“Altın çağın” tanımı
Yaşlanmak, ihtiyarlamaktan farklıdır.
À la retraite, certains deviennent simplement "âgés ". İş yaşamından ayrılan, “emekli” olan insanlar enerjilerini ve yaşam sevinçlerini korudukları sürece sadece ‘yaşlı’dırlar; diğerleri ‘ihtiyar’.
Yaşlı, üretime, spor yapmaya, keşiflere, öğrenmeye, araştırmaya, seyahate …devam eder; ihtiyar ise sadece istirahat eder.
Yaşlının seveni ve verecek sevgisi vardır… İhtiyar ise, kıskançlıkları ve kinleri biriktirir.
Yaşlı gelecekle ilgili planlar yapar; ihtiyar geçmişi düşünür.
Yaşlının ajandası hep yarınların planlarıyla doludur. İhtiyarın takviminde ise sadece “dünler”…
Yaşlı, gelecekte ki günleri hayal eder ihtiyar ise, kalan çok az zamanı için üzünür durur.
Yaşlı, uyurken güzel düşler görür. ihtiyar ise karabasanlar.
ihtiyarlamak için bir özel bir çabaya gerek yoktur.
Yaşlanmak engellenemez, ama ihtiyarla-ma-mak elimizdedir.
çünkü, verecek çok sevgimiz, gerçekleştirilecek çok projemiz…
… ve yapılacak o kadar çok işimiz vardır ki, ihtiyarlamaya zaman kalmaz.
“Zamanı olmadığını” söyleyenler, aslında boş yere ne kadar çok zaman kaybettiklerinin farkında olmayanlardır. Dün geçti, bugünün işini yarına bırakmayın; Çünkü yarın ne olacağını bilemeyiz..
Evrende canlı-cansız her şeyin bir ömrü var, başlangıcı olan her şeyin bir sonu var. O halde “Ölüm”ü düşünmeden “Yaşam”aya bakın.
Zaman bir ırmak gibi akar gider; aynı suya iki defa dokunamazsınız, Öyleyse “Yaşamın her anı”nı değerlendiriniz; böylece daha çok yaşamış olacaksınız.
sağlıklı, mutlu nice Yıllar temennisiyle…æ