YAYGIN DİN ÖĞRETİMİ BÖLÜMÜ 12070192 ŞEYDA HAKBİLEN YAYGIN DİN ÖĞRETİMİ BÖLÜMÜ 12070192
Güzel Ve Çirkin Huylar
OKUYABİLENLERİN YAŞAYABİLECEĞİ BİR HASLET, KURAN’ DA ŞEFKAT!!!
ALLAH azze ve celle şöyle buyurmaktadır ; وَلَوْلَا فَضْلُ اللّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ وَاَنَّ اللّهَ رَؤُفٌ رَحيمٌ Allah’ın lütfu ve rahmeti sizin üzerinizde olmasaydı ve Allah çok şefkatli ve çok merhametli olmasaydı haliniz nice olurdu. (nur suresi/20) Bir başka ayette ise; لَقَدْ جَاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَزيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَريصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِنينَ رَؤُفٌ رَحيمٌ Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O size çok düşkün, müminlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir. (tevbe suresi/128)
ŞEFKAT; çevresindeki insanları kabullenme, onlarla yakından ilgilenme onlara sevecenlik ve sempati ile yönelmedir. Başkasını koruma ve himaye altında bulundurmadır. Dolayısıyla çevresindeki insanların iyi özelliklere sahip olmalarını arzu edip, onları felakete sürükleyecek yanlış işlerden ve kötü davranışlardan koruma isteği de şefkat duygu ve düşüncesinden kaynaklanır.
Şefkat bir ihsan değil, gönlün nezaketi cömertliğidir, insanlar ellerindeki parayı rahatça verebilirler çünkü para cüzdandan çıkan bir şeydir. Ama şefkati kendileri için saklarlar çünkü ŞEFKAT GÖNÜLDEN GELMEKTEDİR.
Bir hadisi şerifte ise şöyle buyrulmaktadır;
Şefkat, duyguyu isteyerek yüklenmek,onu karşılayacak ve gerçekleştirecek güce sahip olmak demektir.
Duyguyu bir izleyici gibi dışarıdan gözleyerek değil,ona katılarak duygusal bir beraberliğe girerek şefkatli yürekler olunur.
ŞEFKAT her türlü hakkın ötesinde her şeye hak etmediği ama onu aydınlatan sevgiyi verir, açıklanamayan ama borçlu olunan, karşılıksız ama gerekli bir lütuf gibi aydınlatır bu sevgi bizi. ŞEFKAT duygusal olgunluğun son ifadesidir.
Bir hadisi şerifte şöyle buyrulmaktadır; إِنَّاللَّهَلاَيَنْظُرُإِلَىصُوَرِكُمْوَأمْوَالِكُمْوَلـكِنْيَنْظُرُإِلَىقُلُوبِكُمْوَأعْمَالِكُمْ Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar. Karabük’ te 199 merdiven uzunluğundaki sarp yokuşa 60 metre uzunluğunda 3 bölümden oluşan şefkatli kimseler tarafından yürüyen merdiven yapıldı. Bu duruma ise en çok yokuşu her gün çıkmak zorunda olan yaşlı ve çocuklar sevindi.
ŞEFAKTLİ İNSANIN; cesareti vardır, aynı zamanda korkusu da ŞEFAKTLİ İNSANIN; cesareti vardır, aynı zamanda korkusu da. Keyif alır aynı zaman da acı çeker. ŞEFKATLİ İNSAN sadece tatlı duygular taşımaz, hayatın güçlerini acı yönlerini de yaşar. ŞEFKATIN SINIRI insan duygularının sınırıdır.
Şefkat insan olarak kişinin gücünün ölçüsünü gösterir Şefkat insan olarak kişinin gücünün ölçüsünü gösterir. Şefkat zayıfların duygusu değildir. O güçlülerin zor elde ettikleri bir haldir.
Şefkat öyle bir dildir ki; sağır da işitebilir, kör de okuyabilir Şefkat öyle bir dildir ki; sağır da işitebilir, kör de okuyabilir. (MARK TWTON)
Peygamberi kendine örnek alan şefkatli insan demek; en ufak çöpü dahi doğaya atmamak, yaşadığın çevreye saygı duymak, yaratılanı YARADAN dan dolayı korumak demektir.
Öfkeli birisine ŞEFKAT göstermek demek, onu bu kadar öfkelendiren şeyin ne olabileceği anlamına dahil olmak demektir. O an için gerçeğin ve öfke durumunun bir çeşit kabulü anlamına gelir.
Şefkat tüm duyguların membadır Şefkat tüm duyguların membadır.Şefkatin olmadığı bir kalpte mantık, dürüstlük,umut,saflık,vefa gibi güzel duygular zor barınır. Cimrilik, bencillik, ihanet, nefret gibi kötü duygular ise öne çıkar.
… Yüreğinde sevgi yoksa Gözlerinde şefkat yoksa Dünyalar senin de olsa İnsan olmak kolay değil. A.Selçuk İlkan
ŞEFKATİN TADI Zamanın bir yerinde mutlu olamayan çocuklar varmış.Bu çocuklar bir türlü tam anlamıyla sevinemiyorlarmış.Büyükleri onlara çeşitli hediyeler alıyorlarmış,onlarla oyun oynuyorlarmış oyun oynarken her istediklerini öylesine yerine getirirlermiş ki tahammülü ve sabrı sınırsız gibi görünürmüş yetişkinlerin.Fakat bir süre sonra çocuklar oyundan da sıkılırlarmış,çocuklar için arık o da sıkıcı oluyormuş.Yetişkinler çocuklara bu kadar iyilik yapmalarına karşın onların kayıtsızlıklarına anlam veremiyorlarmış. Sonra bir gün uzak diyarlardan bir yolcu dinlenmek için o diyara uğramış. Yolda yürürken kendi halinde oturan çocukları görmüş ve hiçbir iyilik derdi olmaksızın sadece içinde öyle geldiği için onlarla oyun oynamayı teklif etmiş ve ne oynayacaklarına nasıl oynayacaklarına hep beraber karar vermişler.Yolcunun zaman zaman sabrı azalmış, zaman zaman kızmış ve çeşitli durumlarda duygularını açık yüreklilikle ortaya koymuş.Yolcunun diğerlerinden farklı bir şekilde ortaya çıkan bir kıvılcımı olmuş.Çocuklar zaman zaman ona kızsalar da tekrar gelmesini istemişler ve hiç olmadıkları kadar mutlu olmuşlar. Yolcuda halinden gayet memnun görünüyormuş. Ve yolcunun gidişinden sonra yetişkinler anlamışlar ki; önemli olan karşıdakinin istediğini yapmak değil, yüreğini samimiyetle, ihlasla, şefkatle ortaya koymak karşındakinin anlam küresine girebilmekmiş… ŞEYDA HAKBİLEN