(Systema digestorium) SİNDİRİM SİSTEMİ (Systema digestorium) Hazırlayan Prof. Dr. Nihat EKİNCİ
Pancreas: Pankreas 12-15 cm uzunluğunda, 70-100 gram ağırlığında gri renkli bir organdır. Pancreas mide ve colon transversum’un arkasında, omurganın önünde, karın arka duvarına yaslanmış olarak bulunur. p a n c re a s
Hemen, hemen transvers durumda sağdan sola doğru uzanan bezin 1/3ü orta çizginin sağında, 2/3ü orta çizginin solunda bulunur. Pancreas sekonder retroperitoneal bir organdır ve ön yüzü peritonla örtülü olup arka yüzü peritonsuzdur. Pancreas, caput pancreatis, collum pancreatis, corpus pancreatis ve cauda pancreatis olmak üzere dört kısımda incelenir. corpus pancreatis collum pancreatis cauda pancreatis caput pancreatis
Caput pancreatis: Duodenum kavsi içerisine yerleşmiş olup 1. -3 Caput pancreatis: Duodenum kavsi içerisine yerleşmiş olup 1.-3. bel omurlarının sağında yer alır. Caput pancreatis’in çevresi duodenum kavsine uyacak şekildedir ve periton ve bağ dokusu ile duodenuma yapışıktır. Arka yüzü ductus choledochus, v. portae, a. mesenterica superior ve v. cava inferior ile komşudur. v. portae ductus choledochus a. mesenterica superior
Collum pancreatis: Caput pancreatis ile corpus pancreatis arasındaki dar kısımdır. Yaklaşık 2-2.5 cm uzunluğunda olup pancreas başından sola, öne ve yukarı doğru uzanır. Belirgin bir sınır göstermeksizin corpus pancreatis ile devam eder. collum pancreatis
Corpus pancreatis: Pankreasın en büyük kısmı olup 1. ve 2 Corpus pancreatis: Pankreasın en büyük kısmı olup 1. ve 2. bel omurları hizasında sağdan sola ve biraz da yukarıya doğru uzanır. Ön yüzü; mide ile, alt yüzü; ince bağırsaklarla, arka yüzü; aorta, a. mesenterica superior ve sol böbrek ile komşudur. Arka yüzden dalağın damarları da geçer. corpus pancreatis
Cauda pancreatis: Gövdenin sol tarafa doğru devamı şeklindedir Cauda pancreatis: Gövdenin sol tarafa doğru devamı şeklindedir. Bazen dalağa kadar ulaşırken, bazen dalağa kadar ulaşmaz. cauda pancreatis
Ductus pancreaticus (Wirsung kanalı): Pancreasın ekzokrin salgısını duodenum’a akıtan kanaldır. Bezin içerisinde, kuyruktan başlayıp başa kadar uzanır. Pankreas başına gelen kanal aşağı ve arkaya doğru bükülerek ductus choledochus ile yan yana gelirler. Bu iki kanal ayrı ayrı veya birleşerek papilla duodeni major’a açılırlar. Bu papilla mideden yaklaşık 10 cm uzaklıktadır. Ductus pancreaticus’un son bölümünü düz kas liflerinden oluşan bir sfinkter kuşatır. Buna m. sphincter ductus pancreatici denir. ductus pancreaticus (Wirsung kanalı):
Ductus pancreaticus accesorius (Santorini kanalı): Her zaman bulunmayan bir kanaldır. Kanal tüm pankreas boyunca uzanmaz sadece caput pancatis’te bulunur ve papilla duodeni minor’a açılır. Papilla duodeni minor, papilla duodeni major’dan 2 cm daha yukarıda bulunur. Ductus pancreaticus major tıkanırsa, ductus pancreaticus accesorius boşaltım görevini üzerine alır. ductus pancreaticus accesorius (Santorini kanalı)
Pancreas’ın görevleri: Pankreas hem endokrin hem de exokrin salgı yapan bir bezdir. Pankreas tarafından yapılan exokrin salgı (tripsin, amilaz ve lipaz) ductus pancreaticus vasıtasıyla duodenum’un ikinci bölümüne akıtılır. Bezin büyük kısmı dış salgı yapan bez dokusundan oluşur. Bu doku içerisinde dağınık olarak iç salgı yapan Langerhans adacıkları bulunur. Langerhans adacıklarının oluşturduğu iç salgı ise doğrudan kana karışır. Bu adacıklarda üç tip hücre bulunur. -Alfa (A) hücreleri glucagon, -beta (B) hücreleri insulin, -delta (D) hücreleri ise gastrin ve somatostatin salgılar. -A,B,D hücrelerine benzeyen ve pankreatik polipeptit salgılayan hücrelere PP hücreleri denir. -Parasimpatik (kolinerjik) etki insulin ve glucagon salınmasını artırırken -simpatik (noradrenerjik) etki insulin salınmasını inhibe eder.
Tükürük bezleri (glandulae oris: glandulae salivariae): Ağız boşluğu etrafında bulunan ve salgılarını ağız boşluğuna akıtan tükürük bezleri iki grup altında toplanır. Bunlardan birincisi küçük tükürük bezleri olup ağız boşluğu çevresinde dağınık olarak bulunurlar. Bu bezler salgılarını direkt olarak ağız boşluğuna akıtırlar ve bulundukları yerlere göre labial, bukkal, lingual ve palatin bezler olarak isimlendirilir.
İkinci grupta ise büyük tükürük bezleri yer alır. Bu bezler özel salgı kanalları vasıtasıyla salgılarını ağız boşluğuna akıtan bezler olup üç çifttir. Bunlar -glandulae parotidea, -glandulae submandibularis -glandulae sublingualis’tir.
Kulak altı tükürük bezi (glandulae parotidea): Tükürük bezlerinin en büyüğü olup 15-25 gr ağırlığındadır. Gri renkli olan bez dış kulak yolunun altında mandibula ile m. sternocleidomastoideus arasında yerleşmiştir. Genellikle bezin küçük bir parçası bezden ayrı gelişir. Bu parçaya gll. parotidea accessoria denir. glandulae parotidea gll. parotidea accessoria
Bez dıştan iyi gelişmiş bir kapsülle sarılıdır. Kapsülden ayrılan bağ dokusu septumları organı lob ve lobullere ayırır. Bezin salgısını ağız boşluğuna akıtan özel bir salgı kanalı (ductus parotideus: Stenon kanalı) vardır. Yaklaşık 5 cm uzunluğunda olan bu kanal üst 2. molar diş hizasında ağız boşluğuna açılır. ductus parotideus
Çene altı tükürük bezi (glandulae submandibularis): Ceviz büyüklüğünde, 7-12 gr ağırlığında bir bezdir. M. digastricus’un ön ve arka karnı ile mandibula arasında oluşan üçgenin (trigonum submandibulare) içerisinde bulunur. glandulae submandibularis
Bez karışık salgı (seröz ve müköz) yapar ve bu salgı 5 cm uzunluğundaki ductus submandibularis (Wharton kanalı) ile caruncula subingualis’e akıtılır. Caruncula sublingualis dilin altında frenilum linguae’nin dış tarafında bulunur. caruncula subingualis ductus submandibularis
Dil altı tükürük bezi (glandulae sublingualis): Büyük tükürük bezlerinin en küçüğüdür. Yaklaşık 3-4 gr ağırlığında olup badem şeklindedir. Ağız tabanında mukozanın altında frenilum linguae’nin yan tarafında fossa sublingualise yerleşmiştir. Submandibular bez gibi seröz ve müköz salgı yapar. glandulae sublingualis
Gl. sublingualis salgısını 10-20 arasında değişen sayıda kanallar ile ağız boşluğuna akıtır. Bu kanallardan en önde bulunanı daha büyüktür ve ductus sublingualis major (Bartholin kanalı) adını alır ve caruncula sublingualis üzerine açılır. Diğerleri küçüktür ve ductus sublingualis minores (Rivinus kanalları) denir. Bu kanallar plica sublingualis üzerine açılırlar. ductus sublingualis minores ductus sublingualis major
Tükürük: Esas olarak su, proteinler ve enzim içerir. Bir günde ortalama 1000-1500 ml tükürük salgılanır. Bunun % 25'ini parotis, % 70'ini submandibular ve % 5'ini de sublingual bezlerin salgısı oluşturur. Alınan besinlerin ıslatılıp yumuşatılmasını ve yutma işleminin kolaylaşmasını sağlar. Ayrıca tat tomurcuklarının tat duyusunu kolay almasına katkıda bulunur. İçerisindeki amilaz aktivitesiyle karbonhidratların sindiriminin ağızda başlamasını sağlar.
Tükürük ağız boşluğunun korunmasında ve dişlerin temizlenmesinde de görev alır; ağızdaki yiyecek artıklarını temizleyip bakteriler için uygun bir ortamın oluşmasına engel olurlar. İçerisindeki laktoferrin ve lizozim ile bakterilerin üremesini engeller. Tükürük bezleri kusma öncesi bol salgılama yaparak tükürüğün sahip olduğu 6.2-7.4 pH ile asitli mide sıvısını nötralize ederek ağzı korur. Parasempatik uyarıya bağlı salgılama suludur; sempatik uyarı ise organik maddelerden zengin, kıvamlı tükürük salgısının yapılmasını sağlar.
Karın (abdomen): Vücut boşluklarının en büyüğü olan karın boşluğunun üst sınırını diaphragma, alt sınırını pelvis döşemesi (diaphragma pelvis) oluşturur. İki kısma ayrılarak incelenir. diaphragma abdomen
Yukarıda kalan büyük bölüme asıl karın boşluğu (cavitas abdominale) denir ve burada mide, bağırsaklar, dalak, karaciğer, pancreas, böbrekler ve böbrek üstü bezleri bulunur.
Aşağıda kalan küçük bölüme ise pelvis boşluğu (cavitas pelvis) denir ve burada mesane ve sindirim kanalının son kısmı ile kadın veya erkeğe özgü genital organlar yer alır.
Asıl karın boşluğu ile pelvis boşluğu arasındaki sınır linea terminalis tarafından oluşturulur. Asıl karın boşluğunun duvarları kas ve zarlardan yapılı olduğu için hacmi ve şekli değişebildiği halde pelvis boşluğunun duvarları kemiklerle çevrili olduğu için hacmi ve şekli değişmez. linea terminalis
Karın ön duvarındaki topografik bölgeler: Karın içerisindeki organların iz düşümlerini ve karın içerisindeki yerleşimlerini belirleyebilmek için karın ön duvarı çeşitli bölgelere ayrılmıştır. Bu bölgelerin en basit ve kolay olanı göbekten geçen ve biri yatay ve biri dikey iki düzlem ile karın ön duvarının 4’e bölünmesidir. Ortaya çıkan 4 bölgeye sağ üst kadran, sağ alt kadran, sol üst kadran ve sol alt kadran denir. Yatay çizgi Dikey çizgi
Bir diğer yöntem ile karın ön duvarı iki yatay ve iki dikey düzlem ile 9 bölgeye ayrılır. Bu düzlemler ve bölgeler şunlardır. Planum transpyloricum: İncissura jugularis ile symphysis pubica arasındaki mesafenin tam ortasından geçen yatay düzlemdir. Planum transtuberculare: Sağ ve sol tuberculum iliacum’lardan geçen yatay düzlemdir. Planum sagittale: Claviculanın ortasını lig. inguinale’nin ortasına birleştiren dikey düzlemdir. Sağ ve sol iki tanedir. planum transpyloricum planum sagittale planum transtuberculare
Bu düzlemlerin ortaya koyduğu 9 bölgenin isimleri şunlardır. 1-Regio hypochondrica dextra 2-Regio colica (abd) dextra 3-Regio inguinalis dextra 4-Regio epigastrica 5-Regio umbilicalis 6-Regio hypogastrica 7-Regio hypochondrica sinistra 8-Regio colica (abd) sinistra 9-Regio inguinalis sinistra 1 4 7 2 5 8 3 9 6
Periton (peritoneum): Karın boşluğunun iç yüzünü ve karın içerisindeki organların dış yüzünü örten vücudun en büyük seröz zarıdır. Karın boşluğunun iç yüzünü döşeyen bölümüne peritoneum parietale, organların dış yüzünü örten bölümüne peritoneum viscerale denir. peritoneum parietale peritoneum viscerale
Peritonun bu iki bölümü arasında bulunan boşluğa cavitas peritonealis denir ve bu boşluk içerisinde kaygan bir sıvı (liquor peritonei) bulunur. Periton ile karın duvarı arasında kalan aralığa spatium extraperitoneale, burada bulunan organlara da extraperitoneal organlar denir. cavitas peritonealis
Peritoneum karın içerisindeki organların karın arka duvarına tutunmasını sağlayan bağlar oluşturur. Bu tür bağlara meso denir. Peritonun bir organdan diğerine atlarken oluşturduğu yapılara plica veya ligament denir.
Karın içerisindeki organlar peritonla ilişkisine göre üç kısma ayrılır. 1-Intraperitoneal organlar: Organın dış yüzü tamamen peritoneum ile örtülüdür. Ör. karaciğer, mide, bulbus duodeni, jejunum, ileum, caecum, colon transversum, colon sigmoideum, tuba uterina, ovarium.
2-Retroperitoneal organlar: 2-Retroperitoneal organlar: Organın sadece ön yüzü peritoneumla örtülüdür. Arka yüzü peritonsuzdur. Bu grupta yer alan organlar iki grup oluştururlar. Primer retroperitoneal organlar: Embriyonal gelişim döneminden itibaren peritonun arkasında bulunan organlar. Ör: Böbrek, mesane.
Sekonder retroperitoneal organlar: Embriyonal dönemde intraperitoneal olarak yerleşen bazı organlar daha sonra karın arka duvarına yapışırlar ve arka yüzlerindeki periton kaybolur. Bu tür organlara sekonder retroperitoneal organlar denir. Ör: colon ascendens, colon descendens, pancreas ve duodenum (bulbus duodeni hariç).
3-Extraperitoneal organlar: Peritonla hiç ilişkisi bulunmayan organlar bu gruba girer. Ör: vagina, urethra, ductus deferens.