TUTUNMAK Birinci Bölüm.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ.
Advertisements

GÜNEŞİN UYUDUĞU YER
…Bu sunuda anlatılan olaylar gerçekten yaşanmıştır…
Orhan Veli Şiirler: Müzik: Ezginin Günlüğü
İSTANBUL’DA İstanbul’da yükseklerde Çamlıca tepesindeyim.
- Buraların yabancısıyım demiş.
Tanrı, melek ve bebek:.
Benim biricik Canım Babacığım
BOZKIR’A NİNNİ ses düğmesini açabilirsiniz Ali Demirsoy hocamızın göndermiş olduğu bu fotoğraftan müthiş etkilenmiştim.
ADLARIN YERİNE KULLANILAN KELİMELER “ADIL”
ATATÜRK ile YAŞAMAK Aslı DİNÇMAN. ATATÜRK ile YAŞAMAK Aslı DİNÇMAN.
Işığı Yanan Evler Değerlerinize dikkat edin karakterinize dönüşür…
P a z a r S a b a h l a r ı.
16 Mayıs :16:52 VURSAYDIN KELEPÇEYİ Bu ikindiyi beklemeye ne gerek vardı Gelmişken tutup elimi kenetleseydin Gelmişken tutup beni esir etseydin.
SU DAMLASININ ÖYKÜSÜ.
ARKADAŞIM BADEM AĞACI ADINI AŞK KOYDUM SENİN.
Hikmet SIRMA.
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
Türkiyenin en büyük mail grubu
I . BÖLÜM Slaytı SESLİ ve kendi akışında izleyiniz
UNUT BENİ CAN Bu kaçıncı gece hasretinle yandığım kaçıncı gece yıldızları yıkadığım göz yaşlarımla? Mesafeler yırtıldı hıçkırıklarımla Bosnalı kadınlar.
EWAN 22 YAŞINA O YIL BASMIŞTI, KENDİNDEN EMİN, ZEKİ VE ÇEKİCİ BİR GENÇ ADAM OLMANIN GURURUNU TAŞIYORDU. EWAN 22 YAŞINA O YIL BASMIŞTI, KENDİNDEN EMİN,
Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş
 Merhaba Öğretmenler,  O hiç bitmek tükenmek bilmeyecek merhabalardan bir tanesi daha...  Hatırlarmısın öğretmenim gittiğin günü?Hani okulun yanındaki.
BAHAR GETİRDİM SANA Bu yazının bana ulaşmasını sağlayan
Sesli sunu.
Pes ettim... Daldaki yapraktım yaşamda, Hayat denilen ağacın dallarından, En yalnız olanında bir küçük yaprak, Yalnızdı üzerinde bulunduğum dalım,
BAYKUŞ KARDEŞİN PARTİSİ.
DiŞ DOKTORU Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın:
ÜÇ İHTİYAR MİSAFİR ÖYKÜSÜ
MASAL KAHRAMANLARI Oyhan Hasan BILDIRKİ SEVGİYE SUSAMAK.
Ömer Hayyam Rubailer BÖLÜM-2
…Bu sunuda anlatılan olaylar gerçekten yaşanmıştır…
Tlg
Ali Barsal 5N 1K Anne ne çok soru soruyorsun aklım karıştı ya…
ZAMİRLER (ADILLAR). ZAMİRLER (ADILLAR) Bu konuda seni uyarmıştım. Şunları bahçeye bırakır mısın? Aşağıdaki cümlelerdeki zamirleri bularak türlerini.
Özlü Sözler Dr.Sibel OK Slayt:AP.
AŞKLaRıM.
Cemal Şimşek HÜZÜN YAĞMURLARI Venüs'ten GELİYORDU.
ÇİRKİN ÖRDEK YAVRUSU …
Sarı Yumak ile Kara Yumak arkadaş olmuşlardı
MUMLARIN ÖYKÜSÜ.
Sen hangisini seçerdin?
Geceydi seni bana taşıyan. sen geceye yakındın, bende sana..
BABALAR VE KIZLARI.
TUTUNMAK İkinci ve Son Bölüm.
HAYIR DEMEYİ ÖĞRENELİM Erkan İLGÜN Rehber Öğretmen
Bilesin Dedim Hiç sevmedim seni şehir, hiç ama hiç. Ne ışıklarını, ne gökyüzünü, ne yağmurunu, gökkuşağını bile.
Yalnızlık Çemberi Ruhumu Sardı
yumurtanın hep sarısı, hep beyazı bildiklerimiz; ya olmazsa olmaz mavisi?? sesli.
Boya sandığına saklı düşler
Boya sandığına saklı düşler
Konuş sevdiğim Yüreğinin şarkısını söyle bana Gece karanlık,
26 Ağustos Gecesinde Saatler 2.30’dan 5.30’a Kadar
Bremen Mızıkacıları.
SEVGİ ZENGİNLİK BAŞARI
ÜŞENGEÇ YENGEÇ.
SEVİLDİM DÜŞÜN, NİCE GÜNLER GEÇECEK ARADAN NİCE YILLAR GEÇECEK DÜŞÜN FARKINDA BİLE OLMAYACAKSIN NASIL BİR GİRDABA DÜŞTÜĞÜMÜZÜN ALTIN SARISI SAÇLARIN AK.
CÜMLEDE ZARFLAR.
MERHAMET ŞEVKAT FEDAKARLIK
ÖZEL MÜZEYYEN ÇELEBİOĞLU
ÖMER VE EL. Bu Ömer Ve Ömer’in yanında gördüğünüz onun arkadaşı El. Şimdi şöyle düşünün el nasıl iyi bir arkadaş olabilir? Daha fazla düşünün….
DÜZENLİ OLMAK.
KIRMIZI FİL NEREDE ?.
CANIN KUŞLARI Can, o gün annesine ne kadar çok sıkıldığını anlatıyordu: — Neden oyuncaklarınla oynamıyorsun? diye sordu annesi. — Ama onlar benimle oynamıyorlar.
DOSTLAR Zaman geçer. Hayat uçup gider. Mesafeler bizi uzaklaştırır. Çocuklar büyürler. İşler, şöyle böyle olur.
BİR KAYISI AĞACI ABDÜLKADİR MERİÇBOYU.
 Ülkenin  batısındaki küçük bir mahallenin  bir sokağının neredeyse tamamı  ressamlardan oluşmaktaydı.  Bu mahallede, üç katlı bodur bir tuğla yığınının.
- Buraların yabancısıyım demiş.
Sunum transkripti:

TUTUNMAK Birinci Bölüm

Ne zaman kayıp, nerede düşeceği belli değildi. Odasına düşen bir kuyrukluyıldızdı o. Ona ilk kez canının sıkkın olduğu bir gecede rastlamıştı. Pencerenin kenarına elleriyle dayanarak gökyüzünün mavi derinliğini seyrettiği bir gecede milyonlarca yıldızın arasından kopup gelmişti işte. Onu daha önceleri hiç fark etmemişti. Onun da kendisini farkettiğini sanmıyordu. O bir kuyrukluyıldızdı çünkü. Ne zaman kayıp, nerede düşeceği belli değildi.

Boşluktan kayıp girmişti onun evrenine. Ürkek ve çekingendi Boşluktan kayıp girmişti onun evrenine. Ürkek ve çekingendi. Daha çok da üzgündü. Bu halleriyle o bildik kuyrukluyıldızlardan hiçbirine benzemiyor, hiçbir tanıma uymuyordu

Orada öylece duruyordu. Adam gözlerini ayırmadan izliyordu onu Orada öylece duruyordu. Adam gözlerini ayırmadan izliyordu onu. Küçük kuyrukluyıldız olduğu yerden hafifçe doğruldu. Etrafına bakındı bir zaman. En sonunda göz göze geldiler. “Neden buradayım?” diye sordu. Adam şaşkın şaşkın bakarken, “Neden burada olduğunu bilmiyorum ama, benim yanımdasın,” dedi. Sesinde saklı bir sevinç vardı. Çünkü hep yaşamına bir kuyrukluyıldızın girmesini istemişti.

Bunun bir kuyrukluyıldız olması kaçınılmazdı. Bir yıldızın yaşamına girmesi demek yaşamının orta yerinde kocaman ve derin bir çukur açılması demekti. Onun düşü her zaman bir kuyrukluyıldız olmuştu. Özgürce gelebilmeli; gittiğinde de arkasında, belki birkaç tel saçı kalmalıydı. Yaşamında derin çukurlar açacak bir yıldızı düşlememişti hiçbir zaman. “Benim yanımda, düştüğün yerdesin işte.”

Kuyrukluyıldız, küçük, kara gözlerini kırparak, “Ben buraya ait değilim,” dedi. “Burada olmamalıyım. Benim yerim gökyüzü,” dedi. “Ama buradasın.” “Boşluktan,” dedi yıldız. “Başka hiçbir nedeni yok. Senin yaşadığın bu yere ait değilim ben. Gerçekte olması gereken, benim gökyüzünde, seninse bu pencerenin ardında olman.”

Adam hayıflandı, tutkuyla baktı yıldıza. Ne çok isterdi böyle bir kuyrukluyıldızının olmasını ne çok! Gitti kapadığı camı açtı. Bütün pencereler birbirinin ardı sıra açıldı. İçeride bir yerlerde kapılar çarptı.

Yıldız pencerenin kenarına değin geldi Yıldız pencerenin kenarına değin geldi. Sonra durdu, oradaki büfenin üzerinde duran resmi işaret etti. “Bu karın mı?” “Karım.” “Affedersin ben gitmeliyim... Gelmekte hata ettim zaten.” “Gelmenin veya kalmamanın karımla bir ilgisi var mı?” “Yoo hayır... güzel bir kadınmış karın.” “Öyle,” dedi adam. “İşin kötüsü hala güzel.” “Yaa,” dedi kuyrukluyıldız, sadece bir “yaa!?” Uçup gitti.

Sonraki geceler her gelmesini umduğunda ve dilediğinde çıkageldi yıldız. Adam ve yıldız saatler boyu öylece birbirlerine bakıyor, çok az konuşuyorlardı. Onun gelmesini istemediği gecelerde bile aklı gökyüzündeydi adamın.

Derken günün birinde yok oldu yıldız. Görünmez gelmez oldu Derken günün birinde yok oldu yıldız. Görünmez gelmez oldu. Adam, her gece pencerenin önündeki yatağa yattığında bile, karısına duyurmadan, yattığı yerden uzanıp usulca perdeyi kaldırıyor, gökyüzünü seyrediyordu. Başkalarının kuyrukluyıldızları olmalıydı; başka başka yerlere kayıyordu ışıklar. Bir tek onun yıldızı yoktu.

...devam edecek... ÖYKÜ : Erkan KARAGÖZ MÜZİK : L. Van Beethoven (Moonlight Sonata) Hazırlayan : Ömer Hakkı

Hazırlayan : ufukcizgisi@yahoo.com www.by.kulubu.com