PROGRAM GELİŞTİRMENİN KURAMSAL TEMELLERİ Haz: Esat BUĞDAY Vedat COŞKUN
PROGRAM GELİŞTİRMENİN KURAMSAL TEMELLERİ Tarihsel Temeller Felsefi Temeller Toplumsal Temeller Psikolojik Temeller
Tarihsel Temeller: Dünyada, Üst sosyo-ekonomik sınıfların erkek çocukları özel okullarda eğitim görmüştür. ( Sokrat Dönemi) M. Ö. 5 yy. M. Ö. 4. yy. Orta sınıfın eğitim gereksinimlerini karşılamak üzere ortaya çıkan ilk eğitim teknisyenleri: sofistler 3. yy. Romalılar, Yunan eğitim geleneklerini kendilerine uyarlamışlardır. Cicero ve Quintilian’ın eserlerinin etkisi ile eğitim yaşama hazırlık olarak yorumlanmıştır. Ortaçağ Klasik eserler, Latince ve Gramer eğitimi. İçerik dini metinlerdir. Endüstri Öncesi Dönem Comenius`un Didaktica Magna(1632)`sında ders kitaplarında resimlerin yer alması ve somut nesnelerin öğretimde yer alması gerektiği önerilmiştir. 18. yy. Columbia, Harvard ve Princeton üniversitelerinin açılması ve klasik eğitim anlayışının zayıflaması Toplumsal ihtiyaçların artmasıyla kitle eğitiminin ağırlık kazanması ve devlet okullarının açılması.
Tarihsel Temeller: Dünyada, 19. yy. Matematik, felsefe, astronomi, kimya, botanik gibi disiplinlerin ağırlık kazanması. Bu yüzyılda eğitim programlarının içeriği ve öğretim yöntemleri konusundaki tartışmalar, eğitimde program geliştirme alanının doğuşunu hazırlamıştır. 1902 John Dewey yayınlarında «curriculum» (eğitim programı/yetişek) terimini kullanmış, ancak doğrudan tanımlamamıştır. 1918 Franklin Bobbit`in «The Making of Curriculum» (Eğitim Programı) isimli kitabını yayımlaması “Eğitim programı” adlı eser, eğitimde program geliştirme çalışmalarını tüm aşamaları ile ele alan ilk kitap olmuştur. Bobbit ile beraber Charters, program geliştirmede davranışçı yaklaşımı savunmuş ve eğitim programını, öğrencilerin öğrenme yaşantılarıyla kazanabilecekleri bir dizi hedefler olarak görmüştür. Program geliştirmedeki davranışsal ve bilimsel gelişmeleri başlatan Charters ve Bobbit’in eğitim programı üzerindeki etkilerini şöyle özetleyebiliriz: Amaçları, hedefleri, ihtiyaçları ve öğrenme yaşantılarını içeren ilkeleri geliştirmişleridir. Hedef-davranışların kullanılmasında öncü olmuşlardır. Hedeflerin ihtiyaç çalışmaları ile çıkacağını savunmuşlardır. Program geliştirme uzmanlarının mutlaka bir alan uzmanı olmasına gerek oolmadığını savunmuşlardır.
Tarihsel Temeller: Dünyada, 1920-1930 Boyd Bode (1921), W.W. Charters (1923) ve George S. Counts (1926), eğitim programı düşüncesine önemli katkıda bulunmuşlardır. Özellikle Charters davranışçı yaklaşımı savunarak eğitim programının öğrenme yaşantılarıyla kazanılabilecek bir dizi hedefler ve gözlenebilir davranışlar olduğunu kabul etmiştir. 1949 Ralph Tyler`ın «Eğitim Programı ve Öğretimin Temel İlkeleri» isimli kitabı çağdaş anlamdaki ilk kitaptır. 1962 Hilda Taba`nın «Program Geliştirme: Kuram ve Uygulama» isimli eseri.
Tarihsel Temeller: Türkiye`de, 1924 Tevhid-i Tedrisat (3 Mart 1924) Tek tip ve beş yıl için bir program yapılmış ve toplu öğretim, çocuğa görelik ve yakın çevre ilişkilerine göre gözden geçirilen bu program 1936 ve 1948 yıllarında daha iyi duruma getirilmiştir. Cumhuriyet dönemi ders çizelgelerinde özellikle laiklik, çağdaşlaşma, müspet ilimler ve ulusal bütünlük ilkeleri benimsenmiştir. Türkiye’ye davet edilen Columbia Üniversitesi öğretim üyelerinden John Dewey’ in hazırladığı rapor doğrultusunda daha çok ilköğretim programlarının geliştirilmesine ağırlık verilmiştir. 1950 Bu yıla kadar eğitim kurumlarının okutacakları derslerin isimlerini, konular listesini ve haftalık ders saatlerini içeren listeleri ifade eden Müfredat sözcüğü yerine eğitim programı kavramı kullanılmaya başlanmıştır. 1952 Program geliştirme çalışmaları, köy okullarında incelemeler yapan K. V. Wofford`un hazırladığı raporla daha sistematik yaklaşımla yapılmaya başlanmıştır. 1953 V. Milli Eğitim Şurası`nda ilköğretim programının geliştirilmesi zorunluluğu üzerinde durulmuş, program geliştirme çalışmaları M.E.B.’ de ağırlıklı şekilde başlamıştır. 1954-1955 İstanbul Atatürk Kız Meslek Lisesi`nde program komisyonu tarafından geliştirilen deneme okulu programı ortaöğretim program geliştirme çalışmalarının öncüsü niteliğindedir.
Tarihsel Temeller: Türkiye`de, 1961 İlkokul programı yeniden gözden geçirilmiştir. 222 sayılı kanun bu çalışmaları desteklemiştir. 222 sayılı kanun İlköğretim Kanunu, programların değerlendirilmesi ve geliştirilmesini zorunlu hale getirmiştir. 1964 1948 programının, uygulamada ortaya çıkardığı sorunların incelenmesi, yeniden düzenlenen programa bazı önlemlerin alınmasını sağlamıştır. 1970 8 yıllık zorunlu eğitimin ilk denemesi ve program çalışmalarına başlanmış; çalışma grubu sekiz yıllık okulun amaçlarını ve eğitim ilkelerini belirlemiş ancak çalışmalar deneme aşamasında kalmıştır. 1982-1984 MEB program geliştirme modeli oluşturma girişiminde bulunmuştur. Model girişiminde, programların hazırlanmasında dikkate alınacak ilkeler belirlenmiş, model 1984 yılında Anayasa, Hükümet programı ve Cumhurbaşkanlığının direktifleriyle yeniden şekillenmiştir. 1990 MEB program geliştirmeye ve ölçme-değerlendirmeye önem vermiş ve bünyesinde derslere göre program geliştirme ihtisas komisyonları oluşturmuştur. 2004 İlköğretim programları, ilerlemeci eğitim felsefesi ışığında yapılandırmacı öğrenme yaklaşımı temelinde yeniden hazırlanmış, ülke genelinde 6 il ve 100 okulda deneme çalışması yapılarak 2005-2006 yılında ülke geneline yaygınlaştırılmıştır.
Felsefi Temeller “Philosophia” terimine dayanan felsefe, “Sevgi” anlamına gelen “Philio” sözcüğü ve “bilgi, bilgelik” anlamına gelen “sophia” sözcüklerini bir araya gelmesiyle bilgi ve bilgelik sevgisi anlamını almıştır. Sokrates felsefeyi “neleri bilmediğini bilmek”, Platon, “doğruyu bulma yolunda, düşünsel bir çalışma”,
Felsefi Temeller Aristo, “ilkeler ya da ilk nedenlerin bilimi ya da bilimlerin bilimi” Kant, “kendisini akla dayanan nedenlerle meşru kılmak veya haklı çıkarmak iddiasında bir zihinsel etkinlik biçimi” olarak tanımlamaktadırlar.
Felsefi Temeller Felsefe, kişisel inanç ve değerlerimizle ilgilenmemize, kim olduğumuzu var olma nedenimizi ve bir ölçüde nereye gideceğimizi anlamamıza yardımcı olur. William Van Til “yön kaynağımız yön gösterici felsefeye dayanır demiş ve bu ifadeyi şu şekilde örneklendirmiştir. “Felsefenin olmayışı eğersiz atın üzerine binerek, çılgın bir şekilde oradan oraya gitmeye benzer. Eğitimin hedeflerini içeriğin seçilmesini ve örgütlenmesini, öğrenme- öğretme sürecini, genel olarak okulda ve sınıflarda üzerinde durulmak istenen etkinlikleri belirlemede bir temel sağlar. Felsefe, program hedeflerini, araçlarını ve sonuçlarını belirlemede bir ölçüt haline gelmiştir.
Tyler’ın okul amaçlarıyla ilgili felsefi görüşü Ders uzmanının önerileri Dönemin yaşam incelemeleri Felsefe kullanımı Öğrenme Psikolojisi Kullanımı Öğrenci Çalışmaları
Felsefi Akımlar İdealizm (İdealistlik) Realizm (Gerçekçilik) Pragmatizm (Yararcılık) Varoluşçuluk (Existentialism)
İdealizm Kurucusu Platon (Eflatun)`dur. İdealizm, maddi ve fiziki varlığı olmayan, duyularla algılanamayan, elle tutulup gözle görülemeyen şeylerin varlığını kabul eden ve maddeciliğin karşıtı olan bir felsefedir. İdealizme göre gerçek, maddi ve fiziksel olmaktan çok metafizik, ruhsal mahiyettedir.
İdealizm İdealizme göre insanın en önemli yönü, ruhsal/zihinsel yönüdür. İnsan, doğuştan eşyanın kavram bilgisine sahip olup önce eşya değil, kavram vardır. Parça-bütün ilişkisine önem verir. Doğru bilginin, tek ve değişmez olduğunu ve söz konusu bilgiye akılla ulaşılabileceğini kabul eder.
İdealizm İdealizme göre eğitim, insan aklının ve insanın zihinsel süreçlerinin geliştirilmesidir. Eğitim kavramlar ve gerçekler üzerine kurulmalıdır. Aklı kullanma ve akıl yürütme ön plandadır. Eğitim, bireyi, iyi, doğru ve güzele teşvik etmeli doğuştan getirdiği bazı yetenekleri ortaya çıkarmalıdır.
Realizm Kurucusu Aristoteles`tir. Realist felsefenin esası, maddenin gerçeğine ve varlığına inanmaktır. Evrendeki her şey, insanın zihninden bağımsız olarak vardır ve gerçektir. Önce kavram değil, eşya vardır. İnsan önce eşyayı görür, sonra kavram oluşturur.
Pragmatizm Kurucusu John Dewey`dir. Pragmatizme göre dünya, sürekli değişmektedir. Gerçeğin özü değişmedir. Değişmez bir gerçeklikten söz edilemez. İnsan doğası da dahil olmak üzere her şey değişmektedir. Bir şeyin değeri, yararlı olmasıyla ölçülür. İnsana yararlı olan şey iyidir.
Pragmatizm Eğitim, değişen çevre ve koşullara bağlı olarak insanı sürekli yeniden yetiştirme işidir. Eğitim yaşama bir hazırlık değil, yaşamın kendisidir. Eğitimde değişmez bir içerik söz konusu değildir.
Varoluşçuluk Bu felsefenin temelini, insanın kendini ve kendi gerçekliğini tanıması oluşturur. İnsana olabildiğince özerklik ve seçme şansı verilmesinden yanadır. Varoluşçuların en çok işlediği temalardan biri ölümdür. Kötü bir yaşam sürdürmektense ölüm daha tercih edilir görülmüştür.
Varoluşçuluk Eğitimin ve yaşamın amacı, insanın bir varlık olarak kendi varoluşunun farkında olmasını, kendini tanımasını ve kendi varoluşunu gerçekleştirmesini sağlamaktır.
Varoluşçuluk Pascal`ın “yarın ölecekmiş gibi bugünü yaşa sözü, varoluşçuların yaşam felsefesini ifade etmektedir. Başlıca varoluşçular: S. Kierkegaard, M. Heiddegger, K. Jaspers, J. P. Sartre, F. Nietzsche
Eğitim Akımları Daimicilik (Perennializm) Esasicilik (Essentializm) İlerlemecilik (Progressivizm) Yeniden Kurmacılık (Recontructionizm)
Daimicilik (Perennializm) Dayandığı temel felsefe; idealizm ve realizmdir. Değişmeyen evrensel bir eğitim: İnsanın işlevi her toplumda aynıdır ve düşünme yeteneği ortaktır. İnsanın doğasının evrenselliği edebiyat, tarih ve felsefi ürünlerde görülür. Bu nedenle eğitim programları beşeri bilimlere dayalı olmalıdır. Eğitim programları değişmemelidir.
Daimicilik (Perennializm) Entelektüel eğitim: Düşünme insanın en önemli yeteneğidir. İnsan doğasının en önemli unsuru akıldır. Bu nedenle insan, akıllıca kendini yönetebilecek şekilde yetiştirilmelidir. İnsanın zihinsel (entelektüel) gelişimine önem verilmelidir.
Daimicilik (Perennializm) Evrensel ve değişmez gerçeğe uyum için eğitim: Eğitim, evrensel nitelikteki gerçeklere göre şekillendirilmelidir. Gerçek her yerde aynıdır. İnsanın doğası ve ahlaki ilkeler değişmez. İnsanın özü değişmez. Öyle ise eğitim herkes için aynı olmalıdır.
Daimicilik (Perennializm) Eğitim hayatın bir kopyası değil, ona hazırlıktır: Okulun temel işlevi, kültürü etkili bir şekilde yeni kuşaklara aktarmaktır. Öğrencinin kültürel mirası ve değerleri benimsemesi onun gelişimi için önemlidir.
Daimicilik (Perennializm) Dünyanın hem maddi hem de manevi gerçeklerini tanıtacak bilgiler verilmelidir: Her yerde her yaş için gerekli bilgi ve değerler kazandırılmalıdır. Okuma, yazma, matematik, felsefe, edebiyat ve doğal bilimler programın merkezinde olmalı; iş ve meslek eğitimi iş yerlerinde olmalıdır.
Daimicilik (Perennializm) Büyük kitaplar eğitimi: İnsan doğasının en iyi ve en güzel eserleri klasik kitaplarda örneklendirilmiştir. Eğitimde bunlara ağırlık verilmelidir.
Esasicilik (Essentializm) Belli bir felsefeye dayanmaktan çok doğrudan bir eğitim hareketi olarak ortaya çıkmıştır. Daha çok realist az da olsa idealist özellikler taşır. Eğitim programlarının konu alanı üzerinde daha çok durur. Geçmişten gelen ancak zamanın tecrübesinden geçmiş kalıcı olan konulara ve değerlerin seçimine önem verir.
Esasicilik (Essentializm) Geçmişten gelen bilgi ve değerlerin önemli yanları korunup yeni kuşaklara bunların öğretilmesiyle geçmişin başarıları üzerine daha mükemmel uygarlıklar yaratılabilir. Esasiciler, öğrencinin serbestliğine ve onların ilgisine dayalı bir eğitimi savunan ilerlemecileri eleştirirler. Öğrenmenin doğasında çok ve sıkı çalışma ve çoğu zaman zorlama vardır: Disiplin, eğitimde önemlidir.
Esasicilik (Essentializm) Öğrenciden çok öğretmen önemlidir: Öğrencilerin kendilerini tam olarak gerçekleştirebilmesi için yetişkinlerin rehberliğine ve kontrolüne ihtiyaçları vardır, öğretmenin görevi, yetişkin dünyası ile çocuk dünyası arasında denge kurmaktır. Bu nedenle öğretmenler iyi yetiştirilmelidir. Konu alanında uzman olmalıdır. Konu alanındaki uzmanlığını kullanarak öğrencileri yetiştirmelidir.
Esasicilik (Essentializm) Konu alanı iyi özümsenmelidir: Zamanın tecrübesinden geçmiş sağlam bilgiler, çocuğun kendi tecrübelerinden daha değerlidir. Dolayısıyla bu bilgilerin sınıflanmasıyla oluşan disiplinleri (matematik, fen ve yabancı dil gibi) öğrenciler iyi bilmelidir.
Esasicilik (Essentializm) Okulda zihinsel disiplin anlayışının geleneksel yöntemleri kullanılmalıdır: Soyut düşünme, alıştırma, ezber gibi yöntemler kullanılmalıdır, ilerlemecilerin benimsediği problem çözme her alana uygulanamaz.
İlerlemecilik (Progressivizm) Pragmatizmin eğitime uygulanışıdır. Eğitim aktif ve çocuğun ilgilerine dayalı olmalıdır: Çocuklar; ilgi, kapasite ve özelliklerine uygun bir eğitim programı içinde yetiştirilmelidir.
İlerlemecilik (Progressivizm) Problem çözme yöntemi esastır: Bilgi, yaşantı edinmede, yaşantıları geliştirmede ve yeniden düzenlemede bir araçtır. Problem çözme, eleştirel düşünme daha önceden öğrenilmiş olanların yeniden geliştirilmesini içerir. Düşünme becerilerinin (eleştirel, yaratıcı, yansıtıcı, problem çözme) gelişimi önemlidir.
İlerlemecilik (Progressivizm) Okul yaşama hazırlık değil, yaşamın kendisidir: Okul, bireyin gerçek yaşamda karşılaşacağı durumlara uygun olmalıdır. Demokratik bir toplumda yaşamak, demokratik bir okul ortamında yaşamayı gerektirmelidir.
İlerlemecilik (Progressivizm) Öğretmen esasicilikte olduğu gibi yöneten ve bilgi aktaran değil, rehberlik eden kişidir: Öğretmen bir danışman ve bir rehber rolündedir. Çocuklar kendi gelişimlerini kendileri planlamalı, öğretmen de onlara rehberlik etmelidir. Öğretmen, bilgi kaynağı ve otorite değildir. Çoklu bakış açıları ve öğrencilerin özdenetimi önemlidir.
İlerlemecilik (Progressivizm) Okul yarışmayı değil, işbirliğini özendirmelidir: Öğrenciler demokratik bir ortamda daha çok işbirlikli çalışmalar yaparak öğrenirler. İşbirliği; sosyal amaçları gerçekleştirir ve yarışmadan daha değerlidir.
İlerlemecilik (Progressivizm) Demokratik eğitim ortamı: Öğrencilerin okulda kendi kendilerini yönetmelerine, fikirlerini serbestçe tartışmalarına okul faaliyetlerinin öğrencilerle birlikte planlanmasına ve herkesin eğitsel yaşantılara katılmasına olanak sağlanmalıdır.
Yeniden Kurmacılık (Reconstructionizm) Temelinde pragmatizm ve varoluşçuluk vardır. İlerlemeciliğin devamıdır. Uygarlığın bütün temel değerleri gözden geçirilmeli ve yeni bir toplum düzeni oluşturmak üzere okul önderlik etmelidir. Sosyal reformu gerçekleştirme aracı eğitimdir.
Yeniden Kurmacılık (Reconstructionizm) Toplum, politika yoluyla değil; eğitim yoluyla değişecektir. Toplumu yeniden düzenlemek ve toplumda gerçek demokrasiyi yerleştirmek önemlidir. Eğitim, davranış bilimlerinin bulgularına dayanarak toplumu yeniden inşa etmelidir. Okul ve öğretmen, toplumsal değişimin ve reformun temsilcisidir.
Dayandığı Felsefi Temel Eğitimin Amacı Eğitimin Rolü Eğitim Felsefesi Dayandığı Felsefi Temel Eğitimin Amacı Eğitimin Rolü Eğitim Programındaki Odak Nokta DAİMİCİLİK REALİZİM (Gerçekçilik) Rasyonel kişileri eğitmek/üstün zekalı kişiler yetiştirmek, akıllı kişiler seçmek Öğretmen öğrencilerin düşünmelerine yardımcı olur. Sokratik yöntem kullanılır. Klasik Konular, Edebi Çözümlemeler, Sabit Program ESASİCİLİK İDEALİZM REALİZM (İdealistlik gerçekçilik) Bireylerin zihinsel gelişimine yardımcı olmak, yetenekli kişileri eğitmek Öğretmen alanında uzman kişidir, geleneksel değerlerin yaygın bir şekilde öğretimi söz konusudur. Temel beceriler(Okuma, Yazma, Sayma) ve Temel konular(ana dil, fen, tarih İLERLEMECİLİK PRAGMATİZM (Yararcılık) Demokratik ve sosyal yaşamı geliştirmek Öğretmen, problem çözme ve bilimsel araştırmalarda yol göstericidir. İlgili programlar, Hümanistik Eğitim, Radikal Eğitim Reformu YENİDEN KURMACILIK Toplumu yeniden yapılandırmak ve geliştirmek, değişim ve sosyal reform için eğitim Öğretmen, değişim ve reformun temsilcisidir. Araştırma yöneticisi ve proje başkanı gibidir. Öğrencilere problemin farkına varmalarına yardımcı olur Eğitimde fırsat eşitliğinin yeniden kavramsallaşması
Psikolojik Temeller Psikoloji (Yunanca ψυχολογία, psihologia: ), insan davranışları ve zihinsel süreçleri ile birlikte bunların altında yatan nedenleri inceleyen bilim dalıdır. Eğitim Psikolojisi Eğitim süreci içinde insanların nasıl öğrendiğini, eğitsel müdahalelerin etkinliğini, öğretimin psikolojisini ve sosyal psikolojisini araştıran ve konu edinen psikoloji içindeki bir alandır.
Psikolojik Temeller Program geliştirme çalışmalarında psikolojiden her aşamada yararlanılmaktadır. Psikoloji özellikle öğrenme psikolojisi, temelde öğrenme nasıl olur, özelde ise insan nasıl öğrenir sorusuna yanıt aramakla eğitimin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Psikologlar “insan nasıl öğrenir?” sorusuna yanıt ararken program geliştirme uzmanları “psikoloji program geliştirmeye nasıl katkı sağlar?” sorusuna yanıt bulmak ister.
Psikolojik Temeller Öğretim programlarını hazırlama, uygulama, değerlendirme ve geliştirme süreçlerinde insanın gelişim özelliklerini, insanda öğrenmenin nasıl oluştuğunu anlamak önemlidir. Programlar, belli gelişim dönemlerindeki bireylerin ilgi, gereksinim, beklenti ve özelliklerine göre hazırlanır.
Psikolojik Temeller Program hedeflerinin gerçekleştirilebilirliğini/ulaşılabilirliğini/ oluşturulabilirliğini/kazanılabilirliğini tayin etmede, bireylerin hem gelişim hem de öğrenme özelliklerinin bilinmesi gerekir. Örneğin ilköğretim birinci sınıf matematik öğretim programı hazırlanırken "Üç ondalık kesir sayısını büyükten küçüğe ya da küçükten büyüğe sıralayabilme." hedefi, bu sınıf düzeyindeki öğrencilerin ne gelişim, ne de öğrenme özelliklerine uygun değildir.
Psikolojik Temeller Öğretmenlerin öğretim hedefleri doğrultusunda etkili öğrenme yaşantıları sağlayabilmesi için öncelikle bireyin nasıl öğrendiğini bilmesi gerekir. Öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini bilen bir öğretmen; öğretim modellerini, ilkelerini, yöntem ve tekniklerini daha kolay kavrar ve uygular, öğrencilerin öğrenme eksikliklerinin, hatalarının, güçlüklerinin nedenlerini açıklayabilir ve önlemler alabilir.
Bilişsel Alan Kuramları Psikolojik Temeller Psikoloji bilimindeki tarihsel gelişmeler dikkate alındığında öğrenmeyle ilgili temel kuramlar iki ana gruba ayrılıyor. Davranışçı Kuramlar Bilişsel Alan Kuramları
Davranışçı Kuramlar Geleneksel davranışçılar, Aristo’nun, Descartes’ın, Lock’un Rousseau’nun öğrenmenin doğası ile ilgili felsefi görüşlerini temele almakta, şatlanma davranışı ve istenilen tepkiyi yaratmak için çevreyi değiştirmeyi vurgılmaktadır. Davranış kuramcılarına uyaran-tepki kuramcıları da denilmektedir. Bağlaşımcılık – Bitişiklik Kuramı (Thorndike) Klasik Koşullanma (İvan Pavlov) Edimsel Koşullanma (Skinner ) Programlı Öğrenme
Davranışçılık ve eğitim programları Robert Glasser (1983: 93-104) ‘…günümüzde okullarda uygulanan psikoloji kuramlarının çoğu, daha önceki davranışçı yaklaşımları yansıtmaktadır. Hedef davranışlar ya da davranış oluşturma kavramları günümüzde eğitimin her aşamasında, temel eğitimde olsun özel eğitimde olsun temel becerilerin öğretiminde kullanılmaktadır’ diyor. Glasser’in bu görüşleri günümüzdeki uygulamalardan da destek almaktadır. Şöyle ki; Eğitim programlarının hedef ve davranışlarını yazarken, öğrenme-öğretme süreci ile değerlendirme boyutlarını ölçerken, Bireyselleştirilmiş öğretim ve tam öğrenmeyi uygularken, Program ve öğretim tasarımlarını desenlerken, Eğitim teknolojisi ile ilgili çalışmaları planlarken, Program değerlendirme çalışmaları yaparken, Davranış kuramcılarının ortaya attığı öğrenme kuram ve ilkelerinden yararlanmaktayız.
Bilişsel Alan Kuramcıları Bilişsel alan kuramcıları, insan davranışlarının çok karmaşık bir özellik taşıdığını belirtmekte ve “Uyarıcı-Davranım” kalıpları içinde açıklamanın yeterli olmayacağını ileri sürmektedirler. Öğrenme, insan beyninde ve sinir sisteminde oluşan bir iç süreç olarak yorumlanmaktadır.
Süreklilik ilkesi Sıralama ilkesi Bütünleştirme ilkesi Piaget’nin Bilişsel Gelişim Kuramı Duyusal Motor Dönem (0-2) İşlem Öncesi Dönem (2-7) Somut işlemler Dönemi (7-11) Soyut İşlemler Dönemi (11+) Ralph Tyler’ın Program geliştirme çalışması Süreklilik ilkesi Sıralama ilkesi Bütünleştirme ilkesi Gagne’nin Öğretim Durumları Modeli 1. İşaret öğrenme 2. Uyarıcı davranım öğrenme 3. Zincirleme öğrenme 4. Sözel bağlaşım öğrenme 5. Çoklu ayırt etmeyi öğrenme 6. Kavram öğrenme 7. İlke öğrenme 8. Problem çözme
DAVRANIŞÇI VE BİLGİ İŞLEM YAKLAŞIMI ARASINDAKİ FARKLILIKLAR Davranışçı psikologlar, davranışa neden olan ve davranışı takip eden uyarıcıları gözleyerek öğrenmeyi açıklamaya çalışmışlardır. Davranışçılar için uyaran ve bu uyarana organizmanın verdiği tepki önemlidir. Uyaranla tepki arasında zihinde olup biten süreçler gözlenebilir olmadığı için davranışçılar bunlar ile ilgilenmezler. Bilişsel yaklaşımcılar ise, uyarıcının birey tarafından algılanmasından itibaren bireyde meydana gelen içsel süreçler ve öğrenmeye etki eden bireysel özellikler ile ilgilenir. Davranışçılar, öğrenmeyi davranış değişmesi olarak tanımlarken, Bilişsel Kuramcılar; öğrenmeyi bireyin içsel kapasitesindeki değişme olarak görür. Davranışçı kuramlar; davranışın öğrenildiğini belirtirler. Bilişsel Yaklaşımcılar ise, bilginin öğrenildiğini ve bilgide meydana gelen değişmenin davranışa yansıdığını savunurlar.
DAVRANIŞÇI VE BİLGİ İŞLEM YAKLAŞIMI ARASINDAKİ FARKLILIKLAR Davranışçı yaklaşıma göre; dıştan verilen pekiştireçler öğrenmede önemlidir.Bilişsel yaklaşıma göre, dıştan verilen pekiştireç organizmanın yaptığı davranışla ilgili geri bildirim sağlar. Ayrıca, öğrenmede dışsal pekiştireçlerin yanı sıra başarılı olma gibi içsel pekiştireçler de önem taşır. Davranışçılar, genelde hayvanlar ve basit davranışlar üzerinde deneyler yaparak öğrenmenin kurallarını bulmaya çalışırken; Bilişselciler, problem çözme, kavram öğretimi gibi karmaşık davranışlar ile ilgilenmişlerdir. Davranışçılar,öğrenmeyi açıklayan tüm değişkenlerin çevrede olduğunu belirtir. Bu nedenle, öğrenmeyi anlayabilmek için çevrenin organizma üzerindeki etkisinin incelenmesi gerekir. Bilişsel yaklaşımcılar ise, öğrenmenin zihinsel bir süreç olduğunu belirtir. Öğrenmenin oluşabilmesi için, anlama, anlam verme, problem çözme gibi organizmanın içinde yer alan süreçlerin incelenmesi gerekir.
Hümanistik Psikoloji ve Eğitim Programı Hümanistik Psikoloji kuramcıları öğrenme kuramını davranışçıların katılığından ve biliş süreçlerinin de aşırı vurgulanmasından kurtarmaktadırlar. Bireysel özgürlük önemlidir. Bireylerin ihtiyaçları farklı olduğu için herkes için ayrı bir eğitim programı hazırlanmalı görüşünü öne sürmektedir.
Sonuç olarak; Bu kuramların ülkenin eğitim politikasına uygun olan yanlarından faydalanarak eklektik bir yaklaşımla kendi eğitimsel kuramını belirlemeli ve o doğrultuda ülkenin farklı bölgelerini de göz önünde bulundurarak altenatif eğitim durumları planlanmalıdır.
Toplumsal Temeller Toplumsal dinamizm, eğitim programlarının da dinamik olmasını gerektirir. Eğitim programları, yalnızca okulla sınırlı değildir. Bireylerin toplumdaki yaşam ve öğrenme koşullarına hazırlanmaları için bir yandan toplumun problemlerini ve gereksinimlerini gidermeyi, diğer yandan da bireylerin ilgilerini, gelişim özelliklerini ve gereksinimlerini dikkate almayı gerekli kılar. Böylelikle eğitim programları toplumu oluşturan bireylerin özellikleri ile toplumu dengeler.
Toplumsal Temeller Eğitim programları bireyleri toplumdaki belli statülere ve rollere hazırlar. Toplumsal düzeyde yaşanan değişim, meslek ve iş alanlarındaki çeşitlilik; bireylere kazandırılacak becerilerin de farklılaşmasını gerekli kılmaktadır. Toplumun istek ve beklentileri, gereksinimleri yapısı ve yönelimi program hedeflerinin önemli belirleyicisidir.
Toplumsal Temeller Bir program, toplumdan ve toplumsal yapıdan uzak kalamaz. Çünkü yetiştireceği kişiler toplumun birer üyesi olacaklar ve o toplumda yaşayacaklardır. Bu kişiler toplumun ihtiyaçlarına cevap vereceklerdir. Bu nedenle, toplumun ihtiyaçlarının neler olduğunu bilmeye gerek vardır. Bu ihtiyaçlar bilindikten sonra, hedefler ona göre belirlenecek ve bireyler o ihtiyaçları giderecek biçimde yetiştirilecektir (Ertürk, 1977). Birey bir toplum içinde doğup yaşayacağı, insanlarla ilişkiler kuracağı, bir meslek sahibi olup bir grubun içinde çalışacağı, iş başarma zorunda olacağı ve sosyal zorunluluklarla karşı karşıya kalacağı için, okulda bireyin bunları yapabilecek, başarabilecek temelleri alması gerekir. Bu da programın buna göre düzenlenmesi ile olası görülmektedir. Bunun için eğitim programlarında temel becerilerin kazandırılması esas olmalıdır.
Dinlediğiniz için Teşekkür ederiz
ABD: TABA MODELİ “Tümevarım” yaklaşımı benimsenerek geliştirilen ilk modeldir. Sekiz aşamada program geliştirme modeli sunulmuştur: Hilda TABA (1902 – 1967)
ABD: TABA MODELİ
ABD: TYLER MODELİ Tyler modeli rasyonel bir model olarak bilinir ve tümevarım yöntemini benimser. Hedefe dayalı model olarak da adlandırılır.
ABD: TYLER MODELİ
ABD: TABA-TYLER Modeli Taba ve Tyler modellerinin ortak yönleri ele alınarak geliştirilen rasyonel bir planlamadır. 1950’ li yıllardan günümüze kadar program geliştirme alanında yaygın olarak benimsenen bir modeldir.
ABD: TABA-TYLER MODELİ