Organizasyon Teorileri Esra Aydın İşletme ABD Yönetim ve Organizasyon Doktora Programı 00402080387
Popülasyon Ekolojisi Modeli Teorinin ana fikri şudur: doğadaki canlı varlıklar nasıl tabii bir seçimle (seleksiyonla) elenip bir kısmının yaşamı son bulurken diğerleri bir evrim içinde gelişerek yaşamlarını sürdürüyorsa, organizasyonlar dünyasında da durum bunun benzeridir. Elenenler faaliyetlerini durdurmakta, seçilenler ise yaşamlarını sürdürebilmektedir. Böylece çevre, örgütsel nüfusu kontrol etmektedir.
Modelin Özellikleri; Popülasyon Ekolojisi “örgütlerin, faaliyetleri için gerekli kaynakları elinde bulunduran çevreye bağımlı olduğu” varsayımına dayanmaktadır. Ancak, bağımlılık konusuna örgütün cephesinden bakan kaynak bağımlılığının tersine bu kuram, konuya çevrenin cephesinden bakmaktadır. Popülasyon Ekolojisi tek bir örgütün varlığını nasıl sürdürdüğü ile değil, aynı kaynak havuzundan faydalanan tüm örgütlerin nasıl başarılı oldukları ile ilgilenmektir.
Campbell’ e Göre Doğal Seleksiyon Modelinin Aşamaları; Değişik varyasyonların oluşması Bu varyasyonlar arasında seçim Sonuçta yaşayan organizasyonların elde tutulması
Eleştiriler; Sadece en uyumlu yapının yaşayacağı varsayılırsa bunun hangi süreçlerle sağlanacağı ve başarılacağı belirtilmemiştir. Model tam rekabet piyasaları için geçerlidir. Fakat tam rekabet bir çok sektörde olmayan bir durumdur. Her uyum sağlayan örgütü değil, uyum sağlayanlar arasından güçlü olanları seçmekte ve diğerleri hakkında herhangi bir açıklama getirememektedir. “Popülasyondaki çoğalmaların nereden kaynaklandığı” sorusu cevapsız kalmaktadır. Model devlet kurumları gibi yaşaması garanti altında olan kurum ve sektörler için uygulanamamaktadır.
Kaynak Bağımlılığı Modeli Kaynak Bağımlılığı Yaklaşımı; organizasyonların yaşamlarını sürdürebilmeleri için, kendi yapı ve davranışları ile diğer organizasyonlar arasındaki ilişkiler ve onların davranışları üzerinde duran açık sistem yaklaşımını baz almış organizasyon modelidir.
Modelin Özellikleri; Organizasyonun ihtiyaç duyduğu kaynakların önemi ve kıtlık derecesi, örgütün çevresine bağımlılığının nitelik ve kapsamını belirler. Kaynak bağımlılığı bakış açısını uygulamanın ilk adımı, örgütün içinde bulunduğu ağı, kaynakların kıt ve kritik olma özelliklerine göre değerlendirmektir. İkinci adım ise, diğer çevresel aktörlere bağımlı olmaktan kaçınmak veya onları örgüte bağımlı kılmanın yollarını aramaktır.
Bağımlılığın Kaynakları; Modelin temel varsayımı organizasyonları istedikleri tüm kaynaklara sahip olmadıklarıdır ve hiçbir aktivitenin kendi başına yaşayabilecek şekilde yapılmadığı mutlaka bir başka aktiviteye bağımlı olduğudur. Organizasyonlar çevreye kaynak temini açısından bağımlıdırlar. Bunlar insan kaynağı, hammadde, finansal kaynak gibi kendi başına üretemeyeceği kaynaklardır. Aynı zamanda organizasyonlar kaynak temini konusunda birbirlerine bağlıdırlar.
Rasyonel Olasılık Modeli “Sınırlı Rasyonellik” kuramı, karar vericinin ancak algılayabildiği koşullar ve değişkenler çevresinde bir rasyonellik içinde karar verebileceğini vurgulamaktadır.
Modelin Özü; “Çevrenin doğasına en iyi şekilde uyum sağlayabilmek için organize olmanın yolu onunla en iyi şekilde ilişki kuracak yapıyı kurmaktan geçer” olarak belirtilmiştir.
Teşekkürler