Asya’da oluşan kriz nedeniyle dünya ürün piyasasında önemli düşüşler görülmüş ve bu önemli düşüşler 1998 yılında Rusya krizinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Oluşan bu krizler sonucunda sermaye sahipleri tüm yatırımlarını durdurmaya, ellerindeki tüm bono ve tahvilleri satmaya başlamışlardır. Yabancı yatırımcıların daha güvenli ABD bonolarına hücum etmeleri sonucu Brezilya krizi patlak vermiştir. Dünyada olan bu olayların sonuçları, 1998 yılının ikinci yarısında Türk ekonomisinde de ciddi olarak hissedilmeye başlanmış, benzer olaylar ülkemizde de yaşanmıştır. İlk krizin şokunu üzerimizden atamadan Kasım 2000 ve Şubat 2001’de yaşadığımız ciddi boyutlardaki krizler, küreselleşmenin neden kaçılamayacak bir gerçek olduğunu, “küreselleşmeden bize ne!” deme gibi bir lükse sahip olamayacağımızı ortaya koymuştur.

7 Asya Krizinin Türkiye’ye Etkisi Asya'da meydana gelen kriz, ülkemizin daraltıcı ekonomik politikalar uygulamaya başladığı bir döneme rastlamıştır. Bu ortamda, krizin Türkiye'ye de yansıyabileceği endişesini taşıyan uluslararası sıcak para, çok kararlı da olmayan bir şekilde piyasalardan çıkmaya çalışmıştır. Asya'da meydana gelen kriz ortamının ilk etkileri Ekim/1997'de Türkiye'ye yansımaya başlamıştır. Ekim ayında Türkiye hisse senedi piyasasından yabancılar 313.1 milyon dolar çekmişlerdir. Yabancıların borsadan çekilişi yıl sonuna kadar azalarak sürmüş; Ocak/98 ortalarında kriz bölgelerinde yaşanan yeni bir kriz dalgasının etkisiyle, İMKB'dan yabancıların tekrar net 94.5 milyon dolar çıkardıkları görülmüştür. Yabancı yatırımcıların Ekim-1997/Ocak-1998 dönemini kapsayan dört aylık süre içinde borsadan toplam net 565.3 milyon dolar çektikleri anlaşılmıştır. Türkiye borsalarındaki yabancı plasmanların aylık 400-500 milyon dolarlık bir işlem hacmini kapsadığı bilinmektedir. Bu miktar, uluslararası para piyasaları için henüz geniş çaplı spekülatif davranışlarda dikkate alınacak boyutta değildir. Bu nedenle Asya krizinin mali piyasalara yansımalarında önemli etkiler görülmemiştir. Kriz ve sonrasının Türk piyasalarına etkileri daha çok reel piyasalarda hissedilmiştir. Asya'da meydana gelen kriz, ülkemizin daraltıcı ekonomik politikalar uygulamaya başladığı bir döneme rastlamıştır. Bu ortamda, krizin Türkiye'ye de yansıyabileceği endişesini taşıyan uluslararası sıcak para, çok kararlı da olmayan bir şekilde piyasalardan çıkmaya çalışmıştır. Asya'da meydana gelen kriz ortamının ilk etkileri Ekim/1997'de Türkiye'ye yansımaya başlamıştır. Ekim ayında Türkiye hisse senedi piyasasından yabancılar 313.1 milyon dolar çekmişlerdir. Yabancıların borsadan çekilişi yıl sonuna kadar azalarak sürmüş; Ocak/98 ortalarında kriz bölgelerinde yaşanan yeni bir kriz dalgasının etkisiyle, İMKB'dan yabancıların tekrar net 94.5 milyon dolar çıkardıkları görülmüştür. Yabancı yatırımcıların Ekim-1997/Ocak-1998 dönemini kapsayan dört aylık süre içinde borsadan toplam net 565.3 milyon dolar çektikleri anlaşılmıştır. Türkiye borsalarındaki yabancı plasmanların aylık 400-500 milyon dolarlık bir işlem hacmini kapsadığı bilinmektedir. Bu miktar, uluslararası para piyasaları için henüz geniş çaplı spekülatif davranışlarda dikkate alınacak boyutta değildir. Bu nedenle Asya krizinin mali piyasalara yansımalarında önemli etkiler görülmemiştir. Kriz ve sonrasının Türk piyasalarına etkileri daha çok reel piyasalarda hissedilmiştir.

8 Küreselleşmenin Türkiye Pazarına Etkileri Dünya üzerinde birçok örgüt küreselleşmeyi sağlamak amacındadır. Bunlara örnek olarak Türkiye’nin üye olmaya çalıştığı Avrupa Birliği ve üye olduğu Gümrük Birliği gösterilebilir. Dünya üzerinde birçok örgüt küreselleşmeyi sağlamak amacındadır. Bunlara örnek olarak Türkiye’nin üye olmaya çalıştığı Avrupa Birliği ve üye olduğu Gümrük Birliği gösterilebilir.

9 Küreselleşme ülkelerin ekonomilerini politikalarını ve kültürlerini birbirlerine bağımlı hale getirmiştir. Bu durumda az gelişmiş ülkeler ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler aslında birer sömürge durumuna gelmişlerdir. Çünkü küreselleşme, gelişmiş olan ülkelerin kendilerine pazar bulma amacından ortaya çıkmış bir kavramdır. Küreselleşme ülkelerin ekonomilerini politikalarını ve kültürlerini birbirlerine bağımlı hale getirmiştir. Bu durumda az gelişmiş ülkeler ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler aslında birer sömürge durumuna gelmişlerdir. Çünkü küreselleşme, gelişmiş olan ülkelerin kendilerine pazar bulma amacından ortaya çıkmış bir kavramdır.

10 Küreselleşmenin Türkiye’ye olan zararları ne yazık ki yararlarından daha fazladır. Küreselleşmenin Türkiye’ye olan zararları ne yazık ki yararlarından daha fazladır. Şimdi sırasıyla küreselleşmenin Türkiye ekonomisine, politikalarına ve kültürüne olan etkilerini inceleyelim. Şimdi sırasıyla küreselleşmenin Türkiye ekonomisine, politikalarına ve kültürüne olan etkilerini inceleyelim.

11 Küreselleşmenin Türkiye ekonomisine olan etkileri; Küreselleşmenin Türkiye ekonomisine olan etkileri; Küreselleşme ile pazar bulma arayışları ve pazara ulaşma çabaları sonucunda birçok uluslararası firma üretimlerini Türkiye dahil Dünya’nın birçok farklı yerlerinde gerçekleştirmeye başladılar. Burada küreselleşme ile birlikte olumlu sayılan gelişme teknolojinin ve bilginin Türkiye’ye bu yoldan girmiş olmasıdır. Şimdi birde zararını inceleyelim. Yabancı sermaye Türkiye’nin tasarruf oranını yükseltmiyor. Yatırım oranını ve üretim kapasitesini artırmıyor. Çünkü zaten mevcut üretim tesislerini satın alıyor. Yaptığı, sadece kendisi açısından bir yatırım olmuş oluyor. Yabancı sermaye, elektrik üretim- dağıtımı, bankacılık, iletişim gibi “gelirin yurtiçinde yaratıldığı” dört sektörde yoğunlaşma eğilimi içindedir Küreselleşme ile pazar bulma arayışları ve pazara ulaşma çabaları sonucunda birçok uluslararası firma üretimlerini Türkiye dahil Dünya’nın birçok farklı yerlerinde gerçekleştirmeye başladılar. Burada küreselleşme ile birlikte olumlu sayılan gelişme teknolojinin ve bilginin Türkiye’ye bu yoldan girmiş olmasıdır. Şimdi birde zararını inceleyelim. Yabancı sermaye Türkiye’nin tasarruf oranını yükseltmiyor. Yatırım oranını ve üretim kapasitesini artırmıyor. Çünkü zaten mevcut üretim tesislerini satın alıyor. Yaptığı, sadece kendisi açısından bir yatırım olmuş oluyor. Yabancı sermaye, elektrik üretim- dağıtımı, bankacılık, iletişim gibi “gelirin yurtiçinde yaratıldığı” dört sektörde yoğunlaşma eğilimi içindedir

12 Ayrıca küreselleşme ile oluşan para transferleri zaten tam olarak oturmamış olan Türkiye ekonomisine zarar vermektedir. Güven vermeyen ekonomide oluşan en ufak bir olumsuzluk sıcak paranın kaçmasına ve Türkiye’nin bir krizle karşı karşıya kalmasına sebep olabilir Ayrıca küreselleşme ile oluşan para transferleri zaten tam olarak oturmamış olan Türkiye ekonomisine zarar vermektedir. Güven vermeyen ekonomide oluşan en ufak bir olumsuzluk sıcak paranın kaçmasına ve Türkiye’nin bir krizle karşı karşıya kalmasına sebep olabilir

13 Küreselleşmenin Siyasete etkileri; Küreselleşmenin Siyasete etkileri; Küreselleşme sonucunda Türkiye, gelişmiş olan ülkelere yani Dünyada sözü geçen ülkelere bağımlı bir politika izlemek zorunda kalmıştır. Küreselleşme sonucunda Türkiye, gelişmiş olan ülkelere yani Dünyada sözü geçen ülkelere bağımlı bir politika izlemek zorunda kalmıştır.

14 Küreselleşmenin Kültürel etkisi ise şu şekildedir; Küreselleşmenin Kültürel etkisi ise şu şekildedir; Küreselleşme, Türkiye’ye fastfood kültürü getirmiştir. McDonalds, Burger King ve bunun gibi birçok fastfood firması Türkiye pazarına girmiş ve geniş bir müşteri kitlesine sahip olmuşlardır. Küreselleşme aynı şekilde müzik ve giyim alışkanlıklarını da değiştirmiştir.

15 Sonuç Sonuç olarak küreselleşmenin Türkiye pazarına hem olumlu hem de olumsuz etkileri olmaktadır.Olumlu olarak sayabileceğimiz etkiler; pazara yeni ürünler sokarak insanların gelişmelerinde, hayat standartlarının yükselmesine vb… yardımcı olmuştur, olmaya da devam etmektedir.Olumsuz etkileri ise; Türkiye pazarında var olan yerli üreticilere bazen zarar verebilmekte ve onları yok olmaya kadar götürebilmektedir. Bunun haricinde ne yazık ki gelen yabancı sermaye yeni tesisler kurarak değil mevcut olan tesisleri satın alarak gelmektedir ki bunun da yararı yoktur. Sonuç olarak küreselleşmenin Türkiye pazarına hem olumlu hem de olumsuz etkileri olmaktadır.Olumlu olarak sayabileceğimiz etkiler; pazara yeni ürünler sokarak insanların gelişmelerinde, hayat standartlarının yükselmesine vb… yardımcı olmuştur, olmaya da devam etmektedir.Olumsuz etkileri ise; Türkiye pazarında var olan yerli üreticilere bazen zarar verebilmekte ve onları yok olmaya kadar götürebilmektedir. Bunun haricinde ne yazık ki gelen yabancı sermaye yeni tesisler kurarak değil mevcut olan tesisleri satın alarak gelmektedir ki bunun da yararı yoktur.

16 KÜRESELLEŞMENİN ULUSLAR ARASI PAZARLARA ETKİLERİ

17 Global Ekonomik Entegrasyon Dünya ekonomisi hızla ‘küreselleşme’ sürecine girmiştir. Küreselleşme ile birlikte, gelişmiş, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler arasında işbirliği imkânları genişlemiştir. Dünya ekonomisi hızla ‘küreselleşme’ sürecine girmiştir. Küreselleşme ile birlikte, gelişmiş, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler arasında işbirliği imkânları genişlemiştir. Kapalı Ekonomi Karma Ekonomi Serbest Ekonomi Kapalı Ekonomi Karma Ekonomi Serbest Ekonomi Global Ekonomik Entegrasyon

18 Ülkeler arasında ticaret sınırlarının önündeki engeller giderek azalmaya ve ortadan kalkmaya başlamış. Ülkeler arasında ticaret sınırlarının önündeki engeller giderek azalmaya ve ortadan kalkmaya başlamış. uluslararası ticaret hacmi genişlemiş uluslararası ticaret hacmi genişlemiş gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere yüksek teknoloji transferi artmış gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere yüksek teknoloji transferi artmış uluslararası finans piyasaları gelişmiş uluslararası finans piyasaları gelişmiş ülkeler arasında işgücü akımı hızlanmış ülkeler arasında işgücü akımı hızlanmış yabancı sermaye akışında önemli gelişmeler yaşanmıştır yabancı sermaye akışında önemli gelişmeler yaşanmıştır Stratejik Birleşmeler etkinliğini ve önemini arttırmıştır Stratejik Birleşmeler etkinliğini ve önemini arttırmıştır

19 Global Ekonomik Entegrasyon Global ekonomik bütünleşme, kısaca, ülkeler arasında mal, emek ve sermaye hareketlerinin artması ve ülkelerin ekonomik işbirliği alanlarının genişlemesi demektir. Global ekonomik bütünleşme, kısaca, ülkeler arasında mal, emek ve sermaye hareketlerinin artması ve ülkelerin ekonomik işbirliği alanlarının genişlemesi demektir. Küreselleşme, ülkeler arasında mal, hizmet, uluslar arası sermaye akımları ve teknolojik gelişimin hızlı bir şekilde artmasını ve serbestleşmesini ve bunlar sonucu ortaya çıkan ekonomik gelişmeyi ifade eder. Birbirleriyle mal işlemleri, çeşitliliği, değer artışları, hizmetler, uluslararası sermaye akımları, teknolojinin çok hızlı ve yaygın bir şekilde yükselmesi ve bu sayılanların ülkeler arasında giderek serbestleşmesi sayesinde ekonomik gelişmeyi ifade eder. Küreselleşme, ülkeler arasında mal, hizmet, uluslar arası sermaye akımları ve teknolojik gelişimin hızlı bir şekilde artmasını ve serbestleşmesini ve bunlar sonucu ortaya çıkan ekonomik gelişmeyi ifade eder. Birbirleriyle mal işlemleri, çeşitliliği, değer artışları, hizmetler, uluslararası sermaye akımları, teknolojinin çok hızlı ve yaygın bir şekilde yükselmesi ve bu sayılanların ülkeler arasında giderek serbestleşmesi sayesinde ekonomik gelişmeyi ifade eder.

20 Peter Drucker Yönetim uzmanı Peter Drucker, yeni bir gerçeklik olarak "dünya ekonomisi" kavramını incelerken başlıca şu özelliklere yer vermektedir. 1970'li yılların ortalarına doğru dünya ekonomisi doların dalgalanmaya bırakılması ve OECD ile birlikte uluslararası olmaktan çıkıp küresel hale gelmiştir. Ulusal devletlerin iç ekonomileri artık büyük ölçüde küresel ekonomilerin egemenliğine geçmiştir. 1970'li yılların ortalarına doğru dünya ekonomisi doların dalgalanmaya bırakılması ve OECD ile birlikte uluslararası olmaktan çıkıp küresel hale gelmiştir. Ulusal devletlerin iç ekonomileri artık büyük ölçüde küresel ekonomilerin egemenliğine geçmiştir. Küresel ekonomiyi biçimlendiren başlıca olgu, mal ve hizmet ticaretinden çok para akışıdır. Bu para akışlarının kendine özgü bir dinamiği vardır. Egemen ulus devletlerin para ve maliye politikaları giderek daha büyük oranda küresel para ve sermaye piyasalarındaki olayları etkin bir yolla biçimlendirmek yerine onlara tepki vermek şeklinde oluşmaktadır. Küresel ekonomiyi biçimlendiren başlıca olgu, mal ve hizmet ticaretinden çok para akışıdır. Bu para akışlarının kendine özgü bir dinamiği vardır. Egemen ulus devletlerin para ve maliye politikaları giderek daha büyük oranda küresel para ve sermaye piyasalarındaki olayları etkin bir yolla biçimlendirmek yerine onlara tepki vermek şeklinde oluşmaktadır.

21 Peter Drucker Küresel ekonomide geleneksel üretim faktörleri olan emek ve doğal kaynaklar giderek daha büyük oranlarlarda ikincil duruma düşmektedir. Küresel bir nitelik kazandığı ve herkesçe elde edilebilir hale geldiği için, artık para da dünya piyasasında tek bir ülkeye rekabet avantajı sağlayacak bir üretim faktörü olmaktan çıkmıştır. Döviz kurları ancak kısa süreler içinde önem taşımaktadır. Yönetim, üretimin belirleyici faktörü olma niteliğini kazanmıştır. Küresel ekonomide geleneksel üretim faktörleri olan emek ve doğal kaynaklar giderek daha büyük oranlarlarda ikincil duruma düşmektedir. Küresel bir nitelik kazandığı ve herkesçe elde edilebilir hale geldiği için, artık para da dünya piyasasında tek bir ülkeye rekabet avantajı sağlayacak bir üretim faktörü olmaktan çıkmıştır. Döviz kurları ancak kısa süreler içinde önem taşımaktadır. Yönetim, üretimin belirleyici faktörü olma niteliğini kazanmıştır. Küresel ekonomide amaç kâr maksimizasyonu değil pazar maksimizasyonudur. Ticaret ise giderek artan oranlarda yatırımı izlemekte ve sonunda yatırımın bir işlevi haline gelmektedir. Küresel ekonomide amaç kâr maksimizasyonu değil pazar maksimizasyonudur. Ticaret ise giderek artan oranlarda yatırımı izlemekte ve sonunda yatırımın bir işlevi haline gelmektedir. Ekonomi kuramına göre, etkili ekonomi politikaları oluşturabilecek tek birim, en azından en ağırlıklı birim ulus devletidir. Aksine, küresel ekonomide bu tür dört birim mevcuttur. Bunların ilki ulusal devlet, ikinci bölgesel bütünleşmeler, üçüncü para, kredi ve yatırım akışlarıyla oluşan reel ve neredeyse özerk bir dünya ekonomisi olarak dünyanın tümünü bir pazar olarak gören küresel teşebbüslerdir. Ekonomi kuramına göre, etkili ekonomi politikaları oluşturabilecek tek birim, en azından en ağırlıklı birim ulus devletidir. Aksine, küresel ekonomide bu tür dört birim mevcuttur. Bunların ilki ulusal devlet, ikinci bölgesel bütünleşmeler, üçüncü para, kredi ve yatırım akışlarıyla oluşan reel ve neredeyse özerk bir dünya ekonomisi olarak dünyanın tümünü bir pazar olarak gören küresel teşebbüslerdir.

22 Peter Drucker Ekonomi politikalarının oluşturulmasında giderek serbest ticaret ya da korumacılık değil, bölgeler arasındaki karşılıklı ilişkiler öne çıkmaktadır. Ekonomi politikalarının oluşturulmasında giderek serbest ticaret ya da korumacılık değil, bölgeler arasındaki karşılıklı ilişkiler öne çıkmaktadır. Son zamanlarda küresel çevrebilim kavramı önem kazanmıştır. Bu bağlamda çevre için küresel politikaların üretilmesi gerekmektedir. Son zamanlarda küresel çevrebilim kavramı önem kazanmıştır. Bu bağlamda çevre için küresel politikaların üretilmesi gerekmektedir. Küresel dünya ekonomisi fiili bir gerçeklik olduğu halde, kendisi için gerekli olan kurumlardan hala yoksundur. Söz konusu ekonomi için “küresel bir hukuk” gerekmektedir. Küresel dünya ekonomisi fiili bir gerçeklik olduğu halde, kendisi için gerekli olan kurumlardan hala yoksundur. Söz konusu ekonomi için “küresel bir hukuk” gerekmektedir.

23 Küreselleşme ve İşletmelerin Gelişimi Bir işletmenin uluslararası arenada kendine yer bulabileceği ana hatlarıyla dört kategori bulunmaktadır. Bir işletmenin uluslararası arenada kendine yer bulabileceği ana hatlarıyla dört kategori bulunmaktadır. 1) YEREL: Sadece kendi ülkesi sınırları içinde faaliyet gösterir 2) ULUSLARARASI: merkezi bir tek ülkede olmak kaydıyla farklı ülkelerle ticari ilişkilerde bulunan 3) ÇOKULUSLU:birden fazla ülkede ticaret ve üretim faaliyetinde bulunan işletmeler 4) KÜRESEL:tüm dünyayı bir iş sahası olarak gören işletmeler evreler bulunmaktadır.

24 Küreselleşme ve İşletmelerin Gelişimi Dünya çapındaki bu ekonomik etkinlik sistemleri daha şimdiden hiçbir dünya imparatorluğu ya da ulus devletin başaramadığı ölçüde bir küresel bütünleşme gerçekleştirmiştir. Dünya çapındaki bu ekonomik etkinlik sistemleri daha şimdiden hiçbir dünya imparatorluğu ya da ulus devletin başaramadığı ölçüde bir küresel bütünleşme gerçekleştirmiştir. Her birinin arasındaki itici güç büyük ölçüde merkezleri ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İsviçre, Hollanda ve İngiltere olan dev şirketlerdir. Her birinin arasındaki itici güç büyük ölçüde merkezleri ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İsviçre, Hollanda ve İngiltere olan dev şirketlerdir. En tepedeki 300 işletmenin toplam varlıkları yaklaşık tüm dünya üretiminin dörtte birini oluşturmaktadır.* En tepedeki 300 işletmenin toplam varlıkları yaklaşık tüm dünya üretiminin dörtte birini oluşturmaktadır.* *H.Bahadır AKIN, "21.Yüzyılın Eşiğinde Küreselleşme ve Küresel İşletmeler", Finans Dünyası Dergisi, Ocak 1998

25 Küreselleşme ve İşletmelerin Gelişimi Genel olarak dünyaya ekonomik açıdan küresel gözle bakan işletmelerin şu üç özelliğe sahip olmaları beklenir. Genel olarak dünyaya ekonomik açıdan küresel gözle bakan işletmelerin şu üç özelliğe sahip olmaları beklenir. 1. Küresel işletme olabilmek için dünya genelini dikkate alan bir imalat, lojistik, pazarlama, ürün ve AR-GE planı içeren küresel bir strateji mevcut olmalıdır. Küresel işletmeler tüm bu faaliyetlerini bütüncül bir yaklaşımla sınır tanımaksızın sürdürürler.

26 Küreselleşme ve İşletmelerin Gelişimi 2. Küresel bir işletme, yerel müşterilerin ihtiyaçlarını mükemmelen karşılayabilecek oldukça duyarlı bir dağıtım sistemine sahip olmalıdır. Küresel işletmelerin temel bir değer, ilke ve iş sistemi kümesine sahip olmaları ve bunları faaliyet gösterdikleri bölgelere aynen taşımaları gerekmektedir. 3. Küresel işletmeler kendi küresel planlarıyla yerel duyarlılıklar arasında denge kurmalıdırlar. Yerel ihtiyaçların karşılanabilmesi için örgütsel güç azami dikkatle kullanılırken, bütünleşik küresel sistemin esas hedefleri gözden kaçırılmamalıdır. Söz konusu dengenin sağlanması küresel bir işletmenin en önemli problemidir. Bu nedenle küresel işletmelerin kolaylıkla anlaşabilir bir felsefenin bulunması ve tüm çalışanları bu ilkelerin uygulamaya geçirebileceğine inanmaları gerekmektedir.

27 Küreselleşme ve Yabancı Sermaye Yatırımları Dünyada küreselleşme süreci öncesinde yeterince önemsenmeyen yabancı sermaye, bugün kalkınmaya olan katkısının anlaşılmasıyla, gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerin ilgi odağı haline gelmiştir. Dünyada küreselleşme süreci öncesinde yeterince önemsenmeyen yabancı sermaye, bugün kalkınmaya olan katkısının anlaşılmasıyla, gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerin ilgi odağı haline gelmiştir. Globalleşmeyle birlikte, ekonomi ve ticarette liberalleşme eğilimlerinin hız kazanmasıyla, sermayenin serbest dolaşımı artmış, ticaret serbestleşmiş ve tüketici alışkanlıklarında benzerlikler görülmeye başlamıştır. Globalleşmeyle birlikte, ekonomi ve ticarette liberalleşme eğilimlerinin hız kazanmasıyla, sermayenin serbest dolaşımı artmış, ticaret serbestleşmiş ve tüketici alışkanlıklarında benzerlikler görülmeye başlamıştır. Ülkelerin pazarları arasındaki sınırlar neredeyse tamamen ortadan kalkarak, tek bir dünya pazarı oluşmuş ve firmalar da bu pazardan pay kapmak için, birbirleriyle kıyasıya rekabet etmeye ve daha kaliteli ürünleri daha ucuza üretebilmenin yollarını aramaya başlamışlardır. Ülkelerin pazarları arasındaki sınırlar neredeyse tamamen ortadan kalkarak, tek bir dünya pazarı oluşmuş ve firmalar da bu pazardan pay kapmak için, birbirleriyle kıyasıya rekabet etmeye ve daha kaliteli ürünleri daha ucuza üretebilmenin yollarını aramaya başlamışlardır.

28 Küreselleşme ve Yabancı Sermaye Yatırımları Gelişmiş ülkeler rekabet güçlerini artırmada gerekli olan daha ucuz işgücü, daha ucuz hammadde, daha uygun yasal düzenlemeler ve vergilendirme sistemini ve şartlarını elde edebilmek için sermaye ve teknoloji transferi yoluna gitmektedirler. Gelişmiş ülkeler rekabet güçlerini artırmada gerekli olan daha ucuz işgücü, daha ucuz hammadde, daha uygun yasal düzenlemeler ve vergilendirme sistemini ve şartlarını elde edebilmek için sermaye ve teknoloji transferi yoluna gitmektedirler. Gelişmekte olan ülkelerin ise en önemli sorunları sermaye ve teknoloji yetersizliğidir. Düşük satın alma gücü ve iç tasarruflardaki eksiklikler ve döviz darboğazı yerli sanayinin gelişimini ve rekabet gücünün artmasını engellerken, gelişmiş ülkelerin standartlarına göre esnek mevzuat, ucuz işgücü ve diğer uygun koşullar da yabancı sermaye için uygun bir ortam hazırlamaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin ise en önemli sorunları sermaye ve teknoloji yetersizliğidir. Düşük satın alma gücü ve iç tasarruflardaki eksiklikler ve döviz darboğazı yerli sanayinin gelişimini ve rekabet gücünün artmasını engellerken, gelişmiş ülkelerin standartlarına göre esnek mevzuat, ucuz işgücü ve diğer uygun koşullar da yabancı sermaye için uygun bir ortam hazırlamaktadır.

29 Küreselleşme ve Yabancı Sermaye Yatırımları Diğer taraftan, gelişmekte olan ülkelerin, kalkınmalarını gerçekleştirebilmek için, ihtiyaç duydukları sermaye birikimini sağlamada, dış borç yerine yabancı sermayeye yönelmeleri çok daha akılcı bir yoldur. Hem kıt sermayenin çok sayıda ülke tarafından paylaşılmak istenilmesi, hem de yabancı sermayenin ülke ekonomisine ve kalkınmasına yaptığı katkıların gün geçtikçe daha çok anlaşılmaya başlanılması nedeniyle, ülkeler bugün yabancı sermayeden aldıkları payı artırabilmek için, her geçen gün çok daha cazip koşullar hazırlamaya çalışmaktadır. Diğer taraftan, gelişmekte olan ülkelerin, kalkınmalarını gerçekleştirebilmek için, ihtiyaç duydukları sermaye birikimini sağlamada, dış borç yerine yabancı sermayeye yönelmeleri çok daha akılcı bir yoldur. Hem kıt sermayenin çok sayıda ülke tarafından paylaşılmak istenilmesi, hem de yabancı sermayenin ülke ekonomisine ve kalkınmasına yaptığı katkıların gün geçtikçe daha çok anlaşılmaya başlanılması nedeniyle, ülkeler bugün yabancı sermayeden aldıkları payı artırabilmek için, her geçen gün çok daha cazip koşullar hazırlamaya çalışmaktadır.

30 Küreselleşme ve Yabancı Sermaye Yatırımları Geçmişte yabancı sermaye sadece, Geçmişte yabancı sermaye sadece, - sermaye açığını kapatmak, - üretimi artırmak, - işsizliğe çözüm getirmek, - üretim maliyetlerini düşürmek; - ucuz işgücü, - taşıma giderlerinden tasarruf sağlamak, - düşük vergi avantajlarından faydalanmak, - ucuz hammadde kullanmak, - döviz rezervlerini genişletmek gibi nedenlerle cazip bulunuyordu.

31 Küreselleşme ve Yabancı Sermaye Yatırımları Günümüzde ise, yabancı sermaye yatırımlarından beklenenler daha da artmıştır. Önceki faktörlere ilave olarak: Günümüzde ise, yabancı sermaye yatırımlarından beklenenler daha da artmıştır. Önceki faktörlere ilave olarak: - ülke içinde sağlıklı bir rekabet ortamı yaratmak, - ülkeye yeni teknolojiler kazandırmak, - know-how getirmek, - gelişmiş ve sermaye ihraç eden ülkelerin politik ve ekonomik desteğini sağlamak, - promosyon, - dışa açılmak, - çevre korumak, - insan kaynaklarının geliştirilmesi gibi nedenler de bulunmaktadır.* *Güngör URAS, Türkiye’de Yabancı Sermaye Yatırımları, İstanbul, İktisadi Yayınlar, 1979, s. 27

32 DÜNYA EKONOMİSİ VE TİCARETİNDEKİ GELİŞMELER

33 Dünya Ticaretinde Son Gelişmeler Son yirmi yılda dünya ekonomisi (üretimi) yıllık ortalama yüzde 2,7 oranında büyümüştür.Bu dönemde dünya ticareti üretime oranla daha fazla bir büyüme gerçekleştirmesinin yanında global ekonomik büyümenin de üzerine çıkmıştır. Son yirmi yılda dünya ekonomisi (üretimi) yıllık ortalama yüzde 2,7 oranında büyümüştür.Bu dönemde dünya ticareti üretime oranla daha fazla bir büyüme gerçekleştirmesinin yanında global ekonomik büyümenin de üzerine çıkmıştır. 1990’lı yıllar, bir önceki on yıllık dönem ile karşılaştırıldığında, enformasyon teknolojilerinde yaşanan büyük gelişmelerin ekonomi ve ticaret üzerindeki pozitif etkilerinin doğrudan görüldüğü, ticarî engellerin kaldırılması yolunda önemli mesafelerin de alınmasıyla birlikte, dünya ticaretinde büyük artışların yaşandığı bir dönem olmuştur. 1990’lı yıllar, bir önceki on yıllık dönem ile karşılaştırıldığında, enformasyon teknolojilerinde yaşanan büyük gelişmelerin ekonomi ve ticaret üzerindeki pozitif etkilerinin doğrudan görüldüğü, ticarî engellerin kaldırılması yolunda önemli mesafelerin de alınmasıyla birlikte, dünya ticaretinde büyük artışların yaşandığı bir dönem olmuştur. 1994 yılında dünya ticaretini serbestleştirmeyi amaçlayan ve yaptırım gücü olan Dünya Ticaret Örgütü(DTÖ) kurulmuştur. 1994 yılında dünya ticaretini serbestleştirmeyi amaçlayan ve yaptırım gücü olan Dünya Ticaret Örgütü(DTÖ) kurulmuştur.

34 Yine bu dönemde başlıca sanayileşmiş ülkelerde mali disiplini öngören programlar uygulamaya konulmuş, Avrupa’da faiz oranları düşürülmüş, Japonya’da ekonomiyi canlandırmak üzere tüketimi artırıcı programlar hazırlanmış, az gelişmiş ülkelere daha fazla kaynak aktarılmış, Asya ve Latin Amerika’daki bazı ülkelerde uygulanan istikrar programlarıyla büyümeye süreklilik kazandırılmıştır. Yine bu dönemde başlıca sanayileşmiş ülkelerde mali disiplini öngören programlar uygulamaya konulmuş, Avrupa’da faiz oranları düşürülmüş, Japonya’da ekonomiyi canlandırmak üzere tüketimi artırıcı programlar hazırlanmış, az gelişmiş ülkelere daha fazla kaynak aktarılmış, Asya ve Latin Amerika’daki bazı ülkelerde uygulanan istikrar programlarıyla büyümeye süreklilik kazandırılmıştır. Ticareti serbestleştirme çabaları sonucu dünya ithalatının yarısını gerçekleştiren ABD, AB ve Japonya’nın uyguladığı gümrük vergilerinin oranı 1994-99 yılları arasında 1/3 oranında düşmüştür. Ticareti serbestleştirme çabaları sonucu dünya ithalatının yarısını gerçekleştiren ABD, AB ve Japonya’nın uyguladığı gümrük vergilerinin oranı 1994-99 yılları arasında 1/3 oranında düşmüştür. Tüm bu gelişmeler dünya ticaretinin, üretimin üzerinde artmasına yol açmış ve 1993’den sonra 2000 yılına dek dünya üretimi yüzde 21 oranında artarken, dünya ticareti yüzde 73 oranında artmıştır. Tüm bu gelişmeler dünya ticaretinin, üretimin üzerinde artmasına yol açmış ve 1993’den sonra 2000 yılına dek dünya üretimi yüzde 21 oranında artarken, dünya ticareti yüzde 73 oranında artmıştır.

35 1999 yılının ikinci yarısında ve 2000 yılında ticaret artışının hızlanması, 1990’lı yılların sonuna doğru yaşanan en çarpıcı gelişmelerden biri olmuştur. 1999 yılının ikinci yarısında ve 2000 yılında ticaret artışının hızlanması, 1990’lı yılların sonuna doğru yaşanan en çarpıcı gelişmelerden biri olmuştur. Bu gelişmede Asya krizi sonrasında gelişmiş ülke ekonomilerinde görülen hızlı talep artışları ile birlikte 1999 yılında dünya genelindeki talep artışına yüzde 25 oranında katkı sağlayan Asya ülkelerinin ekonomik faaliyetlerinde görülen artışın önemli rolü olmuştur. Bu gelişmede Asya krizi sonrasında gelişmiş ülke ekonomilerinde görülen hızlı talep artışları ile birlikte 1999 yılında dünya genelindeki talep artışına yüzde 25 oranında katkı sağlayan Asya ülkelerinin ekonomik faaliyetlerinde görülen artışın önemli rolü olmuştur. Bunun yanı sıra, 1997-98 döneminde Asya’da ve Rusya’da patlak veren krizlerden etkilenen gelişmekte olan ülke ekonomilerin kriz sonrası ekonomik toparlanma sürecini umulandan çok daha hızlı tamamlayarak, 2000 yılında yaklaşık yüzde 5,3’lük büyüme performansına ulaşmış bu da 90’ların sonunda yaşanan hızlı ticaret artışının ardındaki önemli bir diğer gelişme olmuştur. Bunun yanı sıra, 1997-98 döneminde Asya’da ve Rusya’da patlak veren krizlerden etkilenen gelişmekte olan ülke ekonomilerin kriz sonrası ekonomik toparlanma sürecini umulandan çok daha hızlı tamamlayarak, 2000 yılında yaklaşık yüzde 5,3’lük büyüme performansına ulaşmış bu da 90’ların sonunda yaşanan hızlı ticaret artışının ardındaki önemli bir diğer gelişme olmuştur.

36 2002 yılının son çeyreğinde dünya ekonomisinin büyümesi güç kaybetmiş ve yılın genelinde dünya toplam hasıla büyümesi % 1,5 oranında gerçekleşmiştir. 2002 yılının son çeyreğinde dünya ekonomisinin büyümesi güç kaybetmiş ve yılın genelinde dünya toplam hasıla büyümesi % 1,5 oranında gerçekleşmiştir. Gelişmiş ülkelerin büyüme hızı dünya ortalamasının altında kalırken, gelişme yolundaki ülkelerde (GYÜ) ise ekonomik performans, bölgeler ve ülkeler itibariyle önemli farklılıklar göstermiştir. Gelişmiş ülkelerin büyüme hızı dünya ortalamasının altında kalırken, gelişme yolundaki ülkelerde (GYÜ) ise ekonomik performans, bölgeler ve ülkeler itibariyle önemli farklılıklar göstermiştir. Global ekonomideki düzelmede temel itici faktörler, ABD’deki güçlü iç talep ve Uzakdoğu ekonomilerindeki canlılık olmuştur. Dünya hasılasındaki genişlemeyi önemli ölçüde, dünya ortalamasının oldukça üstünde ekonomik büyüme gerçekleştiren Çin H.C. desteklemiştir. Global ekonomideki düzelmede temel itici faktörler, ABD’deki güçlü iç talep ve Uzakdoğu ekonomilerindeki canlılık olmuştur. Dünya hasılasındaki genişlemeyi önemli ölçüde, dünya ortalamasının oldukça üstünde ekonomik büyüme gerçekleştiren Çin H.C. desteklemiştir.

37 Diğer yandan Japonya ve Batı Avrupa ekonomilerindeki durgunluk, iç taleplerindeki yetersizlik ve düşüş devam etmiştir. Latin Amerika ekonomileri de Venezuella, Paraguay, Brezilya ve Arjantin’deki krizlerin sonucunda derin bir küçülme yaşamış, bölgedeki kişi başına milli gelir 2001 ve 2002 yıllarında önemli düşüş göstermiştir. Diğer yandan Japonya ve Batı Avrupa ekonomilerindeki durgunluk, iç taleplerindeki yetersizlik ve düşüş devam etmiştir. Latin Amerika ekonomileri de Venezuella, Paraguay, Brezilya ve Arjantin’deki krizlerin sonucunda derin bir küçülme yaşamış, bölgedeki kişi başına milli gelir 2001 ve 2002 yıllarında önemli düşüş göstermiştir. Dünya ticareti ve ekonomisi 2006 da büyük bir canlılık içinde olmuş ve % 8 lik büyüme ile 2000 yılından beri ikinci yüksek mal ticareti gerçekleşmiştir.Ekonomilerin büyüklüğünün göstergesi olan Gayrisafi Milli Hasıla (GSMH ) Avrupa ve Japonya’da beklenenden daha güçlü olarak gerçekleşirken,Çin ve Hindistan rekor yüksek seviyelere erişmişlerdir.

38 Ticari ve Finansal Liberalleşme Devlet anlayışındaki değişmeler ve piyasa ekonomisinin ülkeler arasında giderek artan ölçüde benimsenme eğilimi, dış ticaret ve sermaye hareketleri üzerindeki kısıtlamaların ve kontrollerin kaldırılmasına ortam hazırlamıştır. Ülkelerin bir çoğu IMF’nin desteğiyle uluslararası sermaye hareketleri üzerindeki sınırlamaları kaldırmışlardır. Devlet anlayışındaki değişmeler ve piyasa ekonomisinin ülkeler arasında giderek artan ölçüde benimsenme eğilimi, dış ticaret ve sermaye hareketleri üzerindeki kısıtlamaların ve kontrollerin kaldırılmasına ortam hazırlamıştır. Ülkelerin bir çoğu IMF’nin desteğiyle uluslararası sermaye hareketleri üzerindeki sınırlamaları kaldırmışlardır.

39 Firma Stratejilerindeki Değişmeler Gerek hükümetlerin kontrolü bırakma, serbestlik politikaları, gerekse teknolojik gelişmeler sonucu firmaların faaliyetleri global bir boyut kazanmıştır. Bu firmalar, üretim alanı olarak tek bir ülkeyi değil; bütün dünyayı hedeflemektedirler. Firma faaliyetlerinin globalleşmesi, bir taraftan yatay ve dikey birleşmeler yoluyla firmalar arasındaki işbirliğini artırmış; diğer taraftan da, global rekabetin artmasına yol açmıştır.

40 Global Ekonomik Entegrasyon Globalleşme ile birlikte, gelişmiş, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler arasında işbirliği imkanları genişlemiştir. Ülkeler arasında ticaret sınırlarının önündeki engeller giderek azalmaya ve ortadan kalkmaya başlamış, uluslararası ticaret hacmi genişlemiş, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere yüksek teknoloji transferi artmış, uluslararası finans piyasaları gelişmiş, ülkeler arasında işgücü akımı hızlanmış, yabancı sermaye akışında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Global ekonomik entegrasyonun üç ayağı ; Uluslararası mal hareketleriUluslararası mal hareketleri Uluslararası sermaye hareketleriUluslararası sermaye hareketleri Uluslararası işgücü hareketleriUluslararası işgücü hareketleri

41 E-Ticaret Bilgi paylaşımında ve üretiminde büyük imkanlar sunan internetin, tüm dünyada yaygın olarak kullanılmasıyla birlikte,bu açık ağın ticari amaçlarla kullanılıp kullanılamayacağı düşünülmüş ve sonuçta bu ortamda gerçekleştirilen ve ‘Elektronik Ticaret’ diye adlandırılan yeni bir ticaret şekli ortaya çıkmıştır. Bilgi paylaşımında ve üretiminde büyük imkanlar sunan internetin, tüm dünyada yaygın olarak kullanılmasıyla birlikte,bu açık ağın ticari amaçlarla kullanılıp kullanılamayacağı düşünülmüş ve sonuçta bu ortamda gerçekleştirilen ve ‘Elektronik Ticaret’ diye adlandırılan yeni bir ticaret şekli ortaya çıkmıştır.

42 Elektronik Ticaret Nedir? OECD tarafından yapılan tanımlamaya göre e-ticaret,genel olarak birey ve organizasyonların metin,ses,görsel imajları kapsayan dijital verilerin aktarımına dayalı olarak ticari faaliyetleri yerine getirmeleridir. OECD tarafından yapılan tanımlamaya göre e-ticaret,genel olarak birey ve organizasyonların metin,ses,görsel imajları kapsayan dijital verilerin aktarımına dayalı olarak ticari faaliyetleri yerine getirmeleridir. Bir işlemin elektronik ticaret kapsamına girebilmesi için aşağıdaki özellikleri taşıması gerekir. Bir işlemin elektronik ticaret kapsamına girebilmesi için aşağıdaki özellikleri taşıması gerekir. -Elektronik ortamda gerçekleşmelidir. -İki veya daha fazla taraf arasında mal/hizmet alım satımı veya tanıtımı olmalıdır. -Metin,ses ve görüntü şeklindeki sayısal bilgilerin işlenmesi ve saklanması temeline dayanmalıdır. -Bir değer yaratmayı amaçlamalıdır. -Ticari nitelikte bir işlem olmalı veya bir ticari işlemi destekleyecek nitelikte olmalıdır.

43 Elektronik ticaretin geleceğine ilişkin tahminlere göre,2007 yılında tüketicilerin %26’sı alışverişlerini elektronik ortamda gerçekleştirecektir. Buna ilave olarak önümüzdeki 10 yıllık dönemde internete dayalı elektronik ticaretin piyasa payının %2’den %50’ye yükseleceği tahmin edilmektedir. Elektronik ticaretin geleceğine ilişkin tahminlere göre,2007 yılında tüketicilerin %26’sı alışverişlerini elektronik ortamda gerçekleştirecektir. Buna ilave olarak önümüzdeki 10 yıllık dönemde internete dayalı elektronik ticaretin piyasa payının %2’den %50’ye yükseleceği tahmin edilmektedir. İNTERNET SATIŞLARI (milyar$) EKONOMİDEK İ ORANI(%) Toplam3272,3 İmalat1162,3 Toptan Satış 1683,1 Hizmetler331,3


"Burak Bayar Murat Bayramoğlu Alper Boz Emre Canbazgil İSTANBUL/ Aralık 2007 “Küreselleşmenin Uluslararası Pazarlara Etkileri ve Uluslararası Ticaretteki." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları