TOPLUMSAL YAŞAYIŞIN DÜZENLENMESİ Türk milleti , kurtuluş savaşını kazanmış, bu savaşın sonunda yeni bir milli devlet kurmuştu. Bu devletin,çağdaş ve medeni devletler seviyesine çıkarılması için,eski kurumların bırakılıp yerine milli ve medeni kurumların kurulması gerekiyordu…
1- Tekkelerin,zaviyelerin ve türbelerin kapatılması 2- Kıyafette değişiklik 3- Soyadı Kanunu’nun kabulü 4- Ölçüler,saat ve takvimde değişiklik 5- Kadın haklarının kabulü ve kadının toplumdaki yeri A-Sosyal haklar B- Siyasi haklar
Tekkelerin,Zaviyelerin ve Türbelerin Kapatılması Tasavvufa dayanan,Allah’a ulaşmak için tutulan yollardan her birine tarikat denir. Tarikat mensuplarının toplandığı,dini ve sosyal faaliyetlerini yaptıkları yerlerin büyüklerine tekke, küçüklerine de zaviye denirdi. Tekkeler,tarikat ilke ve geleneklerinin öğretildiği dini ve kültürel birer merkezdi.
Selçuklular ve Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde Anadolu’nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasındaki önemli katkıları olan tarikatlar,daha sonraki yüzyıllar içinde asıl amaçlarını kaybetmişlerdi. Yeniliklere karşı çıkanlar buralarda barınmaya başladılar.Ayrıca bu kurumlarda bazen dini duygular istismar edilmiş,İslam dini ile bağdaşmayan inançlar ve adetler ortay çıkmıştır.
Mustafa Kemal “En doğru,en hakiki yol medeniyet yoludur…” diyerek tekke ve zaviyelerin kapatılması gerektiğini söylemiştir. Cumhuriyet Hükümeti, 30 Kasım 1925 tarihinde çıkardığı bir kanunla tekke ve zaviyeleri kapattı.
Kıyafet Değişikliği Kılık kıyafet , toplum ve kültürün en karakteristik özelliklerinden biridir. Osmanlı Devletinde kıyafette birlik yoktu.. Din adamları kendilerine göre aydınlarda batılı şekilde giyiniyordu.. Başlarında ise fes vardı.. Fesin dinde herhangi bir yeri yoktu. Zamanla Osmanlının sembolü olmuştu fes..
Atatürk Türk toplumunu, uygar bir görünüşe kavuşturmak istemişti Atatürk Türk toplumunu, uygar bir görünüşe kavuşturmak istemişti. O dönemde fesin atılacağına kimse inanmıyordu.. Ama Kurtuluş savaşında bazıları çıkartıp yerine kalpak giymeye başladı.. Kalpak Kurtuluş Savaşının sembolü olmuştu.. Atatürk kıyafette en öncelikli değişmenin fes olacağına inanıyordu..
Atatürk 1025 yılında Kastamonu’ya yaptığı ziyarette fes yerine şapka ve kasket getirilmesi gerektiğine inandı ve 25 Kasım 1925 ‘te şapka ile ilgili kanun çıkartarak fesi yasakladı…
Soyadı Kanunu’nun Kabulü Osmanlı da soyadı yoktu. Bu durum toplumda sorunlar yaratıyordu. Nüfus kayıtları düzgün değildi. İnsanlar doğdukları yere göre lakaplar alırlardı.. örn/ “ Mustafa Kemal- Selanik” Bütün bu sorunları çözmek için 21 Haziran 1934 ’ te soyadı konunu çıkartıldı…
TBMM Atatürk’e yaptığı hizmetler karşılığı “ATATÜRK” soyadı verildi… İsmet Paşa’ya İnönü’de aldığı zaferlerden dolayı “İNÖNÜ” soyadı verildi..
ÖLÇÜ,SAAT VE TAKVİMDE DEĞİŞİKLİK Osmanlı Devleti’nde Hicri Takvim kullanılırdı. Hicri Takvim 622 yılında kullanılmaya başlandı. Ayrıca resmi yıl ve mali işler için Rumi Takvim adı altında yeni bir takvim çıkartılmıştı.bu takvimde yılbaşı martın. 1. günüydü
Batılı ülkelerle olan ilişkilerimizi düzene koymak,ticari ve mali konulardaki karışıklıkları gidermek amacı ile Miladi Takvim 26 Aralık 1925 tarihinde kabul edilerek 1 Ocak 1926’dan itibaren kullanılmaya başlandı. Böylece devlet ilişkilerinde karışıklık önlendi.
Alaturka saat denilen ve yaz kış güneşin batışını saat 12 olarak kabul eden sistem kaldırılarak bir gün , 24 saatlik eşit zaman dilimi içinde düzenlendi.
20 Mayıs 1928’de milletlerarası rakamlar yürürlüğe girdi 20 Mayıs 1928’de milletlerarası rakamlar yürürlüğe girdi.1931 yılında ağırlık ve uzunluk ölçü birimleri de değiştirildi.Eskiden kullanılan arşın(68cm) , okka (1283 gr ) , endaze ( 65cm) gibi kullanımı zor , hem de bölgelere göre değişen birimler kullanımdan kaldırıldı.
Ayrıca birer ağırlık ölçüsü olan dirhem,çeki ,kile ,batman yerine kilogram kullanılmaya başlandı. Batılı ölçü birimleri olan onlu sisteme göre yapılmış, metre ve kilo esasının kabul edilmesiyle hem ticari ve ekonomik işlemler kolaylaşmış ; hem de yurdun her yerinde tam bir ölçü düzeni kurulmuştur.
KADIN HAKLARININ KABULÜ VE KADININ TOPLUMDAKİ YERİ Eski Türk devletlerinde kadın toplum ve aile içinde önemli bir yeri vardı. Kadın – erkek eşitliği söz konusu idi. Miras ortak paylaşılırdı. Çocuklar üzerinde babanın olduğu kadar annenin de hakkı vardı.
İslamiyetin kabulünden sonra birden fazla evlilik kadınların erkeklerin yanında fazla bulunamaması kadın hakları istismar edilmişti. Kadının bütün hakları alınmıştı ve bazı mahkemelerde 2 kadının şahitliği bir erkeğin şahitliğine eşit oluyordu…
A- SOSYAL HAKLARI Medeni Kanun’un kabulü ile kadının erkek karşısındaki eşitsizliği ortadan kaldırıldı. Türk kadını resmi nikah, boşanma, çocukların vesayeti gibi bir çok haklara kavuştu. Cumhuriyetle birlikte toplumsal, kültürel ve ekonomik hayatta Türk kadını da erkekle bir oldu..
B- SİYASİ HAKLAR Atatürk Türk kadınına verdiği değeri burada da göstererek 3 haziran 1930 yılında kabul edilen kanunla kadınlar belediye seçimine katılma hakkına, 1933’te muhtar seçilme hakkına,5 aralık 1934’te milletvekili seçme ve seçilme hakkına kavuşmuş oldu..
MERYEM SEDA ÖCAL 149 11 - G