Dünya kadın emeği ile güzelleşir…
Emek Mal veya hizmet üretimi sırasında ortaya konan insan kaynağıdır. Üretimi gerçekleştirenlerin fiziksel ve düşünsel katkılarıdır..
İnsanların fiziksel enerjilerini üretimde kullanmaları emeği oluşturan başlıca öğedir. Bunun yanı sıra, az veya çok oranda beceri ve kendini yönlendirme de emeğin öğeleri arasında sayılır..
Kadın emeği ve sosyolojik çalışmalar Kadınlar dünyanın her yerinde,tarihin her döneminde,üretici ve yeniden üretici rolleri ile yaşamın devamını sağlamıştır.
Sosyologlar,antropologlar,iktisatçılar ve tarihçiler kendi disiplinlerinin bakış açısıyla ev içinde,tarımda,sanayide,hizmet yapma biçimleriyle ilgilenmişlerdir.
İkinci dünya savaşından sonra çalışan kadınlara olan ilgi artmıştır İkinci dünya savaşından sonra çalışan kadınlara olan ilgi artmıştır.Bunun nedeni;sanayi sosyolojisinin gelişimi ve emek kullanım biçimlerini öğrenme merakı.İkinci neden;savaştan donra doğan iş gücü sıkıntısından dolayı Avrupa ve Amerika Birleşik Devletlerin’de ücretli çalışan kadın sayısında ki artış.
Sanayi sosyolojisinin gelişimine pararlel olarak çalışan kadınları konu alan araştırmalarda kadınlar sanayi,hizmet ve tarım sektöründe ücret karşılığında çalışan kişiler olarak tanımlandı.Kadın emeğine bu tür bir bakışın ve çalışma kavramının dar anlamıyla tanımlanışının bir kaç nedeni vardı:
1)Bu sosyolojik çalışmalar kadınların ev dışında ücretli olarak çalışma biçimlerinin en yoğun sanayileşmiş olduğu ülkelerde yapılıyordu.Sanayi toplumunun gelişmişlik düzeyi hem sokaktaki vatandaşın hem de sosyal bilimcilerin aklına çalışma denince hemen bu sektörlerde ev dışında para karşılığı yapılan faaliyetleri getiriyordu.
2)Kadınların esas olarak evi çekip çevirmek,ev hizmetlerini yapmak ve çocuk bakmak,ailenin düzenini sağlamak gibi ev içi aile merkezli işler yapmaları gerektiğine ilişkin kuvvetli bir aile ideolojisi vardı.(Sorumluluk)
EV-içi/karşılıksız kadın emeği ile ilgili tartışmalar 1960 lı yılların ortalarında kadın hareketi içinde yer alan veya bu hareketten etkilenen sosyal bilimcilerin ilgilendikleri en önemli soru,kadınların ikinciliği ve ezilmişliğiydi.bazen bu durumu anlatmak için ‘alta sıralı olma’ ve ‘tabi olma’ kavramlarını da kullandılar.
Yeniden üretim;bir kapitalist toplumda emek gücü taşıyıcıları kendilerini yeniden üretmelidir.(Fabrika işçileri vb.) Bu da kapitalizmin var olabilmesinin ön koşuludur.
O halde; evlilikler olmalı.
Çocuklar Doğmalı.
Beslenip bakılmalı.
Büyüdüklerinde onlarda kapitalist dünya içinde yerlerini almaya hazırlanmalıdır.
Feminist kuramcılar,emek gücünün yeniden üretiminde kadının oynadığı rolü ve koyduğu emeği analiz ederek kadınların ezilmişliklerini anlayabileceklerini düşündüler .Marksist kavramlar kullanarak şöyle bir açıklamaya giriştiler;Marks işçinin fabrikada kendisini ve ailesini yeniden üretebilmek için harcadığı emeğe ’zorunlu emek’ diyordu.Zorunlu emeğin bir parçasını ev emeği oluşturuyordu.
Kadının evde karşılık almadan çalışması eşinin az miktarda ücret almasına bunun la birlikte,iş verenin de daha çok kar edebilmesini sağlıyordu.
Kadının evde harcadığı emek önemli bir yere sahip iken;kapitalist sistemin göz ardı etmiş olduğu duygusal emek feminist kuramcıların ayakta tutmaya çalıştığı şeydir.onlara göre kapitalizm kadının duygusal emeğine önem vermemektedir.
Ev-içi /karşılıksız kadın emeğinin özgüllükleri Kadınların Görünmeyen Emeğ ikitabının yazarlarından Gülnur Savran, (Savran,2008: 11) incelediğimiz emek türünü, daha iyi anlayabilmemiz için şu özellikleri ile tanıtıyor: Karşılıksız emek görünmeyen emektir.Görünmez emek olmanın 3 temel nedeni vardır;*doğallaştırılmış emektir.*miktarı belirlenmez.*Karşılıksızdır. Chabaud ve arkadaşlarına göre ev emeği nesnelleşmemiştir. Kadınların yaptıkları işlerin piyasa değerinin olmaması.(süt-yoğurt örneği)sadece kullanım değeri olan ev işleri ücretli emek karşısında değersiz ve ekonomik dışı görülür.
Ücretli kadın emeğinin özgüllükleri Ücretli çalışmak kadına özgüven kazandırmaktadır.başkalarına bağlı olma durumları hafiflemektedir. Ücretli çalışmanın bir getirisi olmayacağını bununla birlikte bir yorgunluktan başka bir şey olmadığını ifade eden görüşler bulunmaktadır.
Kadınlar emeğinin karşılığını alınca güçlenir Fakat;güçlenme sadece kuvvet olarak değil!
Güçlenme her anlamda kendini göstermektedir Güçlenme her anlamda kendini göstermektedir. Kişilik yönünden güvenin artmasıdır.
Piyasanın toplumsal cinsiyet temelinde farklılaşan bir karakteri vardır.bu farklılaşma kendini şu alanlarda gösterir; 1)kadınlar emek piyasasına daha az katılırlar istihdam alanları düşüktür. 2)Yatay ayrışma:kadınların ve erkeklerin yoğunlaştıkları sektörler ve iş kolları farklıdır. 3)Dikey ayrışma:kadınlar erkekler ile çalışmakta oldukları yerlerde,statüsü düşük işlerde alt katmanlarda yoğunlaşır.
4)Kadınların ücretler erkeklerinkinden düşüktür 4)Kadınların ücretler erkeklerinkinden düşüktür. 5)Kadınların enformel sektörde ve kısmi zamanlı çalışma sıklığı erkeklerinkinden yüksektir.
Emek piyasasına katılım Kadınların emek piyasasına katılımı,yani istihdamı erkeklerin katılımından düşüktür.Türkiye de kentlerde kadınların istihdam oranı %17 iken bu oran kırsal kesimlerde %35 tir.Tarımda çalışın kadınların çok büyük çoğunluğu ücretsiz aile işçisi olarak çalışmaktadır.
Sektörler ve iş kolları temelinde yatay ayrışma Ekonominin sektörlerinden bazıları erkeklerin yoğunlaştığı bazılarında ise kadınların yoğunlaştığı görülmektedir.kimi işi kadın işi,kimi işi ise erkek işi denilerek ayrım yapılmaktadır.bu ayrım mesleksel ayrışma olarak tanımlanır.
İş yeri içinde dikey ayrışma Bir iş yerinde kadınların vasıf gerektirmeyen veya pek az gerektiren,dolayısıyla statüsü ve ücretleri düşük işlerde,erkeklerinde vasıflı ve statülü işlerde yığılmaları demektir.iş yeri hiyerarşisinde yukarı dogru çıkıldıkça işler daha çok degerli hale gelir. Kadınların işlerinde yükselmeleri,terfi etmeleri,yönetici kadrolara gelebilmeleri engellenir.Kadınların bu kadrolara ulaşamamalarına neden olan engeller vardır.bu engellere literatürde Cam Tavan denir.
Ücretlerde toplumsal cinsiyet farkı Feminist literatürde kadınların yaptıkları işlerin,değerinin altında karşılık gördüğü konusunda ortak bir görüş vardır. Amprik araştırmalar ve istatistikler de bu görüşü doğrulamaktadır. Türkiye de kadınlar erkeklerin ücretlerinin %70 ini kazanırlar.çalışan kadınların daha az ücret almasının nedenleri; 1)bir işte erkeklerle aynı işi yaptıkları zaman dahilinde bile farklı ücretle ücretlendirilirler. 2)kadınların emekleri özellikle çocuk bakma,temizlik vb.gibi işlerde düşük ücretle değerlendirilir. 3)Ücretin ödenmesinde sosyal faktör rol oynar.
HAZIRLAYAN: NİLÜFER DEMİR