Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

İDARİ YARGIDA İSTİNAF SİSTEMİNE GEÇİŞ. İstinaf kanun yolu yargı sistemimizde uygulanmakta iken 1924 yılında 469 sayılı Kanunla kaldırılmasına rağmen,

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "İDARİ YARGIDA İSTİNAF SİSTEMİNE GEÇİŞ. İstinaf kanun yolu yargı sistemimizde uygulanmakta iken 1924 yılında 469 sayılı Kanunla kaldırılmasına rağmen,"— Sunum transkripti:

1 İDARİ YARGIDA İSTİNAF SİSTEMİNE GEÇİŞ

2 İstinaf kanun yolu yargı sistemimizde uygulanmakta iken 1924 yılında 469 sayılı Kanunla kaldırılmasına rağmen, çok geçmeden yeniden kurulması için 1930 lu yıllarda tartışmaların başladığını görüyoruz. İstinaf Mahkemelerinin kurulmasının gerekliliği konusunda başta Adalet Bakanlığı olmak üzere Barolar ve Üniversiteler tarafından Çalıştay ve Sempozyum adı altında çalışmalar yapılmış yasa tasarıları hazırlanmıştır. Nihayetinde Adli yargıda 5235 sayılı kanunla İdari yargıda ise 6545 sayılı kanunla İstinaf Mahkemeleri kurulmuş ve faaliyete geçmesi için çalışmalar devam etmektedir.

3 Yargı sistemimizde uygulanmakta iken 1924 yılında çıkartılan 469 sayılı Kanunla kaldırılan İstinaf Mahkemelerinin kaldırılma sebepleri olarak; İstinaf Mahkemesinde görev yapabilecek yeterince yetişmiş hakim olmaması, İstinaf uygulamasının işleri azaltmak yerine yargılama sürecini uzatması, İçtihat farklılıklarına yol açması gösterilmiştir. Günümüzde de halen bu eleştiriler tazeliğini korumaktadır.

4 İdari Yargıda İstinaf uygulamasına geçişin zorunluluğu olarak Danıştayda işyükünün fazlalığı gösterilmiştir; Oysa İstinaf sistemi Danıştayın işyükünün azaltılmasının yanı sıra Danıştay’ın İçtihat Mahkemesi olarak çalışabilmesi içinde çok önemli bir fonksiyon üstlenmiş olacaktır.

5 6545 sayılı yasa ile İdari Yargıda geniş anlamda İstinaf Kanun Yolu benimsenmiştir. İstinaf sistemine geçişle birlikte ikili yargılama sisteminden üçlü yargılama sistemine geçilmiş olmaktadır. İstinaf Kanun yoluna ilişkin olarak faydaları yanı sıra sakıncalarınında olduğu ileri sürülmüş ve birçok eleştiride bulunulmuştur.

6 İstinaf kanun yoluna ilişkin olarak en belirgin eleştiriler: Yargılama daha da uzayacaktır. Yargılama daha pahalı hale gelecektir. İçtihat birliği bozulacaktır. Yeniden inceleme ilk derece mahkemelerinin önemini azaltacak, ilk dereceye yeterli önem verilmeyecektir. İstinaf için henüz maddi teknik ve insan altyapısı tam oluşturulamamıştır. Bu haliyle istinafın uygulaması başarısız olacaktır. şeklinde sıralanabilir.

7 Sunumumuzda İdari Yargıda, İstinaf Mahkemelerinin faaliyete geçişi sırasında ne gibi sorunlarla karşılaşabileceği, İstinaf sistemine yöneltilen eleştirilerin gerçekleşme ihtimali ile bu konudaki öngörülerimiz nelerdir onları görüşlerinize sunmaya çalışacağım.

8 İSTİNAF SİSTEMİNE GEÇİŞTE YAŞANMASI MUHTEMEL SORUNLAR: Bölge İdare Mahkemeleri İstinaf modeline uygun yapılanmış Mahkemelerdir. Yeni kurulan İstinaf Mahkemesi bünyesinde kurulan Daireler, halen faaliyette bulunan Bölge İdare Mahkemesi Kurulları gibi çalışacaklardır. Ülke genelinde 8 ayrı bölgede İstinaf Mahkemesi kurulmuş olup bu mahkemeler bünyesinde 43 ü İdari dava, 20 si Vergi dava Dairesi olmak üzere toplam 63 İstinaf Dairesi oluşturulmuştur. Bu Dairelerin Üye sayısı, Üyenin donanımı, niteliği, personelinin sayısı, niteliği bina ve teknik altyapının yeterlilik derecesi sorunların oluşmasında yada azalmasında önemli rol oynayacaktır.

9 Çalışmalarımız ve Tecrübelerimiz sonucunda, İstinaf Mahkemelerinin faaliyete geçişte, aşağıda sıralamaya çalıştığım muhtemel sorunların oluşabileceği düşünülmektedir: Uyap veri tabanından kaynaklanabilecek sorunlar; Bina ve Teknik Altyapıdan kaynaklanabilecek sorunlar, Hakim ve Personel sayı ve niteliğinden kaynaklanabilecek sorunlar, Mevzuattan kaynaklanabilecek sorunlar,

10 UYAP VERİ TABANINDAN KAYNAKLANABİLECEK SORUNLAR: İstinaf Mahkemelerinin kurulmasına ilişkin yasal değişiklikten sonra Adalet Bakanlığınca İstinaf Mahkemelerinin kurulacağı yerler belirlenmiştir. Ankara, İstanbul, İzmir Konya G.Antep Bursa Erzurum Samsun illerinde Bölge İdare İstinaf Mahkemeleri kurulmuştur. Bu mahkemelerin kurulacağı yerler belirlenirken coğrafi yakınlığın yanı sıra bu mahkemelere gelecek iş yüküde göz önüne alınmıştır. Fakat Adli Yargı İstinaf yerleri ile bir birliktelik düşünülmemiştir. Adli İstinafın olduğu bazı yerlerde İdari İstinaf, İdari İstinafın bulunduğu bazı yerlerde de Adli İstinaf bulunmamaktadır.

11 İdari Yargı Sisteminde Mahkemelere gelecek işyükü Uyap verileri esas alınarak hesaplanmaktadır. Uyap sisteminden elde ettiğimiz verilerin sağlıklı olduğunu söyleyemeyiz. Bu güne kadar İdari yargıyla ilgili sağlıklı bir İstatistik tutulamamıştır. Bunun en büyük nedeni veri girişlerinin düzenli ve sağlam yapılamamasıdır. Açılan davaların konuları Uyap sistemine dava kodları ile işlenmektedir. Yürürlükte bulunan dava kodları ise İdare ve Vergi mahkemelerinde görülen tüm dava konularını kapsamamaktadır.

12 Dava kodlarını giren Hakim yada Memur açılan davanın konusunu dava kodları listesinde göremez ise aynı listede yer alan diğer dava kodunu işaretlemektedir. Bununla birlikte dava kodlarını girenlerin özensiz davranışları sonucunda da İdare Mahkemesinde açılı davaların %30 a yakını diğer dava kodu adı ile işlenmektedir. Bu durum ise, belirli davalara bakmak ve belirli konulara bakarak uzmanlaşma sonucunda başarılı olacak İstinaf Dairelerinin kurulmasında ve Üye sayılarının belirlenmesinde sorun yaratacak, sağlıklı bir yapının oluşmasına olanak tanımayacaktır. Uyaptaki veriler sonucunda oluşturulan İstinaf Mahkemeleri ve bu Mahkemelerde kurulacak İstinaf Dairelerinin ya fazla işyükü altında kalmasına ya da gerektiğinden daha az iş ile çalışarak emek gücünden daha az yararlanacağı sonucu doğurabilmektedir. Mevcut İstinaf Mahkemeleri ve Daireleri bu veriler esas alınarak kurulmuştur.

13 Bu değerlendirmeler ışığında sağlıklı bir İdari Yargı istatistiği oluşturulması bakımından öncelikle Uyapta dava konularının karşılığı olan dava kodlarının güncellenmesi Danıştay ve diğer İdari Yargı yerlerinin tek dava kod listesini kullanması sağlanarak bu yeni veriler esas alınarak İstinaf Mahkemeleri bünyesinde kurulacak Dairelerin sayısının ve iş bölümünün planlanması gerekmektedir. Uyap verileri aynı zamanda İstinafta kesinleşecek yada temyiz yolu açık olacak davaların sayısının belirlenmesinde de yol gösterici olacağından sağlıklı olması son derece önemlidir.

14 İstinaf Mahkemelerinden beklenen faydanın elde edilebilmesi için Ülke genelinde açılan İdari davaların büyük bir bölümüne bakmakla yetkili Ankara, İstanbul ve İzmir ilimizde kurulu bulunan İdari Yargı yerlerinde Mahkemelerde işbölümü ve uzmanlaşma uygulamasına geçilmesi zorunluluk olup bu aşamada uyap verilerinden yararlanılacağı için bu verilerin sağlıklı olması bu açıdan önem taşımaktadır.

15 BİNA VE TEKNİK ALTYAPIDAN KAYNAKLANABİLECEK SORUNLAR: 6545 Sayılı yasa ile kurulmasına karar verilen istinaf mahkemeleri için süratle Adalet Bakanlığınca Kiralama yada diğer yollarla bina temini yoluna gidilmiştir. Ankara Bölge idare mahkemesi için yeteri kadar büyüklükte bina kiralanmış olup Uyap için teknik alt yapı da oluşturulmuştur. Kurulmasına karar verilen diğer bölgelerin bir kısmında bina sorunu kalmadığı, diğer kısmında ise bu sorun halen devam etmekte olup Adalet Bakanlığı yetkililerince bu sorun giderilmeye çalışıldığı görülmektedir.

16 İstinaf Mahkemelerine geçişe ilişkin olarak UYAP yetkilileri ile birlikte yapılan çalışmalar sonucunda gerekli yazılımlar belirlenmiş ve tamamlattırılmıştır. İstinafa geçişte herhangi bir yazılım sorunu yaşanılacağı düşünülmemektedir.

17 İstinaf Mahkemesi kurulması planlanan 8 bölgenin tamamında da bina ve teknik altyapı sistemi tamamlanmadan İstinafa geçilmemelidir, aksi halde başta dosyaların sürüncemede kalması olmak üzere bir çok sorun yaşanılması kaçınılmazdır. Öte yandan yazılı yargılama ilkesi benimsenip, uygulanan İstinaf Dairelerinde görevli Üyenin yeterince ve gerektiği kadar tek kişilik bir odada çalışması, dosyaların incelenmesi açısından önemlidir.

18 HAKİM VE PERSONEL YAPISINDAN KAYNAKLANABİLECEK SORUNLAR : İstinaf mahkemelerinin faaliyete geçebilmesi için yeterli sayıda yetişmiş hakim sorunu üzerine 1.Daire Başkanımız sayın Halil KOÇ Bey görüşlerini sundular.

19 Ülke genelinde 8 ayrı Bölgede İstinaf Mahkemesi kurularak faaliyete geçilmesine karar verildiği için yeni kurulacak İstinaf Mahkemelerinde ve Dairelerinde Mübaşir, Zabıt Katibi ve Yazı İşleri Müdürleri ihtiyacı doğacaktır. Bu ihtiyacın karşılanması için Adalet Bakanlığınca kadro temin edilmesine rağmen yeterli sayıda alım yapılamamıştır. Müdür İhtiyacının karşılanması içinde görevde yükselme sınavı için duyuru yapılmış olup başvurular alınmaya başlanmıştır. Ama sınavın sonuçlanması uzun bir süre alacaktır.

20 Örneğin; Ankara Bölge İdare Mahkemesinde vekaleten yürütülmekte olan 6 adet Müdürlük 1 adet boş Müdürlük ve yeni kurulacak 15 yeni İstinaf Dairesi için toplam 21 adet Yazı İşleri Müdürlüğü kadrosuna ihtiyaç bulunmaktadır. Ankara da İstinaf Mahkemelerinin faaliyete geçebilmesi için İdare ve Vergi Mahkemeleride dahil olmak üzere norm kadro esas alınarak toplamda 125 kadar yetişmiş Zabıt Katibine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu Memur ve Müdür ihtiyacının bir kısmının kapatılacak olan Bölge İdare Mahkemelerinden karşılanacağı düşünülmüşse de yinede yetişmiş kadrolara ihtiyaç olduğu açıktır. Bu kadrolara atanacak Memurların yetiştirilmeleri de zaman alacaktır.

21 Kaldı ki mevcut yetişmiş Zabıt Katibinin bir kısmı da Müdürlük sınavını kazanması halinde Yazı İşleri Müdürü olarak ataması yapılacağından yetişmiş eleman ihtiyacı daha da artacaktır. Mübaşir, Zabıt katibi alımı yapıldıktan ve görevde yükselme sınavı yapılarak Yazı İşleri Müdürleri atanmadan İstinaf uygulamasına geçilmemelidir.

22 MEVZUATTAN KAYNAKLANABİLECEK SORUNLAR: 6545 sayılı yasa incelendiğinde; İdari Yargıda geniş anlamda İstinaf sisteminin benimsendiği, bu nedenle de dava dosyalarının İstinafta da İlk derece mahkemesinde incelendiği gibi yeniden inceleneceği, tüm dava dosyaları için istisnalar hariç. İstinaf yolunun zorunlu olduğu görülmektedir.

23 İstinaf sistemine ilişkin eleştirilerden biri belki de en yoğunu istinaf mahkemelerinin yargılamayı uzattığı iddiası idi. Hem geniş anlamda istinafın belirlenmesi hem de İstinaf yolunun her dava dosyası için zorunlu olması bazı dava dosyaları açısından yargılamanın uzaması sonucunu doğurabilecektir. Örneğin temyiz yolu açık olan imar planı dosyalarında davacı yada davalıların İstinaf Mahkemelerine başvuru ile yetinmeyecekleri temyiz yoluna da gidecekleri kuvvetle muhtemeldir. Kaldıki Ülkemizde dava bilinci gün geçtikçe artmakta Yargı yollarının tamamı davacı ve davalı idarelerce tüketilmektedir. O nedenle bazı dosyalarda İstinaf yolunun isteğe bağlı yol olmasının davaların sürüncemede kalmaması için faydalı olacağı düşünülmektedir. Buda yeni bir yasal düzenleme gerektirmektedir.

24 İstinaf Dairelerinin bir Başkan ve iki Üyenin katılımı ile toplanacağı hüküm altına alınmıştır. Günümüzde Bölge İdare Mahkemesi kurulları da bir Başkan ve iki Üyenin katılımı ile toplanmaktadır. İstinaf Mahkemeleri kurulduğuna ve İstinaf Mahkemelerinin İlk derece mahkemelerinden farklı üst mahkemeler niteliğinde olduğuna göre, İstinaf Daireleri; tek Hakimle dosyaları bir Başkan iki Üyeden oluşan İstinaf Dairesi olarak, Mahkemede heyet halinde karara bağlanan dosyalar ise; bir Başkan 4 Üyeden oluşturulan İstinaf Dairesi olarak incelemesi halinde davacı yada davalılar üzerindeki etkisinin daha derin olacağı tüm yargı yollarının tüketilmemesi sonucunu doğurabileceği düşünülmektedir.

25 Mevzuattan kaynaklanan diğer bir sorun ise; Danıştay’da temyiz olunabilecek kararlar 2577 sayılı Yasanın 46 ncı maddesinde tek tek sayılmak suretiyle açık olarak belirlenmesine ve böylece aslında Danıştay’ın temyiz yetkisi de bir bakıma sınırlandırılmasına rağmen, istinaf yoluna gidilebilecek ilk derece mahkeme kararlarının (45 inci maddenin 1. fıkrasında belirlenen asgari parasal had dışında) yasada sayılmaması, bu yolla da istinafın genel bir başvuru yolu haline getirilmesidir. Tabi bunun pratikte verilen kararlardan temyiz yolu açık olduğu yasada sayılmamış olanların kesin olmasından kaynaklanmaktadır.

26 İleride ortaya çıkacak yeni bir uyuşmazlık türü, eğer derhal yasal bir düzenleme yapılarak 46 ncı maddeye eklenmez yada 2577 sayılı yasanın 23 üncü maddesine dayalı özel bir yasa ile Danıştay’da temyiz olunabileceği düzenlenmez ise, Danıştay temyiz yolu kural olarak kapalı olan bu uyuşmazlığın bölge idare mahkemesinde kesinleşmesi kaçınılmazdır. Bunun daha şimdiden önlenmesi ve gerek hukuki gerekse idari alanda yaşanabilecek olası sakıncalarının giderilmesi için, 46 ncı maddede Bölge İdare Mahkemesinin temyiz yolu açık olan kararlarının değil, temyiz yolu açık olmayan istinafta kesinleşecek kararlarının belirtilmesinin daha yararlı olacağı düşünülmektedir.

27 Öte yandan Danıştay'ın iş yükünün azaltılması ve İçtihat mahkemesi olarak çalışabilmesi için istinafta kesinleşecek dava konularının iyi analiz edilerek belirlenmesi bir başka anlatımla filtrelemenin iyi yapılması gerekmektedir. Danıştaya gitmesine gerek olmayan, Danıştayı oyalayıcı nitelikteki tüm davaların İstinafta kesinşleşmesinde Danıştay’ın işyükünün azaltılması bakımından yarar görmekteyiz. Özellikle İdarelerin taşra teşkilatlarınca yapılan işlemler ile Belediyelerin İmar ve Parselasyon planları hariç tüm işlemlerinin İl Özel İdarelerinin tüm işlemlerinin, Üniversitelerin Yönetici seçmeleri ve Öğretim Üyesi atamaları hariç tüm işlemlerinin ve buna benzer birçok örneklendirebileceğimiz davalara İstinafta kesinleşmesinde hem Usul ekonomisi hemde yargının hızlandırılması açısından büyük fayda bulunmaktadır.

28 Bu nedenle, 2577 sayılı yasada özellikle İstinafta kesinleşecek dava konuları belirlenmeli, bu belirleme yapılırkende İstinafta kesinleşecek dava konuları geniş tutulmalıdır. Aksi halde Danıştay'ın iş yükünde beklenen azalma sağlanamayacaktır.

29

30 İdari Yargıda İstinaf düzenlemesinin Bölge İdare Mahkemesi teşkilatına getirdiği önemli değişikliklerden birisi de, bundan böyle daireler halinde çalışma zaruretidir. Bu konuda ileride yaşanabilecek bir kaç soruna değinmek istiyorum. Bunlardan birisi 2576 sayılı yasanın yeni eklenen 3/D maddesinin (c) fıkrasında yer alıyor. Buna göre ''Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki görev ve yetki uyuşmazlıklarını çözmek. ''Bölge İdare Mahkemesi dairelerin görevleri arasında sayılmış bulunuyor. Halbuki kesin hüküm niteliğinde olması nedeniyle Bölge İdare Mahkemesinin diğer Dairelerini de bağlayacak sonuçları olan '' Görevli ve Yetkili Mahkeme belirleme'' kararlarının, yeni yasal düzenleme gereği Bölge İdare Mahkemesi Daireleri arasında çıkan iş bölümü uyuşmazlıklarını karara bağlamakla da görevli olan ''Başkanlar Kurulunca'' verilmesinin, daha işlevsel olacağı düşünülmektedir.

31 İstinaf düzenlemesinde Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kuruluna verilen önemli bir görev de, ''benzer olaylarda, Bölge İdare Mahkemesi Dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında doğabilecek ayrılıklar veya uyuşmazlıkları giderme konusunda Danıştay'a başvurma'' hakkıdır. 2576 sayılı yasanın 3/C maddesinin 4.fıkrasının (c) bendinde düzenlenen bu başvuru yolunu oldukça önemsiyoruz. Çünkü bu yol (tabi eğer layıkıyla uygulanabilirse) şu ana kadar İdari yargının kanayan yarası olan ''farklı Bölge İdare Mahkemelerince verilmiş biri diğerinden farklı kesin kararlar'' sorununa getirilmiş belki de en sağlıklı çözüm yolu olabilir. tabi bu maddede ancak ''kesin'' nitelikteki kararların başvuruya konu edilebileceğinin düzenlenmesi, bu maddede 2575 sayılı yasanın 39 uncu ve 40 ıncı maddelerine yapılan atıf gereğince İçtihatları birleştirme yolundaki usulün uygulanmasının yaratabileceği sakıncalara da işaret edilmelidir.

32 Buna verilecek somut örneklerden birisi, başvuruya konu edilen Bölge İdare Mahkemesi Dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar veya farklı Bölge İdare Mahkemeleri Dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması halinde, Danıştay'ca bu konuda verilecek İçtihadı birleştirme kararlarının doğrudan başvuruya konu olan bu kararlara bir etkisi olmaması, ancak bundan sonra verilecek benzer nitelikteki kararlarla ilgili olarak bağlayıcılığı olmasıdır. Başvuru öncesinde kesinleşmiş olan yargı kararlarının hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmayan bu durumun, 2577 sayılı yasanın 51 inci maddesinde düzenlenen ''kanun yararına bozma'' yolundan daha etkili sonuçlara yol açabilmesi için belki de en isabetli yol, Danıştay'ın bu nevi kararlarının başvuruya konu edilen kararların sonuçlarına da etkili olmasının sağlanması olabilirdi. Belki, 2577 sayılı Yasanın 53 üncü maddesinde yapılacak bir müdahaleyle Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun bu başvurular hakkında verdiği kararların ''yargılamanın yenilenmesi'' sebepleri arasında sayılması suretiyle bu yol daha işlevsel hale getirilebilirdi.

33 SONUÇ VE ÖNERİ: Ülkemizde Danıştay'ın iş yükünün azaltılabilmesi için İstinaf sistemine geçilmesi zorunludur. Türk İdari Yargı sisteminde İstinaf yolunun kullanılmaya başlaması ile doğabilecek sorunların önceden belirlenerek önlenmesi, insanımıza yeni ve çağdaş bir hak arama yolu olarak sunulan İstinaf kurumundan umulan hukuki faydanın bir takım hayal kırıklıklarına yol açılmadan sağlanması için zaruridir.

34 İstinaf Sistemine; İstinaf için kullanılacak bina, teknik altyapı ihtiyacı tamamen karşılanmadan, İstinaf Mahkemelerinde görev yapacak yeterli sayıda Üye, Yazı İşleri Müdürü, Zabıt Katibi ve Mübaşir temin edilmeden ve hizmet içi eğitimleri yapılmadan, Dava kodlarının güncellemesi yapılmadan, diğer dava kodunun dava kodu listesinde yer alması önlenmeden, Danıştay ve Diğer İdari Yargı yerlerinde tek dava kodu uygulaması sağlanmadan, İstinaf Mahkemelerinin kurulmasına ilişkin yasada saydığım düzenlemeler yeniden ele alınmadan geçilmemelidir.

35 Aksi halde, iş yükünün tamamını üzerinden atamamış bir Danıştay ve iş yükü altında ezilmeye başlayan İstinaf Mahkemeleri oluşturulması kaçınılmazdır. Beni dinleme zahmetine katlandığınız için sizlere yürekten teşekkür etmeyi borç bilirim Saygılarımla.

36 SON


"İDARİ YARGIDA İSTİNAF SİSTEMİNE GEÇİŞ. İstinaf kanun yolu yargı sistemimizde uygulanmakta iken 1924 yılında 469 sayılı Kanunla kaldırılmasına rağmen," indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları