Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

OKUDUKLARINI ANLAMAMAK

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "OKUDUKLARINI ANLAMAMAK"— Sunum transkripti:

1 OKUDUĞUNU ANLAMA VE OKUDUKLARINDAN ANA FİKİR ÇIKARMA GÜÇLÜĞÜ YAŞAYAN ÇOCUKLAR

2 OKUDUKLARINI ANLAMAMAK
Okuma, eğitimin tüm basamakları için bel kemiğini oluşturmaktadır. Okuma ile başlayan eğitim hayatında, başarıyı yakalayabilmenin en temel unsurlarından birisi de okuduğunu anlayabilme becerisidir. Ancak bazı çocuklar okumakta hiçbir problem yaşamazken anlama ve fikir yürütmede ilerleme kaydedemeyebilir. Okuduklarından hiçbir anlam ve ifade çıkaramayabilir ve bu başarı, özgüven gibi durumlarda çocuğu olumsuz etkiler.

3 Okuma, “sözcüklerin duyu organları yoluyla algılanıp anlamlandırılması, kavranması ve yorumlanmasına dayanan zihinsel bir etkinliktir” ve görme, hatırlama, seslendirme ile değerlendirme gibi çeşitli eylemleri içermektedir. Okuma, yazının algılanması ile başlayıp, harflerin tanınıp ayırt edilmesi, kelime olarak yeniden birleştirilmesi ile devam eden ve içeriğin kavranması (anlama) ile de son bulan bir süreçtir. Daha yüksek bilgi işleme düzeyi gerektiren kavrama ise, konuşulan dili anlama becerisidir. Hem dinlediğini hem de okuduğunu anlamayı kapsar ve kişinin okuduğunu anlaması için, akıp giden metin içindeki kelimeleri tanıması ve belleğinde anlamını birleştirebilmesi gerekmektedir. Okuma eyleminin bir değer taşıyabilmesi için anlama ile sonuçlanması gerekir, aksi halde okuma hiçbir işe yaramayan mekanik bir eylem haline gelmektedir.

4 OKUMA NEDİR? Okumanın ne olduğuna ilişkin farklı birçok tanım yapılmıştır. Okuma, bir yazıdaki sembolleri tanıma ve anlamlandırma etkinliğidir. Okuma, algısal yönü çok yüksek, motor yanı daha düşük bir psiko-motor beceridir. Okuma sırasında, göz ve beyin ortaklaşa çalışır. Beyin, okuduklarını anlamak için hem zihinsel hem dilsel hem de dil dışı örüntüleri kullanmak üzere beyin hücrelerinin birçoğunu harekete geçirir. Dil sembollerinin anlamlandırılması, dil ögeleri arasında örüntüler oluşturup yeni düşüncelerin üretilmesi, var olan problemlere çözümler üretilmesi gibi etkinlikler göz ve beyinin ortaklaşa gerçekleştirdikleri etkinlikler olarak karşımıza çıkmaktadır.

5 Okuma; yazılı bir metni mekanik olarak tekrar etmek değil basılı bir materyalden anlam çıkarmaktır. Tüm öğrenmeler için gerekli olan okuma- yazma ancak anlama gücü ile desteklendiği zaman hedefine ulaşır. Bireyin okuduğunu öğrenebilmesi için, okuduğunu anlaması gerekir. Okuma okuyucunun metni yeniden bir araya getirdiği bir süreçtir. Bu süreç, hem zihinsel hem de sosyal yönü olan bir iletişim biçimidir.

6 OKUMADA ANLAMA Okuma, anlamlandırma ile sonuçlanmışsa amacına ulaşmış demektir. Başka bir ifadeyle okumanın amacına uygun gerçekleşip gerçekleşmediğini anlamanın yolu anlama kavramıyla ortaya çıkmaktadır. Anlama doğrudan ölçülüp değerlendirilemeyen bir kavramdır. Anlamayı ölçme ve değerlendirme için çeşitli tarz soruların ortaya konulması gerekir. Bu sorular aynı zamanda bireyin düzeyine göre de değişir.

7 Okuyup anlama, harfleri sözcüklere, sözcükleri cümlelere bağlayarak gerçekleşmez. Okuma becerisinin gerçekleşebilmesi için yazılı ve basılı sembollerin çözümlenmesi ve çözümlenen sembollerin anlamlandırılması gerekmektedir. Sembollerin çözümlenmesi görsel ve işitsel algıyla ilgili bir beceridir. Öğrencinin yazılı ve basılı sembolleri seslendirilebilmesi için işitsel ve görsel olarak okumaya hazır olması gerekir. Anlamanın kazanılmasında ise dil önem kazanır. Öğrencinin çözümlediği metni anlayabilmesi için kendi bilgi ve yaşantısıyla metin arasında ilişki kurabilmesi de gerekmektedir .

8

9 Okuma ediniminin sonucu olan anlama üç basamakta değerlendirilebilmektedir:
Yazılı olanı anlamak, Yazarın örtülü mesajını aramak, Yazarın amacını, fikirlerini muhakeme etmek ve yazılı parçaya düşünsel tepkide bulunmaktır.

10 EĞİTİM YOLLARI

11 Sesin yazıya dönüşmesini nasıl anlamsal bir yansıma olarak değerlendiriyorsak, sesin yazıya dönüşmesinden başlayarak, gösteren-gösterilen ilişkisini hesaba katarak okuma ve okuduğunu anlama/anlamlandırma sürecini etkin bir yapıya kavuşturabiliriz. Bunun için izlenmesi gereken yollar şunlardır: ERKEN BAŞLAMAK: Çocuğun okuduklarını anlayamama ve ana fikirler çıkarma zorluğu yaşadığı anlaşılır anlaşılmaz hemen çareler aranmaya başlanmalıdır. Çocuk ilköğretim çağına gelmiş ama okuduklarını anlamıyorsa hemen panik yapılmamalı ve değişik yöntemlerle çocuğa anlamlandırma çalışmaları yaptırılmalıdır.

12 İLKİZLENİM YARATMAK: Çocukların metinle ilk karşılaşmaları ve bu karşılaşmadaki ilk izlenimleri çok önemlidir. Çocukların metin başlığı ve metnin başında yer alan resimlere bakarak metin hakkında neler düşündüğünü öğrenmek amacıyla onların izlenimlerini öğrenmek mümkündür. Okumaya başlarken, başlığı, “kim”, “ne”, “ne zaman”, “nerede” ya da “niçin” şeklindeki sorulara çevirmeleri ve bu sorulara cevap bulmaya çalışmaları, daha ilk izlenimde metnin nasıl işlenmesi gerektiği hakkında fikir verebileceği gibi çocukların da ilgisinin konuya çekilmesine ve güdülenmelerine olanak sağlayabilir.

13 BELİRLİ AŞAMALARLA İLERLEMEK:
Basit metinlerde anlam kendiliğinden ortaya çıkarken iyi hazırlanmış metinlerde ise anlam sürekli değişik ve yeni boyutlar kazanabilmektedir. Dolayısıyla öğrencilerin metni incelemeleri ve metnin içerdiği anlamı iyi bir şekilde çözümleyebilmeleri için basitten karmaşığa doğru bir yol izlenmelidir. Buna bağlı olarak, anlama da öğrencilerin metni çözümleyebildikleri ölçüde gerçekleşir. Örneğin; Genç kız yavaşça içeri girdi. Genç kız yavaşça içeri girdi ve cüzdanını açtı. Genç kız yavaşça içeri girdi ve cüzdanından mavi bir anahtarlık çıkardı.

14 PARÇALARA AYIRMAK: Büyük projeleri, küçük ve bitirilmesi kolay parçalara bölün. Büyük projeler çocukları hemen yıldırır ve "Ben- bunu- bitirmeyi -asla- başaramam" demelerine neden olur. Oysa büyük bir işi kolayca başarılabilir küçük parçalara bölmek, onları ürkütmeyecektir. Bu çocuklar genellikle sandıklarından daha fazlasını başarabilirler. Öğretmen ve aileler böylece çocuğa kendini kendine ispatlayabilmesi için yardımcı olur. Özellikle küçük çocuklarda bu yöntem, başarısızlık korkusuna kapılan çocukların yaşadıkları öfke nöbetlerinin de önüne geçer. Daha büyük çocuklarda ise genellikle yerleşmiş olan, yenilgiyi baştan kabullenmek olgusunun önüne geçer.

15 İLGİ ALANLARINI BELİRLEMEK:
Çocukların özellikle dikkatini çeken, ilgi duydukları konular vardır ki bu konuların hepsi her çocuk için geçerli değildir. Bu yüzden ailenin de yardımıyla çocuğun en çok ilgi duyduğu konular belirlenmeli ve ilk önce bu konuyla ilgili hikayeler bulunarak ya da bizzat basit ve anlayabileceği bir şekilde yazılarak okuma davranışı çocukta istekli hale getirilebilir. OKUMA SAATLERİ BELİRLEMEK: Çocuk için haftalık ve günlük okuma saatleri belirlenmeli özellikle ilk başlarda birlikte okuma yapılmalıdır ki çocuk model alsın ve istekli hale gelsin.

16 PEKİŞTİRMEK: Çocuk bir sözcüğü okuyamadığında ya da yanlış okuduğunda, çocuğun cümlenin sonuna kadar okumasına devam etmesi söylenmelidir. Cümlenin içeriğinden çocuk sözcüğü tahmin ederek okursa bu başarı sözel olarak ( aferin, harika okudun, çok güzel gibi sözcüklerle ) pekiştirilmelidir. Eğer çocuk sözcüğü cümleden de çıkaramazsa sözcük okunmalıdır. Çocuk okuma yaparken zorlandığı ve anlamını bilmediğini düşündüğünüz kelimeler, okuma sırasında bir kâğıda not alınmalıdır. Okuma bittikten sonra çocuğun okumakta zorlandığı kelimeler, çocuğa tekrar okutturulmalıdır.

17 DİKKATİNİ YOĞUNLAŞTIRMASINI SAĞLAMAK:
Evde yüksek sesle kitap okuması sağlanmalıdır. Çocuğun tek bir konu üzerinde odaklanma alışkanlığı kazanmasına yardımcı olur. Çocuğa kitap veya bir metin okunurken yüksek sesle, vurgulara dikkat ederek ve tekrarlar yapılarak okunmalıdır. Yazılı materyallerdeki önemli yerleri koyu yazılıp altı çizilerek dikkat noktası yoğunlaştırılabilir. Hazırlanan metinlerin arasında birden fazla boşluk bırakılarak, daha anlaşılır ve dikkat çekici hale getirilebilir. Metinde betimlenen ögeler üzerinde durularak daha sonra sorular sorup çocuğa geri dönüt verilmelidir.

18 Örneğin: NASIL GİRDİ? NE RENK GÖZ? NASIL CÜZDAN? Yaşlı kadın yavaşça kapıyı araladı ve içeri girdi. Mavi gözlerinin altı çukurlaşmış ve saçlarında birkaç tel siyahı kalmıştı. Yırtılmış cüzdanını açtı ve içinden soluk pembe bir kart çıkardı.

19 ONAYLAMAK: Metinden, hikaye ya da masaldan bir anlam çıkarması bir ana fikir bulması istendikten sonra çocuğun söylediği fikirler onaylanmalıdır. Böylece daha çok cesaretlenecek, kendine güvenecek ve başarma duygusunu yaşamış olacaktır. Bu da başka metinler okumak için çocuğa güdü sağlayacaktır.

20 Çocuktan okuduğu parçayla ilgili aklında kalanları “ Hadi bakalım okuduğun parçada aklında neler kaldı, anlatır mısın gibi ifadelerle ” anlatması istenmelidir. Çocuk anlatmakta zorlanırsa eğer takıldığı yerde soru sorarak, sözel ipucu vererek, çocuğun parçayı anlatması için yardım edilmelidir. Eğer soru sormak, sözel ipucu vermek çocuğun parçayı anlamasını sağlayamıyorsa, kararlaştırılan okuma parçası sessiz veya yüksek sesle yeniden okutturularak veya kasete sesli okuma yaptırılıp kaydedilerek, çocuğun okuma yapmasını teşvik ederseniz anlamasını kolaylıkla sağlayabilirsiniz.


"OKUDUKLARINI ANLAMAMAK" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları