Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
C HILDHOOD N ONSPECIFIC A BDOMINAL P AIN IN F AMILY P RACTICE I NCIDENCE, A SSOCIATED F ACTORS, AND M ANAGEMENT M ARIEKE J. G IETELING, MD; Y VONNE L ISMAN.
Advertisements

ÇIKAR-İLİŞKİ BEYANNAMESİ
OSTEOPOROZ (KEMİK ERİMESİ)
Acil Olguya İlk Yaklaşım
İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ
Yrd. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül Çocuk ve Ergen Psikiyatristi
DİYARE (İSHAL).
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Tahir Atik, Caner Turan, E.Ulaş Saz
17. DÖNEM AKUPUNKTUR EĞİTİM PROGRAMINDA TEDAVİYE ALINAN 130 HASTANIN DEMOGRAFİK, KLİNİK ÖZELLİKLERİ VE TEDAVİ SONUÇLARI Dr. Derya Özmen ALPTEKİN Fiziksel.
Hastalık ve Mortaliteyi Azaltmada Genel Sağlık Kontrolleri Dr. Mustafa Kürşat ŞAHİN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı.
KANSER VE PSİKİYATRİ Prof Dr Behcet Coşar
Psikolog Oya KARAALİ AKTAŞ
Biber Gazı Maruziyeti Sonrası Gelişen, Hayatı Tehdit Edici Hapşırık E. Özdemir, E. Karabiber, G. Karakaya, A. F. Kalyoncu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi.
ENUREZİS Doç. Dr. Bilal YILDIZ
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Kardiyolojisi Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Mayıs 2013.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
OLGU SUNUMU 1 B. Gemicioğlu
Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı
Dr.Aslıhan Polat Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Doç.Dr. Yeltekin Demirel
TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE DEPRESYON BELİRTİLERİ TAŞIMA DURUMU
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
PNÖMONİLER Dr. Oğuz KILINÇ Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Eskişehir Osmangazi Ü. Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD
14 MART TIP BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Sepsis Tanı ve Tedavisi
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
ACİL SERVİS HİZMETLERİNDE ADLİ RAPOR UYGULAMALARI MODEL FORM ÖNERİSİ
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 26 Mayıs 2015 Salı Ar. Gör. Dr. Oktay Kuloğlu.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
KRONİK KARIN AĞRISI Dr. Ersin TURAL.
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Alerji-İmmünoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 29 Eylül 2015 Salı Yandal Ar. Gör.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 1 Aralık 2015 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
BÖLÜM 13 DEPRESYON VE İNTİHAR DAVRANIŞI. BÖLÜM 13 DEPRESYON VE İNTİHAR DAVRANIŞI.
Klİnİk öğretİmde etİk.
KTÜ AİLE HEKİMLİĞİ ABD Dr. H. Nejat KÜÇÜKDAĞ
Dr. Serbülent Gökhan BEYAZ
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Gastroenteroloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 1. Bölüm 25 Nisan 2013.
Anksiyete ve depresyonla karışan durumlar Prof. Dr. Kültegin Ögel Acıbadem Üniversitesi
NEFROLOJi BD OLGU SUNUMU
Kişilik Yapısı Kesin bir kişilik yapısı tanımlanamamakla birlikte, dikkate değer ölçüde narsisistik özellikler taşıyan ve yalnızlığa eğilimli kişiler olduğu.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Gastroenteroloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 2. Bölüm 25 Nisan 2013.
Dr. Sencer KAYA Aile Hekimliği AD Giriş Proton pompa inhibitörleri (PPI) çoğunlukla zararsız görülseler de diyare, interstisyal nefrit, pnömoni,
Şizofreniyi Taklit Eden Çok Erken Başlangıçlı bir Frontotemporal Demans Olgusu Selin Akışık, Ahmet Zihni Soyata.
Psikiyatride öykü alma ve muayene
Bir Eğitim Hastanesi Psikiyatri Kliniğinde Yatarak Tedavi Gören Gebe Olguların Değerlendirilmesi Gözde Salihoğlu, Burak Okumuş, Çiğdem Uygur, Ahmet Erkan,
Orak Hücre Anemisi Vaka Sunumu
Burak Okumuş, Mine Toptan, Fatma Kitapçı, Çiçek Hocaoğlu
Fiziksel hastalıklara ruhsal tepkiler
DOÇ. DR. GONCA POLAT ARŞ.GÖR.CİHAN ASLAN TIBBİ SOSYAL HİZMET DERSİ

SOL KALP YETMEZLİĞİ Stj.Dr.Tayfun Özdemir. Sol kalp yetmezliği (Akut Kalp Yetmezliği) Nedir? Sol ventrikül, arterial kanı kullanılmak üzere vücuda gönderir.
Preoperatif değerlendirme
Sunum transkripti:

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı ve Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Olgu Sunumu 3 Haziran 2014 Salı Dr. Nilüfer Okumuş

OLGU SUNUMU YAPAY BOZUKLUK / MUNCHAUSEN SENDROMU Dr. Nilüfer OKUMUŞ

OLGU Ağzından kan gelmesi şikayeti ilk olarak, 1 ay önce ÜSYE nedeni ile ayaktan AB tedavisi ile takip edilirken yoğun öksürükleri esnasında başlamış. Derince EAH’de 4 günlük yatış esnasında tüm organisiteler dışlanarak taburcu edilmiş. Takip eden 1 hafta içerisinde -biri dersanede sınıf değiştirme sınavı esnasında olmak üzere- 2 kez mide bulantısı ve öğürmenin eşlik ettiği 2 paket peçete bitirecek yoğunlukta ağzından kan gelmesi şikayeti olmuş. Başvurdukları Derine EAH’de bronkoskopi randevusu verilmiş.

OLGU Bronkoskopinin anestezili yapılması için hastanemize sevk edilen hastanın organik açıdan yapılan tetkiklerinde patoloji saptanmaması üzerine Pediatri Acil Müşahade’de yatışı esnasında tarafımıza konsülte edilmiş. Hasta ile sık aralıklarla yapılan ayrıntılı psikiyatrik görüşmelerde ve testlerde psikososyal stresörler aydınlatılmaya ve çözümlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca etrafındakilerin hastalara yönelik tutumlarını gözlemleyerek çevreden öğrenme yolu ile hastalık rolünün şekillendiği düşünülmüştür.

OLGU Hastanın 6-7 ay önce de haftada 3-4 kez tekrarlayan, psikososyal stresörlerin eşlik ettiği baş dönmesi, göz kararması, nefes darlığı, çarpıntı, titreme ve bayılma şikayeti oluyormuş. Tüm organik değerlendirmelerin yapılıp patoloji saptanamaması üzerine ÇRS’ye yönlendirilmiş ama yalnızca 1 kez gitmişler. Aynı şikayetler 5. ve 6.sınıfta iken de 1-2 hafta kadar devam etmiş, doktor başvuruları esnasında kendiliğinden düzelmiş.

OLGU Yönelimi her üç alanda tam olup klinik olarak normal zeka izlenimi veren hastanın düşünce içeriğinde kan kusması şikayetine tanı konamaması ve tanı sürecinde yapılan tıbbi tetkiklerle ilgili ayrıntılı temalar hakimdi. Ayrıca mevcut şikayeti ile ilişkisiz ve tıbbi olarak önemsiz bulgularını çok mühim bir sorunmuş gibi anlatması ve görüşme esnasında bedensel olarak hastaymış izlenimi vermeye çalışması dikkati çekiyordu. Duygudurumu ötimikti; duygulanımı ise birçok inceleme yapılıp birçok hastane dolaşıldıktan sonra halen tanısının belirlenememesine yönelik beklenen anksiyete, gerginlik ve sıkıntı hissi ile uyumlu değildi.

OLGU Acil müşahadede yatışı esnasında takip eden pediatri hekimi ile yapılan görüşmede; genel durumunun iyi olduğu, kan tükürmesine hiç şahit olmadıkları, hastalığıyla ilgili kaygılı olduğunu gözlemlemedikleri, sadece nazogastrik tüp takarken biraz sorun çıkardığı, diğer tetkiklerle ilgili hiçbir sorununun olmadığı, damaryollarını bile kendisinin çıkardığı, yatan diğer hastalarla çok iyi anlaştığı ve yapılan organik tetkilelerden sonuç elde edinilmemesiyle psikiyatriye yönlendirileceğinde taburcu olmayı istediği bilgileri edinildi.

OLGU Görüşmeler süresince olgu ve ailesine, yaşamını tehdit eden önemli bir fiziksel hastalığı olmadığı ve organik nedenlere yönelik tüm tetkiklerin yapıldığı yönünde güvence verilmeye çalışıldı. Fiziksel belirtiler ile ruhsal sıkıntı ya da stres etkenleri arasındaki ilişkinin açıklanması amaçlanarak mevcut şikayetlerin bedensel bir hastalık dışında duygusal nedenlere de bağlı olabileceğine dair içgörü kazandırmaya yönelik görüşmeler yapıldı. Hem hasta hem ailesi bu konuda oldukça dirençliydi.

OLGU Ailenin prognoza ilişkin sabırsız yaklaşımına yönelik, çocuk ve ergenlerde yeterli sayıda uzunlamasına çalışma olmadığı ve bildirilen olguların bazen kısa sürede iyileşebildiği bazen ise süreğenleşebildiği bilgisi verildi. Sık hastane başvurusu ve tekrarlayan tıbbi incelemelerin kronikleşmesine ve direnç kazanmasına neden olabileceği tekrar tekrar açıklandı. Ailenin hastalığı pekiştirici tutumları ele alınarak belirtileri daha sakin karşılamaları ve her yakınmadan sonra hastaneye getirmemeleri önerildi.

YAPAY BOZUKLUK / MUNCHAUSEN SENDROMU DSM-V’te fizik ya da psikolojik belirti ve bulguların amaçlı olarak ortaya çıkarılması veya varmış gibi davranılması olarak tanımlanan yapay bozukluk ile YB olgularının ancak %10’luk kısmını oluşturan MS’nun ayrımı yazın alanında net olmasa da MS terimi daha çok fiziki belirti ve bulguları olan kronik olgular için kullanılmakta ve yine patolojik yalan söyleme ile hastane hastane dolaşma da MS’yi ayıran özelliklerinden sayılmaktadır. Özetle; hastalık taklidi yapma, patolojik olarak yalan söyleme (psödologia fantastica; belirtileri abartması, inanarak sahiplenmesi gibi), tekrarlayan sık sağlık kurumu başvuruları Munchausen Sendromu’nun önemli üç tipik özelliğidir.

YAPAY BOZUKLUK / MUNCHAUSEN SENDROMU MS’de hastalık tablosu istemli olarak oluşturulmuş olsa da; bu duruma neden olan gereksinim bilinç dışıdır. Özellikle psikiyatrik bozuklukların onay görmediği ya da damgalanmaktan korkulan kültürlerde kişiler psikiyatrik hasta olmaktansa bedensel hasta olmayı yeğlemektedirler. Ayrıca fiziksel belirtiler hastanın ailesi, çatıştığı kişiler ve hekimler tarafından daha ciddiye alınmasına neden olmaktadır. Hastalığın altında yatan esas motivasyon hasta rolünü benimsemesidir. Temarüzdeki gibi ekonomik kazanç, yasal sorumluluklardan kaçma ve daha iyi koşullarda yaşama vb durumlar değildir.

YAPAY BOZUKLUK / MUNCHAUSEN SENDROMU Çocuk ve ergen yapay bozukluklu olgularda en yaygın belirtiler: ateş, ketioasidoz, purpura ve enfeksiyondur. Kronik yapay bozukluk olgularında yaygın görülme şekilleri organ sistemlerine göre; abdominal, kardiyak, dermatolojik, genitoüriner, hematolojik, infeksiyoz, nörolojik, psikiyatrik ve kendi kendine ilaç (özellikle insülin, vitamin, diüretik ve laksatif) alan grup olarak sınıflandırılabilir.

Örnekler NF’i keskin bir aletle yaralayıp kanı yutup hematemezmiş gibi kusmak, Anal veya vajinal mukozaları delmek, İdrar örneklerine kan karıştırmak, Dijital alıp kardiak ritimde düzensizlikler, İnsülin ve antidiyabetiklerle hipoglisemi, Aşırı havuç yiyerek karotenemi, Akut abdominal ağrı, Vücudunu amaçlı olarak yaralayarak kan yolu ile enfeksiyonu yayma ve böbrek hastalığı oluşturma.

DİKKAT !!! Lezyonların tek tek ortaya çıkması, simetrik ve elinin ulaşabileceği yerlerde olması, yüz ve vücudunun arka taraflarında hiç olmaması, Belirtilerin alışılmamış ve şaşırtıcı olması, farklı hastalıklara ait semptomların kombinasyonu veya adeta textbook gibi kliniğin olması, Semptomların kendiliğinden iyileşebildiği dönemler olması ve tedaviden daha çok çevresel faktörlerin etkili olması, Uzun süre hastanede yatmasına rağmen şikayetçi olmaması, Kronik hastalıklar vb nedenlerle tıbbi terimlerle erken karşılaşması, Özgeçmişlerinde çoklu hastane başvurusu, cerrahi müdahale öyküsü, Tanısal veya tedaviye yönelik yapılan operasyonel girişimlerdeki sükuneti, Belirtilerin tam taburcu olmadan veya hastaneye gelmeye yakın zamanda tekrarlaması.

KAYNAKLAR 1- Çuhadaroğlu Çetin F., Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabı, 2008, Hekimler Yayın Birliği, Ankara, s: 455-460. 2- Soykan Aysev A., Taner Işık Y., Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları, 2007, İstanbul, s: 640-644. 3- Munchausen’s Syndrome and Other Factitious Disorders in Children - Case Series and Literature Review.