Kamu Yönetim Düşüncesinin Batıda ve Türkiye’de Gelişimi

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ
Advertisements

Yerel Yönetim Reform Programı’na Destek Projesi
Yerel Yönetimlerde Yeniden Yapılanma Perspektifi
Kamuda İç Denetimin Gelecek Stratejisi
İNGİLTERE’ DE E-DEVLET
TOPLUMSAL YAPIYI OLUŞTURAN ÖĞELER
TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ Ders Notları Eser ÇEKER (M.Sc.)
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE YEREL KALKINMA
EĞİTİMİN TOPLUMSAL TEMELLERİ
MAHALLİ İDARELER (Yerel Yönetimler)
MAHALLİ İDARELER (Yerel Yönetimler)
EĞİTİMDE YENİ YAKLAŞIMLAR VE KÖY ENSTİTÜLERİ ÖRNEĞİNDE TÜRK MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİ VE 21. YÜZYIL BECERİLERİ.
Kamu personel rejımı Öğr. Gör. A. Çağlar ERKAN.
REHBERLİK.
15 Ekim 2012 Afyonkarahisar ENGELLİLERİN HAKLARINA İLİŞKİN SÖZLEŞMENİN UYGULANMASININ TEŞVİK EDİLMESİ VE İZLENMESİNE İLİŞKİN ULUSLARARASI VE ULUSAL MEKANİZMALAR.
HAVZA ÖLÇEĞİNDE STRATEJİK PLANLAMA VE KALKINMA ‘Kelkit Havzası Örneği’
GELECEK ODTÜ’DEN BAŞLAR Haziran
Hazırlayanlar: Mustafa Safa Horpan Özlem Çetin Sibel Temizel
EĞİTİM SÜRECİ Yönetim ve Denetim PDR ve diğer öğrenci kişilik hizmetleri Akademik:Öğretim ve araştırma.
EĞİTİMİN TOPLUMSAL TEMELLERİ
NASIL BİR ODTÜ ? 7 Mayıs NASIL BİR ODTÜ ?  Öncü ve farklılık yaratan bir ODTÜ  Demokratik ve laik cumhuriyetin değerlerini koruyan ve savunan.
BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI
BİLGİ BAZLI YENİLİKÇİ GELİŞME STRATEJİSİ BAĞLAMINDA TÜRKİYE’NİN KURUMSAL DÖNÜŞÜM İHTİYACI Prof. Dr. Hüsnü ERKAN DEÜ İİBF İktisat Bölümü Yrd. Doç. Dr. Canan.
YEREL YÖNETİMLER VE DEMOKRASİ
Geçmişten günümüze pek çok tanım ile açıklanan bilgi politikası bilginin üretilmesine, yönetilmesine, işaretlenmesine ve kullanılmasına öncülük eden; birbiri.
Küreselleşme ile Ulus Devlet Ölüyor mu?
ÜNİVERSİTE REFORMLARI
GIDA MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ
İDARE HUKUKU BİRİNCİ BÖLÜM Öğr. Gör. A. Çağlar ERKAN.
“KAMU PERSONELİ” Kimdir?
KENTSEL SİYASET-5. KENTSEL SİYASET-5 Kentsel Siyaset-5 Doç.Dr. Ahmet MUTLU.
DAVRANIŞ BİLİMLERİNİ OLUŞTURAN BİLİM DALLARI
Bölümün Amacı Bu bölüm, yöneticilerin uluslararası çevre için örgütleri nasıl tasarladığını keşfediyor. Bölüme, öncelikle, küresel büyümeyi harekete.
Türk Eğitim Sisteminin Yapısı ve Yönetimi
Türk Kamu Personel Rejiminin Özellikleri ve İstihdam Biçimleri
Kamuda İnsan Kaynakları Yönetimine Giriş
Kamuda İnsan Kaynakları Yönetimine Egemen Olan İlkeler: 2
BÜTÇE NEDİR 1. Bütçe: Bütçe, gelecekteki belirli bir dönemde gerçekleşmesi öngörülen gelir ve giderlerin karşılıklı tahminlerini içeren cetveldir.
KIRSAL KALKINMA ve ÖRNEK PROJELER
MESLEKİ YETERLİLİK MEB ÖZEL EĞİTİM REHBERLİK VE DANIŞMA HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ.
KURULUŞ VE YAPISI Türkiye 1999 Helsinki Zirvesi’nde Avrupa Birliği’ne adaylık sürecinin başlaması ile topluluk programlarından yararlanmaya başlamıştır.
İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE EĞİTİMİN GENEL ÖZELLİKLERİ
Kamu Yönetiminin Yapısal Görünümü ve Sorunları. Organizasyon Sorunları Sistem coğrafi ve örgütsel olarak merkeziyetçi bir yapıya sahiptir. Bunu aşmak.
Kamu Yönetiminin Denetim Sorunları. Kamu yönetimi sisteminin; planlanan çıktıların üretilebilmesi, hukuk devleti ilkesinin uygulanması, yönetsel yozlaşmanın.
Öğretmenlik Mesleğine Giriş
ZEYNEP TANRIKULU 5-A İL YÖNETİMİ YAŞADIĞIMIZ YERİN YÖNETİMİ: Ülkemiz, devletin kamu hizmetlerini her yere daha rahat götürebilmesi, toplumun ihtiyaçlarını.
Türkiye Sağlık Reformları Tarihi
FAKÜLTEMİZ HAKKINDA Fakültemiz tarihinde kabul edilen ve tarihinde Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı.
Sağlık ve Kültür Doç. Dr. Melike KAPLAN.
SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMÜ TEMMUZ 2017
YONT221 KAMU YÖNETİMİ DÜŞÜNCESİNİ GELİŞİMİ VE DEVLETİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ YÖNETİŞİM.
“KAMU PERSONELİ” Kimdir?
Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü
VETERİNER HEKİMLİĞİ TARİHİ
Kırsal sosyoloji ve çalışma alanları-görevleri Prof. Dr
REFAH DEVLETİ.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ SOSYAL HİZMET BÖLÜMÜ
SHB-425 Sosyal Politika ve Planlama
YAYGIN EĞİTİM.
Hukukun TEMEL kavamları
Karşılaştırmalı Eğitim
Kamu Personel Yönetimi Nedir?
HUKUKUN KAYNAKLARI Hukukun kaynakları, asıl kaynaklar ve yardımcı kaynaklar olarak ikiye ayrılır. Asıl kaynaklar: Yazılı ve yazısız kaynaklar Yardımcı.
KALKINMA EKONOMİSİNİN DOĞUŞU- BUGÜNÜ- GELECEĞİ
TÜRK MİLLÎ EĞİTİM SİSTEMİNİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
İŞLETME YÖNETİMİNİN TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ AYAŞ MESLEK YÜKSEKOKULU
1982 TARİHLİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI’NDA İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ Prof. Dr. Yasemin KARAMAN KEPENEKCİ Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Sunum transkripti:

Kamu Yönetim Düşüncesinin Batıda ve Türkiye’de Gelişimi ÖĞR. GÖR. A. ÇAĞLAR ERKAN

KAMU YÖNETİMİ KAVRAMI NEYDİ? Kamu yönetimi, devletin kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yerine getiren yönetim dalıdır. Kamu yönetimi, devlet aygıtının yasama ve yargı dışında kalan kısmıdır, matematiksel bir ifade ile devlet eksi yasama ve yargıdır. Kamu yönetiminin genel amacı kamuya yararlı olmaktır. Kamunun ihtiyaçlarını gidermek için, topluma ve onu oluşturan bireylere hizmet götürmeye çalışır.

Kamu Yönetiminin hizmetleri Kamu yönetiminin, yapması gereken hizmetleri yerine getirebilmesi için kendisine bazı yetkiler tanınır. Bu yetkilerin kötüye kullanılmaması için, kamu yönetiminin hukuk kurallarının sınırları içinde kalması, objektif, tutarlı ve güvenilir olması gerekir. Kamu yönetiminin hukuka aykırı davranışlarına karsı bireyin korunabilmesi için, kamu yönetiminin yargı denetimine tabi tutulması lazımdır. Kamu yönetiminin görevleri, hukuka uygun olarak ve bir isteğe bağlı kalmaksızın sürekli olarak yürütülür.

Kamu Hizmetleri Kamu yönetimin amacı, kamu hizmetlerinin etkili ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamaktır. O halde, kamu hizmeti, kamu yönetiminin varoluş sebebi ve temel kavramlarından biridir. Devletin ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının yürütmekle yükümlü oldukları hizmetler, kamu hizmetidir. Kamu hizmeti, bir kamu kurumunun kendisi tarafından doğrudan yürütülebileceği gibi, onun yakın gözetimi altında özel girişim eliyle de yürütülebilir.

Kamu yönetiminin Sürekliliği Kamu yönetiminin sürekliliği asıldır ve kamu yönetiminin belli baslı görevi hükûmetin günlük islerini yürütmektir. Yasama, yargı ve yürütmenin bir kısmı (hükûmet), bir sure çalışmasa ve faaliyetlerini durdursa bile, yönetim islediği surece devlet ve toplum düzeni devam eder. Fakat yönetim durursa, o zaman toplum düzeni sarsılır ve anarşi olur. Bu nedenle kamu yönetimi, ülkenin her yanına yayılan ve kişilerin hemen her an ilişki içinde bulundukları sürekli görev yapan kuruluşlardır. Bir kamu yönetimi sisteminde kuruluşlar merkezi ve yerel yönetim olarak düzenlenir.

Merkezi hizmetler bakanlıklarca, yerel hizmetler ise yerel yönetimlerce yürütülür. Ancak uygulamada kamu hizmeti kavramının merkezi ve yerel kamu hizmetleri olarak ayrılması güçlük yaratmaktadır. Bu tür durumlarda devletçe ulusal düzeyde yürütülmekte olan birçok hizmet, bakanlık yapıları içinde görülmeyen özel statülü kuruluşlar tarafından gerçekleştirilir. Bu tür kuruluşlar hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşları olarak adlandırılır.

Devlet Nedir? Devlet, üzerine pek çok farklı görüş belirtilmiş olsa da en genelde toplumun ortak ihtiyaçlarının karşılanması için oluşmuş bir örgüttür. İlkel toplumlardan, günümüz toplumlarına kadar gelişen insan nüfusu, aralarında işbölümü, işbirliği ve dayanışma yolu ile devlet denilen örgütlenmeyi gerçekleştirmiştir. Önceleri, aile, sülale, kabile, koy, kasaba, şehir toplumlarının örgütlenerek giderdiği ortak ihtiyaçlar, günümüzde büyümüş toplumların, şehirlerden oluşan karmaşık yapılarını yönetmek için oluşturulmuş Devlet denilen büyük örgütler tarafından karşılanmaktadır.

DİSİPLİNİNİN TÜRKİYE’DEKİ GELİŞİMİ Kamu yönetimi disiplininin Türkiye’de bir öğretim dalı olarak ortaya çıkışı, II. Dünya Savaşı sonrasına denk düşmektedir. Disiplinin Türkiye’de gelişmeye başlaması, Türkiye’nin kendi koşullarının ürünü olmamış, tersine kamu yönetimi disiplininin kuruluşu büyük bir dünya programının sonucu olarak gerçekleşmiştir

Pek çok azgelişmiş ülkede aşağı yukarı aynı dönemde uygulanmaya başlayan bu program “idari reform yardımı” adı altında Birleşmiş Milletler ve Amerikan Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Uluslararası Kalkınma Ajansı (AID) tarafından geliştirilmiştir. Bir seferberlik halinde azgelişmiş ülkelerde ve dolayısıyla Türkiye’de kamu yönetimi reform çalışmalarını yürütecek ve eğitim verecek ABD örneğine uygun örgütler oluşturulmuştur

ABD’den gelen uzmanların önderliğinde kurulan kürsü ve enstitüler, kuruldukları ülkelerde kamu yönetimi disiplininin oluşumu sırasında Anglo- Amerikan modeline uygun olarak örgütlenmesini sağlamışlardır. Bu ülkelerde yeni bir kamu yönetimi bilimi ve geleneği inşa edilirken, o ülkelerin bu alanda sahip olduğu bilgi birikimi ve ait olduğu gelenek yok sayılmış, tarihsel bilinç ve birikimle olan bağ birdenbire kesilip bir daha hiç dikkate alınmamak üzere bir kenara atılmıştır. Türkiye’de bu durum Kıta Avrupası kamu yönetimi yaklaşımına dayanan Umumi Amme Hukuku kürsülerinin ve bu alana ait birikimin unutulması biçiminde yaşanmıştır

Sonraki Gelişim Türkiye’de kamu yönetimi disiplininin sonraki gelişimi, genel anlamda Amerikan yönetim bilimi ekolünün etkisi altında sürmüştür. Bu dönemde daha çok Osmanlı’dan devralınan idari yapının reformdan geçirilmesi konusuna yönelen yönetim araştırmaları, ABD kaynaklı Taylorcu yaklaşımın etkisiyle ortaya çıkmıştır. Böylece, örgütlenme, mevzuat, ücret rejimi, yönetimin rasyonelleştirilmesi konuları öncelik kazanmıştır. “İdari reform” adı altında yapılan bu araştırma ve incelemeler, 1950’lerden 1960’lara kadar sürmekle birlikte, Batı merkezli bakış açılarının etkisi altında kaldığı ve yerel ihtiyaçları dikkate almak yerine aktarmacılığı benimsediği eleştirisi ile karşılaşmıştır.

Ayrıca, bu çalışmaların daha çok örgütleri temel aldığı, üstelik örgütleri sistemin bir parçası olarak değil bağımsız birimler olarak ele aldığı ve insan öğesini ihmal ettiği yönünde eleştiriler de yapılmaktadır. Ancak, bu dönemde Amerika’da büyük ilgi ile karşılanan “karşılaştırmalı kamu yönetimi” ve “kalkınma yönetimi” yaklaşımları Türkiye’de pek yankı uyandırmamıştır. Bu iki yaklaşımın Türkiye’de ilgi görmesi 1970’li yıllarda gerçekleşecektir.

1960’lar… 1960’larda Türkiye’de yönetim anlayışı, planlama ve kalkınma kavramları ile birlikte ele alınmaya başlamıştır. Özellikle 1965 sonrasında yerli araştırmacıların kamu yönetimi alanında eserler vermeye başladıkları görülmektedir.

1970’ler…. 1970’lerde ise, ampirik çalışmalara dayalı ve yönetimin davranış boyutunu ön plana alan yaklaşımın etkisinde yapılan çalışmalar yaygınlaşmıştır. Ancak yapılan çalışmaların henüz emekleme döneminde olmalarının yanında hala Batı merkezli bakış açısıyla yapıldıkları dikkat çekmektedir. Bu durum 1980’li yıllarda da devam etmektedir.

1980’ler 1980’lerin başında Kamu Yönetiminin Türkiye’deki gelişimi üzerine bir araştırma yapan Heper ve Berkman, Türkiye’ye özgü ve yerel yönetsel araştırmaların niteliksel yetersizliklerinin altını çizmişlerdir.

1980 Sonrası Türkiye’de kamu yönetiminin 1980 sonrası gelişimi de, yine Batı dünyasının etkisi altında kalan bir çizgide ilerlemektedir. Bilindiği üzere, refah devletinin krizi ve neo-liberalizmin egemenliğini kurması süreci, azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler açısından yapısal uyarlama programlarını gündeme getirmiştir. Özellikle Dünya Bankası tarafından yönlendirilen yapısal uyum programları, azgelişmiş ülkelerde gerek kamu ekonomisinin ve kamu yönetiminin, gerekse kamu yönetimi disiplininin izleyeceği rotayı çizme işlevini kazanmıştır.

Bu durum 1980 sonrasında kamu yönetimi disiplinini önemli bir paradigma değişimi yaşamasına yol açmıştır. Değişim kısmi bir reform değil, devletin ve yönetimin yapısını ve faaliyet alanlarını hedef alan radikal bir yapılanma sürecidir.

Gelişimi Ayrıntılarla inceleyelim Kamu yönetimi disiplininin Türkiye’deki tarihi gelişimine geçmeden önce şunu ifade etmek gerekir ki; Türkiye’de kamu yönetimi disiplini, bir taraftan Batı’da bu alanda gelişen yeni eğilimlerle, diğer taraftan ise Türkiye’deki TODAİE, SBF ve İçişleri Bakanlığı gibi kurumlarda çeşitli kademelerde görev almış ve bugün bazıları hayatta olmayan sınırlı sayıda akademisyen ve bilim insanının ağırlıklı olarak çeviriye dayanan çalışmaları ve etkileri ile şekillenmiştir.

Kamu yönetimi disiplinine ilişkin ilk nüvelerin oluşturulmaya çalışıldığı yıllar olarak nitelendirdiğimiz Tanzimat döneminden 1950’li yıllara kadarki döneme bakıldığında, özellikle Kıta Avrupası’ndaki anlayışa paralel olarak ve idare hukukunun etkisiyle, ağırlıklı olarak kamu yönetiminin yapısal-hukuki yönü ile ilgilenildiği görülür. Hatta bu dönemde kamu yönetimi, idare hukukunun bir alt dalı gibi algılanmış ve bundan dolayı da idare hukukçularının tekelinde kalmıştır

Şöyle ki, Siyasal Bilgiler Okulunda “Türk İdare Teşkilatı Tarihi”, “Mahalli İdareler” ve “Şehircilik” gibi yeni derslere yer verilmesine rağmen hukuk derslerinin ağırlığı devam etmiştir. İdare Hukukunun Türkiye’deki kamu yönetimi araştırma ve öğretimindeki etkinliği giderek azalmakla birlikte günümüze kadar sürmüştür. Bunda, bir taraftan Osmanlı İmparatorluğunun son ve Cumhuriyetin ilk dönemlerinde hukuki yanı ağar basan Fransız yönetim sisteminin örnek alınması, öbür taraftan ise hukuk sisteminin Türkiye’de daha köklü olması etkili olmuştur

II. Dünya savaşından sonraki yıllarda, Kamu Yönetiminin çağdaş anlamda bilimsel bir disiplin ve öğretim dalı olduğu görülmektedir. Bu, Türkiye’nin kendi iç dinamikleri sonucu oluşmuş bir durum değildi. Tersine, kamu yönetimi disiplininin kuruluşu büyük bir dünya programının parçası olarak gerçekleştirilmiştir. Çünkü bu dönemde Kamu yönetimi disiplini, adeta bir “dünya disiplini” haline gelmişti. Gelişmekte olan ülkelerin sosyo-ekonomik kalkınması için yapılacak dış yardımın iyi bir şekilde yönetilebilmesi amacıyla ihtiyaç duyulan çağdaş bir yönetim sisteminin kurulabilmesi için “idari reform yardımı” formülü ile bütün dünyada bir program uygulamaya konmuştu

Bu doğrultuda bu dönemde, dünyanın da ilk kamu yönetimi enstitüleri arasında yer alan TODAİE’nin kurulması Türkiye’de kamu yönetimi alanında atılan en önemli adımlardan birisini oluşturmaktadır. TODAİE’nin kurulması aşamasında Ankara’ya gelen ve aralarında Gunnar Heckscher’in bulunduğu BM uzmanlarının sunduğu raporda, Türkiye’deki Kamu Yönetimi disiplinine egemen olan hukuki yaklaşımın yumuşatılmasının ve siyaset bilimi yaklaşımı gibi diğer sosyal bilimlerden yararlanılmasının Türkiye’deki akademik yaşama ve Kamu Yönetiminin gelişmesine fayda sağlayacağı ifade edilmiştir.

Bu doğrultuda, TODAİE, Türkiye’de kamu yönetimi alanında Anglo- Amerikan yönetim anlayışının tanınmasına ve de zamanla daha fazla benimsenmesine imkan sağlamıştır. Enstitüde takip edilen ve kamu görevlilerini kamu yönetimi alanında yetiştirmeyi amaçlayan ders programlarında, yönetimin hukuki yönüne ağırlık veren Kıta Avrupası yaklaşımını yansıtan konuların yanı sıra yönetimin sosyo- psikolojik yönlerini de ele alan konulara yer verilmesi ile birlikte kamu yönetimi çağdaş bir içerik ve düzey kazanma yoluna girmiştir.

TODAİE’ye ilaveten Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde de Kamu Yönetimi disiplini ile doğrudan ilgili dersler verilmeye başlanmıştır. Bu derslere örnek olarak, Yönetim bilimi, örgüt ve yönetim, mahalli idareler vb. dersleri gösterilebilir. Anglo-Amerikan kamu yönetimi anlayışının etkisinin görüldüğü bir diğer öğretim kurumu, ODTÜ’dür. Derslerin ağırlıklı olarak Türk akademisyenler tarafından verildiği kurum, Kamu yönetimi öğretimini hukuktan ayrı bağımsız bir alan olarak üniversite düzeyinde yapan ilk kuruluştur. Bölümün programına bakıldığında hukuk derslerinin benzer öğretim kurumlarına oranla çok sınırlı olduğu gözlemlenmektedir.

Tabloda Görüldüğü üzere Kamı yönetimi yaklaşımında iki farklı paradigmanın olduğu görülmektedir. Türkiye’deki kamu yönetimi uygulamalarının klasik görüşten, yeni anlayışlara doğru evrildiği söylenebilir. Ancak öncelikle Türkiye’deki geleneksel kamu yönetimi yapısına kısaca değinmek gerekmektedir.

Özetle Türkiye’de Bürokrasi modeline göre örgütlenmiştir, Biçimsellik ve aşırı kuralcılığın yönetimde etkinliği sağlayacağı düşünülmüştür, Yönetim, kamusal malların üretiminde ve dağıtımında bürokrasi söz sahibi olmuştur. Böylece devlet büyümüş, hantallaşmış, vatandaşlara hizmet yerine kural ve normları, amaçlara bakılmaksızın katı bir biçimde uygulanması durumu vücut bulmuştur. Siyasiler kamu alanında yapılacakları belirlemekte, kamu yöneticileri ise uygulamaktadır. Kamu sektöründe çalışanlar hayat boyu istihdam edilmektedir. Bu da pek çok sorunun temelinde yer alan kamu yönetimi anlayışına neden olmuştur ve olmaktadır.