Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

DUA.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "DUA."— Sunum transkripti:

1 DUA

2 “Dua, tam tamına ibadettir.” “Dua, ibadetin başıdır,”
Resûlullah (A.S.V.) buyurdular ki: “Dua, tam tamına ibadettir.” “Dua, ibadetin başıdır,” “Dua, ibadetin özüdür.” “Allah, kendisine dua etmeyen kuluna azap eder.”İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/ “Hz. Peygamber (a.s.) devamla; Dua, başınıza gelmiş ve gelecek olan musibetlerden sizi korur. Allah’ın kulları! Dua ediniz.” buyurmuştur. A’raf Suresi 180. Ayet: “En güzel isimler Allah’ındır, o halde bu isimlerle O’na dua edin.” Esma-yı Hüsna, insan ile Allah arasındaki irtibatı sağlar. En yüksek seviyede Allah Marifetine ermek bu isimlerle olur Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Allah’ın 99 ismi vardır. Kim bunları bellerse, bunlarla Allah’ı zikrederse cennete girer.” İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/

3 “Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin.
A’raf Suresi 55. Ayet: “Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez.” Resûlullah (A.S.V.) buyurdular ki: “Kime dua kapısı açılmış ise ona rahmet kapıları açılmış demektir. Allah'a talep edilen dünyevi şeylerden Allah'ın en çok sevdiği afiyettir Dua, inen ve henüz inmeyen her çeşit musibet için faydalıdır. Kazayı sadece dua geri çevirir. Öyle ise sizlere dua etmek gerekir.” Tirmizi, Daavat 112, (3542).

4 Resûlullah (A.S.V.) buyurdular ki: Resûlullah (A.S.V.) anlatıyor:
"Kul Rabbine en ziyade secdede iken yakın olur, öyle ise secdede duayı çok yapın." Müslim, Salat 215, (482); Ebu Davud, Salat 152, (875). Resûlullah (A.S.V.) anlatıyor: "Allah'ın kabul ettiği üç müstecab dua vardır, bunların icabete mazhariyetleri hususunda hiç bir şekk yoktur. Mazlumun duası, misafirin duası, babanın evladına duası.“ Tirmizi, Birr 7, (1906); Cennet 2, (2528), Daavat 139, (3592); Ebu Davud, Salat 364, (1536); İbnu Mace, Dua 11, (3862). "İcabete mazhar olmada habersiz kimsenin orada olmayan kimse hakkında yaptığı duadan daha süratli olanı yoktur.“ Tirmizi, Birr 50, (1981), Ebu Davud, Salat 364, (1535); Müslim, Zikr 88, (2733); Buhari, Mezalim 9.

5 Nasıl ve ne zaman dua edilir?
Hem hulûs (içten gelerek)ve huşû ve huzur-u kalble dua etmeli, Hem namazın sonunda, bilhassa sabah namazından sonra, Hem mevâki-i mübarekede (mübarek mekanlarda), hususan mescidlerde, Hem Cumada, hususan saat-i icabede, Hem şuhur-u selâsede (üç aylarda), hususan leyâli-i meşhurede (mübarek gecelerde), Hem Ramazan'da, hususan Leyle-i Kadirde dua etmek,  Kabule karin olması rahmet-i İlâhiyeden kaviyen me'muldür (umulur). O makbul duanın ya aynen dünyada eseri görünür; veyahut dua olunanın âhiretine ve hayat-ı ebediyesi cihetinde makbul olur. Demek, aynı maksat yerine gelmezse, dua kabul olmadı denilmez, belki daha iyi bir surette kabul edilmiş denilir.“(Risale-i Nur Mektubat Yirmiüçüncü Mektub)

6 Dua, Rıza-i İlahi’nin şifresi ve cennet yurdunun da anahtarıdır.
Dua, bir ibadettir, dua kulluğun özüdür, dua Rabbe dönüş ve yönelişin adıdır.[M.F. Gülen’in “Sonsuz Nur Cilt 2” Kitabından Alınmıştır.] Kulluktan bahsedilen bir yerde, duadan bahsetmemek mümkün değildir. Dua, Allah (c.c)’la kul arasında kuvvetli bir bağdır. Başka bir ifade ile kulun düşüncesinin Rabbe takdim edilmesi şeklidir dua. Rahmet elinin üzerimizde dolaşması, dua sayesindedir. Dua, aynı zamanda gazabın da paratoneridir.[M.F. Gülen’in “Sonsuz Nur Cilt 2” Kitabından Alınmıştır.]

7 Dua, ruhun gıdasıdır, bu gıda ruha fasılasız verilmelidir.
Duaya devam edenlerden başkası, onun bu güçlü sırrını anlayamaz. Şiddete karşı yapılan en güzel dua, rahat ve rehavet zamanında yapılan duadır. Allah’ım, Sana ve dualara itimadımı artır; sebeplere riayeti de bir vazife şuuru olarak vicdanıma duyur! Allah’ım, ne azabına dayanacak halim, ne de rahmetinden mahrum kalmaya mecalim var... Allah’ım, vefasızlık edip Senden uzak kalsam da, halim, Sensiz edemeyeceğimi haykırmaktadır.. Vefasızlığım itibarıyla değil, ihtiyacıma göre Senin lütfuna talibim...! [M.F. Gülen’in “Kur’an’dan İdrake Yansıyanlar” Kitabından Alınmıştır.]

8 Tebliğ insanının dua yanı da diğer vasıflarından geri değildir.
O, sözlerinin nafiz ve tesirli olmasını ancak Cenab-ı Hakk'tan bekler. Mülk sahibi O'dur. Kalpler O'nun kudret elinde tespih taneleri gibi evrilip çevrilmektedir. M.F. Gülen’in “İrşad Ekseni” Kitabından Alınmıştır. En beliğ ve büyüleyici ifadelerin dahi tesir etmediği nice insanlar vardır ki.. Onlar, yürekten ve candan yapılan dualarla hidayete ermişlerdir. Dua Mü'minin silahı olduğu gibi, tebliğ adamının da ilk ve son sığınağıdır. O, evvela duaya dehalet eder, sonra da söyleyeceklerini söyler. M.F. Gülen’in “İrşad Ekseni” Kitabından Alınmıştır.

9 Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm.
Kur’an-ı Kerim Bakara Suresi 186. Ayet: “Kullarım, beni senden sorarlarsa, bilsinler ki, gerçekten ben onlara çok yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.” [Kur’an-ı Kerim Bakara Suresi 186. Ayet:] Secde Suresi 16. Ayet: “Onlar, korkarak ve Ümit ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızk olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar.” [Secde Suresi 16. Ayet:]

10 “Göklerde olan, yerde olan herkes, ihtiyaçları için O’na yalvarır.”
Rahman Suresi 29. Ayet: “Göklerde olan, yerde olan herkes, ihtiyaçları için O’na yalvarır.” Mü’minun Suresi 60. Ayet: “Rabbiniz buyurdu ki: “Bana dua edin ki size karşılık vereyim. Zira Bana ibadet, yani dua etmeyi kibirlerine yediremeyenler, zelil ve rezil olarak cehenneme gireceklerdir.”

11 Resûlullah (A.S.V.) buyurdular ki:
"Her gece, Rabbimiz gecenin son üçte biri girince, dünya semasına iner ve; "Kim bana dua ediyorsa ona icabet edeyim. Kim benden bir şey istemişse onu vereyim, kim bana istiğfarda bulunursa ona mağfirette bulunayım" der." "Allahu Teala gecenin ilk üçte biri geçinceye kadar mühlet verir. Ondan sonra yakın semaya inerek şöyle der: "Melik benim, Melik benim. Kim bana dua edecek?“ Buhari, Tevhid 35, Teheccüd 14, Daavat 13, Müslim,Salatu'l-Müsafirin 166, (758); Muvatta, Kur'an 30, (1, 214) "Ey Allah'ın Resulü! En ziyade dinlenmeye ve kabule mazhar olan dua hangisidir?" "Gecenin sonunda yapılan dua ile farz namazların ardından yapılan dualardır!" diye cevap verdi.“Tirmizi, Daavat 80.

12 "En hayırlı olan ve derecenizi en ziyade artıran..
Resul-i Ekrem (A.S.V.), (bir gün) sordu: "En hayırlı olan ve derecenizi en ziyade artıran.. Melikinizin yanında en temiz.. Sizin için gümüş ve altın paralar bağışlamaktan daha sevaplı.. Düşmanla karşılaşıp boyunlarını vurmanız veya boyunlarınızı vurmalarından.. Sizin için daha hayırlı olan.. Amelinizin hangisi olduğunu haber vereyim mi.. ?" "Evet! Ey Allah'ın Resulü!" dediler. "Allah'ın zikridir!" buyurdu. Tirmizi, Daavat 6, (3374); Muvatta, Kur'an 24.

13 Resûlullah (A.S.V.) buyurdular ki: "Resûlullah (A.S.V.) buyurdular ki:
"Allahu Teala hazretleri şöyle seslenir: "Beni bir gün zikreden veya bir makamda benden korkan kimseyi ateşten çıkarın!“ Tirmizi, Cehennem 9, (2597). "Akşamdan abdestli olarak temizlik üzere zikrederek uyuyan ve geceleyin de uyanıp Allah'tan dünya ve ahiret için hàyır talep eden hiç kimse yoktur ki Allah dilediğini vermesin." Ebu Davud, Edeb "Resûlullah (A.S.V.) buyurdular ki: "Bir kimse evine veya yatağına girince hemen bir melek ve bir şeytan alelacele gelirler. Melek: "Hayırla aç!" der. Şeytan da: "Şerle aç!" der. Adam, şayet o sırada Allah'ı zikrederse melek Şeytanı kovar ve onu korumaya başlar. İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/519.

14 Resülullah (A.S.V.) buyurdular ki: Resûlullah (A.S.V.) buyurdular ki:
"Kim sabah namazının arkasından yüz kere tesbihde (Sübhânallah) ve yüz kere tehlilde ("Lâilâhe illâllâh“) bulunursa, deniz köpüğü gibi çok bile olsa günahları affedilir". Nesai, Sehv 95, (3, 79). Resûlullah (A.S.V.) buyurdular ki: "Duvaları örtmeyin. Kim kardeşinin mektubuna, onun izni olmadan bakarsa, tıpkı ateşe bakmış gibi olur. Allah'tan avuçlarımızın içiyle isteyin, sırtlarıyla istemeyin; duayı tamamlayınca avucunuzu yüzlerinize sürün.“ Ebu Davud, Salat 358, (1489, 1490, 1491).

15 Resûlullah (A.S.V.) dua eden bir adamın, dua sırasında
Hz. Peygamber (A.S.V.)'e salat ve selam okumadığını görmüştü. Hemen: "Bu kimse acele etti" buyurdu. Sonra adamı çağırıp: "Biriniz dua ederken, Allahu Teala'ya hamd u sena ederek başlasın, sonra Hz. Peygamber (A.S.V.)'e salât okusun, sonra da dilediğini istesin" buyurdu." Tirmizi, Daavat 66,(3473, 3475); Ebu Davud, Salat 358, (1481); Nesai, Sehv 48, (3, 44). Resulullah (A.S.V.), bir adamın şöyle söylediğini işitti: "Allah'ım, şahitlik ettiğim şu hususlar sebebiyle senden talep ediyorum: Sen, kendisinden başka ilah olmayan Allah'sın, birsin, Sametsin, yani hiçbir şeye ihtiyacın yok, her şey sana muhtaç, doğurmadın, doğmadın, bir eşin ve benzerin yoktur." Bunun üzerine Efendimiz (A.S.V.) buyurdular: "Nefsimi kudret elinde tutan Zat'a yemin olsun, bu kimse, Allah’tan İsm-i Azamı adına talepte bulundu. Şunu bilin ki, kim İsm-i Azamla dua ederse Allah ona icabet eder, kim onunla talepte bulunursa, Allah ona dilediğini mutlaka verir. " Tirmizi, Daavat 65, (3471); Ebu Davud, Salat 358, (1493).]

16 Ebu Hureyre (r. a), Allah Resulü (s. a
Ebu Hureyre (r.a), Allah Resulü (s.a.s)'ne gelerek annesi için dua talep etmiştir. Çünkü o güne kadar kadının gönlüne bir türlü İslam yol bulup girememiştir. Ebu Hureyre'nin talebi üzerine Allah Resulü (s.a.s) ellerini açar ve: "Allah'ım Ebu Hureyre'nin annesine hidayet et" diye dua eder. Ebu Hureyre sevinerek mescitten çıkar ve koşarak eve gelir.. tam kapıyı açacağı sırada içeriden annesinin sesini duyar ki, kadın Eba Hureyre'ye, "Olduğun yerde kal içeriye girme" der. Ebu Hureyre (r.a) kapının önünde beklerken kulağına bir su sesi gelir. O, ihtimal annem yıkanıyor diye düşünür. Biraz sonra da bu yaşlı kadın kapıyı açar ve dışarıya çıkar, kelime-i şehadet getirir. Evet, Ebu Hureyre (r.a) yanlış duymuyordu. Annesi kelime-i şehadet getiriyor ve Müslüman olduğunu müjdeliyordu. O güne kadar hidayete ermesi onca uğraşılan bu kadına da Allah Resûlü (s.a.s)’nün duası yetivermiştir. M.F. Gülen’in “İrşad Ekseni” Kitabından Alınmıştır.

17 Bizim ümit ve arzularımız birer başarı ve muvaffakiyet vesilesi, korku ve endişelerimiz de olumsuz davranışlarımıza karşı birer temkin ve uyanık olma halidir. Çünkü Hazreti Peygamberin beyanıyla; sonuçta herkesin elde edeceği netice, büyük ölçüde o kimsenin davranışlarına bağlı olarak gerçekleşmektedir. Ancak, dua vasıtasıyla biz, isteklerimizi vasıta yaparak, Hakk’a yönelir, tevazu ve mahviyet içinde, acz, fakr ve ihtiyaçlarımızın vesile yaparak halimizi O’na arz ederiz.. M.F. Gülen’in “Işığın Gördüğü Ufuk” Kitabından Alınmıştır.

18 Ne halimiz varsa hepsi de Sana ayan..
Aslında dualarımızla biz, beşeri isteklerimizin gerçekleştirilmesinden daha çok, Rabbimiz’e saygımızı, güvenimizi ve O’nun gücünün her şeye yettiğini itiraf eder Son noktayı bazen bir sükûtla, bazen de, her şeyi O’ndan bekleme durumunda bulunduğumuzu vurgulama adına: Ne halimiz varsa hepsi de Sana ayan.. Dua, kapı kullarından miskince bir beyan, manasına hal-i pür-melalimizi dile getiririz. Bezende, “Allah, gizli-açık her halimizi bildiğine göre, duada sözden daha ziyade öz önemli olsa gerek” der, O’nun huzurunda sessizliğe gömülürüz... M.F. Gülen’in “Sukutun Çığlıkları” Kitabından Alınmıştır.

19 Cenab-ı Hak da ona, duyması gerekenleri duyurur..
Dua eden bir kimse, bütün gönlüyle Allah’a yönelip yalvarışa geçebildiği takdirde.. Kendine her şeyden daha yakın olan Rabbisine karşı, kendi beden ve cismaniyetinden kaynaklanan uzaklığını aşarak O’nun her zaman var olan yakınlığına saygısını ifade etmiş ve kendi uzaklığının vahşetinden kurtulmuş olur. Cenab-ı Hak da ona, duyması gerekenleri duyurur.. Görmesi gerekenleri gösterir, Söylemesi icap eden şeyleri söyletir.. Yapması lazım gelen şeyleri de yapmaya muvaffak kılar. M.F. Gülen’in “Işığın Gördüğü Ufuk” Kitabından Alınmıştır.

20 Her fırsatta Rabbi’yle dua ve icabet alış-verişinde bulunan kişi..
Yalvarış ve yakarışa geçerek, O’nun sonsuz kudretine itimadın ifadesi olarak, duaya sımsıkı sarılır ve sırtını sarsılmayan bir güce dayamış olmanın güveniyle, dilinde zikir, en olumsuz gibi görünen şeylerin üzerine yürür. Bu itibarladır ki, imanın zevkine ermiş ve ibadette hassaslaşmış ruhlar, katiyen duada kusur etmezler. M.F. Gülen’in “Işığın Gördüğü Ufuk” Kitabından Alınmıştır.

21 Ses tonlarımızı ayarlar, hazır ve nazır birinin huzurunda bulunduğunu anlar, zevk ve edebi aynı anda hisseder ve yaşar.. Ne var ki, dualarımıza cevap verilmesini, bizim isteklerimizin aynıyla yerine getirilmesi şeklinde anlamak da doğru değildir. Biz bazen, sadece bugünü, hâlihazırdaki heves ve arzularımızın gereğini düşünerek, kendi talep çerçevemizi daraltmış, yarınları ve bizimle münasebeti olan daha başka şeyleri gözden çıkarmış olabiliriz... Bize cevap verecek Zat c.c. ise, hem bizim için hem her şey için, hem bugünümüzü hem de uzak-yakın yarınlarımızı, iç içe görüp-gözeterek, bizim daralttığımız hususları açar, genişletir, dünya-ukba genişliğine ulaştırarak, merhamet ve hikmetinin derinliğine göre çok buutlu cevaplarda bulunur.. M.F. Gülen’in “Işığın Gördüğü Ufuk” Kitabından Alınmıştır.

22 Ey, varlığı canlarımızın canı, nuru gözlerimizin ziyası Yüce Varlık!
Dua vasıtasıyla, kalbin gözü-kulağıyla fizik ötesi şeyleri görüp işitmeye çalışmak o kadar derin ve anlamlıdır ki.. Bir kere bu mazhariyeti duyup tadan birinin, bir daha da o kapıdan ayrılması düşünülemez. M.F. Gülen’in “Işığın Gördüğü Ufuk” Kitabından Alınmıştır. Ey, varlığı canlarımızın canı, nuru gözlerimizin ziyası Yüce Varlık! Ey, her zaman güzellikler izhar edip çirkinlikleri örten, Güzeller Güzeli! Gönüllerimizi güzellik duygularıyla mamur kıl ve bize her zaman güzel kalmanın yollarını göster! Ey, günahlarla kirlenmiş kimseleri görmezlikten gelerek, onlara manevi kirlerinden arınma fırsatları veren, Merhametliler Merhametlisi..! Merhametini bizden esirgeme! M.F. Gülen’in “Işığın Gördüğü Ufuk” Kitabından Alınmıştır.

23 Duada esas olan onun kabulüne inanmak ve güvenmektir.
Duada elleri açmak bir yana, İnsan asıl gönlünü açmalıdır. Benim öyle inancım var ki, bir İnsan gönlünü açsa ve kamil imanıyla bir kere "Allah!" dese, sonra kendini onuncu kattan aşağı atsa, betonlar paramparça olur da ona bir şey olmaz. Bilhassa alemi İslam'ın kan kustuğu şu günlerde, göğsünü çatlatırcasına dua edenlere ne kadar da ihtiyaç var.. M.F. Gülen’in “Kırık Testi” Kitabından Alınmıştır.

24 Dua okuyacağım zaman bir hadisi şeriften istinbatla Fatiha Sûresi'ni okuyorum Sonra da, mealen "Allah'ım, işte bu şifa vesilesi Fatihadır; Sen de Şafi'sin, şifa veren yalnız Sensin. Senden başka şifa verebilecek kimse ve Senin şifandan başka da şifa yoktur. Hastalığımı gider, bu derdime deva ver. Hastalıktan hiçbir eser bırakmayacak bir şifa nasip et." diyorum. Evet, en güzel dua Fatiha'dır. Samimi bir kalple hangi hastalığa okunursa okunsun biiznillah şifa vesilesi olur. Zaten, Fatiha'nın isimlerinden biri de Şafiye'dir. M.F. Gülen’in “Kırık Testi” Kitabından Alınmıştır.

25 Ben bir kenara çekilir, kendi kendime okurum demek bencilliktir.
Birbirini tanıyan, bilen insanlar değişik gruplar halinde dua okuyabilirler. Belirli bir duayı, belirli sayıda günlük okuma veya Cevşen'i paylaşıp okuma gibi.. Paylaşıldıktan sonra artık her insanın kendisine ayrılan bölümü okuması onun için gerekli olur. Çünkü o insan, üzerine bir sorumluluk almış olur ve bu sorumluluğu yerine getirmesi artık zaruridir. Bir heyet halinde okuyunca, herkesin defter-i a'maline o okumanın bütününden hasıl olan sevap yazılır. Ben bir kenara çekilir, kendi kendime okurum demek bencilliktir. Paylaşılırsa kabulü daha çabuk olur. Böyle bir dua şirketine dahil olmalı.. M.F. Gülen’in “Kırık Testi” Kitabından Alınmıştır.

26 Bazen, duanın bir mekanda hep birlikte yapılması taraftarıyım.(M.F.G.)
Zira arkadaşlardan bazılarının tertemiz atmosferi diğerlerine tesir eder, huzur-u kalbe vesile olur. Bu da o mecliste bulunanları, biraz daha temkine, teyakkuza ve ciddiyete sevk eder. Diğer taraftan insanın sadece kendi kendine olması ve seccadesinde içini Allah’a dökmesinin, elbette farklı bir açıdan birlikte yapılan duaya faikiyeti, üstünlüğü var. Evet, hiç kimsenin bilmediği, görmediği bir yerde el açıp, içini Rabbine dökmenin değeri hiçbir şey ile ölçülemez. M.F. Gülen’in “Gurbet Ufukları” Kitabından Alınmıştır. Halis ubudiyet ifade etmesi açısından dua, çok namaz kılmadan, çok oruç tutmadan daha önemlidir. M.F. Gülen’in “Gurbet Ufukları” Kitabından Alınmıştır.

27 Duada lüzumsuz teferruata girmemedir.
Mesela; “Allah’ım! Benim şu işim olsun veya karakaşlı, kara gözlü bir oğlum olsun, saçları hiç dökülmesin, bana bir Cennet ver, yamaçlarımın sağ tarafında şunlar, sol tarafında bunlar olsun, ırmakları şöyle aksın, hurileri böyle olsun…” İşte bunlar dua değil, gevezeliktir. Cami, kapsayıcı, muhtevası geniş lafızlarla dua etme duanın en önemli buutlarından biridir. M.F. Gülen’in “Gurbet Ufukları” Kitabından Alınmıştır.

28 Dua ederken içimizden geçirdiğimiz, her şeyi mutlaka Allah bilir..
Yalnız yaşamak değil, İnsanlara candan ilgi ve alaka duyarsak, İlahi rahmetin ihtizazına vesile olur. Keşke şekilciliğin hakim olduğu, ücret karşılığı Kur’an okuyanlar gibi değil de… Herkes kendi gönlünün derinliklerinden kopan bir ses ile Allah’a yalvarsa Keşke Cenab-ı Hakk’a emir ve komut veriyor gibi değil de, bir dilenci hava ve edasıyla O’nun kapısının tokmağına dokunulsa. Dua ederken içimizden geçirdiğimiz, her şeyi mutlaka Allah bilir.. Ancak bunları telaffuz edersek melaike-i kiram onları yazar. O zaman bizim dualarımız kabule arz edilmiş bir dilekçe gibi olur. M.F. Gülen’in “Gurbet Ufukları” Kitabından Alınmıştır.

29 İnsan bazen Rabbisi ile baş başa kalıp yana yakıla dua ettiği anlarda çıkarmış olduğu mırıltılar ile birlikte bambaşka âlemlere dalar. Öyle an olur ki hayal dairesinin genişliği nispetinde melekler ve melekler ötesi alemlere gider.. Gider ve orada Cebrail’in (as) adeta teşvikini alıyor gibi onun kendi sırtını sıvazladığını ve “duaya devam et” dediğini işitir. M.F. Gülen’in “Gurbet Ufukları” Kitabından Alınmıştır. Birde dua ederken isimlerini saymadığım kişilere karşı vefasızlık etmiş veya ahirette olanlarını gücendirmiş gibi geliyor bana. M.F.G.

30 ÖLÜLERİN ARKASINDAN YAPILAN DUA:
Efendimiz (sav), vefat edenlerin arkasından Kur’an okumaktan çok dua buyurmuşlardır. Çünkü içten gelerek yapılan halisane dualar, her şeyden daha makbuldür. Kaldı ki, temiz olmayan yerlerde Kur’an okumak da zaten çok uygun değildir. Hatta bazı fukaha, hükmen temiz olmayan kişilerin başında Kur’an okunmasını sakıncalı bulmuşlardır. Bu sebepledir ki, İmam-ı Azam, mezarlıklarda Kur’an okumanın doğru olmadığını söyler. M.F. Gülen’in “Fasıldan Fasıla” Kitabından Alınmıştır.

31 Canu gönülden istenen böyle bir şey muhakkak surette kabul olacaktır.
Dua ederken ve duayı bitirirken, Efendimize Salatü selamda bulunmak, adeta, bir kapıyı vururken, o kapının önünde duran, o kapının kilit ve anahtarlarını elinde tutan Zat'a selam vermek gibidir. Ayrıca, salat ve selamın manası, Cenab-ı Hakk'dan Hz.İbrahim ve onun aline verilenlerin aynen Efendimize de verilmesini talep etmektir ki.. Canu gönülden istenen böyle bir şey muhakkak surette kabul olacaktır. Böyle makbûl iki dua arasında kalan bir duanın kabûl olması da teminat altına alınmış olacaktır. M.F. Gülen’in “Asrın Getirdiği Tereddütler Cilt 3” Kitabından Alınmıştır.

32 Allah'ım, kalplerimizi imân ve Kur'ân nuruyla nurlandır.
Allah'ım, bizi Sana muhtaç olduğumuzun şuuruyla zenginleştir; Senden müstağnî durma fakirliğine düşürme. Kendi güç ve kuvvetimizden teberrî ediyor, Senin havl ve kuvvetine sığınıyoruz. Bizi Sana tevekkül edenlerden kıl. Bizi nefsimizin eline bırakma. Bizi, koruyuculuğunla muhâfaza eyle. Bize ve erkek, kadın bütün müminlere merhamet et. Kulun, peygamberin, seçtiğin, dostun, mülkünün güzelliği, masnuâtının melîki ve sultanı, inâyetinin gözbebeği, hidâyetinin güneşi, hüccetinin lisânı, rahmetinin timsâli, mahlûkatının nuru, mevcudâtının şerefi, mahlûkatının çokluğu içinde birliğinin kandili, kâinat tılsımının keşşâfı, rubûbiyet saltanatının dellâlı, hoşnut olduğun şeylerin tebliğ edicisi, gizli isimlerinin tanıtıcısı, kullarının muallimi, âyetlerinin tercümânı, rubûbiyet güzelliğinin aynası, şuhud ve işhâdının medârı, âlemlere rahmet olarak gönderdiğin habîbin ve resûlün olan Efendimiz Muhammed'e, onun bütün âl ve ashâbına, kardeşleri olan diğer peygamber ve resûllere, melâike-i mukarrebîne ve sâlih kullarına salât ve selâm eyle. Âmin. (Risale-i Nur Yedinci Söz)


"DUA." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları