SOSYAL BİLİMLERDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ
KURAM Sistemli bir biçimde düzenlenmiş bir çok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünüdür. Kuram kavramlaştırmaya yönelik olarak, değişkenler arasındaki ilişkiyi basit ve anlaşılır bir biçimde ifade etmek amacıyla birleştirilmiş tanımlar, örgütlendirilmiş gözlemler, koşullar ve ilkeler bütünüdür.
Her kuram NEDEN ve NASIL sorularına yanıt vermeye çalışır. İleri sürülen kuram, bir toplumsal olguyu açıklamamızı sağlar. Bu açıklamaya dayanarak gelecek için kestirim ve plan yaparız. Kuram, araştırılan konuyu çeşitli kavramlar arasında ilişki kurarak, çoğu zaman başka olgularla ili şekillendirerek açıklamaya çalışır.
KURAMIN ÖZELLİKLERİ Oluşturulan hipotezler deney ve gözlemlerle test edilir, defalarca denemeden sonra doğrulanırsa kurama ulaşılır. Yani bilimsel araştırma sürecinde doğrulanan her hipotez kuram özelliği kazanır. Kuramlar, deney ve gözlemle doğrulanmış olan, deneyin verilerinden yola çıkılarak daha geniş bir alanı kapsayacak biçimde genellenmiş olan ve belli bir dönemde bilim insanlarının çoğu tarafından kabul gören genellenmiş açıklamalardır.
Her kuram, alışılmışın dışında yeni bir görüş ve yeni bir yorumdur Her kuram, alışılmışın dışında yeni bir görüş ve yeni bir yorumdur. Başlangıçta çoğunlukla tepkiyle karşılanırlar. Örneğin, Darwin’in “Evrim Kuramı” ve S. Freud’un “Psikanaliz Kuramı” gibi. Her kuram, belli bir alana ilişkin genel açıklamadır. Birikmiş bilgilere dayanılarak ve bilimsel yöntem kullanılarak elde edilmiş bilgilerdir. Kuram doğal ve toplumsal gerçekliğin bir alanına ilişkin genelleştirilmiş açıklamalardır.
Ele aldığı alanda olguların açıklanmasını sağladığı gibi gelecekte olacaklar hakkında da ön deyide bulunma olanağı sağlar. Bilimdeki gelişmelere bağlı olarak kuramlar değişebilirler. Bunun için hiçbir kurama kesin gözüyle bakılamaz.
BİLİMSEL KURAMIN ÖZELLİKLERİ Kuram, bir takım ilkelerden, kurallardan yola çıkarak gerçekliği açıklamaya çalışan kavram çerçeveleridir. Darwin’in evrim kuramı gibi. Kuram, belli olgu türleriyle ilgili genellemeleri mantıksal bir düzene sokar.
Bilimsel kuramlar mantıksal bir sistemdir Bilimsel kuramlar mantıksal bir sistemdir. Kendi içinde bir iç tutarlılığı vardır. Bilimsel kuram felsefi bir dünya görüşünden farklıdır; çünkü kuram, belli bir olgu türüyle sınırlıdır. Ayrıca felsefi görüşün doğruluğu ya da yanlışlığından söz edilemezken, kuramın doğruluğundan ya da yanlışlığından söz edilebilir. Kuramlar mutlak anlamda kesinleşmiş değildir. Zaman içinde değişiklikler içerebilirler.
BAŞLICA KURAM ÖRNEKLERİ Astronomi: Büyük Patlama Biyoloji: Hücre kuramı — Evrim kuramı — Hastalık yapıcı mikrop teorisi Kimya: Atom kuramı — Kinetik teori İklim bilimi: Küresel ısınma Eğitim: İnşaacı kuram — Eleştirel pedagoji kuramı — Eğitim kuramı — Multiple intelligence theory — İlerlemeci eğitim kuramı
KURAM ÇEŞİTLERİ 1)KAVRAMLAR 2)VARSAYIMLAR 3)SINIFLAMALAR 4)İLİŞKİLER, BAĞLANTILAR
1) KAVRAMLAR Kavramlar 2’ye ayrılır. A: Somut Kavramlar: Cadde, yapı, kavşak vs. B: Soyut Kavramlar: Gelişme, Kültür, Modernizasyonlar
2) VARSAYIMLAR Kanıtlanmadan, geçici ya da kalıcı olarak benimsenen önerme; deneyle henüz yeter derecede doğrulanmamış ama doğrulanacağı umulan kuramsal düşünce. Örnek: Serbest piyasa ekonomisine ilişkin bazı kuramların varsayımları: Sonsuz sayıda satıcı ve alıcı var. Herkesin piyasa hakkında eksiksiz bilgisi var.
3) SINIFLAMALAR İDEAL TİP TİPOLOJİ (hipotetik; farazi; varsayımsal) TİPOLOJİ = TAKSONOMİ
4) İLİŞKİLER, BAĞLANTILAR KURAMLAR, kavramlar arasındaki ilişkileri, bağlantıları saptar. ÖNERMLER: Bir ya da birden çok değişkene ilişkin bir açıklamadır. • Tek değişkenli • İki değişkenli • Çok değişkenli olabilir.
HİPOTEZ (VARSAYIM) Varsayım veya hipotez, bilimsel yöntemde olaylar arasında ilişkiler kurmak ve olayları bir nedene bağlamak üzere tasarlanan ve geçerli sayılan bir önermedir. Bilimsel bir ifadenin hipotez kabul edilebilmesi için sınanabilmesi gerekir. Deney ve testler sonucunda "sürekli olarak" varsayılan sonucu veren hipotezler "teori (kuram)" statüsünü alırlar.
Bilimsel bir hipotez farklı kişilerce ve bilimsel yöntemlerle sınanabilmelidir. Hipotezler genellikle geçmiş gözlemlere veya bilimsel teorilerden yapılan çıkarsamalara dayanır. İstatistiki Hipotez; tarafsızlık hipotezi, farksızlık hipotezi, sıfır hipotezi: Bu kavrama göre varsayılan değişkenler arasında farklılık yoktur. Bu tür hipotez bilimsel araştırmalarda yan tutmamanın gereğidir.
Araştırma Hipotezi; farklılık hipotezi, alternatif hipotez: Araştırmada daha önceki bilgilerin veya gözlemlerin doğruluğunu saptamak üzere oluşturulan, değişkenler arasında önemli ilişki olduğunu varsayan ifadelerdir. Hipotezler bilimsel yöntemlerle sınanıp geçerliliği değerlendirilir. Hipotez birçok alanda kullanılır. Örneğin; Bir problem çözülmemişse, problemin sonlarında o problem doğruluğa ulaşmamışsa ya da gerçeklere dayalı gözlemlerin kurulmasında hipotez kullanılır.
HİPOTEZİN BAŞLICA ÖZELLİKLERİ Eldeki bütün verilere uygun olmalı ve onları açıklamalıdır. Yeni gerçeklerin tahminine olanak sağlamalıdır. Probleme çözüm önermelidir. Deney ve gözlemlere açık olmalıdır. Yeni deney ve gözlemlerle denenebilir olmalıdır.
HİPOTEZİN BAŞLICA 3 SONUCU VARDIR. Doğrudan kanıtlanıp doğrudan geçerli haline gelebilir bir hipotez gözlem ve deneylerle doğrulanırsa teori değil gerçektir. Yeni gerçeklerle desteklenerek teori veya kanun haline gelebilir. Çürütülüp terkedilir.
HİPOTEZ ÖRNEKLERİ Hipotez için önce problem gerekir. Bu örneğimizde önce yanlış bir hipotez örneği daha sonra da doğru bir hipotez örneği vereceğiz. Örnek : Bir bitkim var. A bitkisi. Bulunduğu ortamda %5 miktarda argon gazı var, ışık görmüyor, nemli ortamda. Bir bitkim daha var. B bitkisi. O da %1 miktarda argon gazı bulunan bir ortamda, ışık görüyor, nemli bir ortamda. A bitkisi ölüyor. B bitkisi yaşıyor. Ama ben A bitkisinin ölmemesini istiyorum. Problem şu: Neden B bitkisi yaşarken A bitkisi ölüyor?
Yanlış Hipotez: A bitkisi ortamdaki argon gazı fazlalığı yüzünden ölmüştür. Hipotezin doğrululuğunu kontrol edeyim: Gözlemli Deney elimde bir sürü aletle ölçümler yaptım 2 tane ortam hazırladım bu 2 ortamın 1 şeyi hariç her şeyi aynı: aynı nem, aynı sıcaklık, aynı gübre, her ikisi de aydınlık. Sadece farklı olan; 1. ortamda %1 argon gazı. 2. ortamda %5 argon gazı. Gözlemliyorum. Argon gazı miktarının farklı olmasına rağmen her iki bitki de yaşıyor.
A bitkisi ışık alamadığından ölmüştür A bitkisi ışık alamadığından ölmüştür. Yine gözlemli deney; Yine 1 şey hariç her şeyi aynı olan 2 düzenek aynı sıcaklık, nem, gübre, gaz çeşidi/miktarı… ama bu sefer farklı olan şey şu; biri karanlıkta biri aydınlıkta sonuç: karanlıktaki öldü (Allah taksiratını affetsin.) aydınlıktaki yaşıyor (sonraki deneye o da ölür deneklerin kaderi bu ). Ha A bitkisi karanlıkta olduğundan ölüyormuş. Bir de A adında bitkim olursa karanlığa koymayacağım.
DEĞİŞKEN En az iki değer alabilen ve durumdan duruma değişebilen nitelik ve özelliklerdir. Uzunluk, boy, ağırlık, yetenek, başarı… bunların hepsi bir değişken olabildiği gibi aynı nitelik farklı değişken özelliği de gösterebilmektedir.
DEĞİŞKEN TÜRLERİ 1) Nicel Değişken 2) Nitel Değişken 3) Sürekli Değişken 4) Süreksiz Değişken 5) Bağımlı Değişken 6) Bağımsız Değişken
1) Nicel Değişken: Sayılarla ifade edilebilen değerlerdir 1) Nicel Değişken: Sayılarla ifade edilebilen değerlerdir. Burada anlam sayılarda gizlidir. İshak testten 95 puan aldı. Buradaki ”95 puan” niceldir. 2) Nitel Değişken: İfadenin betimlenme durumudur. Sayılar kullanılabilir ancak buradaki sayıların ifadeyi ölçme anlamında sayısal bir değeri yoktur. Sadece betimleme olarak bakmalıyız. Yukarıdaki verdiğimiz örneğe bakarak, ”İshak başarılı bir öğrencidir” diyebiliriz ve burada değişkenimiz ”başarı” olacaktır.
3) Sürekli Değişken: İki birim arasında sonsuz bölünebilme şansı varsa bu ifade süreklidir. Metre, kilogram, yaş bunlara örnektir. Örneğin; 3 ile 4 yaş arasında ay, hafta , gün ya da saat özelliğine varana kadar araya birçok değişik ifade girebilmektedir. Ayrıca sayılarla ifade edildiği için aynı zamanda niceldir. 4) Süreksiz Değişken: İki birim arasında bölünme şansı yoksa süreksizdir. Cinsiyet, tam sayılar bunlara örnek teşkil eder. Bu ifadeler genelde nitel ifade olarak da karşımıza çıkar.
5) Bağımlı Değişken: Başka bir değişkene bağlı olarak değişen değişkenlere bağımlı değişken denir. 6) Bağımsız Değişken: Başka bir değişkene bağlı olmadan artan ya da azalan değişenler bağımsız olarak ifade edilmektedir.
GEÇERLİLİK Ölçülmek istenen özelliğin amaca uygun olarak ölçülme derecesi” olarak tanımlanmıştır. Bir ölçeğin ölçmeyi amaçladığını ölçüp ölçmediğini ve genellenebilirliğini gösterir. Ölçülmesi düşünülen olgunun doğru olarak ölçüldüğünü belirtir. Ölçümün geçerli oluşu, ölçme aracının ölçmeyi planladığı özellikleri gerçekten ölçüyor olması anlamına gelir.
Geçerlilik için bir test, deney ya da ölçek, tekrarlayan ölçümlerde aynı sonucu vermelidir. Geçerlilik, araştırmanın genel doğruluğunu zedeleyecek hataların bulunmaması durumudur. Bir ölçümün geçerli olabilmesi için ölçülmek istenilen özellik başka bir özellikle karıştırılmadan ölçülmüş olmalıdır.
Ancak ölçeğin geçerli olabilmesinin ilk koşulu güvenilir olmasıdır Ancak ölçeğin geçerli olabilmesinin ilk koşulu güvenilir olmasıdır. Geçerli bir test aynı zamanda güvenilirdir ama güvenilirliği yüksek bir test geçerli olmayabilir. Geçerlilik: içerik, yüzey, ölçüt ve yapı geçerliliği olarak dört şekilde değerlendirilir.
1)Yüzey Geçerliliği: Bir ölçeğin araştırılan yapıyı ölçüp ölçmediğine ilişkin olarak araştırmacının kendisinin ve konuda uzman olan olmayan bireylerin görüşlerinin alınmasıyla belirlenir. Mantıksal geçerlilik de denilmektedir. İstatistik bir değerlendirme yapılamaz.
2-İçerik Geçerliliği: Ölçek maddelerinin kavramsal ana kütleyi temsil etme derecesidir. Örneklem geçerliliği de denilmektedir. Beş aşaması vardır; test evreninin tanımlanması kavramsal yapıya ait boyutların ortaya çıkarılması ölçek maddelerinin oluşturulması hakem görüşünün alınması matematiksel analizlerin yapılması İçerik geçerliliği ölçülmek istenilen kavramsal yapının temel boyutları ve ölçüm alanının kapsanması yönünden önemlidir. Ancak kavramsal alanın sınırlarını net ve kesin bir şekilde belirlemez.
3- Ölçüt geçerliliği: Geliştirilen ölçekle elde edilen sonuçların standart ölçüm puanlarıyla karşılaştırılmasıdır. Ölçüt geçerliliği geliştirilen ölçek sonuçlarının değerlendirilmesi amacıyla değil, ileriye yönelik tahmin yapma amacıyla kullanılır. Ölçüt geçerliliğinde geliştirilen ölçek veya test sonuçlarıyla karşılaştırma yapmak için daha önce geçerlilik ve güvenilirlik analizi yapılmış standart bir ölçek ya da birden fazla ölçüt temel alınır.
4- Yapısal geçerlilik: Somut bir ölçüm yerine, belirli bir davranış alanına ve kavramsal yapıya ilişkin inceleme yapıldığı zaman uygulanır. Değişkenlerin bir faktör üzerindeki faktör ağırlıkları yüksekse bu değişkenlerin yapısal geçerliliğe sahip oldukları söylenir. Ancak bu yeterli değildir, faktör sayısının ve faktörler arasındaki ilişkilerinde kuramla uyumlu olması gerekir.
GÜVENİLİRLİK Güvenilirlik, ölçümün tutarlı olmasının ölçütüdür. Ölçüm sonuçları farklı yerlerde uygulandığında benzer sonucu vermelidir. Yani bağımsız ölçümlerde benzer kararlı sonuç alınmalıdır. Güvenilirlik, bir ölçeğin ölçmek istediği özelliği ne ölçüde doğru ölçtüğünü, ölçeğin üretkenliğini ve sürekliliğini gösterir. Güvenilirlik için testin tekrarlanabilir ve aktarılabilir olması gerekir. Güvenilirlik bir ölçme aracında bütün soruların birbirleriyle tutarlılığını, ele alınan oluşumu ölçmede türdeşliğini, yeterliliğini ortaya koyan bir kavramdır.
Kavramın değerlendirilmesinde güvenilirlik gereklidir ancak yeterli değildir (8). Güvenilirlik analizleri psikometriciler tarafından dört grupta ele alınmıştır: 1-İç tutarlılık güvenilirliği 2-Test-tekrar test güvenilirliği 3-Paralel formlar güvenilirliği 4-Gözlemciler arası güvenilirlik
1-İç Tutarlılık Güvenilirliği: Ölçek maddelerinin belli bir kavramsal yapıya sahip olması, maddelerinin birbirleriyle ilişkili olarak aynı yapıyı ölçmelidir. İç tutarlılık analiziyle tek bir ölçüm kullanılarak ve tek bir seansta ölçüm yapılarak maddelerin belirli bir kavramsal yapıyı tutarlı bir şekilde ölçüp ölçmediği araştırılır. Güvenilir test ve ölçekler iç tutarlılığı yüksek olan araçlardır.
Bir ölçeğin çok sayıda madde içermesi belirlenen maddelerin alanı çok iyi kapsadığı anlamına gelmez. Alanın çok iyi kapsandığı durumda ise testin/ölçeğin geçerliliği zayıflar. İç tutarlılık analizleri için farklı hesaplama ve istatistik yöntemler vardır.
2-Test-Tekrar Test Güvenilirliği: Bir test ya da ölçeğin tutarlılığı faklı zamanlarda yapılan ölçüm sonuçlarının benzerliği ile belli olur. Bu durum test-tekrar test yöntemi ile belirlenir. Her tür ölçekte kullanılması zordur. Daha çok standardizasyonu yapılmak istenilen test ve ölçeklerde kullanılır. Tekrar test işleminde zaman aralığının kısa oluşu ile ezberleme etkisi, uzun oluşu ile gelişim etkisi dezavantaj olarak görülür.
3-Paralel formlar güvenilirliği: Testin iki zaman diliminde yapılmasında güçlük varsa test-tekrar test uygulaması yerine paralel form uygulaması yapılır. Ancak bu yöntemde ölçülmek istenilen özellik açısından grupların birbirine tam paralel olması gerekir.
4-Gözlemciler Arası Güvenilirlik: Bir ölçümün eş değerlilik güvenilirliği iki şekilde saptanır; alternatif formlar güvenilirliği ve gözlemciler arasındaki tutarlılık. Gözlemciler önceden belirlenmiş bir puanlama sistemine bağlı olarak belirli bir olguyu bağımsız şekilde değerlendirebilirler. Bu değerlendirmelerde verilen puanların birbirine benzer oluşu puanların güvenilir olduğunu gösterir.
ARAŞTIRMA Araştırma en genel tanımıyla, birtakım olguların ortaya çıkarılması için bilgilerin aranması ya da bu amaçla yapılan her türlü sistemli çalışmayı içeren inceleme olarak tanımlanır. UNESCO'nun tanımına göre araştırma, insan, kültür, toplum bilgilerinin birikimini artırmak ve bu bilgiyi yeni uygulamalar için kullanmak için girişilen sistematik yaratıcı eylemleri kapsar.
İlkelerin anlaşılmasını amaçlayan temel araştırmaya kıyasla, uygulamalı araştırma daha çok insanın evren hakkındaki bilgisini ilerletmek için yöntem ve sistemlerin keşfedilmesini ve geliştirilmesini amaçlar. Bir araştırmada bilimsel yöntem kullanılabilirse de, araştırma terimi bilimsel yöntemin kullanılmadığı araştırmaları da kapsar. Bilimsel yöntemin kullanıldığı araştırmalar bilimsel araştırma adını alırlar. Tarihsel araştırma bilimsel araştırmanın kapsamında yer alır.
İDEOLOJİ Genel olarak siyasi ya da toplumsal bir öğreti meydana getiren ve siyasi ve toplumsal eylemi yönlendiren düşünce, inanç ve görüşler sistemi; bir topluma, bir döneme ya da toplumsal bir sınıfa özgü inançlar bütünü; bir toplumsal durumu yansıtan düşünceler dizgesi; İnsanların kendi varoluş koşulları ve ilişkilerinden doğan yaşam tarzlarıyla ilgili tasarımların tümü.
Kısaca ideolojiler, temelde fikrî süreçlerdir; fakat, her fikrî süreç bir ideoloji değildir. Onun için bazı sosyo-kültürel şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir ideolojik süreç, kriterler açısından incelendiğinde aşağıdaki karakteristikler belirginleşir.
1. Bütün ideolojiler, kendilerine özgü bir tarih anlayışına sahiptirler. Bu felsefe doğrultusunda izleyicilere, cennet görünümünde bir gelecek (ütopya) vaad edilir. Ütopyasız bir ideoloji, teknik olarak mümkün değildir. 2. Her ideoloji, entellektüel - politik disiplini sağlayacak ve yoldan sapanları cezalandıracak, kahramanları ödüllendirecek bir merkez kuruma sahiptir. Bu kurum, formel veya informal bir şekilde örgütlenmiş olabilir.
3. İdeolojiler, kökende fikrî bir olgu olduklarından, toplumların entelektüel sınıfları ile yakından ilişkilidirler. Entelektüellerin ideolojilerin oluşmasında, yayılmasında ve gelişmesinde önemli rolleri ve katkıları bulunur. 4. İdeolojiler, yapılarında büyük çelişkiler taşıyabilirler. İdeolojiye saplanan birey, gerçek ile ideoloji arasındaki çelişkiyi algılayamaz.
5. İdeolojiler, esas olarak politik bünyeye sahiptirler 5. İdeolojiler, esas olarak politik bünyeye sahiptirler. İdeolojik yaklaşım, karşıt ideolojileri meşru görmediği için, bu politika genellikle radikal eğilimlidir ve şiddete başvurulması sık gözlenen bir olgudur. 6. İdeolojiler, eğilim olarak totaliter yapıdadırlar. 7. İdeolojiler, egemen oldukları insan guruplarında çok inatla savunulan, kan dökme pahasına da olsa, vazgeçilmeyen inançlar olarak yerleşirler.
8. Her ideoloji kendine özgü bir mitoloji ve kültüre sahip olur 8. Her ideoloji kendine özgü bir mitoloji ve kültüre sahip olur. Amaç, akıldan çok duyguları etkilemek olduğundan sistematik bir fetişleştirme (tabulaştırma, putlaştırma) süreci çalışır
Şu bir gerçektir ki, hür ve demokratik gelişmeler karşısında artık ideolojilerin çözülme ve dağılma noktasına geldikleri görülmektedir (Dimitriu,1981;Larlain,1995). Çeşitli anti-demokratik payanda ve dayatmalarla ayakta kalabilecekleri düşünülürse de, toplum vicdanında yıkılmış ve mahkûm olmuş durumdadırlar. Bunun en açık göstergesi de dünyada devlet yönetimlerindeki değişimlerdir.
Bu değişimlerin temelinde, insan hakları ve demokrasiye yöneliş bulunmaktadır. Çünkü insana değer vermeyen ve onun kişiliğini hiçe sayan ideolojiler, insanın düşünce ve hareketlerini baskı altına almaktadırlar. Böylece bireylerdeki yetenekler ortaya çıkamamakta, kişilerin şevk, heyecan ve kendilerini ispatlama güdüleri körelmekte, dolayısıyla ekonomik etkinliklerde ve eğitimde hedeflenen başarı sağlanamamaktadır. Bu da o toplumun geri kalmasına sebep olabilmektedir.
Onun için bugün dünya, kalkınma araçları ve tercihlerinde bir arayış içine girmiştir. Tabu gibi sarıldığı merkeziyetçilik ya da ideolojik modelleri bırakıp yerel yönetim ilkelerine, diğer bir deyişle özel teşebbüse, halkın katılımına ve demokrasiye yönelmiş durumdadır.
4-İdeoloji Çeşitleri “İdeolojileri farklı yönlerde tasnife tutmak mümkündür. Birinci tasnif “içeriklerine göre” yapılır. İçerdikleri fikrin, mevcut durumun (statüko) savunmasına veya değiştirilmesine yönelik olduğuna göre ideolojileri ikiye ayırabiliriz: 1- İktidar ideolojileri (veya muhafazakâr ideolojiler) 2. Muhalefet ideolojileri
TÜMDENGELİM Tümelden tikeli ve genelden özeli çıkaran uslamlama yöntemi. Tümdengelim, doğru olan ya da doğru olduğu sanılan önermelerden zorunlu olarak çıkan yeni önermeler türetir. Öncüller doğruysa sonuç da mantıksal bir zorunlulukla doğrudur. “Örneğin: insan ölümlüdür, Ahmet insandır öyleyse Ahmet de ölümlüdür” tasımı, tümden gelen bir tasımdır. Bütün insanların ölümlü oldukları doğruysa Ahmet de bir insan olduğuna göre Ahmet’in de ölümlü olması zorunludur, başka türlü olamaz.
TÜMEVARIM Bazı yargılar genel bir nitelik taşır. Bu tür yargılar tek olarak gözlenenlerin, bilgi olarak edinilenlerin zihinde birleştirilip genel sonuçlar-düşünceler biçimine dönüştürülmesiyle oluşur. Bir başka deyişle özelden genele gidişin sonucudur.
Örnekler: Sıcak ülkelerin insanları yumuşak başlı olur Örnekler: Sıcak ülkelerin insanları yumuşak başlı olur. Bütün dünyada, halkı etkilemede televizyonun büyük etkisi vardır. Büyük ressamlar öldükten sonra üne kavuşurlar.
KAYNAKLAR MAHMUT BOYUNEĞMEZ > İDEOLOJİLERİN SINIFLANDIRILMASI EĞİTİM DE BİLİMSELLİK VE İDEOLOJİ ARASINDAKİ ÇİZGİ > TÜRK BARTER DERGİSİ SÜLEYMAN GÜNGÖR (SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ İİBF) TÜRK DİL KURUMU
HÜLYA ÇAKMUR (KAFKAS ÜNİVERSİTESİ YRD. DOÇ. DR HÜLYA ÇAKMUR (KAFKAS ÜNİVERSİTESİ YRD. DOÇ. DR.) > ÖLÇME-GÜVENİRLİLİK-GEÇERLİLİK HEYWOOD ANDREW > SİYASİ İDEOLOJİLER D-3 KURAM VE ARAŞTIRMA > YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ (PDF DOSYASI) PROF. DR. A. ARGUN KARACABEY (İİBF)> HİPOTEZ PROF. Dr. CEMAL YÜKSELEN İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ > HİPOTEZ KURMA