ÖFKE KONTROLÜ SEMİNERİ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ÖFKE DUYGUSUNUN TANINMASI VE KONTROL EDİLMESİ
Advertisements

ÖFKEYLE BAŞ ETME.
NİÇİN ÖFKE VEYA BU KONFERANS NİYE? ACABA ÖFKELENMEMEYİ ÖĞRENSEK;
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
ÇOCUK VE ERGENLERDE ÖFKE KONTROLÜ
…Bu sunuda anlatılan olaylar gerçekten yaşanmıştır…
BİR ÖYKÜMÜZ VAR.
YARINA KALMAK ADINA SORUMLULUK EĞİTİMİ
REHBERLİK SERVİSİ SUNAR
Öfke Kontrolü – Öfke Seni Kontrol etmeden Sen Onu Kontrol Et.
Okullarda Suç ve Şiddeti Önleme
AİLE EĞİTİM SUNUSU 5.
Lütfen okuyun (5 dakikanızı alır)
Zor insanla başa çıkma yolları
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI
Kendini İfade Etme Emirhan Güneş
ANNE-BABA ÇOCUK İLETİŞİMİ
…Bu sunuda anlatılan olaylar gerçekten yaşanmıştır…
ÖFKE VE ÖFKE YÖNETİMİ.
KİM KİMİ YENECEK? Kazanım: *Öfke ile baş etmede yapıcı yollar kullanır. 9. Sınıf 33 nolu kazanım etkinliği *Bu etkinlik özel bilgi ve deneyim gerektirdiği.
Hazırlayan Psk.Dan.Nazan MUTLU Uzm.Psk.Dan. Sinem TARHAN
ÖFKEYLE BAŞ ETME PSİKOLOJİK DANIŞMAN.
Öfke Kontrolü – Öfke Seni Kontrol etmeden Sen Onu Kontrol Et
FİLİZ DİLMEN Rehber Öğretmen
HAZIRLAYANLAR NURTAÇ ÜNLÜ DERYA DEMİR GÜLŞAH BAŞARAN
AİLENİN OKUL BAŞARISINA KATKISI
AGİT IŞIK PSİKOLOJİK DANIŞMAN
Okul Rehberlik Servisi
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
Sınav Kaygısı Seminerine hepiniz hoşgeldiniz
Lütfen okuyun (5 dakikanızı alır)
ŞİDDETİN ÖNLENMESİNDE ÖĞRENCİLERİMİZE BAZI ÖNERİLER
ÖFKE KONTROL EDİLEBİLİR BİR DUYGUDUR
ETKİLİ İLETİŞİM.
SINAV KAYGISI.
İLETİŞİM BECERİLERİ.
KAYGI VE TEST EDİLME KAYGISI
OKULDA ŞİDDET VE AKRAN ZORBALIĞI İlk-Ortaokul Öğrenci Semineri
Psk.Birkan BUZOL İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ
Şenay ERTÜRK Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen.
Kaygı bitiyoooor ! YEŞİLKÖY ORTAOKULU REHBERLİK SERVİSİ.
ÖFKENİN KONTROLÜ SEMİNERİ
Güce Çok Programlı Anadolu Lisesi
KARTAL ATATÜRK İLKOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ
ÖFKE ve KONTROLÜ.
ÖFKEMİZE YENİK DÜŞMEYELİM
ERGENLİK DÖNEMİ VE GENÇLERLE İLİŞKİLER
YARINA KALMAK ADINA SORUMLULUK EĞİTİMİ
Sınav Kaygınızı Azaltın
Kişisel rehberlik kapsamında öğrencilerin iletişim becerilerini iyileştirmeye, sorumluluk bilinci kazanmalarını, farkındalıklarını artırmaya, problem.
n Düzey: n Düzey: Lise 1. Sınıf öğrencileri n Genel Hedef: n Genel Hedef: Karar verme becerisini geliştirmelerini sağlayabilme. n Oturum Sayısı: n Oturum.
AİLELERİN KABUL SÜREÇLERİ Nazim DUMAN Müdür Yardımcısı Maltepe Rehberlik ve Araştırma Merkezi Kasım 2012.
ŞİDDET eğilimi olan ve SUÇA itilen çocuk ve gençler
SINAV KAYGISININ NEDENLERİ Zamanı iyi kullanamama Kötü çalışma alışkanlıkları Beklenti düzeyi Görev ve sorumlulukları erteleme Başarısız olma ve değerlendirilme.
ÖFKEYLE BAŞ ETME.
NAGİHAN KAŞAR PSİKOLOJİK DANIŞMAN
ÖFKE VE ÖFKE KONTROLU.
EMPATİ-ÖFKE YÖNETİMİ ve DÜŞÜNCELERİ DEĞİŞTİRME
ÖFKE VE ÖFKE YÖNETİMİ.
OKULDA ŞİDDET VE AKRAN ZORBALIĞI Ortaokul Öğrenci Semineri
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLLARI.
ÖFKEYLE BAŞ ETME PSİKOLOJİK DANIŞMAN RIFAT YUSUF BAHADIR.
ÖFKE ve KONTROLÜ.
OKULDA ŞİDDET VE AKRAN ZORBALIĞI İlk-Ortaokul Öğrenci Semineri.
ÖFKEYLE BAŞETME.
SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN ZİHİNSEL,DUYGUSAL VE SOSYAL SAĞLIĞIN ERGEN BİREYLER AÇISINDAN ÖNEMİ.
TOROSLAR SHM ÖFKE KONTROLÜ TOROSLAR-2019.
Lütfen okuyun (5 dakikanızı alır)
Sunum transkripti:

ÖFKE KONTROLÜ SEMİNERİ Malatya Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü Hazırlayan Erdoğan SİĞERGÖK Psikolojik Danışman esigergok@mynet.com Mart-2011

ÖFKE BÜTÜN HAYATIMIZDA ÖFKE BÜTÜN HAYATIMIZDA... Şöyle bir düşünelim; hiç öfkelenmeden yaşayan insan var mıdır? Bilimsel araştırmalar ne yazık ki hayatın her evresinde insanoğlunun bazı durum ve şartlarda öfkelendiğini ortaya çıkarıyor. Engellenme, önemsenmeme, aşağılanma, keyfî bir tutumla karşılaşma ve saldırıya uğrama (duygusal-fiziksel) neticesinde hepimiz öfkeleniyoruz. Çünkü insan her zaman rahat olmak istiyor.

Her engellenme bizi biraz daha hırçınlaştırıyor Her engellenme bizi biraz daha hırçınlaştırıyor. Bu tezin yaşantımız içindeki konumuna gelince; Çocukluk döneminde; eğitim, terbiye ve çocuğun isteklerinin karşısında yer alan yasaklar... Ergenlik döneminde; aileden kopma, bağımsızlık isteği, yetişkinlere ihtiyaç hissetme neticesinde yaşanan çatışma hâli... Yetişkinlikte; rekabet şartları, sorumluluktan kaynaklanan zorluklar, aile, arkadaş ve toplum tarafından reddedilme duygusu... Orta yaştan ileri yaşa geçişte; gelecekle ilgili güvensizlik ve bunun getirdiği belirsizlikler, yaşlanmanın getirdiği sınırlamalar...

Yani, hiçbir somut sorunumuz bulunmasa bile kendi kendimize yaptığımız kavgalar, hayata dair belirlediğimiz çerçeveler var. Hep bir kaygı hâli. 'Acaba' diye diye geçen bir ömür... Kaldı ki, âdeta koşarcasına geçirdiğimiz günleri, sosyal ve özel hayatımıza zaman ayıramayışımızı, büyük şehirlerin yoğun ve yorucu şartlarını, eşler arasındaki iletişimsizliği, insanların gittikçe yalnızlaşmasını, duygularını ifade edemeyen-hissizleşen bireyleri ve maddi-manevi tatminsizlikleri işin içine dâhil etmiyoruz.

Öyleyse bir yolunu bulup kendi kendimizi kontrol etmeli, ne kendimize ne de çevremize zarar vermeden yaşamanın yolunu bulmalıyız. Hayat şartlarımızı değiştiremeyeceğimize göre, işe öfke kontrolüyle başlamak şimdilik en ideali...

Buz dağının suyun üstünde kalan kısmı öfkedir Buz dağının suyun üstünde kalan kısmı öfkedir.Öfkenin ortaya çıkmasına neden olan pek çok duygu suyun altında gizlidir. ÖMER MURAT PAMUK 6

Adam, telaşlı, öfkeli bir halde hanımına bağırıp, çağırıyordu Adam, telaşlı, öfkeli bir halde hanımına bağırıp, çağırıyordu. Babalarının sesini duyan iki çocuk ise yataklarından kalkıp salona gelmişti. Babalarının öfkesini görünce, korkmuş, sinmiş halde birer koltukta sessizce oturup kalmıştı. Adam,çocuklara, hanımın üzüntüsüne aldırmadan söylenip duruyordu:

-Söyledim değil mi, söyledim -Söyledim değil mi, söyledim. Bu gün toplantı olduğunu, açık mavi gömleği ütülemeni söyledim. "Kahverengi gömlekle gidiversen nolur!"muş. Bugün sunum yapacağım, karamsar bir görüntü mü vereyim, dinleyenlerin içi kararsın, bu da projeye verecekleri oyu etkilesin! Bunu mu istiyorsun? -Tamam bey, bitti işte. Adam açık mavi gömleği hışımla aldı; -Bitti, tabi bitti ama ben geç kaldıktan sonra bitmiş neye yarar. Hanımı çocukların korkmuş yüzlerine baktıktan sonra, yine eşini sakinleştirmeye çabaladı; -Dün bundan da geç çıkmıştın, vakit var, yetişirsin.

-Anlamıyor ki, anlamıyor ki. Bu gün sunumu ben yapacağım -Anlamıyor ki, anlamıyor ki. Bu gün sunumu ben yapacağım. Herkesten önce gitmeliyim ki, gelecek önemli konuklara 'Hoş geldin' demeliyim. Adam bir sürü söz daha söylenerek, bağırarak çıktı, arabasını çalıştırıp uzaklaştı. Hanımı, direksiyon başında da öfke saçan eşinin halinden endişelendi, "Bir kaza yapmasa bari..." Eşi uzaklaşınca, çocuklarının yanına gidip sarıldı, rahatlatmaya çalıştı. -Madem erkenden kalktınız, hemen size sultanlara layık bir kahvaltı hazırlayıp getireceğim. Mutfağa geçti, zihnindeki huzursuzluğu dağıtmak için hemen neşeli müzikler çalan bir radyoyu açtı. Ocağa haşlamak için yumurta koydu, cezvede süt ısıtmaya başladı. Masaya zeytin, peynir, reçel koymayı da ihmal etmedi.

Biraz sonra çocuklarına seslendi -Kahvaltınız hazııır Biraz sonra çocuklarına seslendi -Kahvaltınız hazııır! Çocuklar kahvaltıya otururken, radyoda müziğin birden kesilmesi dikkatini çekti. Son dakika haberi anonsuyla, radyonun sesini biraz daha açtı. Radyo'da zincirleme bir kaza haberi vardı. Ayrıntılarla biraz sonra birlikte olacağız demişti spiker ama kazanın yerini söylediği andan itibaren o sandalyesine yığılıp kalmıştı. Spikerin bahsettiği kaza yeri, kocasının her gün işe giderken geçtiği dörtlü kavşaktı.

Eşinin bu kavşaktaki trafikten şikayetçi olduğunu, her sabah yoğun bir trafik olduğunu söyleyişi aklına geldi. "Geç kaldım diye acele edip acaba o da..." Aklına gelen düşünce içini daha da yaktı, hemen ayağa kalktı. -Çocuklar, unutmayın ocağa yaklaşmak yasak. Kahvaltınızı yapıp salona geçin, oynayın. Benim acil bir yere uğramam gerek, kapıyı da kimseye açmayın tamam mı? Çocukları uslu, söz dinler olduğu halde, çok kısa süreli de olsa evde yalnız bırakmak zorunda kalsa tekrar tekrar tembihte bulunurdu.

Sokağa çıkmak için üzerine bir şeyler aldı, cebine de bir taksi parası aldı. Kapıya yöneldiğinde kocasının bu kazada ölmüş olabileceği endişesiyle kabaran yüreğine daha fazla dayanamayıp, ağlamaya başlamıştı. Göz yaşlarını çocukları görmesin diye, açık olan mutfak kapısına sırtını dönmeye özen gösteriyordu. İçindeki acının kocasının ölmüş olma ihtimali kadar, giderken kendisini kırması ve çocuklarının önünde bağırıp çağırmasından da kaynaklandığını anladı. Oysa her zaman böyle öfkeli değildi. -Eğer ölürse, çocuklarım babalarını, son gördükleri haliyle mi hatırlayacak? Kalp kıran, öfkeli bir baba olarak mı kalacak akıllarında?

Kapıdan çıkarken, çocuklarına bir kez daha seslenecekti ama artık akan gözyaşları saklanamayacak haldeydi. Hemen kapıyı açıp dışarı çıkmak için hamle yaptı ama karşısında kapıya doğru adım atmakta olan kocası vardı. Adam, bir an karısının ıslak yanaklarına baktı; "Haberleri mi dinledin?" diye sordu. Hanımı, konuşamadan sadece başıyla onayladı. Adam, önce sarıldı, sonra eşinin yanaklarını sildi.Hanımı zorlukla sordu; -Hani önemli bir toplantına geç kalmıştın, niye döndün? -Kaza benim hemen yakınımda oldu. O anda toplantıdan daha önemli bir şeyi unuttuğumu hatırladım. Eğer o kazada ölseydim...

O anda çocuklar da yanlarına gelmiş, babalarının yine öfkeli olabileceğini düşünerek, annelerinin yanında durmuştu. Adam, bütün içten, samimi gülümsemesiyle çocuklarını yanına çağırdı, boyunlarına sarıldı, yanaklarından öptü. -Ben bu gün büyük bir hata yaptım ve evden çıkarken, sizleri ne kadar sevdiğimi söylemeyi unuttum. Böyle önemli bir şey unutulur mu hiç. Ne yapalım, ben de geri döndüm.

İçimizdeki öfke buharı alınmayan düdüklü tencere gibidir İçimizdeki öfke buharı alınmayan düdüklü tencere gibidir... Dikkat etmezsek her an patlayabilir ve herkese zarar verebilir...

Öfke aslında normal ve sağlıklı bir duygudur Öfke aslında normal ve sağlıklı bir duygudur. Ama kontrolden çıkıp da yıkıcı hale dönüştüğünde, okul ya da iş hayatınızda, kişisel ilişkilerinizde sorunlara yol açar.

ÖFKEYİ ARTIRAN NEDENLER Sosyo-kültürel nedenler Sosyo-ekonomik nedenler Hatalı disiplin

Öfke çok çeşitli olaylar sonucu ortaya çıkabileceği gibi doğal afetler gibi hiç beklenmeyen bir anda gelip hayatı alt üst eden ve istenmeyen değişikliklere sürüklenme durumlarında da sıkça ortaya çıkar. Doğal afetler Yaşanmış olumsuz durumlar

Öfkenin ifadesi Öfke sadece insanlarda var olan bir duygu değil, her canlı organizmanın tehdit karşısında olaylara gösterdiği doğal bir tepkidir.

Sağduyumuz, Öfke duygumuzu nereye kadar götüreceğimiz konusunda önümüze sınırlar koymaktadır. Öfke duygularıyla başa çıkmak için bilinçli ya da bilinçsiz bazı yollar kullanırız. Bunlar kısaca; İfade etme, bastırma ve sakinleştirmedir

Öfkeyi saldırganlıkla değil de sözel olarak ifade etmek, bunlar içinde en sağlıklı yoldur. Bunu yapabilmek için, istediklerimizin ne olduğunun farkına varmalı, bunları açık ve karşımızdakini incitmeyecek bir şekilde aktarmalıyız.

Bu Öyküyü hiç unutmayalım Bu Öyküyü hiç unutmayalım.... Adam yeni kamyonuna bakmak için evinden çıktığında, üç yaşındaki oğlunun gayet mutlu bir biçimde elindeki çekiçle kamyonunun kaportasını mahvettiğini görmüş. Hemen oğlunun yanına koşmuş ve çocuğun eline çekiçle vurmaya başlamış. Biraz sakinleşince oğlunu hemen hastaneye götürmüş.

Doktor, çocuğun kırılan kemiklerini kurtarmaya çalıştıysa da elinden bir şey gelmemiş ve çocuğun iki elinin parmaklarını kesmek zorunda kalmış. Çocuk ameliyattan çıkıp gözlerini açtığında, bandajlı ellerini fark etmiş ve gayet masum bir ifadeyle, “Babacığım, kamyonuna zarar verdiğim için çok üzgünüm.” demiş ve sonra babasına şu soruyu sormuş: “Parmaklarım ne zaman yeniden çıkacak?” Babası eve dönmüş ve hayatına son vermiş...

Birisi masaya süt döktüğünde ya da bir bebeğin ağladığını işittiğinizde bu öyküyü hatırlayın. Çok sevdiğiniz birine karşı sabrınızı yitirdiğinizi anladığınızda, önce biraz düşünün. Eşyalar onarılabilir, ama kırılan kemikler ve incinen duyguları onarmak zordur; Hepimiz her an yada her dönem hata yaparız. Fakat öfkeyle ve düşünmeden yapılan şeyler, insanı sonsuza kadar rahatsız eder. Harekete geçmeden önce durun ve mutlaka düşünün. Sabırlı olun,o anlık sabrınız sizi pişman olacağınız yada olumsuz durumlarla karışılacağınız yaşantılardan uzak tutmuş olacaktır .

İkinci yol, Öfkeyi bastırmaktır İkinci yol, Öfkeyi bastırmaktır. Kızgınlığınızı içinizde tutup, onu düşünmemeye çalışıyor ve dikkatinizi daha olumlu bir şeylere yönlendiriyorsanız, bu yolu kullanıyorsunuz demektir. Bu bazen işe yarasa da sürekli olarak bu yolu kullanmak, çok sağlıklı olmayabilir.

Eğer kızgınlık doğru bir biçimde ifade edilemezse, bir süre sonra bu duygu kişinin kendisine döner.Bunun sonucunda; • Yüksek tansiyon • Baş ağrıları, • Mide rahatsızlıkları, • Solunum problemleri, • Cilt problemleri, • Sinir sistemi rahatsızlıkları, • Dolaşım sorunları, • Varolan fiziksel rahatsızlıkların kötüleşmesi, • Duygusal rahatsızlıklar,(depresyon gibi ) • ve en son aşama intihar sayılabilir.

Öfke hakkında doğru bilinen yanlışlar Öfke; yok edilmesi gereken, yıkıcı, zararlı bir duygudur. Gerçek: Bütün duygular gibi öfke de doğaldır. Önemli olan duygunun altındaki mesajı görebilmek, öfkeyi yönetebilmek ve kontrol edebilmektir. Öfkenin nedeni bir olay ya da başkalarıdır. Gerçek: Bu tutum yanlıştır. Olay dış faktörlerden kaynaklanıyorsa bunu denetlemekte zorluk çekilir. Öfkenin sorumluluğunu kişi üzerine almadığı takdirde onu denetleme ve yönetme şansı yoktur.

Öfkelenince sağa sola vurarak rahatlar, kızgınlığını hafifletirsin. Gerçek: Öfke ile vücutta biriken enerjinin dışarı salıverilmesi anlık bir rahatlamaya sebep olsa da ortaya çıkardığı yeni sorunlar bu rahatlamanın verdiği hazzı tamamen unutturur. Öfkemizi dışa vurmak, başkalarının bize özen göstermesini sağlar, bizi kullanmalarını engeller, istediğimiz sonuca ulaştırır. Gerçek: Öfkeyi dışa vurmak veya vurmakla tehdit etmek kısa vadede kişiye üstünlük sağlıyormuş gibi görünse de uzun vadede sağlıklı ilişkileri yok eder.

Öfke konusunda yalnızca iki seçenek vardır Öfke konusunda yalnızca iki seçenek vardır. Ya dışarı vurmak ya da içine atmak. Gerçek: Bu iki seçeneğin dışında üçüncü bir alternatif daha vardır. Öfkeyi inançları ve iç konuşmayı değiştirerek hafifletmeye çalışmak.

ÖFKENİN DÖNÜŞÜMLERİ İntihar

Yön değiştirme

Aşırı kibarlık Felç ve tikler

İftira, dedikodu, komplo Psikosomatik rahatsızlıklar

Bu yöntemi mutlaka deneyin………. Öfkeyle geçen her dakikanız Bu yöntemi mutlaka deneyin………. Öfkeyle geçen her dakikanız... Eski çiftlik evini restore etmek için tuttuğum marangoz, işteki ilk gününü zorlukla tamamlamıştı. Arabasının patlayan lastiği onun işe bir saat geç gelmesine neden olmuş, elektrikli testeresi iflas etmiş ve şimdi de eski püskü pikabı çalışmayı reddetmişti. Onu evine götürürken yanımda adeta bir taş gibi oturuyordu. Evine ulaştığımızda beni, ailesiyle tanışmam için davet etti. Eve doğru yürürken küçük bir ağacın önünde kısa bir süre durdu, dalların uçlarına her iki eliyle dokundu.Kapı açıldığında ; adam şaşırtıcı bir şekilde değişti.

Yanık yüzü tebessümle kaplandı, iki küçük çocuğunu kucakladı ve eşine kocaman bir öpücük verdi.Daha sonra beni arabaya yolcu etmeye geldiğinde ; ağacın yanından geçerken merakım daha da arttı ve ona eve giderken gördüğüm olayı sordum."O,benim dert ağacım," dedi. "Elimde olmadan işimde bazı sorunlar çıkıyor, ama şundan eminim ki o sorunlar, evime, eşime ve çocuklarıma ait değil.Bunun için bu sorunları her akşam eve girerken o ağaca asıyorum. Sabahları tekrar onları oradan alıyorum. Ama komik olan ne biliyor musunuz? Ertesi sabah onları almaya gittiğimde, astığım kadar çok olmadıklarını görüyorum. " Öfkeyle geçen her dakikanız, mutluluğunuzdan çalınmış 60 saniyedir."

Öfke yaşadığınızda kendinizi sakinleştirmeye çalışmak, üçüncü seçeneğinizdir. Nefes alıp verişlerinizi, kalp atış hızınızı kontrol ederek, kendinizi fizyolojik olarak sakinleştirip, içinizdeki Öfke duygusunu hafifletebilirsiniz.

Öfkenin Yönetimi Öfke Yönetimi tekniklerinin amacı, kızgınlığın ve Öfkenin yol açtığı duygusal ve bedensel tepkileri azaltabilmektir. Siz de kızgınlığa yol açan insanları, olayları yok edemezsiniz; onlardan kaçınamazsınız; onları değiştiremezsiniz. Yapabileceğiniz tek şey bu insanlar ya da olaylar karşısında gösterdiğiniz içsel ve dışsal tepkilerinizi kontrol edebilmek, onları yapıcı bir şekilde yönetebilmektir.

Öfke kontrolünü sağlamak için neler yapılabilir Öfke kontrolünü sağlamak için neler yapılabilir? Öncelikle kabul etmemiz gerekir ki; Öfke bir problem çözme aracı, İntikam alma yolu, Haklı çıkma gerekçesi, Başkalarını kontrol etme aracı, Başkalarını suçlama unsuru, Bir suç işleme nedeni değildir. Öfkesini kontrol etmek isteyen kişi sinirlendiğinde tepki vermeden önce olayı hızlı bir şekilde değerlendirebilir. Ve bulunduğu ortamdan uzaklaşarak olayın büyümesini engelleyebilir.

Kişi olayları aslında olduğu gibi göremiyor, abartıyor ya da aşırı genelliyor olabilir. Bu çarpıtmayı fark ederek hadiseye daha net bakabilir ve ön yargısız değerlendirme yapabilir. Aynı zamanda yaşanılan tüm olumsuz olaylar karşısında duygu ve isteklerini zamanında dile getirmelidir. Bu sayede bilinçaltında yatan olumsuz duygularında öfke patlamalarına yol açmasını engellemiş olur.

Hangi Yöntemler Öfkenizin Taşmasını Önler Hangi Yöntemler Öfkenizin Taşmasını Önler? Nefes terapileri yapılabilir, içinizden belli bir süre sayarak kendinizi kontrol altında tutabilirsiniz. Gevşeme,sakinleştirici durum ve manzaraları zihnimizde hayal ederek canlandırmaya çalışın

Karnınızı dolduracak şekilde derin nefesler alın; göğsünüzün üst kısmıyla nefes almanız sizi rahatlatmaz. Nefes alıp verdiğinizde göğsünüz değil, karnınız şişmelidir. Derin nefeslerinizi alırken, kendi kendinize tekrar tekrar “Gevşe!” ya da “Sakin ol!” diyerek telkinde bulunun. Hayal ederek sizi gevşetecek bir yer ya da ortamı düşünün ve gözünüzün önüne getirmeye çalışın. Geçmişte çok sakin olduğunuz bir yeri hatırlayın. Bu teknikleri her gün pratik yaparak ezberlerseniz, daha sonra karşılaşacağınız gergin ortamlarda otomatik olarak uygulayabilirsiniz.

Düşünceleri Değiştirme Öfkeli insanlar düşüncelerini küfrederek, bağırıp çağırarak ifade etme eğilimindedirler. Kızgın olduğumuz zaman genellikle, olayları istemeden abartılı ve çarpıtılmış olarak algılarız. Bu tür düşünce biçimlerinizi fark edin ve yerine daha mantıklı olanları yerleştirin. Örneğin kendi kendinize, “Eyvah, her şey mahvoldu!” gibi bir şeyler söylemek yerine, “Dünyanın sonu değil ve buna şimdi Öfkeleniyor olmam bu olayı olmamış hale getirmeyecek.” diyebilirsiniz. Her iki düşünceyi de zihninizden geçirerek deneyin. Öfkenizin hangi düşünceyle arttığını ya da azaldığını görün.

Farkında olmadan çok sık kullandığımız ve bizi kızgınlık duygularına hazırlayan, “asla” ya da “her zaman” gibi sözcükleri zihninizde yakalamaya çalışın. “Hiç bir şey asla düzelmeyecek ” ya da “Her zaman haksızlığa uğrayan ben olurum.” gibi cümleler oldukça hatalıdır. Öfke duygunuzda haklı olduğunuzu düşünmenize de yol açar. Durumla ilgili yargıyı koyduğunuz için problemin çözümüne de katkıda bulunmaz.

Mantık Öfkeyi yener, çünkü Öfke haklı bir nedene bağlı olsa da, çok çabuk mantık sınırlarını aşabilir. Bu yüzden Öfkelendiğinizi hissettiğinizde mantığınıza sığının. Kendinize “Tüm dünyanın sizi aldatmadığını, Sadece, yaşamın iniş ve çıkışlarından bazılarını yaşadığınızı düşünün. Öfkenizin kontrolden çıkmaya başladığı her zaman, bu yönteme başvurun. Bu daha dengeli bir bakış açısını yakalamanıza yardımcı olacaktır.

Problemi çözme Bazen Öfke duygularımız yaşamımızdaki gerçek ve kaçınılmaz sorunlardan kaynaklanıyor olabilir. Kızgınlık duyguları böyle zamanlarda bu zorluklar karşısında yaşanan doğal ve sağlıklı duygulardır. Böyle durumlardaki en yararlı tutum; önce durumu değiştirip değiştiremeyeceğimizi araştırmaktır. Değiştirebileceğimiz bir şeyse çözüm yolları araştırılabilir. Değiştirilemeyecek bir durumsa, çözüm için uğraşmak yerine, yapılacak en iyi şey sorunla yüzleşmektir. Elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışın ama, yanıtları hemen bulamıyor, sonuca hemen ulaşamıyorsanız, kendinizi cezalandırmayın.

Daha iyi iletişim Öfkeli insanlar genellikle düşünmeden yargılama ve bu yargıları yönünde davranma eğilimindedirler. Bu yargılar da bazen çok gerçek dışı olabilmektedir. Eğer çok elektrikli bir tartışma içine girdiyseniz, ilk yapacağınız şey ; Yavaşlayıp gösterdiğiniz tepkileri gözlemek olmalıdır. Aklınıza gelen ilk şeyi söylemeyin, yavaşlayın ve asıl söylemek istediğinizi düşünün. Aynı anda karşınızdakinin de söylediklerini duymaya ve anlamaya çalışın. Hemen cevap vermeyin.

Öfkenizin altında ne yattığını da anlamaya çalışın Öfkenizin altında ne yattığını da anlamaya çalışın. İnsanın eleştirildiği zaman savunmaya geçmesi doğaldır, ama siz de saldırıya geçip savaşmayın. Onun yerine söylenenlerin altında yatanı bulmaya, asıl söylenmek isteneni dinlemeye çalışın. Ya da belki o ortamdan biraz uzaklaşıp rahatlamak isteyebilirsiniz. Ama kendinizin ya da karşınızdakinin Öfkesinin kontrolden çıkmasına izin vermeyin. Sükunetinizi korumanız, durumun raydan çıkıp bir felakete dönüşmesini engelleyecektir.

Mizah kullanın Mizah, çeşitli yollarla Öfkenizin yoğunluğunun azalmasına yardımcı olabilir. Her şeyden önce daha dengeli bir bakış açısı sağlar. Birine Öfkelenip de belli sıfatlarla etiketler takmaya başladığınızda, bir an durun ve o insanın gerçekten o “şey” ya da “öyle” olduğunu düşünün. Bu sahneyi gözünüzün önüne getirin. Örneğin birine, “muşmula” ya da “odun kafalı” gibi sıfatlarla saldırdığınızda, o kişiyi gerçekten bir muşmulaymış ya da odundan bir kafası varmış gibi hayal edin ve gündelik işlerini o şekilde yaptığını gözünüzün önüne getirin. Eğer karşınızdaki insanı benzettiğiniz şeyin ne olduğunu düşünerek kafanızda gerçekten öyleymiş gibi bir resim çizebilirseniz, Öfkenizin azalmaya başladığını göreceksiniz. Çünkü mizah sırasında yaşanılan duygularla, Öfkenin bir arada bulunması mümkün değildir.

Mizah kullanırken iki noktada çok dikkatli olmak gerekir Mizah kullanırken iki noktada çok dikkatli olmak gerekir. Öncelikle mizah kullanmanın, sorunlarınızı gülerek geçiştirmek demek olmadığını, tersine onlarla yapıcı bir şekilde yüzleşebilmeniz demek olduğunu bilmelisiniz. İkincisi de mizah kullanayım derken, alaycı ve aşağılayıcı mizaha başvurmaktan kaçınmalısınız. Çünkü bu da sağlıksız Öfke ifadesinin bir başka yoludur.

Hayal edin –Düşünün Öfkesi çok yoğun olan kişinin davranışlarının altındaki temel mesaj, “Her şey benim istediğim gibi olmalı!” dır. Öfkeli insanlar kendilerinin ahlaken haklı ve doğru olduklarına inanırlar. Planlarını değiştirmelerine ya da engellenmelerine yol açan her türlü olay/durum, onlar için dayanılmaz bir aşağılanma gibi algılanır. Kendilerinin bu şekilde sıkıntı yaşamamaları gerektiğini düşünürler. Belki başka insanlar sıkıntı çekebilirler ama onlar değil!

Kendinizde de buna benzer bir duyguyu yakalarsanız, kendinizi tüm caddelerin, dükkanların, resmi dairelerin sahibi olan bir tanrı ya da tanrıça gibi hayal edin. Tüm insanların sizin önünüzde eğildiğini, eteğinizi öptüğünü düşünün. Bu hayali görüntülere ne kadar ayrıntı koyarsanız, ne kadar talepkàr olduğunuzu ve ne kadar mantık dışı davrandığınızı o kadar iyi anlayacaksınız. Ayrıca durum ve olayların gerçekte ne kadar önemsiz olduğunu da fark edeceksiniz.

Çevrenizi değiştirmek Bazen, sinirlenip Öfkelenmemize yol açan “şeylerin” yakın çevremizde olduğunu farkederiz. Sorunlar ve sorumluluklar üzerinize öylesine yıkılır ki düştüğünüz tuzağa ve o tuzağı temsil eden insanlara karşı Öfke ile kavrulursunuz. Biraz ara verin. Gün içinde özellikle stresli olacağını bildiğiniz saatlerde, sadece kendiniz için kullanacağınız bir zaman ayırın. Örneğin çalışan bir anne, eve geldiğinde kendisine ayıracağı bir 15 dakikalık süre olursa, çocuklarının isteklerine, parlamadan daha iyi yanıt verebilir.

ÖFKE KONTROLÜ İÇİN BİRKAÇ İPUCU..... 1. Durun, düşünün ve büyük resme bakın. Sizi sinirlendiren olaya vereceğiniz tepkinin olumsuz sonuçlarını göz önüne getirin. 2. Farklı düşünmeniz normaldir. Fikirler hayatın değişmez gerçekleri değildir, sadece düşündüğünüz şeylerdir. Başka birinin fikirlerinin sizi kızdırmasına izin vermeyin.

3.Zamanlama: Eğer sevdiğiniz kişiyle belli konuları belli saatlerde konuşuyorsanız ve bu konuşmalar da hep tartışma ile sonuçlanıyorsa, bu tür konuları konuşma saatinizi değiştirin. Belki yorgun, dikkatsiz oluyorsunuzdur ya da bu sadece bir alışkanlık haline gelmiştir.

4.Kaçınma: Eğer çocuğunuzun odasındaki dağınıklık odanın önünden her geçişte “kafanızın tasını attırıyorsa”, kapıyı kapatın. Sizi Öfkelendiren şeylere bakmaktan kendinizi alıkoyun. “Ama, Öfkelenmemem için çocuğumun odasını temiz tutması gerekir.” demeyin. Konu şu anda bu değil. Konu kendinizi olabildiğince sakin tutabilmektir.

5. Alternatifler bulun: Bazı olaylar sizi Öfke duyguları içinde bırakıyorsa, bunu çözmeyi bir iş edinin ve uygun yollar araştırın.

6. Dikkatle dinleyin, dinlemeyi öğrenin 6. Dikkatle dinleyin, dinlemeyi öğrenin. Diğer insanın vücut lisanını anlamaya çalışın. Kendinizi onun yerine koymaya çalışın. Kalbinizi empatiye açık tutun. 7. Arkadaşlarınızla bağlantınızı canlı tutun. Öfkenizi kontrol altına almak için birileriyle konuşmanız gerekiyorsa, belki de telefon edip onlardan biriyle konuşmak sizi rahatlatacak ve sonradan pişmana olacağınız bir şey yapmanızı önleyecektir.

8. Günlük tutun. Öfkenizi içinizde tutmanın çok iyi bir yoludur 8. Günlük tutun. Öfkenizi içinizde tutmanın çok iyi bir yoludur. Sizi sinirlendiren bir olay yaşadığınızda bunun size neler düşündürdüğünü,sizi kızdıran şeyin ne olduğunu yazın. Yazı yazmanın sizi rahatlattığını göreceksiniz. 9. Olayları kişisel olarak almayın. Başkalarının söylediği ve yaptığı hiçbir şey sizin yüzünüzden değildir. Diğer insanların fikirlerine,üsluplarına ve davranışlarına karşı bağışıklık kazandığınızda artık gereksiz bir acının kurbanı olmaktan kurtulacaksınız

Unutmayın, Öfkeyi yok edemezsiniz, tüm çabalarınıza rağmen sizi Öfkelendirecek olaylar olacaktır. Yaşam her zaman için engellerle, acılarla, kayıplarla ve diğer insanların onlardan beklemediğiniz davranışlarıyla dolu olacaktır. Bunu değiştiremezsiniz. Ama bu olayların sizi etkileme biçimini değiştirebilirsiniz. Kızgınlık ve Öfke tepkilerinizi kontrol ederek, uzun vadede onların sizi daha mutsuz kılmasını önleyebilirsiniz.

Eğer Öfkenizin, kontrolünüz dışına çıktığını düşünüyorsanız, ev ve iş hayatınızın önemli boyutları bu duygudan etkileniyorsa, bir UZMANDAN MUTLAKA DESTEK ALIN.........

ÖFKE VE ŞİDDETİN NEDENLERİ Çocuğun psikolojik ihtiyaçlarının yerine getirilmemesi Çocuğun, ergenin yetiştiği aile, arkadaş, okul çevresinde yaşadığı olumsuz travmatik yaşantılar Sosyo-ekonomik seviyenin düşük olması

Ailenin oyun sırasında zarar gören çocuğuna “senin elin armut mu topluyor sende vursaydın.”, “iyi yapmışsın.” yaklaşımıyla olumsuz davranışı pekiştirmesi Saldırganlığın bir erkek özelliği olarak hoş görülmesi, desteklenmesi Otorite figürü olarak babanın fiziksel ceza yaklaşımı, çaresizlik ve kısa süreli sonuç alma amaçlı annenin fiziksel ceza yaklaşımı veya aile içi şiddet uygulanması

Anne ya da babanın sorunlarını çözme yöntemini öfke ve saldırgan davranışlarla göstererek model olması Okulda akranları tarafından istismar edilmek (aşağılanma, küçük düşürme, fiziksel taciz, dışlanmak, alay edilmek) Okulda akademik başarı ve ilginin düşük olması Öğretmen tarafından aşağılanma, küçük düşürme, sözlü ya da fiziksel cezalandırmalar

Parçalanmış aileler Tutarsız disiplin Nasıl davranacağını bilmeyen eğitimsiz aileler Çocuk ve gençlerin denetim eksikliği Düşük sosyal ilişki Televizyon, sinema ve bilgisayar oyunlarındaki öfke ve şiddet unsurlarının kısa ve uzun sürede duygu, düşünce, tutum ve davranışlar üzerinde tetikleyici, hızlandırıcı ve özendirici etki

Söz konusu etki şu şekillerde gelişir; Çocuk ve ergenler, model alma ve sosyal öğrenme yolu ile izledikleri diyalogları, sözleri, tutum ve davranışları taklit eder, öğrenirler. Kahramanlarla özdeşleşerek onlar gibi davranmaya, onlar gibi var olmaya çalışırlar. Öfke, şiddet ve saldırganlığı bir problem çözme yöntemi , kendini ifade etme yolu olarak benimsemeye başlarlar.

Öfke, şiddet ve saldırganlığa, ölüme, acıya duyarsızlaşmaya, bağışıklık kazanmaya başlarlar. Bu kavram, davranış ve görüntüler normalleşmeye ve kabul görmeye başlar. Acı çekenle empati kurma yetileri kaybolmaya başlar. Kızgınlık, öfke, kin, nefret, intikam duygularını daha yoğun hissetmeye ve yaşamaya ve dışa vurmaya başlarlar.

Dünyayı ve yaşamı anlamaya ve öğrenmeye çalıştıkları bu gelişim dönemlerinde, iyiler-kötüler, kazananlar-kaybedenler olarak gerçekçi, işlevsel, rasyonel olmayan düşünce kalıplarını benimserler.Bu tür yayınların süresini arttırdıkça, doğru ve yanlışı, kurgu ile gerçeği, uygun ile uygunsuzu, olası ile imkansızı ayırmakta zorlanmaya başlarlar.

Araştırmalara göre, çocuk tv kanallarında yayınlanan program ve çizgi filmler saatte ortalama 20 şiddet eylemi içeriyor. Günde 2 saatten fazla tv seyreden çocukların, evde, okulda, sınıfta ve sosyal ortamda daha fazla saldırgan tutum ve davranışlar sergilendiği saptanmıştır. 1998-2002 yıllarında dünya genelinde yapılan çalışmaya göre en çok izlenen primetime kuşağında şiddet içeren tv dizi, film ve programlar % 81 oranında artış sergilemiştir. Tv izleme süreleri arttıkça, gece kabusları, korku, kaygı ve gerginliklerinin de doğru orantılı artmaktadır.

Nasıl Yardım Edilebilir Nasıl Yardım Edilebilir? Öfkesiyle baş edemeyen bir çocuğa yardım ederken ilk göreviniz, niye öfkeli olduğunu anlamak ve (bunun farkında değilse) onun da anlamasını sağlamaktır. Bu da dinlemeyi bilmek demektir. Öfkeli çocuklar açık, sakin, anlayışlı ve kendini anlayacak yetişkinlere ihtiyaç duyarlar. Onu öfkelendiği için azarlamanız veya kendinize kızmanız, öfkesini nasıl ifade edeceği ve nasıl sakin olacağı konusunda ona fikir vermez.

Çocuğun sakin olduğu bir anda , onu neyin bu kadar öfkelendirdiğini sorarak, iç dünyasında hissettiği bir duygu veya kendisine söylenen bir şey ise (alay edilme gibi) bunu fark etmesini sağlayarak öfkesinin kaynağına inebilirsiniz. Bazı çocuklar, özellikle ergenlik öfkeleri hakkında konuşmak istemeyebilirler. Bu durumda ne yapmaya çalıştığınızı açıklamak yerine uzman yardımı isteyiniz.

Öfkeli bir çocukla çalışmanın asıl hedefi; kendi kırgınlık duygularına yada başkalarının sataşmalarına vereceği tepkilerde her zaman seçim şansının olduğunu ona göstermektir.Bağırmayı, vurmayı, öfke nöbetleri geçirmeyi seçebilir yada öğretmenine ve arkadaşına neler hissettiğini söylemeyi tercih edebilir. Bu konuda onu hangi eylemin iyi sonuç doğuracağını düşünmeye teşvik edin.

Ayrıca, aşağıdaki davranışlarla öfkesini kontrol etme konusunda ona yardımcı olabilirsiniz; Öfkeli olmadığı anlarda yada az da olsa sakin kalarak zor bir durumla başa çıktığında onu takdir edin.Belli bir süre için öfkesini dışa vurmayacağı ya da anlaştığınız şekillerde dışa vuracağı konusunda anlaşma yapın.

Duygularını anlattığı bir günlük tutmasını önerin Duygularını anlattığı bir günlük tutmasını önerin. Yazı yazmak zor geliyorsa resim de yapabilir. Kendisini öfkelendiren problemi, nasıl tepkide bulunduğunu, bu tepkinin ne gibi sonuçlar doğurduğunu ve problemi halletmek için iyi bir yol olup olmadığını, neyin daha iyi olabileceğini anlatmasını isteyin.

Siz de ondan beklediğiniz gibi davranın Siz de ondan beklediğiniz gibi davranın. Örneğin yaşadığınız bir çatışmayı çözmek için öfkenizi kelimelere dökebilir ve ona asıl sorunun öfke olmadığını, ifade edilme biçimi olduğunu gösterebilirsiniz.