Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Çağdaş Siyasal Düşünceler

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Çağdaş Siyasal Düşünceler"— Sunum transkripti:

1 Çağdaş Siyasal Düşünceler
kisim6

2 sosyalizm Burjuva karşısında güçlenen işçi sınıfının ideolojisi
Sosyal ihtiyaçların karşılanabilmesi, Sanayi devriminin getirileri ile mücadele Kadın erkek eşitliği

3 DEVAM Baskılardan ve mevcut kadrolardan kurtulma Adil bölüşüm
Ortak mülkiyet Sosyal adalet Sömürü ile mücadele Emeğin kutsallığı Toplum ve eşitlik x birey ve özgürlükleri yerine

4 Sosyalizmin tarihi kökenleri
FRANSA Feodal toplum yerine kapitalizmin gelişi Fransız devrimi Tarımdaki gelişmeler yy ticaret Sınıf karşıtlıkları burjuvazi ile ortadan kalkmadı Eskilerin yerine yeni sınıflar geldi

5 FRANSA 18 YY iktidarda burjuvazi var
Feodalizm tamamen bitince emeğin kutuplaşması başlamıştı Ekonomik olanaklar liberalizme yarıyordu Fransa örneğini esas alan Marks a göre de, Kominist Manifesto’da işçi hareketinin tarihini iki ayrı dönem halinde ele almak gerekir. Buna göre İşçi sınıfının burjuvaziye karşı mücadelesi Mutlak Monarşi koşulları altında daha doğar doğmaz zaten başlamıştır. Ütopik Sosyalizm ve Komünizm, Fransa’da Saint-Simon ( ) ile Fourier ( )’in kurdukları akımlar olacaktır.

6 İNGİLTERE SANAYİ DEVRİMİ 1730
FABRİKADA MAKİNELERİN KULLANIMI-TOPLUMSAL YENİ BİR YAPILANMA ÇIRÇIR MAKİNESİ-PAMUK ÜRETİMİNDE BUHAR MAKİNESİ-FABRİKALARDA HOBSHAWN’A GÖRE İNGİLTERE BAŞLAMIŞTIR. REFORM ACT-MECLİSTEN GEÇTİ 1830-FRANSIZ DEVRİMİ ETKİSİ-TOPRAK REFORMU-TAHIL ÜRÜNLERİ YASASI BURJUVAZİ TOPRAK SAHİPLERİNDEN DE ÜSTÜN KILINMIŞ OLDU BURJUVAZİYE TEPKİ DOĞDU

7 İNGİLTERE YOKSULLAŞMA DÜŞÜK ÜCRETLER BÜYÜK SANAYİ EGEMENLİĞİ 19 YY
YÖNETİCİ SINIF DA BURJUVAZİ OLDU YENİ FEODALİTE KAVRAMI BÖYLE ORTAYA ÇIKTI TÜM İNSANLARA YAŞAM HAKKI İngiltere’de ise Owen ( )’in KURUDUĞU AKIMIN KATKILARI

8 DEVAM Engels, 1885’te yazdığı  ‘1845’ten 1885’e İngiltere’ adlı makalesinde İngiltere’nin arasındaki yüz yıl boyunca dünyada sınai tekeli elinde tuttuğunu, bu dönem boyunca İngiliz işçi sınıfının da bu tekelden bir pay aldığını ve İngiliz sendikalarında bir ‘işçi aistokrasisi’nin oluştuğuna işaret ederek, Owenciliğin sona erişinden beri İngiltere’de sosyalizmin olmayışını buna bağlar.

9 Ütopik sosyalizm Ütopyaların yazılması 16 yy-18yy
Yeni çağda hümanizmin akımıyla bu artış oldu Thomas More-ütopya Compenala-Güneş Ülkesi-Platonun devleti-filozoflarca yönetim Özel mülkiyetin olmaması

10 devam Ütopik Sosyalizm, ‘Ütopyacı’ adını Thomas More ( )’nin ‘Ütopia’ adlı eserinin adından alır kendilerini gelecek toplumun bir modelini hayal etmekle sınırlayan ütopyacılar, kendi projelerini gerçekleştirmek için sınıf ayrımı yapmadan tüm topluma, hatta öncelikle egemen sınıfa hitap ettiler; ikameci ve elitist oldular. Sınıf savaşını ve politik mücadeleyi reddettiler Apolitik bir sosyalizmi savundular. Siyasal mücadeleye girişen işçi partilerine karşı çıktılar. Bir devrime gerek görmediler. Projelerini barışçıl yoldan gerçekleştirmeyi umdular.

11 devam bu ütopyacı akımların kurucuları (ustalarının ütopyalarına uygun düşen komünist örnek topluluklar, hayali ülkeler ve yalıtık koloniler düşünmek dışında hiç bir şey yapmayan gerici yandaşları değil) burjuva toplumu eleştirdiler, bu toplumun ilkelerine ve değerlerine saldırdılar, kendi gelecek tasarılarıyla proletaryanın henüz bilinçli olmayan içgüdüsel özlemlerine tercüman oldular.

12 GRACCHUS BABEUF-1760-1797 SOYLU SININIFIN SÖMÜRÜSÜNÜ ANLTTI
ÖZEL MÜLKİYET HAKSIZLIKLAR ÜZERİNE KURULU DEDİ EŞİTLER CUMHURİYETİ FİKRİ Kadastro memurluğu ve toprak komisyonu üyeliği yaptı. Devrimci fikirlerini yayabilmek amacıyla gazete yayınladı. Babeufizm (babouvisme) akımını kurdu. Yeni bir rejim kurmak amacıyla Eşitlerin Komplosu 'nu hazırladıkları sırada ihbar sonucu yakalanarak giyotinle idam edildi. TÜKETİM MALLARI VERGİLERİNİ PROTESTO ETTİ TOPRAĞIN EŞİT PARSELLER İLE BİREYLERE DAĞITILMASINI SAVUNDU

13 BABEUF-DEVAM EŞİT DAĞITIM İLKESİ TEKEL İLE MÜCADELE
YENİ BAŞTAN TOPLUM KURMA DEVRİM Cİ AZINLIK İLE BİR SÜRE DİKTATÖRLÜK MODELİ EMEKÇİLER ARASINDA ZORUNLU HİYERARŞİ OLAMAZ EĞİTİM İLE HALK DEĞİŞEBİLİR

14 CAHARLES FOURIER 1772-1837 TİCARET-ZENGİNLER FEODALİTESİDİR
KÜÇÜK SANAYİCİLERİ KIRSAL ALANA SERPİŞTİRELİM ENDÜSTRİYEL ANARŞİ MAKİNE İŞÇİYİ ESİR EDİYOR UYUM İLKESİ YENİ TOPLUM DÜZENİ İÇİN GEREKLİ KOOPERATİF TOPLUM HAYALİTARIM VE BAHÇECEİLİK İŞİ YAPILMALI ULUSAL KARIN 4/12 SERMAYEYE 5/12 ÇALIŞANLARA 3/12 YETENEK ÖDEÜLLENDİRMEYE DAĞITILMALI

15 FOURIER FALANJ BİRİMLERİ KURULSUN
SADECE TARIM VE KÜÇÜK SANAYİ YAPILACAK BURALARDA ŞİDDETE KARŞIYDI KADININ KURTULUŞU TOPLUMUN KURTULUŞUDUR

16 SAINT SIMON 1760-1825 Fransız sosyalizminin kurucusu.
Toplumu çaba, üretim, eylem ve yaratma olarak gören; düşünce tarihinde, toplumun bilimi olarak gördüğü sosyolojinin düşünce babası olarak tanınan Fransız filozof ve iktisatçısı. Meksikadan avrupaya kanal yapımı üzerine çalıştı

17 simon Sosyal hiyerarşiye karşıydı Rekabet yıkıcı bir öğedir
Sanayi temeli üzerine kurulu toplum modeli Sanayi ve ticaret mahkemeleri kurulsun Kim yönetecek sorunu ile ilgilendi Teknik adamların yönetimi Tüm üreticeler yönetmeli düşünsel ve ahlaksal alanda din adamları egemenliğine son verilmeli

18 devam İnsan yönetmekten «şeylerin» yönetimine geçilmeli
Sanayileşmeye karşı değildi Toplum büyük bir fabrika gibidir. bilim konusunda, tüm bilimlerin şim­diye dek bilimsel olmayan yöntem ve adımlarla işe başlamış olduğunu söyler. Bundan başka, her bilim birtakım dini tasarımlar, metafizikle ilgili sanılarla yüklüdür.

19 DEVAM Başlangıçta, teolojik bir temeli olan ve metafizik kavramlarla geliştirilen, gerçek olmayan bir bilimin yerine, Saint-Simon’un çağında ger­çek bilim, pozitif bilim geçmiştir. Ona göre, ilerlemeyi sağlayan etken de bilimin, başlangıçta onun içine karışmış olan bu öğeler­den temizlenmesidir. Saint-Simon, artık po­zitif bilim çağının başlamış olduğunu söyler.

20 devam Geleneksel otorite biçimleri meşru kabul edilmediği için, endüstri toplumunda ahlaki bir boşluk ve toplumsal bir kriz oluştuğunu düşünen Simon, çözüm olarak yeni, dünyevi, laik bir din önermiştir. Toplumun yeni dini liderleri de önde gelen bilim ve sanat insanları ile sanayiciler, yani çıkarları kitle çıkarlarından farklı olmayan insanlar olacaktı. Simon, Sosyolojinin gücüne inanarak bu bilimi yeni bir din haline dönüştürerek toplumu örgütleyip sorunları çözümlemeyi amaçlamıştır.

21 DİN ANLAYIŞI-SIMON Yeni din sisteminde, ekonomik ve siyasi yönetimin başında banka, fabrika, maliye uzmanlarının bulunmasına karşılık, inanç ve eğitim gibi işlerin başında da bilim, sanat uzmanla­rı bulunacaktır. Ona göre, yeni din, kardeşlik ve sev­giye dayanan bir inanç olmalı ve her türlü hurafeden arındırılmalıdır. Başka bir deyiş­le, modern toplumun yön ve düzeninin, üre­tici olmayan bürokratlar tarafından değil de, bilim insanları ve sanayiciler tarafından belirlendiğini öne süren Saint- Simon’a göre, modern toplumdaki kriz de, pozitivizme dayanan yeni bir din ile çözülebilir.

22 devam Saint-Simon, toplumda bir reforma gitmeyi amaçlamış, toplumun endüstri çağının, endüstrinin gereklerine göre düzenlenmesi gerektiğini savunmuştur. Bilimsel düşünceye dayanan bir toplum bilimi kurmanın zamanının geldiğini, artık pozitif bilim çağının başlamış olduğunu öne sürdüğü için, aynı zamanda pozitivizmin de kurucusu olarak da bilinen Saint- Simon’un en büyük düşü, insan toplumunun reformdan geçiril­mesi olmuştur. Ona göre, Fransız Devrimi mutluluk getirmemiştir.

23 DEVAM Evrensel insan haklarının ilanı, Saint-Simon’a göre, aşağı sınıfların cehaletini ve yoksulluğunu ortadan kaldırmamıştır. Toplumdaki tüm insanların mutluluğunun yeni bir toplumsal düzenleme, bir sosyal reformla sağlanabileceğine inanan Saint-Simon, toplumda gerçekleştirilecek reformun toplumsal yasaların bilgisine dayandığını ve bunun bilimlerde de bir reformu gerektirdiğini düşünmüştür.

24 Robert owen 1771-1858 Ütopist-ingiliz
Aydınlanma çağı materyalist filozofları benimsedi New lanark uygulaması-az mesai ile işçi çalıştırma denemesi Glasgow'a yaptığı bir seyahatte, New Lanark değirmenlerinin sahibini, David Dale'in kızıyla tanıştı ve aşık oldu. Ortaklarına bu firmayı satın almaları için ikna ettikten sonra, Glasgow'a taşındı ve evlendi.

25 DEĞİRMEN İŞÇİLİĞİ New Lanark değirmenlerinde çalışan insanların durumları dönemin standardlarına göre iyi olsa da, gerçekçi bir bakış açısıyla hiç de tatmin edici düzeyde değildi. Değirmenlerin yeni yöneticisi olan Owen işçilerin durumlarını düzeltmek için çeşitli geliştirmeler sundu.

26 devam New Lanark'daki çalışmaları Avrupa çapında ilgi görmeye başlamıştı. Fabrika işletmeciliğinde sosyalizm fikirlerini, işbirliğini arttırıcı yönüyle işlemeye başladı. En başından beri onu farklı kılan özelliklerinden olan, "işçilerine eğitim sunma"yı çok daha geliştirerek devam ettirdi. Fabrikalarla ilgili kanun önerisine sıkı sıkı bağlı olmasına ve fabrika meselelerinin kanunlaştırılmasına gösterdiği büyük savunmaya rağmen, 1819'da ortaya çıkan Factory Act (Fabrika Kanunu) onu hiç de tatmin etmedi.

27 DEVAM Avrupa'nın ve İngiltere'nin birçok önemli siyaset adamıyla görüştü, fikirlerini yaymak uğraşısı içindeydi. İş sektöründeki ortaya attığı tüm yenilikler etrafında ona saygı duyan büyük bir kitlenin oluşmasına neden oluyordu. New Lanark örnek bir işletme olarak geçiyor, sıklıkla birçok farklı iş kolundan ve makamdan lider insanlar tarafından ziyaret ediliyordu.

28 devam New Lanark'ta yarattığı komünel sistemi yaymak için uğraşmaya başladı. Ona göre fakirliğe ve işçi sorunlarına tek çözüm onun bi filantropist, sosyalist reformlarından geçiyordu. Ayrıca ziraat alanında kooperatifçiliğin kurulması için de çaba sarf ediyordu. İşletmecilik üzerine yaptığı planlar, belki de filantropist yanları yüzünden büyük bir ilgiyle karşılandı. Bir sosyal reformist olarak yolu açılmış gibiydi, Londra'da düzenlenen büyük bir mitingte her türlü dîne ve dînsel forma olan karşıtlığını ve nefretini açıkça deklare edince toplumun ona bakış açısı değişti.

29 DEVAM Çoğunluğu muhafazakâr olan halk nezdindeki popüleritesi düştü, elit çevrelerde de ona olan ilgi azaldı. Yine de bunlar Owen'ın fikirlerini ve özgüvenini olumsuz etkilemedi, o hâlâ gittiği yola sonsuz bir inanç besliyor, kendine ve fikirlerine fazlasıyla güveniyordu.

30 devam Komünel işletmecilik fikirlerini Amerika'da, New Harmony - Indiana'da gerçekleştirebilme şansı edindi. İki yıllık bir denemeden sonra işler yolunda gitmedi ve sonlandırıldı. Bu sıralarda sıkı taraftarı ve öğrencisi Abram Combe de benzer bir proje almış ve sonuç yine hüsran olmuştu.

31 Devam-eski owenistler çartizmi doğurdu
Çartizm, 1838'den 1850'ye kadar olan dönemde, İngiltere'de, politik reformlar için işçi sınıfının verdiği mücadeleye ve bu mücadele etrafında şekillenen işçi hareketine verilen isimdir. Tarihte, bu büyüklükte ve ülkesel boyutta ortaya çıkan ilk örgütlü işçi eylemidir. Adını 1838'de yayınlanan altı maddelik People's Charter ("halk bildirgesi" olarak dilimize çevrilebilir) isimli bildiriden almaktadır 'dan başlayarak, bu hareket toplumda yaygın taraftar ve destek sağladı. Özellikle İngiltere'nin kuzeyinde, Doğu Midlands'da, Potteries'de, Black Country'de ve Güney Galler'de yaygın destek buldu.

32 DEVAM 1848 yılında, emekçi kesiminden milyonlarca kişi, taleplerini içeren bir dilekçeyi imzalayarak Avam Kamarası'na sundu. Bu esnada hareketin elde ettiği kitlesel destek zirve yapmıştı. Emekçi grupların amacı, bu dilekçenin yarattığı siyasal etkiyi de kullanarak ve bunu kitlesel gösterilerle destekleyerek politikacılar üzerinde baskı oluşturmak ve toplumun içinde bulunduğu sefalete ve yoksulluğa dikkat çekerek, siyasi otoritenin yaşam koşullarının iyileştirilmesi yönünde eyleme geçmesini sağlamaktı. Özellikle Güney Galler ve Yorkshire'da bazı şiddet ve isyan eylemleri gerçekleşmiş olsa da, Çartist hareket amacına ulaşmak için yasal yolları kullanmakta ve anayasal çerçeve içinde kalmakta kararlıydı.

33 devam 1828'de, ortaklarıyla arasında uzunca bir süredir devam eden çekişme ve gerilim yüzünden New Lanark ile olan tüm bağlarını koparttı. Amerika'dan Londra'ya döndüğünde sosyalist fikirlerinin kampanyasına kaldığı yerden devam etti. Sonraki yıllarda devam ettiği seküler ve sosyalist kampanya özellikle işçi kesiminden ilgi gördü. Bu sıralarda bazı komünel işletme ve yapılanma denemelerinde yer aldı. Bu denemelerden sadece bir tanesi bir süre başarı sağlayabildi.

34 DEVAM Owen'ın önemli bir yere sahip olduğu sosyalist akımlar sayesinde 1830'larda İngiltere'deki ilk işçi sendikaları ve ticâret odaları kurulmaya başladı. Owen'ın sosyal reformcu yaklaşımı, işçi teşkilâtlandırılması ile ilgili fikirleri Owenizm olarak anılır. Daha küçük yaşlardan beri dîn fikrine ve dinî inanışlara karşıt olsa ve nefret duysa da, hayatının sonlarına doğru büyük bir tinselcilik (spiritualizm) taraftarı olmuştur. 17 Kasım 1858 yılında, Newtown'da ölmüştür.

35 MARX VE MARKSİZM Marksizm, bilimsel sosyalizm ve komünizmin kurucusu Karl Marx'ın ve Friedrich Engels'in çalışmalarından çıkarılan insanlığın özgürleşmesiyle ilgili bir düşünce sistemi ve ideoloji. Marksizm tarihin diyalektik materyalist bir yorumuna dayanan ekonomik ve toplumsal bir dünya görüşü, kapitalizmin çözümlenmesi ve bir toplumsal değişim teorisidir.

36 DEVAM Marksizm bir öğreti olarak siyasal, ekonomik ve felsefi bir bütünlük içerir. Marksizm, ideolojik alanda esas olarak sınıflar savaşımı teorisini ortaya atan ve bu savaşımın zorunlu sonucu olarak proletarya diktatörlüğüne ve oradan da toplumsal eşitlik ve özgürlük dünyası komünizme varılacağını öngören bir öğreti olarak tanımlanır.

37 Karl MARX Marksizme adını, çağının öncü filozofu, siyaset bilimci, ekonomist ve devrimci Karl Marx'tan alır. İşçi sınıfıa dair sömürü düzenini ve üretim araçlarına yabancılaşmasını inceleyerek kapitalist üretim ilişkileri üzerine diyalektik ve tarihsel materyalizmin temellerini atmıştır. Marks' İnsanlık tarihini sınıflar savaşımı açısından değerlendirerek, çağının düşürünleri arasında sıyrılmış ve bu fikirlerini 1848 yılında kaleme aldığı Komünist Manifestoda dile getirmiştir: "Şimdiye kadarki tüm toplum tarihi sınıf mücadeleleri tarihidir."

38 DEVAM Marxizm'ın teorik gelişiminde Marx'a en büyük katkı yine kendisi gibi bir filozof olan Friedrich Engels yapmıştır yılında düşünsel ortaklıkları üzerine birlikte yola çıkan ikili, Marx'ın 1883 yılındaki ölümüne dek birlikte pek çok ortak kitaba ve makaleye imza atacaklardır.

39 DEVAM 1848 yılında Komünist Parti Manifestosu'nun yayınlanmasının ardından Belçika'dan sınırdışı edilen ikili Köln'e geçerek burada Neue Rheinische Zeitung adlı devrimci gazeteyi çıkartmaya başladılar yılında buradan da ayrılmak zorunda kalan ikili Londra'ya geçer. Siyasi ve yazın alanındaki faaliyetlerini Londra'da sürdürürler yılında Marx'ın ölümü üzerine Engels, Marx'ın yazmış olduğu eserlerin editörlüğü ve çevirmenliğini yapmak durumunda kalır. Bu dönemde kendisi de başta Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni olmak üzere çeşitli eserler kaleme alır.

40 1844 VE SONRASI Marksizm, 19. yüzyılda kendi açılarından zirveye ulaşmış olan üç düşünsel kaynaktan beslenmiştir: İngiliz ekonomi-politiği, Alman felsefesi ve Fransız ütopik sosyalizmi. Bu üç bileşen, Marx ve Engels tarafından yoğun bir entelektüel ve siyasal eleştiriden geçirilerek eşit ve özgür bir insanlık ütopyasının yaşama geçirilmesinin teorisi ve pratiği olarak Marksizm'de erimiş ve dönüştürülmüştür.

41 YAYILIŞI Marksizm fikirleri Avrupa kıtasındaki 1848 Devrimleriyle ayaklanan işçi sınıfı hareketinin içine doğar. Özellikle aydınlar, düşünürler ve siyasetçiler arasında bilinir hale gelse de emekçiler arasında geniş bir etkiye derhal sahip olmaz. Birinci Enternasyonal örgütlenmesiyle bilinir hale gelen Marksizm, Paris Komünü gibi ayaklanmaları etkilese de belirleyici ideoloji olmayacaktır. Kısa ömürlü de olsa Paris Komünü deneyimini selamlayan Marx ve Engels yaptıkları eleştirilerle süreci değerlendirerek bu deneyimi işçi sınıfının ilk özgün devrimci hükümeti olarak tanımlamışlardır. Bu değerlendirmeler marksizmdeki proletarya diktatörlüğü ile bütünleşiktir.

42 MARKSİZM NEDİR? Marksizm, özgün bir siyasal felsefe akımı, tarihin diyalektik materyalist bir yorumuna dayanan ekonomik ve toplumsal bir dünya görüşü, kapitalizmin Marksist açıdan çözümlenmesi, bir toplumsal değişim teorisi, Karl Marx'ın ve Friedrich Engels'in çalışmalarından çıkarılan, insanın özgürleşmesiyle ilgili bir düşünce sistemidir.

43 Marksizm bir öğreti olarak siyasal, ekonomik ve felsefi bir bütünlük içerir. Marksizm, ideolojik alanda esas olarak sınıflar savaşımı teorisini ortaya atan ve bu savaşımın zorunlu sonucu olarak proletarya diktatörlüğüne ve oradan da toplumsal eşitlik ve özgürlük dünyası komünizme varılacağını öngören bir öğreti olarak tanımlanır.

44 HEGEL ETKİSİ TALİ SÜREÇLER
Hegel felsefesi her şeyden önce bireylerin kendi kendilerine ilişkin olarak özgür bir bilince ulaştıkları bir insanlık tarihi felsefesidir. Ama bilinç kendi başına özgür değildir; bilincin özgürleşmesi Tinin Fenomenolojisi'nde betimlenen karmaşık bir süreçle gerçekleşir. Bu eserde Hegel, bilincin bütün dünya ölçeğinde kendi kendini nasıl sınadığını ve yalın bir öznel kesinlik ile kendi kendinin nesnel bilgisine nasıl ulaştığını ortaya koyar. Bilinç, dünyanın bilincine vararak, kendi kendisinin bilincine de, 'efendi ile köle arasındaki diyalektik olarak adlandıralan yolla' varacaktır.

45 DEVAM Bu süreç sonunda, bilinç Akıl'a ulaşır. Dünya ona yabancı olmaktan çıkar; dünyaya ilişkin bilgisi onun gerçek bilgisidir, ve onun gerçek bilgisi de dünyaya ilişkin bilgisidir. Ama bilinç artık sadece bireyin bilinci değildir; bilinç, içinde 'ben'in biz olduğu, biz'in ben olduğu' tinsel bir topluluğun bilincidir. ve bu da Tin'den başka bir şey değildir. Tin, tarihsel gelişim kilit anları olan belli sayıda 'figures' aracılığla tarih boyunca kendini ortaya koymuştur. Bu kilit anlar yunan etiğinden, Hegel in dönemindeki çağdaş Prusya'ya kadar uzanır. Bu süreç sonunda ancak bilinç, Tinin kendi bilinci haline gelerek mutlak bilgiye ulaşır; filozof da böyle bir bilginin yorumcusu olur.

46 DEVAM Gerçekte bu diyalektik, her biri kendisini olduğu gibi tanıtmak isteyen iki bilinç biçimi arasındaki kölelik ve egemenlik ilkelerini insanlık içinde -çünkü insanlık hayvanlardan kesinlikle farklı olarak, yaşamı aşma yeteğine sahiptir- betimler. Her biri bunu bir ölüm kalım savaşı içinde, hem kendisi hem öteki için yapacaktır. Köle kaybedecek, yaşam önünde diz çökecek ve efendi için çalışarak ona hizmet edecektir. Ancak köle (Marx'ta proleter) esaretinden de bu çalışma içinde ve bunun sayesinde kurtulacaktır; çünkü dünyayı dönüştürerek, kendi kendisine bağımsızlığa ulaşmanın somut araçlarını verecektir.

47 DİYALEKTİK Diyalektik kavramı, kelime kökü diyalog ve etik kurallı bir şekilde tez ve antitezin ortaya konulmasıyla belli bir konu üzerinden ortak değerlerin inşası anlamına gelir, yani tartışılmış bir şekilde tezden senteze geçmiş, farkında olunmadan tekrar tartışılmasında gene aynı soru ve olası varsayımsal cevaplara ulaşılacak kavram değerlerine verilen genel adlandırmadır.

48 DEVAM Başlangıçta tartışma sanatı ya da çelişkili yollardan muhataplarını ikna etme sanatı anlamına gelmektedir. Karşıtlıkları kullanarak gerçekleştirilen akıl yürütme biçimidir, diyalektik ve Sokratik yöntem, tartışma ve düşünme sanatı olarak diyalektiğin Antik Çağ'daki en yetkin halidir. Değişimin ve hareketin sürekliliği düşüncesi bu aşamada diyalektik olarak ifade edilmiştir. Bir fikirden ya da ilkeden içerdiği olumlu ve olumsuz bütün düşünceleri çıkarma yöntemine diyalektik denilmekteydi.

49 GELİŞİMİ Platoncu anlayışta fikirler, gerçek anlamına geldiklerinden diyalektik, fikirlerin diyalektiğidir. Ama başka yönlerde, duyulur olandan nesnelerin fikirlerine ulaşma ve giderek bu nesnelerin ve bilgilerin saf değişmez ilkelerini ya da yasalarını bulgulama anlayışı olarak da ortaya çıktığı görülür. Heraklitos'un "aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz" sözü diyalektiğin başlangıç halindeki açık tanımını göstermektedir. Diyalektik üzerine bütün çalışmaların başlangıç noktası burasıdır. Oluş ve değişim kavramları bu noktada diyalektik anlayışın temel kavramları olarak belirirler.

50 DEVAM İlk Çağ filozoflarının birbirine zıt yönlerde de olsalar diyalektikçi oldukları söylenebilir. Sokrates'te ve Sofistler'de diyalektik yöntemin belirli şekillerde kullanıldığı bilinmektedir. Aristoteles, diyalektiğin babası olarak Heraklitos'u değil Elealı Zenon'u gösterir. Zenon'un diyalektiği bir tür özdeşlik düşüncesine dayanır. Zenon, diyalektik yöntemi kullanarak hareketin olanaksızlığını gösterir bir dizi paradoksla. Ona göre evrende görülen çokluk ve çeşitlilik yanıltıcıdır, tıpkı hareketin yanıltıcı bir görünüm olması gibi.

51 HEGELİN DİYALEKTİĞİ Hegel'e gelindiğinde ise tam bir felsefi çalışmayla ortaya konulur diyalektik. Bir yöntem olarak içerimleri kuramsal bir açıklamayla ortaya konur. Buna göre diyalektik, Mutlak Fikir'in tez-antitez-sentez diyalektik üçlü hareketiyle gerçekleşmesi ve bunun bu şekilde anlaşılması yöntemi olarak değerlendirilir. Hegel, düşüncenin hareketinden sezinlediği diyalektiği, evrenin hareketine yöneltmiştir; çünkü Hegel evreni "maddeleşmiş bir fikir" olarak görürdü. Başka bir açıdan Hegel'e göre düşünce ve varlık özdeştirler aslında. Burada diyalektik, bütün düşüncenin ve varlığın gelişim sürecidir.

52 MARK’IN DİYALEKTİK KAVRAMI
Marx, bu düşünüş sürecini tersine çevirir, Hegel'in yolundan giderek diyalektiği maddeci bir temelde değerlendirir. Diyalektikte hareket başlangıcından itibaren, çelişki kavramıyla ve dolayısıyla karşıtlık kavramıyla bağlantılı olarak açıklanmaktadır; Marx maddenin hareketinin diyalektik iç çelişkilerinin ürünü olduğunu ileri sürer ve düşüncenin diyalektiği de bu noktada maddenin hareketinin bilince yansıması olarak değerlendirilir.

53 DEVAM Bu nedenle Marksist felsefe diyalektik materyalizm olarak ifade edilecektir. Böyle algılandığı için de diyalektik yöntem, giderek diyalektik hareketin bilimi haline gelmiştir. Marx ve Engels ile diyalektik artık tamamen neredeyse bugünkü anlamına kavuşur. Bunun en doğru ve akılcı tarifini Engels vermiştir: Diyalektik, 'dış dünyada ve insan düşüncesindeki hareketin genel yasalarını inceleyen bilimdir'. Bu tarif ile diyalektiğin gelişmesinin tamamen bilimlerin gelişmesine bağlı olduğu söylenebilir.

54 HAFTAYA DİYALEKTİK MATERYALİZMDEN DEVAM EDİLECEKTİR


"Çağdaş Siyasal Düşünceler" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları