TÜRKİYE’DE BUĞDAYDA UYGULANAN POLİTİKALAR Yrd.Doç.Dr.Okan GAYTANCIOĞLU ogaytancioglu@nku.edu.tr Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü -TEKİRDAĞ
GÜNCEL 2007 sonbaharı ve 2008 ilkbaharı arasında buğday, mısır, pirinç ve diğer tahılların fiyatlarının radikal biçimde artması, yalnızca aç insan sayısını 1 milyarın üzerine taşımakla kalmamış, Dünya Bankası ve IMF de dahil olmak üzere, tüm çevrelerin ilgisinin tarım/gıda krizine yönelmesine yol açmıştır.
Aslında fiyat artışları birçok üründe görülmesine rağmen buğday ve pirinç gündemde önemli yer işgal etmiştir. Üretimde görülen dalgalanmalar özellikle net ithalatçı olunan temel gıda maddesi niteliği taşıyan tarım ürünlerinde ciddi politikaların uygulanması yönünde Devletlerin tarımda önlemler alması gerektiğini bir kez daha göstermiştir.
BUĞDAYDA NEDEN POLİTİKA OLUŞTURMALIYIZ Dünya’da ve Türkiye’de özellikle buğday üretiminde herhangi bir nedenle azalma olduğunda, ekmek fiyatları veya undan yapılan gıdaların fiyatları yükselip doğrudan tüketicileri etkilemektedir. Bu nedenle her ülkede buğday üretimi açısından yeterli olmak ve stoklarında yeterince buğday bulundurmak stratejik bir önem arz etmektedir.
Türkiye’de Buğday Üretiminde Sorun Var mı ?…. EVET var. Türkiye, 2000’lerde buğday üretimini önemli miktarlarda arttırmasına rağmen buğdayda kendine ancak yeterlidir. Ancak bu kendine yeterlilik, un sanayinin ihtiyacı olan buğdayın ithalatının yapılmasına engel değildir. Türkiye aynı zamanda buğday ihraç eden bir ülke olduğu için birçok farklı rejim ve strateji uygulayarak buğday ithalat etmektedir.
Türkiye’de Buğday Üretiminde Sorun Var mı? Türkiye’nin birçok bölgesi ekolojik yönden buğday tarımına uygun olduğu için, Türkiye’nin üretimi şimdilik tüketimini karşılamaktadır. 2007 ve 2008 yıllarıyla birlikte görülen kuraklık önemli miktarlarda Buğday ithalatını gündeme getirmiştir. Türkiye 2008 yılında 3.7 milyon ton buğday ithalatına 1.5 milyar $ ödemiştir.
TÜRKİYE’DE BUĞDAYDA UYGULANAN TARIM POLİTİKALARI Üretim Politikaları Buğday üretimi ülkemizin hemen her bölgesinde yapılmakta olup 1980’lerden sonra buğday ekim alanlarında önemli bir değişiklik olmamış, ekim alanları 9-10 milyon hektar civarında değişmiştir. Buğday üretimi iklim koşullarına bağlı olarak dalgalanmalar göstermiş, 2008’de 1995 yılındaki değere düşerek 18 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Üretim iç tüketimi karşılamaya yeterlidir. Ancak bazı yıllar gerek kötü hava koşullarından, gerekse süne zararlısından dolayı buğday kalitesi buğday üretiminin önemli bir artış göstermeyerek 18-18.5 milyon ton olacağı tahmin edilmektedir.
TÜRKİYE’DE BUĞDAYDA UYGULANAN TARIM POLİTİKALARI Fiyat ve Pazar Politikaları Devlet bazı ürünlerin iç ticaretine de müdahale etmektedir. Çoğu zaman kendi kuruluşları ürünlere fiyat belirleyerek piyasaları düzenleme adına ürün alımı yapmaktadır. Gerçi bu uygulama 2000 yılından sonra sadece tahıl grubuna ait ürünlerde uygulanmaktadır. “Tahıllar” Türkiye’de stratejik ürün grubu olarak değerlendirildiğinden devletçe genelde her yıl fiyat açıklanarak ve bir devlet kurumu olan TMO tarafından satın alınarak piyasalar oluşturulmaktadır. TMO, sektörde bir aracı gibi hareket ederek, genellikle alım ve satış faaliyetlerini yerine getirmiştir.
TÜRKİYE’DE BUĞDAYDA UYGULANAN TARIM POLİTİKALARI 1990-2008 Yılları Arasında TMO Buğday Alımları (bin ton) Yıllar TMO Alım Miktarı (bin ton) Toplam Buğday Üretimi Alım Miktarının Toplam Üretim İçindeki Payı (%) 1990 5 159 20 000 26 1995 41 18 000 2000 2 959 21 000 14 2001 1 459 19 000 8 2002 333 19 500 2 2003 545 3 2004 2 023 10 2005 4 171 21 500 19 2006 1 457 20 010 7 2007 122 17 234 1 2008 63 17 782
TÜRKİYE’DE BUĞDAYDA UYGULANAN TARIM POLİTİKALARI Fiyat ve Pazar Politikaları Çizelgeden de anlaşılacağı gibi, 1990-2008 arasında buğday üretiminin % 1 ila % 26’sı TMO tarafından satın alınmıştır. Bu yıllarda TMO alımları ortalama % 11.6 civarlarında olmuştur. Alımlar bazı yıllar % 20’leri geçmiştir. Örneğin 1990’da % 26, 1998’de % 25, 2005’de ise % 19 olarak gerçekleşmiştir. Bunun nedenlerini açıklamak çok zor olmakla birlikte genelde siyasi politikaların izlenmesi sonucu olabilmektedir.
TÜRKİYE’DE BUĞDAYDA UYGULANAN TARIM POLİTİKALARI Fiyat ve Pazar Politikaları
TÜRKİYE’DE BUĞDAYDA UYGULANAN TARIM POLİTİKALARI Enflasyonunda etkisi ile üretici eline geçen buğday fiyatları 2004’e kadar artış göstermiştir. Ancak bu fiyat artışları çoğu yıllar enflasyonun altında gerçekleşmiştir. Ama özellikle 2005’de üretici eline geçen fiyatlar neredeyse erimiştir. 2007 ve 2008’de fiyatlar reel olarak önemli artışlar göstermişse de üretim miktarının azalması fiyatların yüksek açıklanmasının nedeni olarak gösterilebilir. 2008’de emanete alım sistemi benimsenerek fiyat açıklanmıştır.
TÜRKİYE’DE BUĞDAYDA UYGULANAN TARIM POLİTİKALARI Dünya’da her ülke tarımını desteklemektedir. Çünkü halkının besin maddesi ihtiyaçlarını garanti altına almak ülkeler için en önemli konulardan biridir. Bu nedenle her ülke insanlarının besin güvencesini sağlayabilmek amacıyla bazı kuruluşları görevlendirerek ülke tarımını yönlendirir. Genelde bu tip kuruluşların başında Tarım Bakanlığı gelmektedir. Türkiye’de Tarım Bakanlığı en iyi müdahale politikasını buğdayda göstermektedir. Tarım Bakanlığı piyasaları düzenlemek amacıyla Toprak Mahsulleri aracılığıyla tahıllarda müdahale alımı yapmaktadır. Buğdayda bu tahıllardan birisidir.
TÜRKİYE’DE BUĞDAYDA UYGULANAN TARIM POLİTİKALARI TMO; özellikle 2000’li yıllardan sonra ülke ekonomisinin içine düştüğü krizden direkt olarak etkilenmiş ve piyasadaki alım yönündeki müdahalelerini asgari düzeylere indirmiştir. IMF ile Dünya Bankasının belirli dönemler baskılarına rağmen 2004 ve 2005 yıllarında hem yüksek fiyatlarla müdahale alımı yapmış hem de yüksek miktarlarda ürün satın almıştır. 2007 ve 2008 yıllarında ise alım miktarı üretim miktarının yaklaşık % 0.5’i ile 1’i arasında yani çok düşük oranlarda alımlar yapılmıştır. Bunun en önemli nedeni buğdayın özel firmalarca satın alınmasıdır.
SORUN NEREDE ? 1. Klasik sorunlar a) Tarımsal yapı (verimlilik) b) Tohumluk temini (çok çeşit var) c) Sulama d) Zirai mücadele (süne vb.) e) Pazarlama sorunu (kooperatifleşme eksikliği)
SORUN NEREDE ? 2. Maddi sorunlar A) Girdiler pahalı maliyetler yüksek B) Ürün alım fiyatları reel olarak düşüyor c) Destekler yetersiz (4.5 krş.prim, 4.5 krş.sertifikalı tohumluk kullanım desteği, vb., 3.25 mazot, 4.25 gübre TL/da) D) Altyapı yatırımları durma noktasında
TARIMIN GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU-2009 Bütçeden tarıma ayrılan destekler giderek azaltılmıştır. IMF ile yapılan anlaşma gereği tarımsal desteklemeler GSMH’nın % 1’i ile sınırlandırılmıştır. 2008’da bütçenin % 0.5’ i tarıma ayrılmıştır. 2009 yılı başında % 10 yasal kesinti yapılmıştır.
Tarım kesimi aslında sessiz çoğunluktur. Sahipsizdirler. Toprağa küstürülmek istenmektedirler. SUSMAKTADIRLAR……….
SADECE BUĞDAY DEĞİL TARIMIMIZ SORUNLU Türkiye tarımında 1980’li yıllarla tarım ürünleri ithalatı ile çöküş başlamıştır. 2000’li yıllardan sonra artan bir şekilde IMF ve Dünya Bankası gibi aslında küresel sermayeye yardımcı olan bir tasfiye sürecine girilmiştir.
BU DURUMA NASIL GELİNDİ TMO’nun , tarımsal KİT’lerin kooperatif birliklerinin piyasaya müdahale güçleri azaltılmıştır.
Bazı tarımsal KİT’ler (TEKEL, TŞFAŞ, SEK, EBK vb.) tasfiye edilmiştir. BU DURUMA NASIL GELİNDİ Bazı tarımsal KİT’ler (TEKEL, TŞFAŞ, SEK, EBK vb.) tasfiye edilmiştir. Yapısal sorunlara çözümler üretilemediği gibi bu sorunlar ağırlaşmıştır.
TARIMIN GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU-2009 Devletin sahip olduğu tarımsal kuruluşlar (TİGEM, YEMSAN, TÜGSAŞ vb.) elden çıkarılmıştır. 2004’den 2005’e geçerken 1 milyon kişi tarımdan tasfiye olmuştur. 2005’den, 2008’e kadar göç sürmüş, şimdilerde yaşanan krizle birlikte tersine göç başlamıştır. Sadece 2008’in son çeyreğinde 300 bin kişi köyüne dönmüştür.
TARIMIN GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU-2008 Tarımsal girdi artışları hedeflenen enflasyonun hep üzerinde gerçekleşmiş, ürün fiyat artışları ise genelde enflasyon oranı civarında seyretmiştir. Enflasyonun tek haneli olduğu, dövizin sürekli düştüğü 2008 yılında gübre fiyatları ortalama % 122 (A.Nitrat) zamlanmıştır. Şimdilerde fiyatların düşmesine rağmen çiftçilerin ekonomik gücü zayıfladığı için alışverişler kesilmiştir.
EKONOMİK KRİZ ve TÜRKİYE TARIMI-2009 Aslında birçok ekonomist tarafından 2008 yılının son çeyreğinde ifade edilen küresel krizin etkileri 2009 yılı ile birlikte Türkiye ekonomisini de olumsuz etkilemiştir. Kriz dönemlerinde üreten sektörlere Devletçe daha fazla kaynak ayrılması gerekirken Türkiye tarım bütçesinde indirime gitmiştir. 2008 yılında Devlet tarımsal desteklemeler için 5.4 milyar TL harcama yapmıştır.
EKONOMİK KRİZ ve TÜRKİYE TARIMI-2009 Devletçe ayrılan 5.4 milyar TL kaynağa karşın Ziraat Bankası 4.8 milyar TL, Tarım Kredi Kooperatifleri 1.7 milyar TL, özel bankalar ise 4 milyar TL kredi kullandırmışlardır. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri devlet destekli kredi kullandırdığı halde sektörün ihtiyacını giderememiş, çiftçilerimiz yüksek faiz oranları ile kredi kullandıran özel bankalara yönelmiştir.
EKONOMİK KRİZ ve TÜRKİYE TARIMI-2009 2008 yılında Buğday, arpa, mısır, çeltik, ayçiçeği, şekerpancarı, pamuk, fındık, çekirdeksiz kuru üzüm, süt, koyun eti ve sığır eti gibi tarımsal ürünlerin fiyatları ortalama % 9 artmasına rağmen yem, gübre, mazot, tohumluk vb.girdilerdeki artış ortalaması % 33 olmuştur.
TÜRKİYE TARIMININ GELECEĞİ Sorunu sorun sahibi çözer mantığı ile hareket edilmeli
TÜRKİYE TARIMININ GELECEĞİ
TÜRKİYE TARIMININ GELECEĞİ Muhakkak surette birleşiniz. Birleşmede kuvvet vardır. K.Atatürk…
SAYGILAR SUNARIM…