DOÇ.DR.ABDULLAH DEMİR ZİRVE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
HAK TÜRLERİ Doç. Dr. Mustafa ÇEKER.
Advertisements

HAK KAVRAMI VE GENEL ESASLAR
TİCARİ İŞLETMENİN REHNİ
YABANCILAR VE YABANCI SERMAYELİ ŞİRKETLERİN TAŞINMAZ TASARRUFLARI
KAZANIMLAR 5. Bir Türk vatandaşı olarak cumhuriyetin Türk milletine kazandırdığı vatandaşlık temel hak ve sorumlulukları bilincini kazanır.
AİLE HUKUKU İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü
HAKLARIN KAZANILMASI VE KAYBI
KIYMETLİ EVRAK HUKUKU Doç. Dr. Mustafa ÇEKER
HAKİKİ ŞAHSİYETİN EHLİYETLERİ
KOLLEKTİF ŞİRKET Doç. Dr. Mustafa ÇEKER Çukurova Üniversitesi
TİCARİ İŞLETMENİN DEVRİ
KİŞİLER HUKUKU (ŞAHSIN HUKUKU)
 Emre kılınç   SOSYALBİLGDEMOKRASİ SERÜVENİ  İLER ÖĞRETMENLİĞİ 3.SINIF (İ.Ö)
İCRA HUKUKUNDA TARAFLAR
Miras ortaklığı Mirasın geçmesiyle birlikte mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Soru: Miras ortaklığı.
Canik Başarı Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. İsmayıl İsmayıllı
FATMA ÇAVUŞ MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ
Sözleşmenin hükümsüzlüğü
İCRA TAKİBİ TARAFLARI VE TAKİP YOLU DEĞİŞİKLİĞİ
Temsil eden(temsilci)
İŞ SÖZLEŞMESİNİN YAPILMASI
DOÇ.DR.ABDULLAH DEMİR ZİRVE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ
DOÇ.DR.ABDULLAH DEMİR ZİRVE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ
2. Ders Sendika Kavramı, Kuruluş, Organlar Yönetici Güvencesi
Eşitlik İlkesini Uygula
Kooperatif Hukuku Doç. Dr. Mübariz YOLÇİYEV Melikşah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku ABD © myolcu.
KİRALAMA-İRTİFAK HAKKI VE KULLANIM İZNİ(İNTİFA HAKKI)
İDARİ DAVALAR Tam Yargı Davaları.
TAPU SİCİLİ Mehmet TETİK Tapu Sicili Taşınmaz mal ve üzerindeki hakların durumlarını göstermek üzere, devletin sorumluluğu altında, tescili açıklık.
DAVA İŞLEMLERİ 17 – 21 EKİM 2016.
KAMU HUKUKUNDA ÇOCUK HAKLARI ÇOCUĞUN ANAYASAL TEMEL HAKLARI
Borçlar Hukuku -6-.
NİŞANLILIK NİŞANLILIK KAVRAMI VE NİŞANLANMA NİŞANLILIĞIN HÜKÜMLERİ
VESAYET VESAYET İLE VELAYET ARASINDAKİ FARKLAR VESAYET ORGANLARI
Borçlar Hukuku Genel Hükümler
Temel HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA
ÇOCUK HUKUKU’NUN HUKUK SİSTEMİNDEKİ YERİ VE ÖZEL HUKUKTA ÇOCUK HAKLARI
SOYBAĞININ KURULMASI KAN BAĞINA DAYANAN SOYBAĞININ KURULMASI
BORÇLAR HUKUKU.
AİLE DANIŞMANLIĞI PROGRAMI AİLE HUKUKU DERSİ
LAW 201 INTRODUCTION TO LAW
Öğr.gör.idil yıldırım arı
Madde Kendisine bir suç yüklenen herkes, savunması için gerekli olan tüm güvencelerin tanındığı açık bir yargılama sonunda, yasaya göre suçlu olduğu.
MEDENİ HUKUK.
HUKUKUN KAYNAKLARI Hukukun kaynakları, asıl kaynaklar ve yardımcı kaynaklar olarak ikiye ayrılır. Asıl kaynaklar: Yazılı ve yazısız kaynaklar Yardımcı.
Kişiler Hukuku-15. Hafta.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Kişiler Hukuku-12. Hafta.
Başlangıç Hükümleri-8. Hafta
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ AYAŞ MESLEK YÜKSEKOKULU
MÜLKİYET HAKKI
MEDENİ HUKUKTA SORUMLULUK
Kişiler Hukuku-10. Hafta.
DÜRÜSTLÜK KURALI-GENEL OLARAK
Başlangıç Hükümleri -5. Hafta
Kişiler Hukuku-11. Hafta.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
DÖH II PRATİK MUSTAFA ALPER ENER.
BAZI KAVRAMLAR: Pey akçesi (Bağlanma parası) : Bir sözleşmenin kurulmuş olduğunu pekiştirmek için karşı tarafa verilen kaporadır. Cezai şart: Borcun hiç.
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ AYAŞ MESLEK YÜKSEKOKULU
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
HAK IV.BÖLÜM.
AİLE.
HUKUKA GİRİŞ ÖZEL HUKUKUN DALLARI.
LAW 201 INTRODUCTION TO LAW
İSPAT KAVRAMI.
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ AYAŞ MESLEK YÜKSEKOKULU
BORÇLARIN ÜÇÜNCÜ KİŞİLERE ETKİSİ I. ÜÇÜNCÜ KİŞİ YARARINA SÖZLEŞME 1
Sunum transkripti:

DOÇ.DR.ABDULLAH DEMİR ZİRVE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ HUKUK BAŞLANGICI 7 DOÇ.DR.ABDULLAH DEMİR ZİRVE ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

HAKLAR 1. İrade teorisi Savigny ve Gierke ve Windscheid tarafından savunulmuştur Bu teoriye göre hak, hukuk düzeni tarafından kişilere tanınan bir "irade hakimiyeti" veya bir "irade kudreti”dir Yani, eğer bir kimse, bir başkasına kendi iradesini zorla kabul ettirebiliyorsa hak sahibi demektir. Ancak iradeyi esas alan bu görüşe bağlı kalınırsa, irade sahibi sayılamayan küçük çocuklar ve akıl hastaları hak sahibi sayılamayacaktır.

2. Menfaat teorisi Jhering tarafından savunulmuştur Bu görüşe göre hak, "hukuken korunan menfaat" olarak açıklanır. Özellikle, kişi iradesinin büyük ölçüde değerini kaybettiği kamu hukuku alanında kabul edilen haklar, bu teori ile iyi açıklanmaktadır Bu teori de, kişi iradesini göz ardı ettiği için eleştirilmiştir

3. Karma teori Jellinek ve Michoud tarafından ileri sürülmüştür Hak, hukuken korunan ve yararlanması sahibinin iradesine bağlı bulunan menfaatlerdir Genel kabul gören bu tanıma göre hakkın unsurları şunlardır: Menfaat, menfaatten yararlanma iradesi, meşruiyet yani hukuken korunmuş olma.

B. Hakkın Konusu İnsanın kişilik değerleri: Kişinin hayatı, sağlığı, beden tamlığı, şeref ve haysiyeti, hürriyeti, ehliyeti, adı vs. gibi. Başkalarının konumu ve davranışları: Anne-babanın çocuk üzerindeki velayet hakkı gibi. Eşya: Menkul mal mülkiyeti, gayrimenkul mülkiyeti, elektrik, doğal gaz gibi tabii güç ve enerji kaynakları üzerindeki mülkiyet gibi. Bir başka hak: Örneğin, intifa hakkı ve rehin hakkı, bir taşınmaz mülkiyetine bağlı olarak tesis edilir. Para ile ölçülebilen hak ve borçları kapsayan malvarlığı değerler

C. Hakkın Sahibi Hakkın sahibi "kişi”lerdir. Kişiler, hak edinme ve borç yüklenme yeteneği olan varlıklardır. Bu anlamda, hayvanlar ve eşya hak sahibi olamaz. Kişiler, "gerçek kişiler" ve "tüzel kişiler" olmak üzere ikiye ayrılır. Gerçek kişiler, insanlardır. İnsanlar, doğumla hukuki kişilik kazanırlar (MK.m.8,28). Tüzel kişiler ise, hukuk tarafından kendilerine kişilik tanınmış insan ve mal topluluklarıdır. İnsan topluluğu şeklindeki tüzel kişiler dernekler ve ticaret şirketleri; mal topluluğu şeklindeki tüzel kişiler de vakıflardır.

II. HAKLARIN SINIFLANDIRILMASI A. Kamu Hukuku Hakları ve Özel Hukuk Haklar Hakların yer aldığı hukuk alanına göre ayrılır Kamu hukukundan doğan haklar, genellikle anayasalarda yer alır ve “temel haklar” denilir Temel haklar, üç grupta ele alınırlar: “koruyucu haklar”, “isteme hakları” ve “katılma hakları”

Koruyucu haklar: Kişileri topluma ve devlete karşı koruyan hak ve özgürlüklerdir. Bunlar, Anayasada “Kişinin Hakları ve Ödevleri” (m.17-40) başlığı altında toplanmıştır. Konut dokunulmazlığı, özel hayatın korunması, yerleşme ve seyahat, düşünce ve inanç, bilim ve sanat, basın, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı koruyucu haklardır

İsteme hakları: Kişilerin toplumdan ve devletten talep edebileceği haklardır. Bu tür haklar, Anayasanın “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” (m.41-65) başlığı altında yer almıştır Özel girişim hakkı, ailenin korunması, eğitim ve öğrenim hakkı, çalışma hakkı, sağlık hakkı, sendika kurma hakkı, konut hakkı, çevrenin korunması hakkı, sosyal güvenlik hakkı gibi haklar isteme haklarıdır

Katılma hakları: Kişilerin siyasal gücün kullanılmasına katılmasını sağlayan haklardır. Bu haklar da Anayasanın “Siyasal Haklar ve Ödevler” bölümünde düzenlenmiştir (m.66-74) Vatandaşlık, seçme ve seçilme hakkı, siyasi faaliyette bulunma ve parti kurma hakkı, kamu hizmetine girme hakkı, dilekçe hakkı gibi haklar katılma haklarıdır

Özel hukuk hakları ile kamu hukuku haklarının farkları a) Özel haklardan kural olarak (yabancı ve vatandaş ayırımı yapılmaksızın) herkes yararlanır (eşitlik ilkesi) Kamu haklarından genellikle vatandaşlar yararlandırılır. Örneğin yabancılar, siyasal haklardan ya hiç ya da çok sınırlı bir şekilde yararlanabilirler. Seçme-seçilme, kamu hizmetlerine girme ve siyasal parti kurma gibi haklardan yabancılar yararlanamazlar

b) Özel haklar, özel hukuk gibi köklü bir geçmişe ve oturmuş bir geleneğe ve kurumsallaşmış bir güvenceye ve koruma mekanizmasına sahiptir. Kamu hakları bu ölçüde güvenceli değildir. Hatta bir kısım kamu hakları, henüz pozitif hukuk düzenlemelerinde dahi yer bulamamışlardır. c) Bazı hakları da, özel-kamu tasnifi içinde değerlendirmek zordur. Yaşama hakkı, mülkiyet ve miras hakkı, kişilik hakkı, özel hayatın gizliliği hakkı gibi.

B. Konusuna Göre Haklar 1. Malvarlığı Hakları:Para ile ölçülebilen bir değer ifade eden "malvarlığı” değerleri üzerinde kurulur Eşya üzerindeki mülkiyet hakları (ayni haklar), fikir ve sanat eserleri ile sınai mülkiyet hakları üzerindeki mali haklar ve alacak hakkı gibi. Bu tür haklar başkalarına devredilebileceği gibi, miras yoluyla mirasçılara da intikal ederler.

2. Kişilik (Şahıs varlığı) Hakları Kişilerin, para ile ölçülemeyen ve kişiliğine sıkıca bağlı manevi değerleri (varlıkları) üzerindeki haklardır. Kişinin itibarı, şerefi, ehliyeti, hürriyeti, mahremiyet (gizlilik) alanı, velayet hakkı, boşanma hakkı gibi. Ekonomik bir değer ile ölçülmesi mümkün olmayan bu haklar, devir veya miras yolu ile başkalarına geçemeyeceği gibi, hukuka ve ahlaka aykırı olarak sınırlanamaz, haczedilemez ve bu tür haklardan feragat edilemez.

C. Devir Kabiliyetine Göre Haklar 1. Devredilebilen Haklar:Bir hukuki işlem (satış sözleşmesi gibi) veya hukuki olay (miras) ile bir başkasına devredilebilen, intikal eden haklardır. Malvarlığı değeri taşıyan hakların hemen hepsi devredilebilir nitelikte haklardır. Malvarlığı değeri taşıyan istisnai bazı hakların devri mümkün değildir. Örnek olarak, ana-babanın veli sıfatıyla çocuğun mallarını kullanma hakkı (MK.m.354), (ayni haklardan) "intifa (yararlanma) hakkı" (MK.m.794 vd.) ve "oturma” (sükna) hakkı" (MK.m.823 vd.) gibi.

2. Devredilemeyen Haklar: Hukuki işlem veya miras yoluyla başkalarına devir imkanı olmayan haklara "devredilemeyen haklar" denir. Kişilik hakları arasında sayılan hakların tümü ile malvarlığı hakları arasında yer alan intifa ve oturma hakkı gibi haklar devredilemeyen haklardandır. Ayrıca, iflasına karar verilen kimsenin tasarruf yetkisi sınırladığı için, malvarlığı haklarını devredemez.

Şahıs varlığı üzerinde kurulan kişilik haklarının, kişiye sıkı şekilde bağlı olması özelliği ve bu haklar üzerinde ancak kişinin kendisinin karar verebilmesi düşüncesiyle, bu hakların mirasçılara geçmesi veya bir temsilci eliyle kullanılması yasaklanmıştır. Örnek olarak boşanma hakkı devredilemeyen bir haktır. Boşanma konusunda karar verme, irade açıklama hakkı ancak kişinin kendisine tanınmıştır

D. Niteliklerine Göre Haklar 1. Mutlak Haklar:Hak sahibi tarafından herkese karşı ileri sürülebilir nitelikteki haklar mutlak haklardır. Herkes, bu haklara saygı göstermek ve bu hakları ihlal etmemekle yükümlüdür. Mutlak haklar, zamanaşımına uğramaz. Mutlak haklar, eşya (maddi mallar) üzerindeki mutlak haklar yani "ayni haklar" ve maddi olmayan mallar üzerindeki "fikri haklar" ve şahıs varlığı üzerinde kurulan "kişilik hakları" olmak üzere üç gruba ayrılır

2. Nisbi Haklar:Nisbi haklar, herkese karşı değil, sadece ilgili karşı tarafa, yani hakkın borçlusuna karşı ileri sürülebilen haklardır. En tipik örneği alacak haklarıdır. Alacak hakkı, borçlar hukukundan ve bir borç ilişkisinden, bir hukuki işlemden veya bir haksız fiilden ya da sebepsiz zenginleşmeden doğabileceği gibi, miras hukukundan, eşya hukukundan veya aile hukukundan da doğabilir Örnek: (A), satıcı (B)'den bir deri çanta satın almıştır. Ayrıca tüzel kişiler hukukunda düzenlenen "üyelik hakları" da nisbi haklar arasında yer alır

Nisbi haklardan bir kısmı "şerh yoluyla" etkisi güçlendirilip herkese karşı ileri sürülebilir hale getirilebilir. "Etkisi güçlendirilmiş nisbi haklar" sadece, kanunda belirilen şu haklardır: 1. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi 2. Taşınmaz satış vaadi 3. Taşınmaz kira sözleşmesi 4. Önalım (şuf’a) hakkı 5. Alım (iştira) hakkı 6. Geri alım (vefa) hakkı 7. Bağışlamadan dönme şartı 8. Hasılat (ürün) kira sözleşmesi 9. Rehinli alacaklının boşalan dereceye geçme hakkı

İşte bu tür haklar tapuya şerh verildiğinde, taşınmaz üzerinde hak sahibi olacak yeni malikler, tapuda işlem yaparken bu hakların varlığından haberdar olacağından, şerh verilmiş haklar, daha sonraki tüm maliklere karşı ileri sürülebilme özelliği kazanırlar. MK.m.1009/II’nin ifadesiyle “Bunlar şerh verilmekle o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir”. Fakat buna rağmen, hiç bir nisbi hak şerh yoluyla ayni hak niteliği kazanamaz.

Nisbi haklarda, hak sahibinin karşısında yer alan kişi, bir şeyin yapılması, verilmesi veya yapılmaması gibi aktif bir görevle yükümlüdür. Nisbi hakkın konusu olan borç ilişkisi, ancak karşı tarafça ihlal edilebilir, üçüncü şahıslarca ihlali mümkün değildir. Halbuki mutlak haklar herkes tarafından saygı gösterilmesi gereken ve bu nedenle herkes tarafından ihlal edilebilecek haklardır.

E. Kullanılmasının Etkisine Göre Yenilik Doğuran Haklar:Bir hukuki yetkiye dayanarak, bir kimsenin tek taraflı irade beyanıyla yeni bir hukuki durum kurmasına imkan veren haklardır a. Kurucu yenilik doğuran haklar: Hakkın kullanılması ile yeni bir hukuki ilişki doğmasını sağlarlar. Kabul beyanı, alım, önalım ve geri alım hakları gibi Bu haklarda, hak sahibi tek taraflı irade beyanıyla hakkını kullanarak kendisi ile taşınmaz malın maliki arasında hukuki bir ilişki kurar.

b. Değiştirici yenilik doğuran haklar: Hakkın kullanılması ile mevcut bir hukuki ilişkide değişiklik yapan haklardır. Seçimlik borçlarda borçluya tanınan seçim hakkı buna tipik bir örnek sayılabilir. Zira seçim hakkının kullanılmasıyla, önceden belirsiz olan edim belirli hale gelmiş olmaktadır.

c. Bozucu yenilik doğuran haklar: Bu tür hakların kullanılması ile mevcut bir hak veya hukuki ilişki sona erer ya da bir hukuki statü ortadan kalkar Örnek: İrade sakatlığı veya gabin sebebiyle sözleşmenin iptali, sözleşmeden dönme, sözleşme ilişkisinin feshi, rücu, üyelikten ihraç, mirasın reddi, takas beyanı gibi haklar

2. Yenilik doğuran hakların kullanılması: Yenilik doğuran hakların bir kısmı doğrudan doğruya karşı tarafa yöneltilen bir beyan ile kullanılabilir (yenilik doğuran işlem) Örnek: Alım (iştira) hakkı Diğerleri bir kamu makamına ve özellikle mahkemeye yöneltilerek kullanılır (yenilik doğuran dava). Örnek: Evlenmenin butlanını (hükümsüzlüğünü) isteme hakkı da yenilik doğuran davaya örnektir

Açılan dava üzerine hakimin vereceği karar, “yenilik doğuran (inşai) bir hüküm” olarak nitelenir. Yani bu hüküm yeni bir hukuki durum inşa eder. Örnek olarak, adi ortaklığın haklı sebeple feshedildiğine ilişkin mahkeme kararı ile adi ortaklık sona ermiş olur Bu tür yenilik doğuran hükümler bazen (boşanmada olduğu gibi) geleceğe etkili, bazen de (ölüme bağlı tasarrufların iptalinde olduğu gibi) geçmişe etkili hukuki sonuçlar doğurur Yenilik doğuran hakkın hukuki işlem yoluyla kullanılması halinde, hak sahibine ait irade beyanının muhataba ulaşması ile yenilik doğurucu hukuki sonuç kendiliğinden gerçekleşmiş olur.

3. Yenilik doğuran hakların özellikleri a. Kural olarak yenilik doğuran haklar bir şarta bağlanamaz. Dava yolu ile kullanılan yenilik doğuran haklar için bu kesindir. Örneğin, kanunda belirtilen boşanma sebepleri dışında evli çiftlerin anlaşarak boşanma şartlarını kararlaştırmaları geçerli değildir. Bununla birlikte, hukuki işlem yoluyla kullanılan bazı yenilik doğuran haklarda, muhatabın menfaatine zarar vermeyecek hallerde, hakkın şarta bağlı tutulması kabul edilmektedir. Örnek: hizmet (iş) ilişkisinde, işçi işverene, bir süredir ücretinin geç ödendiğini, eğer gelecek ay da geç ödenirse sözleşmeyi feshedeceğinin şimdiden bilinmesini şart koşabilir

b. Yenilik doğuran haklarda kural olarak zamanaşımı işlemez b. Yenilik doğuran haklarda kural olarak zamanaşımı işlemez. Sadece bir kısım yenilik doğuran haklar için "hak düşürücü süre" söz konusudur Hatta bazı yenilik doğuran haklarda süre de söz konusu değildir. Genel kurulca derneğin feshine karar verilmesi (MK.m.88) ve evlilik dışında doğan çocuğun babası tarafından tanınması (MK.m.295) hallerinde olduğu gibi

c. Yenilik doğuran haklar, devredilebilen haklardandır. İlke olarak, içinde bulunduğu hukuki ilişki veya hak ile birlikte ve bunların devri de mümkünse yenilik doğuran hakkın da devri mümkün bulunmaktadır Örnek olarak, kanuni ön alım hakkının üçüncü bir kişiye devri imkansızdır. Aynı şekilde, şahsa sıkıca bağlı haklar gibi miras yoluyla geçmeyen yenilik doğuran hakların da, başkalarına devri mümkün değildir. Evlenmenin iptalini talep hakkının devredilememesi gibi.

d. Yenilik doğuran haklar, usulünce bir defa kullanılmakla tükenirler (sona ererler). Zira hakkın tanınmasını gerekli kılan amaç gerçekleşmiş olmaktadır. Böylece, kullanıldıktan sonra yenilik doğuran hakkı geri almak veya bundan dönmek mümkün değildir

e. Yenilik doğuran haklar kullanıldıktan ve istenen sonuç doğduktan sonra, geri dönülmesi imkanı yoktur. Örnek olarak, boşanma davası açarak bu yönde karar elde edip boşanmayı gerçekleştiren eş, artık evlilik ilişkisini geri döndüremezler. Sadece isterlerse yeniden evlenebilirler. Fakat bu yeni evlilik eskisinin devamı değil, tamamen yeni bir hukuki ilişkidir