OKSİJEN TEDAVİSİNDE HEMŞİRELİK UYGULAMALARI Hem. Sare DEĞİRMENCİ Eğitim Hemşiresi Sağlık http://hastaneciyiz.blogspot.com Slayt Arşivi:
Hücrelerde normal kimyasal reaksiyonların oluşabilmesi için gerekli maddelerin en önemlisi, şüphesiz dolaşım sistemi tarafından hücrelere ulaştırılan oksijendir.
Dokuya yeterli O2 sunumu ve aerobik metabolizmanın sürdürülmesi ise, ventilasyon, arterial oksijenasyon, oksijen sunumu, dokunun kandan O2 alımı ve aldığı oksijeni kullanma yeteneğini içeren dört işlemin normal olması halinde mümkündür.
Dokulara yeterli oksijenin taşınmasını gösteren faktörler; PaO2 O2 Sat (SaO2) Hemoglobin Kardiyak output
PaO2: Plazmada dağılmış olan O2 miktarıdır. Normal değeri; 80-100 mmHg dır. vücuttaki toplam O2 miktarının %2-3’ünü gösterir. SaO2: O2 satürasyonu, hemoglobinin O2 ile doyma yüzdesini gösterir. Normal değeri; %95-%100’dür. Vücuttaki toplam O2’nin %97-%98’ini gösterir.
Hb: Oksijenin vücutta taşınmasını sağlar. Normal değeri 12-14 gr dır. Kardiyak output: Kalpten bir dakikada atılan kan miktarıdır. Normal değeri 4-8 L/dk.
Oksijen tedavisinin temel amacı solunan havadaki O2 konsantrasyonunu arttırmaktır. Hastanın solunumunun rahatlatılması ve yeterli doku oksijenasyonunun sağlanmasıdır.
Oksijen uygulama yöntemleri
Nazal kanül 1-4 L /dak O2 akım hızı ile %25-30, 5-6 L/dak O2 akım hızı ile %45 oksijen yoğunluğu elde edilir.
Nazal kateter; hastanın burnundan nazofarenkse yerleştirilir. Kateter uzunluğu, burun-kulak memesi mesafesi kadar olmalı, Kateter distile su ya da serum fizyolojik ile ıslatılmalı, bunun dışında kesinlikle yağlı herhangi sıvı kullanılmamalı
Nazal kateter; Kateter her 8 saatte bir diğer burun deliğine takılmalıdır 4-8 L/dk O2 akış hızı ile %30-50 oksijen yoğunluğu elde edilir.
Oksijen maskesi; düşük ve yüksek konsantrasyonlu modelleri bulunmaktadır. Düşük konsantrasyonlu maske modelleri ile %30-60 konsantrasyonda, Yüksek konsantrasyonlu modelleri ile 10 L/dk oksijen akış hızı ile %70 yoğunlukta oksijen
Tek yönlü valv içeren rezervuarlı maskeler ile FiO2 %100’e çıkarılabilir. Oksijen maskeleri karbondioksit retansiyonu fazla olan hastalarda kullanılmamalıdır.
Mekanik ventilatörler; negatif ve pozitif basınçlı olarak iki tipi vardır. Mekanik ventilasyon yapılacak hastalarda entübasyon veya trakeostomi yapılması zorunludur.
Ventilatörlerin her iki tipide ağız ve alveoller arasında bir basınç gradienti oluşturarak havanın akciğerlere akmasına olanak sağlarlar. Bu sistemlerde oksijen verirken oksijen akış hızı pO2 miktarına göre ayarlanır.
UYGULAMA VE BAKIM
İşlem anlatılmalıdır. Hasta oksijenin akış hızı ile ilgili sistemde kendisinin herhangi bir değişiklik yapmaması konusunda bilgilendirilmelidir. Tedavi sırasında kullanılacak olan malze-meler hazırlanmalı ve kontrol edilmelidir.
Tedavi sırasında kişisel hijyene ve kullanı-lacak malzemelerin sterilizasyonuna dikkat edilmeli, Hastanın saatlik vital bulguları, özellikle solunum sayısı ve şekli takip edilmeli ve kaydedilmelidir.
Hastanın oksijenizasyonun takip edilmesi önemlidir. Oksijenizasyon takibi el ve ayak parmak-larından birine veya kulak memesine takılacak probun monitörizasyonu ile yapılabilir.
Sa O2’nin takibi hastanın yeterli oksijenizasyonu hakkında bize fikir verecek değerlerden birisidir ve %90 nın altında olmamasına dikkat edilmelidir.
Herhangi bir hipoksi durumunda hastanın solunumuna dikkat edilmeli, hızla sistem kontrol edilmeli (kanül veya kateterin yerinde olup olmadığı, oksijen akış hızı ve devamlılığı, sistemde ya da solunum yollarında sekresyon varlığı ).
Hasta aralıklı olası siyanoz oluşumu açısından gözlenmelidir. Takip; hastanın dudak, burun ucu, kulak memesi, ayak ve el tırnak dibi ve cilt renginin kontrol edilmesini içerir. Eğer siyanoz söz konusuysa ve sakıncalı değilse O2 akım hızı yükseltilip doktora haber verilmelidir Alınan arter kan gazı değerleri incelenmeli, değişiklikler hemşire gözlemine kayıt edilmelidir.
Tedavi süresince hasta ile iletişim kurulmalı ve psikolojik destek sağlanmalıdır. Bilinç durumu değerlendirilmeli ve gözlem formlarına edilmelidir.
Özellikle oksijen tedavisi alan hastalarda ağız hijyeni, mukoza kuruluğunu ve enfeksiyon riskini önlemede etkilidir. Sık aralıkla hastaya etkin bir ağız bakımı verilmelidir.
Etkili oksijen tedavisi, öksürük, solunum egzersizleri, postural drenaj, sık pozisyon değişimi, buhar uygulaması, nazotrakeal aspirasyon ile sağlanabilir. Bu işlemlerin gerekliliği hastaya anlatılarak işbirliği sağlanmalıdır.
-Solunum egzersizleri ile inspiryum ve ekspiryumun daha düzenli hale getirilmesi, iyi ventile olmayan akciğer alanlarının solunuma katılması ve solunum kaslarının daha etkili bir biçimde çalıştırılması hedeflenir. Bu da solunum tedavisinin önemli bir bölümüdür
-Sık pozisyon değişimi; sekresyon hareketini kolaylaştıracaktır -Sık pozisyon değişimi; sekresyon hareketini kolaylaştıracaktır. Hastaya tedavi süresince uygun pozisyon sağlanmalı ve pozisyon hastanın genel durumu göz önünde bulundurularak iki veya dört saatlik aralıklar ile değiştirilmelidir. Oksijen tedavisinde tercih edilen pozisyonlar, fowler ve yarı fowlerdir . Solunum kasları bu pozisyonlarda daha rahat çalışır.
-Buhar uygulaması; nemin sekresyonları yumuşatıcı etkisi ile atılımını kolaylaş-tıracak bir girişimdir. -Öksürme ile atılamayan sekresyonlar solunum yolu obstüriksiyonuna neden olacağı için sekresyonlar nazotrekeal aspirasyon ile temizlenmelidir. Bu işlemde asepsi çok önemlidir . İşlem steril bir ortamda mümkün olduğunca az travmatize yapılmalıdır.
Hasta oksijen tedavisinin komplikasyonları açısından gözlenmelidir. Erişkinlerde 12 saat veya daha fazla sürede O2 uygulaması sonucu substernal ağrı, kuru öksürük ve progresif dispne ile kendini gösteren trakeabronşit ve akciğer parankiması toksisitesi gibi komplikasyon-lar çıkabilir. Bu belirtiler yönünden de hastanın gözlenmesi gerekmektedir.
Hastaya uygulanan noninvaziv oksijen tedavisinin olası yetersizliği göz önünde bulundurularak endotrakeal entübasyon endikasyonuna karşı hazırlık yapılmalıdır.
Teşekkürler Sağlık http://hastaneciyiz.blogspot.com Slayt Arşivi: