Otomatik Düşünce İnsanın duygularını ve davranışlarını belirleyen yaşanılan durumun kendisi değil, o duruma yönelik otomatik düşüncelerdir. Otomatik düşünceler herkeste vardır. Kişinin yeni karşılaştığı bir durumu, eski öğrenmeleri temelinde çok hızlı ve kalıp yargı şeklinde değerlendirmesini sağlar. Böylelikle kişi her karşılaştığı durum için ayrıntılı bir bilişsel değerlendirme yapmak zorunda kalmaz ve zihinsel işlemlerde ekonomi ve hız sağlanmış olur.
Otomatik Düşüncelerin Doğası Otomatik düşünceler herkeste, her an vardır. Sözel formda olabildikleri gibi görsel imgeler şeklinde de olabilirler. (Yada her iki şekilde). Genellikle akılcı ve sistematik bir çözümlemeden geçmezler. Spesifiktirler. Refleks gibi aniden ortaya çıkarlar. Gelip geçicidirler, süreklilikleri yoktur. Telgraf ifadelerine benzerler. Kısa kısadırlar. Örtüktürler, çoğunlukla fark edilmezler. Fakat az bir eğitimle bilinç alanına çıkarılabilirler. Farkına varıldıklarında gerçeklikleri de sınanabilir.
İşlevsel Olmayan (Olumsuz) Otomatik Düşünceler İşlevsel değildirler veya kişinin işlevini bozarlar. Gerçeğin çarpıtılmasına neden olurlar. Kişiye duygusal olarak acı verirler. Kişinin yaşadığı duygu ile otomatik düşüncenin içeriği arasında mantıksal bir bağlantı vardır.
Örnekler Bu işi asla beceremeyeceğim. Sesim titreyecek, kekeleyeceğim. Herkes benim sıkıcı olduğumu düşünüyor. Kalp krizi geçireceğim, beni kurtaramayacaklar. Başaramadım işte, yine rezil oldum. Herkesin gözü üzerimde, yetersizliğimi anladılar.
Otomatik Düşüncelerin İşlevselliklerine Göre Değerlendirilmesi Gerçekçi bir temeli olmayan düşünceler (çarpıtmalar) Kendileri gerçekçi olduğu halde yorumları çarpıtılmış olan düşünceler Gerçekçi olduğu halde işlevselliği olmayan düşünceler
1. Tip Biraz uğraşılırsa tersini gösteren objektif kanıtların bulunabilmesine karşın, bir şekilde çarpıtılmış otomatik düşüncelerdir. En sık rastlanan tiptir. Tüm derslerinden geçtiği halde “tembelim” İşinde başarılı ve bilgili olduğu halde “işte şimdi hata yapacağım” Arkadaşları tarafından sevildiği halde “burada kimse beni sevmiyor” Yapabileceği bir dizi şey olmasına rağmen “ yine tıkandım, çaresizim”
2. Tip Bu otomatik düşünce doğru olabilir, ancak kişinin bundan çıkardığı sonuç yanlıştır. “ Hiç arkadaşım yok, insanları sıkıyorum” “Bu sorunun cevabını iyi anlatamadım, benim aptal biri olduğumu düşündüler” “Ayşe kadar zeki değilim, insanlar bana saygı duymazlar” “Olmam gereken konumda değilim, ben zaten kaybetmiş bir adamım” “Asla diğer insanlar kadar başarılı olamayacağım, ben hiçbir işe yaramam”
3. Tip Bu tip otomatik düşünceler de doğru olabilirler, ancak işlevsellikleri kalmamıştır. Böyle durumlarda düşüncenin işlevselliğini sorgulamak en uygun yoldur. “Hiçbir zaman TUS’nı kazanamayacağım” (31 Y., TUS 5. denemesi) “Diğer arkadaşlarım kadar başarılı bir öğretmen değilim” (38 Y., öğretmen) “Asla bir kız arkadaşım olmayacak” (32 Y/ Erkek, kız arkadaşı olmamış) “Çok kiloluyum, kimse benden hoşlanmıyor” (90 Kg./28Y/ Kadın)
Tedavide Ele Alınması; Tedavi, bu bilince çok yakın olan düşüncelerin ele alınmasıyla başlar. Terapist hastaya bunları yakalamasını, sorgulamasını ve değiştirmesini öğretir. Böylelikle belirtilerin azalması hatta ortadan kalkması sağlanır. Değişmeye dirençli değildirler. Kendiliklerinden de geçebilirler.
Otomatik Düşünceler Aslında Kişinin İçinde Bulunduğu Durumla İlgili Bilgilerin İşlenmesi Sırasında Oluşan Çeşitli Bilişsel Hatalar Sonucunda Ortaya Çıkmaktadır. Keyfi çıkarsama (Bu tedavi bana yarar sağlamayacak) Seçici odaklanma (Bugün hiçbir iş yolunda gitmedi) Kişiselleştirme (Mutlaka onu kıracak bir şeyler yapmış olmalıyım; Depresyonum tamamen benim hatalarımdan kaynaklanıyor) Aşırı genelleme (Elimi attığım hiç bir iş yolunda gitmiyor) Hep veya hiç biçiminde düşünme (Yaşamda hiçbir şey üretemedim) Küçültme veya büyütme (Sınavdan 100 yerine 80 alan kişinin düşünce biçimi) Etiketleme (Ben başarısız ve aptal biriyim) Falcılık (Yaşamım hiçbir zaman düzene girmeyecek) Felaketleştirme (Bu korkunç bir durum)
Duygulardan yola çıkarak bilme (emotional reasoning) (Kaygı hissediyorsam tehlikede olmalıyım) Adalet yanılgısı (fallacy of fairness) (Beni sevseydi..) Değişim yanılgısı (Yeteri kadar baskı yaparsam karşı taraf değişir) Kontrol yanılgısı (Dış ve omnipotan kontrol) Cennet ödülü yanılgısı (Ödül almak için hep doğruyu yapma çabası) .....meli ......malı Suçlama
Bilişsel Terapi ve Uygulamalarında Dikkat Edilecek Konular Bilişsel terapiler bir “ikna süreci” değildir. Bilişsel terapiler “akıllı düşünmeyi öğreten terapiler” değildir. Kabulün öğrenilmesi, İyi eğitim ve süpervizyon, Terapistlerin kendi şemalarının farkında olmaları.