ANIZ YAZMANIN ZARARLARI

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KOLAYLAR Taze Meyve-Sebze Dünyası
Advertisements

ÇİÇEKLİ BİTKİLERDE ÜREME, BÜYÜME ve GELİŞME
SU HALDEN HALE GİRER.
EKOSİSTEMLERİN İŞLEYİŞİ MADDE DÖNGÜSÜ-ENERJİ AKIŞI
Abdurrahman OLGUN Gökalp KILINÇ.
ORMAN HAFTASI.
DERS: FEN VE TEKNOLOJİ SINIF: 5 KONU: YAŞADIĞIMIZ ÇEVRE HAZIRLAYAN:
MADDE DÖNGÜLERİ.
ÇEVRE.
DERSİMİZ; ÇEVRE SAĞLIĞI Toplum Sağlığı Hizmetleri Şube Müdürlüğü
EROZYON.
BİZİM OLDUĞU HALDE BİZİM OLMAYAN ŞEY NEDİR?
GİRİŞ TESTİ İnsanı etkileyen ve insanlardan etkilenen dış
Yakmak yok etmektir. ANIZ YANGINLARI Anız Yakmak İse;
Anız Yangınlarının Önlenmesi
Ekosistemde Enerji Akışı ve Madde Döngüleri
ASİT YAĞMURLARI.
Enerji Kaynağı Güneş.
SANAYİ GÜBRELERİNİN OLUŞTURDUĞU KİRLİLİK
ÇEVRE KİRLİLİĞİ Hadi!Anlatıma geçelim.
TOPRAK KİRLİLİĞİ CANSU ILGIN 5/H 1330.
BESİN ZİNCİRİ.
Turizmin gelişimi, büyük ölçüde doğal kaynaklara bağlıdır.Turizmin gelişmesi doğaya zarar vermektedir. Doğal kaynakların içinde turizm için vazgeçilmez.
Ahır Gübresinin Önemi ve Yönetimi
Oksijenin Yurdu Fındık, Kivi ve Bal Diyarı BRİFİNG
TOPRAĞIN HİKAYESİ HORİZON: Toprağı meydana getiren katmanlara horizon adı verilir. TOPRAK: Toprak taşların parçalanması ve ayrışmasıyla meydana gelen,
Türkiye’de Tarım. Türkiye'de Tarım İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir.
SERA KURULUŞUNDA ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER
BİYOM BİYOM; aynı iklim koşullarının yaşandığı ve bunun paralelinde aynı bitki örtüsüne sahip olan geniş coğrafi alanlardır. Canlıları ve yaşadıkları ortamı.
TÜRK KÜLTÜRÜNÜ OLUŞTURAN UNSURLAR VE TÜRK KÜLTÜRÜ
Doğadaki canlı varlık yaşam sürecini tamamladıktan sonra kompostlanarak tekrar yaşama katabilir.Şehirlerde evlerde uygulanacak bu sistem sayesinde şehir.
Umut ÖZTÜRK B FATİH TEKİN G
SU  İnsanoğlu, bir yandan sulardan faydalanmış, bir yandan da endüstrileşmenin ve kentleşmenin sonucu olarak ortaya çıkan atıklarını sulara dökmüştür.
EKOSİSTEM EKOLOJİSİ.
Coğrafya Performans Ödevi
KÖK  Kök bitkinin toprağın altında kalan kısmıdır.Aynı zamanda bitkinin toprağa bağlanmasını ve toprakta ki su ve mineralleri alarak bitkinin yaşamasını.
ORMAN YANGINLARI  Ormanlar, birçok canlı için eşsiz yaşam alanları olmalarının yanı sıra erozyonu, sel ve taşkınları Önlemeleri, iklimi dengelemeleri,
CANLILAR ARASI ENERJİ AKIŞI
TÜRKİYE EKONOMİSİNİN SEKTÖREL DAĞILIMI
FOTOSENTEZ.
ÇEVRE E Ğİ T İ M İ. HAZIRLADIĞIM ÇEVRE KİRLİLİĞİ SUNUMUNDA ASIL AMACIM İNSANLARIN ÇEVREYE OLUMSUZ ETKİLERİNDEN BAHSEDEREK BU KONUDA TOPLUMU BİLİNÇLENDİRMEK.
MADDE DÖNGÜLERİ. Madde Döngüleri Tüm canlılar dünyanın yüzeyinde ya da yüzeye çok yakın ince bir toprak katmanında yaşarlar ve güneş enerjisinin dışındaki.
ESRA BAHAR KSU TOPRAK KİRLİLİĞİ.
BESİN ZİNCİRİNDE ENERJİ AKIŞI
Enerji Metabolizması ve Fiziksel Aktivite
DOĞAL AFETLER.
Toprak nasıl oluşur Fen konusu.
HALİM GÜNEŞ.
ORGANİK GÜBRE MEVZUATI VE TAVUK GÜBRESİNİN BİTKİSEL ÜRETİMDE KULLANIM İMKANLARI BÜGEM Yaşar ORHAN .gov.tr.
RADYASYON KİRLİLİĞİ.
BESİN ZİNCİRİNDE ENERJİ AKIŞI
YEM KÜLTÜRÜNÜN İLKELERİ
YEM KÜLTÜRÜNÜN İLKELERİ
Erozyon ve Toprak Erozyonunun Oluşumu
Gürültü görüldüğü alanlarda doğal dengeyi de olumsuz etkilemektedir.
YEM KÜLTÜRÜNÜN İLKELERİ
SARITAŞ YONCASI (Melilotus officinalis)
P ESTISITLERIN INSAN VE ÇEVREYE ETKISI. Pestisit; zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan maddelerden.
Yüzey Drenaj Sistemlerinin Tipleri Yüzey Drenaj Sistemlerinin Bakımı
İ BRAH İ M HAL İ L GÜLER 8/E NO:138. MADDE DÖNGÜLERİ  Yaşama birliklerinde ve onun büyütülmüşü olan tabiatta canlılığın aksamadan devam edebilmesi için.
MADDE DÖNGÜLERİ.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Aylık Ton Regenere Elyaf Aylık Ton Regenere Open End İplik
HÜCRE VE HÜCRE ÇEŞİTLERİ
Yakmak yok etmektir. ANIZ YANGINLARI Anız Yakmak İse;
FOTOSENTEZ.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Beslenme İlkeleri - 5.
DÜNYA TARIMSAL YAYIM VE DANIŞMANLIK Toprak İşleme Teknikleri
DÜNYA TARIMSAL YAYIM VE DANIŞMANLIK Toprak İşleme Teknikleri
Sunum transkripti:

ANIZ YAZMANIN ZARARLARI Yakmak yok etmektir. Anız Yakmak İse; Cenneti Cehennem Ateşiyle Tutuşturmaktır .

Anız Niçin Yakılır? Bilimsel olarak bu konu açıklanmadığı sürece yakma eylemi devam edecektir. Anızı yakanlar kendilerine göre doğru bir iş yaptıklarına inanmaktadırlar. Gerçektende anız yakan çiftçilerin mantığı ile olaya bakınca doğru gibi görülse de, Bilimsel gerçekleri bilerek hareket edildiğinde anız yakmak ne kadar zaralı olduğu görülecektir.

Anız Yakmanın Yararları Nelerdir? 1-Anız yakma sürümü kolaylaştırır. Bir kültür alanında bulunan bitkiler toprağın işlenmesini az veya çok zorlaştırırlar. Anızın ( hububat hasadından sonra kalan bitki artıklarının) yakılması sonucu yapılacak toprak işleme daha kolay olur. 2-Anız yakmayla saplar üzerinde ve toprağın 2–3 cm derinliğindeki hastalık etmenleri yok edilir. Böylece, bitki hastalıkları belli bir oranda azalır. 3-Anız yakma ile saplar üzerinde ve toprağın 2–3 cm derinliğindeki zararlıların yumurta, larva, pupa ve erginleri de yok edilir. Bitki zararlıları belli oranda böylece ortadan kalkar.

4-Anız yakma ile toprak üzerine düşen ve toprağın 2–3 cm derinliğindeki bütün yabancı ot tohumları yok edilir. Böylece, yabancı otların artışı belli oranda azaltılır. Bu faydaları görünce, o halde anız yakmak iyidir gibi bir düşünce olabilir. Hal böyleyken niçin anız yakmayı önermiyoruz? Anız yakılarak kısmen yukarda sayılan yararlar sağlanabilir.

Sonuçta; Alınabilecek 100 TL varsa bundan anız yakılarak ancak 10-20 TL yarar sağlanabilir. Geriye kalan 80-90 TL kaybımız olur. Bütün marifet bunu bilen ve buna inanan insanlara anız yakarak % 10-20 karı yerine yakmadığı zaman karının % 80-90 olacağını göstermek ve inandırmaktır.

ORMANI YAKAN GELECEĞİNİ YAKAR.

Anız Yakmanın Zararları Nelerdir? 1.Anız yakmayla toprak verimliliği azalır. Toprak verimliliği üretimi etkileyen en önemli etkendir. Her çiftçi toprağının verimli olmasını ister ve bunun gayreti içerisinde bulunur. Bir toprakta ne kadar çok ve çeşitli türde bitkisel ve hayvansal canlı yaşıyorsa toprağın verimliliği de buna bağlı olarak o derecede yüksektir. Diğer bir ifade ile toprağın verimliliği içerisinde barındırdığı canlı türlerine ve bunların miktarına bağlıdır. Anız yakılırken toprağın yüzeyinde ve 2–3 cm derinliğinde ki bütün canlılar yok edilmektedir. Verimli bir toprakta canlıların en yoğun olduğu kısım burasıdır. Anız yakılan yerlerde toprağın tekrar eski haline gelmesi için uzun zamana ihtiyaç duymaktadır.

2. Anız yakma ile toprak canlılarının beslenme ortamı veya besleneceği organik artıklar ortadan kalkar. Doğada yaşayan canlıların hayatı birbirine bağlıdır. Bir canlının yok olması ona bağlı olarak 40 canlının yaşantısını olumsuz etkiler. Doğada canlıların etkilenmesi bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlıdır. Zincirin halkası koptu mu Bu ilişkilerde koparak o canlının yaşantısı belli oranda tehlikeye girer. Canlılar doğada beslenirken organik maddelerden bir sıra halinde yararlanırlar. Her canlı genellikle organik maddedeki enerjiyi parçalanmanın bir aşamasında alır. Örneğin, insanlar, küçük ve büyük baş hayvanlar aldıkları gıdanın büyük bir kısmını sindiremeden atık (dışkı) şeklinde dışarı atarlar.

Köye giden herkesin gördüğü, tavukların hayvan dışkısı üzerinde eşelendiği, insan dışkısını yediğidir. Tavukların sindirim sistemi insan ve hayvanların sindiremediği artıklarındaki enerjiyi alacak şekildedir. Tavuğun sindiremediğini, büyük böcekler, böceklerin sindiremediğini daha küçük böcekler sindirirler. En sonunda da solucanlar ve mikroorganizmalar organik maddeleri oluşturan mineral elementlere dönüştürürler. Bu mineral elementleri bitkiler tekrar özümlemede kullanarak organik maddeyi oluştururlar. Her canlı organik maddenin parçalanmasında ki bir aşamada rol alır. Buna doğal döngü denir.

Acaba, bitkilerin ihtiyacı olan besin elementlerini ticari (inorganik) gübrelerle telafi edemezmiyiz? Böylece toprağın verimini artırıp, ürün alımını çoğaltamazmıyız? İlk bakışta niçin olmasın sorusu akla geliyor? Olur, olur da yanlış olur. Ticari gübre ile bitkisel ürün belli oranda artar. Buna karşılık tat, hoş koku ve diğer önemli özelliklerinden kayıplar olur. Ticari gübrelerin en önemli zararı, toprağın verimini ve yapısını bozmasıdır. Ticari gübreler, bitkinin alacağı mineral element haline getirtildiği için toprak canlıları bunu gıda olarak kullanamazlar. Ticari gübre sadece bitkinin alacağı şekilde bir yapıya sahiptir.

Bitkiler organik maddelerin ayrışması ile meydana gelen besin elementlerini daha sağlıklı alabilmektedirler. Zira organik maddeler çeşitli canlı türleriyle farklı aşamalarda parçalanarak bitkinin yararlanacağı şekle dönüşmektedir. Organik maddelerin parçalanması esnasında her canlı bir taraftan ihtiyacı olan enerjiyi elde ederken, diğer taraftan da salgıladıkları maddelerle toprağı bitkilerin en iyi gelişeceği özelliklere kavuşturmaktadırlar. Bir toprağın verimi, içinde barındırdığı canlıların miktar ve tür zenginliğine bağlıdır. Bunların çoğalması, toprağın yeterli miktarda organik madde içermesine bağlıdır. Organik madde yeterli olmayınca toprak canlıları hem miktar, hem de tür olarak azaldığından toprak fakirleşecektir.

3.Toprak canlıların bıraktığı birçok maddelerle (atık maddeler ve enzimlerle) oluşturulan yaşam ortamı yanarak yok olur. Toprak içerisinde yaşayan çeşitli canlılar salgıladıkları ve bıraktıkları artıklarla toprağı bitkiler ve kendileri için bir yaşam ortamı oluştururlar. Anız yakıldığı zaman bu ortam yanarak yok olur. Toprağın üst kısmında bulunan bu tabaka insan ve hayvanlardaki deri tabakası gibidir. Derinin yanması derecesinde insan ve hayvan ne kadar acı çekiyorsa, toprak içerisindeki canlıların çektiği acı bundan daha az olmamaktadır. Nasıl ki insan belli ölçü dışında yanınca bunun izlerini taşıyor veya hayatını kaybediyorsa toprakta aynı şekilde acı çeker veya yaşanmaz bir duruma gelir.

Anız yakmadan önce verimli bir toprağı kazıp avucumuz içerisine aldığımızda kendine özgü bir kokusunun olduğunu, yine avucumuz içerisinde tuttuğumuzda kendine özgü bir yumuşaklığın olduğunu görürüz. Aynı toprağı anız yakıldıktan sonra avucumuz içerisine alırsak un gibi toz şeklini aldığını görürüz. İşte, bu un şekline dönüşmüş olan toprak ilk elimize aldığımız toprağın özelliğini taşımadığı sürece bundan yeteri kadar yararlanamayız.

4. Anız yakılmadığında toprak yel ile üfürülerek, sel ile süpürülerek erozyona (taşınmaya) uğramaz. Bitki artıkları gerek toprak yüzeyini örterek ve gerekse kökleriyle toprağı kucaklayarak yelin üfürmesine, selin süpürmesine mani olur. Anız yakıldığında ise toprağı koruyacak bir engel kalmaz. Yakılan anızın artığı olan külün içerdiği mineral elementlerde yine rüzgâr ve su ile taşınarak uzaklaşır. Her yıl erozyonla denizlere taşınan toprak miktarı 1.400 milyar tondur. Kıbrıs adasının tamamının bir karış kalınlığında kaplayan toprak miktarı 500 milyon ton/ yıldır.

5. Toprak yağmur suları ile taşınır ve toprak içerisinde köklerin açtığı kanallar çöktüğü için su depolanmaz.Tatlı su kaynakları azalır. 6. Doğal denge bozulur. 7. Orman yangınlarının çıkmasına sebep olurlar. 8. Anızla birlikte çok zaman diğer komşu tarla ve bahçeleri de yakılmaktadır. 9. Anız yakmalarla zaman zaman yerleşim alanları da yanabilmektedir.

ORMAN SEVGİSİ VATAN SEVGİSİDİR

Bunun sonucunda, hem çiftçi, hem ülke kaybetmektedir. Sonuç Olarak; Gelişmiş ülkelerde anız yakma diye bir sorun bulunmamaktadır. Ülkemizde kanunlarla ve polisiye önlemlerle anızın yakılması önlenmeye çalışılmaktadır. Çiftçilerimiz, anız yakmanın faydadan çok zararlı olduğu konusunda ikna edilmeleri gerekir. Çiftçilerimiz kendi uygulamalarında anız yakmanın yararlarını gördüğü için ceza almayı göze alarak yakmaya devam etmektedirler. Bunun sonucunda, hem çiftçi, hem ülke kaybetmektedir.

Anız yakma yerine göre % 10–15 oranında yarar sağlarken, anız yakmamanın getirisi %85–90 olmaktadır. Çiftçilerimiz anız yakarak alacağı ürünün büyük bir kısmını bir yıl önceden kaybetmektedirler. Kaybolan sadece ürünün miktarı değil, kalitesi ve toprağın verimliliğidir. Hiçbir çiftçi emeğinin ucuza gitmesine ve havaya savrulmasını istemez.

Yapılan araştırmalar, anızın yakılmadan toprağa karıştırılması ile uzun vadede toprak verimliliğinin düzenli bir şekilde arttığını göstermiştir. Öte yandan, bazı kök ve başak hastalıklarında anız yakmanın işe yaramadığı, hastalığı yapan etmenlerin kışı kök ve kök tacında geçirdiği, yakmadan sonra yapılacak sürüm ile yanmamış kök artıklarının yine tarlada kalmasıyla değişen bir şey olmadığı görülmüştür.

-balya yoluyla veya klasik yollarla anızların tarladan toplanması, Eğer esas sıkıntı tarladaki anızın kolay toprak işleyebilmek amacıyla temizlenmesi ise bu durumda yakmadan başka yöntemler düşünülebilir; -Hasat sırasında biçerdöverin sapı parçalayarak toprak yüzüne eşit şekilde dağıtan bir sistemle donatılması, veya anızın başka bir aletle toprak yüzeyine dağıtılması, -balya yoluyla veya klasik yollarla anızların tarladan toplanması,

- biçerdöverin anızı toprağa en yakın seviyede kesmesinin sağlanması, hasattan sonra tarladaki anızı parçalayarak toprağa kolayca karışmasını sağlayan aletlerin kullanılması, - Bazı hastalık ve zararlı ile ot kontrolünde anız yakmanın bir çözüm olacağı düşünülse bile derin sürüm ile anızın derine gömülmesinin benzer etkiler sağlayabileceğini unutmamalıyız.

Bazı çiftçilerin tarladan anızlarını toplamadıkları, toplayacak olanlara da izin vermedikleri, sırf kıskançlıktan dolayı, başkalarının işine veya hayvanına da yaramasın düşüncesiyle ateşe verdikleri görülmektedir. Yasaklar karşısında zor durumda kalmaktan korktukları için, bazen bir çocuğa, çobana veya bir yabancıya yaktırdıkları, ya da yaktıktan sonra iz bırakmadan kaçtıkları bilinen gerçeklerdir. Böyle yaklaşımlar yanlış olup uzun vadede çiftçimizin kendisine, toprağına ve ülkemize zararlı olmaktadır. Şu anda geçimimizi sağladığımız toprakların gittikçe fakirleşmesi, verimliliğini kaybetmesi, erozyonla yok olup gitmesi çocuklarımıza fakir bir gelecek bırakmak anlamı taşımaktadır.

Ülkemizde son yıllarda anız parçalayan aletler geliştirilmiştir Ülkemizde son yıllarda anız parçalayan aletler geliştirilmiştir. Anızın halledilip toprak hazırlığının kısa sürede uygun bir şekilde yapılmasını gerektiren durumlarda bu aletler kullanılabilir. Nispeten pahalı aletler olsalar da çiftçilerimizin ortaklaşa olarak veya kiralayarak kullanım imkanı bulabilirler. Her yıl yaz ortalarından sonbahar sonlarına kadar yakılan anızlarla ülke ve çiftçi yüz milyonlarca lira kayba uğramaktadır. Bu konunu açıklığa kavuşturulması sadece devletin değil hepimizin görevi olmalıdır.

Yakmak yok etmektir. Bu nedenle yanan sadece anız değil, Ülkenin doğal zenginlikleri yanarken, doğal zenginlikleri bilinçsizce kaybolurken seyirci kalmaya ve bunu hoş görmeye hiç kimsenin hakkı olmamalıdır.

ORMAN BİTER GÖÇ BAŞLAR.

SONUÇ: Türk çiftçisi olarak sürdürülebilir bir tarımsal üretim için mutlak gerekli olan tarla topraklarımızın verimliliğinin korunması kesinlikle anız yakma alışkanlığının bırakılmasına bağlıdır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 16 Ocak 2013 tarih ve 28530 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2013/1 nolu Tebliğ’inin, (ı) bendinde “anız yakanlara her dekar için 33.83 TL idari para cezası verilir. Anız yakma fiilinin orman ve sulak alanlara bitişik yerler ile meskun mahallerde işlenmesi durumunda ceza beş kat artırılır.” açılamasına dayanılarak hazırlanmıştır.

KAZANCINIZ BEREKETLİ OLSUN ! ÜRÜNÜNÜZ BOL, KAZANCINIZ BEREKETLİ OLSUN ! TEŞEKKÜR EDERİM