ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN UYUM VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI Asuman ULUSOY AÇIKGÖZ Demir Karamancı İlkokulu. Psikolojik Danışmanı
DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI Çocuklar gelişim dönemlerdeki sorunların çözümünde engellerle karşılaşırsa, olağan olarak nitelendirilen bu sorunların çözümü sonraki gelişim dönemlerine ve ileriki yaşlarına ertelenir. Bu durumlarda ortaya çıkan sorunlar uyum ve davranış bozuklukları olarak adlandırılır.
GELİŞİM DÖNEMİNDE OLASI ENGELLER HASTALIKLAR NORMAL OLMAYAN DOĞUM SONUÇLARI TEMEL BAKIM İHTİYAÇLARININ GİDERİLMEMESİ
ÇOCUKLARDA SIK GÖRÜLEN UYUM VE DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI Dikkat eksikliği, Hiperaktivite Saldırganlık Çalma Yalan Küfür Tikler Dışkı kaçırma Altını ıslatma Tırnak yeme Kekemelik Parmak emme İnatçılık Yemek yememe
GENEL OLARAK DAVRANIŞ BOZUKLUKLARININ NEDENLERi Dikkat çekmek Ebeveynlere karşı güç kazanma isteği İntikam alma isteği Yetersizlik
DAVRANIŞ BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARLA OLUMLU İLİŞKİ NASIL KURULUR ? Karşılıklı saygı Çocuğa zaman ayırmak Cesaretlendirme Sevgiyi anlatmak, paylaşmak
ALTINI ISLATMA
Normalde çocukların çoğu hem tuvalet eğitiminin etkisi hem de mesane kapasitesinin gelişmesi sonucu 2-4 yaş arasında idrarlarını hem gece hem de gündüz tutmayı becerirler. Gece altını ıslatma çoğu zaman mesane gelişimindeki gecikmenin bir sonucudur, bu nedenle de yaşla sıklığı azalır. Üç yaşındaki çocukların %40’ı altını ıslattığı halde bu oran 5 yaşında %20’ye, 6 yaşında %10’a düşmektedir.
sorunu olduğu bildirilmektedir. Erkek çocuklar kızlara göre daha sık altını ıslatma sorunu yaşamaktadır. Aileler 5-6 yaş civarında bu sorunla ilgilenmeye ve genellikle de 7-8 yaşında doktorlardan yardım istemeye başlarlar. Ülkemizde 7-11 yaşındaki erkek çocukların %16’sında, kızların ise %11’inde altını ıslatma sorunu olduğu bildirilmektedir.
ALTINI ISLATMA SORUNUNUN GÖRÜLDÜĞÜ DURUMLAR:
1-Gece Altını Islatma: Bu çocuklar gündüz çişlerinin geldiğini söyledikleri halde sadece gece altını ıslatırlar. Bu durum ya yattıktan hemen sonra ya da uyanmaya yakın zamanlarda olur.
2-Gündüz Altını Islatma: Çocuk gündüz altını ıslatır, gece böyle bir davranışta bulunmaz.En önemli nedenlerinden birisi, çocuğun oyuna dalması ve çişinin geldiğini fark edememesidir.
3-Sürekli Altını Islatma: Mesane kasları geliştiği varsayıldığı halde (3-5 yaş) çocuk hala altını gece ve gündüz ıslatmaya devam ediyorsa büyük bir ihtimalle fiziksel bir sorundan söz edilebilir. Fiziksel sorunu, psikolojik nedenlerde etkileyebilir.
4- Ara Sıra Altını Islatma: Hastalanma,ateşli hastalıklar,idrar yollarını üşütme,gece üstünün açık kalması,zorlanma,bel ağrıları,korkutulma vb. gibi nedenler çocuğun zaman zaman altını ıslatmasına neden olabilir. Geçici fiziksel ve psikolojik problemler söz konusudur. Yalnız bazı çocuklar kardeşleri yeni doğduğunda ilgiyi üstüne çekmek için çok kısa süreli olarak böyle bir davranışa yönelebilirler.
ALTINI ISLATMANIN NEDENLERİ 1-Fizyolojik nedenler: Genetik yatkınlık. Sinir kas kontrolünün gecikmesi. İdrar yolları enfeksiyonları. Aşırı yorgunluk. Fazla tuzlu ve sulu yiyecek ve içeceklerin tüketilmesi. Ayakların ve bel kısmının üşütülmesi. Uyku sırasında kalkıp su içilmesi.
2-Psikolojik nedenler: Erken ve baskılı tuvalet eğitimi. Yeni bir kardeşin doğması ve kıskançlık. Okula başlama, okul değiştirme. Okul korkusu. Sevilen birinin kaybı. Gün içinde yaşanan korkulu olaylar. Anne babanın ayrılması, aile ilişkilerinde bozukluklar. Ailenin aşırı koruyucu ve hoşgörülü tutumu ile çocukta bebeksi kalma eğilimi. İlgi çekmek, öç alma isteği. Derin uyuma.
ÖNERİLER 1-Önce çocuk tıbbi muayeneden geçirilip problemin organik bir bozukluktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı tespit edilmeli, gerekiyorsa ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Aileler ilaç kullanımı konusunda kaygılarını doktorla paylaşmalı ve bu konuda doktora güvenmelidirler.
2-Kas kontrolü 2 yaşından önce gelişmediğinden, bu dönemden önce tuvalet eğitimi verilmemelidir.
3-Çocuğa tuvalet eğitimi verilirken baskıcı ve zorlayıcı tavırlardan kesinlikle uzak durulmalıdır.
4-Altını ıslattığı için çocuğa ceza verilmemelidir
5-Çocuk çişi geldiğinde “ ayıp biraz tutuver, eve gidince yaparsın” gibi zorlamalara maruz bırakılmamalıdır.
6- Mümkün olduğunca sulu ve tuzlu yiyecek ve içecekler kontrollü verilmelidir. Özellikle uyku saatlerinden önce ve uyku aralarında bunların verilmemesine dikkat edilmelidir.
7-Çocuğun altı bağlanmamalıdır 7-Çocuğun altı bağlanmamalıdır. Çocuğun altına ıslattığı başkalarına söylenmemelidir.
8- Gece belirli aralıklarla saat kurularak çocuğun tuvalete gitmesi sağlanmalıdır.
9- Evde çocuğun gece tuvaletini yapabilmesi için tuvaletin ışığı açık bırakılmalıdır.
10- Ağır oyuncakları kaldırmamasına ve arkadaşlarıyla oynarken birbirlerinin sırtına binmemelerine dikkat edilmelidir.
11- Çocuk altını ıslatmadığı zamanlarda ödüllendirilebilir.
Ödüllendirme Yöntemleri: 1- TAKVİM YÖNTEMİ: Çocuk altını ıslattığı günlerde yağmurlu hava resminin altına (*) işareti, altını ıslatmadığı günlerde ise güneşli hava resminin altında (*) işareti çok ise çocuk ödüllendirilir.(*) işareti yerine takvime altını ıslatmadığı günler için güneş resmi altını ıslattığı günlerde yağmurlu bulut resmi yapılabilir.
2- Boncuk Yöntemi: Çocuk boncuk dolu bir kavanozdan her altını ıslatmadığı gün için bir boncuğu boş kavanoza atar. Boncuk sayısı daha önceki dolu kavanozdan fazla olursa çocuk yine ödüllendirilir.
ENKOPRESİZ- DIŞKI KAÇIRMA Çocuklarda görülen dışkı bozukluklarıdır. Çocuğun büyük dışkısını altına kaçırmadır.
ENKOPRESİZİN NEDENLERİ Bağırsak işlevlerinde bozukluklar Yanlış tuvalet eğitimi Annenin aşırı titizliği Kardeş doğumu
ENKOPRESİZ KONUSUNDA AİLEYE ÖNERİLER Çocuğunuza bu rahatsızlığından dolayı baskıcı, tepkili ve eleştirel yaklaşmayın. Kesinlikle şiddet uygulamayın ve başkalarına söylemekle tehdit etmeyin, Tuvalet eğitimi konusunda baskıcı cezalandırıcı davranmayın,
YALAN SÖYLEME DAVRANIŞI
Yalan, başkasını bilerek aldatmak için söylenen geçiştirmeli sözlerdir.
Günlük yaşamımızda hemen hemen hepimiz yalana başvururuz Günlük yaşamımızda hemen hemen hepimiz yalana başvururuz. Ör; arkadaşımıza "bugün seninle olmayı canım istemiyor" yerine, "işim var" deriz. Çünkü gerçeği söylersek onu inciteceğimizden korkarız. Yalan herkesçe ayıplanan bir davranıştır. Genellikle kendi yalanımızı gerekli, diğer insanların söylediği yalanı büyük yalan olarak görürüz.
Başkalarını bilerek aldatmak amacıyla söylenen yalanlar, gerçek yalanlardır. Aslında çocukların yalanları, yetişkinlerin yalanlarının yanında masum kalır. Çünkü; onların yalanları aldatma amacı gütmez.
Hayali Yalanlar: Küçük çocuklar gerçeği iyi değerlendiremedikleri için uydururlar. Yetişkinler bunları yalan olarak görür.
Taklit Yalanlar: Çocuklar ana-babayı örnek alır Taklit Yalanlar: Çocuklar ana-babayı örnek alır. Ana-babanın yalanına tanık olan çocuk, yalan söylemeyi öğrenir. Ör; doktora gidiyoruz diye gezmeye giden anne-baba çocuğun yalan söylemesine zemin hazırlar.
Sosyal Yalanlar: Bunlar en yaygın olan yalanlardır Sosyal Yalanlar: Bunlar en yaygın olan yalanlardır. Bir yere gideceğimiz zaman, gitmek istemiyorsak, "hastayım " deriz.
Savunma Yalanları: Çocuk kendini korumak için yalan söyler Savunma Yalanları: Çocuk kendini korumak için yalan söyler.Çocuk sık sık eleştiriliyorsa, sert tepki gösteriliyorsa, mükemmelliğe zorlanıyorsa çocuk yalana başvurabilir.Çocuk doğru söylediğinde "yalan söylüyorsun" diye suçlanan çocukta , bu yalanların alışkanlık haline gelmesine neden olur.
ÖNERİLER 1-Yetişkinler örnek olmalıdır.Eğer anne-baba başkalarına yalan söyleyecek olursa, çocuğun dürüstlüğün önemini anlaması çok güç olacaktır.Çocuklar hangi yaşta olursa olsun yaşına uygun bir dille doğruyu söylemek gerekir.
2-Aşırı tepki göstermemek gerekir 2-Aşırı tepki göstermemek gerekir.Yumuşak ve hoşgörülü olmalı ve cezadan kaçınmalıdır.Aşırı tepki göstermek, çocuğun sizin öfkenizden korunmak için, yalan söylemeye devam etmesine yol açar.
3-Çocuklardan başaramayacakları şeyler beklememelidir.
4-Fazla baskıdan kaçınmalı ve koyduğumuz kurallarla çocuğun yaşamını fazla sınırlamamalıyız.
5-Çocuğu yetişkinler araç olarak kullanmamalıdır 5-Çocuğu yetişkinler araç olarak kullanmamalıdır.Ör; anne yada babanın çocuğa yalan söyletmesi. Annenin "bu yaptığımızı baban duymasın" demesi.
6-Gizli polis gibi çocuğu sorgulamamalı:Ör; "Doğru söylersen ceza vermeyeceğim" dedikten sonra, çocuk doğruyu söyleyince "biliyordum" diyerek tepki vermek yada dayak, çocukta yalanı pekiştirir.Çünkü çocuk doğruyu söyleyince olumsuzlukla karşılaşmaktadır.
7-Çocuğun diğer çocuklarla kıyaslanmaması gerekir.
8-Ana-baba-çocuk iletişiminin olumlu olması gerekir 8-Ana-baba-çocuk iletişiminin olumlu olması gerekir. Çocuk istek, sıkıntı, kaygı ve endişelerini bizimle konuşabilmelidir. Çocuğu dinlemek ve çözüm yollarını kendisinin bulmasına yardımcı olmak gerekir.
9-Doğrudan emin olmak için kontrol edin 9-Doğrudan emin olmak için kontrol edin. Çocuğa "ödevin bittimi" diye sormak yerine "ödevini görmek istiyorum" deyin.Bu davranış hem kontrol edileceği için ödevini düzgün yapmasını sağlar hem de sonucundan çekindiği için yalan söylemez.
PARMAK EMME
Bebekler anne karnındayken parmaklarını emdiklerinden, çocuğun doğumundan 1-2 yıl sonraya kadar da aynı davranışı göstermesi normaldir. Genellikle 2 yaşın sonunda kaybolur. Ancak buna rağmen aynı davranış devam ederse diş ve parmak deformasyonlarına yol açabilir.
Çocuğun parmak emmeyi bırakması konusunda anne-baba, akran ve öğretmenleri tarafından uyarılması bu davranışın artarak devam etmesine yol açabilir. Yeni bir kardeşin doğma nedeniyle ilgiyi üzerine çekmek isteyen çocukta parmağını kardeşi gibi emebilir.
Aile içi problemler, göç, deprem gibi stres durumları da çocukta hayatın daha eski ve mutlu dönemlerine dönme isteğini uyandırabileceği için parmak emme davranışı görülebilir.çok fazla koruyucu, kollayıcı, çocuğa küçükmüş gibi davranan ebeveynlerin çocuklarında da bu davranış görülebilir.
Sıkıntı, kaygı, birikmiş öfke, değersizlik ve güvensizlik duyguları, yakın kaybı, aile içi huzursuzluklar ve süreğen rahatsızlıklar vb. gibi durumlar da çocukta huzur dolu beraberlik dönemlerine dönme ihtiyacıyla beraber parmak emme davranışına yol açabilmektedir.
ÖNERİLER 1- Öncelikle 2 yaşına kadar bu alışkanlığın devam etmesinin panik gerektiren bir durum olmadığı anne-baba tarafından bilinmelidir.
2- Bu davranışın altında yatan sebeplerin belirlenerek çözüm yollarının geliştirilmesi yararlı olabilir.
3- Parmak emen çocuk anne-baba, akran ve öğretmenleri tarafından uyarılmamalıdır.
4- Aileler çocukların parmağına acı biber sürme, ellerini kollarını bağlama, eline parmağına iğne batırma yada ellerine vurma gibi sorunun daha da kalıcı hale gelmesine yol açan yöntemlere başvurmamalıdır.
5- Bebeklerin anne sütünü iyi almaları, çocukların uygun bir şekilde beslenmeleri de önem taşımaktadır. İyi beslenen ve annenin sıcaklığını, ilgisini yeterince alan çocuklarda parmak emme davranışı genelde görülmez.
6- Çocukların yeni bir kardeş gelmeden önce bu konuda hazırlanması, çocukta konumunun aynen devam edeceği güvenini oluşturarak gerginliği ortadan kaldırabileceğinden parmak emme davranışı ortadan kalkabilir.
7- Özellikle fazla yorgun, rahatsız, mutsuz çocuklarda bu alışkanlık görülmektedir. Bu nedenle çocuğa uygun dinlenme, geniş ve çeşitli faaliyet imkanları, oyun ortamları sunulmalıdır.
8- Eğer yaşı uygunsa, çocuğa isterse bu alışkanlığı terk edebileceği, bunu başarabilecek güçte olduğu telkin edilebilir.
9- Alternatif Tepki: Çocuğun parmak emme hareketini her tekrarlaması sırasında yapabileceği alternatif bir davranış bulunabilir. Örneğin; parmağını emdiğini fark ettiği anda durup yumruğunu sıkabilir yada bir şeyi tutabilir.
10- Ebeveynlerin bu konuda unutmaması gereken en önemli şey, pekiştirilmeyen davranış sönebilir. Parmağını emen çocuğu görmezlikten gelerek, dikkatini hoşlandığı bir ortama çekmek ve bu davranışın altında yatan nedenleri bulup çözüm getirmek en etkili yoldur.
TIRNAK YEME
Birtakım baskı ve sıkıntılar, can sıkıcı olaylar bazı çocukların tırnak yemelerine neden olmaktadır. İstek ve davranışları engellenen baskı altında olan, kendilerini mutsuz ve güçsüz hisseden bazı çocuklar bu durumlarla baş edebilme gücünü kendilerinde bulamazlar. İç dünyalarındaki bu gerginliklerini, huzursuzluklarını tırnak yiyerek gidermeye çalışırlar.
TIRNAK YEMENİN NEDENLERİ 1-Çocuğun karşılaştığı ve çözemediği kaygı, korku ve endişeler
2-Yalnızlık, aşağılık duygusu, arkadaşlarının ilgisini kaybetme korkusu
3-Anne-baba geçimsizliği
4-Kardeş kıskançlığı
5-Anne-babanın aşırı disiplinli ve kaygılı olmaları
6-Çocuğun karşılaştığı yeni durum ve ortamlar
7-Okul uyumsuzlukları
ÖNLEME YOLLARI 1-Bu alışkanlığın düzeltilmesi için çocuğun azarlanması, cezalandırılması fazla etkili olmaz. Sık sık "tırnağını yeme, çek elini" şeklinde yapılan ikazlar da onu tedirgin eder. Çocuğun ilgisini çeken özellikle elleriyle uğraşacağı bir etkinliğe yöneltmek gerekir.
2-Tırnak yemeye başladığı anda yiyecek verilerek meşgul edilmeli yada heyecanlı anlarında (Ör:Televizyon izlerken) sakız çiğnetmek tırnak yemesini önleyebilir.
3-Çocuğa gerekli sevgi ve şefkat gösterilmelidir 3-Çocuğa gerekli sevgi ve şefkat gösterilmelidir. Çünkü eğer çocuk evde yeterince ilgi ve sevgi görmüyorsa bunun yarattığı üzüntüyü tırnak yiyerek dışa vurabilir.
4-Çocukla konuşarak kendi kendine bu alışkanlığı bırakabileceği söylenerek yada çeşitli ödüller verilerek tırnak yemesi önlenebilir.
5-Sınıf ortamında ise, kendine güven oluşturma, boş zaman uğraşıları, bir başka davranışa Yöneltme, eğitsel ve sosyal çalışmalara yer verme gibi önlemler alınabilir.
İNATÇILIK Anne-babaların en çok dile getirdikleri problemlerden biridir inatçılık. Çünkü her yaş döneminde görülür. 2-3 yaşlarında ilk görülmeye başlar. Ergenlikte de ortaya çıkar. Varlıklarını ve bağımsızlıklarını kabul ettirmeye başlamaları yanı sıra keşfetme merakları bu inatlaşmaları tetikler. Çocuklar sadece anne-babalarıyla değil çevresindeki diğer insanlarla da inatlaşmaya girer.
İNATÇILIĞIN NEDENLERİ Anne ve babanın çocuğa karşı tutumlarının tutarlı olmaması, Örneğin; Annenin “evet” dediği bir konuda babanın “hayır” demesi Çocuğun ilgi ve ihtiyaçlarının zamanında karşılanmaması, Çocuğa ihtiyacı olan bağımsızlık duygusunun verilmemesi,
Çocuğa karşı şiddet ve ceza kullanılması, Çocuğun istekleriyle anne-babanın isteklerinin çelişmesi. Örneğin; Ergenlik dönemindeki bir gencin hafta sonu okul gezisine gitmek istemesi. Ailesinin ise oturup derslerine çalışmasını istemesi,
İNATÇILIK KONUSUNDA AİLEYE ÖNERİLER Anne-baba olarak ortak tutumlar geliştirin, Çocuğunuza karşı öfkeli ve tepkili yaklaşmayın, Çocuğunuzun istediklerini inatlaşmadığı zamanlarda yerine getirin, Çocuğunuza istediği şeyi neden yapamayacağınızı açık ve anlaşılır bir dille anlatın,
Kurallarınızı uygularken tutarlı ve kararlı olun, Çocuğunuzun inadı devam ettiği durumlarda dikkatini başka yöne çekmeye çalışın, Asla çocuğunuzla bir güç ve inat savaşına girmeyin,
Çocuğunuza seçenek sunarak seçme şansı verin, Her şeyden önce bu durumda soğukkanlılığınızı korumaya çalışın. Derin bir nefes alın ve içinizden "O sadece bir çocuk" deyin, Sahada olmadığınızı ve futbol oynamadığınızı unutmayın; her ikiniz de kazanabilir, her ikiniz de amacınıza ulaşabilirsiniz,