DÖNER VARLIKLARDAN STOKLARIN YÖNETİMİ Yard.Doç.Dr.Hayri BARAÇLI Yard.Doç.Dr.Mustafa İme
Döner Varlıklardan Stokların Yönetimi Stokların Fonksiyonları ve Stok Yönetim Kavramı İşletmelerin faaliyetlerine bağlı olarak bulunduracakları stoklar değişmektedir. Değişik ölçülerde, değişik şekillerde ve birbirinden değişik, farklı özellikleri bulunan oldukça çeşitli mallar dolayısıyla stoklar vardır. Stok yönetimi her firma için önemli olmakla birlikte, imalat işletmelerinde önemi daha da artmaktadır. Stoklar, üretim ve dağıtım işlemlerinde birbirini izleyen aşamaları birbirinden ayırır. Bu sayede üretimin hammadde ve tüketicinin bulunduğu yerden farklı bir yerde meydana gelmesi, veya birbirini izleyen üretim faaliyetlerinin farklı yerlerde yapılması mümkün olur. Stoklar, işletmelerde üretim ve kullanım seviyelerinin düzenli olmasını sağlar. Talep miktarlarında ve tedarik için gerekli olan süredeki dalgalanmalar, üretimi aksatarak makine ve teçhizatın atıl kalmasına sebep olabilir. İşletme stok bulundurarak üretimin duraklamasından doğacak zararlara karşı kendisini korumuş ve üretimde kullandığı teçhizatından daha ekonomik olarak faydalanmış olur. Üretim seviyesinin düzenli oluşu nedeniyle işgücünden de rasyonel bir şekilde faydalanılır.
Stok bulundurma sonucu, üretim araçlarının çeşitli mamullerin üretiminde kullanılması sağlanır. Bazı işletmeler, ayrı üretim araçlarının çeşitli mamullerin üretiminde kullanabilirler. Stoklar sayesinde üretim ve tedarik işlemlerinin en az gidere neden olacak miktarlar halinde düzenlenmesi sağlanmış olur. İşletmenin ürettiği mala yönelen talep önceden tahmin edilen dalgalanmaları gösterdiğinde, ek kapasiteye ihtiyaç duyulmadan stoklar yardımı ile talepteki bu artışlar karşılanabilir. Stoklar, talep tahminlerinin hatalı olmasından doğacak sonuçları hafifletir. Üretim plan ve programlarının hazırlanması sırasında yapılacak hatalar da stoklar yardımı ile hafifletilir. Stoklar, tüketicilere kısa zamanda ve üstün bir seviyede hizmet temin ederler. Gün geçtikçe zorlaşan rekabet koşulları içinde, işletmenin tüketiciye kısa zamanda ve üstün bir seviyede sağladığı hizmet, tüketici nezdinde o işletme için bir tercih nedeni olabilir. Tüketici taleplerini, gereken çabuklukta karşılayamayan bir işletme, fiili ve potansiyel satış olanaklarını kaybetme durumu ile karşı karşıya kalır. Yukarıda açıklanan fonksiyonları yerine getiren stokları üçe ayırmak mümkündür.
İhtiyaçtan fazla miktarda bulundurulmak yoluyla tedarik işlemlerine ilişkin giderlerin azalması; üretim ve satın almanın sağladığı tasarruflardan yararlanma olanağı veren stoklar; Talepte meydana gelecek dalgalanmalara karşı işletmeyi koruyan stoklar; Talepte miktarında, önceden tahmin edilen veya bilinen değişikliklere karşı, işletmenin üretim kapasite ve temposunda değişiklik yapmadan tedbir alınmasını sağlayan stoklar. Bu üç grup stok yukarıdaki fonksiyonları yerine getirmekte ve bunların miktarı arttırıldıkça koordinasyon ve planlamaya daha az ihtiyaç duyulmakta, sağlanan tasarruflar artmaktadır. Fakat stokların arttırılması sonucu sağlanan tasarruflar devamlı artmamakta, stokların neden olduğu giderler nedeniyle, stok miktarı arttırıldıkça ilave edilen her birinin sağladığı tasarruflar azalmaktadır.
Envanter (stok) kavramı iktisadi alanda , özel bir anlam taşır Envanter (stok) kavramı iktisadi alanda , özel bir anlam taşır. Stokun iktisadi yönden bir tanımını vermek gerekirse; stok, “ekonomik değeri olan atıl bir kaynaktır” diyebiliriz. Bu tanım analiz edildiğinde ortaya çıkan sonuç; bu kaynak için talep olduğu ve talebin, stoktan (atıl kaynaktan) yapılan çıkışlarla karşılanmakta olduğudur. Stoklar ise yeni girişlerle beslenmektedir. Stokun bir diğer tanımı ise; stok eksiksiz tahmine dayanan bir ekonomide zorunlu bir yatırım olup, değişen bir talep veya tam tersi, mevsimlik karakterdeki doğal kaynaklar vasıtasıyla karşılanan devamlı bir talep karşısında muntazam bir üretimi, süratli ve düzgün satın almayı sağlar. Stoklar işletme sermayesi unsurları içinde paraya dönüşme kabiliyeti en az olan unsurlardır. Kasa ve alacaklar, para değerleri kesin olarak ortaya konulabilen mallar olmalarına karşın, stoklar para değerleri sabit olmayan unsurlar olarak ortaya çıkmaktadır. Stok yönetiminin amacı, finansal yönetimin etkin bir envanter yönetimi ile üretim, finans ve pazarlama arasında en uygun dengenin sağlanmasıdır. Alacaklar gibi stokların da işletmenin bağladığı fonlar nedeni ile bir maliyeti vardır. Çok az miktarda stok bulundurmak, işletmelerde olası üretim kesilmesi nedeni ile müşteri siparişlerinin
karşılanamaması riskini ortaya çıkarır karşılanamaması riskini ortaya çıkarır. Yüksek miktarda stok bulundurmak ise işletmenin likiditesini olumsuz yönde etkiler. Stoklar, malların üretim ve satışında çok önemli bir rol oynar. Bir üretim firmasında, malın üretim sürecinde mutlaka gerekli olan, üzerinde az veya çok işlem yapılmış, ancak henüz mamul hale gelmemiş stok grubu yarı-mamul olarak isimlendirilmiştir. Bu stok kalemine yatırım yapmak kaçınılmazdır. Bunun yanında, yatırım yapılması isteğe bağlı olan, ancak her firmanın az ya da çok yatırım yaptığı diğer stok kalemleri, yani transfer halindeki mallar, hammadde ve mamul maddeler de, firmanın esnek bir satın alma, üretim ve satış politikası izlemesi kaçınılmazdır. Stokların nitelikleri ve önemi işletmenin faaliyet alanına göre değişmektedir. Bazı işletmelerde stok kalemleri bulunmamaktadır. Özellikle, fiziksel üretim yapmayan, diğer bir deyişle hizmet sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin stok bulundurmaları söz konusu değildir. Örneğin finans işletmelerinde, faaliyetin niteliği dolayısıyla herhangi bir stok unsuruna ihtiyaç olmamaktadır. Öte yandan bazı işletmelerde stokların bulundurulması zorunlu olmakla birlikte, uzunca bir süre de tutulması Gönenli, A., s: 432
olarak stok kalemlerinin niteliğinin, elde tutma süresinin, bulundurulacak miktarının vs.. doğrudan işletmenin faaliyet yapısı ile ilgili olduğu söylenebilir. Bir firma açısından stoklara yapılan yatırımın optimum tutarda bulunup bulunmadığının saptanması, stok tutmanın gerektirdiği giderler ve taşıdığı risk ile, stok bulundurmanın sağlayacağı faydaların dengelenmesini gerekli kılar. Son yıllarda stok kontrolünde bilgisayarların kullanılmaya başlaması stok yönetimine hız ve etkinlik kazandırmıştır. Satışlar ve stok düzeyleri ile ilgili bilgilerin çabuk ve doğru olarak alınması stoklara yapılacak yanlış yatırımlardan (yetersiz veya fazla stok bulundurma) doğacak kayıpları en aza indirmiştir. Stoklara Yapılan Yatırımları Etkileyen Faktörler Sipariş Miktarının Sebep Olduğu Stoklar (Lot Size Inventory) Bazı hallerde işletmeler, satın almaları belirli miktarlarda yapmak zorundadırlar. Diğer bir deyişle günü gününe ihtiyaç olacak miktarlarda satın alma ekonomik olmayabilir. Keza benzer nedenlerle, günü gününe gerekli olacak miktardan fazla mal üretimine imkan verecek hammaddeyi üretime almak gerekir.
Talep Değişmelerini Karşılayan Stoklar (Fluctuation Stocks) Talep olunan miktarlardaki değişiklikleri karşılamak üzere stok bulundurmak gerekir. Tüketicilerin talebini önceden çok açık ve kesin bir şekilde tahmin etmek mümkün değildir. Bu sebeple ani bir talep artışını karşılamak amacıyla fazla stok taşımak gerekebilir. Antisipasyon Stokları (Anticipation Stocks) Talep hususunda açıkve kesin görüşlere sahip olsak bile, bazı hallerde stok taşıma zorunluluğu belirebilir. Örneğin bir malın talebi yılın 12 ayında çok değişik şekillerde bulunsa, bazı aylarda fazla bazı aylarda az olsa, fabrikalar üretim seviyesini fazla değiştirmemek için talebin az bulunduğu aylarda stoklarını arttırarak talebin fazla bulunduğu aylarda bunları eritmek yoluna gidilebilir. Yani bu durumda fabrikanın devamlı olarak aynı miktarda üretim yapması; ancak yüksek stoklar ile mümkün olabilir. Stok seviyeleri üzerinde etkili olan satış ile ilgili etkenleri şu şekilde ortaya koyabiliriz: Siparişlerin miktarı ve sıklığı, Satışların önceden tahmini ve daima aynı yönde gelişmesi, Satış kanalları.
Siparişlerin miktarı ve sıklığı doğrudan üretimi ve dolaylı olarak hammadde, yarı mamul ve mamul stokları şekillendirdiğinden, tutulacak stok kalemleri siparişlerin miktarı ve niteliğine bağlıdır. Satışların önceden tahmini zor ise fazla miktarda stok bulundurmak gerekecektir. Satış tahminleri doğru yapılabildikçe stok miktarını da azaltmak mümkün olur. Tüm bunların yanında fabrika ile tüketici arasındaki aracılar fazla ise daha fazla stok tutmak gerekebilir. Stok Yatırımlarının Optimum Tutarının Saptanması Optimum stok düzeyinin belirlenmesi çalışmalarından önce stok kalemlerinin bulundurulmasını etkileyen faktörleri, stok türlerine göre, ana hatları ile şu şekilde ortaya koymak mümkündür: Hammadde Stoğunu Etkileyen Faktörler Gelecek dönemde üretimi planlanan mamul miktarı; Üretimin mevsimlik oluşu Üretimin hammadde yokluğu nedeniyle, gelecek dönemlerde kesintiye uğramaması için bulundurulması gerekli emniyet stoku; Büyük alımlarda sağlanacak tasarruf; Hammadde fiyatlarında gelişmeler hakkında bekleyişler;
Tedarik ve stok kontrolünde etkinlik; Hammaddenin dayanma süresi Stok tutma maliyeti Finansman olanakların genişliği ve maliyeti Firmanın depolama kapasitesi Hammadde fiyatları ve fiyatlarda beklenen değişmeler Yarı İşlenmiş (Yarı Mamül) Stoğunu Belirleyen Faktörler Bir sınai işletmede yarı mamul stoku kaçınılmazdır. Üretimin hemen her anında, makine ve tezgahlar üzerinde, makine veya tezgahlar arasında hammadde ambarı ile üretim bölümleri, üretim hatları ve mamul ambarı arasında devamlı olarak yarı mamul stoku bulunacaktır. Yarı mamul stokunu etkileyen önemli faktörler şöyle sıralanabilir: İmalat sürecinin teknik niteliği ve uzunluğu İmalat süresince yaratılan katma değer Üretim faaliyetinin sürekliliği Üretim miktarı
Yarı mamullerin dışarıdaki işletmelerde yaptırılıp yaptırılamaması gibi faktörler. İşlenmiş (Mamül) Stoğunu Etkileyen Faktörler Bir firmada mamul stok düzeyi, esas itibariyle, üretimle satışlar arasında uyum, eşgüdüm sağlama sorunudur. Böyle olmakla beraber, bir firmada mamul stok düzeyini etkileyen çeşitli etmenler söz konusudur. Bu etmenlerin başlıcaları aşağıda açıklanmıştır. Satış hacmi Talebin mevsimlik oluşu Hammadde alımının mevsimlik oluşu Piyasadaki rekabet koşulları, sunu-istem dengesi Satış bölgelerinin çeşitliliği Dağıtım kanallarının işleyişi Üretimin sipariş üzerine veya piyasa için yapılması Konsinyasyon suretiyle satış yapılması Mamulün fiziki özellikleri Üretimin çeşitliliği İşlenmişin (mamulün) dayanma süresi
İşgücü yetersizliği veya grev olasılığına karşı korunmak Stok tutmanın maliyeti ve firmanın finansman olanakları Firmanın depolama olanakları İşlenmiş stoku bulundurmanın taşıdığı risk Yukarıdaki etmenleri göz önüne alarak kısaca işletmelerde stoklara yapılan yatırımları; üretim ya da satış hacmi, üretim süresi ve tekniği ile stoklardaki malın bozulma olasılığı belirlenmektedir. Stoklara yapılan yatırımlar yalnızca depolardaki mallara ödenen paralardan ibaret değildir. Özellikle satın alma güçlükleri nedeni ile satıcılara avans ödemeleri, yurtdışından getirilen mallar için açılan akreditifler de işletmelerin stoklara yaptığı yatırımlar arasında yer alır. Böylece işletmenin üretim tekniği, satın alma olanakları ve sahip olduğu depoların özelliği dikkate alınarak stokların etkin bir biçimde kontrolü gerekmektedir. Stok kontrol sistemi, stokların işletmeye maliyetini minimum kılmaya çalışmaktadır.
Stok yöneticisinin karşılaştığı en önemli problemlerden biri de her defasında ne kadar üretme veya satın almalıdır. Bu da, üretimin veya satışın hızına bağlı olarak stok düzeyini ve mal oluşu etkileyecektir. Kontroldeki yetersizlik ise bazı kalemlerde fazla stok bulunması ve dolayısıyla stok tutma giderlerinde bir artış, yetersiz stok bulunması halinde de karlı fırsatların kaçırılması, üretimin kesintiye uğraması veya sık sipariş verme nedeniyle sipariş giderlerinde bir fazlalık görülmesine neden olacaktır. Stok yönetiminde çeşitli maliyetler söz konusudur. Her bir maliyet unsurunun dengelenmesi ile uygun stok seviyesi belirlenmeye çalışılır. Stok bulundurma maliyetinin optimum kılınması açısından, stok bulundurmama maliyeti ile taşıma maliyetleri arasında bir dengenin oluşturulması gerekir. Firmada yeterli stok bulunmaması durumunda zarar ve fırsat maliyetleri gibi olumsuz etkiler görülmektedir. Hammadde stok yetersizliği satıcıların malı geç sevk etmelerinden ya da aşırı fiyat artışından kaynaklanmaktadır. Buna karşılık üretilmiş ürünlerdeki yetersizlik, hammadde stok yetersizliğinden kaynaklanabileceği gibi işletme içi koşullardan ve finansman olanaklarından da kaynaklanabilir. Stok yetersizliği, işletmenin potansiyel satış gelirlerini düşürmesine ek olarak ayrıca firma imajının olumsuz etkilenmesine de yol
Kullanım ya da satış alanlarının belirsizliği, açmaktadır. Stok bulundurmama maliyetinin hesaplanması oldukça zordur. Optimal stok düzeyi aşağıdaki faktörlere paralel olarak değişmektedir: Katkı payının yitirilmesi ya da üretimin etkinliğiin gerçekleştirilmemesi, Kullanım ya da satış alanlarının belirsizliği, Teslim sürelerindeki belirsizlik. Firmalar, stok tutarını saptamak için pratik yöntemler uygulayabilirler, matematik modellerden yararlanabilirler. Stok yönetiminde matematik modeller geniş şekilde kullanılmaktadır. Bu tür modeller uygulanırken, bunların yararları ve sorunları açıkça bilinmelidir. Modeller, çoğu kez firmanın satışlarının yıl içinde dağılımı, sermaye maliyeti, tedarik süresi, tedarik olanakları, bozulma veya modasının geçmesi nedeniyle uğranılacak zararlar konusunda basit; fakat çok da gerçekçi olmayan varsayımlara dayanmaktadır. Matematik bir analizden önce bu sorunların incelenmesi yerinde olur. Gelecekteki talep ne ölçüde sağlıklı tahmin edilmiştir? Firmada satın alma, üretim ve satış bölümleri arasında eşgüdüm sağlanmış mıdır?
Firmada satış tahminine uyum ne ölçüde sağlanabilecektir; planlanmamış stok birikimini asgariye indirmek olanağı nedir? Üretim, stok ve satışlarda mevsimlik dalgalanmaları en düşük düzeye indirmek için önlemler alınmış mıdır? Ürünün modeli, tipi, kalitesi, geliştirilen dizaynı, demode olma riskini azaltıyor mu? Firmanın modası geçen ürünlerinin kısa sürede elden çıkarma olanağı ve buna yönelik politikası var mı? Sipariş süresi kısaltılabilir mi? Dolayısıyla firma daha az emniyet stoku ile çalışabilir mi? Stok tutma maliyetini düşürmek için en etkin bilgi işlem yöntemleri uygulanıyor mu? Model uygulanmadan önce bu ve benzeri sorunların dikkate alınması gerekir. Stoklarla ilgili ilk ve temel maliyet unsuru stokların fiyatıdır. Stoklara bağlanan nakdin miktarı, bulundurulan stokların fiyatlarına bağlıdır. Stokların tedarik edilmesi için yapılan harcamalar ile bulundurulması için katlanılan giderler stok maliyetlerinin tümünü ifade etmezler. Firmanın tedarik ettiği ya da bulundurduğu stokların fiziki miktarları yanında, bu stokların hangi değerleri taşıdığı da bilinmelidir. Çünkü bu değerler stoklara bağlanan paraları, diğer bir deyişle onların maliyetlerini ifade eder.
Hammadde ve malzemelerin satın alma fiyatlarıdır Hammadde ve malzemelerin satın alma fiyatlarıdır. Yarı mamullerin maliyeti, imalatın tamamlanan kısmında kullanılan hammadde ve malzeme kullanımlarına, tamamlanan oranda işçilik ve benzeri maliyetlerin eklenmesi ile bulunur. Müşteriler için satışa hazırlanmış malların toplam maloluş değerleri de mamullerin maliyetini gösterir. Stokların firmanın kullanımına hazır edilmesi amacı ile gerekli işlemlerin gerektirdiği harcamalar stok tedarik maliyeti olarak adlandırılır. Malların tedariki ile ilgili olarak ödenen ücretler, yazılı ve her türlü haberleşme giderleri, kalite kontrolü analizleri ile ilgili harcamaların tümü sipariş maliyetlerinin unsurlarıdır. Siparişlerle ilgili işlemlerdeki harcamaların tamamını kapsayıp sabit niteliklidir. Sipariş giderleri sipariş edilen miktarlara bakılmaksızın her siparişin yapılmasında aynı tutarda yapılır. Ancak birim sipariş gideri açısından bakıldığında sipariş giderleri azalan yapıya sahiptir. Belli bir devre içinde yapılan alım işlemlerinin sayısı, bu devre içindeki alım giderlerinin tutarını belirler. Sipariş ve alım gideri her sipariş işlemi başına hesaplanan sabit bir giderdir. Bu gideri oluşturan unsurlar sipariş edilen miktarla değişmeyip, sadece sipariş sayısı ile değişirler. İlk gruptaki giderler başlangıçta uygun satıcıların bulunması ile ilgilidir. Daha sonra her sipariş Büker, S., s: 128
vermede malın fiziksel olarak taşınması, yüklenip boşaltılması, depoya yerleştirilmesi, kalitelerinin kontrolü ve kayıt işlemlerinin yapılması ile ilgili giderler daha büyük kalemler oluştururlar ve sık sipariş verilmesi halinde yüksek miktarlara ulaşırlar. Stok bulundurma giderleri işletmenin bir birim stoku belirli bir devre boyunca (bir yıl) bulundurması nedeniyle katlanmak zorunda olduğu giderlerdir. Stok bulundurma giderleri, bulundurulan stok miktarı (belirli bir devredeki ortalama stok) ile orantılı olarak artar. Yani işletmenin belirli bir devredeki stok bulundurma giderleri, o devredeki ortalama stok miktarının bir fonksiyonudur. Stokta bulundurma giderleri, içerdikleri tek tek gider kalemlerine bağlı olarak, hem parasal harcamaları, hem de vazgeçilmiş alternatif fırsatları temsil eden bir gider grubudur. Sipariş giderlerinde görüldüğü gibi, stok seviyelerinde meydana gelen değişmelerden etkilenen değişken ve stok seviyelerinde meydana gelen değişmelerden etkilenmeyen sabit nitelikte gider maddeleri vardır. Stok bulundurma giderini oluşturan gider kalemleri, stok yapılan maddenin özelliklerine gore çeşitli işletmelerde farklılık gösterir. Ayrıca, stok bulundurma gideri içinde de, tek tek gider kalemlerinin nispi önemi, işletmeden işletmeye ve söz konusu maddenin özelliklerine gore değişir.
Stokların işgal ettikleri yerlerle ilgili maliyetler; Bazı stok türleri özelliği itibariyle stokta bulundurmaya uygunken, bazılırının stokta bekletilmeleri mümkün olamamakta ya dab u tür malları stokta bekletmek için çeşitli ekstra maliyetlere katlanmak gerekmektedir. Stok bulundurma maliyetleri stokların işgal ettikleri yer, stoklar için yağılan hizmetler, stok risklerinden oluşacak maliyetler olarak değişik kategorilere ayrılmaktadır. Bu kategorilerin içeriklerini aşağıdaki gibi ortaya koymak mümkündür: Stokların işgal ettikleri yerlerle ilgili maliyetler; Kira, bakım ve onarım giderleri ile amortisman karşılıkları , Çeşitli vergiler, Isıtma ve aydınlatma giderleri, Bekçilik ücretleri. Hizmet maliyetleri Stoklar için sigorta primleri,
Teslim ve taşıma giderleri, Stok kayıtlarının tutulmasına ilişkin personel giderleri. Stok riskleri Fiyat düşmelerinden doğan risk, Talep azalmaları riski, Fire ve bozulmalardan oluşacak zararlar. Belirtilen maliyetler stoklarla ilgili somut maliyetlerdir. Ancak stoklarda bulundurulan mallara para bağlandığına göre, her kaynağın olduğu gibi stokları finanse eden kaynağında maliyetleri vardır. Stokların borçla finanse edilmesi halinde stok bulundurabilmek için faiz giderine katlanılmaktadır. Stoklar öz kaynaklardan finanse edilseler bile bir alternatif maliyetler söz konusu olacaktır. Ayrıca, yeterince stok bulundurulmaması, firmanın miktar stoklarından yararlanmadığını, ekonomik miktarlarda üretim yapamadığını avantajlı alış fırsatlarını kaçırdığını gösterir. Kuşkusuz, yararlanılmayan
sağlama olanaklarının yitirilmesi, ekonomik olmayan miktarlarda üretimin yol açtığı maliyet artışları, firma yönünden kayığtır. Son olarak stok yönetiminde etkin bilgi sisteminin kurulması, stok kontrolünde bilgisayar hizmetlerinden yararlanılması gibi durumlar, stokların yönetimini kolaylaştırıp, stoklara yatırılan tutarların azalmasını sağlamıştır. Ancak, stok yönetiminde çeşitli kontrol sistemlerinden yararlanma ve yeni gelişmiş araçları kullanmanın bir maliyeti bulunmaktadır. Bir tarafta stok sipariş giderlerinden tasarruf sağlanırken, bu tasarrufların sağlanması için diğer taraftan yeni harcamalar yapılması gerekmektedir. Stok yönetiminde, stok yönetim sisteminin maliyeti olarak adlandırılan bu tür maliyetlerin de dikkate alınması gerekmektedir. Optimum stok düzeyi, stok bulundurma maliyetleri ile ters orantılı olarak değişir. Optimum stok düzeyini belirlemede en uygun nokta olarak yeniden sipariş noktası önem kazanmaktadır. Böylece yeniden sipariş noktası, sipariş verildikten sonra yeni stok birimlerinin elde edilmesi ve teslim zamanı dahil olmak üzere birçok faktörü birleştirmektedir. Yeniden sipariş noktası ve emniyet stokunun hesaplanmasına ilişkin kantitatif modeller işletmelerde stok kontrolü için yaygın olarak kullanılmaktadır. Önemle belirtilmesi gereken bir nokta da , emniyet stokunun bulundurulması halinde de, stoksuzluk olasılığının
stoku, beklenen stok bulundurmama maliyetini belirlemeyi amaçlamaktadır. Kantitatif modeller belirsizliğin önemli etkisini göstermektedir. Belirsizlik arttıkça, optimal stok düzeyi de artmaktadır. Şekil 3.3.3.3.1
A noktasındaki stok düzeyi, toplam giderlerle stokların fırsat maliyetini minimum kılmaktadır. Bu noktadaki stoklara yeni stoklar eklendiğinde stok maliyetleri tasarruf edilen sipariş ve stok bulundurmama maliyetlerini aşmaktadır. O halde, firma A noktasındaki stok düzeyini optimum stok düzeyi olarak seçmelidir. Bu analiz risk kaynaklarını göstermektedir. Stoklama, servis ve sipariş maliyetleri oldukça doğru tahmin edilmesine karşın, stok bulundurmama maliyetleri önemli ölçüde belirsizlik gösterebilir. Her firma, büyük ölçüde siparişte bulunmanın sağlayacağı yararlar ile stok tutmanın gerektirdiği ilave giderler arasında bir denge kurmak zorundadır. Firmalar, üretimlerini veya sipariş miktarlarını arttıkça, birim maliyetlerini aynı oranda ve hızda düşürülemezler. Birim başına maliyetin düşüşü, genellikle, sabit giderlerin, daha çok sayıda birim arasında bölünmesinden kaynaklanmaktadır. Ancak üretim ve satın alınan miktar fazlalaştıkça, sabit giderlerin, daha çok sayıda birime bölünmesinden sağlanan tasarruf veya ekonomi, artan oranlı olarak azalmaktadır. Bu nedenle, stok tutmanın gerektirdiği giderlerin önemli bir bölümü, stok değeri yükseldikçe aynı yönde artış gösterdiğinden, giderlerdeki bu artış, belirli bir stok düzeyinden sonra, büyük ölçüde satın almanın veya üretimde bulunmanın sağlayacağı tasarruftan daha fazla olmaya
Ekonomik sipariş miktarının saptanması için genellikle kullanılan formül; ‘dır. Formülde; X: Ekonomik sipariş miktarı (birim olarak) R: Gelecek dönem için ihtiyaç duyulan (talep edilen) miktarı (birim olarak) O: Her siparişin gerektirdiği satın alma gideri P: Birim alış fiyatı I: Stok tutma giderlerinin, stok değerine oranını -stok tutma maliyetini- (yüzde olarak) göstermektedir. Ekonomik sipariş veya üretim miktarı bulunduktan sonra, siparişin ne kadar sık aralıklarla verileceği veya optimum üretim miktarının süresi de hesaplanabilir.
Verilen formül aracılığıyla bulunan ekonomik sipariş miktarı ikiye bölünmek suretiyle, bir firmanın bulunduracağı ortalama stok miktarı yaklaşık olarak hesaplanabilir. Belirsizlikler ve stok düzeylerindeki beklenmeyen dalgalanmalar emniyet stokunun gerekliliğini vurgular. Stok yöneticisi daha stoklar sıfıra inmeden tedarik süresini de hesaplayarak mal siparişinde bulunur. Sipariş noktası tedarik süresi içindeki tahmini kullanım ile emniyet stokunun toplamına eşit olan stok düzeyidir. Tedarik süresindeki uzamalar veya talepte artış olduğunda satış veya kullanım emniyet stokundan yapılmaktadır. Aşağıdaki şekilde belirsizlik durumunda emniyet stokunun gerekliliğini göstermektedir.
daha düşük gösterilmesi ise, satılan mal maliyetinin olduğundan daha yüksek ve dönem karının olduğundan daha düşük gösterilmesine olanak sağlar. Öte yandan, döner değerlerin büyük bir kısmını stoklar meydana getirdiğinden, stokların değerlemesi esnasında yapılan hatalar, bilançoların işletmenin mali durumunu gerçekçi bir şekilde göstermemesine sebep olur. Belirli partiler, her parti için ayrı fiyat yöntemi de denilen özel belirleme yöntemine göre, satılan ve hesap dönemi sonunda stokta kalan mallar alış faturalarındaki maliyetleri ile değerlendirilir. Ambara giren malın üretim işlemleri boyunca ve satıldığı ana kadar geçen bütün aşamalarda alış maliyeti ile ilişkisi devam ettirilir. Bu yöntemin kolay olması, ambar çıkış fiyatını saptamanın işletme için bir sorun olmamasından doğmaktadır. Zira mal ambara hangi fiyatla girmiş ise o fiyatla çıkmaktadır. Alışları birkaç parti mal olan işletmeler tarafından uygulanabilir. İlk giren ilk çıkan yönteminin (FIFO) esası, stoklardaki çıkış sırasının en eski stoktan başlaması ve dönem sonunda kalan stokların en yeni stoktan başlayarak eskiye gidilmek suretiyle hesaplanacağı varsayımına dayanmaktadır. Yani stoklara giren ilk mal veya hammadde, stoktan ilk olarak çıkar, satılır veya üretimde kullanılır. Ekonomide enflasyonun
bulunduğu devrelerde satılan mal maliyetlerinin düşük, dönem sonu stoku ve dolayısı ile satış karının yüksek gösterilmesine, deflasyon devresinde ise, satılan malların maliyetinin yüksek, devre sonu stokunun ve satış karının da olduğundan düşük gösterilmesine sebep olur. Son giren ilk çıkar yönteminde stoklara son giren malların ilk olarak çıktığı varsayıldığından, dönem sonu stokları, stoklara giren ilk parti mallardan başlanarak bulunacaktır. Bu yöntemde, fiyatların düşme eğilimi gösterdiği dönemlerde, stoklardan çıkışlar düşük maliyetler ile değerlendirileceğinden; dönem içinde satılan malların maliyeti olduğundan düşük, dönem sonu stoku ve artış karı olduğundan yüksek gösterilecektir. Ayrıca fiyatların yükselme eğilimi gösterdiği dönemlerde ise, satılan malların maliyeti olduğundan yüksek dönem sonu stoku ve satış karı olduğundan düşük bir şekilde hesaplanacaktır. Enflasyonun Stok Maliyetlerine Etkisi Stoklar sabit olmayan para değerli unsurlar olduğundan enflasyon dönemlerinde etkilenir. Fiyat artışları doğrudan stoklara yansımaktadır. Çeşitli stok değerleme yöntemleri kullanılarak, enflasyonun stoklar üzerindeki yanıltıcı etkisi en düşük seviyeye indirilmeye çalışılmaktadır. Örneğin, son giren ilk çıkar yöntemi kullanılarak yapılan stok değerleme yöntemi, stoktan çıkan malın güncel fiyatıyla çıkmasını sağlayarak fiktif karların ödenmesini sağlar.
Optimal stok seviyesinin belirlenmesinde kullanılan modelin varsayımlarından birisi olan fiyatların sabit olması enflasyonist dönemlerde mümkün değildir. Fiyatların sabit olmadığı ve arttığı durumlarda daha önce ortaya konulan optimal stok seviyesi formülü kullanmak da buna bağlı olarak mümkün olmayacaktır. Fiyat artışlarının olumsuz etkilerinden kurtulmak için firma stoklarını fiyatlar artmadan alıp bekletmeyi isteyebilir. Bu durumda stok bulundurma maliyetlerine katlanmak gerekecektir. Fiyat artışından kaçınma ile bulundurma maliyetlerindeki artışın karşılanması ile en uygun stok seviyesi hesaplanmaktadır. Gerçekte enflasyon dönemlerinde stok maliyetlerinin tümünde artma beklenir. Stok yönetiminden sorumlu finans yöneticisi, stokların fiyat artışları ile ilgili beklentisinin stok maliyetlerinin üzerinde yaratacağı etkiyi inceleyerek en uygun stok politikasını oluşturmaya çalışacaktır.
Stok Yönetiminde Etkinlik İlkeleri Etkin stok yönetimi, alacakların yönetiminde olduğu gibi finans departmanının, özellikle pazarlama ve satın alma departmanları ile çok üst düzeyde bir koordinasyonu gerekli kılmaktadır. Stok yönetiminde etkin bir sistemin oluşturulması için gerekli şartları aşağıdaki gibi ortaya koymak mümkündür: Likidite ve / veya stok sorunları ile karşı karşıya kalındığında stok düzeyini minimum kılmak. Madde darlığı nedeniyle olası bir zararı önlemek açısından stok dengesini planlı bir biçimde sürdürmek. Sağlanan mamul malların kalitesini incelemek, satış karlarının satışlara oranının sürekli izleyerek değerlendirmek.
Henüz yerine getirilmemiş siparişlerin (back order) özenle kaydedilmesi gerekir. Yüksek bir yerine getirilmemiş sipariş düzeyi stokların daha az olması gerektiğini gösterir. Bu durum üretim sürecinden de kaynaklanabilir. Stoklardan edinilen karların ve stok kontrol fonksiyonunun belli aralıklarla değerlendirilmesi gerekir. Böylece sorunlar zamanında belirlenebilir ve düzeltici önlemler alınabilir. Kontrolün zayıf olduğu alanlarda stokları sınırlı tutmak gerekmektedir. Mallar ve maddeler yakından gözetilmeli, kaybolma ya da çalınma zararlarının azaltılması ve etkinliğin arttırılması için önlem alınmalıdır. İşletme satışlarının belirli mevsimlerde ya da belirli aylarda yoğunlaşması önlenmelidir. Kalite kontrolüne gereken önem verilerek, iadelerin ve müşterilerle olası uyuşmazlıkların azaltılması gerekir. Satın alma, üretim ve dağıtım fonksiyonlarında teslim süreleri (lead time) minimum kılınmalıdır.
Hammadde girişi ile üretimin tamamlanması arasında geçen zaman incelenerek üretim sürelerinin uygunluğu değerlendirilmeli, gerektiğinde mühendislik tekniğinin ve üretim faaliyetlerinin hızlandırılması için önlemler alınmalıdır. Çeşitli stok kalemleri arasında denge sağlanarak, aşırı stok yapılmış kalemler azaltılmalıdır. Fire ve çalınmalara karşı önlem alınmalıdır. Gerektiğinde bilgisayar destekli ve yöneylem araştırmalarına dayanan uygun stok kontrol yöntemleri sürdürülmelidir. Stokları belirli periyodik aralıklarla sayarak, defter kayıtları ile fiziki tutarların ne derece uzlaştığını belirlemelidir. Stokların periyodik olarak sayılması şu avantajları sağlar. Bunun için çalışan elemanların yıl boyunca daha etkin bir biçimde çalışmasını sağlar. Envanter hatalarının zamanında ortaya çıkarılmasına (detection) ve düzeltici önlemlerin alınmasına olanak sağlar.
Bir fabrika ya da üretim tesislerinin kapatılmasına gerek kalmadan yıl sonu hesaplarıyla stok denetimi sağlanabilmektedir. Gerekli görüldüğünde bilgisayar stok programının değiştirilmesini olanaklı kılar. İşletmelerin büyük tutarlardaki satın almaları iskonto dan yararlanma olanağı sağlar. İskonto, satın alınan mal maliyetinin azalması işlevini görmektedir. İşletme müşteri ve satıcılarla olan bağlantılarına ve fiziki depolama olanaklarına uygun bir stok politikası uygulamak durumundadır.