SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI (EDEBİYAT-I CEDİDE)
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATININ OLUŞUMU Servet-i Fünun Edebiyatı, ll.Abdülhamit'in baskıcı döneminde oluşmuş ve sona ermiştir. İstibdat döneminde, Tanzimat'ın ve I. Meşrutiyet'in özgürlük ortamı sona ermiştir. Osmanlı İmparatorluğu dıştaki başarısızlıklarını ört bas etmek için, içteki özgürlükleri ortadan kaldırmış ve tüm eleştirileri yasaklamıştır.
Güçlü bir "jurnal" sistemi yaratarak aydınları, yurtseverleri sindirme yoluna gitmiştir. Çıkmakta olan gazete ve dergilere ağır bir sansür uygulayan istibdat yönetimi, özgür düşünceyi yok etmiş, içe kapanık, karamsar, sinik bir aydınlar toplumu yaratmıştı. 1896'ya gelindiğinde Tanzimat I. ve ll. Dönem yazarlarının bir kısmı ölmüş, bir kısmı edebiyat yaşamını tamamlamış, bir kısmı da sinmiştir. Ortada bir edebiyat boşluğu meydana gelmiştir.
Recaizade Mahmut Ekrem, “Malûmat” dergisinde yazan Muallim Naci izleyicileriyle kafiyenin göz için mi, kulak için mi olduğu tartışmasına girişir ve bu gazeteye karşı cevaplarının bir kısmını Servet-i Fünun dergisinde yayınlar. Servet-i Fünun, Recaizade'nin Mekteb-i Mülkiye'den öğrencisi olan Ahmet İhsan Tokgöz tarafından 1891’den beri çıkarılmaktadır.
Recaizade,Galatasaray Lisesi’nden öğrencisi olan Tevfik Fikret'i derginin yazı işleri müdürlüğüne getirir. O sırada başka dergilerde yazan ve Recaizade tarafını tutan diğer gençlerin de 1896'da bu dergi çevresinde toplanmasıyla Servet-i Fünun, bir edebiyat-sanat dergisi kimliği kazanır ve “Edebiyat-ı Cedide” topluluğu oluşur. Recaizade M.Ekrem TEVFİK FİKRET
1901’de Hüseyin Cahit Yalçın'ın "Edebiyat ve Hukuk" adlı çevirisi nedeniyle dergi kapatılınca Servet-i Fünun edebiyat topluluğu da dağılır.
BAŞLICA SANATÇILARI: Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Halit Ziya, Mehmet Rauf, Süleyman Nazif, Hüseyin Cahit Yalçın, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Faik Ali, Celâl Sahir Erozan, Hüseyin Suat, Hüseyin Siret CENAP ŞAHABETTİN HALİT ZİYA UŞAKLIGİL MEHMET RAUF TEVFİK FİKRET SÜLEYMAN NAZİF HÜSEYİN CAHİT YALÇIN AHMET HİKMET CELAL SAHİR
Hüseyin Rahmi Gürpınar ve Ahmet Rasim bu dönemde eser vermelerine rağmen topluluk ilkelerinden uzak ve halka yönelik kişilerdir
Servet-i Fünun yazar ve ozanları eğitimlerini kolejlerde tamamlamış kişilerdir. Batı edebiyatını, özellikle de Fransız edebiyatını bu okullarda öğrenmişler, Batı sanat zevkiyle yetişmişlerdir. Servet-i Fünun sanatçıları Batı uygarlığına, özellikle Fransa’ya hayrandırlar. Ülkenin batılılaşma yoluyla kalkınacağına inanmışlar, orada sanat ve bilim adına ne buldularsa Türkiye'ye aktarmaya çalışmışlardır .
Baskı yönetimi, Tanzimat Edebiyatı ile başlayan "toplum için sanat" anlayışına ağır bir darbe indirmiş, sanatçıları toplumsal sorunları işlemekten uzaklaştırmış ve onları “sanat için sanat" ilkesini benimsemeye zorunlu kılmıştır. Bu görüşü benimsemelerinin bir sonucu olarak halka seslenmek düşünülmez, seçkinlere özgü bir edebiyat geliştirilir.