K RIZ DÖNEMLERI IÇIN VERGISEL ARAÇLAR ÖĞR. GÖR. AYNUR ARSLAN BURŞUK DERS 7
GIRIŞ Kriz dönemlerinin işletmeler açısından en belirgin özelliği işletmelerde baş gösteren kaynak sıkıntısıdır. Bu sıkıntı hasılatta azalma veya giderlerde artma gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Bu çalışmada kriz başlangıcında yada kriz ortamında işletmelerde uygulanabilecek vergisel önlemler ortaya konacaktır.
İ ŞLETMELERDE VERGI PLANLAMASı Vergi planlaması yla ifade edilen işletmelerin yasal yollarla vergi yüklerini azaltıcı yada erteleyici yollara başvurmaktır. Vergi planlaması tamamen yasal olup, yararlanacak işletmeler açısından olanak ve hakları ifade etmektedir. Bu bakımdan vergi kaçakçılığından farklıdır. Gelişmiş ülkelerde vergi mühendisliği adı altında giderek önem kazanmaktadır.
K RIZ ÖNCESI VERGISEL YAPıLANMA Verginin işletmeler açısından en belirgin özelliği, işletmeden belirli periyotlarla nakit çıkışı gerektirmesidir. İki işletmeden biri kendisine sağlanan yasal olanakları kullanıyor ve bu sayede daha az vergi ödüyorken, diğer işletme bilinçsizliği nedeniyle daha fazla vergi ödüyorsa rekabet şansı da azalacaktır. Kriz öncesi alınabilecek vergisel önlemler; Teşviklerden yararlanma Düşük oranlı yada vergisiz alanlara kaymadır.
T EŞVIKLERDEN YARARLANMA Yatırım kararı alınırken, yatırım yapılacak yerin seçimi ile teşvikler arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Organize sanayi bölgelerinde ve teknoloji gelişme bölgelerinde yapılan yatırımlar için önemli vergi avantajları Eğitim öğretim istisnası ile ilk 5 yıl okulların vergi ödememesi, Kurumların en az 2 tam yıl aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri, kurucu hisseleri, intifa hisseleri ve rüçhan hakların satışından elde edilen kazançların %75 kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Kurumların başka kurumların sermayelerine iştirak etmeleri karşılığında elde etmiş oldukları kazançlar vergiden istisnadır.
D ÜŞÜK VERGI ORANıNA TABI OLACAK ŞEKILDE ÖRGÜTLENME İşletmeler gelir vergisine tabi olacak şekilde örgütlendiği gibi sermaye şirketi şeklinde örgütlenerek kurumlar vergisine de tabi olabilirler. İşletmelerin tabi olduğu vergi farklılığı işletmeler için avantaj sağlamaktadır. Bu farklılık gelir vergisinde %15 den %35 e kadar artan oranlı yapı ile kurumlar vergisinin %20 olarak uygulandığı düz oranlı vergileme şeklinden kaynaklanır.
A. H ıZLANDıRıLMıŞ A MORTISMAN U YGULAMASı : İşletmeler demirbaş olarak da nitelendirilen amortismana tabi iktisadi kıymetler için yaptıkları ödemeleri doğrudan gider olarak yazmak yerine, bunların faydalı ömürleri dikkate alınarak dönemsel olarak gider yazabilmektedirler.
B. D EVREDEN KDV’ NIN F INANSMAN A RACı O LARAK K ULLANıLMASı : Katma değer vergisinde temel amaç nihai tüketimin vergilendirilmesidir. İşletmeler satışları üzerinden hesaplayarak tahsil etikleri KDV ile mal ve hizmet alışları üzerinden ödemiş oldukları KDV farkını izleyen ay vergi dairesine yatırmak zorundadırlar. İşletmelerin tahsil ettikleri KDV, ödemiş oldukları KDV’den az olması durumunda, ödemiş olduğu yani indirilebilir KDV, bir sonraki döneme devreder. Böylece işletmeler ellerinde bulunan mal ve hizmeti küçük bir kar ile hatta maliyet fiyatına sattıklarında işletmede kısa vadeli bir nakit rahatlaması yaşanır.
C. V ERGI E RTELEMESI (T ECIL ): Kriz dönemlerinde işletmelerin vergi borçlarını ödemeleri, borçları nedeniyle işletmelere haciz uygulaması yada haczedilen malların paraya çevrilmesi işletmeleri oldukça zor duruma düşürebilir. Bu durumda borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla alacaklı amme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca; amme alacağı 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil olunabilir.
D. A LACAKLARA VE S TOKLAR İ ÇIN S AĞLANAN O LANAKLARDAN Y ARARLANMAK : 1. Alacakların Değerlemesi : İşletmenin tahsil edemediği belki de hiçbir zaman tahsil edemeyeceği alacaklara herhangi bir işlem yapılmaksızın bilançonun aktifinde yer verilmesi, işletme açısından ödenecek vergi bakımından olumsuz bir sonuç ortaya çıkarmaktadır. Böyle bir durumda yapılması gereken işlemler şunlardır: a. Değersiz alacaklar b. Şüpheli alacaklar
A. D EĞERSIZ ALACAKLAR Yargı kararına veya kanaat verici bir belgeye göre tahsiline imkan olmadığı anlaşılan alacaklar değersiz alacaklardır. İşletmelerin bunlar için bir işlem yapmamaları daha fazla vergi ödemeleri sonucunu ortaya çıkarır. O yüzden bunların muhasebe kayıtları yapılarak sonuç hesaplarına aktarılmaları gerekir.
B. Ş ÜPHELI ALACAKLAR Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla; dava veya icra safhasında bulunan alacaklar ile yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar şüpheli alacak sayılır. Bu alacaklar yılın son günü halen tahsil edilememişlerse, bunlar için karşılık ayrılarak sonuç hesaplarına aktarılmalıdır. Böylece bu tür alacaklar için cari dönemde vergi ödenmesinin önüne geçilmektedir.
2. Stokların Değerlemesi: İşletmenin elinde bulunan stoklar çeşitli nedenlere bağlı olarak değerini yitirebilir. Demode olmaları nedeniyle değerde meydana gelen düşme, fire verme yada nem, ısı, su basması ve benzeri nedenlerle kullanılamaz hale gelme buna örnek olarak verilebilir. Böyle bir durumda bu malların tespitinin yapılarak söz konusu mallarda ortaya çıkan değer düşüşlerinin kayıtlara intikal ettirilmesi, bu işlemin yapılmadığı duruma göre işletmenin daha az vergi ödemeleri sonucunu ortaya çıkarır.
E. BANKA BORÇLULARINDA DEVİR KAZANCI İSTİSNASI Kriz ortamında borçlarını ödeyemediği için bankalar tarafından yasal takibe alınan işletmelerin başvurabileceği bir yöntemdir. İşletmelerin borçlarına karşılık bankalara veya bu fona devrinden sağlanan hasılatın bu borçların tasfiyesinde kullanılan kısmına isabet eden kazançların tamamı ile bankaların bu şekilde elde ettikleri söz konusu kıymetlerin satışından doğan kazançların %75’i vergiden istisnadır. İstisnadan yararlanabilmek için kurumların TMSF’ye veya bankalara borçlu olmaları gerekmektedir. Ayrıca işletmenin gayrimenkul, iştirak hisseleri, kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan hakkı gibi bir takım değerlere sahip olması gerekir.