ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER
Esprili ve sempatik olmalı Fedakar olmalı Verdiği sözde durmalı ÖĞRENCİLERE GÖRE “İYİ ÖĞRETMEN” Güler yüzlü olmalı Kendini sevdirmeli İyimser olmalı Esprili ve sempatik olmalı Fedakar olmalı Verdiği sözde durmalı Güvenilir ve emin olmalı Öğrencileriyle arkadaş gibi olmalı Öğrencilerinin başarılarını düşünmeli
İyi kalpli ve hoşgörülü olmalı Teneffüslerini öğrencileriyle geçirmeli Öğrencilerin ruh halini “psikolojisini” anlamalı Derdimize ortak olmalı istediğimiz zaman içimizi dökmeliyiz Mesleğini sevmeli ve branşında da çok başarılı olmalı Dersine zamanında girmeli ve çıkmalı
Öğrencileri dersten atmamalı Öğrencileriyle birlikte sosyal faaliyetlerde bulunmalı Öğrencilerini notlarına göre değerlendirmemeli Dersini iyi anlatmalı, zevkli hale getirmeli ve bize dersini sevdirmeli Öğrencisinin anlayacağı şekilde örneklerle ders anlatmalı Dersini monoton bir sesle anlatmamalı
Anlaşılmayan ders konularını tekrar etmeli Yazılarımızın kötülüğünden dolayı not kırmamalı Bıktıracak kadar ödev vermemeli Öğrencilerinin fikirlerini alıp ona göre ders işlemeli Öğrencisinin her sorusuna cevap vermeli Öğrencilerini ödüllendirmeli Sorunlarımızla ilgilenmeli
Öğrencilerinin makul isteklerini yerine getirmeli Öğrencilerine kibar davranmalı, onlara bağırmamalı Yargısız infaz yapmamalı, olur olmaz her şeye sinirlenmemeli. Dövmemeli Arkadaşımızın yanında bizi rezil etmemeli, hakaret edip bizi aşağılamamalı. Aşırı disiplinli olmamalı
Öğrencilerine yaptığı şakaların dozunu iyi ayarlamalı Sakin ve sabırlı olmalı Adil olmalı, her öğrenciyle aynı şekilde ilgilenmeli ayrımcılık yapmamalı. Görünümüne dikkat etmeli, güzel giyinmeli Sınıflar arası laf taşımamalı Diğer öğretmenlerin arkasından konuşmamalı
Bizleri ailemize kötülememeli Notla korkutmamalı Bizleri ailemize kötülememeli Ders ile hayat arasında ilişki kurabilmeli P. A. Witty isimli bir eğitimci de 3300 öğrenciden aldığı cevaplara göre en etkili ve faydalı öğretmenin niteklikleri öğrenci gözüyle bu şekilde sıralamaktadır
“Öğretmenlik doğuştan bir yetenek işidir “Öğretmenlik doğuştan bir yetenek işidir. Ancak bu mesleğe karşı ruhunda derin bir sevgi duyanlar gerçek ve iyi öğretmen olurlar.” SALZMAN
ÖĞRETMEN “SEVGİ” VE “İLGİ” ABİDESİDİR. “Seven öğretmen, sevilen öğretmen demektir.”
“Öğrenci sevmediği öğretmenden hiç bir şey öğrenemez. 330 öğrenciye, “En çok başarısız olduğu dersle, bunun nedeni ” sorulduğunda ; 71 öğrencinin (yani % 21.5 ‘inin) “Dersi ve öğretmeni sevmemek “ ; “Başarılı olduğun derslerde en çok neyin etkisi ” var diye sorulduğunda 133 öğrencinin (yani %40.3’ünün) “ Dersin öğretmenini çok sevmek” cevabını vermesi
“Sevgi gönderildiğinden çok daha güçlü ve yoğun bir şekilde geri gelir “Sevgi gönderildiğinden çok daha güçlü ve yoğun bir şekilde geri gelir.” George SHINN
ZAYIF ÖĞRENCİ = SEVİLMEYEN ÖĞRETMEN
AKIL BİLİNÇ BİLİNÇ ALTI Bilinçle bilinç arasındaki kapılar (Kontrol ünitesi) ; KORKUYLA = KAPANIYOR SEVGİYLE = AÇILIYOR
SEVGİNİN TEDAVİ EDİCİ BİR ÖZELLİĞİ VARDIR SEVGİNİN TEDAVİ EDİCİ BİR ÖZELLİĞİ VARDIR. – HEM SEVGİ GÖSTEREN İÇİN HEM SEVİLEN İÇİN. Dr. Karl MENNINGER
“Ama öğretmenim böyle diyoo..” İLK ÖĞRETİMDE ÖĞRETMEN HERŞEYDİR. “Ama öğretmenim böyle diyoo..”
ÖĞRENCİ BİR EMANETTİR. Öğrenci bizlere kimlerin emanetidir ?
İŞLENMEYE HAZIR POTANSİYEL =
- Boyumuzla (Yüksekliğin gücü) - Yüzümüzle - Sesimizle - Bedenimizle ÖĞRETMENİN İLETİŞİM BOYUTU İki insan birbirinin farkına vardığı anda iletişim başlar. - Boyumuzla (Yüksekliğin gücü) - Yüzümüzle - Sesimizle - Bedenimizle - Oluşturduğumuz ortamlarla sürekli mesaj veriyoruz
KARŞIMIZDAKİ ÜZERİNDE TÜM ETKİYİ BU ÜÇ KANALDAN BIRAKIRIZ VERILEN MESAJLAR KARŞIMIZDAKİ ÜZERİNDE TÜM ETKİYİ BU ÜÇ KANALDAN BIRAKIRIZ SÖZ : ------ SES TONU : ------ BEDEN DİLİ : ------ HANGİSİ NE KADAR ETKİYE SAHİPTİR?
SÖZ : % 7 SES TONU : % 35 BEDEN DİLİ : % 58 HAREKET VE YÜZ İFADELERİMİZİN KULLANDIĞIMIZ SÖZCÜKLERDEN SEKİZ KAT DAHA GÜÇLÜ OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ? SÖZ : % 7 SES TONU : % 35 BEDEN DİLİ : % 58 )
İnsanlar ne dediğinize değil, ne yaptığınıza bakar.
BAŞARI NEDİR? DIŞ BAŞARI NEDİR? İÇ BAŞARI NEDİR?
Size göre başarılı bir öğrenci nasıl olmalı? Dersleri zayıf olan bir öğrenci başarısız mı demektir? SEN ADAM OLMAZSIN !
Adaletli olma, Sabır, Çalışkanlık, Sadelik, Aşırıya gitmeme, İç bütünlük Alçak gönüllülük, Sadakat, Hoşgörü, Cesaret,
ÖĞRENCİMİZİ TANIYALIM VE ONA GÖRE YÖNLENDİRELİM
IQ / EQ (DUYGUSAL ZEKA) SAYISAL SÖZEL DİL SANATSAL
CESARET VE UMUT VERELİM * ERGOGRAF AYKITI * TOMMY’ NİN HİKAYESİ
ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK YAŞATMAYALIM
* ÇÖZÜMÜ OLMAYAN 3 SORU * KİTAP TEKMELEYEN ÖĞRENCİ
YARAMAZ ÇOCUK BABAYA ŞİKAYET EDİLMELİ Mİ? “İyiyi” duyan baba ne hisseder ? “Kötüyü” duyan baba ne hisseder ? KURAL: HERKEZ ÇOCUĞUYLA ÖVÜNMEK İSTER
PROBLEMLİ ÇOCUKLARA ÖZEL İLGİ VE DESTEK VERİLMELİ. Özgüven eksikliği olan öğrenciler Konuşma problemi olan öğrenciler
ÖĞRENCİNİZ SİZİ GEÇMELİ Mİ ?
MÜCADELE RUHU “Başarıya ulaşamayanların yüzde doksanı yenilgiye uğramamıştır...Sadece pes etmişlerdir.” Poul J. MEYER
Herkes çalıştıkları ve uzmanı oldukları alanlarda bile kendilerini hızla yenilemek zorundalar. 1940 ‘da 500 yıla inen bilgi yenilenmesi, 1980’ de 2,5 yıla, 1999’ da 6 aya indi. 2002 yılında 39 güne inmesi öngörülüyor.
Bir dakikada üretilen bilgi; ABD’ de; Bir dakikada üretilen bilgi; Britanica Ansiklopedisindeki tüm bilgiye eşit.
a) Mutlaka günlük bir gazete okuyun. 1- OKUMAK a) Mutlaka günlük bir gazete okuyun. Bir bilimsel rapora göre: Bir lise mezunu 5 yıl boyunca “kesintisiz bir şekilde, ciddi bir gazeteyi takip ederse, O kişi bu süre sonunda ortalama bir üniversite mezununa denk genel kültür düzeyine ulaşır.” b) Mutlaka bir ansiklopedi bitirin Bilgi ve kültür yelpazenizi genişletmenin en iyi yollarından biridir.
c) Felsefe kitapları okuyun. Felsefenin “insana soru sordurmaya” yöneltmiş olması, beynin kavrayış çevikliğini arttırır. (Sofi’nin Dünyası) d) Düşünmek için düşünerek okuyun. e) Sözlük okuyun f) Daha çok ve farklı okuyun.
Ömer Nasuhi BİLMEN (1884-1972) “Küçük yaşlarımda elime geçen eserleri bir gecede okuyup bitirirdim. Annem gecenin geç saatlerinde yanıma gelir, islenmiş lambanın camlarını siler, bazen de “Artık yeter, yat!” diye lambaya üflerdi. İbn-i Sina (980-1037) “Geceleri hep okumak ve yazmakla meşgul oluyordum. Uyku bastıracak olsa bir bardak bir şey içip açılıyor, yeniden çalışmaya koyuluyordum.”
Yavuz Sultan Selim ( 1470-1520) Prof. Seyyid KUTUP (1906-1966) Ortalama günde on saat okurdu. Yavuz Sultan Selim ( 1470-1520) Ortalama günde sekiz saat okurdu. Hasan Can: “Padişahın elinden kitap hiç eksilmezdi. Daima okurdu uykuya ve yemeğe rağbet etmezdi.”
“Ne yazık ki bu günkü insanımızın en karakteristik bir yanı okumamak ve düşünmemek. Zannediyorum bizi verimsiz hale getiren de işte bu. İstisnaları olsa da bu bir gerçek. Bizim dünyamızın insanı sene de bir kitap okumaz, bir yerde oturup iki saat düşünmez... Kitap okumayınca, insanın insanlığının inkişaf etmesi zordur.” F.
“Çok kitap okumalı. Meselâ binlerce sayfalık kitaplar çok kısa zamana sıkıştırılarak okunmalı ve hazmedilmelidir.” F.
65 000 kişiye bir kütüphane düşüyor. KİTAP KONUSUNDA ÜZÜCÜ RAKAMLAR: Bir Japon yılda 25, İsveçli 10, Fransız 7 kitap okurken Altı Türk yılda 1 kitap okuyor. Ülkemizde; 95 kişiye bir kahvehane 65 000 kişiye bir kütüphane düşüyor.
Kitap sayısı : Halk kütüphanelerindeki Ülkemiz’ de 10 Milyon 76 bin Bulgaristan’ da 46 Milyon Fransa’ da 78 Milyon Rusya’ da 739 milyon
Rusya ‘ da 1000 kişiye 18 000, Almanya’ da 2700, ABD’ de 1200, Japonya’ da 1100, Türkiye’ de sadece 7 kitap düşüyor.
“Felaketi kendi elimizle hazırlıyorsak, kurtuluşu kimden bekleyebiliriz?”
1- GEZİP GÖRMEK
2- DANIŞMAN İSTİHDAM ETMEK 3- EKİP ÇALIŞMASINI BENİMSEMEK 4- BÜTÜN BİLGİ KAYNAKLARIYLA YAKINDAN İLGİLENMEK (İnternet, seminerler, medya vb.)
5- KENDİ BAKIŞ AÇINIZA AŞIK OLMAMAK Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür, ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.” 6- MÜŞTERİ ŞİKAYETLERİNİN NE KADAR DEĞERLİ BİR BİLGİ KAYNAĞI OLDUĞUNU ANLAMAK - Müşteri memnuniyetini şikayetlerin azlığıyla ölçmeyin Problem yaşayan 12 kişiden sadece biri şikayet ettiğini söylüyor. “Her şikayet değişim için bir fırsattır.”
1-) En iyi öğrendiğimiz şeyler kendi kendimize yaparak öğrendiğimiz şeylerdir .
2-) Öğrendiğimiz şeylerin çoğunu görme yoluyla öğreniriz . 3-) En iyi öğretim , somuttan soyuta ve basitten karmaşığa doğru giden öğretimdir .
4-) Öğretmen derslerinde şu üç önemli noktayı göz önünde bulundurmalıdır . A-) Öğrenciye yeni bilgiler vermek B-) Öğrencinin kafasındaki problemleri çözmek C-) Öğrenciye yeni hedefler göstermek
5-) Zaman sabit tutulmak üzere insanlar ; *Okuduğunun %10’ unu *İşittiklerinin % 20’ sini *Gördüklerinin %30 ‘ unu *Hem görüp hem işittiklerinin %50’ sini *Söylediklerinin % 70 ‘ ini *Yapıp söylediklerinin %90’ ını HATIRLAMAKTADIRLAR .
KENAR MAHALLE Bir profesör, sosyoloji sınıfındaki öğrencilerini Baltimore şehrinin kenar mahallelerine göndermiş ve o bölgede yaşayan 200 erkek çocuğunun durumlarını araştırmalarını ve her bir çocuğun geleceği hakkında bir değerlendirme yapmalarını istemişti. Öğrenciler hemen hepsi bu çocukların gelecekte hiçbir şanslarının olmadığını dile getirmişlerdi.
Bundan tam yirmi beş yıl sonra bir başka sosyoloji profesörü tesadüfen bu çalışmayı buldu ve öğrencilerinden bu projeyi sürdürmelerini ve aynı çocuklara ne olduğunu araştırmalarını istedi. Öğrenciler, o bölgeden taşınan ya da ölen 20 çocuk dışındaki 180 çocuktan 176' sının olağanüstü bir başarı gösterip, avukat, doktor ya da iş adamı olduklarını ortaya çıkardılar. Profesör çok etkilenmişti ve bu konuyu izlemeye karar verdi. Birer yetişkin olan o çocukların hepsi o bölgede yaşadıkları için, her biriyle buluşma şansı oldu. "O koşullarda nasıl bu kadar başarılı oldunuz?" sorusuna verdikleri cevap hep aynıydı : "Mahalle okulunda bir öğretmenimiz vardı, Onun sayesinde."
Profesör, bu öğretmeni çok merak etmişti Profesör, bu öğretmeni çok merak etmişti. Hala hayatta olduğunu öğrendiği yaşlı öğretmenin izini bulması zor olmadı. Kendisini ziyaret etmek için evine kadar gitti. Karşısında yılların yüzüne eklediği kırışıklıklara rağmen hala dinç duran bir yaşlı kadın buldu. Merakla yaşlı kadına bu çocukları kenar mahallelerden kurtarıp, başarılı birer yetişkin olmalarını sağlamak için kullandığı sihirli formülün ne olduğunu sordu. Yaşlı öğretmenin gözleri parladı ve dudaklarının kenarında bir gülümseme belirdi: "Çok basit" dedi, "Ben o çocukları çok sevdim."