VERİMLİ DERS ÇALIŞMA SEMİNERİNE HOŞGELDİNİZ 100.YIL ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ
BÖYLE DÜŞÜNEN VAR MI?
ETKİLİ ÇALIŞIYOR MUYUZ? Amaçların doğrultusunda kendine en yararlı çalışma ; etkili ve verimli çalışmadır.
Zafer, "Zafer benimdir" diyebilenindir. Başarı ise, "Başaracağım" diye başlayarak sonunda " Başardım " diyebilenindir.
VERİMLİ DERS ÇALIŞMA Bir amaç doğrultusunda zamanını etkin, planlı ve programlı kullanmaktır.
Baltayı bilemek
Verimli çalışmak Çok çalışmak değil Etkili çalışmayı Bilmektir.
Nasıl etkili çalışılır? Amaç belirlemek Plan yapmak Zamanı verimli kullanmak Uygun çalışma ortamı oluşturmak
Dikkati uyanık tutmak Derse hazırlıklı gelmek Not tutmak Verimli okumak Tekrar etmek
1)Amaçlarımızı Belirleyelim…
2)Planlı Çalışalım…
Plan öğrenciye ne kazandırır? Bir işin hazırlanmasında kendine yeterli zamanı yaratmasını sağlar. Daha etkin olmasına yardımcı olur. Kendisine olan güvenini yükseltir. Sorunlarını çözmesini kolaylaştırır. Doğru karar vermesini sağlar ve sık sık karar değiştirmekten kurtarır.
3)Zamanı Verimli Kullanalım…
Zaman bir akarsuya benzer; eğer kullanmayı bilemezsek parmaklarımızın arasından akıp gider…
KEŞKE!!! dememek için zamanınızı iyi değerlendirin.
4)Verimli Çalışmamızı Engelleyen Faktörleri Ortadan Kaldıralım…
VERİMLİ DERS ÇALIŞMAYI ENGELLEYEN TUZAKLAR
5)Uygun Bir Çalışma Ortamı Oluşturalım… Çalışma odamız nasıl olmalı? Sessiz Sade Masa Sandalye Kaynaklar
Dağınık oda = dağınık zihin hissetmeyi sağlayacağı için böyle bir ortamda çalışmaya çalışmak boşuna zaman harcamaktır. Siz iyisi mi düzenli, dikkatinizi dağıtacak fazla obje olmayan sade bir odada, mümkünse boş bir duvara dönük çalışın. İlginizin sadece ve sadece çalışacağınız konuya yönelmesi ancak bu şekilde gerçekleşecektir.
6)Derse Hazırlıklı Gelelim… Derse hazırlıklı gelmek, söylenenlerin peşinden koşmak yerine, neler söyleneceğini kestirmeye çalışmakla sonuçlanır.
8)Aralıklı Tekrar Yapalım… Düzenli tekrar yapmayan bir insan, öğrenmek için harcadığı gayreti ziyan eder ve kendisini zora sokar.
Avucunuzdaki kelebek Zamanın birinde iki tane kız kardeş varmış, nasıl akıllılarmış anlatamam. Etraflarındaki ve okuldaki tüm bilgi onlara yetmez olmuş. Bir gün anneleri onları dağdaki bilge adama götürmeye karar vermiş.
Kızlar bilge adamla karşılaşınca ona sorular sormaya başlamışlar. Bilge adam bütün soruları doğru cevaplamış; kızlar çok sevinmişler ve annelerinden eğitimleri için bir süreliğine izin istemişler ve bilge adamın yanında kalmışlar. Sordukları soruların hepsinin cevabı doğruymuş. Bir süre çok mutlu olmuşlar, ama sonra sıkılmaya başlamışlar. “Bilgenin bilemeyeceği bir soru bulmamız lazım.” diye düşünmüşler
Kızlardan biri bir gün “buldum” diye sevinmiş. “İki elimin arasına bir kelebek koyacağım ve bilge adama soracağım, avucumun içinde bir kelebek var. Canlı mı, ölü mü? Ölü derse kelebeği bırakacağım. Canlı derse avucumu hafifçe bastıracağım. Her ne derse cevabı bilemeyecek.” Kızlardan birisi kapalı tuttuğu ellerini bilgeye doğru uzatmış.
Ve sormuş: “Avucumun içinde bir kelebek var; canlı mı ölü mü?” Bilge adam cevap vermeden önce uzun süre kızın gözlerine bakmış, bakmış ve cevaplamış :
“Senin ellerinde kızım senin ellerinde...”
Şimdi bakın hayatınıza ve mutluluğunuza… Nerede mi? Açın avucunuzu… Sizin ellerinizde; tam avucunuzun içinde…