ILGININ TARİHİ Ilgın, Konya ilinin bir ilçesidir. Ilgın ilçesi Konya'ya 86 km mesafede olup yaklaşık 52.000 nüfuslu bir ilçedir. İlçede şeker fabrikası ve kaplıcalar bulunmaktadır. Ayrıca ilçede Selçuk Üniversitesi Ilgın Meslek Yüksek Okulu eğitim öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir. Yüksek Okula devam eden öğrencilerin çoğu 6 adet özel yurtta barınmaktadır. Ilgın Kaplıcaları şifa kaynağıdır. Özellikle bahar ve yaz aylarında ülkenin ve dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerle görülmeye değer bir özellik sergiler. Ilgın, Çavuşçu Göl kenarında, Hamam Dağı olarak adlandırılan alanda ve Ilgın'ın güneyinde yer alan ormanlık mahallerde piknik yapma, avcılıkla meşgul olma, yürüyüş turlarına çıkma imkânı vardır. Antik çağlardan günümüze kadim bir yerleşim mahalli olması, Ilgın'a güngörmüş bir hava katmaktadır. Geleneklerle göreneklerini modern hayatın gerekleriyle uyum içinde yürüten ilçe halkı da tarihin derinliklerinden gelen bir vakarla hareket edinmeyi ilke edinmişlerdir. Misafirperver, yardımsever, insancıl, onurlu ve dürüsttürler.
ILGIN KAPLICALARI ESKİ HAMAM İlk kitabesi mevcut olmayan Eski Hamam'ın mevcut kitabelere göre I. Alaeddin Keykubad devrinde 1236 yılında Cemalettin isimli mimara yaptırmıştır. Daha sonra 1267 yılında II. Gıyaseddin Keyhüsrev devrinde sahip ata Fahrettin Ali tarafından hamamın ilavesi Kaluyan (Keluk) isimli mimara yaptırılmıştır. 1838 yılında Hacı Numan Efendi tarafından tamir ettirildikten sonra 1906 yılında, yeniden tamir görmüştür. 1931 yılında Ilgındaki deprem sonrası 1933 yılında yeniden restore edilmiştir. İlçe merkezinin 2.5 km. batısında bulunan eski hamam sağlam ve çalışır durumdadır.
LALA MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ Lala Mustafa Paşa Külliyesi 1576 1584 yılları arasında Mimar Kocasinan'a yaptırılmıştır. Ilgın Lala Mustafa Paşa Külliyesi, Osmanlı külliyeleri içinde önemli yer tutan yapılar topluluğudur. Lala Mustafa Paşa Külliyesi'nin çarşı ve kervansarayı ağırlık noktasını teşkil etmektedir. Ilgın'ın coğrafi konumu da göz önünde bulundurularak konaklama ve ticari amaç birinci planda tutulmuştur. Vakfiyesinde külliye; cami, sıbyan mektebi, imaret, tabhane adları, çarşı (arasta), iki han fırın, mutfak, medrese, hamam, kütüphane, dükkanlar, çeşme - şadırvan sebil, samanlık, odunluk, hela, görevli odalarından oluşmaktadır. Lala Mustafa Paşa Külliyesi zamanın önemli ilim ve ticaret merkezlerinden biridir. Lala Mustafa Paşa Camiinde tek minareli, tek kubbeli kare planı uygulanmıştır; minber, mihrap, kürsü, mahvil ve iç süslemeler açısından orijinal mimari özelliklere sahiptir. Lala Mustafa Paşa Külliyesi'nin çarşı (tabhane) kısmı, 1966 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tamir edilmiş ve günümüzde kullanılan kapalı çarşı haline getirilmiştir.
HANDEVİ VE GANDEVİ TÜRBESİ (TEKKE) Kaplıcanın 200 m. batısında bulunan Handevi ve Gandevi Türbesi'nin kitabesi yoktur. Fakat ele geçen vesikalara göre ve karakteristik özellikleri bakımından 16. yüzyılın sonları ve 17. yüzyılın başlarında yapıldığı anlaşılmaktadır. Türbede kimin gömülmüş olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte, Selçuklular devrinde yaşayan Handevi ve Gandevi isimli İslam Büyüklerine ait olduğu söylenilmektedir.
PİR HÜSEYİN BEY (ÇUKUR) CAMİ 15. yüzyılda Karamanoğulları döneminde Turgut Oğlu Pir Hüseyin Bey tarafından yaptırılmıştır. Etrafı sonradan doldurulduğundan yol seviyesinden 1.5 m. aşağı da kalmıştır. Bu sebepten halk arasında "Çukur Camii" olarak anılır. Caminin kesin kitabesi yoktur, fakat camiyi yaptıran Turgut Oğlu Pir Hüseyin Beyin Arapça Vakfiyesinde caminin 1422 yıllarında yapıldığı ortaya çıkmaktadır. Minber ve minare haricindeki organları tamamen yenilenmiştir.
ESKİ ASKERLİK ŞUBESİ (REDİF TABURU MERKEZ KONAĞI) Barok cephe özellikleri ile 19. yüzyıl sonlarında yapılmış mütevazi eserlerden biridir. Bodrum üzerine iki katlı kuzey ve güney doğrultusunda dikdörtgen plan üzerine oturtulmuştur. Binanın planı sofalı eski Türk evlerini hatırlatmaktadır. Tanzimat üslubu şeklinde de adlandırılan bu çeşit yapıların en tipik özelliği, cephelerinde bir çok antik taklidi sütuna dayanan üçgen biçimli alınlığı oluşudur. Eldeki belgelerden binanın 1892 yılında yaptırıldığı sonucuna varılmaktadır. Şu an kullanılmayan ve genel itibarıyla sağlam durumda bulunan bina restore edilmeyi beklemektedir.
YALBURT HİTİT HAVUZU Ilgın'ın 23 km. kuzey-doğusunda yer alan Yalburt bilim dünyası tarafından iyi bilinmektedir. Burada kazılar yapılarak korumaya alınmıştır. Bu günkü durumunu görmek için gittiğimiz Yalburt'un unutulmuş hali içler acısıdır. Koruma için yapılan çatı yıkılmış ve bekçi evi de dağılmış durumdadır. Böyle bir anıtsal yapıda bekçinin olmaması dikkat çekicidir. Büyükoba köyüne geçen karayolunun genişletilme çalışması Hitit havuzuna zarar verecek durumdadır. İş makinaları havuza oldukça yakın bir konumda çalışmaktadır. Bu durumda havuz çevresindeki tarihi doku da tahrip olmaktadır. Yetkililer bu zengin mirasa ve tarihi dokuya yapının korunması konusunda gerekli önlemleri almalıdırlar.
ILGIN KALEKÖY KALESİ Ilgın'ın yaklaşık 13 km. doğusudan Karaköy'ün 2 km. batısında, Kaleköy'ün 3 km. güneyinde yer almaktadır. Ilgın Ovası bu alanda bir vadi ile doğuya, Konya ovasına bir vadi ile geçiş yapmaktadır. Bu vadide stabilize bir kara yolu, demiryolu ve Ilgın Kanalı yer almaktadır. Stratejik bir konuma sahip olan vadinin İlk Çağda da önemli bir geçiş noktası olduğu anlaşılmaktadır. Bu yolu tutabilmek için vadinin güney sırtlarını oluşturan tepenin doğu yamacında bir kale yapısı yer almaktadır. Kale, vadi tabanının 100 m. kadar yukarısında kurulmuş 69 m. x 60 m. boyutunda mevcut duvar yüksekliği 5 m. Kadardır. Kale, Hellenistik Dönemde yapılmış olmalıdır. Kuzey eteklerinde Klasik Döneme tarihlenebilecek erken evleri tahrip olmuştur, ancak yer yer surlara ait temel izlerine rastlanmaktadır. Doğu sur temel taşları halen mevcuttur. Kalenin 100 m. doğusundaki düzlükte II. Bine tarihlenebilecek erken keramik parçaları bulunmuştur. Kalede II.binden antik döneme kadar yerleşmeye tanıklık eden keramik örnekleri saptanmıştır.
ŞEYH BEDREDDİN (SEYFUDDİN İSA TÜRBESİ) 1286 yılında Seyfuddin Emir Balaban adına yaptırılmıştır. Halk arasında "Kümbet", "Şeyh Bedreddin Türbesi", "Sadettin İsa Türbesi" adları ile anılmaktadır. Şeyh Bedreddin mahallesindeki Ulu Mezarlığın arkasında bir şahıs bahçesinde bulunan türbe, 1973 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir. Taş gövdeli ve tuğla örgülüdür. Selçuklu sanatının özelliklerini taşımaktadır.
FOTOĞRAFLARLA ILGIN
ILGIN AĞACI VE ILGIN ÇİÇEĞİ