بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۚ MUKADDES TUVA VADİSİ NERESİDİR!

... konulu sunumlar: "بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۚ MUKADDES TUVA VADİSİ NERESİDİR!"— Sunum transkripti:

1 بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۚ MUKADDES TUVA VADİSİ NERESİDİR!
MUKADDES TUVA VADİSİ NERESİDİR! BAĞLAMINDA İSRÂİLİYATIN MÜSLÜMANLAR ÜZERİNDEKİ BELİRLEYİCİLİĞİ... بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۚ MUKADDES TUVA VADİSİ NERESİDİR! II. ULUSLARARASI İSRAİL VE YAHUDİLİK ÇALIŞMALARI KONFERANSI SUNUM DOSYASI HASAN MUSTAFA ARSLAN

2 بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۚ MUKADDES TUVA VADİSİ NERESİDİR?
Mukaddes Tuva Vadisi kavramı Kur’an’ın kavramıdır! Musa (as) bağlamında iki kez geçer. (Taha 20/12 – Naziat 79/16) Şu an için meçhul bir kavramdır. Ancak İbare Marife bir sıfat tamlamasıdır. Allah’ın sözlerinin bir başkasına onaylatılmasını dışlayan evrenselci yaklaşıma sahipseniz bu kavramı Kur’an’da bulmanız gerekir. İbareye ait bilginin Kur’an’da olmadığını söylemek ya inanç eksikliğidir ya da ortada bir metot yanlışlığı vardır.

3 بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۚ MUKADDES TUVA VADİSİ NERESİDİR?
KUR’AN’A İÇTEN İNANAN HİÇKİMSE ŞU ÖN KABULLERİ RED EDEMEZ… “KUR’AN, ALLAH’IN KELİMELERİDİR!” ÇELİŞKİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR. O GERÇEĞİN TA KENDİSİDİR. (Bkz. Rad 13/1; Enam 6/66; Araf 7/53; Lokman 31/30; Yunus 10/5, 32, 35) KİTAPTAKİ KELİMELER, KELİMELERİN YERLEŞTİRİLMESİ, DÜZENİ VE KURALLARI TAMAMEN ALLAH’IN ESERİDİR. KUR’AN’DA GRAMER HATALARI YOKTUR. HER SÖZ, KIYMETİNİ SAHİBİNDEN ALIR!.. DOLAYISIYLA ALLAH’IN HİÇBİR SÖZÜ, BİR BEŞERİN ONAYINI GEREKTİRMEZ. ALLAH, KİTABINDA; BİLİNÇLİ BOŞLUKLAR BIRAKMAMIŞTIR. KUR’AN SADECE VE SADECE KUR’AN İLE AÇIKLANABİLİR! بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۚ MUKADDES TUVA VADİSİ NERESİDİR? METOD

4 İnancın şekillenmesinde İlahi Metin belirleyicidir...
بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۚ MUKADDES TUVA VADİSİ NERESİDİR? Kur’an kendisini; açık, gizlisi saklısı olmayan, kendisi açıklayıcı, ayetlerin birbirini açıkladığı ve insanlar birbirine kul olmasın diye Allah tarafından açıklanmış, rehber bir kitap olarak ortaya koyar. Bu durumda Müslümanların böyle bir kitabın metinlerine uyma zorunluluğu vardır. Karşılaşılan sorunların kendini rehber olarak niteleyen O kitaba başvurularak çözülmesi gerekir. Ancak gerçek hiç de böyle toz pembe değildir... Binlerce yıllık İsrâiliyat kültürü örnekliğiyle Müslümanlar, oluşturdukları taklit yapıların meşruiyetini Kur’an’dan elde etmek için türlü çözümler geliştirmeyi başarmışlardır!.. METOD

5 Allah’ın herşeyi açıkladım dediği kitapta, yüzlerce mücmel konu olması tuhaftır.
بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۚ MUKADDES TUVA VADİSİ NERESİDİR? Kur’an’ın şeffaflığa rağmen; binlerce Üniversiteleri, medreseleri, okulları, yüzbinlerce ilahiyatçısı, uleması olan Müslümanların ana kitaplarında, üstelik marife olarak belirtilmiş konular arasında bile, yüzlerce mücmel meseleleri mevcuttur!.. Diğer yandan çelişkiye yer vermeyen Kur’an ile ilgili; ulema tarafından ele alınmış meselelerde binlerce çelişkiyi ve çözümsüzlüğü barındıran açıklamalar ise ayrıca sorunlu bir alandır... Burada sorun aslında, binlerce yıldan bu yana oluşturulmuş İsrailiyata ait müktesebattan daha fazla, Müslümanların Kur’an’a yaklaşım metotlarıdır... Kur’an’ın yalınlığı karşısında Tevrat’ın sıra dışı detaycılığı Müslümanları; Allah’ın Kur’an’da bilinçli boşluklar bıraktığı vehmine yönlendirmiştir. METOD

6 İsrâiliyatın Müslümanlar üzerindeki etkisi!
بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۚ MUKADDES TUVA VADİSİ NERESİDİR? Kur’an; Doğruluğunda asla şüphe olmayan, herhangi bir eksikliği de bulunmayan, kendi doğruluğuna yine kendisi delil olan, kimsenin değerinden bir şey eksiltmeye ve artırmaya güç yetiremeyeceği kaynaktır. Rivayet; Değeri müellifleri tarafından belirlenmiş metotlara göre ölçülen, zayıf, uydurma, sahih gibi tasnife tabi tutulan, güvenirliliği rivayeti taşıyanın güvenirliliğine bağlı olan bir tür kaynaktır. İsrailiyat; Takipçileri tarafından tahrif, gizleme, değiştirme, insan sözü karıştırma gibi ihanetlere maruz kaldığı için doğru bilgileri üzerinde bile şüphe oluşmuş, doğrusunun yalanından ayrılması için Kur’an’ın tasdikine muhtaç bir kaynaktır. (Bkz. Kur’an; Maide 5/13; Ali İmran 3/187; Araf 7/162; Bakara 2/79) Esbab-ı Nuzul; Müslüman alimlerimiz yaklaşık 500 kadar ayetin Esbâb-ı Nüzûl’ünü Muhammed (as)’in dönemindeki tarihsel kaynaklara dayandırmışlardır. METOD

7 İsrâiliyatın Müslümanlar üzerindeki etkisi!
بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۚ MUKADDES TUVA VADİSİ NERESİDİR? İsrâiliyatın Müslümanlar üzerindeki etkisi! Günceli ilgilendirmediği anlayışı ve tarihselci unsurlar üzerine bina edilen Kur’an’a yaklaşım biçimleri, en başta Kur’an’ı hayattan koparmıştır. Bu dışlamanın eseri olarak artık Kur’an, Müslümanlar için bile; günümüzde hiçbir konunun birincil derecede çözüm aracı değildir. Tüm sorunları İsrâiliyat’a bağlamak inandırıcı değildir! Kur’an apaçık ortada dururken yanlış ilkelerle çözümsüzlüklere saplanıp kalmak ulemanın sorumluluğundadır...

8 Mukaddes Tuva Vadisi neresidir? Musa (as) ilk vahyi nerede aldı?
Musa, Mısır’lı birisini öldürdüğü için memleketinden kaçar. Sekiz hac dönemi (حِجَجٍ hicac) Medyen’de kaldıktan sonra başka bir yere yerleşmek için ailesi ile birlikte göç eder. Musa (as) ilk vahyini, işte bu yolculuğu sırasında Mukaddes Tuva Vadisi’nde alır. Gece vakti yolu üzerinde gördüğü ateşe yönelir. Musa tam burada; “Ayakkabılarını çıkar. Çünkü sen, Kutsal vadi Tuva’dasın” (TaHa 20/12) uyarısını alacaktır. Musa nereye gitmektedir? Musa Mısır’a dönerse öldürüleceğinden emindir. Kendisine Firavun’a gitmesi söylenince; “Rabbim! Ben onlardan bir kişiyi öldürdüm; korkarım onlar da beni öldürür.” (Kasas 28/33)

9 MUSA (as)’nın ilk vahiy aldığı yer. «TUR»
Musa bu yerde Firavun’a iletilmek üzere; “Benî İsrâil’i bırak da bizimle gelsinler!” emrini alır. (Ta Ha 20/47; Şuara 26/17) Kur’an’da noktasal olarak TUR* olarak da belirtilen Musa’nın ilk vahyi aldığı yer Mukaddes Tuva Vadisi hakkında üzerinde en fazla durulan Mısır toprakları içindeki Sina ve çevresinin, Mukaddes Tuva Vadisi olması birçok bakımdan inandırıcı değildir... * Taha 20/80; Kasas 28/46; Nisa 4/154; Bakara 2/63 MUSA (as)’nın ilk vahiy aldığı yer. «TUR»

10 “Benî İsrâil’i bırak da bizimle gelsinler
“Benî İsrâil’i bırak da bizimle gelsinler!” (Ta Ha 20/47; Şuara 26/17) talimatının akla getirdiği iki soru!... Tam burada şu soruları da Kur’an’ın cevaplaması gerekmektedir. Ben-î İsrâil kimlerdir? Musa Ben-î İsrail’i nereye götürme emri almıştır? Aslında İsrâil’in kimliği doğru tespit edildiğinde, İsrâiliyat başlığı altında oluşmuş kült hakkında ilk düğme doğru iliklenmiş olacaktır.

11 Tüm İslâmi kaynaklarda bu sorunun cevabı tartışmasız Yakub (as)’dur.
Bu vargının kaynağının İsrailiyat olduğunda şüphe yoktur... Bkz. Yaradılış 32; / Bu bölümde Yakub’un Allah ile güreşmesi sahnesi anlatılır... Bkz. Yaradılış 35; 9-15 / 9 Ve Paddan-aramdan geldiği zaman, Yakuba Allah yine göründü, ve onu mubarek kıldı. 10 Ve Allah ona dedi: Senin adın Yakubdur; artık adın Yakub çağırılmıyacak, fakat adın İsrail olacaktır; ve onun adını İsrail koydu Ve Allah ona dedi: Ben Kadîr Allahım; semereli ol ve çoğal; senden bir millet ve milletler cümhuru olacak, ve senin sulbünden kırallar çıkacak; Kur’an’da böyle bir kıssa olmadığı gibi, Allah seçtiği beşer ile nasıl iletişime geçtiğini Şura 42/51 de açıkça belirtir. Bu iletişimin başka yolu yoktur! İlham / Perde arkasından / Elçisi ile... İsrail Kimdir!

12 İsrail’in Yakub (as) olduğu Kur’an’dan çıkmaz!
Kur’an’da İsrâil kelimesi sadece şu iki ayette geçer. Ali İmran 3/93 ve Meryem 19/58 (Beni-î İsrail olarak 41 kez) İshak ve Yakub’un ikisi de daha doğmadan isimleriyle İbrahim’e ve karısına müjdelenmiştir. Hud 11/71 - Ankebut 29/ Enam 6/84 Yakub’tan yüzlerce yıl sonra Allah elçisi olan Zekeriyya da, bir çocuk vermesi için Allah’a dua ederken İsrâil lakabını değil Yakub ismini zikreder. Meryem 19/6 İsrail’in izinin sürüleceği yer Yusuf suresidir. Sure tam bir hassasiyetle irdelendiğinde; nebîliğin Yakub’dan Yusuf’a geçmemesi için her şeyi göze alarak Allah’ın kararını değiştirme mücadelesi verenin, Yusuf’un soyunun kesilmesini sağlayıp onu köleleştirenin, sözü dinlenen büyük kardeş olduğu net olarak görülecektir.

13 Kur’an’da şu ayetler açık şekilde durmakta ve aslında başlıktaki soruyu bu ayetler sormaktadır!..
Allah Kâbe’yi; o saygıdeğer binayı, insanların dirliğine sebep kıldı. (Maide 5/97) İbrahim ve İsmail, Kabenin temellerini yükseltiyordu: "Rabbimiz! Yaptığımızı kabul buyur. Şüphesiz ki, Sen hem işitir hem bilirsin"/ "Rabbimiz! İkimizi Sana teslim olanlardan kıl, soyumuzdan da Sana teslim olanlardan bir ümmet yetiştir.... " (Bakara 2/ ) İnsanların içinde o haccı ilan et ki yürüyerek ve bitkin binekler üzerinde bütün derin vadilerden geçerek sana gelsinler. (Hacc 22/27) Yakup (as) Oğullarına; “Benden sonra neye kul olacaksınız?” diye sormuştu. Onlar da, “Senin İlahına; ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın İlahına, o bir tek İlaha kul olacağız. Biz, zaten ona teslim olmuş kimseleriz!” demişlerdi. (Bakara 2/133) Neden İbrahim, İsmail ve Muhammed (as) dışında övülmüş diğer hiçbir Nebî, Hac ve O Beyt (Kâbe) ile ilişkilendirilmez?

14 İbrahim, insanlığa imam kılınmış ve tüm insanları Hac için O Beyt’e çağırmıştır!
Allah, İbrahim’e, seni insanlığa imam kılacağım demiş ve ona Hac menâsiklerini göstermişti. Rabbi İbrahim'i birtakım emirlerle denemiş, o da onları yerine getirmişti. Allah, "seni insanlara önder kılacağım" demişti. O "soyumdan da" deyince, "zalimler benim ahdime erişemez" buyurmuştu. (Bakara 2/124) Kendini bilmezden başkası İbrahim'in dininden yüz çevirmez. And olsun ki, dünyada onu seçtik, şüphesiz o, ahirette de iyilerdendir. (Bakara 2/130) Tüm bunlara rağmen İbrahim’in soyundan gelen ve övülen Nebîlerin, İbrahim ile indirilenlere uymaması(!) hayret vericidir.

15 Mukaddes Tuva Vadisi neresidir?
“...Kutsal vadi Tuva’dasın.” (Ta-Ha 20/12) Ayete göre Tuva Vadisinin Mukaddesliği Musa’dan önce de mevcuttur. Kasas 28/33’de öldürüleceğinden korktuğunu açıkça beyan eden Musa’nın Mısır’a geri dönmesinin imkansızlığı sebebiyle, Mukaddes Tuva Vadisi’nin Medyen ile Mısır arasında olması mümkün değildir. Bir yerin Mukaddesliği ancak; Kuddüs olanın (Allah) Kuddüs kılması ve muhataplarının da (insanların) bunu kabul etmesiyle mümkün olabilir. Bu niteliklere haiz yeryüzünde tanımlanmış tek bir yer mevcuttur. Bu yer Kur’an’da Millet-e İbrahim kavramı ile paralel olarak açıklanmıştır. O yerin Kur’an perspektifinden bakıldığında Mekke’nin dışında bir yer olması mümkün değildir. Şu hususlar Kur’an’a iman edenlere, Mukaddes Tuva Vadisi’nin yeri ve nitelikleri hakkında noktasal tespit için kesin ipuçlarını vermeye yeterli görülmelidir.

16 Mukaddes Tuva Vadisi neresidir?
Bir yerin mukaddesliği, sadece oraya has menasikler ve ritüellerin varlığını gerektirir. “Ayakkabılarını çıkar....” (Ta-Ha 20/12) ifadesi bunu göstermektedir. Mukaddes bölge demek aynı zamanda haram bölge demektir. Sadece oraya has haramlar söz konusu olmalıdır. Tuva kelimesi iki kere manasındadır. “Bil vadil mukaddesi tuva” (بِٱلْوَادِ ٱلْمُقَدَّسِ طُوًى) iki kere mukaddes kılınmış vadi” demektir. İnsanlık için kurulan ilk ev ile tufan sonrası izleri kaybolan, ardından İbrahim ve İsmail (as)’ın temellerini yükselttiği yerin aynı olması bu sıfata haiz olan yerin neresi olduğu konusunda yeterince açıklayıcıdır. İsrailiyat kaynakları, Yakub’un yaşadığı ve Yusuf’un kuyuya atıldığı yerin Jerusalem’in kuzeyinde Şekem civarında Dotam olarak anılan yer olduğunu söyler. Bu bölge İsrâiloğullarının, Yakub’un yaşadığı yer olması sebebiyle kutsal saydıkları bir yerdir. Aynı zamanda süt ve bal akan verimli bir diyardır. Kur’an’da (Yusuf 12/100) ise Yakub ve ailesinin şüphe götürmeyecek şekilde Mısır’a çölden geldikleri belirtilir. Mukaddes bölgenin sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğinin insanlar tarafından biliniyor olması gerekir. İsimlerin başındakiٱل takısı bunu zorunlu kılar. Böylesi bir yerin bilinmez hale getirilmesi; ancak ard niyetli bir sürecin ardından bu süreci destekleyen ilim sahiplerinin gayreti ile olabilecek bir sonuçtur.

17 Savaşlar bugün insanlığı harap ediyor
Savaşlar bugün insanlığı harap ediyor. Bunun gerekçesi; Yahudi, Hristiyan ve Müslümanların kendilerine verildiğine inandıkları dinlerini diğerlerinden kıskanmaları ve üstünlük kurma arzularıdır... Allah’ın tek olan dinini çoğaltmak ve İslam’ı, “İnsanlığın Dini” olmaktan çıkarıp kavmileştirmek büyük bir zulümdür. Şu ayet ilginçtir! “Allah, bu elçilerden kimini kimine üstün kıldı. Kimiyle konuştu, kimini birkaç basamak yükseltti. Meryem oğlu İsa’ya da açık belgeler verdi ve onu Kutsal Ruh ile destekledi. Allah, tercihi (insanlara bırakmayıp) kendi yapsaydı, sonrakiler o açık deliller geldikten sonra birbirleriyle savaşamazlardı. Ama ayrılığa düştüler; kimi inanıp güvendi, kimi âyetleri görmezlikten geldi (kâfir oldu). Tercihi Allah yapsaydı, birbirleriyle savaşamazlardı. Ama Allah dilediğini yapar.” (Bakara 2/253) Bugün her biri ayrı telden çalan Yahudi, Hristiyan ve Müslümanlar; kendileri gibi inanmayanlara reva gördükleri esaret, eziyet ve aşağılamanın körüklediği dışlamaları, kökten gözden geçirmelidir. Bu kavga ortamında ateizm, kapitalizm, narsizm, emperyalizm gibi, insanın Allah nezdindeki fabrika ayarlarını etkisizleştiren sayısız taguti akımlar hayat bulmaktadır. Sonuç!..

18 Mukaddes Tuva Vadisi Mekkedir. Mikad mahalleri belirlidir.
“İnsanlar için kurulan ilk ev, elbette Bekke'de olandır. Bereketlidir ve herkese doğru yönü göstersin diye kurulmuştur.” (Ali İmran 3/96) İnsanlık için belirlenen bu ilk ev ve ilk yön yalnızca ibadetlerde dönülen bir istikamet olmanın dışında aynı zamanda tüm koordinatların sıfır noktası olarak da yaratıcının insanlığa gösterdiği bir merkezdir. Tufanın ardından bu yer İbrahim (as) tarafından ikinci kez belirlenmiştir. İbrahim’in insanlığı davet ettiği bu yerin konumunun değiştiğine dair, Kuran’da en ufak bir ima söz konusu dahi edilmemiştir. Bilakis; Millet-e İbrahim olarak insanlığın gündemine değişmez bir şekilde oturtulması esastır. Yahudi ve Hıristiyanların İbrahim’i ile Müslümanların İbrahim’i arasındaki bariz farklar, günümüzde yaşanan muhtelif siyasi sorunları körüklemektedir. Mukaddes Tuva Vadisi Mekkedir. Mikad mahalleri belirlidir.

19 Mukaddes Tuva Vadisi Mekkedir. Mikad mahalleri belirlidir.
Kendini Müslüman olarak tanımlayanların tevhid anlayışının insanlığı kapsayıcı değerler üretmemesi ciddi bir sorundur. İsrailiyatın yalanlarının Müslümanların gerçeği olması, bugün Kur’an’ın anlamları etrafında aşılamaz duvarlar örmüştür. Kur’an’ı; çarpık siyasi süreçlerin labirentlerinde hapsetmek insanlık için kayıptır... Allah’ın belirlemesine ve ilan etmesine rağmen Mukaddes Tuva Vadisi’nin bilinmiyor olması anlamsızdır. Bunun nedeni; Kudüs olarak kabul edilmesi durumunda Mekke’nin, Mekke olarak kabul edilmesi halinde ise Jerusalem’in kutsallığının anlamsız hale gelecek olması olabilir mi? Mukaddes Tuva Vadisi Mekkedir. Mikad mahalleri belirlidir. TEŞEKKÜRLER

20 TEŞEKKÜRLER ICIJS’18 HASAN MUSTAFA ARSLAN www.tuvavadisi.org
SUNUM HASAN MUSTAFA ARSLAN ICIJS’18 İkinci Uluslararası İsrail ve Yahudilik Çalışmaları Konferansı 2018 BANDIRMA