1 B İ LG İ ve TÜRLER İ B İ LG İ KURAMI _ fsml / s.gky Ekim 2007
2 Bilgi; algılama, işleme, değerlendirme, muhakeme sonucu zihinde üretilen, insanın dış dünyaya ilişkin algısını değiştiren, bir bilinmeyeni açıklayan anlam parçası (veya kümesi) olarak tanımlanabilir. algılama - zihin işleme - dış dünya değerlendirme - anlam kümesi muhakeme
3 İnsanın bilgi üretmesi dış dünyadan gözlem, deney, okuma veya dinleme yoluyla veriler toplaması ve bu verileri zihinde kodlayarak malumat sahibi olması ile başlar. Ancak dış dünyadan insana ulaşan verilerin sadece zihne depolanması bilgi değil, malumattır. İnsanın çeşitli kanallarla topladığı malumatın bilgi olabilmesi için o insana özgü bir biçime girmesi gerekir.
4 Budan dolayı kişi kendisine ulaşan bu ham maddeyi işleyebildiğinde, kendince anlamlandırıp düşünce sisteminin bir parçası haline getirebildiğinde bilgi üretmiş olur. Bu şekliyle bilgi üretme insanın duyu organları vasıtasıyla kendisine ulaşan verileri kendi zihin süzgecinden geçirip kendine özgü bir anlam yüklemesi demektir.
5 BİLGİ TÜRLERİ Buraya kadar bahsettiklerimizden günlük hayatta bilgi diye kabul ettiğimiz birçok şeyin aslında “bilgi” olmadığını çıkarabiliriz. Bilginin türlerini bir örnekle ortaya koymaya çalışalım: Helvanın nasıl yapıldığını gören bir kişinin bilgisi farklıdır. Helvayı bizzat yapan kişinin bilgisi daha da farklıdır. BİLGİ TÜRLERİ Buraya kadar bahsettiklerimizden günlük hayatta bilgi diye kabul ettiğimiz birçok şeyin aslında “bilgi” olmadığını çıkarabiliriz. Bilginin türlerini bir örnekle ortaya koymaya çalışalım: Helvanın nasıl yapıldığını gören bir kişinin bilgisi farklıdır. Helvayı bizzat yapan kişinin bilgisi daha da farklıdır.
6 Bu durumda sadece biri teori diğeri de uygulama diyemeyiz. Desek bile bir de bu helvanın tarifini hazırlayan kişi var. Tatlı kitabını okuyarak helva hakkında bilgi sahibi olan Cafer’in bilgisi helvayı hazırlayan Hasan Usta’nın bilgisi ve ilk orijinal helva tarifini yazan Abdürrezzak Efendinin bilgisi aynı tür bilgi değildir.
7 Türkçede bilginin yukarıda yaptığımız hiyerarşik sıralaması yaygın olarak kullanılmamaktadır. Bu gün kullanılmayan bu türleri İngilizcedeki karşılıkları ile ifade etmeğe çalışalım. Buna göre bilginin dört türü vardır:
8 1- Veri (data), 2- Enformasyon (information), 3- Bilgi (knowledge), 4- Hikmet(visdom)
9 Ne veri ne de enformasyon, kişinin bilgisi değildir bunlar başkalarının ürettikleri bilgilerdir. Kişinin kendi süzgecinden geçip kendine özgü bir biçim almadıkça bunlar sadece veridir, enformasyondur. Yukarıdaki tanımlamada bizim “malumat” dediğimiz bunlardır.
10 Daha çok veri veya daha çok enformasyon kişiyi bilgili yapmaz. Böyle bir durum eğer kişinin kendi bilgisini üretmesine yaramıyorsa “enformatik cehalet” veya “malumatfuruşluk” olarak tanımlanabilir.
11 Okuduğunuz bu satırlar sizin için bir veridir, enformasyondur. Sizin kendi bilginizi üretmeniz için bir hammaddedir. Sizin kendi bilginizi üretmeniz için bir hammaddedir. Sizin bilginiz olması için en alt düzeyde sizin cümlelerinizle ifade edilmesi gerekir.
12 Okuduklarınızdan sizin yeni çıkarımlarda bulunmanız, yeni sentezler meydana getirmeniz veya uyarlamalar yapmanız gerekir. Bir kitapta sınavda sorulan soruları doğru cevaplamış olmanız da sizi bilgili yapmaz.
13 Aynı şekilde bir kitabın sonunda gördüğünüz kaynakça da yazar için birer veri ve hammaddedir. Yazar o kaynaklardan okuduklarını kendince yoğurabildiğinde kendi bilgisini üretmiş olur.
14 REFERANS NOKTALARI Dış dünyadan insana ulaşan verilerin kişi tarafından işlenmesi gerekir demiştik. İnsanın dış dünyayı algılaması belirli kabullenmeler aracılığıyla olur. Bunların temelinde inanç, değer, yaşam biçimi, genetik özellikler, kültür ve ön bilgiler gelir.
15 Bular bizim referans (dayanak) noktalarımızı oluşturur. Bizim duyduklarımız, öğrendiklerimiz bu süzgeçlerden geçerek bir anlam kazanır. Bundan dolayı aynı filmi izleyen insanlar (aynı derste aynı öğretmeni dinleyen, aynı anda aynı TV deki haberleri, tartışmayı izleyen insanlar) aynı sonucu çıkarmazlar.
16 Sınıfa gelen öğrenci belli referans noktalarıyla gelir. Bu açıdan ilkokul 1. sınıf öğrencisi ile üniversite öğrencisi arasında bir fark yoktur. Ancak üniversite öğrencisi daha fazla referans noktası ile gelir.
17 “Referans noktası”nın tipik yansıması ile bir kasap ile bir çocuğun kuzuya bakışlarında ortaya çıkar. Kasap kuzuya baktığında ondan kaç kilogram et çıkacağını, çocuk ise kuzuyla oynamayı düşünür. ÖĞRENME VE ÖĞRETME,Yüksel ÖZDEN, Pegem A Yayınları, (s.:2-4)