DİN FELSEFESİ ÇIKMIŞ SINAV SORULARI MURAT YILMAZ EGE ANADOLU LİSESİ
Gel, gel, nerede olursan ol yine gel. 1-) İnsanları kim olursa olsun, hangi dine, ırka veya zümreye ait olursa olsun sevmek gerektiğini savunan Mevlana, bu görüşünü, Gel, gel, nerede olursan ol yine gel. Kafir de olsan, hoşgörülü de olsan, puta da tapsan, gel Bizim bu dergahımız ümitsizlik dergahı değildir. Yüz defa tövbeni bozmuş da olsan yine gel! Dizeleriyle dile getirmiştir Aşağıdakilerden hangisi, bu görüşe temel oluşturan düşüncelerden biridir? İnsan asıl gerçeği yalnızca akıl yoluyla görerek mutluluğa erer Tanrısal öz taşıdıkları için bütün insanlar değerlidir. İnsanı ele almak, insanlarla ilgili her türlü sorunu ele almak demektir. Gelip geçici zevkler insanın asıl özüne varmasını engeller Her şey göreli olduğu için evreni anlamak mümkün değildir.
2-) Ben sevdiğim ve hayran olduğum O’yum Sevdiğim de benden başkası değildir Biz bir bedende iki ruhuz Sen beni görünce O’nu görüyorsun Tıpkı O’nu görünce beni de gördüğün gibi Hallac-ı Mansur bu dizeleriyle aşağıdaki düşüncelerden hangisini dile getirmektedir? Tanrıya varmanın yolu akıl değil gönüldür İnsan ve Tanrı özdeştir. Mutluluk, gönülde aşkı duyarak yaşamaktır. Bütün varlıklar içinde yalnızca insan, Tanrının özünü sevebilir. İnsan nefsini yok ettikçe Tanrının varlığının bilincine ulaşılır.
3-) Umberto Eco’ya göre insan zihni, kendi dünyasını belirler, sonra da bu kendi belirlediği dünya içinde değerlerini oluşturur. Küçük bir çocuğun kendi hayalinde oluşturduğu canavarlardan korkması gibi, yetişkinler de kendi hayalinin ürünü olana, bunun hayal ürünü olduğunu bilseler bile inanmayı sürdürürler. Bu parçadan aşağıdaki sonuçların hangisi çıkarılabilir? İnançların gizli kalması gerektiği İnanmanın temelinde korkunun bulunduğu İnancın nesnesinin, zihnin ürünü olduğu İnsanın bir şeylere inanmak zorunda olduğu İnanmanın, insanı diğer canlılardan ayıran özellik olduğu
4-) Din felsefesinin amacı insanlara öğüt vermek, doğru yolu bulmalarına yardımcı olmak, sorunlar karşısında teselli etmek veya dinin herhangi bir işlevini üstlenmek değildir. Onun amacı, felsefi bir tavırla insanın dine, dinsel kavram ve inançlara ilişkin değerlerini derinlemesine sorgulayarak eleştiriye tabi tutmaktır. Buna göre, aşağıdakilerden hangisi din felsefesinin yanıt aradığı sorulardan biri değildir? Tanrı var mıdır? Ruh ölümsüz müdür? Tanrı’nın varlığına inanç nasıl sağlanır? Tanrının varlığı kanıtlanabilir mi? Evren yaratılmış mıdır?
5-) Din kurallarının ahlaki kurallardan farkı aşağıdakilerden hangisidir? İlahi kaynaklı ve öznellikten uzak olması Toplumsal kaynaklı olması Toplumsal düzeni sağlayıcı kurallar olması İnsanlar arası ilişkileri düzenlemesi Her toplumda bulunması
Tanrı’nın varlığına ilişkin deliller 6-) Din felsefesi, dinin felsefe açısından ele alınmasını savunan, din hakkında bir düşünme ve tartışmadır. Başka bir ifadeyle din felsefesi yapmak, dinin temel iddiaları hakkında evrensel ve tutarlı bir tarzda düşünmek ve konuşmaktır. Buna göre, aşağıdakilerden hangisi “din felsefesinin” öncelikli problemlerinden değildir? Tanrı’nın varlığına ilişkin deliller Dinin tarihsel gelişimi ve toplum üzerinde etkileri Ölümden sonraki hayat ve ruhun ölümsüzlüğü Bilgi kaynağı olarak vahiy ve dini tecrübe Dinin temel iddialarının doğruluğu
Ateizm Deizm Teizm Panteizm Agnostisizm 7-) Tanrı’nın varlığına dair; her hangi bir bilgiye sahip olunamayacağını savunan ve Tanrı’nın varlığı ile yokluğunun bilinmeyeceğini öne süren yaklaşım aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir? Ateizm Deizm Teizm Panteizm Agnostisizm
Bu açıklama din felsefesinin daha çok hangi problemiyle ilgilidir? 8-) İnsanın yaratıcıya tam olarak anlamaktan aciz olduğunu savunan Augustinus “kavrayamadığın bir şeye niçin inanıyorsun? dendiğinde “kavrayamadığım için” demiştir. Ona göre insanın kavrayabileceği ve aklı ile çözebileceği bir varlık onun yaratıcısı olamaz. Dolayısıyla aklımız almadığı için ona inanmalıyız. Bu açıklama din felsefesinin daha çok hangi problemiyle ilgilidir? Tanrının varlığı Tanrının insan ile ilişkisi Evrenin yaratılışı Vahyin mümkün olup olmadığı Aklın ruhu algılayışı
Xenophanes bu sözleriyle aşağıdakilerden hangisini eleştirmektedir? 9-) İlkçağ düşünürlerinden biri olan Xenophones mitolojiyi eleştirerek şöyle demiştir: “İnsanlar sanıyorlar ki tanrılar da kendileri gibi doğmuşlardır, kendileri gibi giyinirler ve kendileri ile aynı biçimdedirler. Nitekim Habeşler tanrılarını kendileri gibi kara ve yassı burunlu, Trakyalılar ise sarışın ve mavi gözlü olarak düşünürler. Bu düşünceyi biraz daha ileriye götürerek diyebiliriz ki atların, aslanların elleri olup da resim yapabilselerdi, atlar tanrılarını at gibi, aslanlar da aslan gibi çizerlerdi.” Xenophanes bu sözleriyle aşağıdakilerden hangisini eleştirmektedir? İnsanların, tanrı düşüncesini kendi özellikleriyle sınırlamasını İnsanların tek bir tanrı ideali üzerinde birleşememesini Tanrıların insanüstü güçlerinin olduğunun düşünülmesini İnsanların ibadet biçimlerinin birbirinden farklı olmasını Hayvanların, tanrı tasarımının dışında tutulmasını
Bu açıklama din felsefesinin daha çok hangi problemiyle ilgilidir? 10-) İslamiyette, Tanrıyı, evreni ve insanı bir bütün içinde gören, insanın Tanrı ile, başka insanlarla ve kendisiyle olan ilişkilerini bu bütün içinde arayan ve açıklayan felsefi akıma ne ad verilir? Bu açıklama din felsefesinin daha çok hangi problemiyle ilgilidir? Kelam Tefsir Tasavvuf Mutezile Eş’ariye
İbn-i Rüşd Gazali İbn-i Sina Farabi Sühreverdi 11-) Filozofların ilahiyat konusunda genel, zorunlu doğru ve apaçık önermeleri olmadığını ortaya koyan, Tanrı hakkındaki gerçek bilgiye filozofların yaptığı gibi çıkarımlar yoluyla değil, Tanrı’yı içinde duyarak ulaşılabileceğini söyleyen, Tehafüt (Tutarsızlık) adlı yapıtıyla tanınan islam düşünürü kimdir? İbn-i Rüşd Gazali İbn-i Sina Farabi Sühreverdi