Allah’a Güvenmek (Tevekkül) “Allah’a dayandım!” diye sen çıkma yataktan. Manayı tevekkül bu mudur? Hey gidi nâdân! Ecdadını zannetme, asırlarca uyurdu; Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu? Mehmed Akif ERSOY, Safahat
Allah’a Güvenmek (Tevekkül) “Devemi serbest bırakıp Allah’a tevekkül etsem olur mu?” diye soran bir sahabeye, Allah Rasûlü (s.a.v.): “Deveni önce sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a tevekkül et” buyurmuşlardır. (Tirmizi)
Allah’a Güvenmek (Tevekkül) Tevekkül; belirli bir amaca ulaşabilmek için, gerekli girişimleri yapmakla birlikte, sonuçlar hususunda sadece Allah’a güvenmek, her şeyin ilahî takdirle gerçekleştiğine inanmaktır.
Allah’a Güvenmek (Tevekkül) Hamuru kızgın fırına koymak, ekmeğin pişmesinin sebebidir. Tarlaya tohumu saçmak, ürün elde etmenin sebebidir. Sınavlara hazırlanmak, başarının sebebidir.
Allah’a Güvenmek (Tevekkül) “Ey Peygamber! Sana ve sana tabi olanlara Allah yeter.” (Enfâl, 64) “Ey oğullarım! Şehre hepiniz aynı kapıdan girmeyin; ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah’tan (gelecek) hiçbir şeyi sizin üzerinizden savamam. Hüküm ancak Allah’a aittir. Ben yalnız O’na dayandım. Tevekkül edenler yalnız O’na dayansınlar.” (Yusuf, 67)
Allah’a Güvenmek (Tevekkül) “Çalış!” dedikçe dinimiz, çalışmadın, durdun. Onun hesabına birçok hurafe uydurdun. Sonunda bir de ‘tevekkül’ sokuşturup araya; Zavallı, dini çevirdin maskaraya. Mehmed Akif ERSOY, Safahat