Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
UZAKTAN EĞİTİM ve ÖĞRENME KURAMLARI
Sefa yilmaz Buket morkan
2
Uzaktan Eğitim Nedir ? Uzaktan eğitim kişilerin fiziksel olarak aynı ortamda olmaması durumunda kullanılan eğitim teknolojilerindendir. Uzaktan eğitim uygulamasıyla kişiler olmak istedikleri mekanı, kendilerine uygun zamanı ve öğrenim şeklini seçebilme özgürlüğü kazanmışlardır .İstediğin bilgiye istediğin zamanda ulaşabilmen uzaktan eğitimin getirdiği vazgeçilmez avantajlardandır.
3
Uzaktan Eğitim Fikrinin Ortaya Çıkışı
Uzaktan eğitim çalışmaları 200 yıldan daha öncesine kadar uzanmaktadır. İlk olarak 1890'lı yıllarda Avustralya'daki Queensland Üniversitesi kampüs dışına açık bir eğitim programı yürütmüştür. Ülkemizde ise 1927’de Dönemin M.E. Bakanı Mustafa Necati tarafından nu konunun tartışılması uzaktan eğitim fikrinin yavaş yavaş yayılmasına sebep olmuştur.
4
Uzaktan Eğitimde Öğrenme Kuramlarının Tarihi Sıralaması
1965 Peters endüstri kuramı 1973 Wedemeyer bağımsız çalışma kuramı 1973 Moore özerklik ve uzaklık kuramı 1970 – 1990 Holmberg etkileşim ve iletişim kuramı 1980 Moore Etkileşimsel uzaklık kuramı 1988 Peratton uzaktan eğitimin özgünlüğü kuramı 1973 Knowles androgoji kuramı 1995 Simonson, Eşitlik kuramı 2002 Paulsen, İşbirlikli özgürlük kuramı Felsefesi
5
1965 Peters Endüstri Kuramı
Alman Eğitimci Otto Peters yaptığı çalışmada 1960’lı yılların Uzaktan Eğitim Kurumlarını ve alanı inceleyerek bir bakış açısı geliştirmiştir. Bu bakış açısına göre Uzaktan Eğitim endüstrileşmeyle birlikte ortaya çıkmıştır. Peters’ a göre geleneksel, gruba yönelik ve sözlü anlatıma dayanan öğretim biçimi, endüstrileşme öncesi dönemin öğretim biçimidir. Uzaktan Eğitim ise endüstrileşmeyle geliştirilen araçların ortaya çıkması sonucu gelişen bir öğretim biçimidir. Okullardaki veya üniversitelerdeki geleneksel eğitimden başka insan hayatının tüm formları endüstri devriminden etkilenmişlerdir.
6
1965 Peters Endüstri Kuramı
Peters, yaptığı ciddi araştırmaları sonucunda eğitim-öğretim işlevini 6 ana başlık altında topladı: 1- Amaç 2- İçerik 3- Yöntemler 4- Ortam seçimi 5- İnsan öncelikleri 6- Sosyo-kültürel öncelikler
7
1973 Wedemeyer Bağımsız Çalışma
Wedemeyer'e göre uzaktan eğitimin temeli öğrencinin bağımsızlığıdır. Bu amaçla Wedemeyer, öğrenci bağımsızlığını ve bu bağımsızlığı uygulama yolu olarak teknolojinin benimsenmesini içeren sistemin sahip olması gereken 10 özellik belirtmiştir:
8
1973 Wedemeyer Bağımsız Çalışma
1. Sistem, aynı mekan aynı zaman ve öğretmene ihtiyaç duyulmadan öğrencilerin istedikleri yerde çalışabilmelerini sağlamalıdır Öğrencilere öğrenmeleriyle ilgili daha fazla sorumluluk vermelidir Öğretim üyeleri öğrenme görevlerine daha fazla zaman ayırabilmesini sağlamalıdır Öğrenci ve yetişkinlere kurslar,formatlar ve metodolojiler ile ilgili geniş imkanlar sunulmalıdır Tüm öğretim metot ve ortamları etkili bir biçimde geliştirilip programa entegre edilebilmelidir Farklı yöntem ve ortamların kullanılmasıyla bir konunun en iyi şekilde öğretimini gerçekleştirmelidir Kursların yeniden düzenlenmesi ve geliştirilmesi sağlanmalıdır Bireysel farklılıkların adaptasyonu için fırsatlar sunmalıdır Öğrenci başarısını değerlendirmede zaman , metot , çalışmaların sırası ve derece gibi bariyerler ortadan kaldırılmalıdır. Öğrencilere çalışmaya başlama , durma özgürlüğü tanımalıdır.
9
1973 Wedemeyer Bağımsız Çalışma
Wedemeyer , öğrenme-öğretme duyumları için 4 eleman belirtmiştir: *Öğretmen *Öğreten veya öğrenenler *İletişim sistemi veya tipi *Öğretecek ya da öğrenilecek bir şey. Bu elemanların organizasyonu öğrenene daha fazla özgürlük sunacak biçimde yapılmalıdır. Uzaktan eğitim için Wedemeyer‘ in inandığı anahtar nokta öğrenci-öğretmen arasındaki ilişkinin geliştirilmesidir.
10
1973 Moore Özerklik ve Uzaklık
Moore yetişkin eğitimi ve üniversite deneyiminde eğitim programları ile ilgili iki değişkeni test etmiştir: 1. Öğrenenin özerkliği 2. Öğrenen ve öğretmen arasındaki uzaklık Moore'a göre uzaklık, her biri ölçülebilen iki elemanın birleşimidir: 1.İki yönlü iletişimin sağlanması (diyalog) 2.Programın , öğrencinin bireysel ihtiyaçlarını karşılama derecesi.
11
1973 Moore Özerklik ve Uzaklık
Kuramının ikinci bölümünde Moore , öğrenen özerkliğinden bahsetmektedir. Geleneksel okul düzenlemelerinde öğrenenlerin, öğretmenlere bağlı pasif bireyler olarak kaldığını açıklar. Moore , uzaktan eğitim programlarını , "öğrenenin belirlediği(özerk)" ve "öğretmenin belirlediği (özerk olmayan)" şeklinde iki gruba ayrılmıştır. Aşağıdaki sorulara verilen cevaplar özerklik derecesini ortaya koymaktadır: 1. Programdaki öğrenme hedeflerinin seçiminden öğrenen mi öğretmen mi sorumludur? (hedefleri düzenlemedeki özerklik) 2. Ortam ve kaynak seçiminde öğrenenin mi öğretmenin mi kararları etkili olmuştur? (çalışma metotlarında özerklik) 3. Değerlendirme ve kriterlerin seçimi öğrenen mi öğretmen mi tarafından yapılmıştır? (değerlendirmede özerklik)
12
1970-1990 Holmberg Etkileşim ve iletişim
Holmberg'in kuramı araçla yapılan iletişimde soru ve cevapların , tartışmaların ve birlikte çalışmanın öğretim etkililiğini sağlama derecesindeki açıklayıcı niteliğe sahiptir.
13
Holmberg , kuramı için 7 sayıltı önermektedir :
1. Öğretimin merkezinde öğrenen ile öğretmen arasındaki etkileşim vardır ve bu etkileşim öğrencilerin farklı görüşler, yaklaşımlar ve çözümlerle kursa katılımına olanak verir. 2. Öğrenme ortamlarına katılmada ait olma hissi taşımak ve öğretmenle iletişimin rahat olması öğrenmenin zevkli hale gelmesini sağlar. 3. Öğrenme zevki, öğrencinin motivasyonunu artırır. 4. Karar verme süreçlerine katılım, öğrenci motivasyonunu artırır. 5. Yüksek öğrenci motivasyonu öğrenmeyi destekler. 6. Arkadaşça davranmak ve konulara erişimdeki kolaylık, öğrenmeyi zevkli hale getirir. Bu da öğrenci motivasyonunu artırır ve etkili öğrenmelere götürür. 7. Öğretimin etkililiği öğrencinin ne öğrendiğiyle gösterilir.
14
1970-1990 Holmberg Etkileşim ve iletişim
Bu sayıltılardan yola çıkarak Holmberg kuramını oluşturmuştur: "Uzaktan eğitim motivasyonu sağlayacak, öğrenmeyi zevkli hale getirecek, öğrencinin ilgi ve ihtiyaçlarıyla bağlantılı konulara yer verecek, öğrenen- uzaktan eğitim kurumu arasındaki karşılıklı anlayış hissini yaratacak, kurs içeriğine erişimi sağlayacak, öğreneni aktivitelere,tartışma ve kararlara katacak ve genel olarak öğrenen ile yararlı, gerçek iletişimleri kuracaktır".
15
Etkileşimin öğrenme sürecindeki önemi çok büyüktür ve Moore (1989), uzaktan eğitimde üç farklı etkileşim biçimi olduğunu ileri sürmüştür: Öğrenen-öğretmen: Etkileşimin bu tipiyle öğretmen öğrencileri motive etmeye çalışır ve geri bildirim verir. Bu etkileşim tipinde öğretmenin öğrenci üzerindeki etkisi oldukça büyüktür çünkü öğretmen rehber konumunda olduğu için öğrenci öğretmen yardımıyla kendi doğrusunu bulur. Öğrenen-içerik: Bu etkileşim tipi olmadan uzaktan eğitim düşünülemez. Çünkü öğrenci-içerik etkileşimi öğrencinin öğrenmesinde büyük rol oynar. Öğrenci içerikle ilişkili oldukça fikirleri değişir ve o konu hakkındaki bilgileri yerleşir. Öğrenen-öğrenen: Bu etkileşim tipi bir öğrenciyle diğeri arasındaki bilgi aktarımını kapsar. Öğrenciler kendi arlarında tartışarak ve birbirlerine öneriler getirerek öğrenirler.
17
1980 Moore Etkileşimsel Uzaklık
Michael G. Moore tarafından 1980 yılında ortaya atılmıştır. Etkileşimsel uzaklık uzaktan eğitimde öğrenci ve öğretmen arasındaki kavramsal alandır. Aynı zamanda etkileşimsel uzaklığı diyalog ve yapı ve bireysel özerkliğin bir fonksiyonu olarak tanımlamak da mümkündür. Bir sınıfta etkileşimin yüksek ve değişmezliğin(katılığın) az oluşu bir öğrenci için daha cazip hale gelebilir çünkü mesafe(uzaklık) diyalogla azalır ve yapıyla artar Kendi teoreminde Moore öğrenci ve öğretmen arasındaki ilişkiyi ikili arasındaki mekan ve zaman ayrılığına göre değerlendiriyor ve hatta yüz yüze eğitimin de bir uzaktan eğitim olduğunu söylüyor.
18
1980 Moore Etkileşimsel Uzaklık
Genel olarak özetlersek etkileşimsel uzaklık kavramı: Uzaktan eğitim sürecindeki coğrafi ve bağıl uzaklık öğrenci ve öğretmen arasındaki algısal uzaklıktan daha önemli değildir. Etkileşim (transaction) terimi, bir UÖ sürecinde öğrenci ve öğretmen arasındaki ilişkinin özel doğasını gösterir. Bu ilişki, öğrencinin bireysel olarak bir deneyim ve anlam oluşturduğu öğrenci-öğretmen etkileşimi sürecinde gerçekleşir Bu süreçte öğrenci, öğretmen ve içerik sürekli değişen dinamik bir rol oynar. Öğrenme sürecini yorumlayacak ve anlamlandıracak olan öğrenci süreçteki diyalog ve yapı üzerinde ilerleyecektir. Öğrencinin gerçekleştireceği her bir etkileşim, öğrencinin zihinsel potansiyeline, durumuna ve deneyimlerine bağlı olacaktır Durum ve etkileşim bir birinden ayrılmayacak iki parçadır. Buna göre ; etkileşimsel uzaklık (a) diyalog ve yapı; (b) bireysel özerkliğin bir fonksiyonudur. Bu boyutların düşük ya da farklı seviyede olması hedef alınarak pek çok değişik şekilde UE uygulaması tasarımı yapılabilir.
19
1988 Peratton Uzaktan Eğitimin Özgünlüğü
Peratton’un yaklaşımı ise daha çok, uzaktan eğitim sistemlerinin özgünlüğünü vurgulamaya yöneliktir. Bu kuram uzaktan eğitimin, öğretim için her türlü kaynağın kullanılmasına olanak verdiği, örgün eğitim sistemlerinin neden olduğu pek çok sınırlamayı ortadan kaldırabileceği, maliyeti düşürebileceği, hizmeti yaygınlaştırabileceği, eğitsel iletişimi geliştirebileceği varsayımlarına dayanmaktadır. Hatta, Simonson (2003), Peratton’un bu yaklaşımını, eğitim felsefesinin yanı sıra mevcut iletişim ve yayılma kuramları öğelerinin bir kompozisyonu olarak değerlendirmektedir.
20
1973 Knowles Androgoji Amerikalı eğitmen Malcolm Knowles , yetişkinlerin öğrenme teorisini tanımlarken androgoji terimini pedagojiden ayrılacak biçimde yetişkinlerin öğrenme sistemlerini tanımlamak için kullanmıştır. Pedagoji ise yine Yunanca paid (çocuk) ve agogos (rehberlik) kelimelerinden türetilmiştir, ve androgojinin aksine “çocuk eğitimine yol gösterme” anlamı taşır. Knowles’un teorisi 4 adet önermeyle kısaca açıklanabilir: -Yetişkinler, neyi nasıl öğreneceklerini planlama ve değerlendirme ihtiyacı duyarlar. -Tecrübe, (yapılan hatalardan elde edilen tecrübeler de dahil) öğrenmenin temelini oluşturur. -Yetişkinler, hayatlarında karşılaşabilecekleri durumlarda kullanabilecekleri bilgileri öğrenmeyi ve kullanmayı isterler. -Yetişkin öğrenimi problem merkezlidir.
21
1973 Knowles Androgoji Androgojinin pedagojiyle arasındaki farkları şu şekilde belirtebiliriz: (a). Öğrenci bakımından farklılıklar: • Pedagojide öğrenmenin bütün sorumluluğu öğretmene aittir ve öğrenci öğrenme işinde tamamıyla öğreten kişiye bağlıdır. Öğrenme sürecinin değerlendirmesi öğretmene bağlıdır. Androgojide ise öğrenci öğrenme işindeki değerlendirmeden, yargılamadan ve organize etmeden kendisi sorumludur. (b). Öğrencinin tecrübesi bakımından farklılıklar: • Pedagojide öğrencinin tecrübesi azdır ve öğrenme işinde öğretmenin tecrübesi daha etkilidir. Androgojide ise öğrencinin belli bir tecrübesi vardır ve öğrenmede önemli bir yer tutar. Ayrıca yetişkin grupları arasında farklılıklar yaratır.
22
1973 Knowles Androgoji (c). Öğrenmeye hazır olma bakımından farklılıklar: • Pedagojide öğrenci kendisine öğretileni öğretmenin öğrettiği biçimde alırken, androgojide öğrenmeye hazır olma ve öğrenme biçimi daha farklıdır. Öğretmenin içeriği ve yöntemi öğrencilerin öğrenme gereksimlerine ve bireysel ilgilerine bağlıdır. Bu nedenle öğrenmenin olabileceği her an androgojide büyük önem taşır. (d). Öğrenmeye uyum bakımında farklılıklar: • Pedagojide öğrenme belli bir mantık çerçevesinde hazırlamış konuların belli bir sırayla öğretilemesine dayanır. Öğretilenler kişisel ve toplumsal amaçlar bakımından hazırlanır. Androgojide ise yetişkin öğretim proogramından kişisel gereksimlerine ve sorunlarına yanıt bulmayı bekler ve ayrıca öğrendiklerini hemen pratiğe dökmeyi ister. (e). Öğrenmenin motivasyonu bakımından farklılıklar: • Pedagojide öğrencinin motivasyonu dış baskılar ve notlandırmanın getirdiği yarışma koşullarıyla belirlenir. Androgojide ise içsel bir motivasyondan bahsetmek mümkündür. Ayrıca özsaygı, yaşam kalitesini arttırma isteği, kendine güvende motivasyonu sağlar.
23
1995 Simonson Eşitlik Kuramı
Simonson tarafından ABD'de geliştirilmiştir. Bunun uygun pratiği, yerel öğrenciler ve uzaktan öğrenenlerin öğrenme deneyimlerinin eşit olduğu inancına dayanmaktadır. "Bu kuram, öğrenen grupların, öğretimsel deneyimlerinin farklı ya da daha az olması durumunda bu açığı kapatmak için yeterli değildir. Bu şekilde gelişen uzaktan eğitim sistemi, öğrenenlerin öğrenime gereksinim duyması ya da kaynaklarla bağlantısının nasıl olduğuyla ilgilenmeden, onların eşit öğrenme deneyimine sahip olması için çabalamaktadır."
24
1995 Simonson Eşitlik Kuramı
Bu teorik yaklaşımın birinci anahtarı; içerik eşitliğidir. Yerel ve uzak öğrenenler, öğrenme ortamları açısından birbirinden farklıdır. Burada , uzaktan öğreticilere büyük sorumluluk düşmekte ve öğrenenler için eşit değerde deneyimler elde edecekleri öğrenme ortamları hazırlamaları gerekmektedir. Kare ve üçgen aynı alanda, birbirinden biraz farklı geometrik şekillerdir. Uzak ve yerel öğrenenler de birbirinden farklı olmalarına rağmen, öğrenme deneyimleri birbirinden çok da farklı olmamalıdır.
25
1995 Simonson Eşitlik Kuramı
Diğer bir anahtar ise; öğrenme deneyiminin içeriğidir. Öğrenme deneyimi, gözlenen, hissedilen ve yapılanları kapsar. Çeşitli lokasyonlardaki, farklı öğrenciler, farklı zamanlarda, farklı öğrenme deneyimleri kazanabilirler. Bazı öğrenciler, sunulandan fazlasına ihtiyaç duyarken bazılarına da sunulan eğitim fazla gelebilmektedir. Eğitim planının hedefi, bütün öğrenenlere eşit deneyimler kazandırmaktır. Eğitim tasarım süreci de bu amaçla yapılandırılır.
26
Paulsen İşbirlikli Özgürlük Kuramı
Paulsen tarafından ortaya atılmıştır. Uzaktan eğitimin meşhur teoremlerinden özerklik ve bağımsız çalışma kuramlarıyla aynı grupta sınıflandırılabilir. Knowles’ in androgoji teoreminden etkilenmiş ve yetişkin eğitiminden etkilenerek, hem genç hem de yetişkin uzaktan öğrencilerin, kendi öğrenme ürünlerini kontrol etme isteğinde olan, kendi kendini yönetebilen(self-directing) bireyler olduğunu iddia etmektedir. İlave olarak işbirlikli özgürlük kuramının Houle‘ un üç öğrenci sınıflandırmasına(amaç odaklı, faaliyet odaklı ve öğrenme odaklı) da uygulanmaktadır. İşbirlikli özgürlük kuramı uzaktan öğrencilerin güdüsel oryantasyon özgürlüğünden başka işbirliğine de ihtiyaçları olduğunu savunmaktadır. İşbirliği Houle (1984) eğitimin çalışkan(operatif) sanattan daha yardımcı(işbirliği yapan)olduğunu savunuyordu. Bu tez öğrenme sırasında kişiler arasındaki etkileşimi ima ediyordu. Uzaktan eğitimde kendini yalnız hisseden öğrenci veya öğretmeninden yardım alamayan öğrenci yardıma ve başkalarının desteğine ihtiyaç duymaktadır. Asosyal bir ortamda eğitim alan bireyin planlamada ve bu planı uygulamada başkalarıyla işbirliği içinde olması gerekir. Uzaktan eğitimde işbirliğini becermek zordur. Birçok öğrenci için eğitimin uzaktan olması onları kendilerini yalnız hissetmeye ve işbirliğinden uzak olmaya sebep oluyor. Ama, video konferans, audio konferans ve bilgisayar-tabanlı yeni iletişim teknolojilerinin uzaktan eğitimde uygulanması işbirliğini kolaylaştırmaktadır.
27
Paulsen İşbirlikli Özgürlük Kuramı
Özgürlük- İşbirlikli özgürlük kuramında özgürlük baskılardan daha çok sınırlandırmalardan söz etmektedir. Aynı zamanda İşbirlikli özgürlük kuramında özgürlük öğrencilerin sınırlandırmadan daha çok seçmeye hakları olduğunu savunmaktadır denebilir. Uzaktan eğitimde özgürlüğün çok önemli olduğun vurgulanıyor. Birçok insan için uzun zamanlı okumak ve uzun zamanlı öğrenme oranı artmaktadır. Ama günümüz öğrencileri genellikle iş bulmak ve çalışmak için çaba sarf ediyor. Onlar için çok esnek ve kolay, aile, iş ve eğitimi eşzamanlı götürebilen(taşıyabilen) bir eğitim sistemi lazımdır. Çok kompleks bir yapı olan özgürlüğün birçok tarafı ve özelliği vardır. İşbirlikli özgürlük kuramı uzaktan eğitimde en önemli yönlerinin zaman, mekan, hız, ortam, erişim ve müfredat olduğunu iddia ediyor. Bu kavramların hiçbirisi ayrı-ayrı tanımlanamaz ve her birisi bölünemez bir şey olarak algılanmalıdır.
28
KAYNAKÇA http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/40/141/1003.pdf
e_tm.htm
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.